Raporda sigorta sektöründe, hem yaşlanan nüfusa hem de sadakat ve etkileşim kurma oranı çok daha düşük olan Z kuşağına hitap edebilen ürün ve çözümler sunabilmenin, sektörün en büyük fırsat alanı ve tehdit kaynaklarından birini oluşturduğu ifade ediliyor. Diğer finansal hizmet şirketleri, teknoloji devleri, sağlık firmaları ve startup şirketlerin de sigorta hizmetleri sektörüne girmesiyle artan rekabette, sektör temsilcilerinin geleceği gören yeni iş stratejileri geliştirerek öne çıkması ise dört temel değişim kriterine bağlı.
Müşteri taleplerinde köklü değişim
Günümüzde müşteriler, perakende sektöründe kendilerine sunulan kolaylıkların aynısını sigorta şirketlerinden de bekliyor. Dijital gelişmeler sayesinde sigortacılar artık müşterilerine her an, her yerde hizmet sunabiliyor. Kusursuz çok kanallı deneyim, daha verimli operasyonlar ve daha önce erişilmemiş olan segmentlere erişim imkanı sayesinde sigortacılar aynı zamanda daha kapsamlı müşteri profili oluşturma, satış amaçlı bilgi edinme, finansal çözümleri bireysel ihtiyaçlara uyarlama ve özellikle de hayat dışı sigorta alanında tazminat taleplerini değerlendirme ve sonuçlandırma süreçlerini geliştirebiliyor.
Ancak yeni teknolojiler tehditleri de beraberinde getiriyor. . Özellikle sektöre yeni girenoyuncular gelişmiş profil çıkarma ve etkin maliyetli dijital dağıtım tekniklerini, pazarda eskiden beri faaliyet gösteren şirketler kadar, hatta onlardan daha iyi kullanabiliyor.
Dijitalleşme rüzgarı
Çoğu sigorta şirketi, dijital satış kanallarına yatırım yapmış durumda. Hatta bazıları, kaskoda “kullandığın kadar öde” uygulaması gibi yeniliklerle doğrudan dijital satışın ötesine geçerek insanların hayatlarına dahil olmayı başarıyor. Bu durum, müşteri hedefleme, sigortalama ve finansal tavsiye verme süreçlerini yeniden şekillendirmeye başlayan analitik teknikler ve yeni bilgi kaynaklarının ortaya çıkması ile eş zamanlı olarak gerçekleşiyor.
PwC’nin raporuna göre, sensörler ve diğer dijital izleme araçları, Nesnelerin İnterneti’ kavramının bir parçası olarak yaygınlaştıkça, sağlık ve kişisel bakımdan ev ve ticari ekipman bakımına kadar çeşitli alanlarda sigortacılar daha güvenilir ortaklara dönüşüyor. Dolayısıyla, dijital teknoloji, maliyetleri azaltıp işletmelerin müşterilerle daha etkin ve amacına uygun ilişkiler kurmasını sağlayabilir. Böylelikle de, hayat sigortası ve bireysel emekliliğin kapsamı genişleyerek daha genç ve daha düşük gelirli segmentleri içine alabilir.
Analizler: Oyunun kurallarını değiştiren yeni araçlar
Büyük veri analizleri, sensör teknolojisi ve iletişim ağları bir araya gelerek sigortacıların riskleri ve müşteri taleplerini daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir kesinlikle tahmin etmelerine olanak tanıyor. Bunun avantajları arasında hem hassas fiyatlandırma ve daha net bir şekilde müşteri hedefleme, hem de sigortacıları değer modelinde duyarlı bir şekilde hasarların karşılığını ödeyen taraf olmaktan çıkarıp kesin bir şekilde önleyici risk danışmanlarına dönüştürme fırsatı yatıyor.
PwC Türkiye Sigortacılık ve Bireysel Emeklilik Sektörü Lideri Talar Gül, bu konu hakkında şunları söylüyor: “Sektörde oyunun kuralını değiştiren en önemli kriter, yeni analitik araçları. Açıklayıcı (ne oldu?) ve tanımlayıcı (neden oldu?) analizden, öngörücü (ne olabilir?) ve yönlendirici (doğru sonucu belirleme ve sağlama) analize doğru gerçekleşen dönüşüm, sektörün iş yapma şeklini baştan aşağı değiştirecek.”
Yeni iş modelleri
Geleceği düşünen pek çok sigortacı ve daha önce bahsettiğimiz pazara yeni giriş yapan sigortacılar, yeni iş modelleri geliştiriyor. İleri görüşlü şirketler, pek çok telekom ve teknoloji şirketinin kullandığına benzeyen, daha hızlı ve daha esnek olan, veri ile yönlendirilen yinelemeli bir yaklaşım sergilemek için çaba gösteriyor. Bunlardan bazıları, aynı zamanda yeni nesil sağlık, varlık ve emeklilik çözümleri oluşturmak amacıyla reasürans ve yatırım yönetimi şirketleriyle de çalışıyor. PwC’ye göre, otomatik sürücü yardımı sistemlerinden (ADAS) kitle kaynaklı risk değerlendirme ve transfer modellerine kadar çeşitli alanlarda yeni inovasyonlar yaygın hale geldikçe değişikliğin hızı gelecek yıllar içinde daha da artacak.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren Talar Gül sözlerini şu şekilde sonlandırıyor:
“En son gerçekleştirdiğimiz PwC Küresel CEO araştırmasına katılan sigorta sektörü liderlerinin yüzde 60’ından fazlası, sektörde üç yıl öncesine göre daha fazla fırsat olduğunu düşünürken, bir o kadar sayıda lider (yüzde 61) daha fazla tehditle karşı karşıya olduklarını belirtiyor. Aslında, sigorta sektöründeki yöneticiler, gelecekte diğer sektörlere kıyasla daha fazla değişiklik olacağını öngörüyor. Pazardaki değişiklikler de ürün ve iş modellerinin büyük ölçüde yeniden tasarlanmasını gerektirecek.”