Roche’un Coral platformu, kronik ve nadir hastalıklara karşı

Roche Türkiye, dünya genelinde önemli bir gündem maddesi olan kronik hastalıklarla ilgili bir platform tasarladı. Kronik hastalıklarla mücadelede Roche’un sunduğu tedavi seçeneklerine tamamlayıcı bir çözüm olarak tasarlanan Coral platformunu,sağlık profesyonellerinin, hastaların ve hasta yakınlarının hastalık tecrübelerini iyileştirmeye odaklanıyor.  Platformda; erişilebilirlik, hasta/hasta yakını eğitimi, tedavi takibi ve hasta-hekim iletişimi konularında yenilikçi çözümler üretilmesi amaçlanıyor. İlk olarak Rusya’da kullanılmaya başlanan Coral’ın kısa süre içinde Hindistan, Bangladeş, Tayvan, Şili ve Sırbistan’da kullanıma girmesi planlanıyor. Coral’ın Türkiye’de uygulamaya geçmesi ile ilgili sağlık otoriteleri ile görüşmeler devam ediyor. Platformun 2022’de EMA tıbbi cihaz onayı ile beraber Avrupa Birliği ülkelerine giriş yapması planlanıyor. Roche ürünlerinin kullanıldığı ve kendi dijital çözümleri bulunmayan ülkelerde standart dijital çözüm uygulaması haline gelmesi olarak ifade ediliyor. Roche İlaç Türkiye Genel Müdürü Dr. Natasa Klicko, “Yarının ihtiyaçları için bugünden çalışırken, hasta odaklı yaklaşımı, veri ve teknolojiyle birleştirerek hasta yolculuğu boyunca hastaların ve hasta yakınlarının ihtiyaçlarını karşılayacak çözümler geliştirmeye ve böylece sağlık ekosistemi için değer yaratmaya odaklanıyoruz. Roche Türkiye ekibi olarak tasarladığımız Coral Platformu da bu motivasyonun bir yansıması. Bu platform ile hasta ve hekim arasındaki kronik sorunları çözmenin ötesinde, hastaları ve hasta yakınlarını tüm süreçler hakkında bilgi sahibi kılmayı, onlara daha fazla fayda sunmayı hedefliyoruz. Özellikle nadir hastalıklarda tedavilere erişim süreçlerinde meydana gelen zorlukları minimize etmeyi; hastaların bu tedavilere erişimini kolaylaştırmayı amaçlıyoruz. Platformun kullanılmaya başlandığı Rusya’daki ilgili ekipten aldığımız geri dönüşler oldukça olumlu” diyor.

Video reklamlar güç kazanıyor

0
Son iki yılda video izleme miktarı yüzde 52 artarken video içerikler, hedef kitleye ulaşmaları, etkileşimi artırmaları ve diğer reklamlara göre daha fazla akılda kalmaları ile dikkat çekiyor. Pandemi sürecinde internette geçirilen sürenin artması, videoyu pazarlama ve iletişim açısından çok daha kritik hale getirirken video reklamlar, pazarlamacılar için çok yönlü ve hedef kitlelere ulaşmada son derece etkili bir ortam oluşturuyor. Deloitte’un Türkiye’de Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları 2021 Yılı İlk 6 Ay Raporu’na göre, videonun dijital reklam pazarındaki payı yüzde 27’ye ulaşarak 2 milyar 170 milyon lirayı aştı. Geçtiğimiz yılın aynı döneminde videonun dijital medya yatırımlarında aldığı pay yüzde 19 civarında olması, artıştaki hıza dikkat çekerken bir diğer dikkat çekici nokta, video ve e-ticaret reklamlarındaki artışın paralel gitmesi oldu. 2021’in ilk yarısında bu iki alan, reklam yatırımlarında en yüksek artışın gerçekleştiği alanlar oldu. Tüketicilerin video içeriklere harcadıkları zamanın her geçen gün artığının altını çizen RTB House Türkiye Ülke Müdürü Can Tunçer, “Şu ana kadar yapılan tüm araştırmalar internet kullanıcılarının video içerik izlemek için harcadıkları zamanın son iki yılda yüzde 52 arttığını gösteriyor. Tüketicilere bir ürün veya hizmet hakkında nasıl bilgi almak istedikleri sorulduğunda, neredeyse yüzde 66’sı video yanıtını veriyor. Pazarlama tarafında ise video içeriklerin yüzde 83 oranında müşteri çekmeye yardımcı olduğu belirtiliyor. Bu nedenle video içerikler ve dolayısıyla kişiselleştirilmiş videolar dijital reklamcılığın geleceğinde büyük rol oynayacak” diyor. Tunçer, video reklamlarda başarılı olmak için önerilerini şöyle sıralıyor:
  • Satışlara değil, hikayelere odaklanın. Video içerikler, izleyici için bir değer yaratmalı. İzleyiciyle bağlantı kuran hikayeler anlatmalı ve tüketiciler, hikâyenin kendileriyle ilgili olduğunu hissetmeli.
  • Kanca (hook) yöntemini kullanın. Şirketin daha videonun başında bağlantı kurması gerekiyor. Videoda neler olduğunu hızla gösteren bir ön izleme daha fazla izlemeye teşvik eder.
  • Önce en iyisini yerleştirin. Ortalama dikkat süresi sadece 8,5 saniye. Videonun ilgi uyandırması için yalnızca birkaç saniye bulunuyor.
  • Tüketicilerin karşısına kişiselleştirilmiş videolar ile çıkın. Kişiselleştirilmiş videolarla hedeflenen kullanıcılar, çeşitli erişim kanalları aracılığıyla daha önce görüntülenen ya da sepete eklenen ancak satın alınmayan ürünlere yönlendirilebiliyor. Bu, video reklamları özel çapraz ve yukarı satış kampanyaları için ideal bir araç olarak öne çıkarıyor.

Google ve Game Factory, Türk oyun sektörü için bir araya

Google’ın startup’lara yönelik destek programı olan Google for Startups’ın dünyada oyun alanındaki ilk partneri, oyun geliştiricilere özel kuluçka merkezi Game Factory oldu. İstanbul merkezli kuluçka merkezi, Google partnerliğiyle birlikte Türk oyun stüdyolarına sunduğu desteklere yenilerini ekleyecek.

Dünyanın dört bir tarafından çeşitli kategorilerdeki partnerleriyle, girişimini kurmak ve büyütmek isteyen kişilere destekler sağlayan Google for Startups; dünyada oyun alanındaki ilk partnerliğini Game Factory ile yaptı. İşte ayrıntılar…

Türk oyun sektörünü Game Factory aracılığıyla destekleyeceğimiz için heyecanlıyız

Şu anda Türkiye’de 70’ten fazla oyun stüdyosuna eğitim, mentorluk, ekip arkadaşı bulma, yatırımcı networkü sağlama, oyun yayınlama gibi destekler sağlayan Game Factory; global Google partnerliğiyle beraber artık oyun geliştiricilere daha fazla imkan sunacak. Google for Startups’ın Global Hızlandırıcı Operasyonları ve Partnerlikleri Başkanı Kevin O’Toole, Google’ın Game Factory ile yaptığı partnerlikten dolayı heyecanlı olduklarını söyledi:

Google olarak Game Factory ile resmi olarak partnerliğimize başlamaktan mutluluk duyuyoruz. Türk startup ekosisteminin ve özellikle oyun sektörünün önemli ölçüde büyümesini göz önüne aldığımızda, Türkiye’deki etkinliğimizi artırmak bizim için önemli. Türkiye’deki girişimcileri Game Factory aracılığıyla desteklemeye devam edeceğimiz ve Game Factory’deki oyun stüdyolarına Google’ın en iyi ürünlerini, teknolojilerini ve uzmanlarını sağlayacağımız için heyecanlıyız.

Google for Startups’ın oyun alanındaki ilk partneri olduğumuz için gururluyuz

Oyun geliştiricilere özel kuluçka merkezi Game Factory’nin CEO’su Efe Küçük ise Google ile olan partnerlikleri sayesinde Türk oyun sektörüne artık daha fazla destek sağlayabileceklerini ifade etti.

Google ile partnerliğimizi bir üst seviyeye taşıdığımız için heyecanlıyız. Bu partnerliğin ciddi büyüme hızına ulaşan ve globalleşme yolunda olan Game Factory ve Türk oyun sektörü için büyük bir fayda sağlayacağına hiç şüphemiz yok.
Google ile olan partnerliğimiz sayesinde ekosistemimize daha fazla destek sunabileceğimiz için çok mutluyuz. Ayrıca, Google for Startups’ın oyun alanındaki ilk partneri olduğumuz için oldukça heyecanlıyız. Oyun girişimciliği ve kuluçkası konusundaki uzmanlığımızı, Google’ın da networküyle bir araya getirerek Türk oyun ekosistemine daha fazla fayda sağlayıp hep birlikte büyüyeceğiz.

Türk oyun stüdyoları globale açılacak

Google for Startups partnerliği kapsamında Game Factory, Türk oyun geliştiricileri global Google networküyle tanıştıracak. Bu network kapsamında Game Factory kuluçka merkezinde bulunan oyun geliştiricileri; Play Store, AdMob, Ads, YouTube gibi çeşitli Google ürünlerinde çalışan uzmanlardan mentorluk alabilecekler. Ayrıca Google ve Game Factory ev sahipliğinde gerçekleşecek olan yerel ve global etkinliklere de katılma fırsatına sahip olacaklar.

Google kredileri sayesinde giderler azalacak

Google for Startup’sın dünyadaki ilk oyun partneri Game Factory, oyun geliştiricilere Google Workspace, Firebase, Ads gibi ürünlerden krediler sağlayacak. Bu krediler sayesinde oyun geliştiriciler hem giderlerini azaltacaklar hem de Google uzmanlarından alacakları mentorluklarla bu ürünleri en verimli şekilde kullanmayı öğrenecekler.

Şu anda 70’ten fazla oyun stüdyosuna ve 4000’den fazla oyun geliştiricisine destek sağlayan Game Factory hem sıfırdan oyun sektörüne girmek isteyen herkese hem de halihazırda oyun geliştiren kişilere ve ekiplere kapısını açıyor. Google for Startup’sın dünyadaki ilk oyun partneri Game Factory kuluçka merkezinin başvuruları gamefactory.gs adresi üzerinden devam ediyor.

Turkcell, Metaverse mağazasını açmaya hazırlanıyor

0
Turkcell, Pasaj’la e-ticaret pazarındaki konumunu güçlendirirken, tüketicilerin son dönemde artan online alışveriş taleplerine alternatif çözümler sunmaya da devam ediyor. Teknolojik gelişmeler kapsamında Turkcell’in Metaverse dünyasındaki ilk mağazasının çok yakında hizmete açılması planlanıyor. Turkcell ekosistemindeki dijital servislerin de deneyimlenebileceği bir alan ile ürün satışlarının gerçekleştirileceği Metaverse mağazasının sanal ortamda yapılacak açılışına, sanal kimliği temsil eden avatarlarla katılım sağlanabilecek.

Kadri Özdal: Turkcell kalitesini ve güvenini sanal dünyaya da taşıyoruz

Dijitalleşmenin her alanda olmazsa olmaz bir önem arz ettiğine dikkat çeken Turkcell Bireysel Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kadri Özdal, şunları söyledi; Türkiye’de ilklerin öncüsü Turkcell olarak, mağazacılıkta da doğru yerde ve doğru zamanda müşterilerimize ulaşabilmek amacıyla her ortamda bulunmayı hedefliyoruz. Bu bağlamda yenilikçi bakış açımızla Metaverse’de de yer alacağız. Turkcell kalitesini ve güvenini sanal dünyaya da taşıyarak, burada müşterilerimize en iyi hizmeti sunmaya devam edeceğiz. Mağazanın yanı sıra Turkcell, teknoloji zirvelerini de Metaverse evrenine taşıyarak paydaşlarıyla sanal etkinliklerde bir araya gelmeyi hedefliyor. Ayrıca İnsan Kaynakları alanında Turkcell’in iş ilanları, işe alım ve oryantasyon süreçlerinin de bu ortamda yürütülmesi düşünülüyor. Bu konuda hazırlıklarını sürdüren Turkcell; Metaverse ile ilgili gerekli altyapısal ve süreçsel aşamaların tamamlanmasının ardından müşterileri ve paydaşlarıyla sanal evrende buluşmayı hedefliyor.

Evden çalışma, siber ve iş modeli risk haritasını değiştirdi

COVID-19 ile birlikte hızlanmasına övgüler düzülen dijital dönüşüm ve dijitalleşme, yeni nesil tehditleri de beraberinde getirdi. Bu o kadar şiddetli bir değişim ki, aslında sadece siber güvenlik alanındaki değil, iş yönetimi alanındaki risk haritasındaki değişime de ışık tutuyor. Pandemi ile değişen çalışma modellerinin, profesyonelleri uzaktan ağ bağlantılarını kullanmaya yönlendirmesinin bu benzerliği ortaya çıkardığı anlaşılıyor. Uzaktan ağ bağlantıları saldırıları, şirketlerin karşılaştığı en yaygın güvenlik sorunlarından biri olmaya devam ederken, çalışanların dikkatsizliği nedeniyle meydana gelen tehlikeler endişe yaratıyor. Yeni çalışma modeli ile kullanımı yaygınlaşan uzaktan ağ bağlantı sistemleri, yönetilen hizmet sağlayıcılarının (MSP) problem çözme sürecinde karşılaştığı zorlukları artırıyor. MSP’ler siber saldırılardan korunmak için güvenlik çözümleri sunuyor ancak uzaktan dağıtılmış iş gücüne sahip iş istasyonlarını korumayla ilgili önemli zorluklar bulunuyor. Çalışanların profesyonel ağlara uzaktan bağlanmaları, hackerlerin hedefi haline gelmelerine zemin hazırlıyor. Bu, aynı zamanda, bütün iş akışını tehdit ile karşı karşıya bırakıyor. Hackerler, kötü amaçlı yazılımlarını özellikle ağ güvenliği zayıf kullanıcılar üzerinde kullanarak çeşitli yollarla bu ağları ele geçirebiliyor. Bu da dijitalleşmiş şirketin ele geçirilmesi anlamını taşıyor. MSP’lerin işlerini zorlaştıran ve aynı zamanda siber güvenlik riski ile iş riskini birleştiren bu durum. Öyle ki müşterilerine tüm uç noktalarda koruma, algılama ve yanıt çözümleri sunan MSP’ler, uzaktan çalışma ve gelişmiş güvenlik duvarları için de VPN korumalı ağ güvenliği, Wi-Fi güvenliği ve tüm kullanıcıların kimlik kontrolünü sunan siber güvenlik çözümleri sunmak durumunda kalıyor. Bu, önemli bir operasyonel risk anlamına geliyor. WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, MSP’lerin hackerlerin siber saldırılarına karşı büyük bir savunma mekanizması sunduğunu vurgularken uzaktan ağ bağlantılarının hackerlara sağladığı olanakların tehdidi sürekli büyüttüğünü kaydediyor. Uzaktan ağ bağlantılarının hackerlerin kötü amaçlı yazılımlarını daha kolay yayabilmeleri için kusursuz bir zemin hazırladığına dikkat çeken WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez’in, MSP’lerin karşılaştığı zorlukları sıraladığı altı maddeyi bu gözle değerlendirmekte yarar var. 
  1. Dijital dikkat dağınıklığı bulunuyor. Bir çalışan gün içerisinde ortalama 121 e-posta alıyor ancak evden çalışırken çalışma saatleri dışında da oturum açma ya da var olan oturumu kullanmaya devam etme durumu ortaya çıkıyor. BT yöneticilerinin yaklaşık yüzde 60’ı işten sonra bağlantıyı kesmenin uzak kullanıcılar için en zor alan olduğunu söylüyor.
  2. BT Ekipleri taleplere yetişemiyor. Çoğu BT personeli, siber saldırılardaki artışın ana nedeni olarak VPN’ler, video konferans ve parola sıfırlama uygulamalarının doğru kullanılmaması gibi durumlardan kaynaklandığını öne sürüyor. Uzaktan çalışma ve ağ bağlantısı nedeniyle teknik destek taleplerinin yüzde 39 arttığını dile getiren BT çalışanları taleplere yetişmekte zorlanıyor.
  3. Markalar risk altında. Siber güvenlik olaylarının sonuçları, bir kuruluşun itibarına önemli ölçüde zarar verebilir ve bazı durumlarda kuruluşlar önceki durumlarını kurtaramaz. Başarılı bir saldırı sistemlerinizi çökertebilir, işletmenizi kapatabilir ve müşterilerinizin beklediği hizmeti vermenizi engelleyebilir. Özellikle alanında öncü ve büyük markalara olan siber saldırı artışları MSP’leri en çok zorlayan noktalardan birisi.
  4. Siber güvenlik bütçeleri düşük. Teoride BT yöneticileri için en büyük öncelik olmasına rağmen, şirketlerin yüzde 70’inden fazlası siber güvenliğe çok az harcama yapıyor. Her zamankinden daha fazla insanın uzaktan çalışmasına ve uzaktan ağ bağlantı sistemlerini kullanmasına rağmen, şirketlerin harcamalarındaki kısıtlamalar siber saldırılara karşı savunmasız olmalarına sebep oluyor.
  5. Yetenek eksikliği bulunuyor. Siber güvenlik becerileri ve eğitimi eksikliği, özellikle KOBİ’ler için büyüyen bir sorundur. Kuruluşların yüzde 76’sından fazlası siber güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli personele sahip değil. Ortalama olarak, bir BT ekibi üyesi aynı pozisyonda en fazla üç yıl kalır, bu nedenle siber güvenliği etkin bir şekilde yönetmek için ekibinizin hızla ilerleyebilmesi gerekir.
  6. Entegre olmayan siber güvenlik çözümleri sorun yaratıyor. Orta ölçekli bir kuruluş, güvenlik açığı yönetimi için genellikle dört veya daha fazla araç kullanırken, BT yöneticilerinin yüzde 79’u da bir güvenlik açığını düzeltmenin 48 saatten fazla sürdüğünü kabul ediyor. Aralarında entegrasyon olmayan birden çok hizmete ve erişim noktasına yönelik çözümler de tehditleri doğru bir şekilde belirlemek için yeterli bağlamı ve analizi paylaşmıyor. Her siber güvenlik ürünü, kendi yönetim, eğitim, teknik destek ve operasyonel süreçlerini de gerektiriyor.

Akıllı hastaneler IoMT cihazlarını kullanacak

Juniper Research’ün raporuna göre akıllı hastaneler IoMT cihazl kullanmaya ağırlık veriyor. 2026 yılında 7 milyon IoMT cihazı kullanılması bekleniyor.

Akıllı hastaneler IoMT cihazlarına yöneliyor

Juniper Research tarafından yapılan bir araştırma, akıllı hastanelerdeki IoMT (Tıbbi Nesnelerin İnterneti) sayısının 2026 yılına kadar 7 milyonu aşacağını gösteriyor. Önde gelen araştırma firmasının analistleri, akıllı hastane başına 3 bin 850’den fazla olmak üzere küresel olarak 7.4 milyon IoMT (tıbbi nesnelerin interneti) cihazının kullanılmasını bekliyor. Juniper Research Araştırma Analisti Adam Wears: “Sağlık hizmetlerinde uzaktan izlemenin ortaya çıkması, ağ operatörlerine kendilerini dijital sağlık hizmeti değer zincirine yerleştirmeleri için bir fırsat sunuyor. Akıllı hastane teknolojileri önemli miktarda veri üretir, yani ağ operatörleri tarafından sağlanan uç bilgi işlem işlevi, bu sistemlerin başarılı bir şekilde kullanıma sunulması için çok önemli olacaktır” diyor. Öngörülen büyümeyi perspektife koymak için 2021 itibariyle 3,2 milyon IoMT cihazı devreye alındı. Araştırmacıların tahmini doğruysa, bu yüzde 231 büyümeyi temsil ediyor. ABD ve Çin’in, büyük nüfusları ve gelişen ekonomileri göz önüne alındığında şaşırtıcı olmayan şekilde IoMT’yi benimsemeleri bekleniyor. IoMT cihazları, daha az kritik ve bulaşıcı hastaların uzaktan izlenmesini de sağlıyor. Bu, kritik hastalar için hastanede daha az sağlık çalışanına ihtiyaç duyulmasını sağlamaya yardımcı olacaktır.

Gartner metaverse için tüketici tahminlerini paylaştı

Gartner metaverse için tüketici tahminlerini yayınladığı bir raporla paylaştı. Gartner’a göre 2026 yılında kadar tüketicilerin yüzde 25’i metaverse’de günde bir saat harcayacak.

Gartner metaverse raporu

Gartner’a göre, tüketicilerin dörtte biri 2026 yılına kadar metaverse’de günde bir saat harcayacak. Gartner Araştırma Başkan Yardımcısı Marty Resnick: “Sağlayıcıları, kullanıcıların hayatlarını dijital dünyalarda çoğaltmaları için şimdiden yollar inşa ediyor. Sanal sınıflara katılmaktan dijital arazi satın almaya ve sanal evler inşa etmeye kadar bu faaliyetler şu anda ayrı ortamlarda yürütülüyor. Sonunda, teknolojiler ve deneyimler arasında birden fazla varış noktası olan tek bir ortamda – metaverende – yer alacaklar” dedi. Metaverse ile ilgili başarılı örneklerin sayısı da gün geçtikçe artıyor. Ünlü mağaza Selfridges, hem birlikte çalışabilirliği hem de gerçek dünya entegrasyonunu erken metaverse deneyimiyle birleştirdi. Mağaza kısa süre önce tasarımcı Charli Cohen’in yanı sıra ziyaretçilerin 300’den fazla sanal platformda kullanılabilecek dijital versiyonlara ek olarak fiziksel giysiler için alışveriş yapabileceği sanal bir şehir başlattı. Gartner raporunda, kuruluşların yüzde 30’unun 2026 yılına kadar metaverse’de ürün ve hizmetlere sahip olacağını tahmin ediyor. Resnick, “Şirketler, dijital bir işletmeden meta veri tabanlı bir işletmeye geçerek iş modellerini benzeri görülmemiş şekillerde genişletme ve geliştirme yeteneğine sahip olacaklar” dedi.

Siber güvenlikte şirket birleşmeleri artıyor

0
Siber güvenlikte şirket birleşmeleri konusunda çok hızlı bir dönem yaşanıyor. Şirketler bir araya girerek sermaye yatırımları yapıyor.

Siber güvenlikte şirket birleşmeleri yeni bir sayfa açıyor

Siber güvenlik danışmanlığı Momentum’un araştırmasına göre, siber güvenlikteki birleşme ve satın alımlar 2021’de 77.5 milyar dolara ulaştı. 2021 tarihli raporda raporda firma, 83 siber güvenlik şirketinin sermaye artırımının 100 milyon doları aştığını söyledi. McAfee, Augh0, Mimecast, Thycotic, Proofpoint ve Avast dahil olmak üzere 14 farklı 1 milyar dolarlık birleşme ve satın alma gerçekleşti. Proofpoint, Ağustos 2021’de 12.3 milyar dolar nakit karşılığında satın alınırken, NortonLifeLock 8.4 milyar dolarlık bir anlaşmayla Avast PLC ile birleşti. Okta, Auth0’ı 6.4 milyar dolara satın aldı ve Symphony Technology Group, McAfee’nin kurumsal güvenlik işini 4 milyar dolara satın aldı. Siber güvenlik şirketlerini ve 286 birleşme ve devralmayı içeren binden fazla finansman anlaşması gerçekleşti. 2021’de KnowBe4, DarkTrace, SentinelOne, Riskified ve Forgerock olmak üzere beş siber güvenlik IPO’su vardı ve ortalama halka arz 467 milyon dolar topladı. Rapor, Microsoft’un Mandiant’ı satın almayı düşündüğü ve Cisco’nun Splunk için 20 milyar dolarlık bir anlaşma yapmayı düşündüğü bir döneme denk geldi.

Endüstri 4.0 ile dijitalleşmenin büyümesi devam ediyor

0
Endüstri 4.0 ile dijitalleşmenin büyümesi imalat sektörü başta olmak üzere birçok sektör için devam ediyor. Yapay zeka ve otomasyon bu dönemde ön plana çıkıyor.

Endüstri 4.0 ile dijitalleşmenin büyümesinde mevcut durum

Son yıllarda Endüstri 4.0 dijitalleşmesindeki önemli büyümenin imalat sektörü üzerinde büyük etkisi oldu. Geleneksel, kağıt tabanlı yöntemlerden daha modern dijital çözümlere geçiş, tekstil ve gıdadan ilaç ve endüstriyel kimyasallara kadar her türlü üreticinin üretkenliklerini artırmalarına, maliyetlerini düşürmelerine ve böylece operasyonel olarak daha verimli olmalarına yardımcı oluyor. Getac ve Statista tarafından yakın zamanda yapılan bir çalışmada, ABD’li üreticilerin dörtte biri dijitalleşmenin maliyetlerini zaman içinde yüzde 30’a kadar azaltabileceğine inandıklarını söyledi. Dijital dönüşüm geliştikçe, üreticilere sunulan yeni araç ve çözümlerin sayısı da artmaya devam ederek onlara çok çeşitli rekabet avantajları sunuyor. Öne çıkan en önemli araçlardan üçü, yarının zorluklarını bugünden karşılamaya yardımcı olan yapay zeka, genişletilmiş gerçeklik ve otomasyon oldu.

Endüstri 4.0 için Yapay Zeka

Tüm imalat endüstrilerinde yapay zeka kullanımının önümüzdeki beş yıl içinde yıllık yüzde 57,2 oranında büyüyeceği ve 2026 yılına kadar 14.02 milyar Euro’nun üzerinde bir pazar yaratacağı tahmin ediliyor. Bu nedenle, üreticilerin BT’ye yatırım yapması kritik önem taşıyor.

İmalat sanayi otomasyonu

Robotların ve otomasyonun kullanımı, imalat sektörünün birçok bölümünde zaten bir gerçeklik haline geldi. Örneğin Almanya’da, üreticilerin tahminen yüzde 59’u bu teknolojileri bir şekilde zaten kullanıyor. Sonuç olarak, küresel robotik pazarının önümüzdeki beş yıl içinde yıllık yüzde 20 oranında büyümesi ve otomasyonun 2018 ile 2025 arasında yılda yaklaşık yüzde 9 büyümesi bekleniyor. Toplam hacmin 2026 yılına kadar yaklaşık 62.13 milyar euro olması bekleniyor.

OYAK, 2017’de çizdiği rotada girişim yatırımları ile ilerliyor

Japonya’dan ABD’ye tüm zaman dilimlerinde, farklı sektörlerde 24 saat kesintisiz üretim yaparak büyüyen OYAK, faaliyet gösterdiği maden metalürji, gıda, tarım, hayvancılık, çimento, beton, kâğıt, inşaat, otomotiv, lojistik, enerji, kimya ve finanstan sonra teknolojiye yaptığı yatırımlarla da portföy çeşitliliğini artırıyor. Teknoloji alanında attığı adımlarla yerli girişim sermayesi ekosisteminin desteklenmesini ve küreselleşmesini hedefleyen OYAK, Türkiye’nin teknoloji ihraç eden ülke vizyonuna katkı sağlamayı amaçlıyor. Bu amaç doğrultusunda Türkiye’de ilk elektronik para lisansı alan şirketlerinden biri olan ve fintek dünyasının güçlü oyuncularından Birleşik Ödeme’den sonra bir başka Türk girişimi yazılım ve teknoloji geliştiren Innovance’a yatırım yapan OYAK, OCR Labs yatırımıyla da global öneme sahip kimlik doğrulama sektörüne girdi. OYAK’ın önümüzdeki dönemde hedefi, yatırım yaptığı bu ve benzeri şirketlerden üç unicorn çıkarmak.

OYAK, 2017 hedeflerine ilerliyor

OYAK’ta son beş yıldaki dönüşüm ve yapılanmanın getirdiği güçlü büyüme, OYAK’ın 2017’de koyduğu hedefleri sağlıklı ilerlemesine işaret ediyor. OYAK Genel Müdürü Süleyman Savaş Erdem’in 2017 yılında yaptığı strateji toplantısında koyduğu hedef doğrultusunda, sürdürülebilir büyümeyi sağlamak; teknoloji alanında yerli girişim ekosistemini ve global ölçekli yatırımları desteklemek suretiyle OYAK’ın geleceğine refah getirme kararları alınmıştı. Dünyada değişen paradigmalar üzerine yapılan strateji çalışmaları neticesinde özellikle teknoloji, enerji, tarım, gıda ve hayvancılık gibi döngüsel olmayan sektörler radara alındı. Hedefler doğrultusunda satın almalar, birleşmeler, yeni alanlara yatırımlar ve halka arzlar ile verimliliği ve karlılığı arttırmaya odaklanıldı. Buna uygun olarak TOTAL İstasyonları, Moil, Milangaz, Kümaş, Tamek ve Sagra başta olmak üzere, hayvan sağlığı, kuraklığa dayanıklı tohumculuk gibi birçok alanda şirket satın almaları gerçekleştirildi. Birleşik Ödeme, OCR Labs, Innovance gibi fintek dünyasının güçlü oyuncularına da girişim sermayesi yoluyla yatırımlar ilk defa yapılmaya başlandı.

Finansal teknoloji ve sigorta teknolojisi için entegre çözümler

OYAK’ın son dönemdeki teknoloji hamleleriyle ilgili konuşan OYAK Finans Sektörü Grup Başkanı Emrah Silav “OYAK Genel Müdürümüz Süleyman Savaş Erdem liderliğinde, son altı yılda değişen yönetim ve organizasyon anlayışıyla globaldeki gücümüzü ve etkimizi artırmaya odaklandık. Finans ve sigorta teknolojileri alanlarına yaptığımız yatırımlarla küresel değişimi yönetiyoruz. OYAK Grup Sigorta’nın Londra ofisi ile hizmet alanını genişletirken, diğer iştiraki OYAK Portföy’ün  Girişim Sermayesi Yatırım Fonları üzerinden yaptığımız yatırımlarla da finansal teknoloji ve sigorta teknolojisi şirketleriyle entegre iş modelleri üretiyoruz” diyor.

OYAK’ın hedefi, gelecek dönemde üç unicorn çıkarmak

Türkiye’nin en büyük tamamlayıcı mesleki emeklilik fonu OYAK, son altı yılda oluşturulan vizyon çerçevesinde önümüzdeki dönem üç unicorn çıkarmayı hedefliyor. Unicorn adaylarından Birleşik Ödeme yurtdışı açılımını sürdürürken OCR Labs, son 12 ayda yeni müşteri sayısını beşe katlamasıyla dikkat çekiyor. Bünyesinde 250 yazılımcının görev yaptığı Türk şirketi Innovance ise, OYAK Portföy Girişim Sermayesi Yatırım Fon’undan aldığı yatırımından ardından Almanya ve Romanya’ya açılarak ilerleyecek. Birleşik Ödeme, yurtdışı açılımını sürdürüyor Tüm dünyada yatırımcıların gözdesi haline gelen finans ve teknolojiyi birleştiren fintek sektöründe geçen yıl önemli bir hamle yaptıklarını söyleyen OYAK Finans Sektörü Grup Başkanı Emrah Silav, “OYAK Portföy Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarımız ile Türkiye’nin ilk elektronik para lisansı alan fintek şirketlerinden Birleşik Ödeme’ye yatırım desteği sunduk. Bizimle birlikte sektörde güçlenen Birleşik Ödeme, bir yandan yurt dışına açılmayı sürdürürken, bir yandan da unicorn olma hedefinde ilerliyor. OYAK, bu yatırım ile finansal teknoloji açılımı yaptı hem de Türkiye’de girişim sermayesi ekosisteminin geliştirilmesi için örnek oldu. Birleşik Ödeme, OYAK grup şirketlerinin yanı sıra birçok önemli firmanın da dijital finansallaşma projelerinin stratejik iş ortağı olacak” diyor. İlk yurt dışı ofisini Bakü’de ikincisini Romanya’da açan Birleşik Ödeme, 2022’de Gürcistan ve Özbekistan ofislerini açmayı planlıyor. Birleşik Ödeme, OYAK Portföy Girişim Sermayesi Yatırım Fon’undan aldığı stratejik yatırımla 2023’e kadar 10 ülkede 10 ofis açmayı hedefliyor. 88.9 milyon TL ile Türkiye’nin ödenmiş sermayesi en yüksek elektronik para şirketi olan Birleşik Ödeme, son üç yılda yüzde 300 büyüme sağladı. 2021 yılı sonunda Türkiye’de işlem hacmini 20 milyar TL’ye, kullanıcı sayısını da 16 milyona çıkaran Birleşik Ödeme, 2022’de işlem hacmini 60 milyar TL’ye çıkarmayı hedefliyor. Para transferi, akıllı kasa, sanal POS, dijital kart/cüzdan hizmetleri ve sadakat programları gibi servisler sunan Birleşik Ödeme, son olarak Hopi’ye HopiPay projesi kapsamında dijital cüzdan ve dijital kart hizmeti vermeye başlayarak ödeme sistemleri ve altyapı teknolojisi ile projeye katma değer sağladı. Birleşik Ödeme, yeni iş birliği ile Türkiye’nin en büyük sadakat platformlarından birini de cüzdana çevirmiş oldu. OCR Labs, son 12 ayda yeni müşteri sayısını beşe katladı OYAK, 2026 yılında 53 milyar dolar büyüklüğe ulaşması beklenen kimlik doğrulama sektörüne de girerek Avustralya’nın lider dijital kimlik doğrulama şirketi OCR Labs’in ilk yatırım turuna liderlik etti. OCR Labs, hizmetlerini ve ekibini İngiltere, Türkiye ve Avrupa’da genişletmeyi hedefliyor. Yeni girişim hikayesi: Innovance OYAK Portföy’ün Girişim Sermayesi Yatırım Fonları üzerinden gerçekleştirdiği bir başka teknoloji yatırımı ise bünyesinde 250 yazılımcının görev yaptığı Türk şirketi Innovance oldu. Bankaların dijitalleşme süreçlerine ve mobil uygulamalara yön veren teknolojiler geliştiren Innovance, OYAK Portföy Girişim Sermayesi Yatırım Fon’undan aldığı yatırımla önce Almanya ofisini ardından Romanya ofisini açmaya hazırlanıyor. Innovance’ın hedefi unicorn olarak küresel lige çıkmak.  

Goodspaces kapılarını açtı!

0
Büyük bir hızla yaşanan dijital dönüşüm sürecinde öncü, yarının rekabetçi ekonomisinde bir adım önde olmak isteyen markalara hizmet vermeyi hedefleyen goodspaces, 10 Şubat, Perşembe günü 42 Maslak’ta açıldı. Sanat, teknoloji ve sürdürülebilirliği odağına alan markaların bir araya geldiği bir platform olan goodspaces, her gün büyüyen ve güçlenen bir ekosistem olma özelliği taşıyor. A46 Organizasyon kurucularından Selim Demir ve Effect BCW kurucusu Gonca Karakaş liderliğinde kurulan platform; bu yolda ilerleyen markalara destek olmayı hedefliyor.

Kuruluş aşamasında birçok markanın desteğini aldı

Dünya, itici gücü teknoloji ve inovasyon olan büyük bir dönüşüm yaşıyor. Bu dönüşümün odağında, her geçen gün önemi daha da artan sürdürülebilirlik yer alıyor. Fikir aşamasından itibaren birçok markanın içinde yer almayı ve katkı sağlamayı kabul ettiği platform, her gün büyüyen ve güçlenen bir ekosistem olma özelliği taşıyor. goodspaces, ekosisteminin merkezinde bir İyilik Enstitüsü olması planlanıyor. Danışma Kurulu’nda konusunda fikir önderi, akademisyen, araştırmacı, STK lideri, sanatçı, teknoloji yatırımcısı ve tasarımcıların yanı sıra birçok genç aktivistin de yer alacağı enstitünün lansmanının nisan ayında yapılacağı belirtiliyor. goodspaces ekosisteminin liderlerinden olan Effect BCW kurucusu Gonca Karakaş, açılış töreninde yaptığı konuşmada; “Çevresel, sosyal ve ekonomik, tüm yönleriyle sürdürülebilirliği, her şeyin merkezine yerleştiren ve olmazsa olmaz birinci öncelik kabul eden goodspaces; hayata geçireceği etkinliklerle, içinde bir çok dünyanın yer aldığı bir evren olma özelliği taşıyor. Bu evrenin içinde eğitimler, konferanslar, zirveler, konserler, sergiler, kültür sanat aktivitesi, yaşadığımız dönüşümün daha iyi anlaşılmasını sağlıyor. Hatta dönüşümün ötesine, geleceğe dair yeni bakış açıları sunuyor” dedi. goodspaces henüz kuruluş aşamasında iken birçok markanın destek olmayı kabul ettiğini belirten Gonca Karakaş, sözlerine şöyle devam etti; “goodspaces henüz resmi açılışı olmadan WWF, UNDP, Yuvam Dünya gibi bir çok sivil toplum örgütüne gönüllü destek verdik. Bu iyilik hareketinin bir parçası olan markalar arasında; Microsoft, Siemens Ev Aletleri, Doğan Trend Otomotiv, Enerjisa, Suzuki, Nipppon Paint, Jumbo, Atelier Rebul, Pernod Ricard, Nude, Fuudy bulunuyor”. A46 Organizasyon kurucusu Selim Demir ise Türkiye’nin ‘yeni nesil’ deneyim alanı olarak tanımladığı goodspaces ile ilgili olarak; “Burada, iyi insanları bir araya getirmeyi ve iyi bir topluluğun buluşma noktası olmayı hedefliyoruz. Görüntü ve ses teknolojilerinde gelinen son noktayı yaratıcılıkla birleştirerek mükemmel deneyimler tasarlıyoruz. Ziyaretçilerimiz, 500 metre2 zemin ve 750 metre2 de duvarlar olmak üzere toplam 1250 metre2 boyutunda dev bir perdenin içinde bu deneyimi yaşayacak. Sanat, tasarım, gösteri, lansman ya da zirve… Yapılan tüm etkinlikler ziyaretçilerimizi içine alacak ve her tarafı saracak. Sadece bununla da sınırlı değil. Bir evin oturma odası gibi kurguladığımız ve istediğinizde misafirlerimizi ağırlayabileceğimiz çok şık bir yemek odasına dönüşebilen bir otak çalışma alanımız bulunuyor. Tavana kadar yükselen cam girişiyle aydınlanan, gerektiğinde ön kapıları açılarak dışarıyla bütünleşen ve bir açık alan haline gelen bu bölüm inanıyoruz ki; gelen her misafirimizin söylediği gibi size de kendinizi iyi hissettirecek” dedi.  

Tayfun Topkoç, SAS’taki yeni görevinde 59 ülkeyi yönetecek

SAS’ta Türkiye ve Orta Asya Bölgesinden Sorumlu Genel Müdürü ve ardından Güneydoğu Avrupa Bölgesi Genel Müdürü olarak görev yapan Tayfun Topkoç, terfi ederek Ortadoğu, Afrika, Türkiye ve Orta Asya Bölgesi Genel Müdürü olarak atandı. Sorumluluk bölgesi genişleyen Topkoç, yeni pozisyonu kapsamında 59 ülkeye ve yüzlerce çalışana liderlik edecek. Elektrik-Elektronik Mühendisliği alanında lisans eğitimi, elektronik ve telekomünikasyon mühendisliği alanında ise yüksek lisans eğitimi alan Topkoç, Koç Üniversitesi Executive MBA programını da başarıyla tamamladı. Topkoç, Türkiye ve Ortadoğu genelinde satış yönetimi ve iş geliştirme başta olmak üzere birçok alanda uzman bilgiye ve üst düzey yönetici pozisyonlarında 22 yılı aşkın sektör deneyimine sahip. Özellikle Türkiye’de veri odaklı organizasyonların yaygınlaştırılmasına öncülük eden Topkoç, kamunun dijitalleşmesi inisiyatifleri ve yapay zeka konusunda yetenekli gençlerin desteklenmesiyle Türkiye’nin dijitalleşmesine katkı sağlayacak çalışmalarda aktif rol aldı. Türkiye’nin dijitalleşme kapsamında global rekabette var olması ve veri bilimi alanında gençlerin kariyer sahibi olması odağında SAS’ın önemli bir kaynak yatırımı yapmasına öncülük de eden Topkoç, Türkiye Bilişim Vakfı iş birliği ile sosyal sorumluluk vizyonuyla hayata geçirilen Dijital Teknoloji Geliştiriciler Projesi gibi birçok önemli projeye de liderlik ediyor. SAS Ortadoğu, Afrika, Türkiye ve Orta Asya Bölgesi Genel Müdürü Tayfun Topkoç,  yeni görevi ile ilgili olarak “SAS’ta görev yaptığım süre boyunca farklı bölgelerden farklı ekiplere liderlik etmek ve birlikte başarılı işlere imza atarak SAS’ın veri analitiği liderliğini pekiştirmeye katkıda bulunabilmek benim için çok değerli. SAS olarak şirketlere dijital dönüşüm süreçlerinde değer katarken, bulunduğumuz bölgeleri de kalkındıracak ve veri analitiği ekosistemine katkıda bulunacak çalışmalar sürdürmeye ilk günkü heyecanımızla devam edeceğiz” şeklinde konuşuyor.  

Trendyol, Almanya’da moda ve giyimde hızlı büyüyor

Dijital pazaryeri Trendyol , Almanya’da en çok ziyaret edilen internet siteleri listesinin moda kategorisinde ikinci sırada yer aldı. İnternet sitelerinin ziyaretçi trafiğini analiz eden SimilarWeb’in verilerine göre Trendyol geçen 2021’de trafiğini yüzde 266 artırdı. SimilarWeb’in Digital 100 Almanya listesinde moda kategorisinde ziyaret ve etkileşim oranlarıyla en hızlı büyüyen ikinci platform olarak yer alan Trendyol,  daha önce de SimilarWeb’in, tüm dünyada en çok ziyaret edilen e-ticaret ve alışveriş sitelerinin listesinde Türkiye’den ilk 20’ye giren tek şirket olmuştu. Trendyol, Almanya’daki müşterilerine özel trendyol.com/de ve trendyol.com/en aracılığı ile Türk üreticilerini Avrupa’nın 27 ülkesiyle buluşturuyor. Trendyol, 50’den fazla global e-ticaret platformu aracılığıyla yerli üreticilerin ürünlerini dünyanın dört bir yanındaki müşterilere ulaştırıyor. 2021 yılında 4 milyon global müşteriye 6 milyon siparişi  ulaştıran Trendyol, yerli üreticilerin 100 ülkeye e-ihracat yapmasını sağladı.

IBM müşterileri buluta taşımak için SAP ile çalışıyor

0
IBM müşterileri buluta taşımak için SAP ile yeni hizmetler sunuyor. IBM, SAP ile işbirliğini büyütmeye devam ediyor.

IBM müşterileri buluta taşımak için SAP ile ilerliyor

2021 yılında SAP, müşterilerinin görev açısından kritik SAP iş yüklerini buluta taşımasına yardımcı olmak için “SAP ile RISE” abonelik teklifini başlattı. Şirket, IBM’in yardımıyla sunulan SAP ile RISE’ın hızlandırılmış bir versiyonunu duyurdu. Şirketler, programın bir parçası olarak altyapı, iş dönüşümü ve uygulama yönetimi hizmetleri sunan ilk bulut sağlayıcısı olarak IBM’i SAP ile RISE’ın “premium tedarikçisi” olarak belirledi. IBM Kıdemli Başkan Yardımcısı John Granger: “Ortak taahhüdümüz müşterilerimize, özellikle de yüksek düzeyde düzenlemeye tabi sektörlerde, dijital yolculuklarında oldukları ve kritik görev iş yüklerini hibrit bulut yaklaşımıyla geçirme veya modernize etme seçenekleri sunarken karşılamaktır” diyor. IBM ve SAP’nin mevcut bir ortaklığı var ve şimdiden yüzlerce şirketin hibrit bulut ortamlarını kullanarak operasyonlarını dijitalleştirmesine yardımcı oldu. Hibrit bulut, IBM’in büyüme stratejisinin kritik bir parçası niteliğinde. Geçtiğimiz ay IBM, 2021 hibrit bulut gelirinin bir önceki yıla göre yüzde 20 artarak 20.2 milyar dolar olduğunu bildirdi.

Teknoloji istihdamında artış yaşanıyor

CompTIA’nın verilerine göre teknoloji istihdamında büyük bir yükseliş yaşanıyor. Ocak ayına yönelik yeni veriler paylaşıldı.

Teknoloji istihdamında Ocak ayı istatistikleri

ABD’deki teknoloji şirketleri, Ocak ayında 24 bin 300 işçi ekleyerek, sıcak bir BT işe alım pazarında art arda 14. ayda istihdam artışı sağladı. CompTIA’nın iş piyasası istatistiklerine göre, ekonomi genelinde BT meslekleri geçen ay 178 bin arttı ve teknolojiyle ilgili işe alımlar 467.000 istihdamın ulusal büyümesine katkıda bulundu. Teknoloji mesleklerindeki işsizlik oranları Aralık 2021’deki yüzde 2’den yüzde 1,7’ye düştü. Ocak ayında teknoloji sektöründeki istihdam kazanımlarının yarısından fazlası, 14 bin 800 rolün eklendiği BT hizmetleri ve özel yazılım geliştirme kategorisinde gerçekleşti. Teknoloji firmaları ayrıca veri işleme, barındırma ve ilgili hizmetlerde 7.500 çalışan, arama motorları gibi bilgi hizmetlerinde 3 bin 100 çalışan ve bilgisayar ve elektronik ürün imalatında 2 bin yeni işe alım yaşadı. CompTIA’nın baş araştırma görevlisi Tim Herbert, istatistiklerin “teknoloji istihdamı için yıla son derece güçlü bir başlangıç” yansıttığını ve tüm sektörlerdeki kuruluşlar tarafından dijital hizmetlere artan yatırımla desteklenmeye devam ettiğini söyledi. Toplamda, teknik pozisyonlar için işveren iş ilanları geçen ay yaklaşık 340 bine ulaştı. CompTIA’ya göre, Ocak ayında mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler (56.860), finans ve sigorta (38.820), imalat (31.379), bilgi (16.796) ve perakende (11.687) Ocak ayında en çok teknoloji iş ilanına sahip sektörlerin başında geldi.

Sağlayıcıların güvenlik açıklarını kapatması 52 gün sürüyor

0
Google Project Zero’nun raporuna göre sağlayıcıların güvenlik açıklarını kapatması 52 gün sürüyor. Raporda 2019 ve 2021 yıllarını kapsayan üç yıllık istatistikler ele alında.

Sağlayıcıların güvenlik açıkları raporu

Google Project Zero 2021’deki çalışmalarını kapsayan bir rapor yayınladı. Sağlayıcıların bildirilen güvenlik açıklarını düzeltmelerinin ortalama 52 gün sürdüğünü tespit etti. 2019 ve 2021 yılları arasında Project Zero araştırmacıları, 90 günlük süre içinde sağlayıcılara 376 sorun bildirdi. Project Zero’ya göre, bu 376 sorunun yüzde 93’ünden fazlası düzeltildi ve yüzde 3’ten fazlası satıcılar tarafından “WontFix” olarak işaretlendi. Araştırmacılar, diğer 11 hatanın sabit kaldığını ve 8’inin düzeltilmesi için son tarihlerin geçtiğini ekledi. Microsoft, Apple ve Google, keşfedilen hataların yüzde 65’inden sorumlu. Microsoft 96 bug ile başı çekerken, onu 85 Apple ve 60 Google takip etti. Project Zero açıklamasında: “Genel olarak, veriler, buradaki büyük satıcıların neredeyse tamamının ortalama olarak 90 günden daha kısa sürede geldiğini gösteriyor. Ek süre boyunca yapılan düzeltmelerin çoğu Apple ve Microsoft’tan geliyor (toplam 34’ten 22’si)” dedi. Mobil güvenlik açıkları söz konusu olduğunda, iOS cihazlarında toplam 76 hata bulunurken, bunu Samsung Android cihazlar için 10 ve Pixel Android’ler için 6 takip etti. Tarayıcılar için Chrome’un 40 hatası vardı ve yama için ortalama süre 5,3 gündü. WebKit’te 27 hata ve ortalama 11.6 günlük yama süresi bulunurken, Firefox’ta 8 hata ve ortalama 16.6 günlük düzeltme süresi vardı.

İşletmeler için 5G tahmin edilenden daha kritik

0
Analistlere göre işletmeler için 5G tahmin edilenin daha ötesinde kritik bir öneme sahip. 5G akıllı telefonlarla ön plana çıksa da işletmeler için bunun çok ötesinde.

İşletmeler için 5G

En azından bazı tüketiciler, devam eden 5G ağ dağıtımları sayesinde daha yüksek ağ hızlarına erişirken, işletmeler de teknolojinin müşterilere yeni ve daha iyi hizmetlerin sunulmasını nasıl destekleyebileceğini keşfetmeye başlıyor. Teknoloji analistleri, akıllı telefonlara daha hızlı video akışı için hız artışı sağlamanın ötesinde, önümüzdeki birkaç yıl içinde 5G’nin yapay zeka, uç bilgi işlem ve Nesnelerin İnterneti (IoT) gibi yeni ortaya çıkan teknolojilerin potansiyelini ortaya çıkarmaya yardımcı olacağını düşünüyor. Halihazırda 5G için potansiyel uygulamaları araştıran CIO George Best Belfast City Havalimanı’nda bilgi teknolojisi direktörü Brian Roche; havaalanı sahasında bagaj taşıma, yolcu hareketleri ve diğer görevleri otomatikleştirmek için güvenli bir 5G özel ağ kurmayı planlıyor. Roche’un havaalanında veriye dayalı bir iş dönüşümünü hızlandırmak için beş yıllık bir planı var. Amacı, havalimanının operasyonel verimliliğini artırmak ve yolcu akışını iyileştirmek için 5G ağlarını, sensörleri ve bir dizi bağlantılı uygulamayı kullanmaktır. Havalimanında halihazırda, biri kamera ve görüntü analitiği için, diğeri ise risk yönetimini ve insanların ve cihazların havalimanı çevresinde hareketini destekleyen veri odaklı platformlar bulunuyor. Kuruluş, 40 dijital dönüşüm projesinden oluşan bir liste üzerinde çalışıyor. Ulaşım uzmanı Trainline’ın CTO’su Milena Nikolic, şirketin Avrupa tren ve otobüs seyahati için tek durak noktası olan uygulaması etrafında teknoloji liderliğindeki bir dizi yeniliği denetliyor. 5G bu etkileşimlerin bir parçasını oluştururken, iş modeli dönüşümünün temel bir unsuru olmaktan çok tüketici tarafında bir kolaylaştırıcıdır. Nikolic, şirketin uygulamasının çok büyük bir veri kullanıcısı olmadığını söylüyor. Trainline için 5G’nin ana avantajı, tüketicilerin daha yüksek ağ hızlarına erişebilmesi ve uygulamanın ihtiyaç duydukları özelliklere herhangi bir yerden hızla erişebilmesidir.

Enuygun Sigorta, online hizmete fiziksel şube seçeneğini ekledi

Kullanıcıların ihtiyaçlarına yönelik sigorta tekliflerini farklı sigorta şirketlerinden hazırlayarak, karşılaştırma olanağı sunan Enuygun Sigorta, ilk şubesini Enuygun CEO’su Çağlar Erol ve Enuygun Sigorta Direktörü Çiğdem Özdoğan ev sahipliğinde İstanbul Ataşehir’deki Optimum Alışveriş Merkezi’nde açtı. Enuygun Sigorta, bu şubeyle online hizmetlerine, sigortasını satın alırken sigorta danışmanlarıyla görüşerek faydalanmak isteyen kullanıcılar için yüz yüze iletişim hizmetini de ekledi. Enuygun Sigorta Direktörü Çiğdem Özdoğan, “Online hizmetler hayatımızın her alanında olsa da tüketicilerin büyük bir kısmı yüz yüze iletişimden vazgeçmiyor. Özellikle sigortacılık alanında sorularını ve kafalarına takılan konuları bir uzmana sormak, bu konular hakkında yüz yüze de görüşmek istiyorlar. Biz de açtığımız şubemiz ile bu ihtiyaca yönelik hizmeti sunacağız. Tıpkı online’da olduğu gibi müşterilerimizin doğru teminatlar ve avantajlı fiyatlarla poliçelerini hızla satın almalarına yardımcı olacağız. Enuygun Sigorta olarak online ve çağrı merkezi üzerinden verdiğimiz hizmete bu konseptimizi de ekleyerek müşterilerimize ve müşteri adaylarımıza her bir iletişim kanalından ulaşılabilir olduğumuzu göstermek istiyoruz.” Şu anda 13 sigorta şirketinin temsilciğini yapan Enuygun Sigorta, müşterilerine sunduğu karşılaştırmalı fiyatlarla daha kolay ve hızlı bir şekilde karar vermelerine yardımcı oluyor. Özdoğan, “Bu durum özellikle kasko, trafik ve sağlık sigortalarında tüketici için büyük avantaj sağlıyor” şeklinde konuşuyor.