OnlyFans ile aynı çizgide abonelik tabanlı bir içerik platformu olan Fanvue, kısa süre önce dünyanın ilk “Miss AI” yarışmasını başlatmak için Dünya Yapay Zekâ Yaratıcı Ödülleri (WAICA) ile işbirliği yaptı. İki insan ve iki sanal modelden oluşan bir jüri ekibi, yapay zekâ tarafından üretilen kadın resimlerini sıralayacak ve birini “Miss AI” olarak taçlandırmak üzere seçecek. Kazanan, 13.000 dolarlık nakit para ödülünün yanı sıra Fanvue’da eserinden para kazanma şansı elde edecek.
Peki ama yarışmanın kazananı nasıl seçiliyor? Dış görünüşe göre tabii ki. Ancak jüri aynı zamanda karakterlerin takipçi sayılarına ve “kişiliklerine” de bakacak. Başvuruda “Yapay zekâ modeliniz konuşabilseydi, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için tek hayali ne olurdu?” gibi sorular da yer alıyor dolayısıyla karakterin yaratılmasının ardındaki teknik beceriler de jüri tarafından dikkate alınacak.
WAICA’dan yapılan basın açıklamasında yarışmanın “1880’lerde dünyanın ilk gerçek güzellik yarışmasının yapılmasından neredeyse 200 yıl sonra başlatılmasıyla ileriye doğru muazzam bir sıçrama anlamına geldiği” belirtiliyor. Ancak bu, “ileriye doğru bir sıçrama” olmaktan ziyade, geriye doğru atılmış anıtsal bir adım gibi görünüyor. Zira yapay zekâ modelleri geleneksel güzellik standartlarını bozmuyor, onları abartıyor. Toksik cinsiyetçi güzellik normlarını alıp tamamen gerçek dışı bir paket haline getiriyor.
Örneğin yarışmada jüri üyeliği yapan iki yapay zekâ modeline bir göz atın: Aitana Lopez ve Emily Pellegrini. Pellegrini, Chat GPT’ye ortalama bir erkeğin hayalindeki kızın ne olduğunu sorduğunu ve ardından modeli tam olarak bu doğrultuda tasarladığını söyleyen anonim bir yaratıcı tarafından tasarlandı. Bu da şu anlama geliyor: uzun saçlar, büyük göğüsler, kusursuz bir cilt ve yontulmuş bir vücut. Yine tamamen dijital bir yaratım olan Pelligrini’nin Fanvue üzerinden binlerce dolar kazandığı ve ünlü futbolcuların onu gerçek bir insan sandıkları için Instagram DM’lerine girdikleri bildiriliyor.
“İspanya’nın ilk yapay zekâlı modeli” olarak lanse edilen ve markalar için modellik yaparak “ayda 10.000 Avro’ya kadar kazanabilen” diğer jüri üyesi Lopez de aynı çizgide inşa edildi. The Clueless adlı bir YZ modelleme ajansı işleten Lopez’in yaratıcıları “Eğer bu estetiği takip etmezsek, markalar bizimle ilgilenmeyecekti. Bu sistemi değiştirmek istiyorsak markaların vizyonunu değiştirmeniz gerekiyor” dese de ortaya koydukları çözüm toksik cinsiyetçi güzellik normlarının bir yansıması.
Marka yüzü olan gerçek insan modellerin yerini yakın zamanda tamamen yapay zekâ mı alacak? The Clueless’taki insanlar kesinlikle bunu umuyor gibi görünüyor. Kurucu Rubén Cruz Euronews’e yaptığı açıklamada, “[Markalar] gerçek bir kişi olmayan ve marka değerlerini temsil eden bir imaja sahip olmak istiyorlar, böylece birini kovmak zorunda kaldıklarında veya artık ona güvenemediklerinde süreklilik sorunu yaşamayacaklar” dedi. Markalar neden hiç yaşlanmayan ve kontrolü tamamen kendilerinde olan modeller kullanmak istemesin ki?
Özellikle ana akımda giderek daha fazla yapay zekâ tarafından üretilen influencer görmemiz artık kaçınılmaz görünüyor. Bu durumun tamamen gerçek dışı güzellik standartlarıyla bombardımana tutulmanın gençlerin psikolojisine pek de iyi gelmeyeceği de kaçınılmaz. TikTok’taki influencer’lar yüzünden 10 yaşındaki çocuklar bile cilt bakımı ve yaşlanma karşıtı ürünlere tehlikeli bir şekilde kafayı takmış durumda. Ayrıca 20’li yaşlardaki insanların kırışıklıkları önlemek için “önleyici Botoks” yaptırmalarında da büyük bir artış var.
“Miss AI” yaratıcıları da görünen o ki sırf yapay zekânın popülerliğini biraz daha paraya çevirebilmek adına tam olarak bu düzene hizmet etmeye devam ediyorlar.