Site icon TechInside

TELKODER: 4G için fibere yatırım şart

TELKODER Başkanı Yusuf Ata Arıak

telkoder_logo_Yuksek4G ihalesinin 2015’in ilk çeyreğinde yapılacağına dair kamu yöneticileri tarafından yapılan açıklamalar sektördeki kurumları ve STK’ları da harekete geçirdi. Konuyla ilgili bir açıklama yayınlayan TELKODER, 4G için alınması gereken çok yol olduğunu ifade etti.

TELKODER’in sayılarla desteklediği açıklaması şu şekilde:

“Türkiye’de elektronik haberleşme sektörünün 2015 yılı gündeminin en önemli maddelerinden birisi yapılacak olan 4G ihalesi olacak. 4G teknolojisinin tüketicilere getireceği en büyük avantajlar arasında, 3G teknolojisine göre çok daha büyük hızlarda veri taşıma kapasitesinin olması ve bu sayede İnternet’e çok daha hızlı erişim sağlanması bulunuyor. İhalenin gerçekleştirilmesi gündemdeyken, ülkemizin altyapısının 4G’ye geçişe hazır olup olmadığı sorusu ise henüz kesin olarak yanıtlanmış değil.

Mevcut uygulamada cep telefonu ile baz istasyonu arasındaki iletişim telsiz sinyalleri kapsamında sağlanıyor. Baz istasyonundan sonraki adımda ise 4G ile ortaya çıkacak olan büyük kapasitenin taşınabilmesi için her baz istasyonunun fiber ile birbirine bağlanması gerekiyor. Ülkemizde yurt çapına yayılmış toplam 60 bin civarında baz istasyonu olduğu düşünüldüğünde fiber şebekelerin neden hızla yaygınlaştırılmasının gerekliliği açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Son BTK raporuna göre ülkemizdeki fiber şebekelerin toplam uzunluğu 240 bin kilometre olarak verilmiş durumda. 60 bin adet baz istasyonunun bağlanabilmesi için ise bu uzunluğun en az 7-8 kat arttırılması gerekiyor.

4G teknolojisinin verimli olarak kullanılması için gerekli olan fiber şebeke uzunluğu belliyken, mevcut fiber şebekesi bu ihtiyacı karşılamaktan çok uzak. Bunun yanı sıra fiber alanına yatırımlar da yeterli hızda değil. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden alınan verilere göre, kazı izni verilen fiber optik metrajları 2008’den 2014’e kadar büyük ölçüce düşmüş gözüküyor. 2008 yılında başlanan fiber optik şebeke yatırımlarında yıllar içinde artış olması beklenirken, İstanbul’da 7 yıl içinde yapılan kazı uzunluğunun tam tersine çok büyük ölçüde düştüğü gözlemleniyor.

2008 yılında İstanbul’da 678 kilometre fiber şebeke döşenmişken bu uzunluk 2014 yılında sadece 17 kilometreye düşmüş durumda. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı (UDH Bakanlığı) ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) çözümü için çeşitli çalışmalar yapıyorlar ancak fiber şebekelerinin yaygınlaşması konusunda büyük sorunların devam ettiği açıkça görülebiliyor.

Fiber şebekeler nasıl artabilir?

Fiber şebekelerin hızla yaygınlaşabilmesi için iki yol bulunuyor. Bunlardan ilki, bir işletmecinin kendi şebekesini (fiber kablo, kanal, göz) kurabilmesi ve kamu/özel mülkiyet altındaki arazilerden geçebilmesi için kazı yapma izni alması. Genel olarak “Geçiş Hakkı” adı verilen bu izin ile UDH Bakanlığı ilgileniyor. Bu konuda Bakanlık tarafından yapılan düzenlemeler beklenen sonuçları vermiş değil. Bugüne kadar TELKODER üyesi işletmeciler tarafından geçiş hakkı istemiyle Bakanlık’a yapılan 55 başvuru içerisinden sadece 9 tanesinin olumlu, 4 tanesinin olumsuz sonuçlandığını, 42 tane de bekleyen başvuru olduğunu görüyoruz.

İkincisi yol ise “Tesis Paylaşımı”, adı verilen mevcut milli yeraltı kablo kanallarından isteyen işletmecilerin makul bir bedel karşılığı faydalanması. Bu yolla her işletmecinin kendi kazısını yapmasının yerine, mevcut kurulmuş fiber şebekesinin herkes tarafından kullanılması sağlanıyor. Bu sayede fiber şebekelerin yaygınlaşması büyük hız kazanabiliyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun ilgilendiği “Tesis Paylaşımı” konusunda da çok gecikmeli olarak yapılan düzenlemeden beklenen sonuç alınabilmiş değil. Bugüne kadar TELKODER üyesi işletmeciler tarafından BTK’nın yaptığı düzenlemeye uygun olarak Türk Telekom’a yaptıkları toplam 319 tesis paylaşımı başvurusu içerisinde de sadece 31’inin olumlu, 135’inin olumsuz sonuçlandığını, 153 tane de bekleyen başvuru olduğunu görüyoruz. Ayrıca BTK’nın 2011 yılında aldığı karar ile, Türk Telekom’u fiber yatırımı yapması halinde 5 yıl boyunca tüm düzenlemelerden muaf tutmasının da rekabeti engellemek dışında bir şeye hizmet etmediği açıkça görülüyor. Yatırımların artması için bu kararın ortadan kaldırılması gerekiyor.”

Exit mobile version