Uber, geçtiğimiz yıllarda şoförlerinin müşterilere saldırdığı çeşitli olaylar nedeniyle zor zamanlar yaşadı.
Mahkemeye giden bu suçlarda, şoförler ayrıca ceza aldılar ancak mağdurlar Uber’in de sorumlu olduğunu savunarak tazminat davaları açtıklarında işin boyutu değişti.
Uber, yerel otoritelerden şoförlerini daha dikkatli seçmesi konusunda uyarılar almış ve bu uyarıları yerine getirmiş olmasına rağmen, gerçekleşmiş olan saldırılarda sorumluluğunu olduğunu kabul etmiyordu. Uber’e göre, şoförler şirketin bordrolu çalışanı değil, freelance/parça başı iş yapan kontratlı çalışanlarıydı. Bu da şirketi yasal olarak sorumluluk dışında bırakıyordu.
Yüksek mahkeme son sözünü söyledi
Ancak ABD’de yüksek mahkeme, şirketin şoförlerini seçerken daha dikkatli olması gerektiğini dile getirerek, şirketin sorumlu olduğu sonucuna vardı.
2015’te farklı şehirlerde iki ayrı kadına yapılan cinsel saldırı nedeniyle şirkte açılan davalar böyle kritik bir sürece girmiş oldu.
Davalarda, sorumluluğunu kabul etmeyen araç paylaşım uygulaması, mahkemenin yorumundan sonra davacı kadınlarla anlaşma yolunu seçtiğini duyurdu.
Kadınlara belli bir tazminat vererek davaları kapatan şirket böylece ağır tazminat ödeme riskindne kurtulmuşken, bundan sonra şoförlerinin suçları nedeniyle sorumlu tutulabileceği gerçeğiyle de yüzleşmiş durumda.
Bu karar ayıca paylaşım uygulamaları geliştiren tüm otomobil üreticilerini de doğrudan etkiliyor.