Özellikle uluslararası e-ticaret yapan markalar için tescil işlemi, olası ihlallere karşı en büyük koruma yöntemi haline geldi. Destek Patent CEO’su Faruk Yamankaradeniz; markaların sadece kendi ülkesinde değil satış yaptığı tüm ülkelerde de tescillenmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Markaların korunmasını sağlayan tescil işlemi, özellikle günümüzde küçük büyük her ölçekten kurum için gerekli bir işlem haline geldi. E-ticaretin artışı ve böylece ürün dolaşımında sınırların kalkması, markanın korunmasını zorlaştırıyor. Özellikle yurt dışına satış yapan e-ticaret platformlarında mağazası bulunan işletmeler için bu konu daha da kritik. Destek Patent CEO’su Faruk Yamankaradeniz; uluslararası pazarlarda faaliyet gösteren bir işletmenin, markasını tescil ettirerek yurt dışındaki marka tekel avcılarına ve taklitçi fason üreticilere karşı rahatlıkla koruyabileceğine dikkat çekiyor. Uluslararası pazarlara açılmanın ve tutunmanın artan rekabet koşullarıyla oldukça zorlaştığını, zaman ve maliyet gerektiğini belirten Yamankaradeniz, işletmelerin tescil yaptırarak markaları kadar emeklerini ve yatırımlarını da koruma altına alması gerektiğini belirtti.
Marka tescili ile haksız rekabetin önüne daha kolay geçilebilir
Yurt dışında marka tescilinin önemine değinen Destek Patent CEO’su Faruk Yamankaradeniz; “Bugün Türkiye merkezli ve dünya genelinde hizmet veren birçok e-ticaret platformu bulunuyor. Bu platformlar marka olarak bünyesinde pek çok satıcı barındırıyor. Platform içerisinde milyonlarca ürün pek çok satıcı tarafından satışa sunuluyor, dünyanın bir çok ülkesine gönderiliyor. İlgili ülkelerde haksız rekabet durumlarının önüne geçilmesi adına satış yapan markaların korunması ise marka tescil belgesi ile mümkün. Belgesi olan işletmeler, bir yandan platform üzerinden kendi ürünlerinin başkaları tarafından izinsiz satışına karşı şikayet prosedürünü daha az maliyetli ve zamandan tasarruf ederek işletebilirken, diğer taraftan ilgili ülkelerde hukuki işlemleri kolaylıkla başlatabiliyor. İşletmeler, e-ticaret platformu üzerinden geniş kitlelere ulaşma imkanı bulurken, marka tescili ile, marka güvenilirliğinin artmasını ve pazara karşı rekabet avantajı elde etmesini sağlıyorlar” açıklamasında bulundu.
E-ticaret platformuna kayıtlı bir markanın sadece Türkiye’de tescili olması yeterli değil
Yamankaradeniz; “Bir markanın ürünleri e-ticaret satış platformu ile Almanya’ya, İngiltere’ye, Peru’ya, Singapur’a, Tanzanya’ya, birbirlerinden farklı bir çok ülkeye gidiyor olabilir. Ancak söz konusu markanın o ülkelerde tescilinin olmaması halinde, geri dönülmez sorunlar yaşandığına şahit oluyoruz. E-ticaret platformunda ürün rağbet görüyorsa, ürün üzerindeki marka, o ülkedeki marka taklitçilerinin radarına girebiliyor. Eğer bulunduğu ülkede tescili yoksa, markanın taklit edilmesi veya isminin beğenilip başkasının tekeline alınması çok kolay. Üçüncü kişiler sizin yerinize geçebilir, markanızı, ürününüzü, müşterinizi kolaylıkla çalabilir. Tescil ile kötü niyetli kişilere karşı bariyer oluşturmak mümkün. Aksi takdirde, kötü niyetli kişilerin markanızın adını kullanarak başka ülkelerde alan adı çalma veya kötü amaçlarla kullanma riski kötü niyetli kullanıma örnek gösterilebilir. Bu tip bir durumunda markanızın ismi ile alan adı almış kişilerin işlemini iptal ettirmek için o ülkedeki marka tescilliniz ile markanızın kötü niyetli kullanımı ispatlayabilirsiniz. Uluslararası marka tescili, küresel pazarda rekabet avantajı elde etmek için kritik bir adımdır. Hem ülkemizde hem de dünya genelinde, bir markanın koruma altına alınması tescil işlemiyle başlar. Ancak, tescilli bir markanın taklit edilemeyeceği yanılgısıyla karşılaşmak olasıdır. İşte bu nedenle, markanın sürdürülebilir korumasını sağlamak amacıyla global marka izleme yapılmalıdır. Global marka izleme ile; marka sistematik bir şekilde takip edilir ve taklit markaların tespiti sağlanır. Böylece tescilli bir markanın bilinirliğinden haksız fayda sağlamak isteyen üçüncü kişilerin taklit marka başvuruları tespit edilir, kötü niyetli girişimlerin önüne geçilmiş olur” dedi.
E-ticaret platformlardaki işletmeler için marka koruma stratejisinde kilit adım gümrük koruma
“Ancak markanın yalnızca Türkiye’deki tescili ile ilgili e-ticaret platformuna kayıt olması tek başına koruma sağlamaz; yurt dışına e-ticaret ile ürün gönderiliyor ise ürün gönderilen veya gönderilmesi düşünülen ülkelerde de marka tescili yapılmalı. Bu noktada marka tescilinden sonra gümrük korumanın da son derece önemli bir işlem kalemi olduğunu belirten Yamankaradeniz; gümrük koruma yapılmadığında, aynı veya benzer marka ismi bulunan ürünlerin kopyalanması ve sahtelerinin piyasaya sürülmesi riski artar ve bu ürünlerin ülkelere giriş/çıkışı engellenememektedir. Bu sahte ürünler genellikle kalite sorunlarına yol açar ve müşteri memnuniyetsizliği ile sonuçlanabilir. Aynı veya benzer marka ismine sahip ürünün uluslararası ticaretini önleyerek yaşanabilecek olumsuz durumların (kazanç ve prestij kaybı vb.) önüne geçmek için gümrük koruma son derece önemli bir adımdır.
Sonuç olarak, yurt dışı marka tescili, global marka izleme ve gümrük koruma e-ticaret platformlarında mağazası bulunan işletmelerin mağazalarını koruma ve büyütme stratejisinin temel taşlarıdır. Bu işlemlerin dikkatsizce atlanması, ciddi mali kayıplara, hukuki sorunlara ve marka itibarının zedelenmesine yol açabilir. Dolayısıyla, işletmelerin markalarını etkili bir şekilde korumak için bu işlemlere önem vermesi ve uzman desteği alması son derece önemlidir.” dedi.