Hükümetler, veri gizliliği, önyargı, güvenlik ve daha fazlasıyla ilgili çok sayıda endişeyi dile getirerek AI’yı yönetecek düzenlemeler oluşturmak için çabalıyor. Bu çabalar, yapay zeka yönetimi için kritik öneme sahiptir.
Oxylabs’ta Kıdemli Hukuk Müşaviri olan Nerijus Sveistys bu konuda önemli noktalara değiniyor. Sveistys: “Son birkaç yıldaki patlama, AI yönetimi için düzenleyici çerçeveler oluşturma yönünde bir baskıyı tetiklemiş gibi görünüyor. Bu doğal bir gelişme, çünkü AI’nın yükselişi, veri gizliliği ve koruması, önyargı ve ayrımcılık, güvenlik, fikri mülkiyet ve diğer yasal alanların yanı sıra ele alınması gereken etik konularında sorunlar yaratıyor” diyor. Yapay zeka yönetimi bu nedenle büyük bir önem arz ediyor.
Yapay zeka yönetimi
Avrupa Birliği’nin AI Yasası, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, bölgeyi katı ve merkezi bir yaklaşımla konumlandırdı. Bu yıl yürürlüğe giren düzenlemenin 2026 yılına kadar tamamen yürürlüğe girmesi planlanıyor. Sveistys, AB’nin diğer yargı bölgelerine kıyasla nispeten hızlı hareket ettiğini belirtti. Sveistys: “Gördüğümüz temel fark, AB’nin her türlü yapay zekanın kullanımını yöneten tek tip bir düzenlemeyi ne kadar hızlı çıkardığıdır” dedi. AI yasası, yapay zeka yönetimi sürecinin bir parçasıdır.
Bu arada, diğer bölgeler daha parça parça yaklaşımları tercih etti. Örneğin Çin, belirli yapay zeka teknolojilerine özgü düzenlemeleri aşamalı olarak uygulamaya koyuyor. Sveistys’e göre Çin, yapay zeka yönetimi konusunda erken bir başlangıç yaparak 2021 yılı gibi erken bir tarihte düzenlemelere başladı.
Sveistys: “2021 yılında, dijital reklamcılıktaki yeteneklerini artıran öneri algoritmaları hakkında düzenleme getirdiler. Bunu 2022 yılında derin sentez modelleri veya genel tabirle deepfake’ler ve içerik üretimi hakkında düzenlemeler izledi. Ardından, 2023 yılında, bu modeller ticari kullanımda ses getirirken, üretken yapay zeka modelleri hakkında düzenleme getirildi” dedi. Bu düzenlemeler, yapay zeka yönetimi kapsamında değerlendirilebilir.
ABD ise yaklaşımında nispeten koordineli değil. Federal düzeydeki düzenlemeler henüz yürürlüğe girmedi ve çabalar çoğunlukla eyalet düzeyinde ortaya çıkıyor. ABD’de birleşik yapay zeka düzenlemelerinin uygulanmasındaki bu gecikme, iş dünyasının tepkisinin yavaş uygulamaya ne ölçüde katkıda bulunabileceği konusunda soruları gündeme getirdi. Sveistys, lobicilerin baskısının bilinen bir faktör olduğunu ancak bunun tek olası neden olmadığını söyledi. Yapay zeka yönetimi konusunda ABD’nin durumu belirsizliğini koruyor.