Milenyuma “taksici cinayetleri” ile giren Türkiye’de Uber gibi araç paylaşım servislerinin çabuk reaksiyon görmesi gayet doğal. Devlet tarafından tanınmış lisanslı plakalarda dahi özellikle Sultanahmet gibi turistik bölgelerde turistlerle yapılan “ekstra turlar”, kabartılan tarifeler ve kontrolsüz şoförler, bireysel taşıma servislerine endişeyle yaklaşan bir toplumsal önyargı oluşturuyor.
Üstelik Uber için tek endişe Türkiye’de değil. Global olarak bu sistemin tüm avantajlarına karşın, güvenlik tehditleri için bir kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor. Öyle ki Uber’in sunduğu imkanlar, standart taksi ücretlerinin altında taşımacılık yapması ve kazan-kazan ilişkisi artık normalleşti; eleştiriler güvenlik konusuna yoğunlaştı.
Yakın zamanda Buzzfeed tarafından yapılan ortaya çıkarılan taciz ve cinsel saldırı şikayetlerinde 6000’e yakın şikayet oluşturulduğu ekran görüntüleriyle paylaşılınca, Uber’e cevap hakkı doğdu. Konuyu Medium’da anlatan Uber ekibi, Aralık 2012 ile Ağustos 2015 arasındaki yaklaşık 3 yıllık süre boyunca tecavüz iddiasıyla şikayette bulunan 5 kişi olduğunu açıkladı. Cinsel taciz ile ilgili 170 Uber’e gelen şikayet sayısı 170, yani her 3,3 milyon sürüşte bir defa şikayet geliyor. Uber ayrıca ciddi saldırılarda ilgili kullanıcının doğrudan emniyet güçlerine başvurduğunu, dolayısıyla o olayların bu şikayetlere dahil olmayabileceğini açıklamakta çekince görmedi.
Uber için güvenlik ilk sırada
İnsanları A noktasından B noktasına güvenli bir şekilde taşımanın kendileri için varlık sebebi olduğunu dile getiren ekip, bu nedenle bir “Güven ve Emniyet” ekibi kurduklarını, ekibin danışmanının eski federal savcı Joe Sullivan olduğunu ve bu ekibin daha önce Airbnb’de aynı işi yapan Phil Cardenas tarafından yönetildiğini yazdı. Her bir yolculuğun GPS ile takip edildiğini ve hem sürücünün hem yolcunun konumlarını aileleriyle kolayca paylaşabildiğini, sürücüyü (ya da yolcuyu) sürüş sonrası puanlayabildiğini hatırlatan Uber, bu sistemde hataya yer olmadığını belirtti.