Yeni BMW 5 serisi sedan için geri sayım başladı

Borusan Otomotiv‘in Türkiye distribütörü olduğu BMW, içten yanmalı ve tamamen elektrikli motor seçeneklerinin bir arada sunulduğu Yeni BMW 5 Serisi Sedan’ı tanıttı. Business sedan segmentinin öncüsü BMW 5 Serisi, elli yılı aşan model tarihindeki sekizinci nesliyle yine standartları belirlemeye hazırlanıyor. Yılın üçüncü çeyreğinde ön siparişe açılacak BMW’nin en güncel tasarım diliyle yorumlanan Yeni BMW 5 Serisi Sedan, 2023’ün son çeyreğinde Borusan Otomotiv Yetkili Satıcılarındaki yerini alacak.

Yollara ilk çıktığı 1972 yılından bu yana sınıfının standartlarını belirleyen BMW 5 Serisi, BMW’nin ezber bozan tasarım diliyle yeniden şekillenirken, en son teknolojileriyle de geleceğe ışık tutuyor. BMW Group, Yeni BMW 5 Serisi Sedan’ı içten yanmalı motor seçeneklerinin yanında ilk defa tamamen elektrikli olarak da otomobil severlerin beğenisine sunuyor. 

Yeniden Yorumlanan Karakteriyle Daha Sportif Daha Elegan 

Yeni BMW 5 Serisi Sedan’ın ön tasarımı markanın imzası niteliğindeki BMW Böbrek Izgaralarının modern yorumlanmış hali ve markanın tipik dört bölümden oluşan farlarından oluşuyor. BMW Iconic Glow Aydınlatmalı Böbrek Izgaraları standart olarak sunulurken M Shadow Farlar da isteğe bağlı olarak sunuluyor.  Yeni BMW 5 Serisi Sedan’ın arkası ise L formundaki krom çıtalarla bezenmiş yere paralel olarak konumlandırılan stoplarla tamamlanıyor. 

Cömert Yaşam Alanı ve Optimize Edilmiş Akustik Konfor

Yeni BMW 5 Serisi Sedan’ın iç mekanı, sürücü odaklı tasarımıyla öne çıkan BMW Curved Display (Kavisli Ekran) ile misafirini karşılıyor. 12,3 inç boyutundaki bilgi ekranını 14,9 inç büyüklüğünde multimedya ekranı tamamlıyor. BMW Curved Display sayesinde otomobilin içinde yer alan fiziksel düğmeler en az seviyeye indiriliyor. 

Yeni BMW 7 Serisi ile birlikte tanıtılan BMW Interaction Bar, Yeni BMW 5 Serisi Sedan’da da araç içi kullanıcı deneyimini bir üst sınıfa çıkarıyor. Ambiyans aydınlatmayla birlikte inovatif bir kombinasyon yaratan sistem, ön konsoldan kapı içlerine kadar uzanarak Yeni BMW 5 Serisi içinde geçirilecek süreyi daha eğlenceli kılıyor. 

Otomobilin yeniden tasarlanan direksiyonu düz alt kısmı ve üç kollu yapısıyla öne çıkıyor. Direksiyon üzerinde yer alan düğmeler Yeni BMW 5 Serisi Sedan’da dokunmatik özelliğine sahip. Konsolun ortasında yer alan yeni vites seçici paneli arkadan aydınlatma ile araç içindeki premium havayı destekliyor. 

Yeni BMW i5 ile Elektromobilitede Yeni Dönem 

Yeni BMW 5 Serisi Sedan tamamen elektrikli ve mild hybrid özelliğine sahip içten yanmalı motor seçeneklerini aynı gövdede sunarak kullanıcılara seçim esnekliği sağlıyor.

Modelin en güçlü versiyonu konumundaki Yeni BMW i5 M60 xDrive iki elektrik motoru sayesinde 601 beygir güç ve 795 Nm tork üretiyor. M Sport Boost teknolojisi sayesinde otomobilin motor torku anlık olarak 820 Nm’ye kadar çıkabiliyor. Böylelikle Yeni BMW i5 0’dan 100 km/s hızlanmasını 3.8 saniyede tamamlıyor. 

Yeni BMW i5’in diğer tamamen elektrikli versiyonu eDrive40 ise 340 beygir güç ve 430 Nm tork üretiyor. Bu modelin 0-100 km/s hızlanması sadece 6 saniye olarak gerçekleşiyor. Yeni BMW i5 eDrive40, 582 km’ye varan bir menzile sahip olup, 200 kW DC Şarj teknolojisi ile 29 dk’da yüzde 80 batarya doluluğuna ulaşıyor. Max Range fonksiyonu sayesinde limitli güç ve hız ile konfor özelliklerini kısıtlayarak menzilini yüzde 25’e kadar artırabiliyor. 

Yeni BMW 520d xDrive Mild Hybrid Bu Yıl Türkiye’de

BMW 5 Serisi’nin en çok tercih edilen dizel motor seçeneği de yeni modelle birlikte güncel teknolojilerle donatılarak ürün gamında yerini alıyor. Yeni BMW 520d xDrive’da kullanılan dört silindirli 2 litre hacmindeki dizel ünite 197 beygir güç ve 400 Nm tork üretiyor. İçten yanmalı dizel motora ek olarak görev yapan mild hybrid özelliğinin destekçisi elektrikli ünite ise 11 beygir güç 25 Nm tork değeriyle dikkat çekiyor. 

Mild hybrid özelliğine sahip dizel motorlu Yeni BMW 520d xDrive Yeni BMW 5 Serisi’nin tamamen elektrikli modeli i5 ile eş zamanlı olarak Türkiye’de Borusan Otomotiv Yetkili Satıcılarındaki yerini alacak. 1.6 lt benzinli motora sahip Yeni BMW 520i Sedan modeli ise 2024 yılında satışa sunulacak. 

Standart Donanımlarla Premium Algı

Şık ve sportif tasarımıyla meraklı bakışları üzerine toplayan Yeni BMW 5 Serisi Sedan ve i5, standart olarak sunduğu üst düzey donanımlarıyla da öne çıkıyor. BMW Head-Up Display, Adaptif LED Farlar, Panoramik Cam Tavan, Ön ve Arka Koltuk Isıtma, 4 bölge Otomatik Klima, 17 hoparlörlü 655 Watt ses çıkış gücüne sahip Bowers&Wilkins Ses Sistemi, Kablosuz Şarj, BMW Iconic Glow Böbrek Izgaraları, Kristal İç Tasarım Ögeleri, Park Asistanı Plus, Sürüş Asistanı Professional, BMW Gesture Control ve Arka Cam Perdeleri Yeni BMW i5 modelinin standart donanımları arasında yer alıyor.

Picus Security, tehdit algılama yöntemini otomatikleştiriyor

San Francisco’da gerçekleşen RSA Konferansı 2023’te yer alan Picus, Continuous Threat Exposure Management Solution çözümünü geliştirdiğini duyurdu.

Siber İhlal ve Atak Simülasyonu (BAS) alanının kurucusu olan Picus Security, CISO’ların “Siber riskimiz nedir?” sorusuna daha iyi yanıt vermelerine yardımcı olmak için Continuous Threat Exposure Management (CTEM) çözümünü geliştirdiğini duyurdu.

Şirketin yeni çözümleri olan Picus Cyber Asset Attack Surface Management (CAASM) ve Picus Cloud Security Posture Management (CSPM) tehditlere karşı daha bütüncül bir bakış açısı sunarak kurumların daha iyi bir izlenebilirlik kazanmalarına yardımcı oluyor. Böylece güvenlik ekipleri, otomatik ve kullanımı kolay tek bir CTEM çözümüyle gerçek dünyadaki tehditleri simüle edebiliyor, bilinmeyen varlıkları keşfedebiliyor, yanlış yapılandırmaları belirleyebiliyor ve mevcut yatırımlarının performansını en üst düzeye çıkarabiliyor. 

“Tehdit algılama yönetimini giderek daha fazla otomatikleştirerek, güvenlik ekiplerinin daha iyi güvenlik sonuçları elde etmelerine yardımcı oluyoruz” diyen Picus Security CTO’su ve Kurucu Ortağı Volkan Ertürk şöyle konuştu: “Yeni CAASM ve CSPM çözümlerimiz, geçen yıl duyurduğumuz, güvenlik ekiplerinin potansiyel saldırı yollarını otomatik olarak belirleyip ortadan kaldırmalarını ve tespit kurallarını optimize etmelerini sağlayan Picus Platformu’ndaki donanım iyileştirmelerinin daha da geliştirilmesiyle oluşturuldu.”

Picus Bütüncül Güvenlik Doğrulama Platformu’nın iki yeni özelliği şöyle: 

Cyber Asset Attack Surface Management (CAASM), risk altındaki ve uyumlu olmayan varlıkları, uygulamaları ve kullanıcıları belirlemek için güvenlik ekiplerine ihtiyaç duydukları gerçek zamanlı bilgileri vermek üzere iç ağlardaki siber varlık verilerini bir araya getirir.

Cloud Security Posture Management (CSPM), bulut iş yüklerindeki kritik hatalı konfigürasyonları tanımlar ve saldırıların potansiyel etkisini ölçebilmeleri ve risklerini azaltabilmeleri için güvenlik ekiplerine yetki yükseltme senaryolarını simüle etme imkanı verir.

Şirketler, Picus Platformunun tüm fonksiyonlarından yararlanmak için, iş riskini azaltmaya yönelik pragmatik ve kanıta dayalı bir yaklaşım olan CTEM programını kolayca uygulayabilirler. 

Gartner, ‘2026 yılına kadar, sürekli tehdit açığa çıkarma yönetimi programı aracılığıyla güvenlik yatırımlarına öncelik veren kuruluşların üçte iki oranında daha az ihlale maruz kalacağını’ öngörüyor.

“Güvenlik profesyonelleri, riski ölçmek ve bilinçli kararlar almak için gerçek zamanlı verilere ihtiyaç duyuyor,” diyen Picus Security CEO’su ve Kurucu Ortağı Alper Memiş sözlerini şöyle sürdürdü: “Picus Platformuna eklediğimiz yeni özellikler, müşterilerimize siber riskin bütünsel bir resmini sunuyor ve tehditlere maruz kalma risklerini sürekli olarak ölçmek ve bu riskleri azaltmak için ihtiyaç duydukları bilgileri sağlıyor.” 

Beyin-bilgisayar arayüzü felçlileri tekrar yürütüyor

0

Bir bisiklet kazası sonucunda bacaklarını kullanamaz hale gelen Gert-Jan Oskam, omuriliği ile beyin arasındaki bağı yeniden kuran küçük implantlar sayesinde artık yaklaşık 100 metre yürüyebiliyor. Bir basın toplantısında konuşan Oskam, evde boya yapmak için ayağa kalkabildiğini ve dışarıda arkadaşlarıyla bir bira içmek için barda ayağa kalkabildiğini söyledi. Oskam bunu, zihin okuyan implantlarına borçlu. Oksam’ın bu başarısını sağlayan şey, beyin-bilgisayar arayüzü (BCI) adı verilen bir teknoloji. 

Zihin okuyan bir beyin implantı

Oksam, yürümeyi düşünürken kendi omurgasını hareket ettiriyor, zihnini ve bacaklarını birbirine bağlayan temel bağı güçlendirerek yeniden yürümeyi öğreniyor. İsviçre’deki NeuroRestore araştırma ve tedavi merkezinde tedavi gören Oskam’ın sistemine “dijital köprü” deniyor. Kafatasının içine yerleştirilen cerrahi implantlar, düşüncelerini giydiği bir antenli kulaklığa gönderiyor. Bu fikirler daha sonra sırt çantasında işleniyor ve düşüncelerini harekete dönüştürerek omurilik simülasyonuyla gerçekleşiyor.

BCI (beyin-bilgisayar arayüzü) sayesinde Oskam’ın hareketleri, diğer dış omurilik simülasyonlarına kıyasla daha insana benzer ve daha az robotik hale geldi. Ancak bu sistem herkesin kolayca deneyebileceği bir şey değil. Beyin cerrahisinin yanı sıra, bu tür bir BCI sisteminin bir kişinin benzersiz düşünce süreçlerine kalibre edilmesi için uzun süren bir eğitim gerektiriyor.

NeuroRestore‘un araştırmasını ticarileştirmek için çalışan Onward şirketinin CEO’su Dave Marver, önümüzdeki 18 ay boyunca dört benzer sistemle beraber Oskam’ın tedavisine devam etmeyi planladıklarını söylüyor. İki kişide omurilik yaralanması bulunurken, diğer ikisi ellerini ve kollarını tekrar hareket ettirmeyi umuyor. BCI teknolojisini klavye veya bilgisayar fareleri gibi şeyleri kontrol etmek için kullanan diğer şirketlerin aksine, Oskam’ın üzerinde kullanılan sistemi daha gelişmiş ve daha doğal bir yürüyüş sağlamaktadır. Elon Musk’ın Neuralink şirketi gibi diğer BCI şirketleri de henüz insanlara teknolojilerini sunmadı.

Virgin Orbit kapanıyor

0

Virgin Orbit iflas etti ve varlıklarını Rocket Lab, Stratolaunch ve Vast’s Launcher’a sattı. Şirket, finansal zorluklar nedeniyle iflas koruması talep etti ve çalışanlarının çoğunu işten çıkartı. Virgin Orbit, fon toplama zorlukları ve yavaş uygulama nedeniyle kapanıyor. 

Virgin Orbit, iflas eden bir roket şirketi olarak faaliyetlerini sonlandırmaya karar verdi ve tesis kiralarını ve ekipmanlarını üç havacılık şirketine bir müzayedede sattığını doğruladı.

Virgin Orbit, uzay endüstrisindeki mirası her zaman hatırlanacak. Şirketin yenilikçi teknolojileri, mükemmelliği takip etme azmi ve hava fırlatma alanında sınırları ilerletme konusundaki kararlılığı, sektöre silinmez bir iz bıraktı. 2017 yılında Virgin Galactic’ten Sir Richard Branson tarafından kurulan Virgin Orbit, birçok görev gerçekleştirerek önemli bir başarı elde etti. Ancak fon toplama zorlukları ve yavaş uygulama, bir zamanlar milyarlarca dolarlık şirketi iflasa ve nihayetinde kapanmaya getirdi.

Satın alma işlemi, 3D yazıcılar ve özel bir tank kaynak makinesi gibi varlıkları içeriyor. Bu hamle, Rocket Lab’ın üretim yeteneklerini artırarak Neutron roketini hızla fırlatma rampasına getirme ve müşterilere hizmet etme hedefine yönelik bir sermaye tasarrufu sağlamakta. Rocket Lab, Long Beach’teki varlıklarının güçlendirilmesiyle mühendislik, imalat ve test kapasitelerini bir araya getirecek.

Virgin Orbit, 2017’de Virgin Galactic’ten ayrılan bir şirketti ve başarılı görevlerle saygın bir konuma ulaştı. Ancak fon toplama zorlukları ve yavaş ilerleme nedeniyle iflas etti ve kapanmak zorunda kaldı.

Parçalar halinde satılıyor

Pazartesi günki açık artırmada yaklaşık 36 milyon dolarlık teklif aldı. 

Şirketin henüz satılmamış altı roketi ve fikri mülkiyeti üretim aşamasında bulunuyor, bunu bir Virgin Orbit sözcüsü doğruladı.

Rocket Lab, 16,1 milyon dolarlık bir teklifle Virgin Orbit’in Long Beach, California’daki merkez binasını satın aldı. Bu satın alma, Rocket Lab’ın üretim, imalat ve test kapasitelerini geliştirmesine yardımcı olacak ve özellikle daha büyük Neutron roketinin geliştirilmesine katkı sağlayacak.

Nerede yanlış yapıldı?

Virgin Orbit, Branson’ın uzay turizmi şirketinden ayrılarak uçak tabanlı uydu fırlatma potansiyelini gören bir ekip tarafından kuruldu. Hedefleri, daha hızlı ve maliyet açısından daha uygun bir şekilde fırlatma yapmaktı. Özel olarak geliştirilen bir fırlatma aracıyla yörüngeye başarılı bir şekilde ulaştı. Şirket, altı görev gerçekleştirdi, dörtü başarılı oldu, ikisi başarısız oldu. Mojave Hava ve Uzay Limanı’ndan çoğu görevi gerçekleşti. Ancak, finansal zorluklar nedeniyle Mart ayında operasyonları durdurmak zorunda kaldı ve çoğu çalışanlarını işten çıkardı. İflas sürecinde varlıklarını korumak için toptan bir alıcı bulamayarak Pazartesi günü açık artırmaya katıldı.

Netflix şifre paylaşımı paralı oluyor

Dijital içerik devi Netflix, kullanıcılarına hesap şifrelerini başkalarıyla ücretsiz olarak paylaşmama konusunda yeni bir uyarıda bulundu. Netflix şifre paylaşımı paralı oluyor.

Şirket, şifre paylaşımını sınırlayan yeni politikasını ABD ve 100’den fazla ülkede uygulamaya koydu. Bu önlemler, kullanıcıların çok sayıda kişi ile hesaplarını paylaşmasını engellemeyi hedefliyor.

Netflix şifre paylaşımı işlemlerine yönelik olarak bir süredir yeni bir önlem paketi üzerinde çalışıyordu ve artık resmi olarak bu önlemleri uygulamaya başladı. Yeni politika çerçevesinde, şifresini paylaşan kullanıcılardan ek bir ücret talep edilecek.

Şirket, ABD’deki müşterileri için yeni bir ücretlendirme tarifesi de açıkladı. Bu yeni tarifeye göre, kullanıcılar hesap bilgilerini başkalarıyla paylaşabilmek için ayda 7,99 dolar ödeme yapacaklar. İngiltere’deki kullanıcılar için bu ücret 5 sterlin olarak belirlendi. Ancak, bu yeni özellik sadece standart ve premium planlarına sahip kullanıcılar için geçerli olacak.

Her bir kullanıcı başına aylık ek 7,99 dolar ödenecek

Netflix hesaplarının birden fazla kullanıcı tarafından kullanılmasına devam edilmesi durumunda, her bir kullanıcı başına aylık ek 7,99 dolar ödenecek. Ayrıca, paylaşılan hesapların aynı ülkede aktif olması gerekiyor ve aynı anda sadece bir cihazda içerik görüntülenmesine izin veriliyor.

Netflix, bu yeni özelliği ilk olarak Latin Amerika’da test etti ve ardından Yeni Zelanda, Kanada, Portekiz ve İspanya’ya genişletti. Netflix CEO’su Greg Peters, test sürecinin başlarında birçok kullanıcının hesaplarını iptal ettiğini, ancak sonrasında kullanıcıların geri döndüğünü belirtti.

Türkiye’deki kullanıcılar ise bu yeni politikanın ne zaman uygulanmaya başlanacağını merakla bekliyor. Şu an için bu konuda resmi bir bilgi bulunmuyor ancak önümüzdeki dönemde bu özelliğin Türkiye’de de aktif hale getirilmesi bekleniyor. Bu durum, kullanıcıların Netflix hesaplarını nasıl kullanabilecekleri konusunda yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor.

Sürdürülebilirlik teması oyunla harmanlanacak

0

Hexamon Games tarafından BUG Lab TEKMER ve Türkiye Tasarım Vakfı iş birlikleriyle hayata geçen Sustainability Game Jam, Bahçeşehir Üniversitesi’nde başlıyor. Sürdürülebilirlik temasının oyunla harmanlanacağı etkinlikte çevre problemlerine yeni nesil çözümler üretilecek. 48 saat boyunca uykusuz devam edecek etkinlikte dereceye giren takımlar toplamda 30.000 TL değerinde hediye çekinin sahibi olurken Hexamon Games’te staj yapma şansı da yakalayacak.

Sürdürülebilir çözümleri oyun ekosistemine aktarmayı hedefleyen ve oyunların, eğlence dışında eğitici olması ve ilham vermesi gerektiğine inanan Hexamon Games, Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi bünyesindeki BUG Lab ev sahipliğinde BAU Galata Kampüsü’nde Sustainability Game Jam etkinliğini gerçekleştirecek. Etkinlik kapsamında en az 2 ve en çok 5 kişiden oluşan takımlar 48 saat süresince sürdürülebilirlik temalı casual oyunlar geliştirecek. 2 Haziran Cuma günü saat 19:00’da başlayacak etkinlik 4 Haziran Pazar günü 19:00’da sona erecek. Başvurular, oyun geliştiricileri ve tasarımcılar için 28 Mayıs’a kadar devam edecek. Katılımcıların oyun evreninde yenilikçi fikirler inşa edeceği ve eğlenerek öğrenecekleri etkinlik, 21. yüzyılın önemli konularından sürdürülebilirliğe katkı sağlayacak.

Hexamon Games’te staj yapma imkânı

Yaratıcı ve yenilikçi fikirlerin geliştirilmesine öncü olacak Sustainability Game Jam’de şampiyon takım 15 bin TL, ikinci takım 10 bin TL, üçüncü takım ise 5 bin TL değerinde hediye çekinin sahibi olacak. Başarı gösteren takımlar kazandıkları hediye çeklerini önceden belirlenen online mağazalarda kullanabilecek. Yarışmada birinci ve ikinci olan takımlar hediye çekinin yanı sıra Hexamon Games’te staj yapma şansı da elde edecek. Hexamon Games stajı, birinci olan tüm ekip üyelerine sunulurken ikinci olan ekibin üyeleri arasından belirlenen katılımcılara sağlanacak.

Sürdürülebilirliğin etrafında katılımcıların yaratıcılığıyla şekillenecek Sustainability Game Jam, çevre konusunda farkındalığı artıracak projelerin gelişmesine katkı sağlayacak. Etkinlik kapsamında; 44 saat içerisinde tamamlanacak oyunlar, alanında uzman jüri üyeleri tarafından; ‘oyunun konsepti ve karmaşıklığı’, ‘kullanılan yenilikçi yaklaşımlar’, ‘tema ile uygunluk’ ve ‘sanat, ses ve grafikler’ kriterleriyle değerlendirilecek. Kalan 4 saatlik süre içerisinde ise hazırlanan oyunların sunumları ve jüri değerlendirmeleri gerçekleşecek.

Sustainability Game Jam hakkında ayrıntılı bilgi almak için https://hexamongames.com/gamejam/ web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Dell ve Nvidia’dan üretken AI işbirliği

0

Dell Technologies ve Nvidia, üretken AI kullanmaya başlama sürecini basitleştirmek üzere özel olarak tasarlanan Helix projesini hayata geçirmek için bir araya geldi.

Son zamanlarda yapılan duyurularda, IBM, Google, Salesforce, Microsoft, Amazon, Meta gibi teknoloji devlerinden üretken AI yeteneklerini işletmelere tanıtmayı hedefleyen yeni tekliflerin global bir trend olduğu gösteriliyor. Her teknoloji şirketinin, bu dönüştürücü yeni teknoloji etrafındaki heyecandan faydalanmaya çalıştığı görülüyor.

Çoğu kuruluşun AI’yi benimsemeye hevesli olduğu giderek daha belirgin hale geliyor. İşletmeler hızla AI’nin sağlayabileceği potansiyel üretkenlik artışları, verimlilikler ve diğer faydaları belirliyorlar. Ancak, bu şirketlerin tam olarak nasıl üretken AI kullanmaya başlayabileceklerinden emin olamamaları durumunda önemli bir sorun ortaya çıkıyor. Teknolojinin nasıl çalıştığı ve nasıl uygulanabileceği konusunda derin bilgiye sahip uzmanlar nadir ve oldukça yüksek maliyetli.

Bu bağlantı kopukluğunu fark eden Dell Technologies ve Nvidia, üretken AI ile başlamanın sürecini basitleştirmek üzere özel olarak tasarlanmış bir teklif olan Proje Helix’i bir araya getirdi. Proje Helix, şirketlerin kendi verilerini kullanarak yeni üretken AI temel modeller oluşturmasına veya mevcutları özelleştirmesine olanak sağlayan tam yığın, yerinde üretken AI çözümleri oluşturmaya odaklanmaya başladı.

Üretken AI hizmetlerini kullanmaya başlayan işletmelerde ortaya çıkan bir sorun, dahili IP sızıntısı riskidir. Aslında, Samsung ve Apple gibi birkaç şirket, bu konuyla ilgili endişeler nedeniyle çalışanlarının ChatGPT gibi araçları iş amaçlı kullanmalarını önleyen politikalar uygulamıştır.

Bu endişenin bir nedeni, üretken AI’nin neredeyse tüm erken iterasyonlarının sadece devasa bulut tabanlı veri merkezlerinde çalışabilmesi, bunların çoğunun istem girişlerine girilen verileri toplanıyor. Ancak, üretken AI uygulamalarını destekleyen temel modellerin son derece hızlı evriminde, bu endişelerin birçoğuna yanıt veriliyor. Özellikle, şimdi Hugging Face gibi pazar yerlerinden geniş çeşitlilikte açık kaynaklı modeller mevcut bulunuyor. Bu açık kaynaklı modellerin birçoğu, uygun şekilde donatılmış bir yerinde veri merkezinde olduğu gibi daha makul hesaplama gereksinimleriyle çok verimli bir şekilde çalışabilir. Ek olarak, büyük teknoloji şirketlerinin bir kısmı modellerinin nerede çalışabileceği konusundaki kuralları değiştirmeye başladı ve modellerinin daha küçük sürümlerini yerinde kullanım için optimize etmeye başlıyor.

Ayrıca, Nvidia dahil birkaç şirketin, özellikle iş uygulamaları için tasarlanmış modeller sunmaya başladığı görülüyor. Şirket, donanımı nedeniyle üretken AI ile güçlü bir şekilde ilişkilisini sürdürüyor. Nvidia’nın GPU çipleri, bulutta mevcut üretken AI uygulamaları ve hizmetlerinin büyük çoğunluğunu destekliyor. Şirketin son GTC konferansında, birçok kişiyi endüstriye özel yazılım temel modelleri ve özellikle NeMo büyük dil modeli (LLM) çerçeveleri ve istenmeyen konuları filtrelemek için NeMo Guardrails gibi işletmelere yönelik geliştirme araçlarını içeren bir dizi üretken AI ile ilgili yazılımı açığa çıkararak şaşırtıyor.

Proje Helix, Dell ve Nvidia’nın bir dizi Dell PowerEdge sunucu sistemi toplamaya yönelik bir çabayı temsil ediyor. Bunlar, Nvidia H100 GPU’lar ve Nvidia’nın Bluefield DPU’ları (AI iş yüklerinin gerektirdiği sunucular arası yüksek hızlı bağlantılar için kullanılan Veri İşlem Birimleri) ve Nvidia’nın Kurumsal AI yazılımı ile birlikte sunulur.

Ayrıca, Dell AI iş yükleri için optimize edilmiş PowerScale ve ECS Kurumsal Nesne Depolama hatlarından çeşitli farklı depolama seçenekleri sağlıyor. Sonuç, şirketlerin üretken AI modellerini oluşturmaya veya özelleştirmeye başlıyor. Potansiyel müşteriler ya Nvidia’nın temel model seçeneklerinden birini kullanabilir ya da isterlerse Hugging Face’den açık kaynaklı model seçip süreci başlatabilir.

Dahil edilen Nvidia yazılımı, bir kuruluşun mevcut veri derlemesinin belgeler, müşteri hizmetleri sohbetleri, sosyal medya gönderileri ve çok daha fazlası içe aktarılmasını sağlar ve ardından bunu ya yeni bir model eğitmek ya da mevcut bir modeli özelleştirmek için kullanılıyor. Eğitim süreci tamamlandıktan sonra, yeni eğitimli modeli kullanarak yeni uygulamalar oluşturmak için gerekli araçlar da dahildir. Dell’ın paketi ayrıca şirketlere bu modelleri oluşturma/özelleştirme ve bu araçları oluşturma sürecinde rehberlik eden bir yol haritası sağlar ve bir dizi teknik destek hizmeti sunuyor.

En önemlisi, bu işin içeride yapılıyor olması, birçok şirketin hatta üretken AI araçları ile çalışmaya başlayanların bile endişelendiren IP sızıntı sorunlarını hafifletmeye yardımcı olabiliyor.

Proje Helix’in bir başka önemli faydası, şirketlerin üretken AI’yi daha benzersiz ve kişiselleştirilmiş bir şekilde kullanmasına olanak sağlıyor. Şu anda mevcut olan genel amaçlı araçlar belirli türdeki uygulamalar ve ortamlar için kesinlikle yardımcı olabilir, ancak çoğu şirket, üretken AI’nin gerçek rekabet avantajının özelleştirmede olduğunu kabul ediyor. Bir şirketin kendi verilerini bu araçlara dahil etme konusunda önemli bir ilgi vardır, ancak tam olarak nasıl yapılacağı konusunda çok fazla kafa karışıklığı bulunuyor.

Üretken AI için bir “kolay set” bir araya getirmek, birçok kuruluşun verilerini ve teknolojilerini ihtiyaç duydukları çözümleri oluşturmak için kullanma konusunda zorluklarla karşılaşmayacağı anlamına gelmiyor. üretken AI’nın arkasındaki kavramların hala çok yeni olduğunu ve son derece karmaşık bir teknoloji olduğunu hatırlamak önemlidir. Bununla birlikte, birlikte çalışmak üzere önceden test edilmiş gerekli donanım ve yazılımı, süreci nasıl yöneteceğiniz hakkında bilgi ile bir araya getirerek, Proje Helix, bu heyecan verici yeni alana dalmak için hevesli olan veya rekabetçi nedenlerle bunu yapmak zorunda hisseden kuruluşlar için cazip bir seçenek gibi görünüyor.

Biletinial unicorn olmayı hedefliyor

Eğlence ve spor alanındaki tüm etkinliklerin tek platformdan ulaşılabilmesi için sahip olduğu teknolojiyi yapay zekâ algoritmaları ile geliştirilen Biletinial, dünya şirketi olma yolunda adımlarını hızlandırıyor. Online biletleme konusunda yurtdışına açılan ilk Türk şirketi olan Biletinial’ın 2023 yıl sonu hedefi; Türkiye ile birlikte Balkanlarda 9, Avrupa’da 5 ve Brezilya olmak üzere 16 ülkede faaliyet göstermek. 

Etkinlik biletleme platformu Biletinial, yeni hedef ve projelerini açıkladı. Şirketin hedef ve projeksiyonlarını paylaşan Biletinial CEO’su Ulaş Uslu; “Teknolojik altyapımız ve güçlü müşteri memnuniyeti deneyimimiz ile Türkiye’de satışa sunulan eğlence ve spor alanındaki biletlerin yüzde 50’sini biz satıyoruz. Türkiye’de ziyaret edilen ilk 200 web sitesinden biriyiz. Dünyada ilk 10 bindeyiz. Türkiye’de ilk 30, dünyada ise 1000’e girmeyi hedefliyoruz” dedi.

Ağustos veya eylül ayında Almanya operasyonu başlatacaklarını açıklayan Uslu, yakın dönem planları içerisine Brezilya’nın da dahil olduğunu açıkladı. Uslu, “Bütün altyapılar hazırlandı.2023’te Türkiye ile birlikte Balkanlarda 9, Avrupa’da 5 ve Brezilya olmak üzere 16 ülkede faaliyete geçeceğiz” şeklinde konuştu. Uslu, uzun vadede de 200 ülkede aynı iş modeliyle faaliyet göstermeyi hedeflediklerini açıkladı.

Türkiye’nin unicorn adayı oldu

Geliştirdikleri yapay zekâ destekli teknolojilerle biletleme sektöründe fark yaratan bir şirket olduklarına dikkat çeken Uslu; “2022’yi öngördüğümüz gibi rakiplerimizin çok üstünde biletleme sayısı ile kapadık. Çevrimiçi biletlemede bir önceki yıla göre yüzde 250 büyüme elde ettik. Bağımsız üçüncü parti verilerine göre Biletinial, Türkiye’nin en yüksek trafiğe sahip online biletleme platformu unvanının da sahibi oldu. Biletinial.com, 2022’de aylık 7,5 milyonun üzerinde tekil ziyaretçiyi ağırladı ve Türkiye genelinde en çok ziyaret edilen 200 site arasında yer aldı. “Geldiğimiz noktada Türkiye’nin unicorn adayı olduk. Bu da bize gurur veriyor” dedi.

2022’yi yüzde 250’lik rekor büyüme ile kapattı

Biletinial, rakiplerinden farklı olarak biletleme yapacak sistemin kurulumunu ve geliştirilmesini de üstlenmesiyle öne çıkıyor. Sistemin temelinde ise teknoloji ve yazılım yer alıyor.  2022’yi yüzde 250 büyümeyle kapatan Biletinial’ın bu başarısının arkasında ‘büyürken büyütme’ ilkesinin yer aldığını ifade eden Uslu; “Kendimizi online biletleme platformu olarak görmüyor, teknoloji odaklı bir şirket olarak konumluyoruz. Dünyada da benzeri olmayan bir iş modeline sahibiz. Biletleme yapılacak sistemin ihtiyacı olan teknoloji ve yazılımı geliştiriyor, 360 derece hizmet anlayışımız çerçevesinde ihtiyaç duyulan tüm hizmetleri tek başımıza karşılayabiliyoruz. Çalıştığımız kurum ve kuruluşların dijital dönüşümlerini sağladığımız yazılımlar ile tamamen ücretsiz gerçekleştiriyoruz.

16 ülkenin biletini kesecek

  • Global pandeminin etkisi altında geçen 2021’i farklı alanlardaki etkinlikler için toplamda 6 milyon bilet satışı ile kapatan Biletinial, 2022 yılında ise toplamda 23 milyon bilet satışına ulaşarak rekor bir büyümeye imza attı ve Türkiye’de online etkinlik biletleme sektörünün lideri oldu. 
     
  • Türkiye izleyicisinin genel tercihlerini incelediğimizde sinemaya gitmek tüm etkinlik türleri içinde ilk sırayı aldı. Sinema salonları, 2022 yılında yaklaşık 36 milyon izleyiciyi ağırlarken, bu alandaki her iki biletten biri Biletinial tarafından kesildi.
     
  •  Şirket, sinemanın ardından tiyatro ve müzik kategorilerinde de önemli bir büyümeye imza atarak 2 milyondan fazla bilet satışı gerçekleştirdi.

SmartMessage, WhatsApp business çözüm sağlayıcısı oldu! 

SmartMessage, müşteri deneyimleri konusunda WhatsApp Business kullanıcıları için chatbot ve sohbete dayalı katma değerli çözümler sunmaya hazırlanıyor

Tüm dünyada yüz seksenden fazla ülkede iki milyardan fazla kişinin kullandığı WhatsApp anlık mesajlaşma platformu, işletmeler için de önemli bir özelliğe sahip. WhatsApp Business Platform aracılığıyla kurumlar, müşterileriyle daha etkin iletişim kurma şansını yakalayabiliyor. Platform üzerinden WhatsApp Business Çözüm Sağlayıcıları da işletmelerle son kullanıcıları arasındaki iletişimi daha verimli kılacak çözümler sunabiliyor.
WhatsApp Business Çözüm Sağlayıcısı olan SmartMessage, chatbot konusundaki deneyimlerini markaların hizmetine sunuyor. SmartMessage Pazarlama Platformu’nda omnichannel pazarlama, otomasyon gibi yeteneklerin yanı sıra chatbot ve sohbete dayalı müşteri deneyimleri adına da çözümler bulunuyor. WhatsApp Business kullanıcıları için de bu deneyim ve işlevselliği sunacak olan SmartMessage ile markalar, özellikle müşterileriyle daha interaktif iletişim kurabiliyor.

SmartMessage ile WhatsApp Business kullanıcısı markalar, şablonlar oluşturup kitlelerine WhatsApp mesajları gönderebiliyor. SmartMessage platformunda ayrıca WhatsApp üzerinden chatbot oluşturma özelliği de bulunuyor. Sektördeki yirmi yıla yakın deneyimi ile SmartMessage, özellikle chatbot kanalında kurumlara daha uzun soluklu müşteri ilişkileri oluşturma desteğini de sunmaya hazırlanıyor.

SpaceX, üçüncü ticari uzay görevini tamamladı

0

SpaceX, Pazar akşamı eski NASA astronotu Peggy Whitson dahil olmak üzere dört kişi taşıyan bir ticari uzay uçuşunu Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) başarıyla gönderdi

Axiom-2″ misyonunu Whitson yönetimiyle ve pilot John Shoffner, aynı zamanda iki Suudi Arabistan misyon uzmanı, Ali al-Qarni ve Rayyanah Barnawi’yi taşımasını gerçekleştirdi. Shoffner ve Suudi Arabistan hükümeti, Axiom’dan, misyonu uzay istasyonuna taşıyan Houston merkezli bir uzay uçuşu şirketinden Crew Dragon üzerindeki koltukları satın alıyor.

Dört kişilik ekip, tamamen özel ikinci misyonunu Uluslararası Uzay İstasyonu’na uçuruyor ve hava şartlarına bağlı olarak Dünya’ya dönmek üzere yörüngedeki laboratuvarda yaklaşık bir hafta geçekleşiyor.

Axiom’un misyonları, çeşitli nedenlerle potansiyel müşterilere cazip geliyor. Cazibenin bir kısmı, kuşkusuz, uzay turizmi ve bilinen evrende tek uzay otelinde konaklama fırsatı yaratıyor. Yörüngede sadece iki uzay istasyonu bulunuyor ve bunlardan biri Çin hükümeti tarafından kontrol edilmekte ve şu anda sadece o ülkenin astronotlarına açılıyor. Ancak Suudi Arabistan gibi ülkeler için böyle bir misyon, Rusya ile ortaklık kurma veya yerel bir insan uzay uçuşu programı oluşturma dışında vatandaşlarına uzay uçuşunun prestijine hızlı bir alternatif rota sunuyor.

SpaceX, Mayıs 2020’de NASA için gerçekleştirdiği Demo-2 uçuşundan bu yana onuncu insanlı uzay misyonunu başarıyla gerçekleştiriyor. Şirket, henüz üç yıl içinde toplamda 38 kişiyi yörüngeye yerleştiriyor. Bu kişilerin 26’sı NASA ve uluslararası ortaklarından (Rusya dahil) profesyonel astronotlardı; sekizi Axiom misyonlarındaydı ve dördü Jared Isaacman’ın Inspiration4 orbital serbest uçuş misyonundaydı. Isaacman’ın, bu yılın sonlarında Dragon, Polaris Dawn adı verilen ikinci özel uçuşunu gerçekleştirmesi bekleniyor.

SpaceX, yörüngeye insan taşıyan en aktif sağlayıcı olarak dünya çapında öne çıktı

SpaceX, dünya genelinde yörüngeye insan taşıyan en verimli sağlayıcı haline hızla gelişiyor. Çin, insanlı uzay uçuş programına Ekim 2003’te başlamasına rağmen, o zamandan bu yana neredeyse iki on yıl içinde sadece 26 astronotu uzaya fırlatıyor. Son üç yıl içinde Rusya, 24 kişiyi uzaya gönderiliyor.

Ayrıca Pazar günü, ilk kez, SpaceX bir Falcon 9 ilk aşamasını, bir insanlı uzay uçuşu misyonunun ardından fırlatma yerine yakın bir kara tabanlı iniş alanına geri getiriliyor. Şirket, bu işlemi, şimdiye dek 230’dan fazla kez fırlatılan çalışkan roketinden biraz daha fazla performans elde ederek gerçekleşiyor.

Insider’a 105 Milyon Dolarlık Yeni Yatırım!

Aldığı toplam yatırımı 274 milyon dolara çıkaran Insider, Türkiye’den yeni şirketler satın alarak büyümesini hızlandırmayı planlıyor. Bireyselleştirilmiş ve kanallar arası müşteri deneyimleri sunmaya yönelik pazarlama platformu Insider, bugün portföyünde Volkswagen ve Barclays gibi şirketler bulunduran mevcut yatırımcıları QIA ve Esas Holding’den 105 milyon dolarlık bir yatırım daha aldığını duyurdu. Sequoia’nın liderlik ettiği bir önceki yatırımla birlikte, Insider’ın aldığı toplam fon miktarı 274 milyon dolara ulaştı.

Gartner, Forrester ve IDC gibi değerlendirme şirketleri tarafından kanallar arası pazarlama ve müşteri deneyimi alanında 1 numaralı sektör lideri olarak gösterilen Insider, kısa süre önce de G2’ye göre Dünyanın En İyi 6. Yazılım Şirketi seçilmişti. Bu son yatırım, Insider’ın şirket birleşmesi ve satın alma odaklı stratejisini hızlandırırken, şirketin pazarlamacıların ihtiyaçlarına göre günden güne yeni kanallarla geliştirdiği endüstri lideri platformunu güçlendirmeye ve çığır açan teknolojileri ürünlerine entegre etmelerine yardımcı olacak.

Yatırımı, Türkiye ve diğer ülkelerdeki şirketlerin satın alınmasında değerlendirecekler

Insider’a 105 Milyon Dolarlık Yeni Yatırım!

Bu gelişme, şirketin Türkiye’deki faaliyetlerine önemli ölçüde fayda sağlayacak ve özellikle LCW, Turkcell, Akbank ve Teknosa gibi sevilen markaları da içeren müşterilerinin müşteri deneyimi performanslarını benzersiz bir şekilde zirveye taşımalarına yardımcı olacak. Tüm dünyada teknoloji şirketlerini etkileyen ekonomik dalgalanmalara ve gerilemelere rağmen bu yatırım ile Insider, büyümeye ve yeni şirketleri bünyesine katmaya devam edecek. Insider Ortağı ve Türkiye Satış ve Büyümeden Sorumlu Direktörü Ali Can Kamiloğlu “105 milyon dolarlık bu yatırımı, Türkiye ve diğer ülkelerdeki şirketlerin satın alınmasında değerlendireceğiz. Türkiye en stratejik pazarlarımızdan biri olduğu için bu hamle oyunun kurallarını tamamıyla değiştirecek” derken  “Bu yatırım ile Türkiye’deki stratejik satın almalar için sayısız fırsat elde ederken ekibimizi büyütüp daha fazla istihdam yaratacak ve sektörün ülkemizde yetiştirdiği en iyi yetenekleri aktif olarak işe almaya devam edeceğiz. Bu önemli finansal destek sayesinde fark yaratacak çözümlere sahip şirketleri satın alarak ürün inovasyonunu desteklerken pazarlama ve e-ticaret yöneticilerinin müşteri deneyimi çalışmalarından daha fazla değer ve büyüme elde etmelerine yardımcı olacağız.” diye ekledi. Insider, bu yılın başlarında 7 yıl önce faaliyetlerine başlamasından bu yana 26’dan fazla ülkede etkileyici bir büyüme kaydettiğini duyurmuştu. Daha önce organik yollarla büyümeye odaklanan Insider, Arçelik/Beko, DeFacto, L’Oreal ve Teknosa gibi önemli markalarla çalışıyor.

“Benzersiz büyüme seviyelerine ulaşmayı hedefliyoruz”

Insider CEO'su ve Kurucu Ortağı Hande Çilingir
Insider CEO’su ve Kurucu Ortağı Hande Çilingir

Insider CEO’su ve Kurucu Ortağı Hande Çilingir, “Insider’da şu ana kadar organik yollarla “hyper growth”u başarıyla gerçekleştirdik. Şimdi ise birleşme ve satın alma odaklı bir strateji ile benzersiz büyüme seviyelerine ulaşmayı hedefliyoruz. Bu fon, teknolojimizi daha da geliştirmek ve ürün sinerjileri yaratmak için başta Türkiye olmak üzere tüm dünyadaki istisnai ürün şirketlerini satın almak amacıyla kullanılacak. Operasyonel harcamalar için sermaye rezervlerimizi güçlendiren 2022’deki 121 milyon dolarlık D Serisi yatırımımızdan farklı olarak, bu son tur özellikle birleşme ve satın almalar yoluyla inorganik büyümeyi desteklemeye hizmet edecek.” derken sözlerine şöyle devam etti: “Bu yılın başlarında Insider gibi Türkiye’den çıkmış bir startup olan MindBehind’ı satın almamızın ardından piyasadan ve müşterilerimizden gelen tepkiler; daha iyi hizmet vermek, daha fazla değer yaratmak ve pazarlamacıların en zorlandıkları konulara yenilikçi çözümler bulmak için sektörde öncü teknolojilere sahip ender şirketleri satın alma fırsatlarını keşfetme isteğimizi artırdı. Türkiye’nin gelişmesinde ve gençlerimizin geleceğindeki rolümüzün sorumluluğu ile bu yatırımı ülkemiz için de en doğru şekilde değerlendireceğiz.”

Insider bu yılın başlarında Resmi WhatsApp İşletme Çözüm Sağlayıcısı (BSP – Business Service Provider), Conversational Messaging (Diyalog Bazlı Mesajlaşma) girişimi MindBehind’ı satın aldığını duyurmuştu. Şirketin ilk satın almasının ardından Insider, pazarlama ekiplerinin gelişen ihtiyaçlarını karşılamak için ürün ve yol haritasını daha da geliştirme misyonu doğrultusunda başka birleşme ve satın alma fırsatlarını aktif olarak araştırıyor.

Insider, Türkiye dışında dünyanın her yerinde hızla büyümeye devam ediyor ve şu anda Fortune Global 500’ün üçte biri ve Singapur Havayolları, Estée Lauder, Samsung, Vodafone, Allianz, Virgin, Toyota, New Balance, IKEA, GAP, L’Oreal, Santander, Garanti BBVA, Pizza Hut, Newsweek, Nissan, AVIS, MAC, Marks & Spencer, Avon ve CNN gibi dünyanın en sevilen markalarından bazıları dahil olmak üzere 1.200’den fazla müşteriye sahip.

Python programlama için AI destekli kodlama geliyor

0

Makine öğrenimi, veri analizi ve eğitim için harika bir araç olan Colab, yapay zeka alanındaki gelişmelerle daha da iyileştiriliyor.

2017 yılından bu yana Google Colab, Python’da programlamaya başlamanın en kolay yolu oldu. Öğrenciler de dahil olmak üzere 7 milyondan fazla kişi, Colab’ı kullanarak kurulum veya yazılım yönetimi yapmadan ücretsiz olarak güçlü hesaplama kaynaklarına erişebiliyor. Makine öğrenimi, veri analizi ve eğitim için harika bir araç olan Colab, yapay zeka alanındaki gelişmelerle daha da iyileştiriliyor.

Bugün duyurduğumuz üzere, Colab yakında kod tamamlama, doğal dil ile kod üretimi ve hatta kod yardımcı bir sohbet botu gibi AI destekli kodlama özelliklerini ekliyor. Colab, I/O etkinliğinde duyurulan PaLM 2 üzerine inşa edilen Codey adlı bir kod modeli ailesi kullanıyor. Codey, dış kaynaklardan alınan yüksek kaliteli, izinli lisanslı kodların geniş bir veri kümesinde ince ayar yapılarak, kodlama görevlerinde performansı artırmak için geliştirildi. Ayrıca, Colab’ı güçlendirmek için kullanılan Codey sürümleri özellikle Python ve Colab’a özel kullanımlar için özelleştirilmiştir.

Colab, Python programlama için AI destekli kodlama özelliklerini tanıtıyor

Güçlü kodlama özelliklerine erişim Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Colab kullanıcıları, programlama hızını, kalitesini ve anlaşılabilirliğini önemli ölçüde artıran Codey modellerimize ilk erişimi elde ediyor. İlk özelliklerimiz kod üretimi üzerinde odaklanıyor.

Doğal dil ile kod üretimi, yorumlardan veya ipuçlarından tam fonksiyonlar yazarak daha büyük kod blokları oluşturmanıza yardımcı oluyor. Buradaki amaç, tekrarlayan kod yazma ihtiyacını azaltmak ve programlama ve veri bilimi alanının daha ilginç kısımlarına odaklanmanızı sağlıyor. Colab’da uygun kullanıcılara, kod üretmek için herhangi bir metin ipucunu girmelerine izin veren yeni bir “Oluştur” düğmesi görünecektir.

Kod satırlarının otomatik tamamlanması

Birleşik bir sohbet botuyla yardım alma daha da kolaylaşıyor. Ayrıca, Colab’a yardımcı bir sohbet botunun yardımseverliğini direkt olarak getiriyor. Yakında, Colab’da “Google Sheets’ten nasıl veri alırım?” veya “Pandas DataFrame’i nasıl filtrelerim?” gibi soruları doğrudan sorabileceksiniz.

Colab AI’nin animasyonu herkes için makine öğrenimini demokratikleştiriyoruz

İnternet bağlantısı olan herkes Colab’a erişebilir ve ücretsiz olarak kullanabiliyor. Milyonlarca öğrenci, Python programlama ve makine öğrenme öğrenmek için her ay Colab’ı kullanıyor. Kaynakları kısıtlı gruplar, makine öğrenme uygulamaları için güçlü GPU’lara ücretsiz erişim sağlıyor.

Yakında Colab’ı veri ve ML iş akışlarınızda daha da yardımcı ve entegre bir deneyim haline getirecek daha birçok özellik ve geliştirme yapılıyor.

BinBin’in mobil uygulaması yenilendi

Kurulduğu günden bu yana 2 milyonu aşkın kullanıcıya temas eden BinBin, yenilenen mobil uygulamasını hizmete sundu

BinBin, akıllı şehirlere mikromobilite çözümleri üretme yolculuğundaki hızlı büyümesini sürdürürken, kullanıcı dostu yatırımlarına devam ediyor. Kurulduğu günden bu yana 2 milyonu aşkın kullanıcıya temas eden BinBin, yenilenen mobil uygulamasını hizmete sunuyor.

BinBin, Bulgaristan, Hırvatistan ve Bosna Hersek ile Doğu Avrupa ile başlattığı yurtdışında büyüme yolculuğuna devam ederken, dünyanın pek çok noktasındaki kullanıcılara daha iyi hizmet sunmak adına çalışmalarına devam ediyor. Şirket, kullanıcı dostu ara yüzüyle ve güçlendirilen alt yapısıyla kullanıcılarına daha modern ve daha yüksek performanslı bir deneyim sunuyor.

Teknoloji ve insan tecrübesini bir araya getirerek en iyi müşteri deneyimini sunmaya odaklanan BinBin, kullanıcılarla ilk temas noktası olan mobil uygulamasını yenileyerek, geliştirilen alt yapısı ve ara yüzüyle daha güçlü bir performans sunuyor.

BinBin uygulamasının Android sürümünü buradan, iOS sürümünü ise buradan deneyimleyebilirsiniz.

Apple, 5G ürünlerini ABD’de Broadcom’a ürettirecek

Apple, önde gelen bir Amerikan teknoloji ve ileri üretim şirketi olan Broadcom ile yeni, çok yıllı ve milyarlarca dolarlık bir anlaşmayı duyurdu.

Bu işbirliği sayesinde Broadcom, FBAR filtreleri de dahil olmak üzere 5G radyo frekansı bileşenleri ve keskin uçlu kablosuz bağlantı bileşenlerini geliştiriyor. FBAR filtreleri, Broadcom’un büyük bir tesisinin bulunduğu Fort Collins, Colorado da dahil olmak üzere birkaç önemli Amerikan üretim ve teknoloji merkezinde tasarlanacak ve inşa ediliyor.

Apple’ın CEO’su Tim Cook, “ABD’nin üretimindeki beceri, yaratıcılık ve yenilikçi ruhu kullanmayı taahhüt etmekten heyecan duyuyoruz,” dedi. “Apple’ın tüm ürünleri, ABD’de mühendislik ve inşa edilen teknolojiye bağlıdır ve ABD ekonomisine yatırımlarımızı derinleştirmeye devam edeceğiz çünkü Amerika’nın geleceğine sarsılmaz bir inancımız var.” açıkladı.

Apple zaten Broadcom’un Fort Collins’deki FBAR filtre üretim tesisinde 1.100’den fazla işi destekliyor ve bu ortaklık, Broadcom’un kritik otomasyon projelerine ve teknisyen ve mühendislerle yetenek geliştirmeye devam etmesine olanak sağlıyor. Ülke genelinde, Apple, doğrudan istihdam, gelişen iOS uygulama ekonomisindeki geliştirici işler ve tüm 50 eyaletteki, onlarca sektördeki tüm büyüklükteki 9.000’den fazla ABD tedarikçisi ve üretici ile harcamalar aracılığıyla 2,7 milyondan fazla işi destekliyor.

5G teknolojisi, gelecek nesil tüketici elektroniği alanının şekillenmesine yardımcı oluyor ve Apple, bu alanı ABD’de geliştirmek için onlarca milyar dolar harcıyor. Bu yatırımlar, 2021’de Apple’ın beş yıl içinde ABD ekonomisine 430 milyar dolar yatırım yapma taahhüdünün bir parçası oluyor. Bugün, Apple, Amerikan tedarikçileriyle doğrudan harcamalar, veri merkezi yatırımları, ABD’deki sermaye harcamaları ve diğer yerli harcamalar aracılığıyla hedefine ulaşma hızına sahiptir.

2020’de Apple cihazlarına 5G teknolojisinin tanıtılmasının ardından, Apple, 5G inovasyonu ve altyapısını destekleyen şirketler arasında inovasyonu ve iş büyümesini hızlandırmaya ve genişletmeye yardımcı olmuşuyor. 5G kapsama alanı ve performansı dünya çapında genişlemeye devam ediyor ve daha fazla kullanıcı, 5G uyumlu ürünlere yükseldikçe daha hızlı bağlantıdan yararlanıyor.

Apple yapay zekadan çok para kazanacak

Apple, Yapay zeka dünyasındaki gelişmelere destek vermemiş olsa da, uygulama ekosisteminden çok para kazanacak gibi görünüyor

OpenAI, Perşembe günü ChatGPT için bir iPhone uygulaması yayınladı. Uygulama hızla iOS App Store listelerinin zirvesine fırladı. Apple, iOS üzerinden yapılan yeni uygulama aboneliklerinden geleneksel %30’luk komisyonunu almayı planlıyor.

Apple, yapay zeka alanında lider olmayabilir, ancak uygulama pazarındaki etkisi, başkalarının başarısından faydalanmasına olanak sağlıyor.

Cuma günü itibarıyla, ChatGPT ücretsiz uygulamalar kategorisinde bir numarada idi ve Apple, onu “Essentials” kategorisinde “mutlaka sahip olunması gereken” bir uygulama olarak listelemişti.

Kullanıcılar, ChatGPT Plus’a, aylık 20 dolar karşılığında daha hızlı yanıt süreleri ve yeni özelliklere öncelikli erişim sunan bir premium sürümüne abone olabilirler. OpenAI, kullanıcıları abone olabilecekleri bir web sitesine yönlendirmek yerine Apple’ın uygulama içi satın alma sistemini kullandığı için, şirket alışıldık %30’luk komisyonunu alacak.

Yılda yüz milyonlarca dolar kazanması bekleniyor

Apple, yapay zeka yarışında geride kaldı ve şirket, alandaki kamu araştırmalarına çok az katkıda bulundu. Ancak yine de bu teknolojiden yılda yüz milyonlarca dolar kazanması bekleniyor.

Bir varsayımsal senaryoyu düşünün, eğer ChatGPT Plus, iOS’ta 5 milyon yeni abone eklerse, bu, OpenAI için yıllık yaklaşık 1.2 milyar dolar gelir üretecek ve Apple, bunun %30’unu, yılda 360 milyon dolar toplayacak.

Tim Cook, Apple’ın son kazanç toplantısında şirketin AI’yi ürünlerine “dokuma” ve bunu “dikkatli ve düşünceli” bir şekilde yapacağını söyledi. “Düzenlenmesi gereken bir dizi sorun olduğunu” ekledi. Apple, Wall Street Journal’ın bildirdiğine göre, gizli bilgileri toplayabileceği korkusuyla çalışanlarının ChatGPT kullanımını sınırlamasını da söyledi.

Bunun hiçbiri, Apple’ın hizmeti App Store aracılığıyla kullanıcılara sunmasını ve abonelik satışlarından kar elde etmesini engellemiyor. Hizmet geliri, en son çeyrekte Apple’ın en iyi kar marjlarından bazılarını üreten bir kategoride rekor olan 20 milyar doları aştı.

Windows 11’e AI destekli asistan geliyor

Windows 11’in akıllı asistanı Windows Copilot, Haziran’da Windows 11 için çıkış yapacak ve beraberinde Windows’a bir dizi başka AI iyileştirmesi de gelecek

Microsoft, Windows 10 ile birlikte başlattığı Cortana asistanını sonlandırdıktan sekiz yıl sonra, Windows Copilot, Windows 11’e bir AI asistanı getiriyor. Windows Copilot, Haziran’da, Microsoft’un Build geliştirici konferansında bu hafta duyuracağı şekilde, Windows 11 için bir önizleme olarak çıkış yapıyor. Bu, Windows Copilot’un muhtemelen sonbaharda yeni bir özellik sürümü için ön hazırlık yapmasını sağlıyor, ancak Microsoft, yeni özelliğin ne zaman yayınlanacağını henüz açıklama gerçekleşmedi.

AI’nın Microsoft’ta öncelikli bir konu haline gelmesi sürpriz olmuyor. Ancak, Microsoft, AI’ı ilk olarak Bing Chat ile bir web hizmeti olarak kullanıcılarına tanıttı, Edge Copilot’ta AI’ı entegre etti, daha sonra Microsoft 365 Copilot aracılığıyla Office uygulamaları gibi Word, Excel ve Teams’e uyarladı ve daha sonra Edge’e taşıyor. Windows Copilot, daha çok son özellik gibi görünüyor, Bing Chat’in AI kişiliği muhtemelen daha çok gerçekçi bir asistan lehine azaltıyor. Microsoft, gaz pedalını yere kadar basarken, temel Windows hizmetleri ve uygulamalarına daha fazla AI entegre olacağını görülüyor.

“Windows Copilot’un tanıtımıyla birlikte Windows, AI yardımını merkezileştiren ilk PC platformu olacak” diye belirtti Microsoft, Microsoft Build konferansının başladığı sırada yer alıyor. “Bing Chat ve birinci ve üçüncü taraf eklentileriyle birlikte, kullanıcılar fikirlerini hayata geçirmeye, karmaşık projeleri tamamlamaya ve çok sayıda uygulama bulmak, başlatmak ve çalıştırmak için enerji harcamak yerine işbirliği yapmaya odaklanabilirler.”

Microsoft, Bing Chat’i Windows 11’e entegre etmeyi başardı, ancak biraz aldatıcı gibi görünüyor. Windows 11 artık Windows 11 arama kutusunda Bing Chat’e bir kısayol içeriyor, ancak bu sadece Bing.com web sitesine bir bağlantı olup Microsoft Edge’i açıyor. Öte yandan, Windows Copilot çok daha fazla bir verimlilik asistanı gibi görünüyor. “Windows Copilot, bir kullanıcının herhangi bir uygulamasının yanında sürekli kalacak şekilde bir yan panelde yerleştirilebilir, her ne yapıyorlarsa yapsınlar yardım sağlamaya her zaman orada olabiliyor. Windows 10, işletim sisteminin bir parçası olarak Cortana ile piyasaya sürülüyor, komuta üzerine e-postalar yazdı, hatırlatmalar ayarladı ve e-postaları okunuyor.

Mağaza ve daha fazlasında AI Tahmin edebileceğiniz gibi, Microsoft AI çabalarında sadece Windows ile durmuyor. Windows Mağazası, en iyi AI deneyimlerinin bir “AI merkezi” ile alıyor. Microsoft, her giriş için aranabilir anahtar kelimeler oluşturmak için AI’yi bile kullanacak ve kullanıcı incelemelerinin kapsamlı bir yorumunu sağlamak için AI destekli özetleme özelliklerini kullanıyor.

Microsoft, Bing’in de kullandığı ChatGPT temeli üzerinde OpenAI tarafından geliştirilen AI destekli chat servisi ChatGPT’den ipuçları alıyor. ChatGPT, zaten web’de gezinme (Bing’in yaptığı) ve eklentileri kullanma (ChatGPT’nin yerine getirdiği ve Bing’in henüz yapmadığı) planlarını duyurdu.

Her iki platformu da iyileştirmek için, OpenAI ve Microsoft, her iki şirketin de üçüncü taraf gelişiminden faydalanabilmesi için ortak bir eklenti formatını kullanmayı kabul ediyor. Microsoft, Microsoft 365 Copilot için de eklentiler üzerinde çalışıyor ve Build’de Atlassian, Adobe, ServiceNow, Thomson Reuters ve daha fazlasından yaklaşık 50’nin çalışmada olduğunu ve “binlercesinin” daha geleceğini duyuracak, Yusuf Mehdi, Microsoft modern yaşam, arama ve cihazlar kurumsal başkan yardımcısı açıkladı. OpenAI’nin ChatGPT’si de, web’de gezinmek için arama motoru olarak Bing’i kullanacağını söyledi. Unutmayın, şimdiye kadar, AI sohbet botları 2021’e kadar eğitildi ve daha güncel bilgi istediğinizde bunu size hatırlatacaktı. ChatGPT’ye Bing’in eklenmesi, eklentiler ve Windows Copilot ile birlikte, AI’nın durumu hızla ilerliyor, AI temellerinin modern çağa taşındığını görmeye başlıyoruz.

WeChat yeni bir ödeme yöntemi üzerinde çalışıyor

Çin’in mikroblog sitesi WeChat, yüz tanıma cihazlarının üzerine bir el sallamak suretiyle ödeme yapma özelliğini başlatıyor.

WeChat hesabını cihaza bağladıktan ve avuç içi bir iz bıraktıktan sonra, kullanıcılar bir satın alma işlemini tamamlamak için kamera gömülü tarama yüzeyine sadece el salıyor ve sistem, avuç içi izlerini, damarları, birinin elini nasıl uzattığını ve diğer özellikleri tanıyor. Tencent’e ait uygulamaya göre, özellik çeşitli ışık koşullarında çalışıyor ve avuç içi izlerindeki fizyolojik farklılıklara uyum sağlıyor.

WeChat pazarlamasına göre, “Genç ve yaşlı herkes kullanabilir.”

Bu teknoloji ile ulaşıma araçlarını kullanırken örneğin okulda, işte veya etkinliklerde ve bir spor salonuna girişte bir üyelik kartı yerine kullanılabiliyor. Biyometrik avuç içi tanıma ödeme sistemi zaten Shenzhen’de test edildi ve raporlara göre, eğitim verisi eksikliği nedeniyle gelişmesi yavaştıyor.

WeChat, avuç içi tanımayı keşfeden ilk firma değil. Amazon, bunu 2020’de test etmişti ve buna Amazon One adını vermiştir. Teknoloji hala seçili mağazalarda, bazı Whole Foods dahil olmak üzere mevcut, ancak ABD’li yasa yapıcılar şüphe ifade ediyor. Mart ayında, Amazon, Panera Bread’in ödeme sistemini kabul etmek ve sadakat puanlarını kaydetmek için ilk ulusal restoran şirketi olarak katıldığını duyurdu. 2023 sonuna kadar, dalga ve ödeme yöntemi için donatılmış 10 ila 20 nokta olmasını bekliyor. Biyometrik avuç ödemesi, yüz tanımasını geliştirebilir. Çok sayıda güvenlik endişesi bulunuyor. El sallamak, insanların düşünmeden yapabileceği zararsız bir hareket olabilir ancak bunu yapan biri filme alınabilir. Ve bir yüz gibi ama bir kredi kartının aksine, bir kişi bilgileri çalındığı için avucunu değiştirmiyor.

Business of Apps’e göre, WePay’in 900 milyondan fazla kullanıcısı var ve en popüler Çin ödeme hizmeti olmak için AliPay’i geride bıraktı. Çin’deki hemen hemen her dükkan iki sistemden en az birini kabul ediyor.

Biyometrik bilginin kötüye kullanımına karşı uyarı

0

Federal Ticaret Komisyonu (FTC), yaratıcı yapay zeka (AI) ve makine öğrenmesi gibi yükselen teknolojilerle bağlantılı olarak tüketicilerin biyometrik bilgilerinin kötüye kullanılma potansiyeli üzerine bir uyarı yayınladı.

FTC’nin geçtiğimiz hafta yayınladığı bir politika bildirisi, tüketicilerin biyometrik verilerinin, makine öğrenmesi ve AI tarafından desteklenen teknolojiler dahil olmak üzere, giderek yaygın bir şekilde kullanılmasının tüketicilerin gizlilik ve verilerine yönelik riskler oluşturduğunu belirtti. Biyometrik bilgi, bir kişinin bedeninin ölçümlerini veya bir kişinin ses izini içeren, fiziksel, biyolojik veya davranışsal özellikleri ve özellikleri tasvir ediyor.

“Son yıllarda, biyometrik gözetleme daha sofistike ve yaygın hale geldi, gizlilik ve sivil haklara yeni tehditler oluşturdu” diyen FTC Tüketici Koruma Bürosu’nun direktörü Samuel Levine, “Bugünkü politika beyanı, şirketlerin hangi teknolojiyi kullandıklarından bağımsız olarak yasaya uymaları gerektiğini açıkça belirtiyor.”

FTC duyurusunda, tüketicilerin biyometrik verilerinin gizliliklerini ve sivil haklarını ihlal etmek için kötüye kullanılabileceği birkaç alan belirtildi: “Örneğin, belirli konumlarda tüketicileri tanımlamak için biyometrik bilgi teknolojilerini kullanmak, belirli türde sağlık hizmetlerine erişip erişmedikleri, dini hizmetlere katılıp katılmadıkları veya politik veya sendika toplantılarına katılıp katılmadıkları gibi onlar hakkında hassas kişisel bilgileri ortaya çıkarabilir. Büyük biyometrik bilgi veritabanları, bu tür bilgileri kötüye kullanabilecek kötü niyetli aktörler için cazip hedefler olabilir. Ayrıca, biyometrik bilgi kullanımı, yüz tanıma teknolojisi gibi bazı teknolojiler, belirli popülasyonlar için diğerlerinden daha yüksek hata oranlarına sahip olabilir.”

FTC’nin politika bildirisi, Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü’nün araştırmasına göre, makine öğrenmesindeki ilerlemelerin 2014’ten 2018’e bir veritabanından eşleşen bir fotoğraf bulmada yüz tanıma teknolojilerini 20 kat daha iyi hale getirmeye katkıda bulunduğunu söyleniyor.

Özellikle, “derin sahte” olarak adlandırılanlar, bilgileri sahte görüntüler ve gerçekçi görünen sesler üretmek için kullanır. FTC, derin sahtelerin “kötü niyetli aktörlerin dolandırıcılık yapmak veya tasvir edilen bireyleri karalamak veya taciz etmek için bireyleri inandırıcı bir şekilde taklit etmelerine” izin verebileceğini uyarıyor.

Bir Senato komitesi, bir bireyin biyometrik özelliklerini, seslerini dahil olmak üzere, taklit etmede yaratıcı AI teknolojilerinin ne kadar ilerlediğini gösteren bir duruşma düzenledi. Gizlilik ve Teknoloji üzerine Senato Yargı Alt Komitesi’nin başkanı olan Sen. Richard Blumenthal, D-Conn, duruşmayı ses klonlama yazılımı tarafından üretilen ve OpenAI’s ChatGPT tarafından hazırlanan açılış ifadesinin sesli bir kaydını çalarak açıyor.

TotalEnergies, Türkiye’deki enerji yatırımlarını artırıyor

Enerjinin daha ulaşılabilir, daha temiz, daha güvenilir olması ve daha çok insana erişimi için çalışan TotalEnergies, yenilenebilir enerji kurulu gücünü 2025 yılına kadar 17 GW’tan 35 GW’a çıkarmayı hedefliyor. Avrupa Birliği’nin karbon nötr olma hedefini destekleyen TotalEnergies, 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmayı taahhüt ediyor. 

TotalEnergies Yenilenebilir Enerji Türkiye Müdürü Ahmet Hatipoğlu, Net Sıfır hedefine ulaşmak için yoğunlaştıkları pek çok alan olduğunu belirtti. Hatipoğlu, “Bunlardan önde geleni yenilenebilir enerji kaynakları ve düşük karbonlu yakıtlar. 2050 vizyonumuz gereği, enerji üretimimizin yarısı yenilenebilir enerjiden, yüzde 25’i düşük karbonlu yakıtlardan (hidrojen, biyogaz ve e-yakıtlar), kalan yüzde 25’lik kısım da petrol ve doğal gazdan sağlanacak. Bu faaliyetlerimiz sonucu oluşan emisyonlar; karbon dönüştürme, karbon yakalama ve karbon denkleştirme ile tamamen sıfırlanacak” dedi.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının üretimdeki payı artıyor

Türkiye’nin 55 GW’ın üstünde olan yenilenebilir enerji kurulu gücünün yakın zamanda 60 GW’ın üstüne çıkması bekleniyor. Hatipoğlu, “TotalEnergies olarak Türkiye’de özellikle rüzgar ve güneş enerjisi yatırımı yapmak için yoğun çalışmalarımız var. Bu amaçla, çeşitli yenilenebilir projelere ve operasyonel santrallere yatırım yapmak için çalışmalarımız devam ediyor. Ülkemizin yüksek potansiyeli ve gelişmiş elektrik piyasası farklı iş modellerinde yatırım olanağı sunduğundan çeşitli alternatiflere sıcak bakıyoruz. Pandemi ve sonrasında yaşanan gelişmeler elektrik üretiminde dışa bağımlı olmayan yenilenebilir enerji kaynaklarının önemini gösterdi. Ülkemizde yenilenebilir enerji teknolojileri çevre dostu olmalarının yanı sıra kârlı bir yatırım aracı, enerji güvenliğine katkı sağlayan önemli bir unsur ve mevcut ekipman üretim altyapısı ile bir sanayi sektörü olarak da görülüyor. Önümüzdeki dönemlerde yenilenebilir enerji kaynaklarının üretimdeki payının daha da artmasını öngörüyoruz. Önceliğimiz Türkiye’de şirketimizin politikalarına uygun özelliklerde, büyük ölçekli ve uzun vadede daha stabil getiri imkanı sunan yatırımları hayata geçirmek” diye konuştu. 

Deniz üstü platformlarında ciddi bilgi birikimimiz var

Türkiye’nin özellikle güneş enerjisinde memnuniyet verici bir ilerleme kaydettiğinin de altını çizen Hatipoğlu, şöyle devam etti: “Deniz üstü doğal gaz ve petrol arama ve üretme faaliyetlerimizden dolayı deniz üstü platformlarında ciddi bir bilgi birikimimiz ve geliştirdiğimiz teknolojiler var. Bu birikimimizi özellikle yüzer tip deniz üstü rüzgar projelerimizde kullanıyoruz. Geliştirilen, devrede olan ve çalışan deniz üstü santrallerimizin toplam kapasitesi şu an 12 GW. Türkiye’de hayata geçirilecek deniz üstü rüzgar enerjisi santralinde de mevcut birikimimizle fark yaratabileceğimize inanıyoruz.”

Hatipoğlu, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği’ne (TÜREB) üye olduklarını hatırlatarak “TÜREB son derece aktif çalışan, üyelerini ve paydaşları çalışmalarına dahil ederek sektördeki gelişime katkısı olan bir birlik. Çalışmalarından son derece memnunuz ve önümüzdeki dönemde TÜREB’in faaliyetlerine daha fazla katkı sağlamak istiyoruz” dedi.

Yüzde 100 yenilenebilir yakıtı Excellium Racing 100 ile motor yarışlarında devrim

TotalEnergies Madeni Yağlar, yenilenebilir enerji üreticileri ile iş birliği içinde yeni ürünler geliştirmeye de devam ediyor. Üreticilerin ekipmanlarını koruyacak, enerji tasarrufu ve uzun ömür imkanı sunan yağları bulunuyor. TotalEnergies’in 2050’de net sıfır emisyona ulaşma hedefinde önemli bir kilometre taşı da, motor sporları yarışları için geliştirilen yüzde 100 yenilenebilir yakıtı Excellium Racing 100 olmuştu. FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nın tarihinde ilk defa, 2022 şampiyonasının üçüncü turunda Le Mans 24 Saat Yarışları’nda tüm araçların kullandığı Excellium Racing 100; FIA’nın, araç üreticilerinin, pilotların ve yenilenebilir enerjilere ilişkin Avrupa yönergelerinin (RED) tüm gereksinimlerini karşılayan bir yarış yakıtı. Şarap tortularından yapılan bu biyoyakıtı geliştirmek için 18 aydan fazla Ar-Ge çalışması yapıldı. İçerisinde petrol bulundurmayan Excellium Racing 100, kullanım ömrü boyunca karbondioksit emisyonlarında en az yüzde 65’lik bir azalma sağlıyor.