Google robotları daha akıllı hale getirmek için yapay zeka öğrenme sistemini yayınladı. Yeni model RT-2 önemli geliştirmeler aldı.
Google’ın robotik ekibi DeepMind, robotları daha akıllı hale getirebilecek yeni bir yapay zeka öğrenme sistemi yayınladı. Yeni yapay zeka modeli Robotic Transformer (RT-2), Google’ın vizyon-dil-eylem (VLA) modeli olarak adlandırdığı modelin en son sürümü.
Bu VLA modelleri, özünde, robotlara daha iyi akıl yürütme ve sağduyu yetenekleri sağlıyor. Robotlar, hem web tabanlı hem de deneyime dayalı bilgilere daha fazla erişim sağlayarak, talimatları anlama ve istenen eylemleri karşılamak için en iyi nesneleri seçme konusunda daha yetenekli.
Google DeepMind’da robotik başkanı Vincent Vanhoucke, bir robottan çöp atmasının istendiği bir örnek verdi. Mevcut modellerde, robotun görevi gerçekleştirmeden önce çöpün ne olduğunu anlaması için kullanıcının robotu eğitmesi gerekiyor. RT2 ile robot, çöp kutusunu kendisi için tanımlaması ve görevi öncekinden daha yüksek düzeyde özerklikle gerçekleştirmesi için web’e ve deneyim verilerine erişebiliyor. DeepMind, sistemin ilk tekrarı olan RT1’i geçen Aralık ayında tanıttı. Şirket, bu ilk modeli kullanarak Gündelik Robot sistemlerini nesneleri seçip yerleştirme ve çekilişleri açma gibi görevleri gerçekleştirmek üzere eğitti.
Bir blog gönderisinde ekip, RT2’nin RT1’e kıyasla “gelişmiş genelleme yeteneklerine” sahip olduğunu ve daha geniş bir sözlü ve görsel ipuçları anlayışına sahip olduğunu söyledi. DeepMind’e göre RT2, web ve robotik verilerden öğrenir ve “bu bilgiyi robotik kontrol için genelleştirilmiş talimatlara dönüştürüyor.
Ekip 6.000’den fazla robotik deneme gerçekleştirdi. RT2’yi bir mutfak ofisi senaryosunda bir robotik kol üzerinde test etti. Robottan, her biri robotun kendi deneyimlerinden ve web’de araştırılan verilerden edindiği bilgileri birleştirmesini gerektiren belirli görevleri en iyi şekilde nasıl yerine getireceğine dair kararlar alması istendi.
Ekip, robotların yeni görevleri yerine getirmedeki etkinliğinin, RT-1’den RT-2’ye geçişle birlikte yüzde 32’den yüzde 62’ye yükseldiğini söyledi. Vanhoucke’ye göre, yeni sistem genel amaçlı robotlarda potansiyel uygulamalara sahip. Vanhoucke: “RT-2, yalnızca AI’daki ilerlemelerin hızla robot teknolojisine nasıl geçtiğini göstermekle kalmıyor, aynı zamanda daha genel amaçlı robotlar için muazzam bir umut vaat ediyor. İnsan merkezli ortamlarda yardımcı robotlara olanak sağlamak için yapılması gereken çok fazla iş olmasına rağmen, RT-2 bize robot bilimi için heyecan verici bir geleceğin çok yakın olduğunu gösteriyor” dedi.
Turizm sektöründe 30 yıllık deneyime sahip bir teknoloji şirketi olan Bilet Dükkanı, hem B2B hem de B2C için kapsamlı turizm yazılımları sunarak yeniliklere imza atmaya devam ediyor. Şirket, uçak bileti, konaklama, transfer ve araç kiralama hizmetlerini hızlı, kolay ve kapsamlı bir satın alma platformuna entegre ederek tüketicilere akıllı seyahat deneyimleri sunuyor. Ayrıca, 2019 yılından bu yana yaklaşık 2500 acente için tüm iş süreçlerini yöneten kapsamlı bir teknoloji platformu sunuyor. Bilet Dükkanı, çok sayıda GDS ve charter tedarikçisi ile yaptığı iş birlikleri ile 190 ülkede yüzlerce çözüm ortağı aracılığıyla konforlu seyahat deneyimleri yaşatıyor.
Bilet Dükkanı Genel Müdür Yardımcısı Çağdaş Çakmakçı
Bilet Dükkanı Genel Müdür Yardımcısı Çağdaş Çakmakçı ile firmanın hedeflerini, yenilikçi teknolojilerini, hizmetlerini ve genişleme planlarını konuştuk.
Techinside: Bilet Dükkanı’nı ve sunduğunuz hizmeti bize biraz anlatır mısınız?
Çağdaş Çakmakçı: Bilet Dükkanı turizm alanında 30 yıllık tecrübeyle sektöre yenilikçi yaklaşımla hem B2B hem de B2C’ye yönelik turizm yazılımları üreten bir teknoloji firması. Tüketicilerine “akıllı seyahat deneyimi” sunmasının yanında; sektöre yönelik yazılım teknolojileri de geliştirerek iş ortaklarına da katma değer sağlıyor.
Seyahatlerimizin olmazsa olmazları; uçak bileti işlemleri, konaklama, transfer ve araç kiralama seçeneklerinin bir arada bulunduğu, hızlı, kolay ve bütüncül bir satın alma deneyimi sağlayan bir seyahat portalı aslında Bilet Dükkanı.
İş ortaklarımız olan şu anda yaklaşık 2500 acente için 2019 yılından bu yana bütün iş süreçlerini yönetebilecekleri kapsamlı bir teknoloji platformu sunuyoruz. Ayrıca yüzlerce çözüm ortağımız ile 190 ülkede konforlu bir seyahat deneyimi sağlıyoruz. Çoklu GDS’ler, ve charter tedarikçileri ile işbirliği yaparak alternatifli ve avantajlı uçak biletlerini kolay bir arayüz ile saniyeler içinde kullanıcılarımıza sunuyoruz. Dünyadaki her ülkeye uçuş bulabileceğiniz bir alt yapımız olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Avantajlı seçenekleri ve konforu merkezimize aldığımız akıllı seyahat kavramı bizim güçlü yanımız. Burada bahsettiğimiz konfor, kullanıcı dostu arayüzümüz ile tüketicilerimizin işlemlerini saniyeler içinde gerçekleştirmeleri; avantajlı seçenekler ise sunduğumuz birbirinden çeşitli ve herkesin kendine uygun bir alternatif bulabileceği cazip iş birliklerimiz ve özel kampanyalarımız diye düşünebilirsiniz. Böylece kullanıcılarımızın seyahat deneyimlerini daha kolay ve keyifli hale getiriyoruz.
Techinside: Bilet Dükkanı teknoloji ile nasıl bir araya geliyor?
Çağdaş Çakmakçı: Bilet Dükkanı’nın teknoloji ile organik bir bağı var. Kurulduğumuz günden bu yana teknoloji bizim ana odaklarımızdan biri oldu. Bu alanda yaptığımız yatırımlar neticesinde bugün hem acentelere hem de bireylere dünyadaki yüzlerce havayolu şirketinin binlerce uçuş seçeneğini, otel, transfer ve araç kiralama hizmetini sunuyoruz.
Turizm alanında uzman 55 kişilik yazılımcı ekibimizle sistemlerimizi gün be gün yeni teknolojilerle güçlendiriyoruz. Aynı zamanda yeni stratejiler ve pazarlama modelleri geliştirmek için veri temelli çalışarak big data analizlerinden faydalanıyoruz.
Dünyada şu an teknolojik bir devrimin içindeyiz, bu devrimin adı Web 3.0. ve ilk kez bir devrimin içinde olduğumuzun bu kadar farkındayız. Biz bu teknolojiye yön verenlerden olmak istediğimiz için, erken bir evrede grup şirketlerimiz içinde yer alan dünyanın öncü platformlarından birisi olan GoArt Metaverse’te Bilet Dükkanı olarak yerimizi aldık. Burada yıl içinde açılışını yapacağımız portalımız ile turizm sektöründe bir ilki gerçekleştireceğiz.
Amacımız metaverse deneyimini gerçek hayat bağlantılı ve fayda sağlayan bir şekilde kullanıcılarımıza sunmak.
Burada kullanıcılarımız metaverse dünyasındaki oyunlaştırma senaryolarıyla puan toplayarak gerçek dünyada uçak bileti, otel, transfer ve araç kiralama gibi hizmetlerden avantajlı olarak faydalanacak. Ayrıca ilerleyen dönemlerde NFT entegrasyonlarıyla da Web 3.0 bağlantılı sadakat programının adımlarını da atmayı arzu ediyoruz.
Techinside: Peki turizm acenteliğinde teknoloji neden önemli ve rakiplere göre nerede fark yaratıyorsunuz?
Çağdaş Çakmakçı: Turizm acenteleri misafirleriyle iletişim halindeyken gelen taleplerle ilgili süreçleri hızla yönetip sonuçlandırmalı. Dolayısı ile en çok talep edilen rezervasyon, iptal, iade ve değişiklik gibi işlemlerini online yapabilme yeteneğine sahip sistemler kullanılması gerekiyor.
Bilet Dükkanı olarak yapmış olduğumuz sistemsel geliştirmeler sayesinde acentelerimize havayolları ve diğer tedarikçilerin izin verdikleri ölçüde otomatik işlem sağlayabilme imkanını sunuyoruz. Ayrıca raporlama, kurumsal firma yönetimi, içerisinde bulunan muhasebe ve finans sistemleri sayesinde benzerlerinden ayrışıyor.
Tabii son kullanıcıya ulaşan ve seyahat severlerin ilk tercihi olmayı arzu eden bir firma olarak tüm bu bilgi birikiminin ve teknolojik yatırımın bizim en büyük avantajımız olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Techinside: Tüketicilerin alışkanlıklarını da merak ediyoruz. Kullanıcılar en fazla hangi hizmetinizden faydalanıyorlar? Uçak, otel? En çok hangi aylarda işlem hacminiz artıyor?
Çağdaş Çakmakçı: Elbette turizm alanındaki deneyimimiz nedeniyle yıl boyunca yaşanan mevsimsellik algısına çok aşinayız ancak seyahat artık hepimizin hayatının tüm yıl ayrılmaz bir parçası. Bizim gözümüzde seyahat sadece tatil olmaktan çok uzun süre önce çıktı, yıl boyu farklı sektörlerdeki hareketlilikler, iş seyahati yapan kişilerin seçimlerinde daha çok söz sahibi olması, deneyimi odağına koyan bir neslin seyahati alışkanlıklarıyla sektörümüz yeni bir devinim kazanıyor. Kullanıcılarımız tarafından en çok talep gören hizmet alanımız uçak bileti ve bu alanda çok güçlüyüz. Sonrasında sırayla araç kiralama, otel rezervasyonları ve transfer ihtiyaçları geliyor. Mevcut hizmetlerimizdeki çeşitlendirmeler, iş birlikleri ve kampanyalarla kullanıcılarımıza akıllı seyahati 360 derece sağlamayı istiyoruz. Ayrıca yeni eklenecek ürünlerimizle de hizmet ağımızı geliştirmeye devam edeceğiz.
Techinside: Son olarak 2023 yılı hedef ve yatırımlarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Çağdaş Çakmakçı: Bu yıl bizim için çok önemli bir yıl oldu ve 2023’ün ikinci yarısında da Bilet Dükkanı olarak teknoloji odaklı yatırımlarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz. Hem mevcut kapasitemizi güçlendirerek hem de yurt dışında faaliyetlerimizi genişleterek büyüme hedeflerimize odaklanacağız. Bu hedefe ulaşmak için Almanya ve Amerika’da ofislerimizi açtık. Almanya’da başlayan yurt dışı faaliyetlerimizi artırmayı ve yürüttüğümüz stratejiyle, küresel ölçekte daha geniş bir pazara erişim sağlamayı ve bölgesel iş ortaklarımızla daha yakın ilişkiler kurmayı hedefliyoruz. Bu şekilde, yurt dışındaki faaliyetlerimizi güçlendirerek küresel ölçekte daha etkin bir şekilde hizmet vereceğiz.
Burada 2022 yılına göre yüzde 60’lara varan bir büyüme hedefi belirledik. AR (Artırılmış Gerçeklik) ve Web 3.0 gibi heyecan verici teknolojileri işimize entegre ederek tüketicilere bambaşka deneyimler ve avantajlar sunmayı hedefliyoruz. Teknolojinin imkanlarını ve alt yapımızı en iyi şekilde kullanarak müşterilerimize seyahat deneyimlerinde daha interaktif ve kişiselleştirilmiş bir yaklaşım sunacağız.
Meta’nın yeni Llama 2 modelini temel alan ve tüketiciye yönelik olan üretken yapay zeka araçları çok da uzakta olmayabilir. Şirket, içerik oluşturucuların “Meta AI tarafından oluşturulan” görüntüleri tanımlamasına olanak tanıyan etiketler de dahil olmak üzere Instagram için birkaç yeni üretken AI özelliği üzerinde çalışıyor gibi görünüyor.
Bu, genellikle Meta’nın uygulamalarındaki yayınlanmamış özelliklerle dalga geçen tersine mühendis olan Alessandro Paluzzi tarafından paylaşılan ekran görüntülerine göre bu özellik yakında gelecek. Paluzzi kısa süre önce, üretken yapay zeka araçlarıyla oluşturulan gönderilerin yakında Instagram içinde nasıl etiketlenebileceğini ayrıntılarıyla açıklayan bir uygulama içi mesajı gösteren bir ekran görüntüsü yayınladı. Mesaj, “Meta, bu içeriğin AI ile oluşturulduğunu veya düzenlendiğini söyledi” diye açıklıyor. Ek etiketler, “Meta AI tarafından üretildiğini” ve “AI ile oluşturulan içeriğin genellikle kolayca algılanabilmesi için etiketlendiğini” belirtiyor.
Meta sözcüsü yorum yapmaktan kaçındı. Ancak ekran görüntüsü, şirketin, AI alanındaki diğer şirketler gibi, kullanıcıların yapay zekanın içerik oluşturmak için ne zaman kullanıldığını ayırt etmelerine yardımcı olmakla ilgilendiğini gösteriyor. Üretici AI araçları daha yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandıkça, araştırmacılar ve politikacılar, teknolojinin yanlış bilgilerin yayılmasına yardımcı olmak veya insanları başka şekilde yanıltmak için nasıl kullanılabileceği konusunda endişelerini dile getiriyorlar. Bu ayın başlarında, Meta da dahil olmak üzere yedi büyük yapay zeka şirketi, yapay zeka tarafından oluşturulan içerik için filigranlar gibi bir dizi yapay zeka güvenlik önlemi alma sözü verdi.
Meta şimdiye kadar tüketiciye yönelik üretken AI planları hakkında pek çok ayrıntı açıklamamış olsa da, Mark Zuckerberg birkaç ipucu verdi. CEO, geçen hafta üç aylık bir kazanç çağrısında, “Hizmetlerimizde çalışacak olan Llama’yı kullanarak kendimiz de bir dizi yeni ürün geliştiriyoruz” dedi. “Yapay zekanın, insanların uygulamalarımızda bağlantı kurmasına ve kendilerini ifade etmesine yardımcı olabileceği pek çok yol hayal edebilirsiniz: içerik paylaşmayı daha kolay ve daha eğlenceli hale getiren yaratıcı araçlar, asistan, koç gibi davranan veya işletmeler ve yaratıcılarla etkileşimde bulunmanıza yardımcı olabilecek temsilciler ve dahası.”
Başka bir yerde Paluzzi, uzun DM’leri özetlemek için bir “mesaj özeti” özelliği ve Hikayeleri düzenlemek için yeni sanatsal araçlar da dahil olmak üzere, Instagram için yapay zeka destekli diğer üretken araçların işaretlerini tespit etti.
Hedef Holding grup şirketlerinden İdeal Finansal, dijital pazarlama, yazılım geliştirme ve Ar-Ge gibi tüm faaliyetlerine bundan böyle Skyalp marka adıyla devam edecek. Skyalp, girişimleri satın alıp dönüştürmenin yanı sıra kendi girişimlerini kurup büyütmek üzere çalışmalarını sürdürecek.
Hedef Holding’in grup şirketlerinden İdeal Finansal Teknolojiler ve Danışmanlık A.Ş., Skyalp markasını kullanmak ve yeni marka stratejisi doğrultusunda dijital pazarlama, yazılım geliştirme, danışmanlık ve Ar-Ge gibi tüm faaliyetlerine Skyalp Finansal Teknolojiler ve Danışmanlık A.Ş. ticaret unvanıyla devam edecek. Yenilikçi bakış açısı ve iş stratejisiyle girişim ekosistemindeki yerini alan Skyalp; satın alıp dönüştüren, kendi girişimlerini kuran ve iş birliği yapan bir şirket olarak ekosistemde konumlanacak.
FinTech özelliği kazandıran, geleceği şekillendiren iş modeli
Türkiye’nin borsaya açık ilk girişim kurucu teknoloji ve danışmanlık şirketi olarak konumlanacak olan Skyalp, girişimcilik sektöründe özellikle dijital alanda fark yaratacak bir iş modeli oluşturdu. Model, kendi girişimlerini kurmanın yanı sıra potansiyeli olan girişimleri satın alıp dönüştürmeye ve iş birlikleriyle yeni iş fikirlerini hayata geçirmeye odaklanıyor. Satın aldığı girişimlere gömülü finans özellikleri katarak son kullanıcıların hayatlarına dokunan ürünler sunmayı hedefleyen Skyalp, aynı zamanda girişimlere finansal teknoloji özelliği kazandırmayı planlıyor.
Skyalp, geliştirilen strateji çerçevesinde kendi ekosistemindeki girişimleri bir araya getirip sinerji oluşturmanın yanı sıra teknoloji alanında altyapı danışmanlığı, büyüme ve pazarlama danışmanlığı gibi tüm süreçlerde de girişimlerin yanında olacak. Hedef Holding’in de gücünü arkasına alan Skyalp, girişimlere yol gösteren bir platform olmayı hedefliyor.
Skyalp’ten inovatif girişimlere A’dan Z’ye çok yönlü destek
Son kullanıcı ihtiyaçlarından yola çıkarak girişim kuran yapısının içerisinde otomobile dair ihtiyaçların yer alacağı araç servis çözümleri platformu olan Duude bulunurken, satın alıp dönüştürme odaklı yaklaşımı içinde ise araştırma sektörünün tecrübeli ismi DORinsight ve Türkiye’nin ilk ve en büyük izinli veri tabanına sahip online araştırma paneli Napolyon yer alıyor.
Ayrıca Skyalp, bağlı ortaklıkları ve iştirakleri ile bünyesinde toplamda 12 girişim için büyüme ve stratejik altyapı danışmanlığı sunuyor. Bu girişimler şöyle sıralanıyor; Komün, Juphy, Fintables, Talkinvest, Zephlex, İdealdata, TraderBull, FTech Labs, Techne, Sysline, Artiox ve TeklifimGelsin.
iPhone 15 gelmek üzere. Piyasaya sürülmesi için hala somut bir tarih yok, ancak Apple’ın Birleşik Krallık çalışanlarından 7 ve 15 Ekim arasında tatil yapmamalarını istediğini zaten biliyoruz.
Hiç şüphesiz yılın en büyük lansmanlarından biri, bazı tüketiciler çok heyecanlı, diğerleri ise büyük ölçüde yüksek fiyatları nedeniyle yaklaşan telefonu eleştiriyor.
Aslında Apple, iPhone 14’tekilere benzer olması beklense de enflasyon nedeniyle fiyatın çok daha yüksek olabileceği konusunda zaten uyarmıştı.
Şirketin CEO’su Tim Cook, fiyatların yükselmeye devam edebileceğini zaten söyledi: “Üst düzey terminallere olan talep çok yüksek olduğu için fiyatları artırmaya devam etmek için hala yer var”.
Modellere gelince, her zamanki gibi normal ve Pro modelleri olacak. Normal olan kırmızı, mavi ve yeşil renklerde mevcut olacak. Pro modelleri daha özel bir mavi tonuna sahip olacak. iPhone 15 özellikleri hakkında elimizdeki bazı bilgiler;
-Avrupa Birliği onaylı evrensel şarj cihazlarından sonra Lightning bağlantı noktasının yerini alan bir USB-C bağlantı noktasına sahip olacak.
-WiFi 6E ve Qi2 kablosuz şarj ile çalışıyor olacak.
-iPhone 15, 120 Hz yenileme hızına sahip Dinamik Ada ekrana sahip olacak.
-LIPO olarak da bilinen kalıplama teknolojisi üzerine düşük enjeksiyon basıncına dayalı bir ekrana sahip olacak. Sonuç olarak panelin kenarları 1.5 milimetreye inecek.
-8 GB’a kadar RAM kapasitesi.
-iPhone 15 Pro Max, daha büyük bir kamera sensörüne ve periskopik yakınlaştırmaya sahip olacak.
-iPhone 15 Pro, yakındaki cihazlarla gelişmiş bağlantı için yeni bir U2 çipine sahip olacak.
-iPhone 15 Pro, 40W şarjlı lamine bir pile sahip olacak.
-iPhone 15’te fiziksel bir SIM kart yuvası olmayabilir.
WhatsApp grup sohbetlerine katılımcı eklemenin kolay bir yolunu test ediyor, ilk grubunuzu oluşturmak artık daha kolay olacak.
Grup mesajlaşması, dostlarımızla, iş takımlarımızla ve hatta ailelerimizle nasıl iletişim kurduğumuzun temelini oluşturuyor. WhatsAppgibi gelişmekte olan şifreli mesajlaşma hizmetlerine erişim, bu grupları kurmayı da basitleştirdi. WhatsApp, profil resimleri ve video mesajlaşma için yeni ikonlar gibi özelliklerle grup mesajlaşmasını iyileştirmeye yavaş yavaş çalışıyor ve şimdi, geliştiriciler, grup sohbetlerinize katılımcıları eklemek için kullanışlı bir yol üzerinde beta testi yapıyorlar.
Birini bir WhatsApp grup sohbetine eklemek istediğinizde, menülerin derinliklerine gitmeniz gerekiyordu. Sohbetteki üç noktalı düğmeye dokunarak taşma menüsünü açmak, Grup bilgisi’ni seçin ve ardından mevcut üyelerin listesinin üzerindeki Katılımcı ekle düğmesine dokunmak gerekliydi. Eğer ilk gruplarınızı oluşturan biriyseniz veya henüz WhatsApp ile başlamışsanız, bu seçeneği kolay veya açık bulmayabilirsiniz. Belki de bu yüzden, WhatsApp, Google Play Store üzerinden dağıtılan 2.23.16.10 sürümü ile basit bir düzeltmeyi deniyor.
Mesajlaşma uygulaması, şimdi grup sohbet ekranının üstünde yeni katılımcıları ekleyen bir banner’ı ve sohbete insanları eklemek için tek dokunuşlu bir kısayolu test ediyor. Bu küçük düzenleme, herkesin menüler arasında dolaşarak katılımcı eklemek için harcanan değerli dakikaları kurtarabilir ve uygulamayı yeni başlayanlar için daha kullanıcı dostu hale getirebilir.
Her ne kadar bu durumun daha çok ilk durumda kullanışlı olacağını tahmin etsek de, detayları onaylama şansımız olmadı. Çok büyük bir değişiklik olmasa da, bu, WhatsApp üzerinde grup mesajlaşmasına yeni başlayan herkes için kullanıcı deneyimini artıracak gibi görünüyor.
Türkiye’nin SaaS modelinde hizmet veren ilk ve en büyük insan kaynakları platformu Kolay İK, işe alım ve aday takip sistemi Talentics’i 2 milyon dolar değerlemeyle satın aldı.
Çalışanların işe girmeleri ile başlayan insan kaynakları süreçlerinin yönetilmesini sağlayan Kolay İK bu satın almayla birlikte, 19 ülkede hizmet verdiği 1.800’ü aşkın şirketin işe alım süreçlerini de kapsayacak şekilde uçtan uca bir deneyim sunacak. Yapılan açıklamada Kolay İK’nın yeni yönetim yapılanması da duyuruldu. Buna göre Çağlar Yalı CEO, Tunca Üçer COO, Hakan Özen ise CTO olarak çalışmalarını sürdürecek.
Kolay İK 19 ülkede kullanılıyor
Türkiye’de 2015 yılında başladığı faaliyetlerini aldığı yatırımlarla büyüten ve İngiltere’den Amerika’ya kadar 19 ülkede kullanılan insan kaynakları platformu Kolay İK; TurkNet, ebebek, Koton, Bilyoner gibi markalara hizmet veren işe alım ve aday takip sistemi Talentics’i 2 milyon dolar değerleme üzerinden satın aldı. Kolay İK bu zamana kadar 1.800’den fazla şirkette 4 binden fazla İK yöneticisi ile 150 binden fazla çalışanın, izin yönetiminden performans değerlendirmesine kadar tüm insan kaynakları süreçlerini dijital ortamda, entegre bir şekilde yönetmesini sağlıyordu. Satın almayla birlikte artık ilan oluşturma, yetenek havuzu yaratma, aday ve ilgili kişilere takvim gönderme gibi işe alım süreçlerini de kapsayan uçtan uca bir insan kaynakları deneyimi sunulacak.
Yeni yönetim belli oldu, teknoloji ekibi genişledi
Kolay İK, satın almanın ardından yeni yönetim yapılanmasını da açıkladı. Buna göre Talentics’in Kurucu Ortağı Hakan Özen, Kolay İK’nın ortakları arasına katıldı. Kolay İK’nın yeni yapılanmasında şirketin üç ortağından Çağlar Yalı CEO, Tunca Üçer COO, Hakan Özen ise CTO olarak görev aldı. Öte yandan Talentics’in teknoloji ekibi de insan kaynakları alanında yenilikçi ve katma değerli çözümler üretmek için artık Kolay İK bünyesinde çalışmalarına devam edecek. Yeni katılımlarla birlikte Kolay İK’nın teknoloji ekibi 14 kişiden 21 kişiye toplam çalışan sayısı ise 70’e yükseldi.
Çağlar Yalı: “Yeni satın almalarla büyümeyi hedefliyoruz”
Yeni bir şirketi bünyeye katarak büyümeyi, girişimcilik yolculuğundaki en heyecan verici adımlardan biri olarak tanımlayan Kolay İK CEO’su Çağlar Yalı, “Yeni bir ürün, yeni bir ekip ve yeni kullanıcılarla çalışma fırsatı yakalıyoruz. Ülkemizdeki girişimcilik ekosisteminde nadir görülen bu büyüme yöntemini Kolay İK’da başarmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kullanıcımız olan 1.800’den fazla şirketin yüzde 40’ının bir yıl içinde Talentics’i de kullanacağını öngörüyoruz. Bize destek veren tüm kullanıcılarımıza, yatırımcılarımıza ve kısa zamanda harika işler yaparak bizi şimdiden çok heyecanlandıran Talentics ekibine teşekkür ediyorum” dedi. Yalı ayrıca bu satın almanın başarısı ve yatırımcılarının da desteğiyle önümüzdeki dönemde yeni satın almalarla büyümeye devam etmeyi hedeflediklerini söyledi.
Tunca Üçer: “Şirketlerin doğru yeteneklere doğru çözümler ile ulaşmasını sağlayacağız”
Kolay İK COO’su Tunca Üçer, “Kaliteli bir aday takip sistemi ve işe alım yazılımına olan ihtiyaç nedeniyle uzun zamandır çözüm ortağı olarak Talentics ile çalışıyorduk. Bundan sonra birlikte geliştirip sunacağımız ürünler, şirketlerin doğru yeteneğe, doğru ve akılcı çözümlerle ulaşmasını sağlayacak. Talentics’in bu konudaki kendini ispatlamış çözümleri Kolay İK’ya güç katacak. Tüm bunların yanında tek bir platform üzerinden insan kaynaklarının tüm operasyonel süreçlerini üstlenme yolunda büyük bir adım daha atmış olduk. Her geçen gün genişleyen çözüm ortaklarımız ve yenilikçi hizmetlerimizle insan kaynakları profesyonellerinin ve İK’nın temel süreçleri ile ilgilenen herkesin yükünü azaltıp katma değerli işler için alan açmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.
Hakan Özen: “Büyüyen teknoloji ekibimizle ürünlerimiz çok daha güçlenecek”
Kolay İK CTO’su Hakan Özen ise “Talentics’i, işe alımın şirketler için büyük önem taşıdığı bir dönemde operasyonun doğru, veri odaklı, verimli ve minimum manuel süreçle akması için geliştirdik. Kuruluşumuzdan itibaren de kullanıcılarımızın geri bildirimlerine, ihtiyaçlarına ve beklentilerine kulak verdik. Onların işe alım süreçlerini daha verimli kılmanın yanında İK operasyonlarını uçtan uca yönetme ihtiyacı, bizi uzun zamandır çözüm ortağı olarak çalıştığımız Kolay İK ile aynı çatı altında buluşturdu. Bu birliktelik ile ekibimiz büyüdü, teknolojimiz daha da güç kazandı. Bundan sonra da sunduğumuz çözümleri genişletirken ürünlerimizi çok daha güçlendirerek farklı bir boyuta taşıyacağız” açıklamasında bulundu.
Yapay zeka teknolojileri yaygınlaşmaya ve popülerliğini artırmaya devam ediyor. Günümüzde pek çok kişi ve şirket tarafından günlük işleri kolaylaştırmakta kullanılan bu teknoloji, şimdi de Türkiye’deki kamu kurumlarına geliyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, kamuda ihtiyaç duyulan yapay zeka çözümlerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için harekete geçti. İşte ayrıntılar…
Kamu Yapay Zekâ Ekosistemi 2023 projesi için başvurular açıldı
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, TÜBİTAK Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı kapsamında “Kamu Yapay Zekâ Ekosistemi – 2023” çağrısının başvuruya açıldığını duyurdu.
Bakan Kacır; Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi doğrultusunda kamu kurum ve kuruluşlarının ihtiyaç duyduğu yapay zekâ çözümlerinin geliştirilmesi, bu alandaki bilgi birikiminin farklı çözümler için kullanılması ve yaygınlaştırılmasını amaçladıklarını belirtti.
Bakan Kacır, “Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı’nın müşteri kurum olarak yer aldığı çağrıda; finans teknolojileri, akıllı üretim sistemleri, akıllı tarım, gıda ve hayvancılık, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik, e-ticaret teknolojileri ve akıllı eğitim teknolojileri temalarına yer verildi.
Bu temalardan da anlaşılacağı üzere hayatımızın en ihtiyaç duyulan noktalarına yapay zekâ çözümleri getirilmesinin önünü açıyoruz. Bu çağrıyla bilgiyi üreten, geliştiren ve kullanan kurumların bir araya gelmesini hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Türkiye yüzyılı hedeflerini gerçekleştirirken yapay zeka alanında teknolojiyi en iyi kullanan, bu alanda gündemi belirleyen ülkelerden biri olma hedefleri olduğunu belirten Kacır, “Araştıran, geliştiren ve ülkemize yararlı olmak için gayret sarf eden tüm araştırmacılarımızın her zaman yanında olduk. Milli Teknoloji Hamlesi ışığında ülkemizi bilim ve teknolojide hak ettiği yere hep birlikte getireceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Çağrının TÜBİTAK ARDEB’e bağlı Kamu Araştırmaları Destek Grubu (KAMAG) tarafından yayımlandığını belirten TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da “Bu çağrıda, proje başvurusu yapacak konsorsiyumun TÜBİTAK BİLGEM Yapay Zekâ Enstitümüz (YZE) ile başvuru öncesi bir iş birliği protokolü imzalaması gerekiyor. Kamu kurum ve kuruluşlarının çağrı kapsamında belirlenen ihtiyaçları YZE tarafından koordine edilecek.” dedi.
Çağrı başlıklarına yönelik hazırlanacak proje önerilerinin 31.10.2023 tarihine kadar sisteme kaydedilmesi gerekiyor. Çağrıya ilişkin detaylı bilgilere ve başvuru sistemine buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
UNICEF ve Netflix depremden etkilenen gençlerin gelişimini, sosyal hayata yeniden dahil olmalarını ve potansiyellerini gerçekleştirmelerini desteklemek ve gelecekleri için bir umut olmak amacıyla güçlerini birleştiriyor. Kurulacak geçici gençlik merkezi GENÇ ALAN’da gençler için bir dizi aktivite gerçekleştirilecek.
UNICEF bu merkezde altı ay süreyle gençlerin yeni yetkinlikler kazanmalarını ve sosyal becerilerini geliştirmelerini sağlayacak özel bir eğitim programı sunacak. Merkezde ayrıca çeşitli gençlik dostu faaliyetler ve sosyal etkileşim fırsatları da sağlanacak.
Merkez gençlerin spor ve sanat aktivitelerine katılabilmeleri ve sosyalleşebilmeleri için güvenli bir ortam yaratacak ve Nurdağı’ndaki GENÇ ALAN’da sunulacak aktivitelerden 1.000’den fazla genç faydalanabilecek.
UNICEF ve Netflix, Gaziantep Nurdağı’nda GENÇ ALAN isimli tam donanımlı bir gençlik merkezi kuruyor.
Netflix ise merkezin finansmanını üstlenmenin yanı sıra gösterimi yapılacak film ve belgesel içeriklerini sağlayacak, gençlerin yaratıcı yeteneklerini geliştirmeye yönelik atölye çalışmaları düzenleyecek ve mentorluk sunacak. Gençlerin kreatif sektörün önde gelen isimleriyle bir araya gelmesine de aracılık etmeyi hedefleyen Netflix Türkiye ekibi, ilgili aktivitelere doğrudan destek olacak.
Türkiye’de depremlerin çok ağır hasar yarattığı illerde Haziran 2023 itibariyle yaklaşık 2,4 milyon insan devletin veya vatandaşların desteğiyle kurulan geçici konaklama merkezlerinde yaşıyor. Okul binalarında meydana gelen hasarlar nedeniyle 350 binden fazla mülteci ve göçmen çocuk dahil yaklaşık 4 milyon çocuk ve yaklaşık 218 bin öğretmen halihazırda düzenli eğitime erişemiyor.
Kamu ve özel sektör iş birliğinin önemini ortaya koyan değerli bir örnek
UNICEF’in Türkiye Temsilcisi Paolo Marchi ortaklıkla ilgili olarak: “6 Şubat depremleri Türkiye’de ve birçok gencin hayatında eşi görülmemiş ölçekte bir trajedi yarattı. İlk günden beri gece gündüz çalışarak depremden etkilenen çocuk ve gençlere insani yardım sağlamak için çabalıyoruz. Netflix ile iş birliğimiz sayesinde depremden etkilenen Nurdağı bölgesindeki gençleri destekleyebilecek, gelişimleri açısından kritik önem taşıyan kreatif beceriler kazanmalarına yardımcı olmaya devam edeceğiz. Bu, kamu ve özel sektör iş birliğinin, gençlerin hayatlarına ne kadar değer katabileceğinin harika bir örneği. UNICEF ve Netflix ekiplerinin birlikte çalışarak hazırladığı bu program, depremden etkilenen birçok genç için iyileştirici olacak ve gelecek için umut verecek” dedi.
Sanatın ve kreatif alandaki aktivitelerin iyileştirici ve birleştirici gücü
UNICEF ile anlamlı bir proje için bir araya gelmekten gurur duyduklarını belirten Netflix Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Kamu İlişkileri Direktörü Pelin Mavili ise: “Sanatın ve kreatif alandaki aktivitelerin iyileştirici, birleştirici gücüne inanıyoruz. 23 Nisan’da Hatay ve Kahramanmaraş’taki çocuklarımız için sektör ortaklarımızla başlattığımız Renkli Hayaller Sahnesi projemizi tamamlar tamamlamaz, bu kez UNICEF ile Gaziantep’te çok kıymetli bir iş birliğine imza atıyoruz. Amacımız deprem bölgesindeki gençlerimizin geleceğe umutla bakmalarına aracı olmak; onlara potansiyellerini ve yeteneklerini keşfetmelerine imkân sağlayan bir alan sunmak. Yaralarımızı hep birlikte sarmak için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve ‘Sürdürebilir Sosyo-Ekonomik Uyum için Girişimcilik Kapasitelerinin İyileştirilmesi (ENHANCER) Projesi kapsamında; Ankara, Adana, Gaziantep, Hatay ve Şanlıurfa’da faaliyet gösteren kooperatif ve kooperatif birlikleri için “İstihdam Yaratma Odaklı Kooperatif Hibe Programı” 1 Haziran 2023 tarihinde açıklandı. Geçtiğimiz ay çevrimiçi tanıtım toplantısı da yapılan ve toplam 2,592,000 Avro hibe desteği verilecek olan program kapsamında uygulama illerinde yüz yüze yapılan bilgilendirme toplantıları tamamlandı.
ICMPD (Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi) tarafından, T.C Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonuyla yürütülen ENHANCER Projesi kapsamında çağrısına çıkılan İstihdam Yaratma Odaklı Kooperatif Hibe Programı’nın her ilde ayrı ayrı gerçekleştirilen bilgilendirme toplantılarına; kooperatif, kooperatif birlikleri, belediyeler ve kamu kurum kuruluşlarının il müdürlüklerinden toplam 150’ye yakın temsilci katıldı.
Avrupa Birliği başarılı bulunan başvurulara hibe verecek
Hibe Programı kapsamında başarılı bulunan ve hibe almaya hak kazanan başvuru sahipleri 40 bin ile 200 bin Avro tutarları arasında hibe desteği alabilecek. Hibe programının açıklandığı tarihten en az 1 yıl önce kurulmuş kooperatif ve kooperatif birliklerinin başvurabileceği hibe programı rehberinde yer verilen değerlendirme kıstasları kapsamında; kadın kooperatiflerine öncelik verilecek. Geçici Koruma Altındaki Suriyelilerin, Kadınlarımızın ve gençlerimizin kayıtlı istihdamını hedefleyen başvuru sahipleri de yine öncelikli olacak.
Sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen ENHANCER projesi ile birlikte, projenin uygulama illerinde istihdam sayısının da artması amaçlanıyor.
FBI, bu Cuma günü telefon röportajında yapay zeka programlarının desteklediği siber saldırıların çoğalmasına ilişkin sert bir hatırlatma ve uyarı yayınladı. Devlet kurumuna göre, kimlik avı saldırılarının veya kötü amaçlı yazılım geliştirmenin bir parçası olarak yapay zeka teknolojisini kullanan ve sapkınlığa dönüşen insanların sayısı endişe verici bir oranda artıyor ve operasyonlarının etkisi yavaş yavaş azalıyor.
ChatGPT gibi kilitli yapay zeka modellerinin bile en son güvenlik sistemlerinden kaçma konusunda becerikli kötü amaçlı yazılımlar geliştirmek için nasıl kullanıldığına dair raporlar ele alındı. Polimorfik kötü amaçlı yazılım, bilindiği üzere, eskiden çok yetenekli bir siyah şapkalı kodlayıcı gerektiren bir yazılım parçası; şimdi, herkes tarafından yapılabiliyor.
Üst düzey bir FBI yetkilisi, “Zamanla yapay zeka modellerinin benimsenmesi ve demokratikleşmesi devam ettikçe bu eğilimlerin artmasını bekliyoruz” diyor.
Ancak Open AI’dan ChatGPT ve Anthropic’ten Claude 2’nin duvarlarla çevrili bahçelerinin ötesinde, açık kaynaklı AI dünyası, kolluk kuvvetlerinin odak noktası. Bu, seçtiğiniz bir temel modeli alabileceğiniz ve onu, özel ihtiyaçlarınıza göre ince ayar yapmak için istediğiniz belgeler üzerinde eğitebileceğiniz dünya olarak karşımıza çıkıyor.
Bu ihtiyaçlar, dünyaya hükmetmeye kararlı, kendi kendini alt eden esprili bir ChatGPT klonundan; Dark Web ve onun dilbilimsel alt kültürü aracılığıyla dolambaçlı yoldan gitmek; ve son olarak WormGPT gibi aboneliğe dayalı tekliflerin kıyılarına kadar uzayan bir iş.
Bu sonuncusu özellikle çetrefilli bir sorun gibi geliyor: Müstakbel bilgisayar korsanları artık abonelik tabanlı, siyah şapka odaklı bir ChatGPT klonunun hizmetlerine erişebiliyor. Birisinin uzaktan kimlik avı saldırısı başlatması için bundan daha uygun bir ortam yok.
Saldırgan, bu araçlarla tüm web sayfasını oluşturmayı, e-posta yanıt zincirini ve süreçle ilgili hemen hemen tüm işi kolayca otomatik hale getirebiliyor. Ya da, mevcut siber güvenlik yeteneklerinden kaçmakta usta olan kod polimorfik kötü amaçlı yazılım ve savunma zaten dezavantajlı durumda. FBI, arama sırasında hangi belirli açık kaynaklı AI modellerinin kullanıldığını belirlemedi, ancak yalnızca bir sorun olduğunun kabul edilmesi bile yeterince açıklayıcı.
FBI ayrıca, gerçekte hiç gerçekleşmemiş ve yapay zeka tarafından üretilen içerik olan deepfakes alanında dava edilebilecek üretici yapay zeka teknolojisinin çoğalmasını çevreleyen güvenlik endişelerini vurguladı. Deepfake, dijital olarak doğrulanamayan bir basın toplantısının yaşadığımız dünyada ne kadar tehlikeli hale getirilebileceğini anlamak zor. Bu sorun, doğrudan sentetik verileri acil verilerden ayırma bilmecesine götürüyor.
OpenAI, Microsoft, Google ve Meta dahil olmak üzere bir dizi yapay zeka devi yakın zamanda Beyaz Saray’da bu tür filigran teknolojisini tanıtma sözü verdi. Ancak OpenAI, amacı yalnızca bu tür sentetik verileri tanımlamak olan AI Sınıflandırıcı aracını daha bu hafta kapattı. Ancak yalnızca %26’lık başarı oranı nedeniyle OpenAI’ın kapatması en iyisi.
Bu sayfada bağlantılı örneklerin önerdiği gibi, özel olarak uyarlanmış, açık kaynaklı, üretken AI teknolojisinin yaygınlaşması kesin. Açık kaynağa geçtikleri andan itibaren onları kontrol altına alma anı geçti; ve zamanla, daha iyi donanım ve teknikler, özel bir AI modeline sahip herkesin onu geliştirmesine izin verecek.
Her şey gibi, yapay zeka kullanımı da FBI’ın önemsediği şeylerden otomasyon kolaylığı nedeniyle yeni işler kurmaya ve Cyberpunk 2077 gibi oyunlarda tüm maceraları yaratmaya kadar çeşitlilik gösterecek.
Proje yönetim araçları arasında yer alan Asana önemli bir kullanıcı kitlesine sahip. Peki Asana nedir be nasıl kullanılır?
Asana, çok çeşitli şirketlerin kurumsal ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olmayı amaçlıyor. Özelleştirilebilir bir işyeri içerik yönetim sistemi görevi görüyor. Daha açık bir ifadeyle, projeleri kolaylaştırmaya yardımcı olan gelişmiş bir organizasyon aracı.
Asana, her büyüklükteki iş yerinin ilerlemesini analiz edebiliyor. Sorunları tek bir yerde ele alabilmesi için yapılan özel bir akışa sahip. Sürekli toplantılara, e-posta güncellemelerine ve notlara olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor. Asana, şirketlerin ve içlerindeki ekiplerin işleri olabildiğince verimli bir şekilde halletmeleri için bir sistem bulmalarına yardımcı oluyor. Bunun için çok çeşitli özelliklere sahip.
Asana’nın ana özelliği, proje ve görev yönetimi araçları olması. Belirli projeleri bir bütün olarak barındırmak için listeler veya panolar oluşturabiliyorsunuz. Bunlar, söz konusu projelerde yer alan tüm girişimleri, toplantıları ve programları detaylandırıyor. Oradan, bu projeleri daha kolay yönetilebilir hale getirmek için görevlere ve alt görevlere bölebilir ve tamamlama adımlarını listeleyebiliyorsunuz.
Belirli kişilere görevler verin. Böylece herkes kimin ne üzerinde çalıştığını biliyor.
Görevleri düzenli tutmak için bölümler veya sütunlar halinde gruplandırın.
Son teslim tarihlerini de kapsayacak şekilde başlangıç tarihlerini ve bitiş tarihlerini atayabilirsiniz.
Belirli görevleri için başlangıcı kolay hale getirmek amacıyla yeniden kullanılabilen şablonlar oluşturabilirsiniz.
Bazı görevlerin diğerleri başlamadan önce ne zaman tamamlanması gerektiğini belirtmek için görev bağımlılıkları ekleyin.
Herkesin projeyi kronolojik olarak görebilmesi için görevlerinizi bir zaman çizelgesinde görüntüleyin.
Görev atama ve önceliklendirme gibi süreçleri otomatikleştirmek için kurallar oluşturun.
Bir dizi entegre yazılımdan ekler ekleyin.
Gelen Kutunuz, tüm mesajlarınızı ve bunlarla ilişkili görevleri izler. Burada mesajlara görevler ekleyebilirsiniz ve devam eden tartışmalar için proje konuşmalarını kullanabilirsiniz. Ayrıca görüntülerin ve PDF’lerin provasını yapabilirsiniz. Herhangi bir yorum, ekibin hangi düzeltmelerin yapılması gerektiğini bilmesi için görevlere bile dönüştürülebiliyor.
Yönetim ve raporlama araçları
Asana’nın raporlama araçları, proje güncellemelerini düzenli tutmayı ve gerektiğinde güncelleme hatırlatıcıları göndermeyi kolaylaştırıyor. Asana’yı herkesi aynı sayfada tutmak için “Hedefler” ve sıkı çalışmayı ödüllendirmek ve teşvik etmek için “Dönüm Noktaları” belirlemek için kullanabilirsiniz. Ayrıca, ekibinize hızlı bir şekilde mesaj göndermek için projeler ve portföyler için durum güncellemeleri oluşturabilirsiniz. Devam eden tüm proje ve görevlerin durumunu aynı anda görmek ve gerekirse sorunlu alanları belirlemek için Gösterge Tablonuzu kontrol edebilirsiniz.
Slack iş yaşamında mesajlaşmayı kolaylaştırıyor ve iş planlarınızı sade şekilde yapmanızı sağlıyor. Peki Slack nasıl kullanılır?
Slack temelde iş için kullanılan mesajlaşma uygulaması görevi görüyor. Birden fazla cihaz ve platformda kullanılabilen ekipler ve işyerleri içindir ve yalnızca iş arkadaşlarınızla bire bir değil, aynı zamanda gruplar halinde de sohbet etmenize olanak tanıyan sağlam özelliklerle donatılmış.
Diğer uygulama ve hizmetlerle entegre olmanın yanı sıra onlarla dosya yükleyebiliyor ve paylaşabiliyorsunuz. Özel emoji oluşturma yeteneği de dahil olmak üzere hemen hemen her ayarı ayrıntılı olarak kontrol edebiliyorsunuz.
Slack ekibinize katılmaya davet etmek istediğiniz ortakların e-postalarını girin
Slack takım sohbetiniz daha sonra bir tarayıcı penceresine yükleniyor.
Temel bilgileri öğrenmek için yanında görünen kısa öğreticiyi gözden geçirin
Slack’ten faydalanabilmek için mobil uygulamayı (iOS / Android) ve masaüstü uygulamasını (Mac / Windows) yükleyebilirsiniz. Aksi takdirde, Slack’e bir tarayıcı penceresinden erişmekle sınırlı kalacaksınız. Bir tarayıcıda kullanılabiliyor ve tarayıcıyı daha da iyi hale getirmek için masaüstü bildirimleri gönderecek şekilde ayarlayabilirsiniz. Ancak özel Slack uygulaması, sohbetleri yönetmeyi ve sohbetleri takip etmeyi çok daha kolay hale getiriyor.
Bir Slack ekibine katılmaya davet edilenleriniz, davetinizi içeren bir e-posta alacak. Daveti e-posta yoluyla kabul edebilirsiniz. Ardından bir kullanıcı adı ve şifre girebilirsiniz. Tercihlerinizi ise ayarlar bölümünden yönetebilirsiniz. Ayarlar menüsüne erişmek için kullanıcı adınıza veya Slack takım adının yanında açılan oka tıklayabilirsiniz. Buradan tercihlerinizi ayarlayabilirsiniz. Profilinizi ve hesabınızı görüntüleyerek, bir Yardım/Geri Bildirim sayfasına erişebilirsiniz.
Ayrıca yıldız eklediğiniz her şey, Kanallar bölümünün üzerinde ve kenar çubuğunda ekip adınız ve kullanıcı adınızın altında görünüyor. Yıldızlar, Slack’te bir öğeyi önemli olarak işaretlemenin bir yolu. Kanalları veya doğrudan mesajları sol kenar çubuğunuzun üstüne taşımak için yıldız ekleyebilirsiniz. Ayrıca Slack’te mesajlara yıldız ekleyebilirsiniz, böylece onlara daha sonra kolayca geri dönebilirsiniz.
İş düzenini planlama konusunda Notion önemli bir kolaylık sağlıyor. Peki Notion nasıl kullanılır? Veritabanları ve blok nasıl oluşturulur?
Notion kendisini “hepsi bir arada çalışma alanı” olarak tanımlıyor. Mac ve Windows için masaüstü uygulamalarına sahip. Ancak Notion’a tarayıcınız üzerinden de erişebiliyorsunuz. Notion , yakın geçmişteki en hızlı büyüyen üretkenlik araçlarından biri. Notion’ın boş sayfa yapısı, kullanımı bir hayli kolaylaştırıyor. Bu makalede, Notion’ı kullanmaya başlamanın ve temellerini anlamanın bazı yaygın ve kolay yollarını paylaşacağız.
Notion’ın temel öğesini blok olarak tanımlayabiliriz. Bloklarla her türlü yazılı içeriği oluşturabileceğinizi hızlıca göreceksiniz. Görüntüler, PDF’ler veya YouTube videoları gibi her tür medyayı blokların içine kolayca gömebilirsiniz. . Son zamanlarda bloklar, kullanıcıların Figma dosyalarını doğrudan Notion’a eklemelerine izin verecek hale geldi. Framer prototiplerini, bir Google Haritası ekleyebilir ve hatta OneDrive’da depolanan dosyaları doğrudan bir bloğun içine gömebilirsiniz. Notion’daki temel blok, Notion’ın ilk günlerinden bu yana muazzam bir şekilde gelişti ve şimdi dosyalarla çalışmanın yeni yollarının kilidini açtı.
Notion’da aslında veritabanları sayfa koleksiyonları işlevi görüyor. Bir veritabanı içindeki her öğe, içinde diğer alt sayfaları vb. depolayabileceğiniz kendi düzenlenebilen sayfa yapısı anlamına geliyor. Bir veritabanındaki her sayfa, kaydedilen dosyalarınızı çeşitli şekillerde görüntülemek üzere etiketlemenize olanak tanıyor.
Her veritabanı görünümü türü bir düzen olarak kabul ediliyor.
Tablo düzeni: Bu görünüm, öğelerinizi satırlar ve sütunlardan oluşan bir sayfada gösteriyor.
Pano düzeni: Eskiden “Kanban görünümü” olarak bilinen bu görünüm, öğelerinizi özelliğine göre gruplandırıyor. Sayfayı gruplar arasında soldan sağa veya sağdan sola taşımanıza olanak tanıyor.
Zaman çizelgesi düzeni: Bu görünüm, öğeleri tarih özelliklerine göre sıralar ve öğeleri soldan sağa bir zaman çizelgesinde görselleştirmenize olanak tanıyor.
Takvim düzeni: Bu görünüm ayrıca öğeleri tarih özelliklerine göre sıralar ve öğeleri geleneksel bir takvime yerleştiriyor.
Liste düzeni: Bu basit görünüm, tüm öğelerinizi uzun bir listede gösteriyor. Listeyi hangi özelliklere göre sıralayacağınızı özelleştirmenizi sağlıyor.
Galeri düzeni: Bu görünüm en iyi şekilde resim özellikleri veya dosyalarla kullanılıyor. Öğelerinizi görseller için harika olan daha büyük kartlarda sergiliyor.
Notion’a alışmanın en iyi yolu, içeri girip bazı bloklar, sayfalar ve veritabanları ile denemeler yapmak. Tüm farklı blok türlerine erişmek tüm seçenekleri görebilirsiniz.
Airbnb mülk kiraya vermek veya kiralamak isteyen kişileri bir araya getiriyor. Peki Airbnb nedir ve nasıl kullanılır?
Airbnb konaklama konusunda benzersiz bir yaklaşım benimsiyor. Paylaşım ekonomisinin bir parçası olan Airbnb, size otel yerine kalacak yer olarak birinin evini sunuyor. Airbnb’de, Avrupa’daki sırt çantalı gezinizde konaklayabileceğiniz yerler bulabilirsiniz. Ayrıca Los Angeles’taki stajınız sırasında bir aylığına kiralayabileceğiniz bir yer seçebilirsiniz. Taşınmayı düşündüğünüz bir şehri keşfetmenin veya sadece bir hafta sonu geçirecekseniz 2022’deki geleneksel otel seçeneklerine bir alternatif bulmanın harika bir yolu. Kendi evinizde fazladan yer kiralamak istiyorsanız Airbnb aracılığıyla ev sahipliği yapabilirsiniz. Bir misafirin konaklamasına izin vererek para kazanabilirsiniz. Peki Airbnb nedir ve nasıl bugüne ulaştı?
Airbnb’nin kurucuları Joe Gebbia, Brian Chesky ve Nathan Blecharczyk, işi 2008’de geliştirdi. Başlangıçta Gebbia ve Chesky, kira ödemek için fazladan birkaç dolar kazanmak için kendi yerlerini pansiyon olarak kullanmaya başladı. San Francisco bölgesine gelen büyük bir tasarım konferansı ve o sırada biletleri tükenen otellerle dolu bir şehirle, fikir için potansiyel bir pazar gördü. Daha sonra airbedandbreakfast.com adlı bir web sitesi geliştirdi.
Başlangıç , birkaç iniş ve çıkış yaşadı ve en az üç ayrı lansmandan geçti. Son olarak, Air Bed & Breakfast, yeni finansmanla 2009’da Airbnb oldu. Bu, şirketin dönüm noktası oldu. Airbnb, 2020’de ABNB altında halka açılarak önemli bir başarı elde etti. Aslında Airbnb mülk sahibi değil Kiraya vermek isteyenler ile kiralık yer arayanlar arasında aracı görevi görüyor. Airbnb’de hesap oluşturmak ücretsiz ve nispeten basit. Bunu yapmak için adınızı, e-posta adresinizi, doğum gününüzü ve bir şifre giriyorsunuz. Airbnb ayrıca ırk, din, cinsiyet veya diğer faktörlerden bağımsız olarak herkese eşit davranmayı kabul etmenizi istiyor. Kabul ettiğinizde hesabınız aktif hale geliyor. Ayrıca Facebook veya Google üzerinden kayıt olabilirsiniz. Airbnb, Savannah, Georgia’dan Honolulu, Hawaii’ye ve uluslararası listelere kadar haritanın her yerinde kayıtlara sahip. Hizmet şu anda dünya çapında yaklaşık 220 ülkede 5.6 milyondan fazla listeye sahip. Bir kaydı tıkladığınızda, o kayıtla ilgili yerin boyutu ve olanakları, check-in ve fiyatlandırma bilgileri, alanın ayrıntılı açıklaması, ev kuralları, güvenlik özellikleri ve kullanılabilirlik. Ayrıca diğer konukların yorumlarını ve ev sahipleriyle ilgili bilgileri de göreceksiniz. Örneğin, Honolulu’daki bir kaydın sahipleri “sörf yapmayı, tüplü dalışı, uçurtma sörfünü, koşmayı ve Oahu’daki güzel doğa parkurlarında yürüyüş yapmayı sevdiklerini” söylüyor.
Listeyi beğendiyseniz, rezervasyon talebinde bulunabilirsiniz. Site, bilgilerinizin daha fazlasını girmek gibi birkaç adım daha uygulamanızı istiyor. Bu adımları bitirdikten sonra, talebinizi tamamlayabilirsiniz. Daha sonra ise odanızın ödemesini yapabilirsiniz. İlk rezervasyonunuzdan sonra süreç çok daha hızlı ve kolay.
X, bir tane daha açık sözlü eleştirmenlerinden birine karşı yasal işlem başlatabilir. Dijital Nefretle Mücadele Merkezi (CCDH), bir mektupta X’in, nefret karşıtı grubu sosyal medya devine karşı “yanlış veya yanıltıcı” iddialarda bulunduğu ve reklamcıları korkutmaya çalıştığı iddiasıyla 20 Temmuz’da dava açmakla tehdit ettiğini söylüyor. Merkez, Haziran ayında, X’in, aksi yöndeki politikalara rağmen, bildirildikten günler sonra bile açıkça rahatsız edici içeriklere sahip gönderilere izin verdiğini iddia eden bir araştırma makalesi yayınladı.
X, CCDH‘yi zayıf metodoloji kullanmakla ve hizmette her gün 500 milyon gönderiyi incelemek ile suçladı. The New York Times’a göre, Merkez’in “gizli bir gündemin” parçası olarak rakiplerden veya yabancı hükümetlerden fon aldığını da ileri sürdü. Hiçbir zaman kapsamlı bir çalışma yürüttüğünü iddia etmediğini belirten ve belgelenmiş metodolojisine işaret eden CCDH tüm iddiaları reddediyor. X’in neyin yanlış olduğunu asla söylemediğini ve şirketlerden veya hükümetlerden herhangi bir fon kabul etmediğini ekliyor.
Araştırmacılar ayrıca, X’in sözde sınırlı araştırmalara saldırdığı ve aynı zamanda bu çalışmaları yürütme yeteneğini engellediği için ikiyüzlü davrandığını iddia ediyorlar. Platform kısa bir süre önce, aşırı veri kazımayı önlemek için geçici bir önlem olduğunu söylediği okuma oranı sınırlarını uygulamaya koydu. Şirket, bazı kazıyıcıların yapay zeka modellerini eğitmek ve manipülasyon kampanyaları yürütmek için araçlarını kötüye kullandığına inanıyor. Blue aboneleri bile günde 8.000 gönderiyi görüntüleme sınırına sahip, bu da kapsamlı araştırma yapmayı pratik yapmıyor.
X, iletişim ekibini dağıttı ve yorum yapmak için müsait değil. CCDH, “zorbalığa uğramayacaklarını” ve araştırmasını yayınlamaya devam edeceğini söylüyor. Ayrıca orijinal mektubu yayınlamayı planlıyor ve “anlamsız” iddialarla açılan bir davanın riskli olabileceğine inanıyor.
Raporlar, Musk’ın şirketi geçen yıl satın almasından bu yana X’in reklam satışlarının yarı yarıya düştüğünü gösteriyor. Yönetici, göçü firmayı kasıtlı olarak iflas etmeye çalışan Avrupalı ve Kuzey Amerikalı pazarlamacılara bağladı, ancak NYT ile konuşan çalışanlar, reklamverenlerin Musk’ın satın almasından sonra nefret söylemlerindeki artışa karşı çıktıklarını ileri sürdüler. GM ve Volkswagen gibi markalar, X için reklam harcamalarını dondururken, diğerlerinin çabalarını azalttıklarına inanılıyor.
X, son haftalarda başkalarına karşı yasal işlem başlatmak ile tehdit ediyor. Microsoft’u veri kullanım politikasını ihlal etmekle suçladı ve Meta’yı, sözde temel özellikleri Threads ile kopyaladığı için dava etmekle tehdit etti. Teknoloji devi ayrıca, önceki yönetimin Musk’a devri sırasında fazla fon aldığı iddiasıyla bir hukuk firmasına da dava açtı.
Son birkaç yılda, tehdit aktörlerinin yetkisiz erişim elde etme ve zor kazanılmış paranızı çalma çabalarını artırdıkları bir sır değil. Bu çabaların bir parçası olarak bilgisayar korsanları, kurbanların fotoğraflarını şifreliyor ve hassas bilgiler için taramak üzere optik karakter tanıma kullanan ‘CherryBlos’ ve ‘FakeTrade’ adlı iki yeni kripto para hırsızı kötü amaçlı yazılım geliştirdiler.
İlk olarak Trend Micro tarafından keşfedilen ve Nisan 2023’ten beri dağıtımda olan CherryBlos kötü amaçlı yazılımı, çeşitli sosyal medya ağları aracılığıyla yayılarak masum yapay zeka araçları veya kripto para madencileri kılığına girerek masum kullanıcıları kandırıyor. Kötü amaçlı yazılım yüklendikten sonra önemli işlevlere erişmek için izin ister ve ardından kendisine ek ayrıcalıklar vererek kullanıcının zararlı faaliyetlerini durdurmasını zorlaştırıyor.
Kötü amaçlı bu yazılım, oturum açma kimlik bilgilerini ele geçirmek için resmi uygulamaları yakından taklit eden sahte kullanıcı arayüzlerini yüklemek gibi genel taktikleri kullanırken, aynı zamanda virüslü cihazda depolanan resimlerden ve fotoğraflardan değerli verileri çıkarmak için OCR’yi kullanıyor. Bunun nedeni, birçok kripto para cüzdanının, bir kullanıcının asıl cüzdanını unutması durumunda kurtarma parolasına sahip olması. Bununla birlikte, kullanıcılar genellikle kurtarma parolasının ekran görüntülerini alır ve OCR, kötü amaçlı yazılımın bu tür ekran görüntülerini aramasına ve bunları uzak bir sunucuya yüklemesine izin vererek kurbanın hassas verilerini önemli ölçüde risk altına sokuyor.
CherryBlos kötü amaçlı yazılımına ek olarak, aynı tehdit aktörleri, Play Store’da Malezya, Vietnam, Endonezya, Filipinler, Uganda ve Meksika’daki kullanıcıları hedefleyen dolandırıcılığı para kazandıran şaşırtıcı uygulamayı içeren geniş FakeTrade kampanyasının da arkasındaydı.
Tehdit aktörlerinin çeşitli kanallar aracılığıyla kötü amaçlı yazılım yayması yeni bir şey olmasa da, bu kötü amaçlı APK’lardan birinin, yani Synthnet’in meşru bir uygulama kılığına girerek Google Play’e girmesi ciddi endişelere yol açıyor. Neyse ki Google, önemli bir zarara yol açmadan hemen müdahale etti ve uygulamayı kaldırdı, ancak uygulama binin üzerinde indirme topladı.
Bu tür tehditlere yanıt olarak Google, 31 Ağustos 2023’ten itibaren kuruluş olarak kayıt olan tüm yeni geliştirici hesaplarının, uygulamaları göndermeden önce Dun & Bradstreet tarafından atanan geçerli bir D-U-N-S numarası sağlamasını zorunlu kılacak. Bu hamle, yalnızca platformun kötü amaçlı yazılımları dağıtmak için kötüye kullanılmasını önlemekle kalmayacak, aynı zamanda genel güvenliği de artıracak.
OpenAI’nın ChatGPT uygulaması, 160’dan fazla ülkede Android üzerinde kullanıma sunuldu.
Android için ChatGPT uygulaması, Türkiye, İngiltere, Kanada, Avrupa Birliği ülkeleri ve Ukrayna da dahil olmak üzere 160’dan fazla ülkede kullanıma girdi. Android için ChatGPT, bir sohbet botuyla yazışmanıza ve sorularınıza yanıt almanıza olanak sağlıyor. Geliştiriciler, OpenAI’nın Whisper konuşma tanıma sistemi sayesinde sesle sorgu girişi yapma yeteneğini de eklediler.
Ayrıca, cihazlar arasında sohbet geçmişini senkronize etme ve yazışmaları dışa aktarma fonksiyonları mevcut. İstenirse, kullanıcı sohbet botunun dil modelini yeniden eğitmek için veri toplamasını önleyebilir.
Uygulama, Google Play Market‘ten indirilebiliyor. Sistem yazılımı olarak Android 6.0 ve üzeri gerekiyor.
Red Hat Consulting, demiryolu şirketinin işleri için kritik öneme sahip olan uygulamalarını Red Hat AMQ Streams ile yeni bulut ortamına taşımasına yardımcı oluyor. Açık kaynak çözümlerinde dünya lideri Red Hat, İsviçre Federal Demiryolları (Swiss Federal Railways, SBB) ile geniş kapsamlı bir BT taşıma projesi için birlikte çalıştığını duyurdu. Red Hat Consulting, Red Hat AMQ Streams‘i kullanarak SBB’nin Apache Kafka hizmetlerini yeni bulut ortamına en düşük kullanım dışı kalma süresiyle taşımasına yardımcı oldu.
Artan maliyetlerin baskısı, COVID-19 pandemisi sırasında önemli seviyelere ulaştı. Bunun sonucunda SBB’nin BT ekibi de esnekliklerini artırmak ve maliyetlerini azaltmak için iş yüklerini farklı bir bulut ortamına taşımaya karar verdi.
SBB’nin BT departmana bu projeyi kısa sürede tamamlama görevi verildi. Uygulama hizmetlerinin büyük bir kısmı planlandığı şekilde başarıyla taşınsa da Apache Kafka gibi altyapının taşınmasında gecikmeler oldu. SBB de taşıma sırasındaki teknik karmaşıklıkları aşmalarına yardımcı olması için Red Hat ile iletişime geçti.
Sıkışık takvime, ekiplerin öğrenimi için ayrılan kısa zamana ve SBB’nin Kafka veri platformuna dair bilgi birikiminin taşıma sırasında istikrarlı şekilde artmasıyla SBB Kafka ve RH Consulting ekipleri 57 uygulamayı zamanında taşımayı başardı. Taşınan uygulamalar arasında müşteri hizmetleri için araçlar, kurumsal arka yüz (backend) sistemleri ve kapasite planlama çözümleri bulunuyordu. SBB’nin işleri için kritik öneme sahip olan hizmetleri gibi veri açısından büyük uygulamalar bile bu süreçte en düşük kullanım dışı kalma süresiyle çalışmaya devam etti.
SBB ve RH ekipleri, ekipler arası iş birliğiyle sürekli iyileştirilen DevOps prensiplerine bağlı olarak daha dayanıklı ve adım adım bir taşıma süreci yürütmeyi hedefledi. Platform mühendisleri BT operasyonlarını kolaylaştırmaya ek olarak geliştirme ekipleri için yeni hizmetlerin devreye alınmasını ve çalıştırılmasını hızlandırmaya yardımcı olmak için otomatikleştirilmiş altyapı operasyonlarıyla self servis imkanlar sağlamaya yardımcı oldu.
Red Hat İsviçre Ülke Müdürü Richard Zobrist, konuyla ilgili şunları söylüyor: “Pandemiden beri demiryollarının hissettiği artan maliyetler göz önünde bulundurulduğunda çevik ve başka sistemlerle birlikte çalışabilen bulut platformları oluşturmak, demiryolu şirketlerinin teknoloji yatırımlarından en yüksek değeri elde etmeleri için hayati önem taşıyor. Red Hat’in açık iletişim, çeviklik ve DevOps çalışmalarındaki uzmanlığı, SBB’nin daha esnek bir bulut ortamına verimli bir şekilde geçmesine yardımcı oldu.”
SBB Ürün Müdürü Thierry Peng ise “Red Hat’in uzman ekibiyle birlikte çalışmak çok güzeldi. Birlikte karmaşık bir projeyi belirlenen zamanda bitirmeyi başardık. Buluta geçiş yapmak BT modernizasyonumuzda önemli bir kilometre taşıydı ve SBB’nin müşterilerinin ilerleyen duyacağı ihtiyaçları şimdiden gidermesini sağladı” diyor.