Türkiye ile Çin arasında, enerji dönüşümü alanında işbirliğini güçlendirmeye yönelik bir mutabakat zaptı imzalandı. Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın Çin ziyareti kapsamında gerçekleşen bu anlaşma, nükleer enerji dahil olmak üzere çeşitli enerji kaynaklarını kapsıyor.
Bayraktar, Çinli mevkidaşı Vang Guanghua ve Ulusal Enerji İdaresi Başkanı Cang Cienhua ile yaptığı görüşmelerde kritik mineraller, nadir toprak elementleri, doğal kaynaklar, madencilik, yenilenebilir enerji ve nükleer enerji alanlarında işbirliği olanaklarını ele aldı. Ayrıca, Çin’in önemli enerji firmalarından biri olan Çin Devlet Enerji Yatırım Şirketi (SPIC) ve ona bağlı Çin Devlet Nükleer Enerji Teknolojisi şirketi yetkilileriyle de görüşmeler gerçekleştirdi.
Bayraktar, Türkiye ile Çin arasındaki iş birliğinin geniş kapsamlı olduğunu belirterek, özellikle nükleer enerji, yenilenebilir enerji, enerji depolama ve kritik mineraller alanlarında daha somut projeler geliştirmek amacıyla Pekin’i ziyaret ettiğini ifade etti. Bu kapsamda, Türkiye’nin Eskişehir Beylikova’da keşfedilen dünyanın tek sahadaki en büyük ikinci nadir toprak elementleri rezerviyle ilgili işbirlikleri de görüşüldü.
Ayrıca, Türkiye ile Çin arasında doğal kaynaklar alanında bir işbirliği anlaşması imzalanması için çalışmaların ekim ayına kadar tamamlanması planlanıyor. Bu anlaşma, nükleer enerji, yenilenebilir enerji, enerji depolama ve hidrojen gibi alanları kapsayacak ve ülkelerin karbonsuzlaşma hedeflerine katkı sağlayacak.
Nükleer enerji alanında da iş birliği önemli bir yer tutuyor. Türkiye’nin uzun vadeli enerji planında 2050 yılına kadar 20 bin megavatlık nükleer enerji kurulumu hedefleniyor. Halihazırda Akkuyu Nükleer Santrali projesinin yanı sıra Sinop’ta bir nükleer santral daha yapılması planlanıyor. Çinli SPIC ile Trakya İğneada Nükleer Santrali projesi üzerinde de görüşmeler sürüyor ve pandemi sürecinin yavaşlamasının ardından sürecin hızlandırıldığı belirtiliyor.
Bayraktar, Türkiye’nin büyük santrallerin yanı sıra küçük modüler reaktörlere de ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, bu alanda Batılı şirketlerle ve Çinli CNOS şirketi ile temasların sürdüğünü belirtti. Hedef, Akkuyu’dan elde edilen tecrübelerle daha yerli ve milli bir model oluşturmak.