Araştırma, penceresi açık bir yerde çalışmanın gece uykusunu olumlu yönde etkilediğini kanıtlıyor ancak bugün pek çok ofis ortamı penceresiz, gün ışığından yoksun durumda.
Araştırmayı gerçekleştiren ekip geçtiğimiz Haziran ayında düzenlediği geleneksel “UYKU” mitinginde ofis çalışanlarının 49 gününü gözlem altına aldı. Bu çalışanların 27’si penceresiz ortamda, 22’si ise pencereli bir ofiste işlerini sürdürdü.
Ekibin başındaki isim Ivy Cheung sonuç olarak “Penceresiz ofiste çalışanlara göre, pencereli ofiste çalışanlar % 173 daha fazla gün ışığından faydalanabiliyorlar ki bu da her gece ortalama 47 dakika daha fazla uyumalarına sebep oluyor.” açıklamasında bulundu.
Her ne kadar yapılan araştırma ilk bakışta ve sadece uyku ve güneş ışığı arasındaki bağı ortaya çıkarmış gibi görünse de, ofis çalışanları hakkında yapılan yorumu mantıklı kılıyor.
Pencere üretkenlik için neden önemli?
Güneşten gelen parlak gün ışığı vücudumuzdaki uyku düzeni ve uyanıklığı ayarlayan bir sinyal yolluyor. Eğer vücudunuz yeterli gün ışığıyla beslenmezse, yapılan araştırmada bahsedildiği gibi vücut uyumak için kendini hazır hissetmiyor.
Aynı şekilde yatmadan önce akıllı telefonunuzla harcadığınız zamanlarda mavi renkli, parklak ışık beyninizin uyanma merkezinin kapanması gerektiği noktayı yeniden harekete geçiriyor.
Doğal gün ışığından mahrum kalan çalışanların sadece uyku düzeni bozulmakla kalmıyor, işletme açısından da görülebilir etkileri ortaya çıkıyor. Araştırmaya göre uyku düzeni bozuk çalışanlar sadece asabi hale gelmekle kalmıyor; hatırlamakta güçlük çekiyor ve aptalca riskler alıyorlar.
Nihayetinde araştırmayı yapan ekibimiz bu problem karşısında ofislerin tasarımında çalışanların gün ışığından yararlanmasını sağlayacak rötuşların yapılması önerisinde bulunuyor. Şayet duvarları yıkmakta zorlanırsanız, gün ışığını taklid eden LED ışıklar da doğal ihtiyaçlarımızı bir noktada karşılayabilir.