Uber, kısa süre önce gerçekleşen 50 milyar dolarlık şirket değerlendirmesi ile yine medyanın gündemine oturmuştu. Basit bir mobil uygulama olarak ortaya çıkan Uber’in fonksiyonu, evinin önünde boş otomobili bulunan bir otomobil sahibi ile ulaşım için araç arayan yolcuları buluşturmaktan ibaretti.
Dünyanın neredeyse bütün büyük şehirlerine yayılan uygulama, aynı zamanda taksicilerin de büyük tepkisini topladı. ABD’de ve Avrupa’da taksiciler Uber’e karşı büyük gösteriler düzenlediler, Uber araçlarına fiziksel saldırılara varan protesto eylemleri yapıldı. Taksici birlikleri, Uber’in kullanımının ülkede yasaklanması için girişimlerde bulundular ancak ne var ki, bu girişimlerden sonuç çıkmadı.
Yılda 20 milyar dolar kâr
Uber, her türlü yasal önlemi aldı ve bulunduğu ülkede vergi verecek bir organizasyon kurarak faliyetlerine devam etti ve sonunda 50 milyar dolar toplam değere ulaşan, halihazırda yılda 2.5 milyar dolar kar eden bir şirkete dönüştü. Uber’in önümüzdeki yıllardaki kar miktarının ise sürekli ikiye katlanarak kısa sürede 15-20 milyar dolar seviyesine ulaşması bekleniyor. Bu da şirketin değerinin birkaç sene içinde yüz milyar doların üzerine çıkacağını hatta 200-300 milyar doları görebileceği anlamına geliyor.
Bu büyük başarının temelinde ise elbette insanların ihtiyaçlarını doğru analiz etmek ve bu ihtiyaçları karşılayacak doğru teknolojik alt yapıyı kurabilme başarısı yatıyor. Taksicilerin, Uber’e karşı yaşadığı büyük yenilginin altında da bu “başarısızlık” yatıyor. Yani, dünyanın her yerinde taksicilerin özel meslek birlikleri olmasına rağmen hiç bir ülkede bu meslek birliklerinin taksi çağırmak için pratik bir uygulama geliştirmediğini, kullanıcıların lokasyonlarını bulacak, indirim sağlayacak, teklifler götürecek bir uygulama geliştirmek için çaba göstermediğini görüyoruz.
İşte taksiciler, en azından New York’takiler, bu hatalarının farkına nihayet vardılar ve şimdi Uber’e karşı rakip bir uygulamayı yayına aldılar. New York taksici eşrafının geliştirdiği uygulama, aynı Uber’de olduğu gibi, taksi çağıran yolcunun lokasyonunu en yakındaki taksiye iletiyor ve taksici müşteriyi kabul ederse, GPS üzerinden belirlenen lokasyona gidip yolcuyu alıyor. Ödemeler online uygulama üzerinden, otomatik olarak gerçekleşiyor. Taksiciler hakkında yorum ve tavsiyeler yazmak mümkün oluyor.
Şimdi, diğer büyük şehirlerdeki şikayetçi taksici esnafının da benzer uygulamalar geliştirmesi bekleniyor. Yani Uber bu kez karşısında elinde sopayla saldıran azgın protestocular değil, teknoloji marifetiyle müşterileri kendine çeken akıllı taksiciler bulacak. Dolayısıyla işi zor.
Ancak bu olay bize aynı zamanda şunu gösterdi ki, teknolojinin karşısında durmak ve onun kullamını yasaklamak kolay iş değil. Ne kadar itiraz ederseniz edin, eninde sonunda o teknolojiye adapte olmak zorunda kalıyorsunuz. Taksiciler, bu tarihi dersin ilk örneklerinden biri oldular. Umarız, ekonominin ve sosyal yaşamın diğer aktörleri de bu hadiseden gerekli dersi çıkartırlar.