5G IoT ağı uzaya genişliyor

Sateliot ve Telefonica işbirliği ile 5G IoT ağı uzaya genişliyor. İki şirketin ortaklığıyla yapılan testlerde başarılı sonuçlar elde edildi.

Çığır açan bir başarı ile Sateliot ve Telefonica, bir 5G ağını uzaya başarıyla genişletti. Buluş, daha önce erişilemeyen alanlara ulaşarak gezegen genelinde yaygın bağlantıya kapı açıyor.

Başarılı test, uydu kapsama alanı uzantısının standart GSMA dolaşımı kullanılarak Telefonica’nın hücresel ağına uçtan uca iletimini içeriyor. Gösteriye Avrupa Uzay Ajansı tanık oldu ve bu da başarının önemini daha da doğruladı. Test sırasında Sateliot, bir IoT hücresel cihazda Telefónica Tech’in Kite platformunda sağlanan normal bir SIM kartı kullanarak ağının Telefonica ile sorunsuz entegrasyonunu gösterdi. 5G IoT ağı uzaya genişlemesi ile iki şirket rakiplerinin bir hayli önünde olacak.

Sateliot ve Telefonica ortaklığı

Cihaz zahmetsizce Sateliot ağına geçerek standart dolaşım bağlantılarının Sateliot’un ağları aracılığıyla Telefónica çekirdeği tarafından doğrulanabileceğini gösterdi. Gösterinin önemli bir özelliği, Sateliot tarafından geliştirilen ve patenti alınan iki adımlı bir kimlik doğrulama süreci olan ‘Depola ve İlet’ yönteminin uygulanmasıydı. Bu yenilikçi yaklaşım, bir MNO ile standart dolaşımı destekler ve Alçak Dünya Yörüngesindeki Karasal Olmayan Ağda (NTN LEO) kullanım için uyarlanmış durumda.

Avrupa Uzay Ajansı 5G ve 6G Stratejik Programı Uzay Başkanı Antonio Franchi, uydu IoT hizmetleri alanında “yıkıcı bir ilerleme” olarak nitelendirerek başarıdan duyduğu heyecanı dile getirdi. Franchi, bu teknolojilerin başarılı bir şekilde entegrasyonunun, dünyanın dijitalleşmesinin önünü açacağına, küresel bağlantı ve uydu yetenekleri aracılığıyla iletişimde devrim yaratacağına inanıyor.

Store & Forward teknolojisi, Sateliot’un uydu erişimli 5G ağının kritik bir bileşeni. Uydu bir yer istasyonuna bağlanacak konumda olmadığında verilerin saklanmasını sağlar ve uydu kapsama alanına girdiğinde iletiyor. Bu özellik, uydu sayısının sınırlı olduğu Sateliot’un erken evre takımyıldızı için özellikle önemli. Testten elde edilen olumlu sonuçlar, 5G IoT cihazlarının, Store & Forward iki adımlı kimlik doğrulama yöntemini kullanarak standart bir dolaşım arayüzü üzerinden veri iletebileceğini doğrulamaktadır. Bu doğrulama, Sateliot’un 2024’te ticari operasyonlara girme yolunda olduğunu garanti ediyor. Sateliot’un CTO’su Marco Guadalupi: “Bu, Sateliot’a NB-IoT NTN gecikme toleranslı uygulamalar için dolaşım uzantısı oluşturmak için benzersiz bir konum sağlayan Store & Forward iki adımlı kimlik doğrulama prosedürümüzün yıllarca süren çalışmalarının ve geliştirmelerinin doruk noktası. Gelecekteki 3GPP ağlarında, düşük yoğunluklu takımyıldızlara ve azaltılmış yer segmenti altyapısına dayalı maliyetleri düşürecek, uzaydaki etkiyi en aza indirecek ve pazara sunma süresini kısaltacak bir oyun değiştiricinin önündeyiz. Nerede olduğumuzu ve neler başardığımızı görmek çok heyecan verici. IoT endüstrisi açıkça standarda doğru ilerliyor ve bunu mümkün kılmaktan heyecan duyuyoruz” dedi.

NASA yeni platformuyla Netflix’e rakip olmaya hazırlanıyor!

NASA yaygınlaşan dijital platformlara bir alternatif olarak hem bilimsel hem başka alanlarda içerikler barındıran bir platform olacak olan NASA+’ı duyurdu. Bu platformun ücretsiz ve aile dostu olacağı söyleniyor.

Uzay Ajansı iletişim yardımcı yöneticisi Marc Etkind, ajansın “NASA’nın bilinmeyeni nasıl keşfettiğine dair hikayeleri daha iyi anlatmak” ve dijital varlığını dönüştürerek daha fazla insanla bağlantı kurmak istediğini belirtiyor.

Netflix ile Disney
Netflix ile Disney

Ajansa göre platform bu yılın sonlarında kullanıma girebilecek. Netflix ve Disney Plus gibi diğer hizmetleri izlediğiniz tüm yerlerde mevcut olacak ve ayrıca ajansın yepyeni beta web sitesinde bir evi olacak.

Bir basın açıklamasında, Federal Uzay Ajansı’nın CIO’su Jeff Seaton, yeni beta web deneyiminin ajansın bilgilerini “daha erişilebilir, keşfedilebilir ve güvenli” hale getirmek için tasarlandığını belirtiyor. Site, NASA görev ayrıntılarını, araştırmayı, iklim verilerini ve daha fazlasını içerecek. Ayrıca gelecek yılki mürettebatlı Artemis II misyonu hakkında güncel bilgi edinilebilecek yer de olacak.

Platform resmi olarak piyasaya sürüldüğünde, iOS ve Android’de bulunan yükseltilmiş bir NASA uygulamasına entegre edilecek. Uygulama ayrıca Apple TV, Roku ve Fire TV gibi yayın kutularında da mevcut olacak.

Elektrikli uçan taksiler göreve hazır

Çinli AutoFlight tarafından geliştirilen elektrikli uçan taksiler göreve hazır. Bu araçların 2024 yılında kullanıma geçmesi hedefleniyor.

Bir uçan taksi şirketi, bu hafta Çin’in Şanghay kentinde üç adet kendi kendine uçan elektrikli hava aracı (EAV) için gövde gösterisi yaptı. AutoFlight,  koordineli formasyonda Prosperity I elektrikli dikey kalkış ve iniş (eVTOL)  uçağının üç farklı prototipinin uçuşunu düzenledi. Prosperity I hava taksisinin üç nesli , sırasıyla 80, 100 ve 120 metre irtifalarda birbirine yakın uçarak 28, 91 ve 120 kilometre mesafe kat etti.

AutoFlight’tan gövde gösterisi

AutoFlight’ın prototip araçları dikey olarak havalandı ve formasyonda uçtu. Araçlar farklı yüksekliklerde ve farklı sürelerde uçuş yaptı. Önceki test uçuşları, bir seferde 120 km ve uçuş başına 42 dakikaya kadar uzanıyordu. AutoFlight, önümüzdeki yıl Asya için kargo taşıyan bir versiyonla başlayıp ardından yolcu taşıyan bir versiyonla prototipleri ürüne dönüştürmeyi planlıyor.

AutoFlight’ın kurucusu Tian Yu, “Çok güvenli, sessiz ve uygun fiyatlı hava taksileri inşa ederek tüm insanlar için kentsel ve bölgesel ulaşım araçlarını tamamlamayı hedefliyoruz” diyor. Şirketin Şanghay, Çin ve Augsburg, Almanya’da ikili genel merkezi bulunuoyor.

Eski Airbus helikopter mühendislik şefi ve AutoFlight Europe ekibinin başkanı Mark Henning: “Forma uçuşu, hava taşımacılığını güvenli, sürdürülebilir ve erişilebilir hale getirme taahhüdümüzün bir kanıtıdı. Gelecek daha çok işimiz var” diyor. AutoFlight,  eVTOL üçlüsünün, şu anda gelişmiş hava hareketliliği şirketleri tarafından  hava taksi hizmetleri için geliştirilmekte olan pille çalışan yeni nesil uçaklarla “dünyanın ilk formasyon uçuşunu” gerçekleştirdiğini söyledi . Firma, gösteriyi Şangay dışında gerçekleştirdi ve Prosperity I uçağının konsept test versiyonlarının üç yinelemesini kullandı. AutoFlight, Prosperity I’in ilk kargo modelinin temelini oluşturacak olan eVTOL’un bir versiyonunun üretimini bu yılın sonlarında başlatmayı planladığını açıkladı.

Yedi yıllık girişim, diğer elektrikli hava aracı şirketleri Archer Aviation ve Volocopter’de de yatırımları olan Avrupalı ​​teknoloji holding şirketi Team Global tarafından destekleniyor. Şirketin Avrupa birimi başkanı Mark Henning senkronize gösteriyi, Prosperity I’i sertifikasyon yoluyla ve önümüzdeki birkaç yıl içinde hizmete sokma çabasının kanıtı olarak nitelendiriyor.

Aşağıdaki video ile uçuş hakkında detaylı bilgi edinebilirsiniz.

Apple, App Store’daki API kurallarını iyice sıkılaştırıyor!

0

Bu sonbahardan itibaren Apple, geliştiricilerin uygulamalarının kullanıcılarından bilgi toplayabilen belirli API’leri kullanmak için bir neden sunmaları gerekeceğini duyurdu. Şirkete göre, App Store API kurallarındaki bu değişiklik, geliştiricilerin kullanıcı parmak izi alma için API’leri kötüye kullanmamasını sağlıyor.

Cihaz parmak izi olarak da bilinen bu, o kullanıcı için benzersiz bir tanımlayıcı veya “parmak izi” oluşturmak üzere bir kullanıcının cihazı hakkında bilgi toplamak için kullanılan bir teknik. Bu parmak izi, farklı web sitelerinde ve çevrimiçi etkinliklerde bireysel kullanıcıları tanımak ve izlemek için kullanılabilecek bir dizi özellikten oluşuyor.

Apple, “Geliştirici Programı Lisans Sözleşmemiz tarafından yasaklanan parmak izi alma yoluyla kullanıcıların cihazları hakkında veri toplamak için kötüye kullanılabilen küçük bir API seti olduğunu biliyoruz” dedi. “Bu API’lerin kötüye kullanımını önlemek için WWDC23’te geliştiricilerin bu API’leri uygulamalarının gizlilik bildiriminde kullanma nedenlerini beyan etmeleri gerektiğini duyurduk.”

Bu önlem, uygulamaların “gerekli neden API’lerini” kullanmanın amaçlanan amacına sıkı sıkıya bağlı kalmasını garanti etmeyi amaçlıyor. Geliştiriciler, uygulamalarının API kullanımıyla doğru bir şekilde uyumlu bir veya daha fazla onaylanmış neden seçmeli. Daha sonra, uygulama yalnızca seçilen nedenlerle API’yi kullanmakla sınırlı.

Geliştiriciler, bu sonbahardan itibaren App Store Connect’e yeni uygulamalar veya uygulama güncellemeleri gönderirken bu tür API’leri kullanmak için onaylanmış bir neden sağlamak üzere e-posta yoluyla uyarılacak.

Ayrıca, 2024 baharından itibaren, uygulamanın API’yi nasıl kullandığıyla doğru bir şekilde uyumlu olduğundan emin olmak için yeni uygulamalar veya uygulama güncellemeleri yüklemek için uygulamanın gizlilik bildirimine onaylanmış bir neden eklemeleri gerekecek.

Apple, “Zaten onaylanmış bir neden kapsamında olmayan gerekli nedenleri olan bir API için bir kullanım durumunuz varsa ve kullanım durumu uygulamanızı kullanan kişilere doğrudan fayda sağlıyorsa, bize bildirin” diye ekledi.

Apple ayrıca, Eylül ayında iOS 16 sürümüyle iPhone kullanıcıları için güvenliği ve gizliliği artırmak için tasarlanmış Kilitleme Modu ve Güvenlik Kontrolü dahil olmak üzere özellikler uyguladı.

İlk olarak Temmuz 2022’de duyurulan Lockdown Mode, insan hakları savunucuları, gazeteciler ve muhalifler gibi yüksek riskli bireyleri koruyarak, paralı casus yazılımların hedefli dağıtımları da dahil olmak üzere “son derece nadir ve son derece karmaşık siber saldırılara” karşı koruma sağlıyor.

Öte yandan, Güvenlik Kontrolü gizlilik aracı, kişisel güvenliği acil tehlikede olanlara, artık bağlı kalmak istemedikleri bireyleri engellemek için hesap güvenliği ve gizlilik izinleri için acil durum sıfırlama seçeneği sunuyor.

Wi-Fi 6E bağlantısı kablosuz geleceği yönlendiriyor

Wi-Fi 6E bağlantısı saniyede 1 Gigabitlik hacmiyle gelecek vaat ediyor. Wi-Fi 6E bu kapasitesiyle kablosuz geleceğe yön veriyor.

Deloitte bağlantı anketine göre COVID-19 sayesinde, neredeyse bir gecede tüketicilerin fiziksel ve dijital dünyaları arasındaki çizgiler bulanıklaştı ve ev, sanal çalışma, öğrenme, fitness, sağlık, alışveriş, sosyalleşme ve eğlence için genel merkez haline geldi. Tüm bunların gerçekleşmesi için, her zamankinden daha fazla Wi-Fi ekipmanına ve yüksek hızlı bant genişliğine ihtiyacımız var. İşte burada Wi-Fi 6E devreye giriyor.

Wi-Fi 6E bağlantısına neden ihtiyaç duyuyoruz?

2022’de ortalama bir evde 22 ağa bağlı cihaz vardı. Bazılarımız, gerçekten Gigabit Ethernet (GbE) ve 10 GbE çalıştırırken, çoğumuz evlerimizde veya ofislerimizde Wi-Fi kullanıyoruz. Ancak artık Wi-Fi 6E’nin sağlayabileceği hıza ihtiyacımız var. 802.11ax olarak bilinen Wi-Fi 6E , kablosuz teknolojideki en son gelişme. Wi-Fi 6’nın yeteneklerini 6 GHz bandına genişletiyor. 5,925 GHz ile 7,125 GHz arasında değişen bu yeni frekans bandı, 1.200 MHz’e kadar ek spektrum sunarak daha fazla bant genişliği, daha yüksek hızlar ve daha düşük gecikme sağlıyor.

Wi-Fi 6E’nin diğer bir avantajı da, kanallarının şu anda sınırlı bir spektrum aralığına sıkıştırıldığı mevcut Wi-Fi bantlarıyla çakışmaması. Özellikle 1999’daki 802.11b Wi-Fi standardı sınırlı frekans aralığından beri kullandığımız 2,4 GHz aralığı, onu Wi-Fi trafiği sıkışıklığına dönüştürüyor. Tıpkı gerçek dünyadaki trafik sıkışıklıkları gibi, bu da hem iş hacminde hem de gecikme süresinde yavaşlamalara neden oluyor. Wi-Fi 6E’nin 160 MHz kanal trafik şeritleri de çok daha fazla veriyi işleyebiliyor. Wi-Fi 6 cihazları teoride saniyede 9,6 Gigabit (Gbps) ile maksimuma çıkarken, gerçek dünyada hızların en iyi ihtimalle 1 Gbps’nin kıl kadar üzerinde olduğunu göreceksiniz.

Birincisi, Wi-Fi 6E ayrıca 2,4 ve 5 GHz’i desteklerken, 6 GHz ek spektrum kapasitesi, 14 ek 80 MHz kanalı veya yedi ek 160 MHz geniş kanalı barındırabilir. MHz aralığı ne kadar büyük olursa, içine o kadar fazla veri sığdırabilirsiniz. Wi-Fi 6E ayrıca çok kullanıcılı, çok girişli, çok çıkışlı (MU-MIMO) destekler. Bu standart, erişim noktanızın (AP) aynı anda birden fazla alıcıya iletim yaparken aynı zamanda birden fazla vericiden aynı anda alım yapmasına olanak tanır. İkincisi, örgü ağ performansını en üst düzeye çıkarmak için kullanışlı.

Wi-Fi 6E, aynı miktarda spektrumda daha fazla veriyi kodlamak için 1024 dördün genlik modülasyon modunu (1024-QAM) kullanıyor. Ayrıca belirli bir aralıkta daha yüksek veri hızları sağlamak için hüzmeleme kullanır ve bu da belirli cihazlar için daha büyük ağ kapasitesi sağlıyor. Son olarak, yoğun Wi-Fi ortamlarında ağ verimliliğini artırmak ve hem yukarı bağlantı hem de aşağı bağlantı trafiği için gecikmeyi azaltmak amacıyla kanalları paylaşmak için  ortogonal frekans bölmeli çoklu erişim (OFDMA) kullanıyor.

AirPods Pro onarımı nasıl yapılır?

YouTube yayıncısı Ken, AirPods Pro onarımı nasıl yapılır temalı bir içerik yayınladı. Ken, tersine mühendislik uyguladı.

2021’de Robotik mühendisi Ken Pillonel, iPhone’un Lightning bağlantı noktasını USB-C’ye dönüştüren ilk kişi oldu. Yaratıcılığı burada durmadı; yeniliklerini Apple’ın AirPods ve AirPods Pro kasalarına kadar genişleterek süreçlerini dünyayla paylaştı.

Ancak Ken’in son girişimi, yaratıcılığını yeni zirvelere taşıyor. Apple’ın “yeni satın al” yaklaşımına sürdürülebilir bir alternatif olan AirPods Pro kasasının her öğesini titizlikle yeniden tasarladı. Artık tamamen onarılabilir olmasını sağladı. Şık tasarımlarıyla tanınan Apple, AirPods Pro kasasını tamir edilebilirliği göz önünde bulundurarak tasarlamamış, yapıştırıcı kullanarak inşa etmiş ve iFixit’ten 0/10 onarılabilirlik notu almıştı. Bu zorluktan yılmayan Ken, süreç sırasında bir miktar hasarla karşılaşmak anlamına gelse bile davanın erişilebilirliğini kanıtlamaya koyuldu.

AirPods Pro’nun her bileşeni titizlikle kopyalandı

Önceki çabalarının ötesine geçen Ken, AirPods Pro kasasının her bir bileşenini titizlikle kopyalayıp geliştirdi. Bu da onu tamamen erişilebilir ve onarılabilir hale getirdi. Ken, tüm süreci belgeledi, filme aldı. Bu paha biçilmez kaynakları herkesin ücretsiz olarak kullanımına sundu. Bilgi paylaşımı yoluyla, başkalarının onarım yolculuğuna çıkmalarını sağlayarak sürdürülebilir teknoloji çözümleri için olanaklar sunuyor.

Ken’in bu başarıyı elde etmek için giriştiği büyüleyici ve etkileyici sürece tanık olmak gerçekten ilham verici diyebiliriz. Ayrıca Ken’in bu çabası, DIY yani do it yourself akımını da destekleyici nitelikte. Onarılabilirliğe olan sarsılmaz bağlılığıyla, yalnızca teknoloji normlarına meydan okumakla kalmadı Aynı zamanda dünya çapındaki AirPods Pro kullanıcıları için daha yeşil ve daha sorumlu bir gelecek için temelleri attı. Apple’ın ürünlerinin tamir edilme konusunda kısıtlı olması, kullanıcılar tarafından tepki çekiyor. Bununla birlikte birçok ülke Apple’a yönelik yaptırımlarla cihazların müdahale edilebilir olmasını talep ediyor. Ancak geriye dönük baktığımızda pi değiştirme vb. imkanlar konusunda Apple bir hayli kısıtlayıcı davranıyor. Ken tarafından çekilen videoda AirPods Pro gibi kapalı bir sisteme müdahale edilebilmesi dikkat çekiyor. Ayrıca Ken’in tüm süreci paylaşması da bu yönde önemli bir bilgi akışı sağlıyor. Apple’ın videoyla ilgili herhangi yaptırım uygulayıp uygulamayacağını ise önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ken’in Apple ürünlerini parçalamaya ve tamir etmeye devam edeceği tahmin ediliyor.

Lockheed Martin nükleer enerjili roket geliştirecek

Lockheed Martin nükleer enerjiyle çalışan roket çalışmasını 2027’ye kadar tamamlayacak. Bu roketi, NASA ve DARPA’ya verecek.

Lockheed Martin, NASA ve Savunma İleri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA) tarafından “Çevik Cislunar Operasyonları için Gösteri Roketi” (DRACO) olarak bilinen nükleer enerjili bir roket göstericisinin geliştirilmesine liderlik etmek üzere seçildi. Bu, Lockheed Martin tarihi için önemli bir kilometre taşı anlamına geliyor. 2027 gibi erken bir tarihte nükleer enerjiyle çalışan bir roketi uzayda test ederek, bu işbirlikçi girişim, insanlı uzay görevlerinde devrim yaratmayı ve Mars’a insanlı yolculukların yolunu açmayı umuyor.

NASA yönetici yardımcısı Pam Melroy, bu ortaklığın insanları Mars’a götürmek için gerekli olan hayati teknolojilerin gelişimini hızlandırması bekliyor. Melroy, DARPA ve diğer ticari uzay endüstrisi kuruluşlarıyla çalışmaktan duyduğu heyecanı dile getirdi. NASA’nın Ay’dan Mars’a mürettebat taşıma hedeflerine, DRACO’nun başarıyla tamamlanması büyük ölçüde yardımcı olacak. Nükleer tahrik, geleneksel kimyasal roketlere göre çok büyük avantajlar sunuyor. Görevleri basitleştirerek ve astronotlar için riskleri azaltarak Mars gibi uzak noktalara daha hızlı ve daha doğrudan yolculuklar sağlıyor. Özellikle, nükleer enerjili roketler kimyasal roketlerden iki kat daha verimli. Daha az itici gaz gerektiriyor ve bilimsel ekipman için daha fazla alan sağlıyor. Ek olarak, iletişim sistemleri ve bilimsel araçlar için üstün güç çıkışı sunarak genel görev yeteneklerini geliştiriyorlar.

NASA ve DARPA ile anlaşıldı

Lockheed Martin, çeşitli endüstri ortaklarıyla işbirliği yaparak uzay aracının tasarımı, entegrasyonu ve testi için genel sorumluluğu üstlenecek. DRACO motorunun kalbi olan nükleer fisyon reaktörü, merkezi Lynchburg, Virginia’da bulunan BWX Technologies tarafından tasarlanmakta ve inşa edilmektedir. NASA’nın Uzay Teknolojisi Misyon Müdürlüğü (STMD), motorun nükleer gücünü yönetmekten ve yürütmekten sorumlu olacak.

Washington’daki NASA Genel Merkezi’nde STMD’nin yardımcı yönetici yardımcısı Dr. Prasun Desai, NASA’nın ticari sektörün yeteneklerini geliştirmesine yardımcı olan Enerji Bakanlığı ile nükleer tahrik teknolojisine yaptığı önceki yatırımların altını çizdi. Geliştirmeye dahil olan aynı şirketler, uzayda uçmak için ilk nükleer enerjili roketi inşa etmek için birlikte çalışırken, bu yatırımlar şimdi temettü ödüyor. DRACO programı, gelişimini finanse etmek için NASA’dan 300 milyon dolarlık önemli bir taahhüt aldı. Bu miktarın 250 milyon doları, nükleer enerjiyle çalışan motorun tasarımı ve inşası için tahsis edilecek ve NASA, personeli aracılığıyla teknik gözetim ve uzmanlık sağlayacak. Amerika Birleşik Devletleri Uzay Kuvvetleri, DRACO lansmanı ve bununla ilgili fırlatma sahası faaliyetleri için destek sunacak.

Snapdragon işlemcili yeni savaşçı Realme GT5 ile ilgili her şey!

0

Realme bir sonraki telefonu olarak Snapdragon işlemcili yeni savaşçısı GT5’i piyasaya süreceğini doğruladı. Cihaz 24GB RAM’a sahip olacak ve 240W’a varan şarj hızlarını destekleyebilir.Tanınmış bir sızıntıcı, Realme GT5’in 2023 etkinliğinde Snapdragon 8 Gen 2 işlemci tarafından destekleneceğini tespit ettiğini iddia ediyor.

Bu ipucu, şimdiye kadar GT Neo6 olarak düşünülen cihazın, bunun yerine GT5 olmak için biraz daha kıvrımlı, alt bayrak gemisi markasını düşüreceğinin en iyi göstergesi. Sızıntılarına göre, görünüm açısından Pixel 8 Pro’ya; ekran özellikleri açısından OPPO Find X6’ya ve son teknoloji iç kısımlar açısından OnePlus Ace 2 Pro’ya meydan okuyacak.

Bunun nedeni, her iki cihazın da kendi markalarının ilk 24GB RAM akıllı telefonları olarak piyasaya sürüldüğü söyleniyor. Bununla birlikte, GT5, GT Neo5/GT3’ün 150W veya üst düzey 240W SuperVOOC şarj özelliklerini devralacak. Realme henüz lansmanı için kesin bir tarih vermedi, ancak Android arenasındaki diğer performans liderleriyle baş başa kaldığında heyecanlı bir hesaplaşma vaat ediyor.

Reklamlarda hep en öndeydi! Galaxy S23 Ultra’nın bir özelliği sessizce ortadan kaldırıldı

0

Samsung Galaxy S23 Ultra 2023 yılının en iyi kameraya sahip telefonları arasında yer alıyor. Cihaz, muhteşem telefoto kameralarının yanı sıra 30 fps’ye kadar 8K video kaydedebiliyor. Varsayılan olarak, telefon 80Mbps bit hızına sahip 8K videolar yakalar, ancak isteğe bağlı bir “Yüksek bit hızı videoları” geçişi daha da iyi kalite için bit hızını daha da yükseltti.

Fakat bunun cihazda yarattığı bazı yavaşlama ve duraklamalar nedeniyle Samsung Temmuz 2023 güncellemesiyle bu seçeneği sessiz sedasız devredışı bıraktı. Samsung bununla ilgili resmi bir açıklama yapmadı.

Satış esnasında yoğun olarak reklamı yapılan ve fiyatı yukarı yönde etkileyen bir özelliği devre dışı bırakmak hoş bir tutum değil. Şimdilik Galaxy S23’te 60 fps’ye kadar 4K çözünürlükte yüksek bit hızında videolar kaydetmeye devam edebilirsiniz. Bu özellik etkinken çekilen klipler, yerden tasarruf etmek için HEVC formatında kaydediliyor.

Açıkçası 8K video kaydetmek, 4K kliplere göre kalite veya ayrıntılarda büyük bir fark yaratmıyor. Sunduğu küçük bir fark için videolar, normal bir 4K görüntünün iki katından fazla depolama alanı kaplıyor. Ayrıca, 8K’da kayıt yaparken, telefoto ve ultra geniş kameralar bu kadar yüksek çözünürlükte çekim yapamayacağından, S23 Ultra’nın birincil 200MP atıcısıyla sınırlısınız.

Samsung, yaklaşan One UI 6 beta veya One UI 5.1.1 güncellemesiyle Galaxy S23 Ultra’daki 8K videolar için yüksek bit hızı seçeneğini etkinleştirebilir.

Deepfake ile sahte anılar oluşturulabiliyor

0

Yeni araştırmaya göre deepfake ile sahte anılar oluşturulabiliyor. Denekler, bu anıların gerçek olduğunu düşünüyor.

PLOS One dergisinde yayınlanan yakın tarihli bir araştırmaya göre bilim insanları, insanlara aslında hiç var olmamış film yeniden yapımlarının derin sahte kliplerini göstererek sahte anıların aşılanabileceğini keşfetti.

Çalışmada, katılımcılara kurgusal film yeniden yapımlarının derin sahte klipleri gösterildi ve o kadar gerçekçiydi ki, bazı katılımcılar bu sahte filmlerin gerçek olduğuna inandı ve hatta onları orijinal filmlerden daha üst sıralara yerleştirdi. Makalede: “Ancak, derin sahtekarlıklar, hafızayı çarpıtmada basit metin açıklamalarından daha etkili değildi” yazıyor. Derin sahtekarlıkların, birini sahte bir anıyı kabul etmesi için kandırmak için tamamen gerekli olmadığını öne sürüyor.

Sahte anılar ne anlama geliyor?

İrlanda’daki University College Cork’ta bir yanlış bilgi araştırmacısı olan araştırmanın baş yazarı Gillian Murphy The Daily Beast: “Gelişmekte olan teknolojilerle ilgili korkularımıza dayanarak distopik gelecek tahminlerine atlamamalıyız. Evet, derin sahtekarlıkların ortaya çıkardığı çok ciddi zararlar var, ancak var olabileceğini varsaydığımız sorunları çözmek için acele etmeden önce, her zaman ilk etapta bu zararlar için kanıt toplamalıyız” dedi.

Araştırmacılar, bu deepfake videoları 436 katılımcıya gösterdi. Bunların yaklaşık yüzde 49’u sahte içeriğe aldandı. Örneğin, aldatılanların yüzde 41’i derin sahte “Captain Marvel” yeniden yapımının gerçek olandan daha iyi olduğunu düşündü. Şaşırtıcı bir şekilde, deepfake’in basit bir metin açıklaması eşit derecede ikna ediciydi ve gerçeklikle ilgili hatıralarımızın ne kadar kolay çarpıtılabileceği konusunda endişeler uyandırıyordu.

Murphy, “Bulgularımız, mevcut yanlış bilgilendirme biçimlerinin ötesinde ve ötesinde benzersiz derecede güçlü bir deepfake tehdidi önermediğinden, özellikle endişe verici değil” dedi.

Kendimizi gelecekte bu tür derin sahtekarlıklardan korumak için, insanların teknoloji okuryazarı olması ve gerçek ile derin sahte medya arasındaki farkı anlayabilmesi çok önemlidir. Bununla birlikte, üretken yapay zekanın zaman içinde daha da gelişmesiyle birlikte, bu teknolojilerin geçmişe dair anlayışımızı değiştirmesini önlemek için tetikte kalmalıyız. Sahte anılar oluşturulması bilimsel açıdan mükemmel görünse de önemli bir tehlike içeriyor. Bu anılar kötü amaçlı kullanıldığında, insan psikolojisinde derin yaralar bırakabilir.

Proton piller lityum ile rekabet edecek

1

RMIT mühendislerinin çalışmasına göre enerji yoğunluğu konusunda proton piller, lityum ile rekabet edecek.

RMIT mühendisleri, ucuz, şarj edilebilir, geri dönüştürülebilir proton akışlı pillerin enerji yoğunluğunu üçe katladıklarını söylüyor. Bu piller, artık 245 Wh/kg özgül enerji yoğunluğuna sahip kapasite için piyasada bulunan lityum-iyon pillere meydan okuyabilir. Bu, mevcut bir Tesla Model 3 pil paketindeki lityum iyon piller tarafından sağlanan yaklaşık 260 Wh/kg ile karşılaştırıldığında, önemli bir kazanç olarak görülüyor. Ayrıca Çin’e olan lityumdaki bağımlılıktan da kazanç sağlayabilecek.

Proton piller umut vaat ediyor

Aslında bu yöntem, enerji depolamak için hidrojeni kullanmanın farklı bir yolu. Proton pil, tersinir bir yakıt hücresi gibi çalışır, şarj olurken suyu kabul eder, pozitif yüklü hidrojen iyonlarını ayırır ve oksijeni serbest bırakır. Bu noktada, çoğu hidrojen sistemi bu iyonların H2 gazına dönüşmesine izin verir ve ardından ya onu sıkıştırarak, sıvılaştırmak için süper soğutma yaparak ya da amonyağa daha fazla işleyerek enerji harcıyor. Bunun yerine proton pili, hidrojen protonlarını seyreltik bir aside batırılmış katı, gözenekli bir aktif karbon elektrotundaki deliklerde doğrudan ve hemen depoluyor. Akünün boşaltılması, oksijen eklenmesi meselesidir ve su üretilirken enerji açığa çıkıyor.

Son makalelerinde, RMIT araştırmacıları, nasıl geliştirilebileceğine dair bazı fikirleri formüle etmek ve test etmek için proton pilinin nasıl çalıştığının temellerini inceledi. Makaleye göre bu fikirler, malzemedeki suyu çıkarmak için elektrot hazırlığından önce aktif karbon tozunun vakumla kurutulmasını, işlem sırasında tüm hücrenin 70 °C’ye hafifçe ısıtılmasını ve oksijen tarafının değiştirilmesini içeriyor. Peki, ticari olarak kullanılabilir hale geldiğinde bir proton pilinin avantajları neler olacak? Yüksek basınçlı gaz, sürekli kaynayan kriyojenik sıvı veya oldukça yakıcı amonyağın aksine, hidrojeni taşımanın çok güvenli ve istikrarlı bir yolu. Uzun süre dayanmalı ve hızlı şarj edilmeli.

Nispeten ucuz olacak şekilde yapılabilir. Ayrıca yüzde 100 geri dönüştürülebilir olacak. Baş araştırmacı ve RMIT Profesörü John Andrews: “Pilimiz, halihazırda piyasada bulunan lityum-iyon pillerle karşılaştırılabilir bir birim başına enerji kütlesine sahipken, topraktan daha az kaynak çekme açısından gezegen için çok daha güvenli ve daha iyi” dedi.

Hootsuite nedir? Avantajları neler?

Sosyal medya yönetiminde çok sık bir şekilde Hootsuite kullanılıyor. Peki Hootsuite nedir ve ne için kullanılıyor?

Hootsuite , kuruluşların müşterilerine gelişmiş sosyal medya deneyimleri sunmalarına yardımcı olan sosyal medya yönetim platformu. Platform , sosyal medya kanallarını yönetmek için çok sayıda özellik içeriyor. Bu özellikler; içerik oluşturmak; sosyal medya etkileşimlerini planlamak, programlamak ve optimize etmek.

Hootsuite, her türden işletmenin tüm sosyal medya hesaplarını birbirine bağlamasına imkan tanıyor. Böylelikle tüm etkinlikleri tek bir merkezi yönetim konsolundan yönetmesine yardımcı oluyor. Platform, gönderiler ve reklamlar oluşturmak, planlamak ve yayınlamak için birleşik bir pano sağlıyor. Ayrıca içeriği, reklamları ve izleyici etkileşimi sonuçlarını optimize etmeye yardımcı oluyor. Bunun için gerçek zamanlı içgörüler ve raporlar sağlıyor. Ölçeklenebilen ve bulut tabanlı bir hizmet yazılım teklifi olarak kullanılabilir.

Hootsuite ile yapabilecekleriniz

Kurumsal sosyal medya ekipleri ve yöneticileri, Hootsuite’i bir sosyal medya stratejisi geliştirmek için kullanıyor. Ayrıca tüm sosyal profillere içerik planlanabiliyor ve programlanabiliyor. İzleyicileriyle etkileşimde bulunmak ve performansını gerçek zamanlı olarak izlemek için kullanabiliyor. Platform, şirketlerin aşağıdakileri yapmasına da yardımcı olabiliyor:

  • En iyi performans gösteren içeriğin hacmini artırabilirsiniz.
  • Planlanan ve yayınlanan tüm içeriği tek bir takvimde görüntüleyebilirsiniz.
  • Yeni gönderiler düzenleyebilirsiniz.
  • İş, hedef kitle, pazar ve rakiplerle ilgili temel eğilimleri izleyebilirsiniz.
  • İçerik yayınlamak için en iyi zamanlarla ilgili faydalı bilgiler edinebilirsiniz.

2023 itibariyle Hootsuite, 200’den fazla ülkede 200.000 müşteri tarafından kullanılıyor. Müşteriler hedef kitleleriyle sosyal medya aracılığıyla etkileşim kurmak için Hootsuite’i tercih ediyor.

Hootsuite’in sosyal medya araçları ve özellikleri, kullanıcıların sosyal medya pazarlama programlarını basitleştirmelerine ve ölçeklendirmelerine yardımcı oluyor. Hootsuite, bunlara ek olarak izleyici katılımı sağlıyor. Sosyal medya izleme, reklamcılık ve analitik için araçlar da içeriyor. Böylelikle Hootsuite, ürün markasını geliştirmeyi hedefleyen şirketler için üç temel uygulama sağlıyor. Bunlar sosyal medya, sosyal ticaret ve sosyal güvenlik diyebiliriz. Hootsuite Professional, Hootsuite Team, Hootsuite Business, Hootsuite Enterprise Custom olmak üzere dört farklı abonelik modeli içeriyor. Hootsuite, ürün markasını geliştirmek ve sosyal medya varlıklarını ölçeklendirmek isteyen şirketler için üç temel uygulama sağlıyor. Sosyal medya, sosyal ticaret, sosyal bakım bu temel uygulamalar arasında yer alıyor.

Martı hangi marka scooter kullanıyor?

Martı, mobilite alanında ülkemizin en önemli girişimlerinden biri diyebiliriz. Peki Martı hangi marka scooter kullanıyor?

Yerli girişim pozisyonu ile dikkat çeken Martı, scooter modellerinde de yerliliğe öncelik veriyor. Şirketin filosunun neredeyse tamamı Anadolu 1 isimli scooter modelinden oluşuyor. Anadolu 1 model scooter’ın Martı mühendisleri tarafından geliştirilmiş olması da şirketin üretkenlikteki değerini artırıyor. Bununla birlikte Martı sektöre ilk çıktığında Segway ES1 ve Xiaomi M365 modellerine sahipti. Anadolu 1 model scooter için en dikkat çekici özellik ise 15 dereceye kadar yokuş çıkabilmesi. Sürüş deneyimini iyileştiren Anadolu 1, yoldaki engellerden kullanıcıların en az seviyede etkilenmesini sağlıyor.

Martı şu anda Ankara, Antalya, Balıkesir, Bursa, Çorlu, Eskişehir, Gaziantep, İzmir, İskenderun, Kocaeli, Mersin, Muğla, Sakarya, Ordu ve Yalova’da hizmet veriyor.

Uçtan uca çözüm

Martı ile ilgili tartışmalar devam ederken, şirket yeni iş kollarının ortaya çıkmasını da sağlıyor. Bunlardan en çok gündem olanı ise batarya değişimi işi. Martı özellikle son günlerde batarya değişimi işi için agresif bir şekilde personel alımı yapıyor. Şirket, gün içerisinde aktif olan scooterlarda batarya değişimine gidiyor. Böylelikle kullanıcıların tam dolu şekilde scooterlara erişmesini hedefliyor. Batarya değişim personelleri özellikle akşam ve gece saatlerinde çalışıyor. Bu personeller scooterlarda batarya değişimini yaparak kullanıcıların şarjlı scooterlara erişimini sağlıyor. Martı’nın bu iş koluyla hizmet kalitesini artırması hedefleniyor.

Aslında Martı hangi marka scooter kullanıyor sorusunun arkasındaki ana cevap, Martı’nın iş planında uçtan uca çözüm üretmesi diyebiliriz. Martı, kendi scooterları ile uçtan uca çözüm sunarak kullanıcı memnuniyetini üst seviyede tutuyor.

2022 yılında 20.3 milyar dolar değerindeki Küresel Elektrikli Scooter Pazarının 2030’da 34.9 milyar dolara ulaşacak. Dünya daha temiz ve daha verimli ulaşım seçenekler arıyor. Elektrikli Scooter Pazarı giderek daha önemli hale geliyor. Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, şarj altyapısına yatırım yapıyor ve alıcılara teşvikler sunarak Orijinal Ekipman Üreticilerinin (OEM’ler) gelir akışlarını ve coğrafi varlıklarını genişletmeleri için yeni fırsatlar yaratıyor. Asya Pasifik’te, enerji tasarruflu ve emisyonsuz elektrikli iki tekerlekli araçlara olan talep, pazarda istikrarlı bir büyüme sağlıyor.

10.000 saat kuralı hatalı mı?

10.000 saat kuralı girişimcilikte popüler mitler arasında yer alıyor. Peki bu kuralla ilgili hatalar neler?

Belirli bir alanda uzman veya usta oyuncu olmak için uzun süreli çalışma ve süreklilik gerekiyor. Aslında 10.000 saat kuralı buradan yola çıkıyor. Bu, Malcom Gladwell tarafından çok satan Outliers: The Story of Success adlı kitabında popüler hale getirilen yaygın bir pratik kural.

Gladwell, Outliers’ta bu kuralı tanıtırken birkaç örnek kullanıyor. Bunlardan biri , Ericsson tarafından Berlin’deki bir müzik akademisindeki keman öğrencilerine odaklanan araştırma. Çalışma, en başarılı öğrencilerin 20 yaşına geldiklerinde 10.000 saat çaldıklarını ortaya çıkardı. Gladwell ayrıca Beatles’ın 1960’ların başında Hamburg’da 10.000 saat çaldığını ve Bill Gates’in 10.000 saat çaldığını tahmin ediyor. Microsoft’u kurmadan önce programlama işi. Böylece 10.000 saat kuralı doğdu. 10.000 saatlik pratik yapın ve belirli bir alanda uzman olun fikri aslında hatalar içeriyor. Ancak daha yakından incelendiğinde sorunlar ortaya çıkmaya başlıyor.

10.000 saat kuralı yanlış anlaşılıyor

Her şeyden önce Ericsson, 10.000 sayısının tamamen keyfi olduğunu söylüyor. Akılda kalıcı ve hatırlaması kolay, ancak gerçekten önemli bir şeye dayanmıyor. Bu gelecek vaat eden kemancıların 20 yaşına geldiklerinde harcadıkları saat sayısı. 18 yaşına geldiklerinde ortalama 7.400 saat çalışmış oluyorlar. 20 yaşında bile keman çalmada çok iyi hale geliyorlar. Muhtemelen alanlarının zirvesine doğru ilerliyorlar ama henüz uzman değiller. Üstüne üstlük, Gladwell 10.000 saatin ortalama olduğunu yanlış anladı ve en iyi kemancıların hepsi bu sayıya 20 yaşına kadar ulaşamamıştı. Aslında, en iyi kemancıların yarısı 10.000 saat çalmamıştı.

Bu konuda farklı bir örnek verebiliriz. Ok ve yay atmakta daha iyi olmak istiyorsunuz. 3 saat kendi başınıza deneme yapmakla, size teknik konusunda ipuçları veren bir uzmanla 3 saat pratik yapmak aynı şey mi? Bu, 10.000 Saat Kuralının en önemli kusuru diyebiliriz. Uygulamanın kalitesine değil, uygulama süresinin niceliğine odaklanır ve tüm alıştırmalar eşit derecede yardımcı olmuyor. Gladwell, gerçekten önemli bir ayrım olmasına rağmen, uygulama türleri arasında ayrım yapmıyor. Bir şeyde daha iyi olmanın en iyi yolu, kasıtlı uygulama olarak bilinen bir şey. B u, temelde daha iyi olmak için pratik yapmak anlamına geliyor.

Warren Buffett kimdir? Hayatı ve başarıları

Warren Buffett dünyanın en zengin insanları arasında yer alıyor. Peki milyarder Warren Buffett kimdir?

Dünyanın en zengin insanlarından biri olan ve Forbes’in milyarderler listesinde sürekli üst sıralarda yer alan Warren Buffett sık sık gündem oluyor. Haziran 2022 itibariyle net değeri 100 milyar dolardı. Buffett, hem anlayışlı bir iş adamı hem de cömert bir hayırsever olarak biliniyor.

Muhtemelen dünyanın en başarılı yatırımcıları arasında yer alıyor. Bu nedenle Warren Buffett’ın yatırım stratejisinin efsanevi boyutlara ulaşması şaşırtıcı değil. Buffett, birkaç önemli ilkeyi ve dünya çapında geniş çapta takip edilen bir yatırım felsefesini takip ediyor. Peki başarısının sırları ne?

Warren Buffett’ın başarısı

Warren Buffett, başarılı bir yatırım stratejisiyle servetini biriktiren, yaşayan en zengin adamlardan biri. Buffett, fiyatları içsel değerlerine göre haksız yere düşük olan menkul kıymetler arayan Benjamin Graham’ın değerli yatırım okulunu takip ediyor. Borsanın arz ve talep inceliklerine odaklanmak yerine şirketlere bir bütün olarak bakıyor. Dikkate aldığı faktörlerden bazıları şirket performansı, şirket borcu ve kar marjları oluyor. Buffett gibi değer yatırımcıları için diğer hususlar, şirketlerin halka açık olup olmadığı, metalara ne kadar bağımlı oldukları ve ne kadar ucuz oldukları.

Warren Buffett: Kısa Bir Tarih

Warren Buffett, 1930’da Omaha’da doğdu. İş dünyasına ve borsa da dahil olmak üzere erken yaşta yatırım yapmaya ilgi duydu. Buffett, eğitimine Pennsylvania Üniversitesi’ndeki Wharton Okulu’nda başladı. Ardından işletme alanında lisans derecesi aldığı Nebraska Üniversitesi’ne geri döndü. Buffett daha sonra, ekonomi alanında yüksek lisans derecesini aldığı Columbia Business School’a gitti. Buffett, kariyerine 1950’lerin başında yatırım satış elemanı olarak başladı. Ancak 1956’da Buffett Associates’i kurdu. 10 yıldan kısa bir süre sonra, 1965’te Berkshire Hathaway’in kontrolünü eline aldı. Haziran 2006’da Buffett, tüm servetini hayır kurumlarına bağışlamayı planladığını duyurdu.

Ardından, 2010 yılında Buffett ve Bill Gates, diğer varlıklı bireyleri hayırseverlik yapmaya teşvik etmek için Bağış Sözü kampanyasını oluşturduklarını duyurdu.

Buffett’ın En Büyük Varlıkları

Buffett’in halka açık holding şirketi Berkshire Hathaway’in ( BRK.A ) yasal başvurularına dayanarak, Buffett’in hangi hisse senedini iyi yatırım olarak onayladığını görmek mümkün. 2022 itibarıyla bunlar şunları içeriyor:

  • Apple, Inc. (AAPL)
  • Amerika Bankası (BAC)
  • American Express (AXP)
  • Chevron (CVX)
  • Coca-Cola (KO)
  • Kraft Heinz (KHC)
  • Occidental Petrol (OXY)
  • ABD Bancorp (USB)

Martı batarya değişimi işi ile dikkat çekiyor

Martı batarya değişimi işi için son günlerde agresif bir şekilde personel alımı yapıyor. Bu personeller scooter bataryalarını vardiyalı değiştiriyor.

Kısa mesafeler için tercih edilen yeni nesil ulaşım araçları bir süredir yurt dışında da kullanılıyor. Türkiye’de scooter kiralama fikrini hayata geçiren Oğuz Alper Öktem son günlerde gündem oluyor. Böylelikle Martı’nın sahibi olan 28 yaşındaki CEO, ABD’DE bir seyahat sırasında ulaşım sistemiyle yeni bir girişim fikrine sahip oluyor. Oğuz Öktem, paylaşımlı bir scooter fikrinden yola çıkıyor. Gerekli araştırmalar ve 8 aylık finansman prosedürlerinden sonra 2018 yılının Ekim ayında Martı’yı kuruyor. Böylelikle Mart 2019’da İstanbul sokakları Martı elektrikli scooter’lara ev sahipliği yapıyor. Böylelikle Martı’nın sahibi olan Öktem, örnek bir girişim faaliyeti gösteriyor.

Martı’nın stratejisi

Martı ile ilgili tartışmalar devam ederken, şirket yeni iş kollarının ortaya çıkmasını da sağlıyor. Bunlardan en çok gündem olanı ise batarya değişimi işi. Martı özellikle son günlerde batarya değişimi işi için agresif bir şekilde personel alımı yapıyor. Şirket, gün içerisinde aktif olan scooterlarda batarya değişimine gidiyor. Böylelikle kullanıcıların tam dolu şekilde scooterlara erişmesini hedefliyor. Batarya değişim personelleri özellikle akşam ve gece saatlerinde çalışıyor. Bu personeller scooterlarda batarya değişimini yaparak kullanıcıların şarjlı scooterlara erişimini sağlıyor. Martı’nın bu iş koluyla hizmet kalitesini artırması hedefleniyor.

Martı batarya değişimi işi ile aslında kendi hizmetinin sürekliliğini sağlıyor. Özellikle kullanıcıların Martı’lara şarjlı bir şekilde ulaşabilmesi şirketin ana iş kalemleri arasında yer alıyor.

Küresel scooter pazarı, normal scooter ve elektrikli scooter olarak ikiye ayrılıyor. Normal scooter segmenti, 2021’de yüzde 69 ile en büyük pazar payına sahip oldu. Dişlisiz sürüş sistemleriyle konforlu sürüşler sunan ve minimum maliyetle çalışan bir araca yönelik artan bir tüketici ilgisi var ve bu da normal scooter satışlarını artırıyor. Normal scooter’lar, yüksek kilometre performansı ve sağlam gövde ile geliştirilmiş manevra kabiliyeti sunarak yüksek pay segmentine katkıda bulunuyor. Küresel scooter pazarı büyüklüğünün 2021’de 67.2 milyar dolar değerinde olduğu ve 2022’den 2030’a kadar yüzde 5,9’luk bir bileşik yıllık büyüme oranı (CAGR) kaydetmesi öngörülüyor.

Midjourney nasıl kullanılır?

Yapay zeka ile sanat yapma konusunda Midjourney rakiplerinden çok önde bulunuyor. Peki Midjourney nasıl kullanılır?

Midjourney, metin istemlerine dayalı olarak görüntüler oluşturan üretken yapay zekanın mükemmel bir örneği. Dall-E ve Stable Diffusion ile birlikte yapay zeka sanatı yaratmak için en popüler araçlardan biri haline geldi. Midjourney, rakiplerinin aksine kendi kendini finanse ediyor. Büyük dil modelleri gibi makine öğrenimi teknolojilerine büyük ölçüde dayandığını biliyoruz. Sonuçlar bazen şaşırtıcı, her zaman etkileyici oluyor. Diğer yapay zeka sanat üreteçlerinin aksine, ücretsiz deneme sürümü bulunmuyor.

O kadar popüler hale geldi ki, kullanmadan önce bir abonelik için kaydolmak gerekiyor. Bununla birlikte, en düşük katmanlı planları aylık 10 dolardan başlıyor. Deneyimlerimize göre, sağladığı ayrıntı düzeyi, gerçekçilik ve yaratıcılık göz önüne alındığında buna değer. Birkaç dakika içinde, yalnızca basit bir metin isteminden, bir köpeğin son derece ayrıntılı, gerçekçi bir dizi fotoğrafını oluşturabilirsiniz.

Midjourney artık ücretsiz bir deneme sunmuyor. Bu nedenle yapay zeka sanatı oluşturmak üzere abone olmak gerekiyor. Discord hesabınızı kurma adımlarında size yol göstereceğiz ve Midjourney’e nasıl abone olacağınızı göstereceğiz.

Midjourney nasıl kullanılır?

Discord’u ayarlama

Midjourney ile harika yapay zeka sanatı yaratmadan önce kaydolmanız veya Discord hesabınızda oturum açmanız gerekiyor.

Midjourney aboneliği için kaydolma

Sanat eseri oluşturmak için bir Midjourney aboneliğine kaydolmanız gerekiyor.. Ekranın alt kısmına yakın bir yerde bir metin istemi keşfedeceksiniz. İçine tıklayın ve /abone ol yazın. Bu, Midjourney’nin ücretli planlarından birine kaydolmanıza izin veren abonelik istemini getiriyor. Midjourney’e abone ol’u tıklayın, ardından klavyenizde enter’ı tıklayın. Bot, ihtiyaçlarınızı karşılayan bir plan katmanı seçmeniz için sizi abonelik sayfasına yönlendiriyor.

MidJourney araçlarını ve özelliklerini anlamak

Başlangıçta Midjourney zorlu gelebiliyor. Midjourney ile özel mesajlaşmaya erişebileceğiniz, görüntülerinizi görüntülemeyi ve değiştirmeyi çok daha kolay hale getiren Discord uygulamasını indirip yüklemek en iyisi. Uygulamayı indirmek için ekranınızın üst kısmındaki kayan yeşil çubuğa tıklayın. Discord, işletim sisteminizi algılayacak ve otomatik olarak doğru uygulama sürümünü önerecek. Kurulduktan sonra, özel sohbet odanıza erişmek için uygulamanın sol üst kısmındaki Discord simgesine tıklayabilirsiniz.

Midjourney ile Yapay Zeka Sanatı Oluşturmak artık çok kolay. Sohbet botuna zihninizden geçenleri söylediğinizde yüksek çözünürlüklü sanat eserlerini size iletiyor.

YouTube Premium fiyat değişikliğine gidebilir

YouTube Premium fiyat değişikliğine gidecek gibi görünüyor. Bazı ülkelerde fiyatlarda güncellemeye gidiliyor.

Piyasadaki pek çok farklı uygulama, hizmet ve akış platformuyla, hangilerinin sizin için doğru olduğunu bulmaya çalışmak bunaltıcı olabiliyor. YouTube’un en son ürün grubunda benzer bir sorun ortaya çıkarıyor. 2005’te başlatılan YouTube, her dakika yüklenen 400 saatten fazla video ile dünya lideri. Ancak son zamanlarda, hizmetin daha fazla gelir arayışındaki birçok genişlemesi, işleri biraz karmaşık hale getiriyor.

Geçtiğimiz birkaç yılda YouTube Music, YouTube TV, artık feshedilen YouTube Go ve muhtemelen son zamanlarda adını en çok duyduğunuz YouTube Premium’un lansmanına tanık olduk. YouTube Premium, temel YouTube deneyimine çeşitli özellikler ekleyen, aboneliğe dayalı bir hizmet olarak faaliyet gösteriyor. Böylelikle Spotify veya Apple Music’in aksine, özel bir müzik akışı platformu değil. Bunun yerine, reklamsız YouTube videosu ve YouTube Müzik akışı, çevrimdışı oynatma ve özel, ödeme duvarlı içeriğe erişim dahil olmak üzere YouTube deneyiminizi geliştirmek için bir dizi küçük avantajla övünen çok yönlü bir platform. Peki böyle bir hizmetten yararlanmanın ücreti ne kadar?

YouTube Premium fiyat artışı ne kadar olur?

Öncelikle yurt dışı fiyatlara bakacak olursak; Temmuz 2023’te bir aylık denemenin ardından bireysel plan aylık 14 ABD dolar oldu. Daha önce Ekim 2022’de YouTube, abonelere aile planının aylık 18 ABD dolarından 23 ABD dolarına çıkacağını bildirmişti. Öğrenciler ise yılda bir kez öğrencilik durumlarını doğrulamaları gerekmesine rağmen, YouTube Premium’a 7 ABD doları karşılığında abone olabiliyor.

Ülkemizde ise bir aylık bireysel plan 29,99 TL fiyata sahip. Aile planında ise 59,99 TL’lik ödeme yapmak gerekiyor. Ancak YouTube Premium Temmuz ayında yaptığı yurt dışı zamları sonrasında Türkiye fiyatlarında da artışa gidebilir. Böylelikle YouTube Premium’da yüzde 40’lık bir artış görmemiz sürpriz olmayacak. YouTube Premium’daki bu zamların platformlarındaki kullanıcı sayısını etkileyip etkilemediğini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Böylelikle YouTube Premium aboneliği ile elde edebileceğiniz avantajlar:

  • Reklamsız içerik izleme
  • YouTube Originals’e erişim imkanı
  • Mobil cihazlarda arka planda oynatma
  • Çevrimdışı görüntüleme
  • YouTube Music Premium

Miro nedir? Nasıl kullanılır?

Proje yönetimi alanında Miro öne çıkan araçlar arasında yer alıyor. Peki Miro nedir ve nasıl kullanılır?

Miro projeleri yönetmek, fikirleri paylaşmak ve işbirliği yapmak için kullanılan çevrimiçi bir işbirliği aracı görevi görüyor. 2011 yılında lansmanı yapılan ve son iki yılda kesintisiz deneyimi ve uzaktan çalışma kültürü sayesinde popülerlik kazandı.

Miro‘yu masaüstüne, mobil cihaza, tablete ve Surface Hub’a indirebiliyorsunuz. Ayrıca web sitelerinden bulut üzerinden erişebilirsiniz. Uygulama sürümleri, mobil cihazlarda sınırlı bir deneyime sahip. Yeni başlayan biriyseniz, bulut sürümünde öğrenmeye başlamanızı veya Miro’yu masaüstünüze indirmenizi öneriyoruz. Çeşitli üyelik seçenekleri sunuluyor. Bu yazıda, ücretsiz üyeliği ve bununla birlikte sunulan işlevleri tartışacağız.

Miro’ya başlarken

Miro’nun sayfasında giriş yaptıktan sonra Şimdi Başlayın’a tıklayın. Yeni bir sayfaya yönlendirileceksiniz. Ücretsiz bir kullanıcı olarak, yeni başlayanlar için yeterli diyebileceğimiz seçenekler mevcut. Böylelikle üç pano oluşturabilirsiniz ve düzenleyebilirsiniz. Daha sonra E-posta adresinize gönderilen onay kodunu giriniz. Yazılımı özelleştirilmiş bir deneyim üzere daha fazla ayrıntı belirtebilirsiniz. İşbirliğini başlatmak için ekip arkadaşlarını davet edebilirsiniz. İsterseniz bu adımı atlayabilirsiniz. Daha sonra odak alanınızı seçin. Seçenekler sizin için uygun değilse, bu adımı atlayabilirsiniz. Boş bir panodan başlayabilirsiniz.

  • Miro’ya giriş yaptıktan sonra  Yeni pano seçeneğine tıklayın ve ardından Paylaşılan bir pano oluştur seçeneğini seçin.
  • Önceden tanımlanan bir şablon seçebilirsiniz. Ayrıca pencereyi kapatabilirsiniz. Boş bir pano ile başlayabilirsiniz.
  • Boş panoda, mevcut seçeneklerden çerçeve tipini veya boyutunu seçebilirsiniz. Çerçeveler, panodaki alanları ayırmanıza, içeriği yapılandırmanıza ve yönetmenize yardımcı oluyor. Ayrıca bir çerçeveyi kolayca dışa aktarabilirsiniz.
  • Özel bir çerçeve seçtikten sonra, ona yapışkan notlar, zihin haritaları, metin veya videolar ekleyebilirsiniz. Bir panoda birden çok çerçeveniz olduğunda, hepsini bir arada görüntülemek için uzaklaştırabilirsiniz.

Miro’da içerik gönderimi için birçok yöntem mevcut. Panonuzu doğrudan Slack veya Gmail üzerinden paylaşabilirsiniz. Ayrıca isteğe bağlı olarak panoyu bir kişi veya ekiple paylaşabilirsiniz. Onlara ilgili hakları atayabilirsiniz. Etiketleme özelliği, ekip üyelerini, yalnızca belirli pano kullanıcılarını veya bir ekip arkadaşını e-posta kimlikleri aracılığıyla bilgilendirmenizi sağlıyor. Yorumlar ve sorular arasında renk kodlaması yaparak ayrım yapabilirsiniz.