Fosil yakıtlara kıyasla daha temiz ancak teknolojisi daha maliyetli olan hidrojen, ilgi çekmeye devam ediyor. Türkiye’nin ilk elektrikli yerli otomobilini üreten Togg, kısa süre önce hidrojenle çalışan arabalar için çalışmalarına başlarken Koç Grubu şirketlerinden Otokar ise Avrupa’nın en büyük otobüs fuarı Busworld Europe’ta hidrojen yakıt hücreli otobüsü KENT Hidrojen’i dünya sahnesine taşımıştı. Şimdi ise AB’den hidrojen konusunda önemli bir adım geldi ve Hidrojen Bankası faaliyetlerine başladı.
Avrupa 2030 yılına kadar yılda 10 milyon ton yenilenebilir hidrojen üretmek istiyor. Şirketlerin hidrojene geçmelerini sağlamak için Brüksel, ödeme güçleri ile temiz gaz üreticilerinin uyguladığı yüksek fiyatlar arasındaki farkı karşılamak üzere bir sübvansiyon programı başlattı. Bu kapsamda AB’nin Hidrojen Bankası faaliyete başladı ve endüstriyel karbonsuzlaştırma için hayati önem taşıyan yakıta olan talebi canlandırmak için hidrojen üreticilerine 800 milyon euro teklif ediyor. AB’nin yeni Yeşil Anlaşma şefi Maroš Šefčovič, geçtiğimiz haftaki lansman sırasında “Bugünkü lansman, yenilenebilir hidrojen arz ve talebini birbirine bağlamakla ilgili” dedi.
AB’nin şu anda ton başına 80 euro olan karbon fiyatından elde edilen geliri kullanan “hidrojen bankası”, tedarikçilerle alıcıları eşleştirecek ve fiyat farkını yumuşatacak.Bu işlemin şeffaf bir şekilde yapılması, dışarıdan gözlemcilerin gelişmekte olan hidrojen ekonomisinin piyasa dinamiklerini anlamalarını sağlayacak. Günümüzde, ana tüketiciler ve rafineriler hidrojeni kendi kullanımları için yerinde üretme eğiliminde olduklarından çok az hidrojen ticareti yapılmakta.
Komisyon Üyesi, “Bu, Avrupa hidrojen piyasasını başlatmaya yardımcı olacak fiyat noktaları hakkında şeffaflık yaratmakla ilgili bir girişim ve önemli bir başlangıç noktası” dedi. Programa toplam 3 milyar euro tahsis edilirken duyurusu yapılan 800 milyon euroya ek 2.2 milyar euro ise önümüzdeki yılın başlarında kullanıma açılacak.
Açıklanan programda destek miktarı kilogram başına 4,5 euro ile sınırlandırılmış durumda ve on yılı kapsayan bir ödeme planında verilecek. Destek anlaşması karşılıklı olarak imzalandıktan sonra ise üretimin en geç beş yıl içinde başlaması gerekiyor. Bütçe göz önüne alındığında, programın tamamı toplamda en az 0,09 milyon ton hidrojen ya da yıllık 2030 hedefinin %0,9’unun üretilmesini kolaylaştırabilir.
Bu arada, Almanya’nın yerel hidrojen tedarik programı H2Global yaklaşık 5 milyar euro düzeyinde. Avrupa’nın hidrojen endüstrisi uzun zamandır bu iki programı birleştirmeyi ve diğer AB ülkelerinin de bankaya para yatırmasını umuyordu ve bu fikir Mayıs ayında Berlin yönetimi tarafından resmen onaylandı ancak henüz uygulamaya geçmedi.
Diğer yeşil teknolojiler için de daha fazla kaynak yaratılacak
Bu arada, ETS gelirlerinin 4 milyar euroluk kısmı da diğer karbonsuzlaştırma teknolojilerinin yaygınlaştırılması için kullanılacak ancak hidrojen bankasından faydalananlar bunun dışında tutulacak. Sera gazı emisyonlarını azaltma potansiyellerini kanıtlamaları, uygun maliyetli olmaları ve Avrupa’da yerleşik olmaları koşuluyla irili ufaklı projelerin maliyetlerinin %60’ı AB tarafından karşılanabilecek.