Mark Jacobson ve Stanford Üniversitesi’ndeki meslektaşları, Energy & Environmental Science dergisinde dünya uluslarının 145’inin bugün mevcut olan yenilenebilir enerji teknolojilerini kullanarak birkaç yıl içinde yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçebileceğini iddia eden yeni bir çalışma yayınladılar. Araştırmacılar, dünyanın 2035’e kadar geçiş yapmasını tavsiye ediyorlar ancak hiçbir durumda 2050’den geç olmaması gerektiğini belirtiyorlar. Hedefleri, 2030 yılına kadar yüzde 80’inin yenilenebilir enerji üzerinde çalışmasını sağlamak.
Araştırmacılar kara ve deniz rüzgar enerjisi, güneş enerjisi, güneş ısısı, jeotermal elektrik ve ısı, hidroelektrik ve az miktarda gelgit ve dalga elektriğine baktılar. Piller, en yaygın elektrik depolama çözümüydü ve ekip, dört saatten fazla depolama süresine sahip pillerin gerekli olmadığını tespit etti.
Araştırmacılar, yenilenebilir enerjiye geçmenin şebeke kesintilerini önleyeceğini ve tüketicilere trilyonlarca dolar tasarruf sağlayacağını söylüyor. Bu bulgunun ana nedenlerinden biri, çoğu ülkenin güvendiği yanmaya dayalı enerji sistemlerinin sadece çalışması için çok fazla enerji gerektirmesidir. Jacobson, temiz, yenilenebilir bir enerji sistemine geçerken dünya çapında enerji kullanımının hemen yüzde 56 oranında azalacağını belirtiyor.
Yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçiş yapmanın maliyeti şaşırtıcı bir şekilde 62 trilyon dolar olacak. Ancak Jacobson ve ekibi, dünyayı yüzde 100 yenilenebilir enerjiye dönüştürmekten elde edilecek tasarrufun yılda 11 trilyon dolar olacağını söylüyor. Başka bir deyişle, ilk yatırım sadece 6 yıl içinde geri ödenecek.