Lüks elektrikli segmentine Audi Q6 e-tron geliyor 

0

Audi’de geri sayım başladı. Yeni Premium Platform Electric üzerine yükselen ilk modelin geliştirme aşamasına gelindi. Audi Q6 e tron prototip model, kullanılan yeni aydınlatma teknolojileriyle de fark yaratacak.

Yeni geliştirilen Premium Platform Electric (PPE) üzerine yükselen ilk model olmasıyla öne çıkan Audi Q6 e-tron, Audi tarihinin en önemli model girişiminin başlangıcını simgeliyor. Audi ve Porsche’nin ortaklaşa geliştirdiği bu teknoloji platformu, tamamen elektrikli araçlara özel olarak tasarlandı. Orta boy ve lüks segmentler olmak üzere geniş bir model yelpazesini barındıracak şekilde ölçeklenebiliyor. Ayrıca PPE araçlarının batarya boyutu ve aks mesafesi de ölçeklenebiliyor. Bu, hem SUV ve CUV modeller hem de Audi ürün yelpazesinin temel ürün gamının bir parçası olan Sportback veya Avant gibi modellerde kullanılmasını mümkün kılıyor.

Prototip modelin tanıtımında ayrıca Audi Q6 e-tron’daki aydınlatma yenilikleri de anlatıldı.

Audi Q6 e-tron tanıtımı, Audi’nin DNA’sının bu yeni modelde nasıl ifade edildiği ve aydınlatma teknolojisi anlamında da dünyada bir ilk olacak. 

Yıl bitmeden gösterilmesi planlanan yeni model, performans, menzil ve şarj açısından sektörde çıtayı yeniden belirleyecek. Ingolstadt’taki üretim hattından çıkan ilk tamamen elektrikli model olmasıyla da ayrı bir öneme sahip. Ayrıca Audi’nin Ingolstadt’taki genel merkezi, kendi batarya montaj tesisine sahip ilk AUDI AG üretim tesisi olacak. Dolayısıyla yeni Audi Q6 e tron, markanın premium elektrikli ulaşım sağlayıcısına yönelik küresel dönüşümünü de temsil ediyor. 

7. Türkiye Yüzyılı Yatırım Resepsiyonu Malezya’da gerçekleştirdi

0

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi liderliğinde düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Yatırım Resepsiyonları”, Londra, Paris, Milano, Viyana, Pekin ve Singapur’un ardından, dün de Malezya’nın Başkenti Kuala Lumpur’da gerçekleştirildi. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıl dönümü vurgusuyla  gerçekleşen resepsiyonda, Türkiye ve Malezya arasındaki ikili ekonomik ilişkiler ve yatırım süreçleri değerlendirilirken,  iki ülke arasındaki fırsatlar masaya yatırıldı.

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi tarafından Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yıl dönümü vurgusuyla dünyanın farklı noktalarında düzenlenmeye devam eden “Türkiye Yüzyılı Yatırım Resepsiyonları”nın bir diğeri dün akşam Malezya’da gerçekleştirildi. ‘Türkiye: Your Resilient Investment Partner’ temalı resepsiyonun açılış konuşmalarını T.C. Kuala Lumpur Büyükelçisi Emir Salim Yüksel, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu, ve ülkenin en önemli altyapı ve mühendislik grubu UEM’in Genel Müdürü Dato Mohd Izani Gani gerçekleştirdi. Programa ayrıca Malezya Yatırım, Ticaret ve Endüstri Bakan Yardımcısı Liew Chin Tong da katılım gösterdi.

UEM Genel Müdürü Dato Mohd Izani Gani, “Malezya Varlık Fonu Khazanah, İstanbul’da bölge ofisini açmayı planlarken Yatırım Ofisi’yle yakın çalıştı ve çok önemli destekler aldı. Sonuç olarak 2013 yılında bölge ofisi açıldı. Yatırım Ofisi ve Khazanah arasındaki bu özel ilişkiye 2017 ve 2018 yılları arasında Türkiye Bölge Müdürlüğü’nü yaparken bizzat şahit oldum.” dedi.

Malezya Yatırım Ticaret ve Endüstri Bakan Yardımcısı Liew Chin Tong, Türkiye’nin 100. yılını kutladığı bu etkinliğe davet edildiğim için çok mutluyum. Önümüzdeki dönemde Türkiye Dünya’nın en büyük ilk 10 ekonomisi, Malezya ise ilk 30 ekonomisi içinde olmayı hedeflemekte. Bu hedeflerin gerçekleştirilmesinde karşılıklı ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinin önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Türkiye’nin özellikle Savunma sanayiinde gösterdiği başarının farkındayım ve bu alanda karşılıklı yapılacak çok işlerin olduğuna inanıyorum.” dedi.

Malezya Büyükelçisi Emir Salim Yüksel “Tarihi ve yakın ilişkilere sahip iki kardeş ülkenin Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutladığı bu etkinlikte bir arada olması mutluluk verici. İlkini 2015 yılında imzaladığımız Serbest Ticaret Anlaşması, yakın dönemde hizmet, e-ticaret ve yatırımlar başlıklarını da kapsayacak şekilde genişletildi. İki ülke arasında her geçen yıl hız kazanan ekonomik ilişkiler havacılıktan hammadde ticaretine, özellikle helal sektöründe ciddi bir potansiyele sahip. Ayrıca iki ülke arasında karşılıklı yatırımlarda da önemli potansiyel görüyoruz. Bu organizasyon vesilesiyle sizleri Türkiye ekonomisinin sunduğu eşsiz yatırım fırsatlarından istifade etmeye davet ediyorum.” dedi.

Cumhuriyetin 100. yılı münasebetiyle düzenledikleri yatırımcı resepsiyonlarına Türkiye ile kapsamlı stratejik ortak düzeyinde ilişkisi bulunan Malezya’da devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu, ‘Son dönemde ivmelenen savunma sanayi işbirliklerinin yanı sıra Malezya merkezli şirketlerin enerji, finans, ulaştırma, perakende, sağlık ve teknoloji girişimleri sektörlerinde ülkemize yatırımlar yaptığını biliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açılışı yapılan İstanbul Finans Merkezi’nin, Malezya’nın önemli bir merkez konumda olduğu katılım finans alanında da yeni açılımlara vesile olacağını düşünüyoruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan ve Başbakan Sayın İbrahim’in son dönemdeki görüşmelerinde de sıklıkla vurguladıkları gibi, iki ülke arasında ticaret ve yatırım başta olmak üzere pek çok alanda hızla ilişkilerin geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Biz de bu vizyondan aldığımız ilhamla, dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olma hedefiyle Türkiye Yüzyılı’na girerken Malezyalı yatırımcıları ülkemizde yatırıma davet ediyoruz.” dedi.  

Birevim mobil CRM uygulaması kullanıma sunuldu

0

Birevim, Redcase Mobil ile Tasarruf Finansman sektörüne yeni bir soluk getirdi. Sektörün ilk CRM uygulaması olan Redcase Mobil’i hayata geçiren Birevim, insan merkezli hizmet anlayışıyla çalışmaya ve dijital alandaki yatırım hedeflerini büyütmeye devam ediyor. Birevim, sektördeki ilk CRM uygulaması olan Redcase’in mobil versiyonunu geçtiğimiz günlerde tanıtarak kullanıma sundu. Düzenlenen lansman toplantısında, günümüzün değişen ihtiyaçlarına yönelik yenilikçi çözümler üreterek sektöre öncülük etmeye devam edeceklerini söyleyen  

Sektörün dijital dönüşümüne öncülük ediyoruz

Redcase Mobil’i, Birevim’in tasarruf finansman sektörüne sağladığı katma değerli bir ürün olarak tanımlayan Birevim Genel Müdürü Av. Mahir Orak, geçtiğimiz yıllarda hayata geçirilen Redcase ve Birevim Mobil uygulamaları ile başlayan dijitalleşme sürecinin Redcase Mobil ile devam ettiğini belirtti. Orak, sözlerine söyle devam etti: “Dijitalleşme, hayatı herkes için konforlu ve verimli hale getiriyor. Birevim olarak, çalışanlarımızın ve tasarruf sahiplerimizin zamandan tasarruf etmesini sağlayan, süreçleri hızlandıran teknolojik yenilikleri çok önemsiyoruz. Biliyorsunuz, ‘birlikte kolay’ ve ‘birlikte tasarruf’ bizim için kilit sözcüklerdir. Görevimiz, birlikte tasarruf anlayışını hayatın her alanında yaygınlaştırmak. Teknolojinin sunduğu olanaklarla, finansman kaynaklarına daha çok insanın erişimini kolaylaştırmak bizim en önemli misyonumuz.

Başlattığımız dijital dönüşümle sektörün büyümesini hızlandırıyoruz

Birevim Genel Müdürü Av. Mahir Orak şu sözlerle süreci özetledi: “Dijital bir ürün geliştirirken insanı merkeze koyan bir anlayış ile çalışıyor olmamız, ihtiyaçlar ortaya çıktığında hızlıca o noktaya temas edebilmemizi sağlıyor. Geçtiğimiz yıl kullanıma sunduğumuz Birevim Mobil ile ilgili geliştirme süreçleri sayesinde, bugün en az onun kadar güçlü bir uygulama olan Redcase Mobil’in lansmanını yapıyoruz. O süreçte edindiğimiz deneyimler, mobil uygulamalar geliştirme ve dijital entegrasyon konusunda elimizi ciddi anlamda güçlendirdi. Çünkü sektöre kazandırdığımız bu iki önemli uygulama birbirini destekledi.

Çocukların kimlik bilgilerini çalıp para aklıyorlar!

2022 yılında sadece Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık bir milyon çocuk, kimlik hırsızlığıyla karşı karşıya kaldı.  Siber güvenlik şirketi ESET, suçluların neden çocukların ve gençlerin kişisel verilerinin peşinde olduğunu araştırdı. Ebeveynlerin çocuk kimliği hırsızlığını önleme konusunda neler yapabileceğini paylaştı. 

Dijital çağda kimlik sahtekarlığına maruz kalma ihtimali hem büyükler hem de çocuklar için çok yüksek. Günümüzde  sorumlu bir ebeveyn olmak, 20 yıl öncesine göre daha fazla çaba gerektiriyor.

Gençlerin kimlik bilgileri dolandırıcıların ilgisini neden çekiyor?

Çocukların kimlik bilgilerini çalan dolandırıcıların amacı, yetişkinlerin kimlik bilgilerini çalanlardan farklı değil. Para aklama ve dolandırıcılık amacıyla kullanmak için banka hesabı açmak,  borçlandırmak için yeni kredi kartı hesapları açmak ve sosyal yardım ya da kredi almak için sahtekarlık yapmak. Kimlik verilerinin bu derece çekici olmasının en büyük nedeni, gençlerin ve  çocukların kötü kredi notunun olmamasıdır. Kurbanın kimlik bilgilerinin çalındığından haberdar olması ihtimali de düşüktür, çünkü gençler bir hesapları olsa bile, bunu düzenli kontrol etmezler. 

Dolandırıcılık yıllarca tespit edilmeden sürebilir.

Çocuk kimliği hırsızlığı alanında bir diğer yaygın yöntem ise sentetik kimlik dolandırıcılığıdır. Bu, dolandırıcının biraz gerçek biraz uydurma kaynaklardan kişisel verileri bir araya getirmesidir. Böylece temiz bir kredi geçmişiyle birlikte çocuğun tüm önemli verileri kullanılarak yeni bir kimlik oluşturulur.

Çocuk kimliği hırsızlığı nasıl yapılıyor?

Kayıt dışı siber suç ekonomisi, farklı aktörlerin farklı rollere sahip olduğu ve adeta tıkır tıkır işleyen bir makine gibidir. Siber suçlular kişisel verileri toplar ve bunları karanlık internette ağlarında ve forumlarda dolandırıcılara satar. Bu verileri elde etmek için kullanılan yöntemler:

·     E-posta, sosyal medya veya hatta kısa mesajla kimlik avı Bireyler, bilgi çalma potansiyeli olan kötü amaçlı yazılımları yükleyerek kötü amaçlı bağlantılara tıklayarak veya var olmayan bir ödül çekilişine katılarak kişisel bilgilerini vermeleri için kandırılır.

·     Üçüncü taraf ihlalleri ABD’de yaşayan 1,7 milyon çocuk, ya da her 43 çocuktan birinin kişisel verileri, kendi hataları dışında bir nedenle veri ihlaline uğramış, ifşa olmuş ve potansiyel olarak tehlike altına girmiştir.

·     Hesabı ele geçirme: Oyun oynama, sosyal medya ve hatta çevrimiçi eğitim hesapları, kimlik hırsızlığı için değerli kaynaklar olabilir. Kimlik bilgileri, kimlik avı saldırıları, kaba kuvvetle şifre kırma/tahmin etme ve diğer teknikler kullanılarak riske atılabilir.

·     Sosyal medyada fazla paylaşım yapma: Sosyal medya hesaplarında çok fazla kişisel bilgi paylaşma konusunda ebeveynler de çocukları kadar suçlu olabilir. Doğum tarihleri ve eğitimleri ile ilgili ayrıntılar bile, daha fazla bilgi almak için tasarlanan dolandırıcılık eylemlerinde şantaj yapmak için kullanılabilir.

·     Fiziksel hırsızlık: Eski yöntemlerden olan belgeleri çöp kutusundan ve hatta doğrudan postadan almak da halen kullanılıyor.

Çocuklarınızın kimliğini nasıl güvende tutarsınız?

  • Sosyal medyada çocuklarınız hakkında çok fazla bilgi paylaşmaktan kaçının. Gizli hesap olmadığı sürece, ebeveynlerin paylaşım yapmaktan kaçınması en iyisidir.
  • Çocuklarınızın hesaplarında (banka, telefon vb.) olağan dışı hareketleri kontrol edin.
  • Hane içindeki tüm cihazların en yeni yamalara ve antivirüs programına sahip olduğundan emin olun.
  • Çocuklarınıza, sosyal medyada çok fazla paylaşım yapma, kimlik avı saldırıları veya kimlik hırsızlığı risklerinden bahsedin.
  • Çocuğunuzun giriş yaptığı hesap/hizmet sayısını sınırlandırın. Bunun yerine gerektiğinde kendi bilgilerinizi girin.

iPhone kullanıcıları için işte WhatsApp’ın yeni özellikleri!

0

WhatsApp, iPhone kullanıcıları için üç yeni kullanıcı özelliği sunmaya başladı. Bu özellikler başlangıçta yalnızca beta test kullanıcıları için mevcuttu, ancak şimdi geniş çapta tüm iPhone kullanıcılarına sunuluyor. İşte o özellikler:

1. Konuşma Aktarma Özelliği: Bu özellik, kullanıcıların WhatsApp görüşmelerini bir cihazdan diğerine sorunsuz bir şekilde aktarmalarına olanak tanıyor. Bu özelliği şu şekilde kullanabilirsiniz:

a. WhatsApp’ı yeni iPhone’unuza indirin.
b. Eski cihazınızda kullandığınız telefon numarasını kullanarak WhatsApp’a kaydolun.
c. Yeni telefonunuzda WhatsApp’ı açın ve “Sohbet Aktarma” seçeneğini seçin.
d. Yeni iPhone’unuzda görünen QR kodunu taramak için eski cihazınızı kullanın.

2. Görüntülü Aramalar için Yatay Mod Desteği: Kullanıcılar artık yatay modda görüntülü aramalar yaparak iPhone’lardaki görüntülü arama deneyimini geliştirebilecek.

3. Bilinmeyen Arayanları Sessize Alma Seçeneği: iPhone kullanıcıları artık bilinmeyen numaralardan gelen aramaları sessize almayı seçerek gereksiz yere rahatsız edilmekten korunabilecek.

Daha önce bahsedilen değişikliklere ek olarak, güncelleme aynı zamanda daha iyi navigasyona sahip yeniden tasarlanmış bir çıkartma tepsisi sunuyor. Çıkartma tepsisi artık daha geniş bir avatar yelpazesi de dahil olmak üzere daha geniş bir çıkartma yelpazesi sunuyor. 

Bu, sohbetleriniz sırasında seçebileceğiniz ve tadını çıkarabileceğiniz daha fazla çıkartmaya sahip olacağınız anlamına geliyor. İyileştirilmiş gezinme, kullanmak istediğiniz çıkartmaları bulmayı daha kolay ve rahat hale getirerek WhatsApp’taki genel mesajlaşma deneyiminizi geliştiriyor.

Bağlantılı Mercedes araçları yolları iyileştirecek

Bağlantılı Mercedes araçları yolları iyileştirmek için kullanılacak. Araçlar, yolların durum bilgilerini ana merkeze aktaracak.

Türünün ilk örneği olan araçtan altyapıya bir pilot programda Mercedes arabaları Boston’ın yollarını iyileştirmek için kullanılacak. Çukurlar veya hasarlı yüzeyler nedeniyle şehirdeki hangi caddelerin iyileştirilmesi veya acil bakım gerektirdiğini belirlemek için bağlantılı araçlardan veriler toplanacak ve analiz edilecek.

Mercedes’in Kentsel Mobilite Çözümleri ile Boston Belediye Başkanlığı’nın Yeni Kent Mekaniği Ofisi (MONUM) ve Citywide Analytics Ekibi arasındaki bir ortaklık olan girişim, katılan arabaların yolda tümseklerle karşılaştıkları yerler hakkında bilgi toplarken verileri işlemek için gelişmiş bir algoritma kullanacak. Katılan ve katkıda bulunan Mercedes araçları, gelişmiş süspansiyon sistemleri ile donatılmış durumda. Şirket: “Bunlar, ani süspansiyon sıkışması sırasında tümsekleri kaydedebilir ve ön aksta olduğu kadar arka aksta da belirli bir zaman gecikmesiyle geri tepebilir” diyor.

Araçlardan yol verisi toplanacak

Bu veriler, sahiplerinin “Mercedes me” uygulaması aracılığıyla veri paylaşımını etkinleştirdiği araçlardan anonim olarak toplanabilir. Benzer bir algoritma, süspansiyonun hız tümseklerinden yasal olarak ne zaman etkilendiğini belirleyebilir. Mercedes’in araç tipini, tekerlek patinajını ve amortisör seviyesini dikkate alan bulutunda daha fazla analiz gerçekleştirilir.  Ardından veriler anonimleştirilir, toplanır ve engebeli yolların modellerini ve sıcak noktalarını belirlemek için analiz edilir. Boston’un Analitik Ekibi, yüzey hasarı analitiğini mevcut verilerle karşılaştırarak ve yol üzerinde denetimler gerçekleştirerek Mercedes teknolojisinin etkinliğini değerlendiriyor.

Mercedes-Benz ABD Başkanı ve CEO’su Dimitris Psillakis: “Boston şehriyle yapılan bu ortaklık, anonimleştirilmiş araç verilerini güvenli bir şekilde toplayarak, işleyerek ve görselleştirerek araçların çalıştığı altyapıya ilişkin daha derin bir anlayış sunmayı amaçlıyor. Araçlarımızdaki gelişmiş sistemler, yollarda neler olup bittiğine dair değerli bilgiler sağlayabilir. Bu veriler, yolları herkesin gezinmesi için daha güvenli ve daha keyifli hale getirmek için altyapının durumunu etkili ve verimli bir şekilde iyileştirmeye yardımcı olabilir” diyor.

Girişim, Mercedes’in bu yeteneği Amerika Birleşik Devletleri’ndeki altyapının yararına kullandığı ilk sefer olacak. Teknoloji 2021’de tanıtıldı, ancak şimdiye kadar araçtan her şeye (V2X) iletişim yoluyla diğer Mercedes’e gelişmiş çukur uyarıları sağlamak için kullanıldı. Boston, sorunlu yolları belirlemek için daha önce başka bağlantılı çözümler kullanmıştı. Street Bump adlı bir sistem, karayolu kusurlarını işaretlemek için akıllı telefonlarda ivmeölçerler ve GPS kullandı. O zamanlar Boston yollarındaki en büyük sorunların, zamanla hafifçe çöken veya kayan kamu hizmeti kapaklarından kaynaklandığını buldu.

Formula E’de Dünya rekoru kırıldı!

0

Londra’daki 9. Sezonun son iki yarışı öncesinde Formula E, Gen3 elektrikli yarış arabasının “kilitsiz” potansiyelini gösterdi. EV serisi, bir GenBeta geliştirme otomobilinde 135.9 MPH ile iç mekan kara hızında dünya rekorunu kırdı. Sürüş, bir kısmı ExCeL Londra arenasının içinde olan Londra E-Prix pistinde 176 mil düz bir şekilde gerçekleşti. NEOM McLaren Formula E sürücüsü Jake Hughes’in sürdüğü araba, önceki 102.7 MPH rekorunu 33 MPH ile kırdı.

Hughes, Formula E’nin tipik olarak sıralama turları için kullanılan düello formatının değiştirilmiş bir versiyonunda diğer sürücü Lucas di Grassi (Mahindra Racing) ile kafa kafaya gitti. Her birine pistin kapalı bölümünde hızlı hızı belirleme şansı verildi ve her ikisi de resmi girişimlerde bulunmadan önce üç uygulama koşusunda da eski dünya rekorunu kırdı.

Formula E, GenBeta otomobilinin yarış etkinliklerinde kullanılan Gen3 otomobilinden daha hızlı ve daha güçlü hale getirmek için bir dizi yükseltmeye sahip olduğunu söylüyor. İlk olarak, yarış donanımında 350kW’dan 400kW’lık gelişmiş bir güç çıkışına sahip. Eklenen güç, hızlanırken daha fazla çekiş için “ön güç aktarma organı kitinin etkinleştirilmesi” yoluyla ilk kez bir Formula E otomobilinde dört tekerlekten çekiş yoluyla geliyor.

Formula E’nin teknik müdürü Alessandra Ciliberti, ”GenBeta, dört tekerlekten çekişin hem hızlanma hem de frenleme rejenerasyonu için tek koltuklu bir yarış arabasında ilk kez etkinleştirildi.” diyor. GenBeta, yakın gelecekte Formula E yarışı için neyin mümkün olacağını sergiliyor.

Normal Gen3 otomobili zaten şimdiye kadar yapılmış en hızlı ve en verimli elektrikli yarış aracı. En yüksek hızda 200 MPH’nin üzerinde kapasiteye sahip. Formula, GenBeta’yı yarış serisi FIA, Sabic ve Hankook tarafından oluşturulan “bir inovasyon platformu” olarak tanımlıyor. Araçla yapılan projeler, performansı, verimliliği ve sürdürülebilirliği artırmak amacıyla yeni malzemeler ve teknolojiyi denemek için.

Android telefonlar üzerinizde casus AirTag varsa yakalayacak!

Android telefonlar AirTag benzeri izleyici durumunu söyleyecek. Böylece kullanıcılar, bilinmeyen izleyici uyarıları alabilecek.

Google, Google I/O 2023 konferansında izleyicilerin 3 milyar cihazlık Bluetooth izleme ağına bağlanabileceğini duyurduğunda, bunun insanların izleyiciler tarafından izlenmekten kaçınmalarını kolaylaştıracağını da söyledi. Artık Android kullanıcıları yakında bu “Bilinmeyen İzleyici Uyarılarını” alacaklar. Google ve Apple tarafından geliştirilen ortak spesifikasyona dayanan ve Tile ve Chipolo gibi izleyici üreticilerinden gelen geri bildirimleri içeren uyarılar şu anda yalnızca AirTags ile çalışıyor. Ancak Google, kapsamını genişletmek için etiket üreticileriyle birlikte çalışacağını söylüyor.

Şimdilik, sahibi olmadığınız bir AirTag “sahibinden ayrıldıysa ve sizinle birlikte seyahat etmeye kararlıysa” size bunu ve “izleyicinin sahibi onun konumunu görebilir” şeklinde bir bildirim gönderilecek. Bildirime dokunmak, sizinle birlikte seyahat ederken ilk görüldüğü yere kadar uzanan bir haritayı getiriyor. Google, bu konum verilerinin “her zaman şifrelendiğini ve asla Google ile paylaşılmadığını” belirtiyor. Google, istemlerin ötesinde, izleyicinin “izleyicinin sahibi bilmeden” bir ses çalmasını sağlayabileceğinizi söylüyor. İzleyiciyi telefonunuzun arkasına getirirseniz (muhtemelen NFC kapsama alanı içinde), bazı izleyiciler seri numaralarını ve “telefon numaralarının son dört hanesi gibi” sahipleriyle ilgili bilgileri sağlayabiliyor. Google, bir izleyicinin fiziksel olarak nasıl devre dışı bırakılacağıyla ilgili bilgilere de bağlantı vereceğini belirtiyor.

Bilinmeyen izleyici uyarıları alınacak

Son olarak, Android telefonunuzun bir izleyici yakalamadığından şüpheleniyorsanız veya yakında ne olduğunu görmek istiyorsanız, Google bir manuel tarama özelliği sunar. Uyarılar, önümüzdeki haftalarda Android 6.0 ve sonraki sürümlere sahip cihazlarda bir Google Play hizmetleri güncellemesi aracılığıyla kullanıma sunulacak.

Bunun Google’ın, dünyanın en popüler akıllı telefon işletim sistemine sahip herkesin izleyiciler için Find My Device ağını genişletme planıyla nasıl bir ilgisi var? K ullanıcı güvenliği ve takip önleme “Android için en önemli öncelik” olduğundan, Google ortak izleme spesifikasyonunu “bu yılın sonuna kadar” tamamlamak için çalışıyor.

Yapay zeka destekli mobil web sitesi oluşturucu

Mobil web sitesi oluşturucu Universe, yapay zeka destekli hale geldi. Yeni tasarımcıyla, yapay zeka ile web sitesi oluşturabilirsiniz.

Kodsuz mobil web sitesi oluşturucusu Universe, yapay zeka destekli bir web sitesi tasarımcısını beta olarak piyasaya sürdüğünü duyurdu. GUS (Generative Universe Sites) adlı tasarımcı, herkesin kendi iOS cihazından özel bir web sitesi oluşturmasına ve başlatmasına yardımcı olabiliyor.

GUS’a başladığınızda, Universe düzenleyicisine gireceksiniz. Bir şablonla başlamak yerine, web sitenizi oluşturmaya başlamak için GUS ile bir metin görüşmesi başlatıyorsunuz. GUS: “Bugün ne tür bir web sitesi oluşturmak istersiniz?” sorusunu yöneltiyor. GUS’a, oluşturmak istediğiniz web sitesi türüyle ilgili bazı ilk ayrıntıları verdikten sonra, GUS sizden tam olarak ne aradığınız hakkında biraz bilgi isteyecek. Örneğin, GUS, aklınızda belirli bir tasarım veya renk şeması olup olmadığını veya web sitesinde kaç sayfa olmasını istediğinize dair bir fikriniz olup olmadığını sorabilir.

GUS ile konuşarak web sitesi tasarlayabilirsiniz

GUS’a web sitesi vizyonunuzla ilgili ayrıntıları verdikten sonra, GUS sizin için bir düzen oluşturacak. Herhangi bir kod parçasına dokunmak zorunda kalmadan bir şeyleri manuel olarak değiştirebileceğiniz için düzen tamamen düzenlenebilir. Örneğin, GUS’un seçtiği bir görüntüyü değiştirmek isterseniz, içeri girip farklı bir görüntüyle değiştirebilirsiniz. Gördüğünüzden memnun olduğunuzda, devam edip web sitenizi yayınlayabilirsiniz.

Universe kurucusu ve CEO’su Joseph Cohen yaptığı açıklamada: “Nihayetinde Evren olacak şeyi geliştirmek için yola çıktığımızda, misyonumuz açıktı. Herkesin interneti kurmasını sağlamaktı. Üretken yapay zeka, bunu tamamen yeni bir düzeyde yapmamıza izin veriyor. GUS’a aklınızdan geçenleri söylemeniz yeterli, o da onu sizin için oluşturacak. Artık iOS uygulamamızdaki herkes GUS beta sürümünü deneyebilir. Dövme sanatçılarından genel müteahhitlere, öğrencilere, pragmatistlere ve vizyonerlere kadar herkese, her gün cebinde taşıdıkları bilgisayarla internette kendilerine bir yer edinmeleri için güven ve tasarım desteği verebileceğimizi umuyoruz” dedi.

GUS Beta, şu anda iOS’ta Universe uygulamalarını güncelleyen tüm kullanıcılar tarafından kullanılabilir. Universe, iPhone’u olmayan veya masaüstünü tercih eden kullanıcılara GUS’a erişme olanağı sağlamak için yakın gelecekte bu deneyimi web’e taşımayı planlıyor. Universe’nin yeni aracı, Wix tarafından bu ayın başlarında kullanıma sunulan ve AI Site Generator adlı araca benziyor . Araç, kullanıcıların amaçlarını açıklamalarına ve bir ana sayfa, iç sayfalar, metin ve resimlerin yanı sıra etkinlikler, rezervasyonlar ve daha fazlası için işletmeye özel bölümler içeren eksiksiz bir web sitesi oluşturmalarına olanak tanıyor.

Yapay zekalı ürünlere denetleme gelecek mi?

0

ASPI yaptığı açıklamaya Çin merkezli yapay zekalı ürünlere denetleme getirilmesini istedi. ASPI güvenlik endişelerini paylaştı.

Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü (ASPI) yaptığı açıklamada, Çin yapımı yapay zeka özellikli ürünlerin 5G ekipmanına benzer endişeler uyandırması ve bu nedenle düzenlenmesi gerektiğini söyledi.

Batıdaki hükümet kurumları, ulusal sistemlerde Çin yapımı 5G ekipmanlarını en az 2019’dan beri bir güvenlik riski olarak değerlendiriyor. Bu da yasaklara ve pahalı sökme ve değiştirme programlarına neden oluyor. Endişeler arasında, casusluğa izin veren olası arka kapılar ve Çinli şirketlerin, ne talep ederse etsin, Pekin’e uymak zorunda olduğu yer alıyor. Huawei bu iddiaları her zaman yalanlamıştı.

Çin merkezli ürünler risk olabilir

ASPI’den Simeon Gilding, “Otoriter Yapay Zekayı Azaltmak” başlıklı bir raporda, yapay zeka özellikli ürünlerin belki de hafifletilmesi daha zor olan 5G’den daha büyük bir risk oluşturduğunu savundu. 5G hayati olsa da hala çoğunlukla telekomünikasyonla sınırlıdır ve bu nedenle sınırlı maliyetlerle kapsam olarak sınırlı. Bu arada yapay zeka, insanların alışacağı şekilde insan hayatının her alanına dokunacak bir noktaya doğru ilerliyor. Yapay zeka özellikli teknolojiler ve sistemler kurulduktan sonra, büyük olasılıkla otomatik internet ve kullanımlarını kullanıcının görüş alanının dışına taşıyabilecek yazılım güncellemeleriyle donatılıyor.

Ancak yapay zekanın pek çok şekilde uygulanacağı için potansiyel olarak arka planda gizlenirken çevrimiçi davranışları etkileyerek toplumların düşünme biçimini şekillendirecek, işleri ve kredileri koruyacak şekilde yürürlüğe girecek ve ayrıca trafik ağları, deniz operasyonları veya demiryolu gibi sistemlerde uygulanacak. Bu nedenle kontrol etmek imkansız olacak.

Düşünce kuruluşu, hükümetlerin şu anda yapay zekanın kendisini düzenlemek için acele etmesine rağmen, otoriter ülkelerden yapay zeka özellikli ürün ve hizmetlerin muhtemelen göz ardı edileceğini söyledi. Bu nedenle ASPI’nin tavsiyeleri, üç parçalı bir denetim çerçevesi, kırmızı ekip oluşturma ve yapay zeka özellikli ürünlerin düzenlenmesini içeriyor. Denetim, hem sistemin temel hizmetler, kamu sağlığı ve güvenliği, demokratik süreçler, açık pazarlar, ifade özgürlüğü hem de hukukun üstünlüğü açısından ne kadar kritik olduğunun değerlendirilmesini kapsıyor. Ayrıca bir ürün veya hizmete maruz kalma ölçeğine de bakıyor. Daha sonra sistemdeki riskleri dahili olarak belirlemek için kırmızı takımlama kullanılacak. Siber güvenlik uzmanları, casusluk amaçlı kötü amaçlı yazılım yerleştirmek için bağlı cep telefonlarına ve BT sistemlerine atlamak için kullanıp kullanamayacaklarını araştırırken Gilding, TikTok’u yeniden ekip oluşturulabilecek bir ürün örneği olarak kullanıyor.

Finceptor’a Keiretsu Forum Türkiye’den 3,5 Milyon Dolar değerleme üzerinden yatırım

Merkeziyetsiz finans (DeFi) protokolü olup, Web3 projelerinin likidite ve sermaye finansmanı organize edebileceği bir platform olan Finceptor,  Keiretsu Forum Türkiye melek yatırımcıları tarafından 3,5 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı.

Finceptor Web3 sermaye ve likidite finansman platformu olup, Web3 protokollerinin token arzı öncesi, token arz ve token arz sonrası aşamalarda finansmana erişmesini sağlıyor. Bireysel yatırımcılar 1 dolardan başlayan ve sermaye korumalı yatırım modelleri ile Web3 proje tokenlarına ICO öncesi, ICO aşaması ve ICO sonrasında OTC gibi yollar ile bu projelere yatırım yapabiliyor.

Finceptor Kurucu Ortakları Can Kocagil, Arman Vural Budunoğlu, Güneş Serel, Ege Kafalı ve Emre Dönmez, girişimlerini 1 yılda geliştirdiklerini belirterek, “50 binin üzerinde Web3 yatırımcı topluluğumuz ve 5 binden fazla KYC’li kullanıcımız var. Polygon’un Hypernest DeFi hızlandırma programından mezun olan Finceptor, aynı zamanda Web3 dünyasının önemli isimlerinden Brinc ve Türkiye’deki önemli bankalar Yapı Kredi ve Neohub tarafından destekleniyor. ICO öncesi ve sonrasındaki aşamalarda likidite finansmanı sağlayan finansal ürünler sunarak fonlanan Web3 projelerinin DeFi dünyasında daha derin ve verimli marketlere sahip olmasını sağlayarak, yeni kullanıcılar ve trader’lar çekebilmesini sağlıyoruz. Aynı zamanda yatırımcı koruma modellerimiz, yatırım ön koşullarının esnekliği, regülasyona uyumlu altyapımız ve proje seçimi alanında ince elenip sık dokunması ile rakiplerimizden ayrışıyoruz.” dedi.

Hedef ve planlarından da bahseden şirketin CEO’su Can Kocagil “Keiretsu Forum Türkiye melek yatırımcıları tarafından 3,5 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldık. Hedefimiz; Türkiye ve Asya’daki en büyük Web3 yatırımcı topluluklardan biri haline gelmek. Web2 ve CeFi yatırımcılarına yeni bir varlık sınıfı ve yatırım modeli tanıtarak geleceğin Web3 dünyasının bir parçası olmalarını istiyoruz. Aynı şekilde topluluğu ön plana çıkaran yeni fonlanma ve finansman modelleri ile geleceğin Web3 projelerinin sadece kurumsal sermayelere bağımlı kalmadan, geleceğin finansman yöntemleri ile fonlanabilmesini istiyoruz.” şeklinde konuştu.

Enerjisa Enerji, Eşarj’ın tamamını satın aldı

Enerjisa Enerji, Türkiye’nin ilk ve en fazla hızlı şarj istasyonuna sahip elektrikli araç şarj istasyonu operatörü Eşarj’ın tamamını satın alarak bünyesine kattı. Türkiye’nin enerji dönüşümüne öncülük eden lider dağıtım, perakende satış ve müşteri çözümleri şirketi Enerjisa Enerji’nin iştiraki olan ve Türkiye’de ilk ve en fazla hızlı şarj istasyonuna sahip olma özelliği ile liderliği elinde bulunduran Eşarj, tüm hisseleriyle Enerjisa Enerji bünyesine katılarak ilklerin şirketi olmaya devam edecek.

Türkiye’de elektrikli araç kullanımının yaygınlaşması ile hızlı şarj istasyonu kurma konusunda ilk günden bu yana sektördeki liderliğini koruyan Eşarj, kurduğu 360kW gücündeki ilk istasyon ile birlikte 60’ın üzerinde şehirde; 400’den fazlası yüksek hızlı (DC) olmak üzere 600’ün üzerinde şarj istasyonları en iyi deneyimi sunmaya devam ediyor.

Son 2 yılda 250 Milyon TL yatırım

Türkiye’nin ilk ve en fazla hızlı şarj istasyonuna sahip elektrikli araç şarj istasyonu ağı olan Eşarj’ ın çoğunluk hisselerini 2018 yılında satın alarak şirketin yönetimine geçen Enerjisa Enerji, 2021 yılında Eşarj’daki çoğunluk hisse payını yüzde 80’den 94’e yükseltmişti.

Eşarj’a yatırım planı kapsamında son 2 yılda 250 Milyon TL’lik yatırım yapan ve sektöründe bu konuda da öncü olan Enerjisa Enerji, Eşarj ile 2023 yılı sonuna kadar 81 ilde en az 1 yüksek hızlı (DC) olmak üzere toplam 1000 istasyon kurma hedefiyle çalışmalarına devam ediyor.

Herkes için daha iyi bir gelecek sağlayacak adımların öncüsüyüz

Eşarj’ın tamamını sektörün lideri Enerjisa Enerji bünyesine kattıkları için gurur duyduklarını dile getiren Enerjisa Enerji CEO’su ve Eşarj Yönetim Kurulu Başkanı Murat Pınar, “Türkiye’nin ilk ve en fazla hızlı elektrikli araç şarj istasyon ağı ve elektrikli araç şarj istasyonu yatırımlarıyla müşterilerine en iyi ve en hızlı deneyimi yaşatmaya devam ediyoruz. Türkiye Elektrikli Araç Şarj İstasyonları ekosisteminin yanı sıra herkes için daha iyi bir gelecek sağlayacak adımların öncüsü olmak ve bu ekosistem içerisinde oyun kurucu şirketler arasında yer alma hedefiyle çalışıyoruz. Tüm çalışmalarımızı inovasyon ve dijitalleşme üzerine yapıyoruz. Bu noktada ekosistemimizi yaptığımız yatırımlarla güçlendiriyor; bu yatırımlar ile Türkiye’de elektrikli araç ekosistemi içerisinde iddiamızı ortaya koymuş oluyoruz. Bu satın almayı da bunun bir kanıtı olarak görebiliriz” dedi.

Eşarj, ilklere imza atmıştı

Elektrikli araçların karbon emisyonlarını azaltmada tam potansiyellerine ulaşmaları için çalışan Türkiye’nin ilk şarj operatörü olan Eşarj, yenilebilir enerji sertifikası alan ilk şarj operatörü (IREC, YEK-G), ilk DC şarj istasyonu ve elektrikli araç markaları ile anlaşmalı ilk şarj operatörü ve son olarak unvanlarının yanına Türkiye’de 360kW gücündeki ilk ve en hızlı şarj istasyonunu da ekleyerek bir ilke daha imza atmıştı.

Google, cihazımı bul özelliğini erteliyor!

I/O 2023’te Google, kayıp öğelerinizi bulmak için kullanımda olan 1 milyardan fazla Android cihazından yararlanacağını duyurmuştu. Cihazımı Bul ağının başlangıçta bu yaz piyasaya sürülmesi gerekiyordu, ancak Google şimdi bunu erteleyeceğini açıklıyor.

Mayıs ayında Google, Tile, Pebblebee ve Chipolo’nun Bluetooth izleyicilerinin Cihazımı Bul ağıyla uyumlu olacağını açıkladı. Pebblebee ve Chipolo markaları şimdiden ön siparişleri açtı, ancak Chipolo iki hafta önce bir gecikmeyi bildirdi.

Google bugün, Cihazımı Bul ağının başlatılmasını geciktirdiğini duyurdu. Birisi konumunuzu yerleştirilmiş bir etiketle izliyorsa sizi otomatik olarak uyaran bilinmeyen izleyici uyarılarına gelir. Google, FMD ağıyla uyumlu tüm Bluetooth etiketlerinin Android’in bilinmeyen izleyici uyarılarını destekleyeceğini zaten söylese de, iPhone’un benzer algılama yetenekleri yok.

Mayıs ayının başında, Google ve Apple sektör çapında bir istenmeyen izleyici uyarı özelliği duyurdu. Bu yaklaşıma uyan Bluetooth izleyicileri, Android ve iOS tarafından keşfedilebilir. İki mobil platform, teknik özellik tamamlandıktan sonra destek eklemeyi taahhüt ediyor.

Google, “Apple iOS için korumalar uygulayana kadar” Cihazımı Bul ağını başlatmıyor. iPhone sahiplerinin FMD uyumlu izleyicileri bulabilmelerini sağlayarak, umarız Google ağının, sahiplerinin haberi olmadan Apple cihazlarını izlemek için kullanılmasını engellemeye yardımcı oluyor. Bu, AirTag’ler için devam eden bir olay olan FMD ağına ve ilgili ürünlere kötü bir şekilde yansıyor.

Özellikle, Google, Android’in bugünden itibaren kullanıma sunulduğu istenmeyen AirTag izleyici uyarılarının, yaklaşan özelliklerden farklı özel bir uygulamaya dayalı olduğunu bize doğruladı. Apple izleyici yaygın olarak bulunduğundan Android, müşterilerin endişelerini gidermek için uyarıları uyguluyor.

Cihazımı Bul ağının ne zaman başlayacağı konusunda, Google yalnızca spesifikasyonun 2023’ün beklenen sonlandırılmasından bahseder. Muhtemelen Apple’ın iOS’u güncellemesi için başka bir bekleme süresi mutlaka olacak.

Cihazımı Bul ağı nedir?

Bugün, Cihazımı Bul, internete bağlı kayıp telefonları ve saatleri bulabiliyor. 

Yeni Cihazımı Bul ağı, “çevrimdışı olan veya konum özelliği olmayan cihazları bulabilir.” Bu, dünyadaki 1 milyardan fazla Android cihazının, kayıp cihazların yerini tespit etmek için yakındaki cihazları periyodik olarak kontrol etmesini sağlayarak çalışır.

Perde arkasında Google, “ağdan kitle kaynaklı konum verilerinin uçtan uca şifrelendiğini ve” başka amaçlar için göremediğini veya kullanamayacağını “diyor. Cihazımı Bul ağı, Sony ve JBL’nin yanı sıra Pixel Buds dahil kulaklıkların yanı sıra telefonları ve izleyici etiketlerini bulabiliyor.

Twitter binasının logosu X olarak değişti

San Francisco’da Twitter binasının logosu X olarak değişti. Ancak tabeladaki değişim için Twitter’ın izin almadığı iddia ediliyor.

San Francisco, şehir merkezindeki eski Twitter genel merkezi olarak bilinen binanın tepesine yerleştirilen dev bir “X” işareti hakkında şikayette bulundu ve soruşturma başlattı.

Şikayet, Tesla ve Twitter’ın sahibi Elon Musk sosyal medya platformunu yeniden markalaştırmaya devam ederken geldi. Şehir yetkilileri, binalardaki harflerin veya sembollerin değiştirilmesinin veya bir tabelanın üzerine dikilmesinin tasarım ve güvenlik nedenleriyle izin gerektirdiğini söylüyor. Musk, Twitter’ın yeniden markalaşmasını açıklıyor, özellikler ekleme sözü veriyor. Ancak tabeladaki değişimin izinsiz yapıldığı iddiası tartışmalara neden oluyor.

Tabeladaki değişim tartışma yarattı

X işareti, San Francisco polisinin  işçilerin,  herhangi bir şey düşerse yayaları güvende tutmak için kaldırımı bantlamadıklarını söyleyerek, markanın ikonik kuşunu ve logosunu binanın yan tarafından kaldırmasını durdurmasının ardından ortaya çıktı. Bina Teftiş Departmanı sözcüsü Patrick Hannan, bu hafta başlarında yaptığı açıklamada, herhangi bir değiştirilen harf veya sembolün “binanın tarihi doğasıyla tutarlılık” sağlamak ve eklemelerin tabelaya güvenli bir şekilde yapıştırıldığından emin olmak için bir izin gerektireceğini söyledi. Hannan, bir binanın tepesine tabela dikmenin de izin gerektirdiğini söyledi. Hannan: “Bu tabelanın montajı için de planlama incelemesi ve onayı gerekiyor. Belediye şikayette bulunuyor ve soruşturma başlatıyor” dedi.

Musk , 2022 yılında 44 milyar dolara satın aldığı sosyal medya platformunu yeniden düzenlerken, Twitter’ın ünlü mavi kuşu yerine yeni bir “X” logosu çıkardı . X, 24 Temmuz günü Twitter’ın masaüstü sürümünün en üstünde görünmeye başladı. Aynı zamanda Tesla’nın CEO’su olan Musk, uzun süredir X harfine hayran kalmış ve  Ekim ayında satın aldıktan sonra Twitter’ın kurumsal adını X Corp. olarak değiştirmişti. Çocuğun gerçek adı bir harf ve sembol koleksiyonu olmasına rağmen, çocuklarından birinin adı “X”. 28 Temmuz günü öğleden sonra, asansör makinesindeki bir işçi tabelada ayarlamalar yaptı ve ardından ayrıldı. Musk’ın sosyal medyadaki değişimi tartışmalara neden olurken, tabeladaki değişim ise ayrı bir tartışma yarattı. Musk’ın verdiği kararları doğrudan uyguladığını düşündüğümüzde, bu tabela için izin almamış olması muhtemel görünüyor. Yapılan soruşturma sonrası izin durumu ortaya çıkacak.

Borusan ve Petrol Ofisi’nden elektrikli araç şarj istasyonları alanında önemli iş birliği!

Borusan Holding ve Energie Baden-Württemberg AG’nin (EnBW) ortak girişimi Borusan EnBW Enerji, Petrol Ofisi Grubu ile Türkiye’de elektrikli araç şarj istasyon ağını genişleterek yeni bir dönemi başlatacak iş birliğine imza attı. İlk aşamada, Petrol Ofisi’nin Türkiye genelindeki 2000 akaryakıt istasyonu arasından önceliklendirilen lokasyonlarda 1 milyar TL yatırım yapılacak. Bu iş birliği kapsamında şarj edilecek araçlarla her şarj noktası yaklaşık 4500 ton karbon salımını engelleyecek.

İklim ve enerji kriziyle mücadele için enerjinin yeşil dönüşümüne odaklanan, yüzde 100 yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşan portföyü ile ülkemizin yeşil enerji dönüşümünde etkin rol alan Borusan EnBW Enerji, Türkiye’nin akaryakıt ve toplam madeni yağlar sektörlerinin geleneksel lideri Petrol Ofisi Grubu ile elektrikli araç şarj hizmetine hız katacak. Gerçekleşen iş birliği ile Petrol Ofisi Grubu’nun Türkiye genelindeki 2 bin lokasyonu arasından önceliklendirilen istasyonlarda kurulum planlanan iş birliği çerçevesinde ilk aşamada, 1 milyar TL yatırım yapılacakİstasyonlarda kullanılacak ve yüzde 100 yenilenebilir enerji kaynağı sertifikalı yüksek hızlı şarj cihazları ile elektrikli araçlarda batarya doluluk oranı 30 dakika içerisinde yüzde 80’e ulaşabilecek. Bu iş birliği kapsamında şarj edilecek araçlarla her şarj noktası yaklaşık 4500 ton karbon salımını engelleyecek.

Yapılan iş birliği kapsamında başlatılacak olan istasyon dönüşümleri, Türkiye çapında belirlenen trafik yoğunluğu, üniteler ve istasyonlar arası mesafe, müşterilere sunulan ek hizmetler gibi kriterlere göre önceliklendirilerek belirlenecek. Borusan EnBW Enerji tarafından sağlanan, Türkiye’deki  bütün elektrikli araç sahiplerinin kullanımına açık olan yüksek verimli hızlı şarj noktalarının Petrol Ofisi’nin yaygın istasyon ağında bulunması sayesinde kullanıcıların menzil endişesi de ortadan kalkacak.

Elektrikli şarj ağı alanında yapılan büyük ve kapsamlı iş birliği

Borusan Grup CEO’su Erkan Kafadar, tüm iş süreçlerini karbon nötr olma hedefi ile ele aldıklarını belirtirken, yenilenebilir enerji alanında yatırımlarına devam ettiklerini ifade etti. Kafadar, karbon salımı yüksek otomotiv sektöründe elektrifikasyon dönüşümüne liderlik eden kurumlardan biri olma hedefleri doğrultusunda Borusan EnBW Enerji’nin Petrol Ofisi Grubu ile gerçekleştirdiği iş birliği hakkında şunları söyledi:

“Borusan olarak günümüzü yakalamanın ötesinde geleceğin iş modellerini hayata geçirmek adına hazırlıklarımızı başlattık. Stratejimizin sac ayaklarını temel faaliyet alanlarımız, yakın faaliyet alanları ve yeni faaliyet alanları oluştururken, temel faaliyetlerimizi dönüştürüp geliştirmeyi, yakın faaliyet alanlarında güçlü yetkinliklerimizle büyüme sağlamayı, sağlam adımlarla yeni faaliyet alanlarında ilerlemeyi amaçlıyoruz. Bu doğrultuda gerçekleştirdiğimiz iş birliği büyük önem taşıyor. Ülkemizde geçtiğimiz yılın ilk 6 ayına göre bu sene yaklaşık 5 kat daha fazla elektrikli otomobil satışı gerçekleştirildi ve elektrikli araçlarda 2023 satış hedefi şimdiden yakalandı.  Elektrikli araçlara yönelik bu talep doğrultusunda elektrikli şarj cihazlarına sahip istasyon ihtiyacının karşılanması ve elektrikli araç alımlarının teşvik edilmesi, karbon nötr bir gelecek için büyük önem taşıyor.”

Kafadar şunları ekledi: “Enerji dönüşümü, yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik alanlarında yatırımları önceliklendiren Borusan Grubu olarak karbon salımı yüksek otomotiv sektöründe elektrifikasyon dönüşümüne liderlik eden kurumlardan biri olmayı amaçlıyoruz. Enerji, iklim teknolojileri ve mobilite odak alanımıza değer yaratmak adına yatırımlar gerçekleştirirken Borusan EnBW Enerji şirketimiz ana iş kolunda büyümeye devam edecek. Türkiye’nin en yaygın akaryakıt istasyon ağına sahip, Petrol Ofisi gibi köklü bir kuruluş ile güvenilir ve uzun yıllar devam etmesini beklediğimiz böyle bir süreci başlatmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Her anlamda sürdürülebilirliği sağlamanın en önemli hedef haline geldiği bu dönemde gerçekleştirilen bu çok değerli iş birliğinin ülkemizin 2053 yılı net sıfır emisyon yolculuğunda ve dünyamızın sürdürülebilirliğini sağlamada önemli bir adım olduğunu düşünüyoruz.”

Petrol Ofisi Grubu CEO’su Mehmet Abbasoğlu: “Biz Petrol Ofisi Grubu olarak Türkiye’nin tüm kılcallarında; havada, karada ve denizde olmak üzere enerjinin kesintisiniz yayılımı için dev bir altyapı ekosistemi olarak yol alıyoruz. Sürekliliği esas alan, vizyoner ve günlük yaşamın ihtiyaçlarına yanıt verebilen bütünleşik altyapı yatırımlarının, gelişen teknolojinin en önemli garantörü olduğuna inanıyoruz. Bu proje de alanında güçlü markaların bir araya geldiği, nitelikli yatırıma odaklanan, uzun vadeli ve ilgili tüm paydaşlara gerçek fayda sağlayacak kıymetli bir iş birliği. Sayısı 2 bine yaklaşan istasyonlarımız ve entegre süreçlerimiz sayesinde, elektrikli araç pazarındaki menzil ve erişim sorununu ortadan kaldırarak piyasadaki en kaliteli şarj teknolojisini tüm Türkiye’de erişilebilir hale getirmeyi hedefliyoruz. 1,5 milyon ton karbon salımını engelleyerek hem Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedeflerine somut katma değer sağlayacak hem de elektrikli araçların kitlelere ulaşmasında fark yaratacağına inandığımız bu önemli iş birliğinde emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum” dedi.

Borusan EnBW Enerji Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi ve EnBW Holding Aş. CEO’su Dr. Buğra Borasoy ise şunları ekledi: “EnBW, Almanya’da hızlı elektrikli şarj ağında pazar lideri konumunda. Artan elektrikli araç satışlarıyla, Almanya piyasasının potansiyelini kısa sürede yakalayacağına inandığımız Türkiye piyasasında EnBW, Borusan EnBW Enerji’nin yaptığı yatırımları destekliyor. Petrol Ofisi iş birliğinin de bu alandaki önemli adımlarımızdan biri olduğunu düşünüyoruz.”

Borusan EnBW Enerji Genel Müdürü Enis Amasyalı ise; “Borusan EnBW Enerji olarak yenilenebilir enerjiye odaklanan temiz enerji üretimi ile ülkemizin ve dünyanın sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Halihazırda, Türkiye’nin en büyük RES/GES hibrit tesisi kapsamında 94 MWp GES yatırımını sürdürüyor, iki yeni RES yatırımı için hazırlıklarımızı tamamlıyor ve depolamalı RES yatırımılarımızın geliştirme faaliyetlerini yürütüyoruz. Ayrıca orta/uzun vade için yeşil hidrojen, deniz-üstü RES tesisleri de odağımızda yer alıyor. Bu doğrultuda mevcut iş alanımız yanı sıra yeni olanaklarını değerlendiriyor ve yatırımlarımızı gerçekleştiriyoruz. Otomotiv sektörünün ve e-mobilite ekseninde dönüşümü uzun süredir takip ettiğimiz bir alandı. Şirketimizin stratejik hedefleri doğrultusunda adım attığımız yeni iş alanlarımızdan biri olan elektrikli araç şarj istasyonlarında yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Kısa sürede önemli bir yol kat ettik. Petrol Ofisi ile yaptığımız bu iş birliğinin Türkiye’nin gelişmekte olan elektrikli araç şarj ağına önemli katkı sağlayacağına inanıyor, her iki şirkete de hayırlı olmasını diliyoruz.”

Petrol Ofisi Grubu Perakende Direktörü Yiğit Meral de “Petrol Ofisi Grubu yalnızca Türkiye’nin en geniş akaryakıt dağıtım ağı değil aynı zamanda da ülkenin en büyük perakende zincirlerinden biri. Bu ölçeğimiz misafirlerimizin beklenti ve ihtiyaçlarını karşılarken bize kritik bir avantaj sunuyor ki biz de bu avantajı katma değerli proje ve iş birlikleriyle değerlendirmek için yoğun bir şekilde çalışıyoruz. İstasyonlarımızı misafirlerimiz için birer yaşam alanı olarak kurguluyoruz. Bu iş birliği sayesinde ziyaretçilerimiz maksimum yarım saatte araçlarını şarj edebilir, dolumu beklerken de özel dinlenme ve çalışma alanlarımızda vakit geçirebilir, gastro-noktalarımızda keyifli bir mola verebilir ve marketlerimizde tüm ihtiyaçlarını karşılayabilirler. Sektöre örnek teşkil edecek bu iş birliğinin hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti, Avrupa’nın en büyük teknoloji fonunun altıncı büyük ortağı oldu!

0

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti adına NATO’nun Madrid Zirvesi’nde kurulan ve dünyanın ilk çok uluslu girişim sermayesi fonu olan NATO İnovasyon Fonu’na katıldı. İşte ayrıntılar…

NATO İnovasyon Fonu’nun altıncı büyük ortağı Türkiye adına Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı oldu

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Mehmet Fatih KACIR, NATO İnovasyon Fonu’nun ülkemiz derin teknoloji start-up’ları için büyük bir fırsat olduğunu, fonun sadece uzun dönemli yatırım desteği değil aynı zamanda NATO ve Müttefik Ülkelerin pazarlarına erişim imkanı sağlayacağını ifade etti. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı, Türkiye’nin dahil olduğu 23 NATO Müttefikinin finansal taahhütleri ve yoğun çalışmaları sonucunda kurulan NATO İnovasyon Fonu Vilnius Zirvesi’nde kamuoyuna duyurulmuştu.

Avrupa’nın en büyük derin teknoloji fonu

İttifakın 1 milyar vatandaşının güvenliğini korumaya hizmet edecek teknolojilere finansman sağlayacak 1 milyar Avro büyüklüğündeki fon, aynı zamanda Avrupa’nın en büyük derin teknoloji fonu olma özelliğini taşıyor. NATO İnovasyon Fonu, müttefiklerin inovasyon ekosistemlerinin güçlendirilmesinde, derin teknolojiler alanındaki finansman ihtiyacının karşılanmasında, geliştirilen teknolojilerin kullanımına sunulmasında etkin rol oynayacak.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır

Yapay zeka kritik öneme sahip

İnovasyon Fonu, İttifakın güvenliğinde kritik öneme haiz yapay zeka, büyük veri, otonom sistemler, yeni malzemeler ve ileri imalat, kuantum gibi kritik teknolojileri geliştiren start-up’lara ve bu teknolojileri destekleyen girişim sermayesi fonlarına yatırım yapacak. Türkiye, fona finansman sağlayan 23 müttefik ülke içerisinde önemli bir yere sahip.

Fonun altıncı büyük ortağı

24 Temmuz 2023 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye Cumhuriyeti adına Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın NATO İnovasyon Fonu’na katılmasına Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, NATO İnovasyon Fonu’na 15 yıl boyunca yaklaşık 45 milyon avro finansman sağlayarak 23 ülke içerisinde fonun altıncı büyük ortağı olacak. Bakanlık, fonun performans ve yatırımlarının izlenmesinden ve Türkiye’deki yatırım fırsatlarının fona sunulmasına kadar bir çok alandan sorumlu olacak.

NATO İnovasyon Fonu, Kuzey Atlantik Savunma İnovasyon Hızlandırıcısı (DIANA) ile birlikte NATO’nun teknolojik üstünlüğünün korunması ve sivil ve askeri amaçlarla kullanılabilecek çığır açıcı teknolojilerin geliştirilmesinde belirleyici olacak.

Google, Chromecast için 339 milyon dolar tazminat ödeyecek!

0

Waco, Teksas’taki bir ABD federal jürisi, Google’ın Chromecast için yazılım geliştiricisi Touchstream Technologies’in patent haklarını ihlal ettiğine karar verdi. Teknoloji devinin 338,7 milyon dolar tazminat ödemesine hükmedildi.

Bu karar, jürinin cihazlar arasında video akışına bağlı Touchstream patentlerini ihlal ettiği sonucuna vardığı uzaktan akış teknolojisini, özellikle Chromecast’de ve diğer benzer cihazlarda kullanmasına dayanıyor.

Chromecast patent davası

Karara rağmen, şirket masumiyetini savunuyor ve temyiz etmeyi planlıyor. Google sözcüsü Jose Castaneda, Reuters haber ajansına şirketin teknolojisini bağımsız olarak geliştirdiğini söyledi. Bu arada Touchstream kararı memnuniyetle karşıladı.

New York merkezli grup, 2010 yılında icat edilen teknolojisinin, 2013 yılında piyasaya sürülen Chromecast cihazları için kopyalandığını savundu.

Chromecast ne gibi özellikler sunuyor?

Google Cast, çoklu ekran kullanımına olanak sağlayan ve kullanıcının video gibi içerikleri telefon, tablet veya dizüstü bilgisayar gibi küçük bir cihazdan televizyon gibi büyük ekranlı bir cihaza göndermesine ve kontrol etmesine imkan veren bir teknoloji. Televizyonlara HDMI aracılığı ile bağlanan ve mobil cihazlarla birlikte PC üzerinden de kontrol edilebilen ürün televizyonunuzu uygun fiyata bir içerik merkezine dönüştürüyor.

Bu cihazın en büyük avantajı ülkemizde de yakın zamanda hizmet vermeye başlayan Netflix gibi servisleri kullanabiliyor oluşumuz.

Nintendo cephesinde yeni gelişmeler var!

0

Büyük bir görüntü sensörü üreticisi ve Nintendo tedarikçisi, 2024’ün başlarında piyasaya çıkabilecek Nintendo Switch 2’yi işaret eden açıklamalarda bulundu. Yaklaşan konsolun piyasaya sürülmesi, Nintendo’nun The Legend of Zelda: Tears of the Kingdom’ın piyasaya sürülmesinden sonra odağı Switch 2’ye kaydırdığına dair son söylentilerle ve raporlarla uyumlu.

Orijinal Switch lansmanının yedinci yıldönümü civarında olacağı için bu potansiyel sürümün zamanlaması mantıklı olacak. Büyük bir görüntü sensörü üreticisi ve uzun süredir Nintendo tedarikçisinin Nintendo Switch 2‘i için geliştirdikleri ürünü tanıttıkları bildirildi. Bu gelişme, Nintendo’nun sisteme özel son büyük ana akımı olan The Legend of Zelda: Tears of the Kingdom’ın piyasaya sürülmesinin ardından odağını Switch 2 konsoluna ukaydırdığını iddia eden yakın tarihli bir söylentiyle örtüşüyor.

Switch hiçbir zaman özellikle güçlü bir cihaz olarak kabul edilmese de, altı yaşındaki konsol bugünlerde kesinlikle yaşını gösteriyor. Bu durum göz önüne alındığında, birçok kişi Nintendo’nun Tears of the Kingdom Switch’in donanımıyla güvenli bir şekilde oynamaya karar vermeden önce bile hit hibrit konsolunun bir devamını yayınlayacağını umuyordu ve böylece eskime yeteneklerinin altını çizdi.

Çinli medya kuruluşu MoneyDJ’nin bildirdiğine göre, Tayvan merkezli bir CMOS görüntü sensörü üreticisi olan PixArt Imaging’e yakın kaynaklara atıfta bulunarak, Switch’in halefi nihayet 2024’te piyasaya çıkabilir. Şirketin 2024’ün başlarında bir “Japon oyun konsolu” lansmanı beklediği söyleniyor ve yaklaşan donanım sözde uzun süredir müşterilerinden birinden geliyor. Bu, Nintendo için makul bir referans, çünkü PixArt Imaging, Wii denetleyicisi için sensör izleme teknolojisi üretmek için ilk anlaşmaya vardığı 2006 ortalarından beri Japon oyun devine bileşenler tedarik ediyor. Şirketin ayrıca, Nintendo Switch duyurulmadan önce doğru Joy-Con’da yerleşik IR kameranın üreticisi olduğu yaygın olarak söylentileri vardı.

PixArt Imaging’in bir Japon oyun konsolunun 2024’ün başlarında piyasaya sürüleceğine dair bariz beklentisi, Switch 2 hakkındaki diğer bazı yeni söylentilerle büyük ölçüde tutarlı. Mayıs ayından gelen özel bir rapor, cihazın 2024 baharından önce piyasaya sürülmesinin planlanmadığını iddia ederek Nintendo’nun yeni konsolunun çıkış penceresini daralttı. Önceki söylentiyi ve bu yeni ortaya çıkan söylentiyi nominal değerde ele alarak, Nintendo’nun Switch 2’yi Mart ayı sonlarında piyasaya sürmek isteyebileceği görülüyor, çünkü öncelikle “2024 başı” ile “ilkbahar 2024″ arasında çok fazla örtüşme yok.”

Konsol üreticileri tarihsel olarak yeni donanım lansmanları için tatil sezonunu tercih ederken, Switch’in kendisi Mart 2017’de piyasaya sürüldü. Switch 2’nin selefinin yedinci yıldönümünde piyasaya çıkma fikri bu nedenle özellikle abartılı görünmüyor.

Yukarıda belirtilen iki rapor, Nintendo’nun yakında bazı yeni oyun donanımlarını piyasaya sürebileceğine dair tek yeni gösterge değil. Bu tür son iddia, Switch 2’nin 2024’te geleceğini iddia eden sızdırılmış bir Microsoft belgesinden Temmuz ayı ortalarında ortaya çıktı.

Messi MLS sezonluk yayın erişimi satışını uçurdu!

Lionel Messi’nin Inter Miami’ye katılmasının genel olarak Major League Soccer’a ve özellikle Apple’ın MLS Season Pass yayın hizmetine yardımcı olduğu konusunda herhangi bir nedenle şüpheniz varsa yanıt kesinlikle evet.

Apple bugün MLS Season Pass’te en çok izlenen üç maçın 19 Temmuz ile 26 Temmuz arasında olduğunu duyurdu. İngilizce ve İspanyolca seçenekleri arasında bölünmüş ”.

Messi, MLS kulüplerini Meksika’nın Liga MX takımlarıyla karşı karşıya getiren Ligler Kupası’nın ortasında MLS’ye katıldı. Ve 21 Temmuz’da Cruz Azul karşısında 2-1’lik galibiyetin son dakikalarında bir serbest vuruşta galibiyet golünü atarak hemen bir etki yarattı. Sadece dört gün sonra, Atlanta United’ın 4-0’lık bombardımanında iki gol attı. Sırada, 1 Ağustos’ta belirlenecek olan bir rakibe karşı eleme turu maçı var.

MLS Season Pass, sezonun ikinci yarısında tüm MLS maçlarını izlemek istiyorsanız ihtiyacınız olacak abonelik hizmetidir. Maçlar, Apple dışı donanımlar da dahil olmak üzere tüm platformlarda Apple TV uygulamasında mevcuttur. Ayrıca, Apple’ın kendi orijinal içerik akış hizmeti olan Apple TV+ aboneliği gerektirmiyor. Yine de Apple TV+’ınız varsa, 2023 MLS sezonunun geri kalan üç ayı ayda 13 dolar yani toplam 39 dolar karşılığında alabilirsiniz.

Apple TV’de MLS Season Pass, birkaç nedenden dolayı çok önemli oldu. Birincisi, futbol dünyanın en büyük sporu ve ABD’de popülaritesi artmaya devam ediyor. İkincisi, canlı sporların zor olması ve bu, Apple’ın olup olmadığı konusunda büyük bir soru işareti olmaya devam ediyor. Yayın haklarını kaybetmeden önce ESPN ve ESPN + ‘nın yaptığı kadar iyi bir iş çıkarabilecekti. Üçüncüsü, çünkü MLS Season Pass, sonbaharda NFL Sunday Ticket DirecTV’den YouTube TV’ye geçtiğinde daha da büyük bir geçiş görecek bir yılda kullanıma sunuluyor.