İnternet ve telefon üzerinden satış/pazarlama faaliyeti sunan şirketlere yönelik çeşitli yükümlülükler getiren Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun 1 Mayıs’ta yürürlüğe giriyor. Daha çok tüketicinin izni olmadan ticari herhangi bir amaçla kendisi ile temas kurulmasının önüne geçmeyi amaçlayan kanun, her ne kadar ticari iletinin izinsiz gönderimini engelliyor gibi görünse de izin alma, tahsilat, borç hatırlatma, bilgi güncelleme, anket, bilgilendirme,doğum günü tebriği vb. amaçlarla yapılacak aramaların önünün kestiği düşünülebilir. Bu durum tüm sektörlerde haklı olarak endişe yaratıyor.
Yeni kanunla birlikte birçok sektörde olduğu gibi çağrı merkezi sektöründe de önemli değişikliklerin yaşanması bekleniyor. 45 üyesiyle birlikte Türkiye çağrı merkezi sektörünün yaklaşık yüzde 90’ını temsil eden Çağrı Merkezleri Derneği, kanunun etkilerine karşı sektöre önemli biligilendirme ve tedbir önerilerinde bulundu. ÇMD Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı, yeni yasayla birlikte özellikle CRM uygulamalarında, sadakat programlarında ve dijital pazarlama faaliyetlerinde çok ciddi bir dönüşüm yaşanacağını söylüyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Çağrı Merkezleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı, bu tip düzenlemelerin, tüketicinin haklarının korunması ve bilgilerinin güvenliğinin sağlanması, sektörlere olan güvenin artırması ve AB uyumu açısından önemli olduğunu ancak eş zamanlı olarak sektörlerin ticari faaliyetlerinin de aynı bakış açısı ile korunması gerektiğini düşündüklerini ifade etti. Ankara’da çeşitli temaslar gerçekleştirdiklerini ve ardıl yönetmelikler konusunda sektörün görüşlerini ve somut önerileri yetkililere aktardıklarını belirten Tarakçı, sözlerine şöyle devam etti;
“80 bin kişiye istihdam sağlanan çağrı merkezi sektörü, bölgesel kalkınmaya destek konusunda da en stratejik ve önemli sektörlerden birisi durumunda. Sektörün firma ve kurumlara yarattığı katma değerlerin öneminin anlaşılmasıyla birlikte sektördeki iş hacmi büyümekte ve yeni yatırımlar planlanmakta. Bu ortamda, Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun’un getirdiği uygulamalar ve yaptırımlar daha da önem kazanıyor. Mayıs itibariyle izni olmadan hiçbir tüketiciye kısa mesaj, e-posta gönderilemeyecek, sesli arama yapılamayacak. Opt-in olarak adlandırılan bu yöntemin hayatımıza girmesi ile kurumlar müşteri ilişkileri yönetimlerindeki iş yapış biçimlerini ve süreçlerini tamamen değiştirmek zorunda kalacaklar. Herhangi bir sıkıntı yaşamadan tüketiciye ulaşmak isteyen tüm kurumlar ya müşterilerinden bu izinleri alacak, ya da elinde izinli veri tabanı bulunan kaynak firmalarla iş birliği yaparak profesyonel destek almak durumunda kalacaklar.
Kanunun gerekçesi itibariyle daha önce de ifade ettiğim gibi bu tip yasal düzenlemelere kesinlikle ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Ancak bu kadar katı ve belirsizliklerle dolu bir düzenleme her ne kadar iyiniyetle kurgulanmış olsa da, ülkedeki ekonomik ve ticari faaliyetlerin önüne kesmekle birlikte sağlanan onbinlerce istihdamın da olumsuz etkilenmesine neden olacağı aşikardır. Kanunun uygulama esaslarını belirleyecek olan yönetmeliklerin sektörleri de rahatlatacak ve koruyacak şekilde hazırlanması bu noktada son derece elzemdir.
Kanun çok genel kapsamda yayınlandığından, eksik kalan bir çok husus için uygulama usul ve esasları belirlemek adına hazırlanacak ikincil düzenlemelerin de yayınlanmasını bekliyoruz. Dernek olarak sektörümüzü temsilen TC Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü yetkililerini Ankara’da birkaç kez ziyaret ettik ve önemli gördüğümüz bazı hususları somut önerilerimizle birlikte aktardık. Umuyoruz ki kanun yürürlüğe girmeden evvel bu konudaki çalışmalarımız sonuç verir ve hem tüketiciler hem de sektörümüz açısından faydalı olacak şekilde bir uygulama hayata geçer.”