Ağ bağlantıları her türlü ürün üzerinde kendini gösterirken, bilgi ve iletişim teknolojileri kusursuz bir potansiyel olarak karşımıza çıkıyor. Üretim ve lojistik gibi alanlarda büyük fark yaratabilecek olan bu potansiyel, bireysel bazda ise çok sayıdaki günlük teknoloji ürünleri ile kendini gösteriyor. Ağa bağlı cihazları sürekli olarak “bağlı” konumda bırakmak ise 2030’da 100 milyar ve ilerleyen on yıllarda ise 500 milyarlık bir seviyeye ulaşabilir.
Bahsi geçen sistemler ise ağ ekipmanları, ağ yapıları ve akıllı network sistemleri olarak sıralanıyor. İkinci seviyede ise set-top box’lar ve yazıcılar gibi örnekler yer alıyor. Bunların çok büyük kısmı ise ana ağlara daimi olarak bağlı oluyor ve sürekli olarak enerji tüketimine sebep oluyor. Yüzde 80’lik tüketimin başında ise bekleme konumunda olan ağa bağlı cihazlar yer alıyor.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) verileri doğru kullanım ve yeni kurallar sayesinde yüzde 60’tan fazla enerji tasarrufu yapılabileceğini gösteriyor. Bunun içinse donanım, yazılım, iletişim protokolleri ve teknik standartlarda ciddi bir değişiklik gerektiği belirtiliyor.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın tavsiyeleri
Uluslararası Enerji Ajansı, bu tehlikeyi azaltabilmek için çeşitli öneriler de sunuyor. Bu önerilerin başlıkları ise şu şekilde sıralanıyor;
– Yeni kurallar oluşturmak, değer zinciri analizlerinde doğru tüketim yöntemleri belirlemek.
– Yeni standartlar ve organizasyonlar ile enerji tasarrufu için yazılım ve donanım parçalarında yeni çözümler bulmak.
– Ürünlerin üreticileri tarafından kullanılabilecek çözümler planlamak.
– Üreticilerin yazılım ve donanımı bir araya getirerek alternatifler üretmesini sağlamak.
– Ağlara bağlı kalma kurallarında yeniliğe gitmek.
– Hizmet sağlayıcıların, son kullanıcı için daha mantıklı satış politikaları izlemesini ve satılacak ürün sayısında dengeyi kurmalarını sağlamak.
– Tüketicilerin ise bu konuda neler yapabileceklerine dair kararlar verebilmelerini sağlamak.