Yeni yılla birlikte Tüpraş, 2014-2020 dönemini kapsayan UFUK 2020 (HORIZON 2020) programında en büyük desteği alan şirket olduğunu açıkladı. (https://www.techinside.com/tupras-ufuk-2020den-en-buyuk-nakit-destegi-alan-turk-sirketi/) Son yıllarda önemli inovasyon adımları atan SOCAR Türkiye’nin, inovasyon odaklı şirketi SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon, yeni projesi ile bu programın bir sonraki aşaması olan Ufuk Avrupa Programı’ndan (HEUROPE) fon almaya hak kazandığını açıkladı. (https://www.techinside.com/socar-turkiye-ar-ge-ufuk-avrupa-programina-hizli-giris-yapti)
Enerji sektörünün bu iki önemli oyuncusunun açıklamaları, Türkiye için büyük önem taşıyor ve aynı zamanda yaşanan önemli dönüşüme işaret ediyor. Benim gençliğimde, yani çerçeve planları üzerinden konuştuğumuz dönemde, Avrupa Birliği’nin Ar-Ge ve inovasyon hibelerinden önemli bir pay alamıyorduk.
2010 öncesi dönemde, Turkcell’in iki projesi ile bir çerçeve programında tanımlanan hibe desteklerine ve Avrupa’daki benzer şirketler ve akademi ile işbirliğine hak kazandığını hatırlıyorum. Muzaffer Akpınar’ın genel müdürlüğü döneminde, bu alan Turkcell’de departman düzeyinde takip edilen bir konuydu ve o zamanın güçlü telekomünikasyon şirketleri çağında genel müdür düzeyinde ilgi çeken bir konu değildi.
Bugün geldiğimiz noktada, Türkiye’den en yüksek hibeyi alan ilk 10 şirketin ilk beşine baktığımızda, birinci sıradaki Tüpraş’ın ardından Ford Otosan, Arçelik, Tofaş ve Tekfen’in geldiğini görüyorum. Bunların ikisi otomotiv, biri beyaz eşya ve elektronik ve diğeri de teknoloji tedarikçisi bir şirket. Listenin, toplam hibe tutarının da büyük kısmını oluşturan bu bölümü, odaklanmanın nereye olduğunu ortaya koyuyor.
Bu listede dikkat çeken bir diğer konu, Koç Topluluğu’nun uluslararası olarak kullanılabilirliği olan Ar-Ge projelerindeki gücü. İlk beşte yer alan şirketlerden Tekfen dışında dördü bu topluluğun bünyesinde yer alıyor. Liste aynı zamanda, en önemli ihracat pazarımız olan Avrupa Birliği ile ticari ilişkilerimizin geleceği konusunda da iyi bir gösterge olarak önem taşıyor.
Dediğim gibi, gelecek için de enerjiye daha büyük odaklanma kehanetinde bulunmak yerinde olur. Bunun dünyanın geleceği konusunda belirlenen sıcaklık artışının kontrol altında tutulması ve karbon salımının azaltılması gibi doğrudan enerji tercihleri ile bağlantılı boyutlarının yanında yapay zeka, dijital ikiz ve kestirimsel (predictive) analitik gibi araçlara dayanan boyutu olması da kaçınılmaz. Dolayısıyla hem enerji hem de teknoloji sektöründeki şirketlerin Ar-Ge konusunda önemli bir misyonu olacağını öngörebiliyorum. Türk şirketlerinin HEUROPE projelerini bu bakış açısıyla takip edip rol aramasında fayda var.