Yazar Dan Ackerman; Apple ve The Tetris Company’nin ünlü bulmaca oyunu hakkındaki kitabını filmleri için izinsiz veya ödeme yapmadan uyarladığını iddia ediyor.
“Tetris”, 2010’larda sinirli bir film olarak prodüksiyona sokmaya yönelik başarısız girişimlerin ardından 2020’de Apple TV+ tarafından satın alındı. Apple’ın hakları güvence altına alması, üretime devam etmesi için yeterli fon vermiş olabilir.
Noah Pink tarafından yazılan bir drama-belgesel olarak, “Tetris” nihayet Mart 2023’te South by Southwest festivalinde prömiyerini yaptı ve o ayın sonunda Apple TV+’da yayınlandı.
Ancak Reuters’e göre, Gizmodo genel yayın yönetmeni Dan Ackerman, filmin “The Tetris Effect” adlı kitabından uyarlandığını iddia ediyor. 2016’da yayınlanmasının ardından Ackerman, kitabı daha sonra kopyaladığı iddia edilen The Tetris Company’ye gönderdiğini söylüyor.
Dahası, Ackerman, Tetris Company’nin kitabının kendisi için film veya televizyon haklarını takip etmesi durumunda ona dava açmakla tehdit ettiğini söylüyor. Reuters’e göre, şirket Tetris fikri mülkiyetini kullanma iznini reddetti ve ona “güçlü ifadeli bir durdurma ve vazgeçme mektubu” gönderdi.
Ackerman’ın avukatı Kevin Landau, “(Bu dava) bir yanlışı düzeltmeyi ve yasalara göre bu tür bir saygı ve onay hakkına sahip olan birinin çalışmasına, çalışkanlığına ve mülkiyetine saygı ve adalet sağlamayı amaçlıyor.” dedi.
Ackerman, mahkemeden filmin 80 milyon dolarlık bütçesinin en az %6’sı kadar tazminat istiyor.
Ne Apple ne de Tetris Company henüz yorum yapmadı.
İçerik üreticileri, influencer’lar, tasarımcılar, kendi markasıyla e-ticarete giriş aşamasında olan kullanıcıların yaratıcı ürün fikirlerini hayata geçiren teknoloji ve üretim girişimi Triber Shop yatırım turunu başlattı. Şirket paylarının %10’unun yatırımcılara arzı yoluyla 2,8 milyon TL fon talep eden Triber Shop, print on demand (talep doğrultusunda baskı) hizmetini ileri seviye yazılım ile birleştiren öncü bir girişim. Kullanıcıların üretim dışında e-ticaret altyapısı, raporlama, stok yönetimi, kargolama ve müşteri hizmetleri gibi süreçleri tek bir panel üzerinden uçtan uca yönetmelerini sağlayan Triber’ın fonbulucu platformundaki yatırım turu 7 Ekim 2023’e kadar devam edecek.
İçerik üreticileri, influencer’lar, tasarımcılar ya da kendi markasıyla e-ticarete giriş yapmak isteyen kullanıcıların fikirlerini ürünlerine dönüştüren Triber, paya dayalı kitle fonlama turuna çıktı. Kullanıcıların ürünlerini tasarlayabilmelerini, mağazalarını oluşturabilmelerini ve pazaryerlerine entegre olabilmelerini sağlayan uçtan uça bir teknoloji platformu olan Triber, 2,8 milyon fon talebiyle çıktığı yatırım turunda şirket paylarının %10’unu yatırımcılarına arz ediyor. 2030’a kadar global çapta %26,1’lik bileşik yıllık büyüme oranı beklenen print on demand pazarında faaliyet gösteren girişim şirketi, Türkiye’nin sahip olduğu üretim gücünü, pazarın entegrasyon teknolojileri ile birleştirerek global oyuncular arasına girmeyi hedefliyor. Girişim şirketi, bilançosunda sermaye yedekleri kaleminde bulunan toplam 767 bin 864 TL’yi 7 Ekim’e kadar devam edecek yatırım turu sonunda topladığı fon ile birlikte 65 bin TL’lik mevcut sermayesine ekleyecek.
Triber Shop yatırımcılara bedelsiz pay, indirim ve hediye fırsatları sunacak
Yatırım turunun başlama tarihi olan 8 Ağustos Salı günü saat 10.00 itibari ile 10 iş günü içerisinde EFT veya kredi kartı ile yapılan yatırımlarda yatırımcılara %30 fazladan pay vereceğini duyuran Triber Shop, fonbulucu platformundaki yatırım turunda yatırım yapan yeni ortaklarına 1 yıl boyunca gerçekleştirecekleri ilk alışverişlerinde geçerli %10 indirim tanımlayacak.
Ayrıca 5 bin -10 bin TL arasında yatırım yapanlara 3 ay geçerli Triber Platinum Üyelik ve 1 Adet Triber Basic Boxy, 10 bin – 20 bin TL arasında yatırım yapanlara 6 ay geçerli Triber Platinum Üyelik ve 1 Adet Triber Basic Boxy, 20 bin TL ve üzerinde yatırım yapanlara 1 yıl geçerli Triber Platinum Üyelik ve 1 Adet Triber Basic Boxy hediye edecek.
Triber’da ürünler talep edildikçe üretilir ve bu sayede ölü stok problemi ortaya çıkmaz
Hizmetleri ve elde edilecek fonun kullanım alanları hakkında bilgi veren Triber CEO’su Bilge Sarıgöllü, “Print on demand pazarında faaliyet gösteren Triber’i insanların fikirlerini markalara ve ürünlere dönüştürmelerine yardımcı olan uçtan uca sipariş karşılama hizmeti olarak tanımlayabiliriz. Triber kullanıcıları gelişmiş bir yazılım üzerinden kendi e-ticaret markalarını sıfır sermaye ve tek tıkla oluşturabilir, ürünlerini tasarım panelimiz aracılığıyla tasarlayarak mağazalarına ekleyebilir, kategoriler açabilir, ürün listeleri oluşturabilir ve özelleştirilmiş renkler kullanarak mağazalarını kişiselleştirebilirler. Print on demand teknolojisinin doğası gereği Triber’da ürünler yalnızca talep edildikçe üretilir ve bu sayede ölü stok problemi ortaya çıkmaz. E-ticaret altyapısı, üretim, stok yönetimi, kargolama ve müşteri hizmetleri gibi süreçleri de yöneten Triber, öncelikli olarak içerik üreticileri, influencer’lar, tasarımcılar ve e-ticaret girişimcileri tarafından tercih edilse de yaratıcı bir fikri olan ya da sadece e-ticaret ile gelir elde etmek isteyen kullanıcılar tarafından da rağbet görüyor. Global pazardaki rakiplerine oranla daha düşük maliyetle, yüksek kalitede ve kapsamı geniş hizmet anlayışıyla da son derece avantajlı bir konumda. Lansman sonrası ilk 1 yıl içinde pazarda kendine yer bularak hızlı bir şekilde büyümeyi başarmış olup artan e-ticaret penetrasyonunun da etkisiyle birlikte kullanıcılarımızın ihtiyaç duyduğu hizmetleri uçtan uca sağlama noktasında eksiklerimizi giderdik. Biliyoruz ki bu hizmete ihtiyaç duyan fakat Triber’dan haberi olmayan binlerce insan var. Yatırım turuyla elde edeceğimiz fonun bir kısmını pazarlama alanında kullanarak hacmimizi artıracağız. Mevcut e-ticaret entegrasyonlarımıza yenilerini ekleyerek entegre sistemlerimizi genişleteceğiz. Operasyon alanında iyileştirmeler sağlayacak ve hacim olarak yeterli olan üretim alanımızda, mükemmel standartları yakalamak için bant oluşturacağız” dedi
Salı günü düzenleyici kurum, WhatsApp ve diğer mesajlaşma hizmetlerini iş amacıyla kullandığını kabul eden bir grup Wall Street bankası için büyük para cezaları açıkladı.
Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu dokuz firmaya toplam 289 milyon dolar para cezası verirken, Emtia Vadeli İşlemler Ticaret Komisyonu toplam 549 milyon dolar karşılığında 260 milyon dolar para cezası verdi. Her iki kurum da düzenlemelere uygun olarak yetersiz kayıt tutmayı belirtti.
Son yıllarda düzenleyiciler, bankacıların işverenlerinin etkili bir şekilde izleyemediği WhatsApp ve kişisel e-posta adresleri gibi işle ilgili amaçlar için özel mesajlaşma platformlarını kullanmalarını engelledi.
SEC’in icra bölümü müdürü Gurbir S. Grewal bir açıklamada, “Federal menkul kıymetler yasalarının defter ve kayıt gerekliliklerine uymak, yatırımcı koruması ve iyi işleyen piyasalar için esastır.” dedi.
“Bazı komisyoncu-bayiler ve yatırım danışmanları bu mesaja, kendi bildirdiği ihlallere veya iç politika ve prosedürleri iyileştirmiş olsa da, bugünün eylemleri bize birçoğunun hala sahip olmadığını hatırlatıyor” diye devam etti.
Çarşamba günkü duyurular SEC’in konuyla ilgili toplam para cezalarını 1,5 milyar dolara getirirken, CFTC’nin açıklaması bugüne kadar 1 milyar dolardan fazla ceza uyguladığını söyledi.
Belirli firmalar ve para cezası miktarları aşağıda detaylandırıldı.
Bilişim 500 – İlk Beşyüz Bilişim Şirketi Araştırması’nın sonuçlarına göre, ilk 500 bilişim firmasının 2022 yılında toplam geliri 372 milyar TL olurken, bir önceki yıla göre büyüme oranı yüzde 74 olarak gerçekleşti. Bu sene araştırmada 89 yeni şirket yer alırken, sıralamaya giren şirketlerin 187’si yüzde 100’ün üzerinde bir büyüme gösterdi. En yüksek büyüme yine yazılım sektöründen geldi. İlk 500 Bilişim Şirketi birincilik ödülünü ise Turkcell aldı. 24 yıldır kamu, bilişim firmaları, BT yöneticileri ve akademiyi bir araya getiren ‘Bilişim 500 Ödül Töreni’nde mesajlarını ilettiği video ile aktaran T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, “Cumhurbaşkanımızın çizdiği milli teknoloji hamlesi ve Türkiye’nin yüz yılı vizyonu çerçevesinde hareket ederek hep birlikte ülkemizin bilişim altyapısını güçlendirmeliyiz. Bilişim sektörünü ülkemiz için bir refah kaynağı haline getirmek ancak yerli ve milli ürünlerimizle mümkün olabilir” dedi.
M2S Araştırma Şirketi tarafından gerçekleştirilen Türkiye’nin İlk 500 Bilişim Şirketi-Bilişim 500 Araştırması sonuçları, 9 Ağustos 2023 tarihinde Fişekhane’de düzenlenen ödül töreninde açıklandı. Bilişim 500 Araştırması kapsamında “Dağıtıcı”, “Sistem Entegratörü ve İş Ortağı”, “Uluslararası Merkezli Üretici/Üreticinin Temsilcisi”, “Türkiye Merkezli Üretici”, “Bilişim 500 Plus” ve “Türkiye Ekonomisine Katkı” olmak üzere 6 ayrı ana kategoride birincilere ödülleri takdim edildi.
Araştırmanın Türkiye Ekonomisine Katkı özel kategorisinde; Yılın Finans Bankacılık Sektörü Yazılım Kategori birincisi Intertech olurken, Yılın Yapay Zekâ Kategori birinciliğini KoçSistem aldı. Yılın Ar-Ge Yatırımı Kategorisi birincisi Havelsan, Yılın Yazılım İhracatı Kategori birincisi Enka Grup, Yılın Hizmet İhracatı Kategori birincisi ise Teleperformance Türkiye oldu.
Tören sponsorluğunu KoçSistem, araştırma sponsorluğunu Sistem Global, yayın sponsorluğunu Este Bilişim; sunum sponsorluğunu Bulutistan, Iovis, Iron Mountain, Lenovo, Nagarro+MBIS’in üstlendiği ödül töreni; ‘Gitarların Efendisi’ olarak tanınan Sanatçı ve Bilişimci Taylan Dedeoğlu’nun solo gitar performansı ile başladı.
Açılış konuşmasını BTHABER Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe’nin yaptığı Bilişim 500 Ödül Töreni açılış programında, T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, Lenovo Türkiye Genel Müdürü Emre Hantaloğlu, Este Bilişim CTO’su Erdinç Kapucu, Iron Mountain Türkiye Genel Müdürü Gamze Ergün, KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca, Bulutistan Türkiye Genel Müdürü Gökhan Gençtürk, Nagarro+MBIS Satış Direktörü Umut Güney ve Sistem Global Satış ve Pazarlama Direktörü Serra Yılmaz konuşmaları ile yer aldı.
Turkcell zirveye yerleşti
Şirketlerin ciro bilgilerine göre genel ve kendi kulvarında sıralandığı araştırmanın sonuçlarına göre; bilişim sektörün zirvesinde bu yıl Turkcell yer aldı. Türkiye’nin en büyük 10 bilişim firması; Turkcell, Türk Telekom, Vodafone, Indeks Bilgisayar, Arena, Teknosa, Bilkom Bilişim, Armada Bilgisayar, Penta Teknoloji ve Lenovo Türkiye olarak sıralandı.
187 şirket yüzde 100’ün üzerinde büyüdü
2022 yılı araştırmasında sıralamaya giren şirketlerin gelirleri, TL bandında yüzde 74 artarak 372 milyar TL oldu. Türkiye Merkezli Üretici Yazılım kategorisinde de büyüme yüzde 84 olarak gerçekleşti.
Sıralamaya giren şirketlerin 187’si yüzde 100’ün üzerinde bir büyüme gösterirken, en yüksek büyümeyi yüzde 501 ile yazılım şirketi Erka Grubu gerçekleştirdi.
2022 yılı sıralamasında yer alan şirketlerin dolar bazında ortalama yüzde 10, 165 şirketin ise bu ortalamanın da üzerinde büyüdüğü görüldü. 2022’de finans, perakende ve üretim gibi temel sektörler en yüksek teknoloji yatırımlarını yapan sektörler olarak önde çıkmayı sürdürdü. İş süreçlerindeki verimliliği artırmaya yönelik yapay zeka ve nesnelerin interneti yatırımlarında artış görüldü.
“Bilişim sektörünün hedefinde küresel oyuncu olmak var”
Konuşmasında Bilişim sektörünün son 10 yılda yurtdışına açılan büyük yatırımlarla itibarını artırdığını belirten BTHABER Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe, “Artık teknoloji firmalarımızın hedefi sadece ülke içi veya komşu ülkeler değil, dünyada var olmak. İnovatif ve dinamik yapıda olan firmalarımız doğru zamanda doğru işleri yaparak büyüyor. Bu hıza ve gelişime ayak uyduramayanlar ise maalesef küçülüyor. Sektördeki oyuncuların hedefleri büyüdükçe rekabet artıyor. Görüyoruz ki, çağa ayak uydurarak yeni teknolojilere yönelik adımlar atan firmalar daha avantajlı. Yapay zekanın öne çıktığı bu dönemde yazılıma yatırım yapan firmalar öne geçiyor” değerlendirmesinde bulundu.
FinTech, InsurTech ve oyun firmalarına davet
Bilişim 500 Araştırması’nın tüm sektör için yol gösterici bir rol oynadığına; birleştirici etkisiyle kamu, bilişim firmaları, BT yöneticileri ve akademisyenleri bir araya getiren tek yapı olduğuna dikkat çeken Göçe; “Bilişim 500 Araştırması, 24 yıldır küresel yatırımcı firmaların ve ülkemizin BT yöneticilerinin başucu kitabı oldu. Araştırmaya katılım ne kadar yüksek olursa sonuçlar o kadar büyük bir sektör analizi haline geliyor. Araştırmamızda firmalar cirolarına göre uygun kategorilerde sıralarken, güncel ve inovatif teknolojileriyle tablolara giren firmalarımız ile genç ve hızlı büyüyen şirketlerimiz için Bilişim 500 Plus bölümümüz araştırmamızda ayrı bir önem taşıyor. Sadece en büyük 500 sıralaması olmayan, kategoriler barındıran araştırmamız bu nedenle tüm şirketlerimizi kapsıyor, şirketler kendi kategorisinde yer alma fırsatı yakalıyor. Özellikle FinTech, InsurTech ve oyun firmaları gibi araştırmadan uzak kalan yapıların araştırmaya katılımı çok kıymetli. Araştırmanın zenginleşmesi hepimiz için önemli. Bu araştırma tüm sektörün desteklemesi ve sahip çıkması gereken çok önemli bir veri kaynağı” açıklamasında bulundu.
Dr. Ömer Fatih Sayan: “Bilişim sektörünü ülkemiz için bir refah kaynağı haline getirmek ancak yerli ve milli ürünlerimizle mümkün olabilir”
Etkinlikle ilgili mesajlarını ilettiği video ile aktaran T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, “Bugün bilişim dünyasının en seçkin etkinliklerinden biri için bir araya geldik. Bilişim 500 ödül töreni bu büyülü sektörün başarılarını kutlamak için bir vesile oluşturuyor” diyerek bu etkinliğinin sektördeki öncüleri, vizyonerleri ve cesur girişimcileri tanımak ve onların özverili çalışmalarını takdir etmek için önemli bir imkan olduğunu belirtti.
İleri teknolojilerin sürekli kendini yenileyen gücünün hayatımızı daha da kolaylaştırırken dünyamızı da dönüştürmeye devam ettiğini sözlerine ekleyen Sayan, “Bu sektörü sadece kodlar, donanımlar ve algoritmalar değil aynı zamanda insanlık için bir dönüm noktası olacak çözümler, uygulamalar ve hizmetler oluşturuyor. Bilişim sektörü sadece iş dünyası değil aynı zamanda sosyal hayatımızı da dönüştürüyor ve bir arada daha güçlü bir toplum oluşturmamıza olanak tanıyor. Bilişim sektöründeki profesyoneller olarak sorumluluğumuzun ve etkimizin farkında olmalı ve teknolojinin insanlara nasıl değer kattığını asla unutmamalıyız. Bizler de sektördeki her bir kişi ve kuruluşun ilerlemesi için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Bilişim sektörünü ülkemiz için bir refah kaynağı haline getirmek ancak yerli ve milli ürünlerimizle mümkün olabilir. Cumhurbaşkanımızın çizdiği milli teknoloji hamlesi ve Türkiye’nin yüz yılı vizyonu çerçevesinde hareket ederek hep birlikte ülkemizin bilişim altyapısını güçlendirmeliyiz” diyerek sözlerini sonlandırdı.
“En önemli görevimiz ülkemize çağ atlatmak”
Konuşmasında, yurtdışında sektörü tanıtırken en fazla kullandıkları referansın Bilişim 500 olduğunu belirten KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca; “KoçSistem olarak ülkemizin 100 yıllık Cumhuriyet tarihinde 78 senedir sürekli olarak kendimizi geliştirmeye, yeni alanlara girmeye odaklandık. Hem bizim hem de sektörümüzün çok önemli bir görevi var; o da ülkemize çağ atlatmak. Sadece kendimiz değil bizden sonraki jenerasyonlar için de önümüzdeki fırsatları iyi değerlendirmeliyiz. Artık yapay zeka ile ülkeler arasındaki uçurumları kapatmak daha kolay hale geliyor. Biz de KoçSistem, Koç Dijital ve Koç Savunma şirketlerindeki Ar-Ge merkezlerimiz ve iş ortaklarımızla birlikte değer yaratmaya, Suudi Arabistan’dan Amerika’ya kadar çok geniş bir coğrafyaya teknolojimizi ihraç ederek kendi mühendislerimizin geliştirdiği çözümleri sunmaya devam edeceğiz” dedi.
“Bilişim ihracatçılarına yaklaşık 422 milyon TL destek verildi”
Sistem Global Satış ve Pazarlama Direktörü Serra Yılmaz yaptığı konuşmada, “Yeni nesil finansman kaynaklarına erişimi kolaylaştırmak öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Özellikle yurtdışına açılmak isteyen, ihracatla büyümeyi hedefleyen şirketlerin yanında olmak bizim için çok önemli. Ülkemizin bilişim ihracatına baktığımız zaman 2018-2022 yılları arasında dolar bazlı yıllık %10 bir büyüme kaydettiğimizi görüyoruz. TÜBİSAD’ın açıkladığı son verilere göre ise 2022 yılında toplam bilişim ihracatı 28,6 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Bunun 24 milyar TL’si yazılım şirketlerinden geliyor. Global ihracattan aldığımız pay ise %0,3. Bu bize şunu gösteriyor; güzel bir büyüme kaydediyoruz ancak gidilecek daha çok yol var. Bilişim ve yazılım sektöründe faaliyet gösteren firmaların büyüme eğrilerine baktığımızda sağlanan teşvik ve desteklerin büyüme ve globalleşme sürecinde kaldıraç etkisi yarattığını görüyoruz. Geçtiğimiz yıl bilişim ihracatçılarına yaklaşık 422 milyon TL destek verildi. Bilişim şirketleri için önümüzdeki dönemde gündem maddeleri ihracat, globalleşme, Ar-Ge ve inovasyon olacak. Bunun için de yeni nesil finansman kaynaklarının doğru kullanılması ve değerlendirilmesi çok önemli. Bu sağlandığında Türk şirketlerinin teknoloji ihracatı anlamındaki başarıları artacaktır” dedi.
Teknolojiyi ileriye götürecek en önemli yatırımlardan biri yapay zeka
Türkiye bilişim pazarının çok hızlı geliştiğini ve mobil teknolojilerin yaygınlaşması ile şirketlerin dijitalleşme çabalarının bu gelişmeye büyük katkı sağladığına dikkat çeken Este Bilişim CTO’su Erdinç Kapucu, “Teknolojiyi ileriye götürecek en önemli yatırımlardan biri yapay zeka. Geçtiğimiz 8 aya baktığımızda yapay zekanın artık son tüketicilerin de hayatına girdiğini görüyoruz. Müşteri beklentilerine yönelik yapay zekaya dair yeni mühendislik türleri açılıyor, üniversiteler bu alanda bölümler açıyor. Bu alanların çeşitlenmesi öğrencilerin sektöre kazandırılması için çok anlamlı” diye konuştu.
35 Yıl Emek Ödülleri
“Yeni yüzyılımızda daha da ileri ‘further’” teması ile gerçekleştirilen törende ayrıca bilişim sektörüne 35 yıl emek veren Serhan Demirer, Cüneyt Kalpakoğlu, Tufan Alatan, Sinan Oymacı, Ken Bradley, Kenan Altınsaat ve Dr. Reha Çetin’e de ödülleri verildi.
Yeni nesil alacak finansmanı platformu Figopara, 2023 yılının ilk yarısında işlem büyüklüğünü bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yaklaşık 7 kat artırırken, aracılık ettiği finansmanı da 2 katına taşıdı. 2023 yılının ilk yarısında hedefleri doğrultusunda büyümeye devam ettiklerini vurgulayan Figopara Kurucu Ortağı ve CEO’su Koray Bahar, “Yılın ikinci yarısında global büyümemiz ivme kazanırken, platformumuza katacağımız yeni hizmetler ile KOBİ’lerin Super App’i olma yolunda da adımlarımızı hızlandıracağız” dedi.
Tedarikçi finansmanına aracılık etmenin yanında geliştirdiği çözümlerle KOBİ’lerin, işletmelerin finansmana hızlı erişimini sağlayan yeni nesil alacak finansmanı platformu Figopara, KOBİ Finansmanı ve Tedarikçi Finansmanı hizmetleriyle hızla büyümeye devam ediyor. Türkiye’de finansman şirketlerinin büyüme hızlarında düşüş yaşanan 2023 yılının ilk yarısında bir önceki yıla kıyasla 7 kat büyüyen Figopara, işlem büyüklüğünü KOBİ Finansmanı’nda yaklaşık 7.5 kat, Tedarikçi Finansmanı’nda ise 6 kat artırdı. KOBİ Finansmanı’nda yılın ilk yarısında işlem hacmi geçen yıla kıyasla 4 kat büyürken, Tedarikçi Finansmanı’nda işlem hacmi ise 2 katın üzerinde artış gösterdi. Figopara’nın aracılık ettiği finansman söz konusu dönemde 2 katına çıkarken, platform aracılığıyla en çok finansmana erişen sektörler ise sırasıyla perakende, imalat ve taşımacılık oldu.
Alternatif finansman modellerine ilgi artıyor
Yılın ilk 6 ayına ilişkin verileri değerlendiren Figopara Kurucu Ortağı ve CEO’su Koray Bahar, “Şirketler için tahsilat problemi ve finansmana erişim temel sorun olmaya devam ediyor. Alternatif finansman modelleri tam da bu noktada daha önemli hale gelirken, FinTek’ler önemli bir ihtiyaca çözüm sunuyor. Figopara verileri de bunu gösteriyor. 2023 yılının ilk 6 ayında KOBİ Finansmanı’nda yeni müşteri sayımızda yüzde 76 artış olurken, Tedarikçi Finansmanı’nda yeni alıcı sayımız ise 3 kat arttı.” dedi.
Sözleşme süreçleri ıslak imza yerine dijital onay ile kolaylaştırıldı
Figopara olarak müşterilerinin kayıt sürecinde yalnızca firma ve kullanıcı bilgilerini alarak bu aşamayı çok daha kolaylaştırdıklarını vurgulayan Koray Bahar, “Tamamen dijital olarak düzenlenen firma kayıt akışı, müşterilerimizin portalımıza hızlıca girişini sağlıyor. Böylece geleneksel şekilde doküman onaylarının beklendiği akışın yerine uçtan uca dijitalize edilmiş bir süreçle, hızlıca erişimler sağlanabiliyor ve işlemler başlatılabiliyor. Portal altyapımızdaki en önemli yenilik ise ıslak imzalar üzerinden ilerleyen sözleşme sürecinin dijital onayla kolaylaştırılmış olması. Güçlü teknik altyapımız sayesinde hem Figopara hem de firmalarımız nezdinde güvenli şekilde iş yapar konuma hızlıca geçebiliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Dubai operasyonuyla birlikte yurt dışı pazarlarda büyümemiz hızlanacak
Figopara’nın yurt dışı faaliyetlerine de değinen Bahar, yılın ilk yarasında Dubai operasyonunda sözleşmeleri tamamladıklarını ve bu ülkede ilk işlemlerin yılın ikinci yarısında gerçekleşmeye başlayacağını söyledi. Koray Bahar, “Dubai operasyonuyla birlikte yurt dışında büyümemiz hızlanacak” dedi. Figopara’nın organik büyümenin yanı sıra inorganik olarak da büyümeye devam edeceğini vurgulayan Bahar, “Yurt içi ve yurt dışı stratejimiz ve büyüme hedeflerimiz doğrultusunda önümüzdeki dönemde Figopara’yı daha da ileriye taşıyacak satın alımlar gerçekleştiriyoruz. Vizyonumuz doğrultusunda planladığımız ilk satın almanın imzasını tamamladık. Bir diğer satın alma için de imza aşamasındayız. Yıl sonuna kadar gerçekleştirdiğimiz 2 satın almayı KOBİ’lerin Super App’i olma yolculuğumuzda platformumuza eklenen yeni özelliklerle birlikte kamuoyu ile paylaşacağız. değerlendirmesinde bulundu.
Piyasa koşullarını denetlemek, monopol ve tekel durumlarını önlemek, tüketici haklarını korumak ve adil rekabeti sağlamak için gerekli düzenlemeleri yaparak uygulamakla görevli olan Rekabet Kurumu, Samsung ve LG için yüklü miktarda ceza kesti. İşte detaylar…
Rekabet Kurumu neden Samsung ve LG’ye ceza verdi?
Bir üretici veya markanın, belirlediği ürün veya hizmetlerin perakende satış fiyatlarını kontrol etme veya düzenleme girişimi bir suç olarak kabul edilir. Zira bu tür bir müdahale, ürünlerinin piyasadaki fiyatını belirleyerek, satıcıların bu fiyatı aşağı veya yukarı çekme yeteneğini kısıtlamayı amaçlar.
Bu nedenle genellikle rekabet yasalarına aykırı olarak kabul edilir. Çünkü serbest piyasanın doğasına aykırı olarak rekabeti kısıtlama veya bozma durumuna yol açabilir. Rekabet Kurumu ise tüketici haklarını ve adil rekabeti koruma amacıyla bu tür fiyat müdahalelerine karşı çıkarak bugün olduğu gibi para cezası veya farklı yaptırımlar uygulayabilir.
Samsung Electronics İstanbul Pazarlama ve Ticaret Limited Şirketi, LG Electronics Ticaret AŞ ile SVS Dayanıklı Tüketim Malları Pazarlama ve Ticaret Limited Şirketi Hakkında Yürütülen Soruşturmaya İlişkin Nihai Kararın 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 49. Maddesi Uyarınca Açıklanması
Rekabet Kurulunun 09.09.2021 tarihli ve 21-42/617-M sayılı Kurul kararı uyarınca yürütülen soruşturma ile ilgili olarak düzenlenen Rapor’a ve Ek Görüş’e, toplanan delillere, yazılı savunmalara, sözlü savunma toplantısında yapılan açıklamalara ve incelenen dosya kapsamına göre,
a) Samsung Electronics İstanbul Pazarlama ve Ticaret Ltd. Şti., LG Electronics Ticaret AŞ ile SVS Dayanıklı Tük. Mall. Paz. ve Tic. Ltd. Şti.nin yetkili satıcılarının yeniden satış fiyatına müdahalede bulunmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiklerine
b) Bu nedenle, 4054 sayılı Kanun’un 16. maddesinin üçüncü fıkrası ve “Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar İle Hâkim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik”in 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ve ikinci fıkrası
i. ile üçüncü fıkrasının (a) bendi hükümleri uyarınca 2021 mali yılı sonunda oluşan ve Kurul tarafından belirlenen yıllık gayri safi gelirleri üzerinden takdiren,
Samsung Electronics İstanbul Pazarlama ve Ticaret Ltd. Şti.’ye 227.161.142,04- TL,
ii. ile üçüncü fıkrasının (a) bendi ve 7. maddesinin birinci fıkrası hükümleri uyarınca 2021 mali yılı sonunda oluşan ve Kurul tarafından belirlenen yıllık gayri safi gelirleri üzerinden takdiren,
SVS Dayanıklı Tük. Mall. Paz. ve Tic. Ltd. Şti.’ye 1.984.907,00-TL,
iii. ile 6. maddesinin birinci fikrasının (a) bendi hükümleri uyarınca 2021 mali yılı sonunda oluşan ve Kurul tarafından belirlenen yıllık gayri safi gelirleri üzerinden
LG Electronics Ticaret AŞ’ye 33.870.305,21-TL,
idari para cezası verilmesine gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemelerinde yargı yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir.
Günümüzde gittikçe artan mobil cihaz türleri ve sayısı ile birlikte siber saldırılar, tehlikeler katlanarak artıyor. Bakıldığında, kullanıcıların internette gezinmek için en sık tercih ettikleri yollardan biri Google Chrome tarayıcıyı kullanmak.
Bu on adımı izleyerek internette çok daha güvenli bir şekilde seyahat edebileceksiniz!
1- Güvenliği kontrol etme
Google Chrome’un Güvenlik Kontrolü ve Gizlilik Kılavuzu araçları, tarayıcının yeterince güvenli olup olmadığını hızlı bir şekilde kontrol etmenizi sağlıyor.
NASIL? Sağ üstteki üç noktaya dokunun ve Ayarlar > Gizlilik ve güvenlik’i seçin. Güvenlik denetimini ve ardından Gizlilik Kılavuzunu seçin.
2- Verileri temizleme
Tarayıcılarımız, diğer şeylerin yanı sıra reklamları kişiselleştirmek için kullanılan çerez dosyalarını saklıyor. Ancak bu silinebilir.
NASIL? Gizlilik ve güvenliği açın. Tarama verilerini temizle >Temeller’i seçin. Tarama geçmişi, çerezler veya dosyalar gibi temizlemek istediğiniz şeyleri işaretleyin. Varsayılan olarak, her şey silinir, ancak değiştirmek için Zaman aralığına da basabilirsiniz. Net verilerle onaylayın. Daha fazla seçenek almak için Gelişmiş‘i seçebilirsiniz. Burada, örneğin kaydedilmiş şifreleri ve web sitesi ayarlarını silebilirsiniz.
3- Gelecekteki çerezleri engelle
Gelecekte çerezleri engellemeyi seçebilirsiniz.
NASIL? Gizlilik ve güvenliği açın. Çerezleri ve diğer site verilerini seçin ve ne tür çerezlerin kaydedileceğine karar verin. Ayrıca, tüm pencereleri kapattığınızda Çerezleri ve site verilerini sil’i etkinleştirebilir ve web trafiğinizle bir Takip Etme isteği gönderebilirsiniz. İkincisi, takip edilmek istemediğinizi işaret eder. Tek tek dosyaları yönetmek için tüm site verilerini ve izinlerini görme bölümüne de gidebilirsiniz.
4- Size özgü istisnalar belirleyin
Oluşturduğunuz kurallar ne olursa olsun, istisnalar ekleyebilirsiniz.
NASIL? Gizlilik ve güvenliği açın. Çerezlerive diğer site verilerini ve Özelleştirilmiş davranışları seçin. Burada her zaman (veya asla) çerez kullanmasına izin verilmeyen siteler ekleyebilirsiniz.
5- Daha güvenli arama yapın
Google Chrome, örneğin kötü amaçlı web sitelerini ziyaret ederseniz veya tehlikeli programlar indirirseniz sizi uyaran Güvenli Tarama adlı bir özelliğe sahip.
6- Değişen yetkileri takip edin
Örneğin, kameranızı ve konum verilerinizi kullanmak için farklı sitelere yetki verilebiliyor. Bunu daha sonra da değiştirebiliyorsunuz.
NASIL? Gizlilik ve güvenliği açın. Site ayarlarını seçin ve ayarlamak istediğiniz şeye tıklayın.
7- Gizliliğinizi kontrol edin
Tüm Google hizmetleri, sizinle ilgili birçok bilgiyi depolayan aynı oturum açma hesabını kullanır. Ama ne olduğunu kontrol edebilirsiniz.
NASIL? myaccount.google.com adresine giderek Google Hesabınızı açın ve giriş yapın. Veri ve gizlilik’e gidin ve Gizlilik Kontrolü’ne gidin. Sihirbazı gözden geçirin ve hangi seçenekleri seçmek istediğinizi seçin. Daha iyi kontrol için bunun yerine Veri ve gizlilik > Verileriniz ve gizlilik seçeneklerinizi seçebilirsiniz. Burada ne yaptığınızı görebilir ve farklı özellikleri etkinleştirebilir veya devre dışı bırakabilirsiniz.
8- Şifrelerinizi güvence altına alın!
Google hesabınız üzerinden ne kadar hassas bilgiye erişildiği göz önüne alındığında, güvenli bir parolaya sahip olmak önemli. İki adımlı doğrulama adı verilen bir şeyle de güvenliği artırabilirsiniz. Bu, yeni bir cihazda oturum açmak için bir şifreye erişmenin yeterli olmadığı anlamına geliyor, ayrıca oturum açmayı cep telefonunuzla onaylamanız gerekiyor.
NASIL? Google Hesabını açın. Güvenliği seçin ve değiştirmek istiyorsanız Parola’ya dokunun. Ayrıca İki adımlı doğrulamaya dokunabilir ve güvenliği artırmak için talimatları takip edebilirsiniz.
9- Telefon numaranızı güncel tutun
Google hesabınıza her zaman erişebildiğinizden emin olmak için doğru kurtarma bilgilerini girmiş olmanız önemli. Bunlar, bir şey olursa kontrolü hesabınıza geri yükleyebilen telefon numaraları ve e-posta adresleri. Bu bilgilerin doğru olduğundan emin olun!
10- Reklam merkezini açın
Tabii ki, en önemli şeylerden biri de Google’daki reklamlarınızı kontrol etmek. Bunu şirketinizin Reklam Merkezi’nde yapabilirsiniz.
NASIL? Google Hesabınızı açın. Verileri ve gizliliği seçin ve Kişiselleştirilmiş Reklamlara gidin. Burada kişiselleştirilmiş reklamlarınızda hangi bilgilerin kullanılacağını farklı şekillerde seçebilirsiniz.
Kaliforniya’da, bir grup, Google’ın Chrome tarayıcısının gizli sekmesinde bile verileri topladığı iddiasıyla harekete geçerek dev teknoloji şirketine karşı 5 milyar dolarlık tazminat davası açtı. Şimdi ise Google, bu iddiaların hukuki çerçevede ele alınacağı mahkeme sürecine hazırlanıyor. Davacılar, gizlilik ihlali iddialarını yargının önüne taşındı ve Google’ın internet kullanıcılarının gizliliğine saygı gösterip göstermediği incelenecek.
ABD Bölge Yargıcı Yvonne Gonzalez Rogers, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Google’ın kullanıcıların çevrimiçi etkinliklerini gizlice izlediği iddialarını reddetti. Google’ın, kullanıcılarına net bir şekilde bilgi vermediği için çevrimiçi görüntülemeleri hakkında veri topladığına dair kanıt bulunmadığını ifade etti. Rogers, 36 sayfalık kararında, kullanıcıların günlük 3 dolar ödeyerek Google’ın verilerini izlemesine izin veren bir pilot programa atıfta bulunarak verilerin bir pazar değeri olduğunuda belirtti.
Davacıların avukatı David Boies, önerilen 5 milyar dolarlık grup dava için yaptığı açıklamada, yargıcın kararını “milyonlarca Amerikalının gizlilik çıkarlarını koruma yolunda önemli bir adım” olarak değerlendirdi. Davacılar, Google’ın, Chrome tarayıcısını “Gizli” moduna veya diğer tarayıcıları “özel” tarama moduna aldıklarında bile çevrimiçi etkinliklerini izleme yeteneğine sahip olduğunu idda iddia etmişti.
Google sözcüsü Jose Castaneda, şirketin davacıların iddialarına güçlü bir şekilde karşı çıktığını ve kendilerini sert bir şekilde savunacaklarını belirtti. Castaneda, “Gizli mod, çevrimiçi gezinme sırasında verinizi tarayıcıya veya cihaza kaydetmeden gezinme seçeneği sunar” dedi.
Google’ın 1 Haziran 2016’dan itibaren kullanıcı verilerini toplama iddiasıyla açılan davada, her bir kullanıcı için 5 bin dolarlık tazminat talebiyle ilerleniyor. Kullanıcıların gizli sekme kullanmalarına rağmen veri toplandığı ifade edilen bu büyük şirketin, gizlilik politikalarını gözden geçirmesi gerekliliği vurgulanıyor. gectiğimiz günlerde Google Arama’nın rakip hizmetlere zarar verdiği iddiaları ile ilgili davada sona yaklaşmıştı.
Google’a açılan gizlilik davası hakkında siz ne düşüyorsunuz? yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.
Popüler dijital içerik platformu Netflix, mobilde izlerken bir diziye veya filme başparmak yukarı, çift başparmak yukarıya veya başparmak aşağı şeklinde puanlama yapmanın bir yolunu ekliyor. Bu Netflix’in hem kendi yayın politikaları hem de sizin önünüze çıkardığı önermeleri etkileme potansiyeline sahip yeni bir özellik.
Bu yeni değişiklikle, bir şey izlerken ekrana dokunduğunuzda, bilindik seçeneklere ek olarak üç farklı başparmak düğmesini göreceksiniz (ileri/geri atlama düğmeleri ve bir videonun hızını değiştirmek gibi).
Sözcü Layal Brown’a göre, yeni başparmak düğmeleri Pazartesi günü iOS’ta ve “daha sonra” Android‘de mevcut olacak. Ve bir videoyu mobilde aktif olarak izlemediğinizde derecelendirmek istiyorsanız, bunu bir şovun veya filmin ayrıntılar ekranından yapabilirsiniz.
Platform, 2017’de bir yıldız sisteminden başparmak yukarıya bir sistemine geçti. Kullanıcıların izlediklerini gerçekten sevdiklerinin altını çizmelerinin bir yolu olarak 2022’de çift başparmak yukarıya ekledi.
Netflix son yıllarda ülkemizde ve dünyada hesapları kullanımla ilgili sınırlar getirmesi, şifre paylaşımını önlemeye çalışması ve benzeri birçok olumsuz konuyla gündemde. Kullanıcılar sürekli olarak artış gösteren fiyatlar, reklamlı paket gibi alternatiflerin gündem olması ve ödenen onca ücrete rağmen adeta kast sisteminin işlemesi nedeniyle oldukça dertli.
Atılan adımların, oluşan bu olumsuz atmosferi dağıtmaya ve tekrar müşteri kazanmaya yönelik yapıldığı fikri kullanıcılarda hakim. Her ne olursa olsun müşteri memnuniyetine katılan her adım karşılık bulma şansına sahip.
Yapay zeka araçlarının geliştirme aşamaları başından beri tartışma konusu oldu. İnsanlar ürettikleri içeriklerin yapay zekanın geliştirilmesinde kullanılmasından ve haklarının ihlal edilmesinden rahatsızlıklarını dile getiriyordu. OpenAI artık web tarayıcısının engellenebileceğini duyurdu.
OpenAI, web sitesi operatörlerinin sitelerinin Robots.txt dosyasında GPTBot tarayıcısına özellikle izin vermeyebileceğini veya IP adresini engelleyebileceğini söyledi. OpenAI blog gönderisinde, ”GPTBot kullanıcı aracısıyla taranan web sayfaları potansiyel olarak gelecekteki modelleri iyileştirmek için kullanılabilir ve ödeme duvarı erişimi gerektiren kaynakları kaldırmak için filtrelenir, kişisel olarak tanımlanabilir bilgiler (PII) topladığı veya politikalarımızı ihlal eden metinlere sahip olduğu bilinmektedir.” dedi.
Hariç tutulan kriterlere uymayan kaynaklar için, “GPTBot’un sitenize erişmesine izin vermek, AI modellerinin daha doğru olmasına ve genel yeteneklerini ve güvenliklerini geliştirmesine yardımcı olabilir.”
GPTBot’u engellemek, OpenAI’de internet kullanıcılarının büyük dil modellerini eğitmek için verilerinin kullanılmasını devre dışı bırakmalarına olanak tanıyan ilk adım olabilir. DeviantArt tarafından geçen yıl tasarlanan bir “NoAI” etiketi gibi, içeriği eğitimden çıkaracak bir bayrak oluşturmaya yönelik bazı erken girişimleri takip ediyor. Daha önce bir siteden kazınmış içeriği ChatGPT’nin eğitim verilerinden geriye dönük olarak kaldırmaz.
İnternet, OpenAI’nin GPT modelleri ve Google’ın Bard’ı gibi büyük dil modelleri için eğitim verilerinin çoğunu sağladı. Ancak OpenAI, verilerini sosyal medya gönderileri, telif hakkıyla korunan eserler veya internetin hangi bölümlerini bilgi için kazıdığını doğrulayıp almadığını doğrulamayacak. Ve AI eğitimi için veri tedarik etmek giderek daha tartışmalı hale geldi.
Reddit ve Twitter da dahil olmak üzere siteler, kullanıcılarının gönderilerinin AI şirketleri tarafından ücretsiz kullanımını engellemeye zorlarken, yazarlar ve diğer reklam öğeleri, çalışmalarının izinsiz kullanıldığı iddiasıyla dava açtı. Milletvekilleri ayrıca geçen ay AI düzenlemesiyle ilgili çeşitli Senato duruşmalarında veri gizliliği ve rıza sorularına tutunuyorlar.
Axios tarafından bildirildiği gibi, Adobe gibi şirketler, verileri bir anti-impersonation yasası aracılığıyla eğitim için değil olarak işaretleme fikrini ortaya attılar. OpenAI de dahil olmak üzere AI şirketleri, insanlara AI tarafından bir şey üretilip üretilmediğini bildirmek için bir filigran sistemi geliştirmek için Beyaz Saray ile bir anlaşma imzaladı, ancak eğitim için internet verilerini kullanmayı bırakma sözü vermedi.
Elon Musk’ın beyin implantları geliştiren şirketi Neuralink, Founders Fund’dan 280 milyon dolarlık yatırım aldı. Bu, Founders Fund’un Elon Musk’ın projelerine yaptığı ilk yatırım değil. Daha önce The Boring Company ve SpaceX’e yatırım yapmışlardı. Founders Fund ortağı Scott Nolan, yaptığı paylaşımda Neuralink’i desteklemekten heyecan duyduklarını ve felçli hastalara yardım etmeyi amaçladıklarını belirtti.
Neuralink, Temmuz 2021’de Google Ventures, Peter Thiel’ın Founders Fund’ı ve OpenAI CEO’su Sam Altman gibi yatırımcılardan 205 milyon dolar yatırım aldığını duyurmuştu.
We’re happy to announce our $280M Series D round led by @foundersfund. We’re extremely excited about this next chapter at Neuralink.
If you’d like to help make the first human experience incredible and work on engineering challenges to restore vision and mobility, come join!…
Elon Musk tarafından 2016’da kurulan Neuralink, insan beynini bilgisayar arayüzüne bağlayarak nörolojik rahatsızlıkları olan kişilerin iletişimini ve kontrolünü artırmayı amaçlayan bir teknoloji üzerinde çalışıyor. Halihazırda hayvanlar üzerinde test edilen bu teknoloji, felçli bireylerin telefon gibi cihazları sadece düşünce gücüyle kullanabileceği iddiasıyla dikkat çekiyor. İnsan klinik denemelerine başlamak için FDA onayı alınmış olmasına rağmen, henüz insanlı deneylere başlanabilmiş değil.
Geçtiğimiz hafta, Northwell Health’in Feinstein Biyoelektronik Tıp Enstitüsü tarafından geliştirilen yapay zeka destekli beyin implantı da benzer şekilde önemli bir adım olarak öne çıktı. Bu teknoloji, felçli insanların yeniden hareket etmesini ve duyusal hislerine kavuşmasını sağlayarak beyin ve beden arasındaki iletişimi restore etmeyi hedefliyor.
Neuralink’in hayvan deneyleri, ölümle sonuçlanıyor
Beyin çipi girişimine Elon Musk beş yıldır üzerinde çalışıyor. şirketin hedefi ise beyni bir bilgisayara bağlamak için implantları kullanmak. Şimdiye dek sadece hayvanlar üzerinde testler yapıldı ve 2022’de bir bilgisayar oyunu olan Pong’u oynama çabaları sırasında bir maymunun ölmesi, proje testlerini incelemeye soktu. Ancak Aralık ayında Reuters tarafından yayınlanan bir rapora göre, çalışanlar şirketin pazara acele ettiğini ve dikkatsizce yapılan hayvan deneylerinin ölümlerle sonuçlandığını, bu durumun da federal bir soruşturmaya yol açacağını belirtti.
Apple‘ın iOS 17’si, iPhone’un telefon uygulamasındaki en büyük yenilemelerden birini son yıllardan birini içerecek. iOS 17’nin beta sürümlerinde Apple, “Aramayı Sonlandır” düğmesini ekranın ortasından sağ alt köşeye taşıdı. Yıllarca telefon görüşmeleriyle kas hafızası oturan birinin dikkat etmediğinde yapacağı hataları hayal etmek kolay.
Apple‘ın iOS 17’si, iPhone’un telefon uygulamasındaki son yılların en büyük yenilemelerden birini içerecek. Yazılım güncellemesine dahil edilen yeni Telefon uygulaması, gerçek zamanlı sesli posta transkripsiyonları, “iletişim posterleri” ekliyor, böylece kullanıcılar başka bir kişinin iPhone’unu çevirdiklerinde görünen fotoğrafı ve daha kalın bir yazı tipine sahip güncellenmiş bir kullanıcı arayüzünü seçebiliyorlar.
Ancak bir ince ayar, uzun süredir iPhone kullanıcılarının kas hafızalarını yeniden eğitmelerini gerekecek. iOS 17’nin beta sürümlerinde Apple, “Aramayı sonlandır” düğmesini taşıdı. Artık ekranın alt üçte birinde ortalanmak yerine sağ alt köşeye taşındı.
Kırmızı düğmenin iOS 16’da olduğu yer, iOS 17’deki iki düğme arasına iniyor: biri aramayı FaceTime aramasına dönüştüren ve diğeri iPhone’un arama pedini getiren düğme. Yıllarca telefon görüşmelerini yanlışlıkla düğmenin olduğu yere basmaktan kas hafızasına sahip birini hayal etmek kolay. Bazı insanlar sosyal medyada kendilerini yeni düğme konumuna yeniden eğitmenin biraz zaman alabileceğini zaten söyledi.
Çoğu insanın henüz iOS 17’si yok. Yalnızca beta formunda mevcuttur ve Apple’ın hataları yakalamasına yardım etmeyi umursamayan insanlar içindir. Yeni iPhone modellerinin duyurulmasından kısa bir süre sonra sonbaharda halka ve herkesin iPhone’una tanıtılacak.
Apple, özellikle telefon ekranları büyüdükçe daha ergonomik olduğu ve tuş düğmelerini telefonun altına yaklaştırmak için yıllık bir kullanıcı arayüzünü ilk kez yeniden düzenlemiyor.
2021’de Apple, URL çubuğunu en alta koymak için iOS 15’in beta sürümünde Safari tarayıcısını değiştirdi ve tasarımını güncelledi. Bununla birlikte, son sürüm Eylül ayında piyasaya sürüldüğünde, Apple tasarımı değiştirmiş, bazı değişiklikleri geri almıştı ve kullanıcılara URL çubuğunu sayfanın en üstüne koyma seçeneği sunmuştu.
Bir Apple temsilcisi, yeni arama ekranının geri değişip değişmeyeceği veya özelleştirilebilir hale gelip gelemeyeceğine dair açıklama yapmadı.
Uluslararası taşımacılık süreçlerini yöneten ve bu süreçleri dijitalleştirerek işletmelere kolaylık sağlayan Forwardie, Esor Investments’tan 1 milyon Euro tohum yatırımı aldı. Ana odağı kara yolu taşımacılığı olan, yüklemelerinin ağırlıklı kısmını Avrupa eksenli gerçekleştiren Forwardie, 2023 yılında 1.200 müşterisinin taşıma hizmetini yönetti. Bu yıl ayrıca deniz yolu ve uluslararası konteyner taşımacılığına başlayan Forwardie, bu alanlarda da hızlı büyümeye devam etmektedir.
Forwardie, müşterilerinin yüklerini canlı olarak takip edebileceği, lojistik süreçlerini yönetebileceği ve yüklerini organize edebileceği bir dijital lojistik organizatörü olarak hizmet vermektedir. ‘Freight forwarding’ tecrübesiyle kurulan Forwardie, lojistik süreçlerin telefon görüşmeleri ve fiziksel evrak/dosya takibi üzerine kurulu düzeni dijitalleştirerek sektörün dijitalleşmesinde önemli bir katma değere sahiptir.
Forwardie Kurucu Ortağı ve CEO’su Ali Efe Öğütlü “Sektörün dijitalleşmeye ihtiyaç duyduğunu ve bu noktada Forwardie olarak paydaşlarımızın ihtiyaçları doğrultusunda sektörü şekillendireceğimize inanıyoruz. Tohum yatırım turumuzda Esor Investments’ın yatırımcımız olması, yatırım sürecimizi yöneten Opulentus Capital’in de ortaklarımız arasına katılmasıyla beraber yatırım sonrası ajandamızı hazırladık. Bu yatırım turundan sonraki ilk hedefimiz, Türkiye genelinde operasyonumuzu genişleterek pazardaki konumumuzu sağlamlaştırmak ve ülke içindeki yük hacmini maksimize etmek. Bu hedefin ardından da Doğu Avrupa ve Batı Avrupa’da iki farklı ülkeye açılarak yurtdışı operasyonlarımızı başlatmayı hedefliyoruz.”
Forwardie Kurucu Ortağı ve COO’su Savaş Pala “Lojistik sektörünü ve ihtiyaçları çok iyi biliyoruz. Tedarikçilerimizin ve müşterilerin ihtiyaçları doğrultusunda yapay zekanın ve dijitalleşmenin getirdiği verimliliği sektörün geneline yayacağız. Yakın zamanda başlayacak yurtdışı operasyonlarımız için teknik ekibimizi ve altyapımızı geliştirerek yolculuğumuza devam edeceğiz.”
Opulentus Capital Yönetici Ortağı Anıl Koca “Aslında Forwardie’nin hikayesi, Ali Efe Öğütlü’nün babası Atilla Hakan Öğütlü’nün çalıştığı ofise sık sık gidip gelmesiyle başlıyor. Efe, lojistik süreçlerin telefon görüşmeleri ve fiziksel evrak/dosya takibi üzerine kurulu olduğunu görüp verimliliği artırmak adına dijital bir platform oluşturmaya karar veriyor. Savaş Pala’nın da ekibe dahil olmasıyla beraber hem ekipman yönetimi, hem müşteri ilişkileri ve brokerlık konularında bilgi sahibi olan, hem de teknolojiye hakim bir hibrit ekip oluşturuyorlar. Uluslararası taşımacılık yapan ve tüm taşıma sürecini optimize eden Forwardie’nin kısa zamanda Avrupa’ya açılarak global bir marka olacağına inanıyorum.”
Küresel Siber Güvenlik lideri Palo Alto Networks’ün istihbarat birimi Unit 42’nin baş araştırmacısı Anna Chung yaz aylarında artan seyahatler ve tatil harcamalarıyla birlikte oltalama (phishing) saldırılarının da yüksek oranda arttığına dikkat çekiyor. Bu saldırılara karşı bazı önlemler paylaşan Chung, Avrupa’daki emniyet görevlilerine siber suç faaliyetleri konusunda danışmanlık yapıyor.
Okulların kapanmasıyla birlikte pek çok aile tatile çıkmak için havalimanlarına ve diğer ulaşım merkezlerine akın ediyor. Veriler, tatil harcamalarının bu yıl 2022’ye kıyasla yüksek oranda arttığına işaret ediyor. Örneğin, Türkiye’nin de dahil olduğu EMEA bölgesinde paket tatil rezervasyonlarında önceki yıla göre yüzde 27 oranında bir artış olurken 2023’ün ilk üç ayında uçak bileti satışlarının yüzde 36 yükseldiği görülüyor (Cardlytics).
Geçen yıl sonuna göre saldırılar ikiye katlandı!
Tatil harcamaları artarken para ve kişisel verilerimizi çalmak için kendilerini seyahat markaları gibi gösteren phishing (oltalama) saldırılarında artış olduğu önemli bir gerçek. Küresel Siber Güvenlik lideri Palo Alto Networks’ün istihbarat birimi Unit 42’nin baş araştırmacısı Anna Chung‘un seyahatle ilgili oltalama saldırıları konusundaki yeni bir analizi bu tür siber suç saldırılarının geçen yıla göre çok daha fazla olacağını öngörüyor. Bu doğrultuda aynı bölgede 2023 Nisan ayında zirve yapan oltalama saldırılarının 2022’nin zirvesi aralık ayına göre ikiye katlanmış olduğu görülüyor.
Avrupa’daki emniyet görevlilerine siber suç faaliyetleri konusunda danışmanlık yapan Anna Chung tatilcilerin nasıl hedeflendiğini şöyle anlatıyor:
“En yaygın oltalama girişimleri dolandırıcıların kendilerini tanınmış markalar ve hizmet sağlayıcıları gibi göstermesi şeklinde oluyor. Böylece dolandırıcılık faaliyetleri daha başarılı olabiliyor çünkü kullanıcılar bu tür oltalama sitelerini hizmet sağlayıcılarının resmi siteleriyle karıştırabiliyor. Bu tür saldırılar kişileri maddi zarar, veri kaçağı veya hesapların ele geçirilmesi gibi risklere maruz bırakmanın yanı sıra seyahat hizmeti sağlayıcılarının itibarını da zedeleyebiliyor. Diğer yandan bu yıl seyahat hizmeti sağlayıcıları üzerindeki baskının yüksek olduğunu özellikle vurgulamak gerekiyor. Dark Web ve diğer yeraltı pazaryerlerinde faaliyet gösteren sahte seyahat şirketlerinin son derece aktif olduğunu gözlemliyoruz. Bu dolandırıcılar genellikle kişilere yüzde 60’a varan büyük indirimlerle otel rezervasyonları, araç kiralama ve uçak biletleri/turlar teklif ediyor. Birçoğu bu hizmetler için tanınmış seyahat rezervasyon sitelerinden yararlanıyor ve çalınmış bilgilerle ödeme yapıyor.
Oltalama saldırılarının 2023’teki yükselme trendi göz önüne alındığında yolcular ve seyahat sektörünün dolandırıcılar açısından kazançlı bir hedef olmaya devam ettiğini ifade eden Chung, yapay zeka destekli oltalama araçlarının ve tekniklerinin geliştirilmesi nedeniyle seyahat sektörü dahil herkesin tetikte olması gerektiğinin altını çiziyor.
Anna Chung tatil fırsatları arayanlara şunları öneriyor:
1- Bir kişinin hesap ayarları veya kişisel bilgileriyle ilgili olanlar veya acil durum hissi uyandıranlar dahil olmak üzere her türlü şüpheli e-posta mesajındaki linklere veya eklere tıklarken temkinli olun.
2- Gelen kutunuzdaki şüpheli e-postalarda göndericinin adresini doğrulayın.
3- Login bilgilerinizi girmeden önce her web sitesinin URL’sini ve güvenlik sertifikasını iki kere kontrol edin.
4- Oltalama saldırısı olduğundan şüphelendiğiniz girişimleri bildirin.
WhatsApp, platformundaki görüntülü arama deneyimini geliştirmek için en yeni özelliği olarak ekran paylaşımını tanıttı. Özellik güncellemeyi alabilen tüm iOS ve Android cihazlarda kullanılabilecek. Meta CEO’su Mark Zuckerberg tarafından bu sabah bir Facebook gönderisi aracılığıyla ve Instagram kanalında duyurulan yeni özellik, belgelerinizi, fotoğraflarınızı ve hatta alışveriş sepetinizi görüntülü aramalarda bulunan kişilerle paylaşmanıza olanak tanıyacak.
İlk olarak Mayıs ayı sonlarında Android‘de bazı beta testçileri için piyasaya sürülen WhatsApp’taki ekran paylaşımına “Paylaş” simgesine dokunarak veya tıklayarak erişilebiliyor. Kullanıcılar, belirli bir uygulamayı veya tüm ekranlarını paylaşmak arasında seçim yapabiliyor. Bu, Google Meet ve Zoom gibi tipik video konferans platformlarında ekran paylaşımının nasıl çalıştığına benzer.
WhatsApp, ekran paylaşım özelliğinin Android, iOS ve Windows Masaüstünde aşamalı olarak kullanıma sunulmaya başladığını söyledi. Bu, özelliği hemen göremeyebileceğimiz anlamına geliyor.
Ekran paylaşımının yanı sıra WhatsApp, mevcut Portre moduna göre daha geniş ve daha sürükleyici bir görüntüleme deneyimi sunmak için Yatay modda görüntülü konuşma desteğini başlattı. Platformda ekran paylaşımını kullanırken oldukça kullanışlı olacak.
Görüntülü arama, Kasım 2016’da platformdaki tüm kullanıcılar için piyasaya sürdüğü için altı yılı aşkın bir süredir WhatsApp’ın bir parçası. Ancak anlık mesajlaşma uygulaması, rekabette kalmak için hizmeti kademeli olarak geliştiriyor. Kısa bir süre önce WhatsApp, iOS’a görüntülü aramalar için resim içinde resim desteği getirdi. Ayrıca, genel olarak video birçok kullanıcı için çok önemli bir iletişim kaynağı olduğundan, sohbetlerde kısa görüntülü mesajları paylaşma seçeneğini de etkinleştirdi.
Ekran paylaşımı, tüketicilere yönelik olanlar da dahil olmak üzere bir süredir video konferans uygulamalarının çok önemli bir özelliği. Örneğin 2021’de Apple, iOS kullanıcılarının ekranlarını yerel olarak paylaşmalarını sağlayan FaceTime hizmetini SharePlay ile geliştirdi. WhatsApp, bu özelliği Android, iOS ve masaüstündeki kullanıcılara genişleterek daha da ileri gitti.
Disney, Hollywood yazarları ve oyuncuları endüstrinin teknolojiyi kullanmasını sınırlamak için savaşırken bile, yapay zekayı ve eğlence sektörüne nasıl uygulanabileceğini incelemek için bir görev gücü oluşturdu.
Üç kaynak Reuters’e verdiği demeçte, bu yılın başlarında, Hollywood yazarlarının grevinden önce başlatılan grubun AI uygulamalarını şirket içinde geliştirmek ve yeni başlayanlarla ortaklıklar kurmak istediğini söyledi.
İlgisinin kanıtı olarak Disney, yapay zeka veya makine öğrenimi konusunda uzman adaylar arayan 11 mevcut iş ilanına sahip. Pozisyonlar, Walt Disney Stüdyolarından şirketin tema parklarına ve mühendislik grubuna, Walt Disney Imagineering’e, Disney markalı televizyona ve iş ilanı açıklamalarına göre “yeni nesil” AI destekli bir reklam sistemi oluşturmak isteyen reklam ekibine kadar şirketin hemen hemen her köşesine dokunuyor.
Kaynaklardan biri, konunun hassasiyeti nedeniyle anonimlik koşuluyla konuşan bir iç savunucu, Disney gibi eski medya şirketlerinin ya yapay zekayı çözmesi ya da eskime riskini alması gerektiğini söyledi.
Bu destekçi, yapay zekayı, “Indiana Jones ve Kader Kaderin Kaderi” veya “Küçük Deniz Kızı” gibi büyük bir film sürümü için 300 milyon dolara yükselebilen film ve televizyon prodüksiyonunun yükselen maliyetlerini kontrol etmeye yardımcı olacak bir araç olarak görüyor. Bu tür bütçeler, başabaş olmak için eşit derecede büyük gişe iadeleri gerektirir. Kişi, maliyet tasarrufunun zamanla gerçekleşeceğini söyledi.
İkinci kaynağın yanı sıra, halka açık konuşma yetkisi olmadığı için tanımlanmayı reddeden eski bir Disney Imagineer, park işi için yapay zekanın müşteri desteğini artırabileceğini veya yeni etkileşimler yaratabileceğini söyledi.
Eski Imagineer, “Galaksinin Koruyucuları” karakterinin hareketlerini ve kişiliğini taklit eden küçük, serbest dolaşan bir robot olan Baby Groot’u yaratmak için makine öğrenme tekniklerini kullanan Project Kiwi’ye işaret etti.
Bilgisayarlara programlanmadan öğrenme yeteneği veren yapay zeka dalı olan makine öğrenimi, görme sistemlerini bilgilendiriyor, böylece ortamındaki nesneleri tanıyabiliyor ve gezinebiliyor. Eski Imagineer, bir gün Baby Groot’un misafirlerle etkileşime gireceğini söyledi.
AI, yazarların ve aktörlerin bunu işler için varoluşsal bir tehdit olarak gördüğü Hollywood’da bir barut fıçısı haline geldi. Her ikisi de grevde olan Screen Actors Guild ve Writers Guild of America ile yapılan sözleşme müzakerelerinde merkezi bir konu.
Disney, yapay zekayı toplum içinde nasıl tartıştığına dikkat etti. En son “Indiana Jones” filminde çalışan görsel efekt süpervizörleri, seksenli aktörün filmin ilk dakikalarında genç benliği olarak görünebilmesi için üç yılını Harrison Ford’u “yaşlandırmak” için harcayan 100’den fazla sanatçının özenli emeğini vurguladı.
Apple, CEO Tim Cook’un odağını iyiden iyiye yapay zekaya kaydırması ile birlikte büyük bir operasyona başlıyor. Şirket, yapay zeka ürünlerinin trend olmasından beri OpenAI gibi yapay zeka şirketlerine mesafeli. Ve sürekli olarak kendi yapay zekasını geliştireceği ile ilgili iddialarla gündemde. Şimdi de, dünyanın çeşitli ülkelerinden Apple ürünlerinde çalışmak üzere işi ilanları yayınlanıyor.
Kaliforniya merkezli teknoloji devi olan Cupertino, makine öğrenimine odaklanan en az bir düzine pozisyon için iş ilanları yayınladı. TechCrunch, iş ilanlarının ilk olarak 27 Nisan’da ortaya çıktığını bildirdi.
Bir iş ilanında, ”Halka arz, Apple’ın ürünlerini ve deneyimlerini dünya çapında milyarlarca insan için yükseltmek için büyük bir fırsatı temsil ediyor.” diyor. “Artırılmış ve Sanal Gerçeklik (AR/VR) konusundaki uzmanlığınızı geliştirirken, Apple’ın en gelişmiş teknolojilerinin üzerine temel uygulamalar oluşturmak için yenilikçi Üretken modellerden yararlanacaksınız.”
Apple, yapay zeka geleceğine doğru acele etmek için teknoloji emsallerinden daha yavaştı. Hatta bundan kısa bir süre önce CEO Tim Cook, OpenAI’in ChatGPT’sinin çalışanlar tarafından kullanılmasını yasaklamıştı.
Tim Cook, şirketin en son kazanç çağrısında, Apple’ın üretken yapay zekayı nasıl kullanabileceğine dair doğrudan yorumu saptırdı ve “Ürün yol haritaları hakkında yorum yapmıyoruz. Bu şeylere nasıl yaklaşacağınız konusunda bilinçli ve düşünceli olmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ve bir dizi farklı yerde konuşulduğu gibi, çözülmesi gereken bir dizi sorun var. Ama potansiyel kesinlikle çok ilginç… AI’i çok büyük görüyoruz ve ürünlerimizde çok düşünceli bir şekilde dokumaya devam edeceğiz.” açıklamasını yaptı.
Üretken yapay zeka Apple ürünlerinde görünmese de, şirket şu anda ürünlerinde özellikle düşme algılama, çarpışma algılama ve kalp izleme gibi özellikler için makine öğrenimini kullanıyor.
Apple, iş listelerinde “bu alandaki en son gelişmelerin; insanların iletişim kurma, oluşturma, bağlantı kurma ve tüketme şeklini nasıl dönüştürebileceği konusunda heyecanlı” insanlar aradığını söylüyor.
Apple, yine teknoloji dünyasının gündemine oturuyor. Henüz tanıtılmamış olan M3 çipinin test aşamaları başlamış durumda. Ünlü teknoloji analisti Mark Gurman’ın aktardığına göre, Apple mühendisleri, J514 kod adlı yeni bir dizüstü bilgisayarda M3 çipini test ediyor. Bu yeni dizüstü bilgisayarın, muhtemelen yeni MacBook Pro modeli olduğu düşünülüyor. Bu gelişme, Apple’ın teknolojik sınırları zorlamaya yönelik bir adım olarak değerlendiriliyor. Apple’ın yeni M3 işlemcili Mac Mini modelini test ettiğini geçtimiz günlerde öğrenmiştik
Yeni M3 Max’in muhtemel özellikelri
M3 Max çipi, yeni MacBook Pro’da yer alabilir ve oldukça etkileyici özelliklere sahip olacak. İşlemcinin iç yapısı incelendiğinde, 16 çekirdekli CPU ve 40 çekirdekli GPU bileşenlerinin bulunduğu görülüyor. Bu sayılar, cihazın üstün performans ve grafik yetenekleri sunacağının bir işareti olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle, 16 çekirdekli CPU, performans gerektiren uygulamalarda etkileyici bir deneyim sunarken, 4 verimlilik çekirdeği ile pil tasarrufu sağlayacak. M3 Max işlemci, test aşamasında olan yeni MacBook Pro modeliyle birlikte 48GB RAM kapasitesine sahip olabilir.
M3 çipine geçiş sürecinin, giriş seviye cihazlardan başlayarak Ekim ayında duyurulcağı tahmin ediliyor. Bu geçişle birlikte iMac ve MacBook ve MacBook Pro gibi cihazlarda M3 çipi kullanılmaya başlayabilir. Ancak, daha güçlü M3 Pro ve M3 Max işlemcilere sahip olan yeni 14 inç ve 16 inç MacBook Pro modellerinin 2024 yılına kadar durulması beklenmiyor.
Apple’ın bu iddialı adımı, teknoloji dünyasında heyecan yaratırken, kullanıcılar da yeni MacBook Pro modellerinin ne gibi güçlü yeteneklere sahip olacağını merakla bekliyor. Apple’ın sürekli olarak sınırları zorlayan ve inovasyonu teşvik eden tutumu, bu yeni çipin başarısını da beraberinde getirebilir. Teknoloji tutkunları, M3 Max çipli yeni MacBook Pro modellerini bekliyor
Apple M3 hakkında siz ne düşüyorsunuz? yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.
Amazon, internet uydularının oraya nasıl ulaşacağını değiştirmesine rağmen, uydu geniş bant projesi Kupier’in ilk aşamasını 26 Eylül’de başlatmaya hazırlanıyor. Şirket, ilk prototip uydu çiftini uzaya taşıyacak şekilde roket setini değiştirdi. Şimdi Boeing-Lockheed ortak girişimi United Launch Alliance’dan (ULA) bir Atlas V roketi ile taşınacaklar.
Bu, Amazon’un roketler için yaptığı ikinci değişiklik. Geçen yıl şirket, uydularını daha önce karar verilmiş ABL Space’in roketleri yerine ULA’nın Vulcan Rocket’ine fırlatacağını söyledi. Değişikliğin Vulcan’ın roketinde devam eden gecikmelerden kaynaklandığı ve Amazon’un Kuiper ağı takımyıldızı için 3.236 uydusunun yarısını dağıtmak için 2026 son teslim tarihini karşılamak için çalıştığı bildiriliyor.
Ağ, düşük Dünya yörüngesi uydularını müşteri terminalleri, küresel bir yer istasyonları ağı ve Amazon Web Services tarafından desteklenen iletişim altyapısı ile birleştiriyor. İki prototip uydu; Kuipersat-1 ve Kuipersat-2, takımyıldızın geri kalanını oluşturan binlerce uyduyu fırlatmadan önce sistemlerin, süreçlerin ve altyapının etkinliğini izlemek için test denekleri olarak kullanılacak.
Amazon’a göre Kuiper projesi, Elon Musk‘ın SpaceX internet takımyıldızıyla rekabet ederek dünyanın dört bir yanındaki müşterilere erişilebilir, uygun fiyatlı geniş bant sağlayarak “dijital uçurumu” kapatacak. Amazon, proje için 10 milyar dolar taahhüt etti ve uydularını yörüngeye taşımak için üç ticari uzay şirketinden 83 fırlatma sağladığını söyledi; Arianespace, Blue Origin ve ULA.
Amazon, ”Birlikte, tarihteki en büyük ticari uzay fırlatma hizmetleri tedarikini temsil ediyorlar ve yatırımlarımız ABD ve Avrupa’daki uzay endüstrisinde binlerce tedarikçiyi ve yüksek vasıflı işi destekleyecek.” dedi.