Yapay zeka kullanım alanları

Yapay zeka kullanım alanları ile kullanıcılar için günlük rutinleri ortadan kaldırıyor. İş süreçlerinde verimlilik ve hız kazandırıyor.

Yapay zeka teknik sistemlerin çevrelerini algılamasını, algıladıklarıyla ilgilenmesini, sorunları çözmesini ve belirli bir hedefe ulaşmak için hareket etmesini sağlıyor. Yapay zeka sistemleri, önceki eylemlerin etkilerini analiz ederek ve otonom olarak çalışarak davranışlarını belirli bir dereceye kadar uyarlama yeteneğine sahip. Bazı yapay zeka teknolojileri 50 yılı aşkın bir süredir var. Ancak bilgi işlem gücündeki gelişmeler, muazzam miktarda verinin kullanılabilirliği ve yeni algoritmalar, son yıllarda büyük yapay zeka atılımlarına yol açıyor.

Başlıca kullanım alanları

Çevrimiçi alışveriş ve reklamcılık

Yapay zeka, kullanıcıların önceki aramalarını ve satın alma işlemlerini analiz ediyor. Bununla birlikte diğer çevrimiçi davranışlarına dayalı olarak insanlara kişiselleştirilmiş öneriler sağlıyor. Yapay zeka ürünleri optimize etme, envanter planlama, lojistikte bir hayli etkili.

İnternet aramaları

Arama motorları, kullanıcıları tarafından alakalı arama sonuçları sağlamak için sağlanan geniş veri girişinden öğreniyor.

Dijital kişisel asistanlar

Akıllı telefonlar, mümkün olduğunca alakalı ve kişiselleştirilmiş hizmetler sağlamak için yapay zekayı kullanıyor. Soruları yanıtlıyor, önerilerde bulunabiliyor. Günlük rutinleri düzenlemeye yardımcı olan sanal asistanlar her yerde erişilebilir hale geldi.

Makine çevirileri

Yazılı veya sözlü metne dayalı dil çeviri yazılımı, çevirileri sağlamak ve iyileştirmek için yapay zekaya güveniyor. Bu, otomatik altyazı gibi işlevler için de geçerli.

Akıllı evler, şehirler ve altyapı

Akıllı termostatlar, enerji tasarrufu yapmak için davranışlarımızdan ders alıyor. Bununla birlikte Akıllı şehir geliştiricileri, bağlanabilirliği iyileştirmek ve trafik sıkışıklığını azaltmak için trafiği düzenlemeyi umuyor.

Arabalar

Kendi kendini süren araçlar henüz standart olmasa da arabalar zaten yapay zeka destekli güvenlik işlevlerini kullanıyor. Örneğin AB, olası tehlikeli durumları ve kazaları tespit eden otomatik sensörler olan VI-DAS’ın finanse edilmesine yardımcı oldu.

Siber güvenlik

Yapay zeka sistemleri, sürekli veri girişi, kalıpları tanıma ve saldırıları geri izleyebiliyor. Böylelikle siber saldırıları ve diğer siber tehditleri tanımaya ve bunlarla mücadele etmeye yardımcı olabiliyor.

Dezenformasyonla mücadele

Bazı yapay zeka uygulamaları, sosyal medya bilgilerini inceleyebiliyor. Böylelikle sansasyonel veya endişe verici kelimeleri arayarak ve hangi çevrimiçi kaynakların yetkili kabul edildiğini belirliyor. Daha sonra sahte haberleri ve dezenformasyonu tespit edebiliyor.

Muhteşem gökyüzü şöleni: Perseid meteor yağmuru Türkiye’de izlenebilecek

her yıl Ağustos ayında gerçekleşen ve görsel bir şölen sunan Perseid Meteor Yağmuru ile parlıyor. Bu büyüleyici doğa olayı, kuzey yarım kürede bulunan ülkelerde ve Türkiye’de de gözlemlenebiliyor. Bu meteor yağmuru, Swift-Tuttle kuyruklu yıldızının dünya yörüngesini kesmesi sonucu ortaya çıkar ve atmosferimize giren toz ve partiküllerin yanmasıyla gökyüzünde ışık saçan izler oluşturur.

Perseid meteor yağmuru nedir

Adını, gözlem yaptığınızda izlerin çoğunun Perseus takımyıldızının yönünden gelmesinden alır. 12 ve 13 Ağustos tarihlerinde gerçekleşecek olan Perseid Meteor Yağmuru, bu yıl Türkiye’nin dört bir yanında gözlemlenmeyi bekliyor. Bu tarihlerde gece yarısından sabaha kadar saatte yaklaşık 100 göktaşı atmosfere girecek ve gökyüzünde büyülü bir dans sergileyecek.

Gözlem yaparken en uygun zaman, ışık kirliliğinin daha az olduğu gece yarısı ve sabahın erken saatleridir. Kırsal bölgeler, ışık kirliliğinin daha az olduğu için gökyüzünü en iyi şekilde gözlemlemek isteyenler için idealdir. Gözlem yaparken özel ekipmana ihtiyaç yok, sadece çıplak gözlerinizle bu görsel şölenin tadını çıkarabilirsiniz.

Perseid Meteor Yağmuru’nun, Swift-Tuttle kuyruklu yıldızının yörüngesini kestiği anlarda gerçekleşmesi, bu doğa olayının kozmik bir dansın sonucu . Yıldız kaymalarının izleri, gökyüzünde iz bırakarak anlık bir güzellik sunuyor ve izleyenlere unutulmaz bir deneyim

Perseid meteor yağmuru Türkiye’de görülecek mi?

Türkiye’nin kuzey yarım kürede bulunması, Perseid Meteor Yağmuru’nun ülkemizden de gözlemlenebileceği anlamına geliyor. Bu görsel şölen, doğa meraklıları için harika bir fırsat sunuyor. Gökyüzüne bakarak, gökyüzünde parlayan bu dansı izlemek, günlük hayatın stresinden uzaklaşmanın mükemmel bir yoludur.

Perseid meteor yağmuru ne zaman?

12 ve 13 Ağustos tarihleri arasında Türkiye’de gerçekleşecek olan Perseid Meteor Yağmuru, gökyüzünün büyülü bir dansını sunacak. Gece yarısı saatlerinde dışarı çıkarak, gökyüzündeki bu eşsiz gösteriyi yakından izlemeye hazır olun. Gözlerinizi gökyüzüne dikerek, yıldızların atmosferde iz bıraktığı bu dansın tadını çıkarabilirsiniz. Perseid Meteor Yağmuru, doğanın muhteşem bir hediyesi ve gözlerinize inanamayacağınız bir görsel şölen sunuyor.

Dijital cüzdan uygulamaları nasıl kullanılıyor?

Dijital cüzdan uygulamaları temassız ve hızlı bir şekilde para transferi sağlıyor. Bu uygulamalar ile mobil ödemeler yapılabiliyor.

Dijital cüzdan uygulaması, mobil cihazınızla ödeme yapmanızı kolaylaştırıyor. Bunun için kredi kartınızı, banka kartınızı veya diğer ödeme bilgilerinizi saklayan uygulama olarak görev yapıyor. Bunları çevrimiçi, mağaza içi veya şahsen satın almak için kullanabiliyorsunuz. Eskiden gittiğiniz her yere cüzdanınızı taşımak zorunda kalıyorduk. Artık dijital cüzdan uygulamalarıyla telefonunuzu yanımızda taşıyabiliyoruz.

Dijital cüzdanlar giderek daha popüler hale geliyor. Dijital cüzdanların avantajları, her yerde kullanılabilmesi, nakit gerektirmemesi ve kişiye özel olması. Mobil cüzdan, dijital cüzdan veya e-cüzdan olarak da bilinen banka kartınızın, kullanıcıların dijital olarak satın alma işlemleri yapmasını sağlıyor. Aldığı ödemeleri arkadaşlarına ve ailesine göndermesine olanak tanıyan kredi kartı bilgilerinizi saklıyor. Banka hesap bilgilerinizi saklamanın yanı sıra, sanal biniş kartları, hediye kartları, sadakat ödül kartları ve ehliyetler gibi öğeleri saklayabiliyor. Samsung Pay, Google Pay ve Apple Pay gibi mobil cüzdanlar en güvenli ödeme yöntemlerinden biri olarak kabul ediliyor. Müşteriler ayrıca dijital cüzdanlarla anında kişisel krediler ve öğrenci kredileri alabiliyor. Bununla birlikte, dijital cüzdanlar, kullanıcıların hizmetlerini kullanmak için şartlara uymasını gerektiriyor. Bazı mal ve hizmetlerin alım satımına karşı hakları saklı tutuluyor.

Banka hesabı ayrıntılarınızı satıcıya bağlayan dijital cüzdan yazılımını akıllı telefonunuza, dizüstü bilgisayarınıza, tabletlerinize veya iPad’lerinize indirebiliyorsunuz. Bankanız tarafından oluşturulan dijital cüzdanları veya üçüncü taraf dijital cüzdanları kullanabilirsiniz. Farklı mobil uygulamalar, farklı erişime izin veriyor.Örneğin, çoğu perakende işletmesinde kabul edilen açık cüzdanlar, kullanıcıların çevrimiçi satın alma, temassız ödeme ve geri ödeme yapmasına olanak tanır. Walmart Pay gibi bazı yarı kapalı ve kapalı cüzdanlar, kullanıcıların cüzdanı çıkaran bir dizi perakendeciye ödeme yapmasına izin verir.

Bazı dijital cüzdan uygulamaları

Apple Pay

Apple Pay, iPhone veya Apple Watch kullanıcıları için tasarlanmış temassız bir dijital cüzdan uygulaması diyebiliriz. Kredi kartlarını, banka kartlarını kullanarak hem mağazada hem de çevrimiçi ödeme yapmanızı sağlayan bir dijital ödeme platformu. ABD’de perakende mağazalarının ve restoranların yüzde 75’inden fazlası Apple Pay’i kabul ediyor. Avustralya’da mağaza ve restoranların yaklaşık yüzde 99’u Apple Pay’i destekliyor.

Android için Google Pay

Google Pay, iOS ve Android mobil cihazlar aracılığıyla mağaza içi ve uygulama içi satın almalar yapmanızı sağlıyor. Google Pay ile kullanııclar NFC’den de yararlanarak temassız bir şekilde ödeme yapabiliyor.

Venmo

PayPal’ın sahibi olduğu Venmo Wallet, arkadaşlar ve aile arasında para transferi yapmanıza izin veriyor. Üstelik Venmo ücretsiz şekilde kullanılabiliyor.

Boğaziçi Ventures, Waves Tech ile yeni yatırımını duyurdu

Türkiye’nin yenilikçi girişim sermayesi şirketi Boğaziçi Ventures (BV) yeni teknoloji yatırımını duyurdu. BV’nin iştiraklerinden olan ‘BV Dijital’ şirketi, merkeziyetsiz uygulama çözümleri üreten ‘Waves Tech’ şirketi ile Türkiye’de ortak bir blokzincir teknoloji şirketi kurmaya karar verdi.

Kurucularının teknoloji alanındaki tecrübesi ve geniş uluslararası ağı ile ülkemizdeki teknoloji girişimlerini çok yönlü desteklemek üzere 2015 yılında yola çıkan Boğaziçi Ventures, 2019 yılında blokzincir teknolojileri alanında faaliyet göstermek üzere ‘BV Dijital’ şirketini kurmuştur. Teknolojik gelişmelere yön vermek ve katkıda bulunmak amacıyla kurulan BV Dijital, yeni internet altyapısı Web 3.0, Metaverse, NFT gibi hızla gelişen alanlarda dönüşüm, merkeziyetsiz finans ve kripto para piyasaları dikeyinde faaliyet göstermekte olup, Türkiye’nin ilk dijital varlık yönetimini sunan kripto fonunu kurmuştur.

Yayınlanan kripto varlık hizmet sağlayıcılarına ilişkin yönerge ve düzenlemelere tam olarak uyan BV Dijital, ilgili tüm resmi kurum ve kuruluşlar tarafından yayınlanan düzenlemeleri takip ederek ülkemizde yatırımcılarına sürdürülebilir ve güvenli alternatifler sunmaktadır. BV Dijital, Waves Tech blokzincir protokolünü kullanarak yapacağı yeni yatırımı ile kurumsal blokzincir yazılımları üreten ‘Waves Enterprise’ ürünlerinin Türkiye ve yakın coğrafi bölgesindeki satış ve entegrasyonundan sorumlu olacaktır. Kurulacak yeni şirket, özellikle Waves teknolojisini kullanarak reel dünya varlıklarının (RWA) tokenizasyonu üzerine uzmanlaşarak bu tür dijital varlıklara lansman platformu ve merkeziyetsiz borsa listeleme hizmetleri sunacaktır. Blockchain alanında dünyanın en iyi teknolojileri arasında gösterilen Waves platformu, sunduğu kullanıcı deneyimi, merkeziyetsiz yapısı, geliştirilmiş en hızlı, birinci basamak blokzincir protokollerinden biri olmasıyla uzun yıllardır önde gelen dağıtık defter teknoloji sağlayacılarından biridir. ‘Waves’ sağlam bir blokzincir mimarisi ve eşsiz bir konsensüs mekanizması kullanarak, saniye başı işlem hızı yüksek onaylama ve ölçeklenebilirlik sağlar. Waves teknolojisi üzerinde koşan dağıtık yazılımlar hızlı ve yüksek verimle işlem sonlandırma yanında düşük işlem maliyeti avantajına sahip oldukları için özellikle kurumsal blokzincir yazılımlarında tercih edilmektedir.

Aynı zamanda kolay arayüzlü akıllı sözleşme geliştirme imkani sunan Waves, blokzincir geliştiricilerine kendi ‘programlanabilir para’ projelerini Waves üzerinden hızla oluşturma faydası sunar. Ethereum ile eş zamanlı olarak en yüksek değerle ilk token arzını tamamlayarak fonlanmış blokzincir platformlarından biri olan ‘Waves’, adını Einstein’ın İzafiyet Teorisini oluştururken öne sürdüğü tüm evrenin yerçekimi ‘dalgaları ile kaplandığı’ kuramından almaktadır. Waves Tech global çapta 300.000’den fazla aktif kullanıcıya sahip olup tanınmış uluslararası kuruluşlar ile ortaklıklar kurarak pek çok kurumsal blokzincir projelerine ev sahipliği yaparak teknoloji alanında büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Bünyesinde kullanıcıları için dijital varlık takası, kitle fonlaması (ICO) ve tokenizasyon gibi farklı çözüm yollarını da barındıran Waves, ‘kimlik çözümü’ teknolojisi ile kullanıcılarına dijital kimlik yönetimi gibi yenilikçi uygulamalar da sunmaktadır.

 BV Dijital’in Waves Tech ile ortak kuracağı bu yeni şirkette  yönetim kurulu üyelerinden biri olarak görev alacak olan Waves Tech kurucusu Sasha Ivanov yaptığı açıklamada şunlara değindi: “Waves’in kanıtlanmış teknolojisi ve ürünleri ile ilgili sahip olduğu tüm know-how ve deneyimi yeni kurulacak şirkete aktarıyor olacağız. Türkiye pazarını yıllardır yakından takip ediyorum ve BV Dijital gibi bir iş ortağı ile Türk kullanıcılarına ürün ve hizmetlerimizi sunacak olmaktan dolayı oldukça heyecanlıyım. Hedefimiz 12 ay içerisinde öncelikli olarak bir dijital varlık lansman platformunu hayata geçirerek yeni nesil token projelerinin merkeziyetsiz alım-satım borsasını kullanıcılarımızla buluşturmak olacaktır.”

 Türkiye’nin lider alternatif varlık yönetimi şirketi olarak faaliyet gösteren Boğaziçi Ventures, geleneksel yatırım yönetimi anlayışı yerine geleceğe teknoloji ile değer katacak projelere odaklanarak yatırım yapmayı hedeflemektedir. 500.000 Amerikan Doları tohum yatırım ile kurulacak bu yeni şirketin de destekçilerinden olma kararı alan Boğaziçi Ventures, küresel olarak yatırımların devam ettiği blokzincir teknolojisi dikeyinde yenilikçi çözümlere yatırım yapma stratejisi doğrultusunda ilerlemeye devam ediyor.

DAO ne demek? Nasıl çalışıyor?

Decentralized Autonomous Organization baş harflerinden oluşan Decentralized Autonomous Organization, blockchainde önemli bir yer tutuyor. Peki DAO ne demek?

DAO, blockchain teknolojisi ile oluşturulmuş yeni bir tür organizasyon yapısı olarak tanımlanıyor. En saf haliyle DAO’lar, yeni kurulan şirketlere yatırım yapmak, bir stablecoin’i yönetmek veya bir grup NFT satın almak için oluşturulmuş gruplar diyebiliriz. Blockchain kuruluşu ConsenSys, DAO’ları “ilgili oldukları projelere bağlı kaynakların tahsisini denetleyen yönetim organı olarak tanımlıyor. Aynı zamanda destekledikleri projenin uzun vadeli başarısını sağlamakla görevli olduklarını belirtiyor.

DAO oluşturulduktan sonra üyeleri tarafından, genellikle kripto paraların kullanılması yoluyla çalıştırılıyor. Bu belirteçler genellikle, ortak bir hazineyi yönetme veya belirli kararlarda oy kullanma yeteneği gibi belirli haklarla birlikte geliyor. En iyi bilinen DAO, 45 milyon dolardan fazla para toplayan binlerce kripto hayranından oluşan bir grup olan ConstitutionDAO diyebiliriz. DAO ne demek sorusunu cevapladıktan sonra, DAO uygulamalarına geçiyoruz.

DAO ve akıllı sözleşmeler

DAO’nun nasıl çalışacağını belirleyen temel çerçeveyi oluşturan akıllı sözleşmeler temelinde çalışıyor. Bu akıllı sözleşmeler, herhangi bir insan müdahalesi gerektirmeden bir DAO’nun işleyişinden sorumlu. Topluluk üyelerinden oluşan çekirdek ekip, akıllı sözleşmeyi oluşturmak için bir araya geliyor. Akıllı sözleşmeler, doğrulanabilirliği ve görünürlüğü karakterize ediyor. Her potansiyel üyenin her adımda protokolün işleyişi hakkında tam bir anlayış kazanmasına olanak tanıyan halka açık olarak denetlenebiliyor.

Decentralized Autonomous Organization’ın sorunsuz çalışması için finansmana ihtiyaç duyuluyor. Finansman genellikle, protokolün fon karşılığında belirteç sattığı belirteç verme yöntemi kullanılarak toplanıyor. Coin alan kişilere, sahip oldukları varlıklara göre belirli oy hakları veriliyor. Decentralized Autonomous Organization’ın paydaşları kurallara karar veriyor. Bu kurallar ve işlem kayıtları, tam şeffaflıkla bir blok zincirinde saklanıyor.

Decentralized Autonomous Organization’ların en dikkat çekici yönlerinden biri, kodlar yazıldıktan ve uygulandıktan sonra değiştirilememeler. Hiçbir üyenin bunu gerçekleştirmek için özel bir yetkisinin olmaması. Yapılacak herhangi bir değişiklik, önce üyelerin oylarını içermeli. Fikir birliğine varıldıktan sonra, ilgili spesifik değişiklikler yapılıyor. Bir değişiklik yapılmasına ihtiyaç varsa, genellikle teklifler yoluyla öneriliyor. Teklif, paydaşların çoğunluğundan oy topladığında veya teklif, değişikliklerin uygulandığı ağ mutabakat kurallarındaki belirli bir dizi kuralı yerine getirdiğinde gerçekleşiyor. Decentralized Autonomous Organization’ı işini çoğu geleneksel kuruluştan farklı kılan şey, merkezi olmayan bir şekilde işlemesi.

Facebook Messenger, Yakın Zamanda SMS Desteğini Sonlandıracak

0

Meta eski ismi ile Facebook’un mesajlaşma uygulması Messenger‘dan SMS Desteğini Eylül ayında kaldırıyor. Messenger, Android işletim sisteminde SMS uygulaması olarak kullanılabiliyordu. Kullanıcılar, Android veya örneğin Samsung’un Veya Google’ın kendi SMS uygulamaları yerine Messenger’ı tercih edebiliyorlardı. Ancak alınan yeni bir kararla birlikte bu özellik yakında sona erecek. Geçtiğimiz Mayıs ayının sonunda Facebook Messenger’ın Apple Watch uygulamasının da desteğinin sonlandırıldığı duyurulmuştu

Eylül ayı itibariyle kullanıcılar, Facebook Messenger’ı SMS uygulaması olarak kullanma yeteneğini kaybedecekler. 2016 yılında başlatılan bu özellik, Eylül 2023’te kullanımdan kaldırılacak. Facebook’un resmi destek belgesine göre, kullanıcılar “28 Eylül 2023’ten sonra uygulamayı güncellediklerinde, artık Messenger aracılığıyla hücresel ağ üzerinden gönderilen SMS mesajlarını gönderip alamayacaklar.

Meta, kullanıcılarına varsayılan mesajlaşma uygulamasını değiştirme tavsiyesinde bulunuyor.

Meta, duyurduğu Facebook Messenger’dan SMS desteğini çekme kararıyla birlikte kullanıcılarına yeni bir değişiklik yapma önerisinde bulunuyor. Şirket, kullanıcıların telefonlarının varsayılan mesajlaşma uygulamasını Facebook Messenger’dan farklı bir seçenekle değiştirmelerini tavsiye ediyor. Özellikle Google Mesajlar veya benzeri SMS uygulamaları bu değişiklik için öneriliyor.

Varsayılan mesajlaşma uygulamasını değiştirmek isteyen kullanıcılar, Ayarlar menüsünde ilerleyerek Uygulamalar bölümüne ulaşabilirler. Ardından Varsayılan uygulamalar seçeneğine tıklayarak SMS uygulamasını değiştirme seçeneğine erişebilirler. Eğer 28 Eylül 2023 tarihine kadar bu değişikliği yapmazlarsa, telefonlarının otomatik olarak varsayılan mesajlaşma uygulamasına geçeceğini unutmamaları gerekiyor.

Facebook Messenger SMS özelliğini kullanıyor muydunuz ? bu konu hakkında siz neler düşüyorsunuz? yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.

WhatsApp’a ekran paylaşımı özelliği geliyor!

0

WhatsApp, grup aramalarında 32 kişiye kadar sesli sohbeti destekleyen yeni bir özelliği test ettiğini duyurmuştu. Ancak, yeni bir gelişme yaşandı ve WhatsApp, geleneksel video konferans uygulamalarıyla rekabet ederek platformundaki görüntülü arama deneyimini güçlendirecek ekran paylaşımı özelliğini tanıttı.

Meta CEO’su Mark Zuckerberg, Facebook ve Instagram üzerinden duyurduğu bu yeni özellik sayesinde, belgelerinizi, fotoğraflarınızı ve hatta alışveriş sepetinizi görüntülü görüşmelerdeki kişilerle paylaşma imkanı sunulacağını açıkladı.

Yeni ekran paylaşımı özelliği Mayıs ayı sonunda Android beta test kullanıcıları için kullanıma sunuldu. Kullanıcılar, ‘Paylaş’ simgesine dokunarak ya da tıklayarak ekran paylaşımına erişebilirler. Bu özellik sayesinde belirli bir uygulama veya tüm ekranlar paylaşılabiliyor, bu da Google Meet ve Zoom gibi platformlardaki ekran paylaşımı işleyişine benziyor.

WhatsApp, Görüntülü Görüşmelere Ekran Paylaşımı Özelliği Ekledi

WhatsApp, ekran paylaşımı özelliğini aşamalı olarak Android, iOS ve Windows Masaüstü platformlarında sunmaya başladığını belirtti. Yani, özelliği hemen görmeseniz bile çok yakında kullanabilir olacak.

Yatay modda görüntülü arama desteği de getirilen bir diğer yenilik.

BU özellik, görüntülü aramaların daha geniş ve etkileyici bir deneyim sunmasını sağlıyor. Yatay mod, özellikle ekran paylaşımı sırasında daha fazla kullanışlılık hale getirecek.

Görüntülü arama, Kasım 2016’da platformdaki tüm kullanıcılar için kullanıma sunulduğundan bu yana altı yılı aşkın bir süredir WhatsApp’ın bir parçası. Bununla birlikte, anlık mesajlaşma uygulaması rekabette ilgili kalmak için yeni özellikler ekliyor. Kısa bir süre önce WhatsApp, iOS’a görüntülü aramalar için resim içinde resim desteği getirmişti. 2021 yılında Apple, FaceTime hizmetini SharePlay ile geliştirerek iOS kullanıcılarının ekranlarını paylaşabilmelerini sağladı.

WhatsApp’a gelen yeni özellik hakkında siz ne düşürsünüz? yorumlar kısmında bizle paylaşabilirsiniz

Çocukların güvenliğine dikkat!

Okulların tatil olmasıyla birlikte çocuklar yaz tatilini cihazlarıyla geçirmeye başladılar. Tatil dönemi çocuklar için  gün içinde internette geçirilecek daha fazla saat anlamına geliyor. Siber güvenlik şirketi ESET çocuklar için en önemli yedi internet güvenliği riskini belirledi ve bu riskleri en aza indirebilmek için yapılması gerekenleri sıraladı.   

Siber zorbalık

Pew Research’e göre, ABD’deki 13-17 yaş arası gençlerin neredeyse yarısı (%46) altı siber zorbalık davranışından en az birine maruz kalıyor. Bu davranışlar, lakap takma, dedikodu yayma, istenmeyen müstehcen görüntüler yayımlama, fiziksel tehditler ve özel görüntülerin izinsiz paylaşılması olabilir. Özellikle daha büyük yaşlardaki gençlerin bu tür tacizlere maruz kalma olasılığı daha yüksektir ve bu gençlerin ruh sağlığı üzerinde ciddi bir etki yaratabilir.

Dolandırıcılar

Dolandırıcılar, genellikle çevrimiçi ortamda takma adlar kullanır ve seçtiği kurbanla aynı yaştaymış gibi davranır. Bazı durumlarda kurbanla bir ilişki kurar ve onu müstehcen içerik göndermeye ikna ederler (cinsel zorlama olarak bilinir). İlerleyen aşamalarda, kurban daha fazla içerik göndermezse veya para vermezse görüntüleri arkadaşlarına ve ailesine göstermekle tehdit ederler. Bazı durumlarda ise, dolandırıcılar bir kurbanın bilgisayarını veya cihazını uzaktan ele geçirebilir ve kurbanları gizlice kaydetmek için web kamerasını açabilir. 

Uygunsuz içerik

İngiltere’deki çocukların neredeyse yarısı internette kendileri için zararlı olan içerikler görmüştür. Pornografi veya şiddet içeren görüntülerin yanı sıra kendine zarar verme ve intiharı teşvik eden içerikler de söz konusudur. Bunlar az da olsa trajik sonuçlar doğurabilir. Çocuklarımızı aşırı korumak ile çok küçük yaşlarda potansiyel olarak zararlı içeriklere maruz kalmalarını engellemek arasında bir denge kurulmalıdır.

Nakit/pazar dolandırıcılığı

Çocuklar aynı zamanda çok iyi çevrimiçi tüketicilerdir. Bu da Facebook Marketplace gibi sitelere, ucuz ürün almak veya ihtiyacı olmayan ürünleri satarak para kazanmak için sık sık girebilecekleri anlamına geliyor. Bu siteler aynı zamanda kusurlu ve sahte ürünlerden, satın alınan ancak asla teslim edilmeyen ürünlere kadar uzanan dolandırıcılık faaliyetlerinin de yuvasıdır. 

Korsan oyunlar

Çocuklar oyunları sever. Tahminlere göre 6-10 yaşındakilerin %68’i ve 11-14 yaşındakilerin yüzde 79’u bu oyunları oynuyor. Ancak oyun platformları ve hizmetleri çocukların siber zorbalık, sahtekarlık, dolandırıcılar ve uygunsuz içerik gibi risklere de maruz kalmasına neden olabilir. Kötü amaçlı yazılımlar genellikle oyuncular için yem olarak kullanılan korsan yazılımlarda gizlenir. Ayrıca oyun hesapları, genellikle toplanabilecek çok sayıda kişisel ve olası finansal bilgi içerdiğinden, kimlik hırsızları için kazançlı bir hedeftir.

Bağlı oyuncaklar

Akıllı oyuncaklar için küresel pazar milyarlarca dolar değerindedir. Ancak bu cihazlar çocukların oyunlarını ve gelişimlerini artırmanın yanı sıra gizlilik ve güvenlik riskleri de barındırır. Oyuncaklar tarafından kaydedilen içerik ve hesapları korumak için kullanılan parolalar, satıcılar tarafından güvenli bir şekilde saklanmayabilir. Bazı durumlarda, güvenlik açıkları bilgisayar korsanlarının oyuncak aracılığıyla çocukları ve ebeveynlerini gözetlemesine olanak tanıyabilir.

Kimlik avı

Sosyal mühendislik taktikleri hem çocuklar hem de yetişkinlerde işe yarar. Genellikle kimlik avına yönelik e-postalar, mesajlar veya sosyal medya iletileri şeklinde gerçekleşir ve dolandırıcılar hedeflerine ulaşmak için güvenilir bir kuruluşun veya bazen bir arkadaşın kimliğine bürünür. Bunlar genellikle alıcının oturum açma bilgilerini veya kişisel/finansal verilerini vermesi için kandırmak ya da farkında olmadan cihazlarına kötü amaçlı yazılım yüklemelerini sağlamak içindir. Bu genellikle fidye yazılımı veya bilgi çalan kötü amaçlı yazılımlardır.

Çocuklar internette nasıl güvende kalabilir?

İnsanlar göründükleri gibi değildir. Çevrimiçi iletişimde dikkatli olun.

  • Sosyal medya profillerinizi gizli tutun ve tanımadığınız kişilerden gelen istekleri kabul etmeyin. Tanımadığınız kişilere kesinlikle gizli ve özel içerikler göndermeyin.
  • İstenmeyen mesajlardaki bağlantılara asla tıklamayın veya ekleri açmayın.
  • İstenmeyen bir mesajı yanıtlamak istiyorsanız, içeriğin yasal olup olmadığını, göndereni ayrıca kontrol edin (ancak doğrudan yanıt vermeyin veya e-postada verilen telefon numaralarını kullanmayın).
  • Her hesap için her zaman güçlü ve benzersiz parolalar kullanın ve çok faktörlü kimlik doğrulamayı (MFA) etkinleştirin.
  • Asla üçüncü taraf bir uygulama mağazasından yazılım indirmeyin.
  • Herhangi bir konuda emin değilseniz veya birisi size internette zorbalık yapıyorsa her zaman ebeveynlerinizle konuşun.

Ebeveynler neler yapabilir:

  • Çocuğunuzun cihazının/bilgisayarının güncel olduğundan ve saygın bir satıcıdan kötü amaçlı yazılım karşıtı bir yazılım kullandığından emin olun.
  • Aileye ait banka kartlarını çocuklarınızın oyun hesaplarına kaydetmeyin, böylece fazla harcama yapamazlar.
  • Bağlı oyuncakları satın almadan önce iyice araştırın ve kullanmadığınız zamanlarda bu oyuncakları her zaman kapalı tutun.
  • Ekran süresi ve uygunsuz içerik hakkında temel kurallar belirleyin.
  • Yukarıdakiler başarısız olursa, bazı içeriklere erişimi engellemek ve kullanım için zaman sınırı koymak için ebeveyn denetimlerini kullanabilirsiniz.

Rusya’da Türk Dizileri Korsan Sitelerde Rekor Kırıyor: 2,7 Milyon korsan site!

0

Rus medyasının yaptığı habere göre, Rusya’da Türk dizilerine olan büyük ilgi, hem korsan yayın sayısını ciddi şekilde artırıyor hem de telif hakkı sahibi şirketlerin korsanla mücadelesini yoğunlaştırıyor.

Rus gazetesi Vedomosti verilerine göre, 2023’ün Ocak-Haziran döneminde Rusya’da Türk dizilerinin korsan yayınlarını yapan yaklaşık 2,7 milyon internet sitesi tespit edilmiş. Bu rakam, bir önceki yılın aynı dönemine göre 3,2 kat, 2021’e göre ise 27 kat daha fazla. Öte yandan, rus korsan basılı yayınların toplam sayısı 2022’nin ilk yarısının sonundan itibaren yüzde 26,5 azalarak 19,7 milyon sayfaya geriledi.

İnternet-video alanının genel müdürü Aleksey Bırdin’e göre, “Türk dizileri uzun süre Hollywood yapımlarıyla rekabet edemedi, içerik sağlayıcıları ve TV kanalları Türk dizilerinin yayın haklarını satın almıyordu. Dolayısıyla diziler Rusya’da neredeyse tamamen korsan olarak yaygınlaştı. Geçen sene Hollywood yapımları azalınca, Türk dizilerinin yayın haklarına olan talep arttı” açıklamasında bulundu. İstatistiklere göre, Rusya’da Türk dizilerini izleyenlerin yüzde 80’ini genç kadınlar oluşturuyor.

Medya şirketleri, yapımcılar ve internet şirketleri, 2018 yılında korsanla mücadele kapsamında bir anlaşma imzaladı.

Belgeye göre, eserlerinin yasa dışı kopyalarını içeren sayfaların bağlantılarını ve münhasır haklara sahip oldukları satın alınmış içerikleri, arama sonuçlarından yargısız bir şekilde kaldırma yetkisine sahip olacaklar. Bu bağlantılar özel bir sicil tutan Medya Kontrol Servisi (MKS) tarafından kaydedilecek.

Siz konu hakkında ne düşünüyorsunuz? görüşlerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.

Mobilfon Turkcell’den yatırım aldı

0

Ticaret Bakanlığı tarafından verilen yetki belgesiyle belirlenmiş teknolojik ürünleri baştan aşağı yenileyerek tüketiciye 1 yıl garantili şekilde sunan Mobilfon, Re-Pie Portföy Yönetimi A.Ş. Turkcell Yeni Teknolojiler Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’ndan yatırım aldı. Sürdürülebilir geleceğe katkıda bulunan Mobilfon’un Genel Müdürü İlker Tekin, “Çekmecelerde unutulmuş bir hazine kadar değerli olan başta cep telefonları olmak üzere teknolojik ürünlere yeniden hayat vererek tüketiciyle buluşturuyoruz. Yıllık 100 milyon doları bulmasını hedeflediğimiz yenilenmiş teknoloji pazarındaki öncü konumumuzu güçlendirmeye devam edeceğiz” dedi.

Tüketici elektroniği yenileme pazarının lider oyuncularından Mobilfon, Re-Pie Portföy Yönetimi A.Ş. Turkcell Yeni Teknolojiler Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’ndan yatırım alarak hedefleri doğrultusunda güçlü bir adım attı. Mobilfon, Ticaret Bakanlığı tarafından sadece belirlenmiş kriterleri sağlayan kuruluşlara verilen Yenileme Merkezi ve Yenileme Yetki Belgesi’ne sahip olmasıyla sektörde ayrıcalıklı konumda yer alıyor. Bu stratejik yatırım, Mobilfon’un odağını istihdama ve mağazalaşmaya yönlendirmesine olanak tanıyor. Mobilfon, hedef kitlesine daha yakın olmak ve müşteri deneyimini en üst düzeye çıkarmak için güçlü bir mağaza ağı oluşturma vizyonuyla hareket ediyor.

Mobilfon, tüketici elektroniği yenileme pazarını yeni yatırımlarla büyütüyor

Türkiye’de her yıl 10 milyon yeni cep telefonu, milyonlarca tablet, bilgisayar ve akıllı saat satışı gerçekleşiyor. Bu yoğun talep, ithalat faturalarının milyarlarca dolarlık büyüklüğe ulaşmasına neden oluyor. Ancak, çoğu ürün sadece ortalama 1 yıl kullanılıyor ve yeni versiyonları piyasaya sürüldüğünde eski cihazlar yedekte tutulmak üzere çekmecelerde unutuluyor. İthalat maliyetlerinin artışıyla birlikte, yüksek fiyatlar nedeniyle birçok tüketici yeni ürünleri satın almakta güçlük çekiyor. Bu durum, yenilenmiş ve garantili tüketici elektroniği satışını dünya genelinde ve Türkiye’de de önemli bir çözüm olarak ortaya çıkarıyor.

Cep telefonu kategorisindeki fiyat artışları ve vergi yükleri, tüketicileri alternatif çözümler aramaya yönlendiriyor. Bu bağlamda, 12 ay taksit ve 1 yıllık garanti seçeneği sunan yenilenmiş telefon kategorisi büyük bir ilgi görüyor. Mobilfon, bu alanda sunduğu güçlü altyapı, sektöründeki öncü şirketlerle yaptığı iş ortaklıkları, uzman kadro ve gelişmiş satış ağıyla Türkiye ekonomisine yılda yüz milyonlarca dolarlık önemli bir katkı sağlamaya hazırlanıyor. Mobilfon Genel Müdürü İlker Tekin, Turkcell Yeni Teknolojiler Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’nun güven duyarak gerçekleştirdiği yatırımın, diğer yatırımcılardan sağlayacakları ekonomik katkının habercisi olduğunu belirtiyor. Mobilfon, sektördeki güçlü konumu ve Turkcell Yeni Teknolojiler Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’nun yatırımıyla birlikte, yenilenmiş tüketici elektroniği alanında liderliğini daha da pekiştirerek geleceğe yönelik umut vaat ediyor. Tüketiciler için cazip fırsatlar sunarken, Türkiye ekonomisine sağlayacağı katkılarla da dikkat çekiyor.

Yeni yatırım turunda, göreceğimiz büyük ilgi önemli bir finansal kaynağa dönüşecek.

2023 yılını Mobilfon için yatırım, istihdam ve mağazalaşma açısından önemli bir yıl olarak ilan ettiklerini belirten ve Mobilfon Genel Müdürü İlker Tekin, “2023 yılını, yatırım, istihdam ve mağazalaşma adına Mobilfon için önemli bir kilometre taşı olarak görüyoruz. Bu hedefler doğrultusunda, Turkcell Yeni Teknolojiler Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’ndan aldığımız yatırım, markanın yenilenmiş elektronik cihaz sektörüne olan ilgisini aynı zamanda da Mobilfon’a olan güvenini ortaya koyuyor. İleride Mobilfon özelinde diğer yatırımcıların da ilgisinin artacağını düşünüyoruz. Ayrıca, yılın son çeyreğinde belirlediğimiz illerde ve ilçelerde franchise modeliyle mağazalaşma adımları atmayı planlıyoruz. Bu ilerlemelerle birlikte, cep telefonu sahibi tüketiciler, cihazlarını değerinde Mobilfon’a satarak ekonomilerine katkı sağlayabilecekler. Aynı zamanda, telefon almak isteyenler de uygun koşullarda Mobilfon ürünlerine sahip olabilecekler. Bu yenilikçi yaklaşım, tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılarken, Mobilfon’un büyüme ve genişleme yolculuğuna güçlü bir ivme kazandırmayı hedefliyor.” dedi.

Yılda 100 milyon dolar değerindeki teknolojiyi ekonomiye yeniden kazandıracağız

Mart 2023 verilerine göre Türkiye’de cep telefonu abone sayısının 91 milyonu geçtiğini ve akıllı telefon kullanımının ise abonelerin yüzde 95’ini kapsadığını açıklayan İlker Tekin, “Akıllı telefonlar, kullanım yoğunluklarına bağlı olarak 1-2 yıl içinde eskiyen, bozulan ve yetkili servis tarafından elden geçirilmesi gereken noktaya geliyor. Geçmişte tüketiciler cep telefonlarını yılda bir kez değiştirme eğilimindeydi. Ancak 2016 ile pandeminin ve ekonomik krizin etkisinin yoğun yaşandığı 2021 yılı arasında Türkiye, 13 milyar dolarlık cep telefonu ithalatına ek olarak tablet, dizüstü bilgisayar ve son birkaç yılda akıllı saat ile bileklikleri de ekledi. Bu da rakamı daha da büyümesine neden oldu. Her yeni alınan cep telefonu, daha eski modelin çekmecelere kaldırılmasına yol açtı. Sonuç olarak, Türkiye’de kullanılmayan çok büyük sayıda cep telefonu birikimi oluştu. Sektör olarak yılda 100 milyon dolar değerindeki telefon, tablet, bilgisayar, akıllı saat gibi ürünleri ekonomiye yeniden kazandırma potansiyeline sahibiz.” dedi.

Her ekonomik koşula uygun kaliteli ürünler 

Atıl durumda bulunan ürünlerin ekonomiye kazandırılmasını amaçladıklarını belirten İlker Tekin, “Mobilfon olarak, Ticaret Bakanlığı tarafından verilen Yenileme Merkezi ve Yenileme Yetki Belgesi sahibi olmanın gururunu yaşıyoruz. İstanbul’daki merkezimizde, sektörün en üstün tecrübeye sahip uzman ekibimizle faaliyet gösteriyoruz. Cep telefonları başta olmak üzere teknolojik ürünleri yenileyerek, tüketiciye 1 yıl garantili şekilde sunmayı ve en uygun fiyatlarla tüketiciyle buluşturmayı hedefliyoruz. Yenileme sistemimiz sayesinde cep telefonu değiştirme oranları 48 aya kadar çıkmış olsa da, artan cihaz sayısı ve garantili satış seçeneğiyle bu süreler daha da kısalacak. Bu durum, her türlü ekonomik koşula uygun cep telefonları ve tabletlerin çok daha kolay bir şekilde erişilebilir hale gelmesini sağlayacak.” dedi.

Apple Music’ten Spotify’a karşı hamle!

Apple Music Discovery Station ile yeni müzikler keşfetmenizi sağlayacak. Böylelikle Apple Music, Spotify’a karşı önemli bir güç kazanıyor.

Apple Music, Spotify’ın kişiselleştirilmiş listeleriyle rekabet edecek şekilde ‘Discovery Station’ adlı uygulamaya yeni bir algoritmik radyo istasyonu ekledi.

Apple’ın İsveç merkezli rakip servisi, yıllardır imzası olan “Keşfet” çalma listelerini sunuyor. Buna yanıt olarak Apple Music, insanların yeni müzik bulmaları için yeni istasyonu kullanıma sunmaya başladı. Discovery Station çalma listelerinizde olmayan, sizin tarafınızdan beğenilmeyen veya kitaplığınızda olmayan şarkıları çalışıyor. Apple Music’in zaten bir “Yeni Müzik Karışımı” bulunuyor. Ancak haftalık olarak güncellenir ve yalnızca 25 parça ile sınırlı.

Discovery Station ile yapabilecekleriniz

Apple ayrıca, favorilerinizin ve birkaç benzer parçanın bir karışımını çalan ‘[Your Name’s] station adlı kişiselleştirilmiş bir istasyon da sunuyor. Şirket, yeni algoritmik keşif oynatma listesi hakkında resmi bir açıklama yapmadı ancak Apple Music’te web ve uygulamalarda insanların karşısına çıkmaya başladı. MacRumors’un belirttiği gibi, uygulamada henüz göremiyorsanız, oynatma listesine doğrudan bir bağlantı bulunuyor.

AppleInsider tarafından belirtildiği gibi radyo istasyonu, kişisel kitaplığınızdaki ve geçmişte dinlediğiniz ve beğendiğiniz şarkılara benzer tarzda şarkılar çalıyor gibi görünüyor. Ancak çalma listelerinde veya kitaplığınızda olmayan şarkıları seçiyor. Henüz Discovery Station hakkında bir belge yok, bu nedenle algoritmanın müzik önermek için nasıl çalıştığına dair tüm ayrıntılar bilinmiyor. Apple, gelecekte bir noktada Discovery Station’ı tanıtabilir. Ancak testlerimize göre, kişisel zevkinize uygun müziği keşfetmenin iyi bir yolu gibi görünüyor.

Discovery Station, kullanıcının duymadığı ancak beğenebileceği müzikleri çalmak için oluşturulmuş, algoritmik olarak oluşturulmuş bir istasyon gibi görünüyor. Böylece New Music Mix çalma listesi gibi çalışır ancak sürekli olarak çalabilir. Bir algoritma üzerine kurulu müzik keşfi için bu tür sürekli dinleme deneyimi, şimdiye kadar Apple Music’te yoktu. Kullanıcılar türe, sanatçılara veya şarkılara göre istasyonları çalıştırabilirdi, ancak bunlar kullanıcının zevklerini hesaba katmıyordu. Apple, Discovery Station’ı resmi olarak duyurmamış olsa da, şu anda çoğu kullanıcı için Apple Music’in mobil, masaüstü ve web uygulamalarında yayında. Yeni istasyon, dinlediğiniz ancak daha önce duymadığınız şarkılara göre seçilmiş bir şarkı seçkisi çalacak.

Avrupa, Adobe’nin 20 milyar dolarlık Figma satın alımı için soruşturma başlattı

0

Avrupa Komisyonu, Adobe’nin 20 milyar dolarlık Figma satın almasına yönelik derinlemesine soruşturmayı onayladı. Komisyon, bu anlaşmanın rekabeti olumsuz etkileyebileceğini belirterek, interaktif ürün tasarım yazılımları ve dijital varlık oluşturma araçlarının küresel pazarındaki rekabeti azaltabileceğinden dolayı soruşturma başlattığını duyurdu.

Eylül ayında duyurulan Adobe’nin Figma’ya devasa teklifi, dünya genelindeki dikkat çekmişti. ABD Adalet Bakanlığı (DoJ) ve Birleşik Krallık, anlaşmanın rekabete zarar verebileceği gerekçesiyle soruşturma başlatmışlardı. Avrupa Komisyonu, Şubat ayında da satın alma işlemini rekabet açısından inceleyeceğini duyurmuştu; bu nedenle son gelişmeler bekleniniyordu.

Soruşturmanın temel noktası, Figma’nın satın alınmasının Adobe’nin ana rakiplerinden birini ortadan kaldırıp kaldırmayacağı ve tasarım yazılımı pazarını nasıl etkileyebileceği konusuna odaklanacak. Komisyon, Figma’nın interaktif ürün tasarım araçlarında “açık ara pazar lideri” olduğunu vurgulayarak, satın alma sonrasında alternatif oyuncuların pazarda yer bulmasının zorlaşabileceği uyarısında bulundu. Adobe dijital varlık oluşturma araçlarında lider olsa da, Figma şu anda Adobe üzerinde “kısıtlayıcı bir etki” oluşturuyor. Bu durum, Figma’nın satın alınmasıyla birlikte etkili bir rekabetçi konumunun tehlikeye girebileceği anlamına geliyor.

Avrupa Komisyonu’nun rekabet politikasından sorumlu başkan yardımcısı Margrethe Vestager, “Adobe ve Figma, dijital alanda yaratıcı topluluklar için önde gelen iki yazılım sağlayıcısıdır. Pek çok kullanıcı ve işletme, dijital tasarım araçlarıyla işlerini geliştiriyor. Soruşturmamızın amacı, kullanıcıların geniş bir dijital yaratıcı araç havuzuna erişmeye devam etmelerini sağlamak” dedi.

Anlaşma, AB birleşme yönetmeliklerindeki ciro eşiklerini aşmasa da, rekabetin azalabileceği yönünden endişeli. Son dönemde, Avrupa, büyük teknoloji satın alımlarını incelemek konusunda kararlı bir tutum sergiliyor. Ancak engelleme yerine uygun şartlar ve gözetim koşulları getirmeyi tercih ediyor.

AB, Microsoft’un Activision’ı satın almasını onaylamıştı

Geçtiğimiz aylarda AB Komisyonu, Microsoft’un Activision Blizzard’ı satın almasının rekabet incelemesini tamamladı. AB kuralları çerçevesinde, Komisyon’un satın almayı Microsoft’un taahhütlerine bağlı olarak onayladığı belirtildi. Microsoft, PC ve konsol oyunlarını 10 yıl süreyle bulut akış hizmetleriyle dağıtma taahhüdü sundu. Bu taahhütler, Avrupa’daki tüketicilerin Activision Blizzard oyunlarını istedikleri bulut hizmeti aracılığıyla kullanmalarına imkan tanıyacak şekilde tasarlandı. AB Komisyonu, bu taahhütlerin rekabet endişelerini giderdiğini vurguladı. Microsoft, yaklaşık 69 milyar dolarlık Activision Blizzard satın alma planını geçen yıl duyurmuştu.

Colendi de banka oluyor

0

Dünyanın önde gelen yenilikçi finansal teknoloji şirketlerinden biri olan Colendi, dijital bir mevduat bankası kurmak için BDDK’dan kuruluş izni aldı. Faaliyet izni sonrası hayata geçecek olan ColendiBank, İstanbul Finans Merkezi’nin dijital bankacılıkta da dünyanın sayılı noktalarından biri olması hedefi ile yola çıkıyor. Tüm servislerini ihraç etmek için kendi teknolojisini üreten ColendiBank, Türkiye’nin güçlü bankacılık alt yapısı ve regülasyonları ile hızla küresel bir oyuncu olma yolunda.

Finans dünyasının geleceği olarak görülen ve Türkiye’de de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) verdiği kuruluş izni ile yetkilendirilerek fiziksel şubeleri olmaksızın tamamen dijital ortamda hizmet sunan dijital bankalar, sağladıkları dijital deneyim ile kullanıcılarının hayatını kolaylaştırıyor. Dünyanın en hızlı büyüyen ve en güçlü fintek şirketlerinden biri olan Colendi, BDDK’dan kuruluş izni aldı ve ColendiBank’ı hayata geçirmeye hazırlanıyor. 

BDDK’nın 03.08.2023 tarihli ve 10639 sayılı kararı ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 7. ve 8. maddeleri kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda, Kanunun 6’ncı maddesi uyarınca, Dijital Banka yönetmeliğinde dijital bankalar için belirtilen faaliyet esaslarına uygun olarak faaliyet göstermek üzere Türkiye’de 2 milyar TL kuruluş sermayeli ColendiBank dijital mevduat bankasının kurulmasına izin verdi. Faaliyet izni sonrası hayata geçecek olan ColendiBank, İstanbul Finans Merkezi’nin dijital bankacılıkta da dünyanın sayılı noktalarından biri olması hedefi ile yola çıkıyor.

Colendi Kurucu Ortağı ve CEO’su Bülent Tekmen, öncü finansal teknolojiler geliştiren Colendi’nin, ColendiBank ile dijital mevduat ve servis bankacılığı ile erişilebilen finansal ürün ve hizmetler sağlayacağını belirterek, teknoloji odaklı yenilikçi ürünler, yeni nesil, benzersiz ve kişiselleştirilmiş kullanıcı deneyimi sunmayı amaçladıklarını söyledi. Tüm servislerini ihraç etmek için kendi teknolojisini üreten ColendiBank, Türkiye’nin güçlü bankacılık alt yapısı ve regülasyonları ile hızla küresel bir oyuncu olma yolunda.

Bülent Tekmen, “Dijital mevduat bankası kuruluş izni almaktan ve platformlarımız ve kullanıcılarımız için bankacılığa yeni bir bakış açısı ve erişilebilirlik düzeyi getirmekten dolayı heyecan duyuyoruz” dedi. Öncü ve yenilikçi finansal teknolojiler geliştirme konusundaki deneyimlerini şimdi de dijital bankacılık alanında değerlendireceklerini belirten Tekmen, ‘Şimdi Al, Sonra Öde’, menkul kıymetler ve sigorta ürünleri gibi geniş bir alanda hizmet verme gücüne sahip olan Colendi ekosisteminin, bundan sonra ColendiBank ile dijital bankacılık hizmetleri de sağlayarak kullanıcılarının finansal ihtiyaçlarını uçtan uca karşılayacağının da altını çizdi. 

1 milyar kullanıcı hedefine hızla ilerliyor

2021 yılında 120 milyon dolar değerleme ile Seri A yatırım turunda 30 milyon dolar toplayarak değerlemesini 150 milyon dolara çıkaran Colendi, bankaların yanı sıra yerli ve yabancı fonlardan büyük ilgi gören ve halen devam eden Seri B yatırım turunda 700 milyon dolar değerlemeye ulaşmıştı. 18 milyon kullanıcıya sahip olan, Turkcell (Paycell), Migros (MoneyPay) ve Limak Holding gibi büyük markalarla iş birliği yapan  Colendi’nin, bölgedeki en ciddi yatırım alan fintek oyuncularından biri olduğunu hatırlatan Tekmen, dijital mevduat bankacılığında da  ColendiBank’ın hayata geçmesiyle birlikte 1 milyar kullanıcıya ulaşma ve en yenilikçi küresel finans teknolojileri oyuncusunu yaratma yönündeki iddialı vizyonlarına hızla ulaşmakta olduklarını söyledi. 

ColendiBank’ın arkasındaki iki fintek devi: Colendi ve SETL

Geçtiğimiz yıl Londra merkezli blok zinciri çözümleri ve ödeme sağlayıcısı SETL’ın tamamını satın aldıklarını hatırlatan Tekmen, New York Federal Merkez Bankası (FED) dijital para projesinin teknoloji sağlayıcıları arasında olduklarını belirtti. SETL’ın hizmet verdiği kurumlar arasında İngiltere, Fransa ve Singapur Merkez Bankaları, Swift, Bank of New York gibi önde gelen banka ve finans devleri bulunuyor. ABD’nin önde gelen bankalarına teknoloji desteği sağlayan SETL, ayrıca Regulated Liability Network©  (RLN) konseptinin uygulanabilirliğinin test edildiği ve paylaşılan bir ‘ledger’ (Muhasebe ve Mutabakat Sistemi) üzerinde daha verimli ve hızlı gerçekleştirilebilmesini sağlayan çalışmanın ana teknoloji sağlayıcısı. 

SETL’ın yatırımcıları arasında çok güçlü grupların olduğunu hatırlatan Tekmen, bir çok bankaya teknolojik alt yapı sağladıklarını, bankaların da burada kullandığı alt yapı ve teknoloji sayesinde ülke ve dinamikler fark etmeksizin dijital olarak tek bir sistem içerisinde saniyede 1 milyon işlemi gerçekleştirebildiğini söyledi. Tekmen, Colendi’nin yerel ve global olarak sahip olduğu tüm bu yetenekler ve finansman gücü ile ColendiBank’ın kısa sürede müşterisini finans dünyasının geleceği ile buluşturacağının altını çizdi. Tekmen, son olarak ColendiBank’ın arkasında Colendi ve SETL gibi iki fintek devinin olduğunu hatırlatarak, küresel bir oyuncu olma hedeflerinin çok kısa sürede gerçekleşeceğine olan inancını tekrarladı. 

Doğuş Teknoloji’nin yeşil veri merkezine girdik!

Doğuş Teknoloji, 2012 yılında Doğuş Grubu bünyesinde kurularak sektörün lider şirketlerinden biri haline geldi. Şirket, bilgi teknolojileri alanında hizmet vermekten büyük bir heyecan duyuyor. İhtiyaca yönelik yazılım, data ve altyapı yönetimi ve siber güvenlik hizmetleri sunan Doğuş Teknoloji, 2017’den bu yana Türkiye’nin sayılı Ar-Ge merkezlerinden biri olarak hizmet veriyor.

Doğuş Teknoloji Grubu’nun yeşil veri merkezini gezdik, Doğuş Teknoloji Teknoloji Operasyonları ve Siber Güvenlikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Eray Gözener ile İhtiyaca yönelik yazılım, data ve altyapı yönetimi ve siber güvenlik hizmetleri sunan Doğuş Teknoloji’nin hizmetlerini, yatırımlarını ve gelecek planlarını mercek altına aldık.

Sürdürülebilirlik, Siber Güvenlik ve Yeni Nesil Teknolojilere Yöneliş

Doğuş Grubu’nun geniş sektör yelpazesi ve bünyesinde yer alan dijital pazarlama şirketi Euro Message ile gayrimenkul fiyat endeksi üreten Reidin’in 2022 yılında birleşmesi, grup adına büyük bir ilerleme oldu. Bu birleşme sonrası grup, beş yüzden fazla çalışanıyla ve ortalama yaşının 33 olduğu genç ve dinamik bir kadro ile sektörde adını duyurmayı sürdürüyor.

Merkezinin bulunduğu binada 2014 yılından bu yana faaliyet gösteren Doğuş Teknoloji, Grup’a uçtan uca altyapı ve siber güvenlik hizmeti veriyor. Sektöre özel yazılım ve data çözümlerinin altyapısını 7×24 kesintisiz yöneterek, kesintisiz hizmet anlayışını benimsiyor.

Yurt içindeki başarısını yurtdışına da taşıyarak, 2018’den bu yana grup dışındaki markalara hizmet vermeye başladı. 2022 yılı itibarıyla Dubai ve Katar’daki ofisler ile bu bölgelerde hizmet vermeye başlayan şirket, büyüme stratejisini sürdürüyor.

Sürdürülebilirlik konusunda da aktif çalışmalar yapan Doğuş Teknoloji, “Doğuştan İyi bir gelecek Doğuş ile gelecek” yaklaşımı ile sektörün sürdürülebilirliği adına çalışmalar gerçekleştiriyor. Bu kapsamda, 2021 yılında Sürdürülebilirlik Kalkınma Amaçlarından beş tanesini odak alanına alarak projeler yürütüyor.

Günümüzün en önemli konularından olan İş Sürekliliği ve Siber Güvenlik alanlarında da yoğun çalışmalar yapan şirket, 2020 yılından bu yana olağanüstü durum merkezi düzenlemeleri ve altyapı düzenlemeleri ile risk yönetimini gerçekleştiriyor. Siber güvenlik konusunda da risklere dayalı yaklaşım ile grubun ve hizmet verdiği diğer şirketlerin güvencesini sağlıyor.

Doğuş Teknoloji’de genç çalışan profili, kuvvetli bir partner ekosistemi

Doğuş Teknoloji, yaptığı etkinlikler ve ortaklıklar ile sektördeki varlığını her geçen gün daha fazla hissettiriyor. Şirket, güçlü ve genç çalışan profilinin yanında kuvvetli bir partner ekosistemine sahip. Bu ekosistem, yeni teknolojilere dönük çalışmalar gerçekleştiriyor.

Geleneksel teknolojiler alanında uzun süredir hizmet veren Doğuş Teknoloji, yeni nesil teknolojilere de yatırım yapmaya devam ediyor. Blockchain teknolojisi, IoT, VR Glass ve ChatGPT gibi konularda çalışmalar yürüten şirket, teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek, ihtiyaca yönelik çözümler sunmaya devam ediyor.

Startup’lar akıllı şehirlerin evrimine yön veriyor

Artan nüfus, dünyamızın yaşadığı problemler, şehirlerin hızlı ve düzensiz büyümesi özellikle yerel yönetimleri akıllı şehir uygulamalarına yöneltiyor. Ulaşımdan güvenliğe, veri yönetiminden sürdürülebilirliğe kadar birçok farklı alanı içinde barındıran akıllı şehir uygulamaları üzerine çalışan girişimlere de dünyada ilgi gün geçtikçe artıyor.

Nüfus yoğunluğu artıkça şehirler plansız bir büyümenin içinde kalıyor. 2050 yılına kadar tüm dünyada 2,5 milyardan fazla insanın şehirlerde yaşayacağını düşünüldüğünde bu hızlı ve düzensiz büyüme insan hayatını daha da derinden etkileyeceği bugünün önemli bir gerçeği. Bunun farkında olan ülkeler akıllı şehir alanına çok ciddi yatırımlar yapıyor. Akıllı şehir pazarının 2027’de 1 trilyon doları geçeceği tahmin ediliyor. Konunun öneminde olan Singapur, Çin, Avustralya gibi ülkeler bu alana yönelik önemli yatırımlar yapıyor. Bu alanda çalışan startup’lar da hızla çoğalıyor ve önemli gelirler elde ediliyor. 2025 yılına kadar akıllı şehir alanında çalışan startup’ların yaklaşık 111 milyar dolar gelir elde etmesi planlanıyor. Çünkü bu alana yapılan yatırımlar gün geçtikçe artıyor. Örneğin İngiltere’nin nisan ayında her kenti akıllı kent haline getirmek ve kentlerin dijital ikizini çıkartmak için ayırdığı bütçe 600 milyar doların üzerinde.

Farklı dikeylerdeki akıllı şehir odaklı startupların sayısı artıyor

Tüm dünyada akıllı şehirlerle ilgili büyük projeler hayata geçerken bu konuyla ilgili çalışan ama farklı dikeylerde hizmet veren startuplara da özellikle yatırımcı ilgisi artıyor. Ulaşım alanında çalışan girişimler artan nüfusa bağlı olarak kentsel tıkanıklığı azaltmak, insan ve mal ve hizmet akışını optimize etmek için tasarlanmış çözümler geliştiriyor.

Akıllı şehirlerle ilgili ortaya çıkan siber güvenlik girişimleri de öne çıkan başka bir dikey olarak öne çarpıyor. Bu alandaki girişimler, akıllı şehirler için kablosuz ağ altyapısını kullanan hizmetler geliştiriyor. Şehrin ürettiği verileri anlık olarak toplanmasını ve analiz edilmesini sağlıyor. Artan veri paylaşımı karşısında veri gizliliğini korumak için önlemler alıyor.

Akıllı şehir vizyonunun temelinde sürdürülebilirlik kavramı yatıyor. Bu alana odaklanan girişimler özellikle şehirlerin kirlilikle mücadele edebilmesine olanak sağlayan hizmetleri ortaya çıkartıyor. Artan nüfusla birlikte kaynakların verimli kullanılmasına yönelik teknolojiler geliştiriyor. Bunlara ek olarak şehrin sakinlerinin sağlığını ve güvenliğini desteklemek veya yerel yönetimlerin işlerini kolaylaştırmak adına ortaya çıkan teknolojiler de son dönemde öne çıkıyor.

Akıllı şehir yaklaşımını güçlendirmek ve yaygınlaştırmak için 42 yıldır bilişimin gücünü kullanan SAMPAŞ Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Şekip Karakaya “Mikromobilite ve siber güvenlikten çevre izlemeye kadar bu alanlardaki startup’lar şehirleri daha verimli, sürdürülebilir ve dayanıklı hale getirmek için çalışıyor. Çünkü akıllı şehir vizyonu derken büyük bir operasyondan bahsediyoruz. Büyük miktarlarda veri toplamak, birleştirmek ve analiz etmek için sensörlere, bağlı cihazlara ve yazılım platformlarına ihtiyaç var. Bunların özellikle yeni nesil teknoloji şirketleri tarafından üretilmesi gerekiyor. Bu alanla ilgili teknolojiler özellikle dünyanın doğusunda yatırımcılar tarafından büyük ilgi görüyor ve burada startup’lara yapılan yatırım gün geçtikçe artarken bu alanda çalışan girişimlerin gelirleri de artıyor. Öyle ki 2022 yılında akıllı şehir alanında çalışan startup’lara yapılan 10 büyük yatırımın toplam değeri 787 milyon doların üzerindeydi. Bu yatırımlarla birlikte bu şirketlerin değeri 5,5 milyar dolara yaklaştı. Dünyada hızla büyüyen bu alanda Türkiye olarak biz de yer almalıyız, ülkemizde bulunan akıllı şehir alanında çalışan startup’ları teşvik etmeliyiz. Bu nedenle SAMPAŞ Holding olarak Akıllı Şehir Girişim Sermayesi Fonu’nu bir süre önce hayata geçirdik. Bu fonla akıllı şehir, yenilenebilir enerji, bilişim, atık yönetimi ve kentsel dönüşüm alanlarında hizmet veren 9 adet girişime yatırım yaparak bu şirketlerin değerlemelerinin ciddi manada artmasını sağladık. Bugün bu girişimler akıllı şehir alanında önemli çalışmalar yapıyor ve hızla büyüyor. Amacımız bu alanda çalışan şirketlere yatırım yaparak onların büyümesini ve dünyada hızla gelişen bu alanda Türkiye’nin de söz sahibi olmasını sağlamak.
 

Google Search dilbilgisi kontrol edebilecek

0

Google Search dilbilgisi kontrolü yaparak daha iyi aramalar yapmayı sağlayacak. Daha önce yazım yanlışlarını kontrol edebiliyordu.

Google Arama, sözlüğünden metronom ve çok taraflı kalıba kadar bir dizi yerleşik araca sahipt. En son ekleme, mobil ve masaüstünde dilbilgisini kontrol etmenizi sağlıyor. Google, gramer denetleyicisinin “bir kelime öbeğinin veya cümlenin dilbilgisi açısından doğru bir şekilde yazılıp yazılmadığını veya değilse nasıl düzeltileceğini” göreceğini söylüyor. Şu anda, özellik yalnızca İngilizce olarak mevcut.

Aramaya “gramer kontrolü” ile birlikte bir cümle veya kelime öbeği girmeniz yeterli. Bunu her zaman sorgunuzun sonuna eklemek zorunda değilsiniz. Bu da daha sorunsuz bir deneyim sağlar, ancak bu, Google’ın aracı her seferinde etkinleştireceğini garanti edior.

Dilbilgisi kontrolü nasıl etkinleştiriliyor?

Herhangi bir sorun yoksa, ilk sonuç olarak görünen “Dilbilgisi Kontrolü” bölümü/kartı yeşil bir onay işareti gösterecek. Aksi takdirde Google cümleyi yeniden yazıyor ve değiştirdiği şeyin altını çiziyor. Bu araç aynı zamanda yazım hatalarını da düzeltecek. Sabit sürümün üzerine gelindiğinde bir “Kopyala” düğmesi görünüyor. Google, perde arkasında dili analiz etmek için yapay zeka sistemlerinden yararlanıyor. Şirket, dilbilgisi kontrollerinin “özellikle kısmi cümlelerde yüzde 100 doğru olmayabileceği” konusunda uyarıyor. Bu nedenle ifadelerden kaçınmak daha iyi. Gmail ve Google Dokümanlar, birkaç yıldır yazım ve dilbilgisi denetimleri sunuyor, ancak bunu Arama’ya koymak oldukça belirgin.

Bir sorun keşfederseniz, sağ alt köşedeki “Geri Bildirim”e tıklayarak şunları seçebilirsiniz: Bu yararlı, Bu alakalı değil, Öneri yanlış veya Öneri rahatsız edici ve yorum/öneri girebilirsiniz.

İçerik , Google Arama’nın genel politikalarını  veya bu  Arama özellikleri politikalarını ihlal ediyorsa” dilbilgisi kontrolü çalışmayacak. Bu, tehlikeli, doğası gereği tıbbi olan veya “kaba dil ve küfür” içeren girdileri içerir. Bu özellik için bir destek belgesi ilk olarak Temmuz ayının sonlarında yayınlandı. Hız testi, renk seçici, döndürücü, meditasyon, hesap makinesi, yazı tura atma, zar atma ve metronom gibi diğer yerleşik Google Arama yardımcı programlarına katılıyor. Google Search dilbilgisi kontrolü ile arama terimlerinizi daha doğru sıralamanızı sağlıyor.

Omdia, akıllı arabalar ile ilgili dikkat çekici bir rapor yayınladı!

0

Yeni Omdia raporuna göre, 2023 yılında yollarda çok daha fazla sayıda akıllı araba görebileceğiz. Trafikte artış gösteren elektrikli araçlar ve yapılan şarj istasyonu yatırımları da aslında bunu doğrular nitelikte.

Otomotiv pazarının 2023’teki manzarasını araştıran raporda, yoldaki bağlantılı araç sayısının bu yıl %18 artacağı, önümüzdeki on yılın başında 900 milyondan fazla bağlantılı otomobilin ise yolda olacağı ortaya çıktı.

Google ve Apple gibi şirketlerin, pazar patlamaya devam ederken araç içi video, iletişim ve eğlence sistemleri gibi ilgili teknolojileri geliştirmeye hazır oldukları belirlendi. Amazon ayrıca, Fire TV eğlence platformunu araçlara getirerek araç içi yazılım geliştirmede öncü olarak ortaya çıkıyor.

Tüketicinin araç yazılımı hizmetleri için daha fazla ödeme yapma istekliliğinin belirsiz olduğu tespit edilirken, raporda otomobil üreticilerinin yeni otomobil tasarımlarının çoğu için standart bir özellik haline gelecek bağlantı ile akıllı otomobil çözümlerini sürdürmeye devam edeceği tahmin ediliyor.

Omdia baş analisti David Tett bir konuşmada, ”Tüketicilerin araç içi hizmetler için fazladan ödeme yapma istekliliği konusunda devam eden belirsizlik var, özellikle de ortalama yolculuklar 15-30 dakika arasında değiştiği göz önüne alındığında paranın karşılığı ile ilişkilendiriyorlar.” dedi.

“Bu potansiyel, birçok paydaşın otomotivi gelecekteki büyüme için kilit bir alan olarak gördüğü anlamına geliyordu.”

Hyundai ve Kia, 113.000 araçta yangın riski tespit etti!

0

Kia ve Hyundai, son zamanlarda övgü ve ödüllerle dikkat çeken yeni araçlarına rağmen, yangın riski nedeniyle endişe verici bir durumla karşı karşıya. Şirketler, 113.000’den fazla yeni model aracı geri çağırarak, araç sahiplerini bu araçları yapılardan uzakta park etmeleri konusunda uyarıyor.

Reuters tarafından yapılan bir rapora göre, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık 52.000 Hyundai aracın ve 40.000’den fazla Kia aracın geri çağırma kapsamında olduğu belirtiliyor. Aynı şekilde, Kanada’da da 11.000 Hyundai aracın ve 10.700 Kia aracın geri çağırıldığı.

Etkilenen modeller arasında Hyundai’nin 2023-2024 Palisade ve Tucson, Sonata, Elantra ve Kona’nın 2023 versiyonları yer alıyor. Kia’nın etkilenen araçları ise 2023-2024 model yıllarına ait Seltos ve 2023 Kia Soul ile Sportage modellerini içeriyor. Yangın riski, hasarlı elektrikli bileşenlerden Yağ pompası, elektronik kontrolörlerinden kaynaklanan aşırı ısınma sorunundan kaynaklanıyor.

Şu ana kadar herhangi bir kaza veya yaralanma rapor edilmedi, ancak otomobil üreticileri araç sahiplerini, araçlarını motor kapalı olsa bile açık havada, yapılardan ve diğer araçlardan uzakta park etmeleri konusunda uyararak yangın riskini ciddiye almaları gerektiği konusunda uyardı.

Geçtiğimiz yıllarda Ulusal Otoyol Trafik İdaresi (NHTSA) yarım milyondan fazla eski aracın geri çağrılmasıyla gündeme gelmişti. Şimdi ise yeni modellerin de bu sorundan etkilendiği doğrulandı. Koreli otomobil üreticileri, sorunlu parçanın Mart ayından bu yana üretimde olmadığını belirtti.

Hyundai, araçlarını kullanırken güvende hissetmeyen müşterilere, düzeltme yapılıncaya kadar bayilerden kiralık araç temin etmelerini öneriyor.

Siz konu hakkında ne düşünüyorsunuz? görüşlerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.

ChatGPT’nin modası geçti mi?

0

OpenAI’in geliştirdiği ChatGPT; inovatif yönü, yaygın kullanımı ve bilinirliği ile yapay zeka teknolojisi için dönüm noktası kabul edilebilecek bir üründü. Fakat yarattığı başarıyı sürdürme yönünde geliştirilen birçok yeni ürün, sağladıklarıyla onu geçti. Görünüşe göre artık yeni LLM araçlarının devri geldi.

LLM’ler ve üzerine inşa edilen araçlar

LLM, tipik olarak petabaytlarca metin verisi üzerinde eğitilmiş bir tür AI sistemi. Sorgulandığında bir sonraki kelimeyi veya cümleyi tahmin etmek için tüm bu verilerdeki kalıpları arıyor ve bu da insan benzeri etkileşime neden oluyor. Sohbet robotuda, LLM’ye erişen bir araç. ChatGPT bir chatbottur. Ücretsiz sürüm, GPT-3.5 adlı bir LLM’ye ve ücretli sürüm GPT-4.0’a erişir.

OpenAI açık kaynak

Bunlar sadece iki LLM veya aynı LLM’nin iki versiyonu. Ancak orada birçok karşılaştırılabilir model var. Aslında, sayı şaşırtıcı derecede yüksek.

Stanford bilim adamları kısa süre önce LLM’ler üzerine çalışmalarını yayınladılar. Şu anda mevcut olan 15.821 LLM’yi belirlediler ve onları anlamamıza ve bağlamsallaştırmamıza yardımcı olmak için Constellation adlı bir kaynak oluşturdular.

LLM sohbet robotları temelde çok amaçlı. Ancak bu, her şey için ChatGPT gibi bir araç kullanmanız gerektiği anlamına gelmiyor. Ayrıca, Stanford ve UC Berkeley’in tartışmalı yeni raporu, ChatGPT’nin bazı kullanımlar için aslında “aptal” kaldığını öne sürüyor.

En yeni LLM ürünlerinden biri Microsoft ve Meta’dan geliyor; adı LLaMA 2. LLaMA 2’yi denemenin birçok yolu var. Llama 2’yi girişim firması Andreessen Horowitz tarafından düzenlenen bir demo aracılığıyla deneyebilirsiniz. Kodu Meta’dan veya AI paylaşım platformu Hugging Face’den indirebilir, Microsoft Azure üzerinden erişebilir veya Amazon SageMaker JumpStart’ta deneyebilirsiniz. Veya sorgulara cevap vermek için LLaMA 2 ve Perplexity.ai’yi birleştiren benzersiz bir kaynağa göz atabilirsiniz.

Bunun ötesinde, yakında çok daha fazla LLM var. Apple’ın bile Google Cloud’da çalışan Google makine öğrenimi çerçevesi Jax’ın üzerine bir tane oluşturduğu bildiriliyor. Kod adı “Ajax” ve bazı iç mühendisler tarafından gayri resmi olarak “AppleGPT” olarak anılıyor. Çalışanlar bunu ürün prototipleme çalışmaları ve diğer kullanımlar için kullanıyor.

Teknoloji kurucusu, melek yatırımcı, ürün tasarımcısı ve Product Hunt süper kullanıcısı Chris Messina, geçtiğimiz günlerde Google podcast’inde Bu Hafta’da, Product Hunt’taki uygulamaların ezici çoğunluğunun artık %80’in kuzeyindeki yapay zekaya dayandığını söyledi. Sadece bir yıl önce, Product Hunt’taki AI tabanlı uygulamalar çok daha nadirdi.

Cloud geliri ve yıllık %55 artan yeniden yapılandırılmış gelir, gelecekte güçlü bir performansın işaretçisi olarak görünüyor. IFS, Kurumsal Kaynak Planlama (ERP), Kurumsal Varlık Yönetimi (EAM), Saha Servis Yönetimi (FSM) ve Kurumsal Servis Yönetimi (ESM) çözümlerinde liderliğini sürdürürken, yazılım gelirleri yıllık bazda %44 oranında arttı.

Her gün çevrimiçi olan yeni araçlar ve güçlü güncellemeler alan mevcut araçlarla, Futurepedia ve AI Top Tools gibi küratörlü arama araçları aracılığıyla yeni ürünler aramak iyi bir fikir.

Örneğin, arama motoru değiştirme çalışmaları için Phind adlı bir site; size hem LLM’den türetilen sonucu hem de veriler için kullandığı arama motoru bağlantılarını veren LLM tabanlı bir arama motoru. Mevcut bilgi için ChatGPT’den çok daha üstün olan birçok kaynaktan biri. Genel olarak, LLM tabanlı sohbet robotları arama motorlarından çok daha düşük ve arama ile yapay zekayı birleştirmek en iyisi.

Ve bu araçların ne kadar hızlı geliştiği göz önüne alındığında, gelecek ay, hatta gelecek hafta belirli bireysel amaçlar için en iyi sohbet robotlarının, tarayıcı eklentilerinin, web sitelerinin ve uygulamaların tamamen farklı olabileceğini hatırlamak önemli.

AI dünyası şu anda o kadar çeşitli ve karmaşık ki, verebileceğim en iyi tavsiye çılgın bir bilim adamı gibi deney yapmak. Yapabildiğiniz kadar çok yeni araç deneyin. Yapay zekayı işinize entegre etmeyi deneyin. Yaratıcı sorgular çalıştırın. Ve AI’yı beyin fırtınası ortağı ve sondaj tahtası olarak kullanın.

Yapay zeka dünyası inanılmaz derecede hızlı değişiyor ve teknolojinin vaadi ve tehlikeleri oldukça ezici. Teknoloji ve iş dünyasındaki hepimizin ona macera, öğrenme ve deney duygusuyla yaklaşması gerekiyor. Ve bu kadar hızlı gelişen bir atmosferde ChatGPT’ye bağlı kalmayın derim.