Türkiye’de girişimcilik ekosistemi olgunlaşmaya başladı. Teknoparklar teknoloji transfer ofisleri ve kuluçka merkezleri ile hızla kurumsal yapılara dönüşüyor. Melek ağlar doğru yatırımcı ve girişimciyi buluşturmakta üniversitelerin desteğiyle daha büyük başarı sağlıyor. Fintech girişimciliğe yeni bir soluk vermiş bulunuyor. Techiside adına Türkiye’nin gelişen teknoloji ekosistemini Yıldız Kuluçka Müdürü Latif Ulu ile konuştum.
Üniversiteler açısından girişimciliğin kısa bir özetini sunabilir misiniz?
Teknoparklar dışarıdan içeriye çalışan yapılar. Aslında dünyada üniversitelerde geliştirilen fikirlerin yeni kurulan şirketlerle ticari hayata taşınması konusu Silikon Vadisi’nde başladı. Bu Amerika’da yıllardır garaj kültürü diye tanıdığımız bir süreç. Stanford Üniversitesi’ndeki bir öğretim üyesinin öğrencilerine mezun olunca kendi şirketinizi kurabilirsiniz demesiyle başlayan eğilimi bugün biz girişimcilik ekosistemi olarak görüyoruz.
Ancak Türkiye’de hikaye tersine bir süreçle başladı: Üniversite bünyesinde teknopark kuralım. Firmalar Ar-Ge çalışmaları için bu alanlarda ofis açsınlar. Karşılığında teşvik amacıyla vergi muafiyeti gibi avantajlardan yararlansınlar mantığı uygulandı. Türkiye’de böyle olması gerekiyordu; çünkü biz bu trene geç bindik ve açığı kapatmak için hızlı olmamız gerekiyor. Ayrıca akademisyenlerin devlet memuru olması nedeniyle şirket kurması, fikirlerini üniversitenin bilgisi dışında bir iş yaparak ticarileştirmesi yasaktı. Bunu çift yönlü sağlayabilmek için önce üniversite kampüslerine teknoparklar kurulmaya başladı. YTÜ bünyesindeki Yıldız Kuluçka Merkezi’nin amacı da bu. Üniversite-sektör işbirliğini güçlendirmek.
Başlangıç hikayenizden söz eder misiniz?
Yıldık Teknik Üniversitesi teknoparkı için 2003’te burada, Davutpaşa kampüsü civarında bir alan oluşturuldu. Ancak faaliyete geçmemiz 2009’u buluyor. Ar-Ge yapmak isteyen firmaların, yazılım geliştiren firmaların üniversiteyle etkileşim halinde yenilikçi projeler geliştirmesi için gereken ortamı sunmayı amaçladık. Teknoparklar aynı zamanda üniversite öğretim üyeleri ve öğrencilerinin burada şirket kurmasına da imkan tanıdı.
Şirketleri teşvik etmek amacıyla vergisel avantajların sunulmasına ek olarak teknoloji transfer ofisleri (TTO) de kurulmaya başladı. Üniversitede bu ofislerin proje büroları gibi altyapıya yönelik belli birimleri zaten üniversite bünyesinde bulunuyordu. Ancak, TÜBİTAK 2013 yılından itibaren daha da ileri giderek TTO’ları finanse etmeye başladı. Böylece TTO’lar öğretim üyeleri ve öğrencilere iş fikirlerini şirketleştirme ve patentini alma sürecinde danışmanlık vermeye de başladılar.
İşte YTÜ Kuluçka Merkezi gibi oluşumlar bu noktada devreye girdiler; çünkü bu işin sadece teknopark ve TTO’lar arasındaki işbirliğiyle yürütülmesi mümkün değildi. Tüm danışmanlık, teşvik, destek ve altyapı hizmetlerinin organize edilmesiyle mentorluk programlarının tesis edilmesi için kuluçka merkezleri altında ayrı bir yapılanmaya gidilmesi gerekiyordu. Ardından startuplar teknopart şirketi olarak veya üniversite dışında yapılanarak faaliyetlerine devam edeceklerdi.
YTÜ Kuluçka merkezinin hikayesi de Şubat 2014’te başlıyor. Merkezimiz Teknopark B2 blokta 700 metrekarelik bir alanda faaliyete geçti. Ancak o kadar büyük talep gördük ki İkitelli’deki YTÜ yerleşkesinde de 400 metrekarelik bir ofis açtık. Örneğin, orada konuşlanan firmalar da sanayiye yakın girişimler ve yalnızca yazılım geliştiricilere değil, uçtan uca her sektöre destek vermemizi sağlıyorlar.
Girişimcilik okuluyuz
Yine de artan talebe sadece teknik olarak değil, sosyal alanlar ve daha geniş bir altyapıyla cevap vermemiz gerekiyordu. Böylece Davutpaşa’da Ekim ayı içerisinde 2500 metrekarelik yepyeni bir alan açtık. Bu noktada ön kuluçka hizmetleri de vermeye başladık. Bildiğiniz gibi iş fikrini hayata nasıl geçireceği konusunda danışmanlık ihtiyacı doğuyor. Şirketleşmeye hazır girişimler veya mevcut girişimlerden daha fazla sayıda talebi karşılamak gerektiği için yeni yerimizin tam zamanında açıldığını söyleyebiliriz.
Peki girişimcilik sistemi sizde nasıl çalışıyor?
İş fikri olan girişimciler bize başvuruyorlar. Hem TTO’nun girişimcilik modülünü işlettiğimiz hem de Yıldız Kuluçka’nın yönetimini üstlendiğimiz için bu konuda özel avantajlar sağlıyoruz. Girişimcilik modülü şapkamızda öncelikle iş fikirlerinin hayata geçirilmesiyle ilgili danışmanlık sunuyoruz. İş fikri doğru mudur? Bunu nasıl doğrulayabiliriz? Nasıl bir sürdürülebilir kârlılık iş modeline aktarabiliriz?
Girişkenlikle girişimciliği karıştırmayalım
Elbette bu soruları kafamızdan cevaplamıyoruz. Bunun yerine girişimci adaylarıyla bir araya gelip pazar analizi yapmalarını sağlıyor, iş fikirlerini modelliyor, yatırım fizibilitesini çıkarıyoruz. Ön kuluçka aşamasına gelmeden girişimci adaylarına bunları yapmaları için küçük ödevler veriyoruz (zaten bu nedenle kendimizi girişimcilik okulu olarak tanımlıyoruz). Yenilikçi fikirlerini pratik iş zekasıyla birleştirip şirketleşmeye hazır hale gelen girişimcileri ön kuluçkaya alıyoruz. Henüz şirketleşerek para kazanmaya başlamamış girişimlere ofis sağlıyoruz.
Ön kuluçka merkezinde 80 saatlik bir eğitim programımız var. Burada pazarlamadan finansa ve muhasebeden şirket yönetimine kadar birçok ders görüyorlar. Bu eğitim programı hızlandırıcılık hizmetlerimizin bir parçası. İkinci kısmında ise mentorluk aşaması var. Ön kuluçkadan çıkan firmalara üçer mentor atıyoruz. Kendini kanıtlayarak ilerleme kaydetmiş teknopark firmalarından orta-üst düzey yöneticiler (bunlar networking ve şirket kurma, yönetimi hakkında bilgi veriyor), özel sektör mentorları (bu kez şirketin açılacağı pazarda faaliyet gösteren özel şirketlerin yöneticileri pazara açılma, satış kanalları kullanma gibi bilgiler veriyor) ve son olarak da akademik mentorlar var.
Yıldız Teknik Üniversitesi yapısı itibariyle teknik açıdan donanımlı öğretim üyeleri barındırıyor. YTÜ Kuluçka’nın en önemli özelliklerinden biri de desteklediğimiz girişimcilerin yüzde 60’nın donanım üreticisi olması. Bunun içinde öyle ilginç şeyler var ki: Bir kere 3D printerlar var. Hem de sanayi tipi cihazlar. Buna ek olarak dokunma hissine sahip yapay deri ile hassas işleri yapan robotlar geliştirme, damar görüntüleme spreyi gibi ürünler var. Dolayısıyla YTÜ Kuluçka’da ileri düzeyde Ar-Ge çalışmaları yapılıyor. Elbette bunları desteklemek için akademik mentorlar gerekiyor.
Sadece bu değil
Akademik mentorların kuluçka firmalarına destek vermesi, kendilerinin de ileride kurabilecekleri veya çalışabilecekleri girişimlerde en iyi uygulamalar hakkında bilgi sahibi olmasını sağlıyor. YTÜ Kuluçka’nın iki yönlü iletişimi destekleyen yapısı diğer nadir yapılarla birlikte ülkemizde önemli bir işlevi yerine getiriyor. Elbette donanım geliştirirken girişimci teknisyenlere başta malzeme bilimi olmak üzere birçok alanda destek oluyorlar.
Kuluçka prototip atölyesi
Biz de bu bağlamda girişimcilere yardımcı olmak için CNC tezgahlarından elektronik aletlere, deney ve test ekipmanlarına kadar birçok farklı cihazı barından prototip atölyemizi ücretsiz olarak kullanıma açtık. Aslında torna, freze ve diğer makineleri kullanan teknisyenlerimiz var; ama prototip geliştirmenin dünyanın en heyecan verici ve yaratıcı işlerinden biri olduğunu unutmamak lazım. Kuluçka merkezini de işin mutfağı olarak düşünmek gerekiyor ve bu açıdan birçok girişimcinin torna tezgahı kullanmayı öğrendiğini de görüyoruz.
5200 çekirdekli süper bilgisayar
Net söyleyebilirim ki en basitten en karmaşığa, işin mutfağında yetişen girişimcilerin çok daha başarılı olduğunu görüyoruz. İşin mutfağı derken sadece makine atölyesini düşünmemek lazım tabii ki. 5200 çekirdekli süper bilgisayarımız ile bilgisayar simülasyonları ve modellemelerinin yapılmasına da imkan tanıyoruz. Teknopark bünyesinde kurulan SVR Bilgisayar ve dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden olan Çin merkezli Huawei ile süper bilgisayarımızı hayata geçirdik. YTÜ süper bilgisayarı render alma ve video oyunlarının animasyonlarının yapılması, reklam filmleri için özel efektler hazırlanması gibi dijital medya alanlarında da kullanılıyor.
Merkez laboratuar
Davutpaşa gerçekten de büyük bir alan üzerine kurulu ve bu da girişimcilere en iyi olanakları sunmamız için gereken esnekliği sağlıyor. Teknopark’ın hemen karşısına kurulan merkez laboratuarında da kimya ve biyoloji sektörlerine yönelik çalışmalar yürüten arkadaşlarımız çalışacaklar, teknik imkanlardan yine ücretsiz olarak yararlanacaklar. İşte tüm bu aşamalardan geçerek kuluçka aşamasına giren girişimciler arasında TTO üzerinden TÜBİTAK, AB projesi ve KOSGEB gibi herhangi bir devlet desteğine uygun olan arkadaşların da ücretsiz olarak bu desteklere başvurmasına yardım ediyoruz. Hatta başvuru sürecini beraber yürütüyoruz. Ayrıca iş fikri patent başvurusuna uygunsa patent tarama ve yerli-yabancı patent başvuru işlemlerini de ücretsiz yapıyoruz. Dolayısıyla YTÜ Kuluçka’da iki firkateyn genişliğinde (yaklaşık 250 metre çapında) bir alanda tam kapsamlı bir girişimcilik ekosistemi kurmuş bulunuyoruz.
Donanım kuluçkası daha mı zor?
Doğrusu evet. Normalde şirketleşen girişimcilerden beklentimiz 1 yıl içinde ürünlerini geliştirip satışa hazır hale getirmeleri. Ancak takdir edersiniz ki NASA’nın da kullanacağı dokunmatik robot kol için dokunma hisli deri geliştiren arkadaşlarımızı bu kadar kısa bir süreyle sınırlayamayız. Bunun için de kuluçka sonrası programımız var. Bu ücretsiz değil ama indirimli bir program. Girişimciler daha büyük ofislerden düşük kiralarla yararlanabiliyor.
Melek ağlar da işin içinde
Melek ağlar kuluçka merkezlerinin ayrılmaz bir parçası. Ancak, Türkiye’de genellikle bu görüşmeler de girişimci mantığıyla yürür. Biz ise girişimcilerin doğru yatırımcıları ve açıkçası yatırımcıların da doğru girişimcileri bulmasını istiyoruz. Bunu sağlamanın yolu da kurumsal bir yatırım ofisini devreye almaktan geçiyordu.
Biz de öyle yaptık. Yeni yatırımcı ofisimizde melek ağ temsilcileri ayın veya haftanın belirli günlerinde kendilerine ayırdığımız ofiste kalacaklar ve girişimcilerle yatırım yapmak için görüşecekler. İstedik ki 10 dakikalık hızlı görüşmeler yerine çok daha ciddi ve kalıcı buluşmalar olsun. Kalıcı derken aynı zamanda yatırımcı bulma konusunda mentorluk da yapmış olacaklar. Buna zaten bağlantı halinde olduğumuz melek ağlarla başladık (Keiretsu, BIC Angels, 212, İstanbul Startup, 500 Startups vb.); ama ofisimiz tüm akredite melek ağlarına açık.
Sıra işbirliği ofisinde
İşbirliği ofisleri melek ağları tamamlayan bir ekosistem oluşturuyor. Burada artık girişimcilere destek veren büyük şirketlerden söz ediyoruz. Bunların arasında Microsof, iyzico ve Radore gibi şirketler bulunuyor. İşbirliği ofislerimizin yatırım ofislerimize benzer şekilde çalıştığını söyleyebiliriz. Ancak bu konuda Türkiye ile sınırlı kalmayacağız. Ekonomi Bakanlığının desteğiyle San Francisco’ya gittikten sonra orda olmaya karar verdik ve bunun bir devamı olarak Silikon Vadisi’nde de bir ofis açacağız. KOSGEB bu noktada Amerika’da kuluçka merkezi kurmak isteyen üniversitelerin bir konsorsiyum olarak toplu başvuru yapmasını ve bu başvuruları destekleyeceğini söyledi.
Böylece YTÜ liderliğinde İTÜ, Gebze Teknik Üniversitesi, BAU ve Hasan Kalyoncu Üniversitesi ile toplu başvuru yapıldı. Sonuçta 5 yıl için 3,75 milyon dolar destek aldık, Türkiye’deki şirketimizi kurduk ve bu şirket de Silikon Vadisi’ndeki kuluçka merkezi şirketini kuracak. Gelecek ay Amerika’da uygun bir yeri kiralama işine başlamış olacağız. Bu sebeple şehir merkezini değil, ekosistemin, etkinlikler ve programların bulunduğu Silikon Vadisi’ni tercih ediyoruz. Aynı nedenle Seattle modelinden farklı olarak kendi yapımız içinde yer almak istiyoruz; çünkü amacımız teknopark firmalarının Amerika’ya açılmasını ve buradaki girişimcilerin Amerika’daki girişimcilerle bağlantı kurmasını hızlandırmak.
Burada 5 üniversitenin iki büyük teknoparkı var. Birincisi YTÜ Teknopark, diğeri de İTÜ Arıkent. İki teknoparkta da Amerika’ya açılmak isteyen çok sayıda firma var ve elbette iki büyük kuluçka merkezimiz mevcut. Dolayısıyla Silikon Vadisi çok işlek bir merkez olacak ve biz de bu nedenle 400-500 metrekarelik hatırı sayılır bir alanı kiralamak istiyoruz. İşin ilginci bizim firmalarımız bu istekle devam ederse tıpkı Davutpaşa’da başımıza geldiği gibi, Amerika’da da ikinci, üçüncü ofisleri açmak zorunda kalacağız. Gelecekteki hedeflerimiz arasında Londra ve Dubai’de Kuluçka ofisleri açmak bulunuyor.
Sonuçta teknopark firmaları bizi yönlendiriyor, onların talep ettikleri ülke ve şehirleri önceliklendirmemiz daha sağlıklı oluyor. Dış ilişkiler koordinatörlüğündeki arkadaşlarımız Ekonomi Bakanlığıyla birlikte ticaret heyetleri düzenleyerek bütün bu süreci organize ediyor. Teknoparkımızda kuluçka aşamasında olan 100 şirketle (yüzde 60’ı donanım girişimi) birlikte toplam 382 firmanın ihtiyaçlarını karşılamak için hızla büyümeye ve organize olmaya devam ediyoruz.