KPMG Türkiye, Türkiye dahil 19 ülkeden 300 firmayla Ar-ge ve İnovasyon araştırması gerçekleştirdi. Avrupalı firmaların yüzde 37’si Ar-Ge ve inovasyon yoluyla İş Geliştirme yaparken bu oran Türkiye’de yüzde 16’da kalıyor.
Araştırma sonuçları, Ar-Ge ve inovasyonu yönetim süreçlerine katan ve çözüm ortaklarıyla birlikte İş Geliştirme yapan şirketlerin daha hızlı büyüdüğünü ve ticari hedeflerine daha kolay ulaştıklarını gösteriyor. Kurumsal inovasyona dayalı büyümedeki başarı faktörleri şöyle sıralanıyor:
• Uzun vadeli düşünme; Gelecekte bugünkünden daha rekabetçi olmak için teknoloji ve tüketim trendlerinin zamanında fark edilmesi ve gerekli yatırımların zamanında yapılması şart.
• Hizmet ve ürün portföyünün genişletilmesi ticari ve teknolojik riskleri azaltarak rekabet gücünü artırıyor.
• İşbirliğine dayalı İş Geliştirme Ar-Ge maliyetlerinin çözüm ortaklarıyla paylaşılmasını sağlıyor.
• Ticarileştirme sürecini titizlikle ele almak ve rakiplere yönelik giriş bariyerleri oluşturmak inovasyona dayalı katma değerli hizmetler yaratarak gelirleri artırmayı sağlıyor.
Türkiye’deki şirketler ürün ve hizmetlerde inovasyon yapmalı
KPMG Türkiye Yönetim Danışmanlığı Direktörü Saip Eren Yılmaz Türkiye’de Ar-Ge ve inovasyonu şöyle değerlendirdi: “Bu araştırma, yerli firmaların Ar-Ge ve inovasyon yönetimi stratejisi bakımından önemli eksikleri olduğunu gözler önüne serdi. İnovasyon artık tüm firmaların gündeminde. Ancak, inovasyon kabiliyetlerine yatırım yapan ve bu kabiliyetleri kurumsallaştıran firmaların oranı hem Türkiye’de hem de Avrupa genelinde bir hayli düşük”.
Her ölçekten firma inovasyon yapmalı
Türkiye’de inovasyonda en büyük sorunun planlama olduğunu ve proje takvimine uymak gerektiğini belirten Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle büyük ölçekli şirketler yakaladıkları ölçek avantajı dolayısıyla Ar-Ge projelerinde kayda değer bir maliyet avantajı sağlarken, ürün geliştirme hızı bakımından küçük ölçekli şirketler karşısında zorluk yaşıyorlar. Pazar dinamikleri daha sık yeni ürün geliştirilmesini gerektiriyor ve ürün yaşam döngülerinin kısaldığını görüyoruz. Büyük ölçekli firmalar müşterinin yeni ürün ve hizmet taleplerine geç cevap verdiğinde, daha çevik olan küçük ölçekli firmalar pazarda oluşan arz açığını hızla dolduruyor”.
İş Geliştirme için ürün ve hizmet inovasyonu yetmez. Yeni dijital satış kanalları gerek
Firmaların ürün, iş modeli, organizasyon, süreçler gibi farklı alanda inovasyon yapabileceklerini belirten Yılmaz, daha önce fark edilmemiş yeni bir ihtiyaç keşfetmenin de inovasyon sayılacağını kaydetti.
“Araştırma sonuçlarına göre firmaların en çok odaklandıkları alan ürün inovasyonu olurken, en az ilgi gösterdikleri alan yeni satış kanalları ve gelir modellerinin geliştirilmesi. Araştırmamız, son 3 yıl içinde en hızlı büyümeyi kaydeden firmaların daha önce fark edilmemiş yeni bir ihtiyaç keşfetmeye odaklanan firmalar olduğunu gösterdi. Bu bağlamda çok kanallı pazarlama ve çapraz kanal entegrasyonu önemli inovasyon dalları arasında. Kısacası hızlı büyüme için standart inovasyon türlerinin dışına çıkmak gerekiyor”.
Dijital dönüşümle şirket kültürü değişmeli
Kurumsal dijital dönüşümün önemine değinen Yılmaz, her ölçekten girişim ve şirkette sürdürülebilir inovasyon kültürünün yaygınlaşması gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı:
“Temel inovasyon yönetimi süreçlerini tam anlamıyla devreye almış olan firmaların geliştirdikleri ürünlerin ticari hedeflerine ulaşma oranının daha yüksek olduğunu ve bu firmaların gelirlerinde son 3 yıl içinde pazara sundukları ürünlerin daha büyük bir ağırlık taşıdığını görüyoruz. Diğer yandan inovasyon kabiliyetlerini sınırlayıcı faktörler arasında en sık rastlanılanı istenilen eğitim ve yetenek düzeyinde insan kaynaklarının bulunamaması olarak karşımıza çıkıyor. Özetle inovasyon için tecrübeli ve vizyoner düşünen yaratıcı uzman kadrolar gerekiyor”.