Freelance çalışanlar dikkat: Vergileri yönetmek önemli!

0

Bunların başında gelen vergi yönetiminde doğru bilgilere sahip olmak, vergi ödemelerini düzenli yapmak ve mevzuattaki değişiklikleri takip etmek, serbest çalışanların özellikle finansal güvenliklerini sağlamaları adına önem taşıyor. Serbest çalışma sektörünün global finans ve çalışma partneri Ruul’un Kurucu Ortağı Mert Bulut, freelance çalışanların vergi takip ve yönetim süreçlerinde hayatlarını kolaylaştıracak ipuçlarını sıraladı.

Günümüzde, freelance iş modelinin popülerliği hızla artarken, serbest çalışanların bu esnek iş düzenine başarılı bir şekilde adapte olabilmeleri büyük bir önem taşıyor. Bu yeni nesil ekonomik düzenle birlikte gelen özgürlük, finansal yönetimi de bireysel bir sorumluluğa dönüştürüyor. Bu noktada da serbest çalışanların, özellikle vergi yükümlülükleri hakkında bilgi sahibi olmaları ve vergi süreçlerini en doğru şekilde yönetebilmeleri gerekiyor.

Serbest çalışanların global finans ve çalışma partneri Ruul Kurucu Ortağı Mert Bulut, “Toplumun belli bir kesiminde hala freelance çalışanların, vergiye tabi olmadığına dair yanlış bir bilgi var. Oysaki vergi yönetimi, freelance çalışanların işlerini sürdürülebilir ve başarılı bir şekilde yürütebilmeleri için en kritik konuların başında geliyor. Serbest çalışanlar da diğer işletme sahipleri gibi vergi yükümlülüklerini yerine getirmezlerse, cezalar ve yasal sorunlarla karşılaşma riskiyle karşı karşıya kalıyorlar. Bu nedenle, vergi beyannamelerini zamanında ve doğru şekilde sunmak ve ödemeleri düzenli olarak yapmak, finansal istikrarın korunması açısından kritik bir önem taşıyor” dedi.

Vergileri doğru yönetmek gelirleri optimize etmek açısından çok önemli

Vergi yönetimi sadece yasal düzenlemelere uyum sağlamakla da sınırlı değil. Serbest çalışanlar, vergi süreçlerini etkili bir şekilde yöneterek vergi avantajlarından da yararlanabiliyorlar. İşle ilgili masrafları ve harcamaları takip etmenin, vergi kesintilerini ve geliri optimize etmek açısından son derece önemli olduğu freelance iş kültüründe, serbest çalışanlar bu sayede hem vergi yüklerini hafifletebiliyor hem de daha iyi mali planlama yapabiliyorlar.

Freelance çalışanlar için vergi süreçleri bazen yasalardan bazen de iş süreçlerinden kaynaklı olarak karmaşık hale gelebiliyor. Mert Bulut, vergi yönetim süreçlerindeki karışıklıkları ve zorlukları en aza indirmek için serbest çalışanların dikkat etmesi gerekenleri 7 maddede özetledi: 

Muhasebe Kayıtlarının Düzenli Tutulması: Gelir ve giderlerinizi düzenli olarak kaydetmek, muhasebe kayıtlarını tutmak vergi yönetim sürecinin en önemli ayaklarından biridir. Muhasebe kayıtları, vergi beyannamelerini hazırlarken ve vergi kesintilerinden yararlanırken size yardımcı olabilir. Elektronik muhasebe yazılımları veya muhasebe uzmanından destek alarak kayıtlarınızı düzenli olarak takip edebilirsiniz.

Giderlerin Tipi ve Belgelenmesi: Freelance çalışanlar için işle ilgili masrafların izlenmesi ve belgelenmesi de bir diğer önemli konudur. İşinizle ilgili seyahat, malzeme alımları, ofis masrafları gibi harcamalarınızı takip ederek ve beyannamenizde doğru bir şekilde yer vererek vergi kesintilerinden yararlanabilirsiniz. Bağımsız çalışanlar, ev ofisi kullanımı, mesleki eğitim masrafları, sağlık sigortası primleri gibi giderler için vergi indirimlerinden yararlanma fırsatına sahiptir. Bu harcamaları gider olarak göstererek elde ettiğiniz gelirin bir kısmını koruyabilirsiniz.

Vergi Dönemlerinin Takibi: Vergi ödemeleri için son tarihler zaman zaman unutulur. Bu durumda karşınıza gereksiz ceza ve faiz ödemeleri çıkacaktır. Bu bağlamda vergi dönemlerini ve son ödeme tarihlerini düzenli olarak takip etmek önemlidir. Takviminizdeki önemli tarihleri not alarak, vergi süreçlerinizi düzenli ve düzgün bir şekilde yönetebilirsiniz.

Vergi Ödemelerinin Düzenli Yapılması: Freelance işlerden elde edilen gelirin vergileri, haliyle bordrolu çalışanlar gibi otomatik kesilmez. Bu nedenle, gelirinizin bir kısmını düzenli olarak ödeyeceğiniz vergiler için ayırmanız son derece önemlidir. Aksi halde vergi ödeme döneminde problem yaşayabilirsiniz. Bununla birlikte gelirinizi doğru bir şekilde rapor etmek ve kesinti haklarından yararlanabilmek için vergi beyannamelerinizi zamanında ve doğru bir şekilde doldurmanız gerekir.

Bağımsız Çalışanlar İçin Özel Vergi Kuralları: Bazı ülkelerin, bağımsız çalışanlara özel vergi yönetmelikleri vardır. Kendi işinizde çalışırken dikkate almanız gereken bu özel kuralları araştırarak, vergi avantajlarından yararlanabilirsiniz. Örneğin Türkiye’de şahıs şirketi kuran ve 29 yaş altında olan serbest çalışanlar “Genç Girişimci Desteği” kapsamında üç yıl boyunca yıllık 75 bin TL’ye kadar elde ettikleri kazanç için vergiden muaftır. Ayrıca freelancer çalışanların geçici kazançlarında elde ettikleri gelir 58 bin TL’nin altında ise vergi ödemezler. 

Uluslararası İşlerde Vergi Uygulamaları: Her ülkenin vergi politikaları, yasaları ve uygulamaları farklı olabilir ve bu durum iş yapma süreçlerini etkileyebilir. Eğer farklı ülkelerde iş yapma fırsatınız varsa, o ülkelerin vergi yasalarını ve uygulamalarını anlamak da son derece kritiktir. Bu sayede uluslararası işlerde karşılaşabileceğiniz vergisel zorlukları ve riskleri minimize edebilirsiniz. Global işlerde vergi yükümlülüklerinizi bilerek hareket etmek, finansal açıdan istikrarı koruma ve potansiyel yaptırımlardan kaçınma açısından da önemlidir.

Mevzuattaki Değişiklikleri Takip Etmek: Vergi mevzuatındaki güncellemeleri takip etmek; doğru vergi beyanı verme, vergi yükümlülüklerini zamanında ve doğru şekilde yerine getirme ve olası cezai yaptırımlardan kaçınma açısından kritik bir rol oynar. Freelance çalışanlar güncel mevzuatı takip ettiklerinde finansal açıdan da güvende olurlar. 

Profesyonel danışmanlık işinizi kolaylaştırır

Vergi yönetimi süreçlerinde profesyonel bir vergi uzmanından danışmanlık almak aslında vergi süreçlerinden karşınıza çıkabilecek sorunları en aza indirmenizde size ciddi artılar sağlar. Profesyonel bir danışman size vergi süreçleri konusunda rehberlik edebilir ve en uygun stratejileri sunabilir. 

Esnek çalışma düzeninde yerel yönetmeliklerle uyumlu olmanın önemine vurgu yapan Ruul Kurucu Ortağı Mert Bulut sözlerine şu şekilde devam etti: ‘‘Freelance iş modeli dediğimizde aslında uzmanlıkların ve hizmetlerin tamamen online ekosistemde sunulmasından bahsediyoruz. Özellikle pandemi sonrasında kalıcı hale gelen yurtdışı şirketlerle uzaktan çalışma ve freelance çalışma trendleri, Türkiye’de çalışanlar için vergi ve yasal uyumluluğa dair kafa karışıklığı yaratabiliyor. Bu kapsamda biz de geliştirdiğimiz Akıllı Vergi Asistanı çözümümüzle, Türkiye’de serbest çalışanların vergi süreçlerini tek bir panel üzerinden otomatize etmesini ve yönetmesini sağlayacağız.’’

Kripto sektöründeki dolandırıcılıklara dikkat!

0

Kripto para piyasaları, küresel piyasalara göre daha sığ olması ve buna bağlı olarak daha volatil piyasalar olmasından dolayı en riskli piyasaların başında geliyor. Kripto piyasaları, ticarete yönelik riskleri dışında düzenleyici eksikliğinden dolayı, kötü niyetli kişilerin de hedefinde olan piyasalar olarak öne çıkıyor. Bu piyasalarda ticaret riski dışındaki dolandırıcılık risklerinden korunmak için öncelikle kripto sektörüne yönelik dolandırıcılık yöntemlerinden haberdar olmak gerekiyor. 

Teknolojinin hızla ilerlemesi insanların hayatını kolaylaştırırken diğer yandan güvenlik açıklarının artmasını da beraberinde getiriyor. Kripto piyasalarının da dahil olduğu finans teknolojisinde bugün başa çıkılması gereken en büyük sorunlardan biri siber güvenlik olarak biliniyor.

Yatırımcıların bireysel olarak dolandırıcılık faaliyetleri konusunda bilgi sahibi olması riskin minimize edilmesi konusunda son derece önemli. Bu kapsamda, kripto sektöründe en sık görülen dolandırıcılık yöntemleri ve bunlardan korunma yöntemleri Investing.com editörleri tarafından aşağıdaki gibi sıralandı.

Kimlik avı saldırısı

Bu yöntemde dolandırıcılar, sahte web siteleri veya e-postalar kullanarak kullanıcıların kişisel bilgilerini çalmaya çalışır. Kullanıcıların güvenilir olmayan bağlantılara tıklamaması ve kişisel bilgilerini paylaşmaması bu saldırıdan korunmak için yeterlidir. Ayrıca e-posta kutularına gelen mail adreslerinin uzantılarının kontrol edilmesi de etkili bir korunma yöntemi olarak kabul edilebilir.

Pump&Dump aktiviteleri

Kripto ticaretinde sıklıkla görülen ve Pump&Dump olarak bilinen bu yöntem, özellikle piyasa hacmi düşük kripto varlıkların piyasasına yönelik gerçekleşen bir dolandırıcılık yöntemi olarak kabul edilebilir. 

Bu yöntemde bir grup, kripto para fiyatını manipüle ederek yüksek kazanç vaadi ile yatırımcı çekmeye çalışır. Düşük hacimli altcoin’lerde daha sık rastlanan bir aktivitede suni alımlar yapılarak yatırımcıların altcoin talebini artırması beklenir. Böylece kripto varlığı büyük ölçüde dip seviyesinden alan grup katılımcıları, hızlı yükselişin ardından satışa geçerek kısa vadeli volatiliteden kâr sağlamayı amaçlar.

Özellikle sosyal medya platformlarında yoğunlaşan bu gruplardan ve sosyal medyada yüksek kazanç vadeden isimlerden uzak durarak bu aldatmacadan korunmak mümkündür.

Rug Pull dolandırıcılığı

Rug Pull, bir kripto projesinin geliştiricilerin ellerindeki varlıkları hızla satarak projeyi terkettiği durumu ifade eder.

Kripto para piyasalarında binlerce proje geliştirilir ve bunlardan bazıları kısa sürede muazzam değer artışları kaydeder. Bu gibi projeler, yüksek kazanç beklentisi içinde yatırım yapan kullanıcılar için bir risk teşkil eder. Öyle ki kripto varlıkların büyük çoğunluğunu elinde tutan proje sahipleri, yükselen talebi değerlendirerek ellerindeki varlıkları merkezsiz kripto borsalarında hızla satabilir. Bu kişiler, böylece projeyi terkederek ciddi kârlar elde edebilir. Hâl böyle olunca dolandırıcıların elde ettikleri kâr, o proje yatırım yapan kullanıcıların birikimlerinden oluşur.

Bu yüzden kurucuları anonim olan, büyük yatırım kuruluşları tarafından fonlanmayan ve belirli kullanım alanına odaklanmayan kripto projelerinden uzak durmak birikimlerin heba olmaması için son derece önemlidir.

Sahte ICO’lar

Bu yöntem özellikle 2017 yılında boğa piyasasını yönlendiren altcoin patlamasının yaşandığı dönemde sıklıkla karşımıza çıktı. Artan talepten yararlanmak isteyen birçok kötü niyetli kişi ve grup, düzenleyici boşluğundan yararlanarak ilk token teklifi olarak adlandırılan sahte ICO projeleri oluşturdu ve yatırımcılardan ciddi miktarlarda fon topladı. Ancak bu projelerin bir çoğunun aylar içinde boş olduğu farkedilirken projeyi lanse edenler Rug Pull benzeri bir yöntemle yatırımcıları dolandırdı.

Bugün de kripto endüstrisinde birçok proje hayata geçirilirken yatırımcıların projeleri detaylı şekilde araştırması son derece önemli. Bu tür sahte projelerden kaçınmak için özellikle piyasa tarafından kabul görmüş Launchpad platformlarından çıkan projelere yatırım yapmak riski minimize etme konusunda son derece önemli. 

Phishing (oltalama) dolandırıcılığı

Bu yöntem kimlik avı saldırısına benzer şekilde, sahte web siteleri veya e-postalar aracılığıyla kullanıcıların kripto para cüzdan bilgilerini veya özel anahtarlarını çalma girişimidir. Kullanıcılar, özellikle özel anahtarlarını hiçbir platformda paylaşmayarak bu tür saldırılardan korunabilir. Ayrıca kullanılan harici kripto cüzdanlarının da kaynaklarının güvenli olduğu kontrol edilmelidir. 

Özetleyecek olursak; kripto sektöründeki dolandırıcılık faaliyetlerinden korunmak için şunlar faydalı olabilir:

  • Yüksek işlem hacmine sahip güvenilik kripto borsalarını kullanmak ve hesap güvenliği için iki faktörlü kimlik doğrulamayı tercih etmek
  • Kripto projelerine yatırım yapmadan önce projenin teknik dokümanını incelemek ve ekip hakkında detaylı bilgi edinmek
  • Kripto cüzdanlarını güvenilir kaynaklardan indirmek
  • Güvenli gözükmeyen bağlantılara tıklamamak ve kişisel bilgileri paylaşırken temkinli olmak
  • Şüpheli aktiviteleri sosyal medya aracılığıyla araştırmak 

Kripto para endüstrisinde ticaret ve yatırım yaparken riskler minimize edilebilir, ancak risk tamamen ortadan kaldırılamaz. Bu nedenle, yatırım yapmadan önce kişisel finansal duruma ve risk algısına göre hareket etmek önemlidir.

Formus Capital, 100 milyon dolarlık fonuyla global yatırımlara hazır!

Esas Ventures kurucusu Fethi Sabancı Kamışlı ve Alarko Ventures partneri Cem Garih, 100 milyon dolarlık fon büyüklüğüne sahip yeni bir VC kurdu; Formus Capital.

Formus Capital, yerli veya yabancı yeni teknoloji ve iş modelleri barındıran çeşitli projelere yatırım yapabilecek. Bu noktada belirlileyici olacak olan öncelik, yatırım yapılan şirketin beş yıl içinde sektöründe lider olup olmayacağı olacak.

İkili, Fast Company TR’ye verdikleri demeçte bunun aslında temelinin geçmişte birlikte yürüttükleri operasyonların bir üst seviyeye taşınması anlamına geldiğini ve artık Formus Capital adı altında yeni bir marka olarak devam edeceğini açıkladı.

Sağlanacak olan 100 milyon dolarlık fonun %50’sini ikili sağlayacak, geriye kalanı onlarla aynı vizyonu paylaşan çeşitli ortaklardan gelecek. VC şimdiye kadar 14 yatırım yaptı fakat fonun tamamı henüz kullanılmış değil.

Şirketin hedefi de birkaç yıl içerisinde fonun tamamını yatırma dökmüş olmak fakat burada az önce de belirtildiği üzere yapılan yatırımın beş yıl içerisinde sektörün lideri olması kriteri de belirleyici oluyor.

Formus Capital, ülkemizde ilk defa iki büyük şirketin yeni bir fon için bir araya gelmesindeki ilki sağlaması; teknoloji yatırım platformuna dönüşme vizyonu ve küresel bakış açısına sahip olması yönüyle güzel bir potansiyel sunuyor.

Sürücüsüz araba dehşeti araç kameralarına yansıdı! Tepkiler büyüyor

Twitter’da, yeni adıyla X’te enelayy adıyla bilinen bir kullanıcı “@Cruise sürücüsüz araba dün yasadışı olarak bir Dur işaretinden geçti ve neredeyse iki anneyi ve çocuklarını ezdi.” şeklinde bir tweet attı.

Enelay, iki kadın ve iki çocuk geçerken bir Cruise sürücüsüz arabasının yaya geçidinde duramadığını gösteren araç kamerası videolarını yayınladı. Araba, anne ve çocuklara çarpmak üzereyken son saniyede saptı ve yayalar kıl payı kurtuldu.

O gün, San Francisco’nun North Beach semtinde, 10 kadar Cruise sürücüsüz araba ana caddeyi engelleyerek yerel halkın öfkesini körükledi.

Yaşanan bu iki olay toplumun sürücüsüz araba teknolojisine karşı sorgulayıcı bir yaklaşım sergilemesine sebep oldu. Buna ek olarak firmanın hiçbir şey olmamış gibi araçların savunması oldukça firma adına antipatik bir profil çizdi ve toplumu karşısına alan bir şirket konumuna düşürdü.

Geçmişte Elon Musk’ın sahibi oldu Tesla’nın araçlarının gerçekleştirdiği kazalar da olmuştu. Fakat firmanın süreci yönetim şekli çok daha profesyonel olduğu için firma ve teknolojisi süreci daha temiz bir şekilde atlatmıştı.

2030 Dijitalleşme Vizyonu raporu açıklandı!

Vodafone, Türkiye’nin dijitalleşme yolculuğunu mercek altına alan yeni bir rapor yayınladı. Vodafone’un Politika Analiz Laboratuvarı (PAL) işbirliğiyle hazırladığı “Dijital Türkiye 2030 Raporu”nda Türkiye’nin dijital dönüşümdeki durumu, potansiyel gelişim alanları ve olası ekonomik etkiler gelişmiş ülkelerle karşılaştırmalı bir perspektifle değerlendiriliyor. Türkiye’nin dijital yüzyılına ışık tutması hedeflenen raporda, ülkenin dijital dönüşüm süreci ve bu sürecin hızlandırılması için önerilen politika adımları Dijital Toplum, Dijital Şirket, Dijital Devlet ve Dijital Altyapı başlıkları altında inceleniyor. Raporun tamamına buradan erişebilirsiniz.

Vodafone’un yayınladığı “Dijital Türkiye 2030 Raporu”, düzenlenen basın toplantısında tanıtıldı. Toplantıda konuşan Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy, dijitalleşmenin ekonomik ve sosyal gelişimin temeli olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:

Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy

“Vodafone olarak bir yandan Türkiye’nin dijitalleşmesi için çalışırken, bir yandan da bu alanda gelişim fırsatlarını inceleyen, kamu politikası için önemli veriler sağlayan analizlerin üretilmesine liderlik ediyoruz. ‘Dijital Türkiye 2030 Raporu’nda ülkemizin dijital dönüşüm sürecinin en önemli üç unsuru olan toplum, şirketler ve devleti mercek altına aldık. Bu unsurların olmazsa olmaz bileşeni ve önkoşulu durumundaki altyapıyı da dördüncü eksen olarak inceledik. 2030 yılı, sürdürülebilir kalkınma amaçlarıyla temsil edilen küresel kalkınma işbirliğinin hedef tarihi. AB başta olmak üzere çoğu gelişmiş ülkenin dijital stratejilerinin hedef yılı da 2030.”

Dijital beceriye sahip nüfus oranı yükselmeli

“Dijital beceriler vatandaşların günlük aktivitelerini kolaylaştırırken akademik olanakları iyileştirmede, kamu hizmetlerine ve iş olanaklarına erişmede de önemli rol oynuyor. Türkiye’de bireylerin %30’u en az temel düzeyde dijital beceriye sahipken, AB’de bu oran %54. AB’nin resmi hedefi 2030’da bunu %80’e çıkarmak. AB’nin bu hedefine erişebilmemiz için 30 milyon kişinin temel dijital becerileri edinmesini sağlayacak bir hamleye ihtiyacımız var. En az temel seviyede dijital beceriye sahip nüfus oranını önce %60, sonra %80’e yükseltmeyi hedeflemeliyiz. Ancak bu sayede internet üzerinden bilgiye ulaşma, e-ticaret, internet bankacılığı, iş olanakları yaratılması gibi alanlarda gelişme kaydedebilir ve ekonomiye olumlu katkı sağlayabiliriz. Bunun için dijital beceri kazanımına yönelik eğitim politikaları ile akıllı telefon, tablet ve bilgisayar gibi cihazlara erişimin kolaylaştırılması alanlarında atılacak adımlar kritik önemde. Bu noktada özellikle cihaz taksit sınırlamalarının kaldırılmasının, cihaza erişimin önünü açacak bir adım olacağını düşünüyoruz.”

“Dijitalleşme endeksinin 1 puan artması GSYİH’de 26 milyar dolarlık artış sağlayacak”

Engin Aksoy, şöyle devam etti: “Türkiye’de internet kullanan firma oranı AB ortalamasını yakalamış olsa da firmaların ancak %60’ı hızlı internete erişebiliyor. Analizler, tüm firmaların hızlı internete eriştiği durumda GSYİH’de ilave %0,5 artış olabileceğini, başka bir deyişle 4,2 milyar dolarlık ilave gelir etkisi sağlanacağını gösteriyor. Raporda, şirketlerin temel dijitalleşme göstergelerindeki performansını değerlendirmek ve burada sağlanacak gelişimin ekonomik etkisini ölçmek üzere bir dijitalleşme endeksi oluşturduk. Bu endekse göre ülkemizdeki KOBİ’lerin %15’i orta seviyede dijital iken, sadece %4’ü yüksek seviyede dijital. Büyük şirketlerde ise bu oranlar sırasıyla %39 ve %25 düzeyinde. 10 üzerinden puanlanan dijitalleşme endeksindeki 1 puanlık artış şirketlerin verimliliğinde %6 oranında artış sağlıyor. Türkiye’deki tüm şirketlerin ortalama endeks skorunun 1 puan yukarı çıkması, ülke genelinde %3’lük ilave GSYİH artışı, yani 26 milyar dolarlık bir artış sağlayabilecek.”

“Hızlı internet kullanan şirket oranı %100’e çıkarılmalı”

“Dijital endüstrilerin ekonomideki payının AB ortalamasına yakınsaması, başka bir deyişle %5,5’e yükselmesi ve 30 mbps üzeri hızlı internet kullanan şirket oranının %100’e çıkarılması hedeflenmeli. Tüm şirketlerin en az bir yeni dijital teknoloji ürünü edinmesi yoluyla dijitalleşme seviyesi yükseltilmeli. Diğer yandan, şirketler dijitalleştikçe ve bulut bilişim gibi teknolojileri daha fazla kullandıkça veri merkezlerine olan ihtiyaç arttığından, bu alandaki yatırımlar da önem kazanıyor. Veri politikalarının uluslararası normlara uyumlu olması ve teşviklerin cazibesinin artırılması öncelikli olmalı. Özellikle mikro ve küçük işletmeler başta olmak üzere KOBİ’lerin dijital dönüşümünün desteklenmesi ve bilişim şirketlerinin gelişimine yönelik teşvik programlarının uygulanması gerekiyor.”

“Katma değeri artıracak yerli üretime odaklanmak gerekiyor”

Engin Aksoy, Dijital Devlet konusuna da değinerek şöyle konuştu: “Ülkemizin e-devlet konusunda güçlü bir konumda olması, 2030’a giden süreçte e-devletten Dijital Devlete geçişi mümkün kılıyor. Ulusal Dijital Devlet stratejisinin ve kamu bulut bilişim stratejisinin tamamlanarak uygulamaya geçirilmesi, açık kamu verisi kullanarak değer yaratılmasına yönelik girişimlerin başlatılması, kamuda bulut bilişim sistemlerinin yaygınlaştırılması, bu süreci kolaylaştıracak adımlar olacak. Diğer bir konu ise kamunun dijitalleşmesinde ihtiyaç duyulan ürün ve hizmetlerin geliştirilmesinde işletmeciler ve yerli teknoloji ekosisteminin işbirliğini geliştirecek girişimlerin hayata geçirilmesi. Katma değeri artıracak yerli üretime odaklanarak ileriye dönük ihtiyaçları zamanında tespit eden, buna göre Ar-Ge, üretim ve pazarlama planlarını ortaya koyan bir platform oluşturmak gerekiyor. Günün koşullarına ve teknolojinin gelişimine göre donanımın yanı sıra yazılım ürünlerini de kapsayan yerli ürün tanımları yapılmalı. Bu şekilde planlı bir yerli üretim politikası ile hem kamuda hem özel sektörde yerli üretimin ve kullanımının artması sağlanabilir.”

“Kaynakların yeni nesil mobil teknolojilere yönlendirilmesi yatırımlar için önemli”

“Eski nesil mobil teknolojilerin uygun bir plan dahilinde yeni teknolojiye dönüşümünün sağlanması ve kaynakların yeni nesil mobil teknolojilere yönlendirilmesi yatırımlar için önemli. 3G’nin yeni teknolojilere geçiş yapılarak güncellenmesi, gelişmiş ülkelerde yaygınlaşan bir yaklaşım. Avrupa’da pek çok hizmet sağlayıcı, eskiyen teknolojiler için yatırımları durdurup tahsis edilmiş spektrumu 4G ve 5G’de kullanmaya veya bu doğrultuda planlama yapmaya başladı. Almanya, Çekya, İtalya ve birçok ülkede en az bir operatör geçiş planını açıkladı. Önümüzdeki dönemde mevcut 4.5G altyapısının daha etkin kullanılması için atılacak adımlar kısa vadede mobil bağlantı kalitesini artırabilir. Bunun yanı sıra frekans tahsisi başta olmak üzere spektrumun etkin kullanımını amaçlayan düzenlemelerin yapılması hem mobil şebekelerin performansını artıracak hem de yatırımların verimliliğini sağlayacak. Yeni nesil teknolojilere geçişi de kapsayan spektrum kullanımı yol haritasının kamuoyu ile paylaşılması, 5G dahil sektörde uzun vadeli yatırımların planlanmasında kılavuz görevi görebilir.”

“Türkiye’de fiber hattı yaklaşık 2 milyon kilometreye çıkarılmalı”

Dijital Altyapı alanında atılması gereken adımları paylaşan ve Türkiye’de mobil ve sabit genişbant internet yayılımının OECD ortalamasının gerisinde kaldığına işaret eden Aksoy, şunları söyledi:

“Mobil genişbant abone oranında OECD ortalamasına erişmemiz için 2030’a kadar her yıl abone yoğunluğunun %10 büyümesi gerekiyor. Bu, yıllık %1’e varan GSYİH artışı, yani ekonomiye 7 milyar dolarlık katkı sağlayacak. Diğer yandan Türkiye’de 100 kişi başına fiber abone sayısının 6, OECD ortalamasının 12, en yüksek 10 OECD ülkesinde ise 28 olduğunu görüyoruz. Dijitalleşme konusunda örnek gelişim sergileyen ülkelerden Güney Kore’de kilometre yol başına düşen fiber hat uzunluğu bizim 4 katımız. Aynı yoğunluğa ulaşmak için fiber hattının yaklaşık 2 milyon kilometreye çıkması, bunun için de her yıl %17 artması gerekiyor. Bu sayede 2030’a kadar her yıl GSYİH’ye %2,2’lik, yani 19 milyar dolarlık katkı sağlanabilecek.”

“Yenilikçiliği ve verimliliği artıran bir düzenleyici çerçeve gerekiyor”

“Sektörümüz, dijitalleşmeyi sağlayan ve kolaylaştıran stratejik bir konumda. Bu nedenle diyoruz ki, Türkiye 2030’a kadar fiberde OECD ortalamasını yakalamalı. Bu alanda lider ülkelerle yarışmayı hedeflemeli ve yatırımları hızlandırmalıyız. Diğer yandan frekans tahsisleri yapılarak 3G yerine 4.5G önceliklendirilerek ve 5G yatırımları hayata geçirilerek, özellikle sanayi bölgeleri gibi üretim verimliliğini de artıracak alanlarda yeni teknolojilere hızlı geçişin desteklenmesi önemli. Altyapı yatırım ve hedefleri konusunda ilerleyebilmek için düzenleyici çerçevenin yenilikçiliği ve verimliliği artıran, yatırım ve güven ortamını güçlendiren nitelikte olması önemli. Dijital altyapılar gibi yoğun yatırım gerektiren alanlarda düzenlemelerin maliyet boyutunu da göz önüne alarak yatırımların devamlılığını sağlamak kritik. Yeni teknolojileri, dijitalleşmeyi ve bu alanda yapılacak yatırımları kolaylaştırıcı ve düzenlemelerin oluşturacağı maliyeti de göz önüne alan bir bakış açısıyla ilerlememiz gerekiyor.”

Dolandırıcıların yeni hedefi Roblox ve Fortnite!

0

Yapılan son araştırmalar, ABD devlet kurumlarına, önde gelen üniversitelere ve profesyonel kuruluşlara ait binlerce web sitesinin son beş yılda ele geçirildiğini ve dolandırıcılık tekliflerini ve promosyonlarını zorlamak için kullanıldığını buldu. Bu dolandırıcılıkların çoğu çocuklara yönelik ve Fortnite ve Roblox’ta var olmayan ödüller karşılığında onları uygulama, kötü amaçlı yazılım indirmeleri veya kişisel bilgileri göndermeleri için kandırmaya çalışıyor.

Üç yıldan fazla bir süredir, güvenlik araştırmacısı Zach Edwards bu web sitesi kaçırma ve dolandırıcılıklarını takip ediyor. Faaliyetin bir reklam şirketinin bağlı kullanıcılarının faaliyetlerine geri bağlanabileceğini söylüyor. ABD’ye kayıtlı şirket, bir dizi çevrimiçi reklamverene web trafiği gönderen ve bireylerin kaydolmasına ve sistemlerini kullanmasına olanak tanıyan bir hizmet görevi görüyor. Bununla birlikte, herhangi bir günde, İnsan Güvenliği’nde tehdit içgörülerinin üst düzey yöneticisi Edwards, .gov, .org ve .edu alan adlarının ele geçirildiğini ortaya çıkarıyor.

Edwards, ”Bu grup, İnternet genelinde toplu olarak altyapıyı tehlikeye atan ve bu konuda dolandırıcılıklara ve diğer istismar türlerine ev sahipliği yapan bir numaralı grup olduğunu düşündüğüm şey.” diyor. Araştırmacı, devam eden web sitesinin uzlaşmalarının ölçeğinin ve dolandırıcılığın kamusal doğasının onları öne çıkardığını söylüyor.

İnsanların para kazanma planları ve yolları karmaşık, ancak web sitelerinin her biri benzer şekilde ele geçirilir. Bir web sitesinin arka ucundaki veya içerik yönetim sistemindeki güvenlik açıkları veya zayıflıkları, web sitesine kötü amaçlı PDF dosyaları yükleyen saldırganlar tarafından istismar edilir. Edwards’ın “zehirli PDF’ler” olarak adlandırdığı bu belgeler, arama motorlarında görünmek ve “ücretsiz Fortnite görünümlerini”, Roblox’un oyun içi para birimi için jeneratörleri veya BarbieOppenheimer ve diğer popüler filmlerin ucuz akışlarını tanıtmak için tasarlanıyor. Dosyalar, insanların bu konularda arayabileceği kelimelerle dolu.

Bulguları Las Vegas’taki Black Hat güvenlik konferansında sunan Edwards, birisi zehirli PDF’lerdeki bağlantılara tıkladığında, bunların birden fazla web sitesinden geçirilebileceğini ve bu da onları dolandırıcılık açılış sayfalarına yönlendirdiğini söylüyor. “Çocukları süper hedef alan birçok açılış sayfası var.” diyor.

Reklam sahtekarlığı araştırmacıları, bu tür dolandırıcılıkların bir süredir var olduğunu söylüyor. Ancak Edwards, hepsinin reklam firması CPABuild’e ve ağı için çalışan üyelere bağlantıları olduğu için bunların öne çıktığını söylüyor. Edwards, PDF’lerin yüklendiği tüm güvenliği ihlal edilmiş web sitelerinin CPABuild’e ait command-and-control sunucularına çağrıldığını söylüyor. “Reklam kampanyalarını başkasının altyapısına itiyorlar.” diyor. PDF’lere bağlı bir dosya için Google’da arama yapmak, güvenliği ihlal edilmiş web sitelerinin sonuçlarının sayfalarını getiriyor.

CPABuild’in Nevada’daki yasal sicilini listeleyen web sitesi, kendisini “her şeyden önce içerik kilitleme ağı” olarak tanımlıyor. 2016’dan beri var olan şirket, insanlara e-posta ve posta kodu bilgilerini göndererek para kazanma şansı vermek gibi müşterilerinden gelen görevlere ev sahipliği yapıyor. Ardından, genellikle bağlı kuruluşlar olarak bilinen CPABuild kullanıcıları, insanların bu teklifleri tamamlamasını sağlamaya çalışıyor. Bunu genellikle YouTube yorumlarına spam göndermek veya zehirli PDF tıklama zincirinin sonuna doğru açılır “soyunma” sayfaları oluşturarak yaparlar. Bu sonuç tabanlı süreç, reklamverenler ve pazarlamacılar tarafından eylem başına maliyet (EBM) olarak biliniyor.

Web sitesi, yayıncılara 40 milyon dolardan fazla ödediğini ve binlerce şablona ve açılış sayfasına sahip olduğunu iddia ediyor. CPABuild içinde çeşitli kullanıcı katmanları var. Web sitesinin bağlı kuruluş yapısı, ana sayfasındaki bir resimde görüntüleniyor. Üyeler yöneticiler, şeytanlar, iblisler, büyücüler, ustalar ve şövalyeler olarak kategorize edilebilir. 11 Ağustos’ta bir CPABuild üyesi tarafından yüklenen bir videoda, bir yönetici hesabının, şirketin platformun dolandırıcılık için kullanılmasını önlemek için adımlar attığını gösteren bir mesajın kullanıcılarla paylaştığı görülebilir. Ekranda görülen bir mesajda, ”CPABuild yayıncılarının teklifleri hizmet şartlarımızı ihlal edecek şekilde tanıttığına dair raporlar alıyoruz” diyor. Bununla birlikte, Edwards’ın araştırması, CPABuild’in gösterdiği her türlü çabanın, kullanıcılarının yaygın dolandırıcılık yapmasını engelleyemediğini gösteriyor.

Web sitelerinin puanları şu anda PDF’lerden etkileniyor. Bu hafta, New York Eyaleti Finansal Hizmetler Departmanı, yüklenen PDF’leri kaldırdı. Bölüm sözcüsü Ciara Marangas, sorunun ilk olarak 2022’de tanımlandığını ve bir inceleme ve ek adımların ardından dosyaların kaldırıldığını söyledi.

Potansiyel CPABuild iştirakleriyle bağlantılı bazı raporlar olsa da, Edwards, süreçteki bağlantılar kimliklerini maskeleyen yeniden yönlendirme hizmetleri aracılığıyla iletildiğinden, planın radarın altında uçabileceğini söylüyor. Ayrıca, fidye yazılımı veya diğer siber saldırılar kadar etkili olmadıkları için uzlaşmaların göz ardı olabileceğini söylüyor.

Bununla birlikte, web’e yayılmış CPABuild üyeleri ve bağlı kuruluşlarıyla bağlantılı faaliyet izleri vardır. CPABuild’in çeşitli kullanıcıları, sitenin bölümlerinin nasıl çalıştığını ortaya çıkaran videoları YouTube’a yükledi. Bir video, “Fortnite kaplama üreteci” ve CPABuild’in araçları aracılığıyla oluşturulan bir dolap sayfası kullanan birini gösteriyor. Başka bir videoda, insanların e-posta ve posta kodu ayrıntılarını göndermelerini sağlamak, kredi kartı bilgilerini göndermek, mobil uygulamaları yüklemek ve “genel anketleri” tamamlamak da dahil olmak üzere CPABuild tarafından barındırılan teklif türleri görülebiliyor.

Bu arada oyun şirketleri, dolap sayfalarını barındıran web sitelerine örneklerin yasal olmadığını söylüyor. Fortnite‘ı yaratan Epic Games’in kıdemli iletişim müdürü Jake Jones, “Bunlar dolandırıcılık!” diyor. “Oyuncular hiçbir zaman oyun içi V-Buck’ları başka bir oyuncuya satamadı, hediye edemedi veya takas edemedi veya sanal eşyaları birbirlerine satamadı.” diyor. Benzer şekilde, Roblox sözcüsü James Kay, “Roboux satın almak, satmak, takas etmek veya vermek” için üçüncü taraf hizmetlerini kullanmanın yasak olduğunu ve insanların ücretsiz oyun içi para birimi veya diğer öğeler vaat eden web sitelerinde “tekliflerden” kaçınmaları gerektiğini söylüyor.

Güvenlik firması KELA’nın tehdit araştırma direktörü Victoria Kivilevich, şirketin CPABuild’in siber suç ve bilgisayar korsanlığı forumlarında tartışıldığını gördüğünü söyledi. Kivilevich, bir sitede birinin videoları çekmek için çalınan oyunlar ve yazılım içeriği içeren bir YouTube kanalı oluşturmayı önerdiğini söylüyor. Kivilevich, ”Kullanıcı, görünüşe göre CPABuild aracılığıyla elde edilen bir içerik dolabı URL’sini videoların açıklamasına yerleştirmek ve URL’ye tıklayan ziyaretçilerden kazanmak için CPABuild’i kullanmanızı tavsiye ediyor.” diyor ve Fortnite ve Roblox hakkında sık sık tartışmalar olduğunu da sözlerine ekliyor.

Kivilevich, ”Birden fazla kullanıcı, CPABuild’de nasıl onaylanacağına ve CPABuild’de satın alabilecekleri hesaplar için talimatlar arıyor.” diyor.

Tüm bu dolandırıcılık hikayelerinin bilinciyle kullanıcılar “Bana bir şey olmaz!” kafa yapısından çıkıp bilinçli hareket etmeli. Bu haberdeki içerik her ne kadar dış bir ülkede gerçekleşiyor olsa da teknik ve argümanlar evrensel bir ilerleme kaydediyor.

Google Chrome’un yeni yapay zeka özelliği öğrencileri sevindirecek!

0

Google’ın yapay zeka destekli Arama Üretken Deneyimi (SGE) büyük bir yeni özellik alıyor; bir Google blog gönderisine göre, yapay zeka web’de okuduğunuz makaleleri özetleyebilecek.

Google, bunun Salı günü katılımlı Arama Laboratuvarları programında “erken bir deney” olarak kullanıma sunulmaya başlayan yeni bir özellik olduğunu söyledi. (SGE’yi zaten seçtiyseniz, ona erişebileceksiniz, ancak seçmediyseniz, özelliği kendi başına seçebilirsiniz.) İlk olarak Android ve iOS’taki Google uygulamasında mevcut olacak ve şirket bunu “önümüzdeki günlerde” masaüstündeki Chrome tarayıcısına getirecek.

Mobilde Google uygulamasına erişiminiz varsa, ekranın altındaki bir simgeye dokunduktan sonra Google bir makaleden yapay zeka tarafından oluşturulan bir dizi “anahtar nokta” çekecek. Bu özellik, “yalnızca web’de halka ücretsiz olarak erişilebilen makalelerde” çalışacak şekilde tasarlanmış; Google, yayıncıların ödeme duvarı olarak işaretlediği web siteleriyle çalışmayacağını söylüyor.

AMD yaptığı açıklama ile AMD ROCm 5.6 açık yazılım platformunu piyasaya sürdüğünü duyurdu. AMD Yapay Zeka grubunun Kıdemli Başkan Yardımcısı Vamsi Boppana, ROCm 5.6'nın bazı yeni özelliklerini de açıkladı.

Google, SGE’de de bir avuç başka iyileştirmeyi de yapıyor. Bilim, ekonomi ve tarih gibi konularla ilgili bir arama sorgusu için SGE sonuçlarında Google, bir konu hakkında tanımlar veya diyagramlar almak için belirli kelimelerin üzerine gelebileceğinizi söylüyor. Google ayrıca SGE’nin kodlama bilgileri özetlerini anlamayı da kolaylaştırıyor.

Google, Mayıs ayında Google I/O’da SGE’yi duyurdu ve o zamandan beri onu geliştiriyor. Şirketin son kazanç çağrısında CEO Sundar Pichai, kullanıcı geri bildirimlerinin “şimdiye kadar çok olumlu olduğunu” ve “zamanla aramanın böyle çalışacağını” söyledi.

Google’ın bu hamlesi gelişen yapay zeka teknolojisini kullanıcı odaklı bir entegrasyon mantığıyla kabullendiğini göstermesi bakımından oldukça anlamlı. Bu, artık yakın gelecekte buna benzer bir çok kullanıcı odaklı aracın tanıtılacağı anlamına geliyor.


Uyurken şarjda bırakılan iPhone’lar risk oluşturuyor

0

Apple tarafından yapılan uyarıya göre uyurken şarjda bırakılan iPhone’lar risk oluşturuyor. En büyük risk ise yangın olarak görülüyor.

Akıllı telefonların hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldiği dijital çağda, cihazlarımızı gece şarj etme uygulaması bir norm haline geldi. Önünüzdeki zorlukların üstesinden gelmeye hazır, dolu bir pille başlamanın rahatlığını sunuyor. Ancak, Apple’dan yakın zamanda yapılan bir uyarı, iPhone’unuzu bir gecede şarj etmenin olası tehlikelerine ışık tutuyor. Şarjlı bir telefonla uyanmanın rahatlığı yadsınamazken, yangın ve yaralanma riskleri de hafife alınmamalı.

Şarja takılıp uyulmamalı

Apple’ın uyarı mesajı, gece boyunca şarj etmenin daha az belirgin bir sonucunu, yani aşırı ısınma riskini vurguluyor. iPhone’unuzu bir yastığın altında veya battaniyenin altında bırakmak rahat görünebilir. Ancak tehlikeli sonuçlara yol açabilir. Şirket, telefonunuz engellendiğinde ve uygun şekilde havalandıramadığında aşırı ısınma riskinin önemli hale geldiğini vurguluyor. Aşırı ısınma yalnızca cihazınızın işlevselliğini tehlikeye atmakla kalmaz, aynı zamanda potansiyel olarak yangına yol açabilir.

Apple’ın güvenlik bilgileri, cildinizin şarj kablosu ve konektörle uzun süre temas halinde olduğu durumlardan kaçınmanın önemini vurguluyor. Not, sıcak yüzeylerle uzun süreli temasın rahatsızlığa veya yaralanmaya yol açabileceğini açıklıyor. Bu tür senaryolar, yalnızca şarj kablosunun üzerinde uyumakla sınırlı olmayıp, cihazı, güç adaptörünü veya kablosuz şarj cihazını battaniye, yastık ve hatta bir güç kaynağına bağlıyken kendi vücudunuzun altına yerleştirmeye kadar uzanıyor.

Apple’ın resmi güvenlik notu, şarj uygulamaları söz konusu olduğunda belirsizliğe yer bırakmıyor. Not, gece boyunca şarj etme yaygın bir uygulama olsa da, risksiz olmadığını kesin bir şekilde hatırlatıyor. Apple’ın güvenlik önerileri, şarj sırasında uygun havalandırmayı korumanın önemini vurgulayarak uzman içgörüleriyle uyumlu.

Bir TikTok videosunda Kent Fire Rescue’dan bir itfaiyeci, Apple’ın uyarılarını pekiştiren çok önemli bilgiler paylaştı. Yaygın yanlış anlamaları ele alan itfaiyeci, üç kritik noktanın altını çizdi. İlk olarak, uykudayken tehlikenin kokusunu alamama, kişileri potansiyel bir yangından habersiz kılma. İkincisi, acil durumlara müdahale etmeyi neredeyse imkansız hale getiren, endişe verici derecede hızlı bilinç kaybı başlangıcı. Üçüncüsü, orijinal telefon şarj cihazlarının bile bazı durumlarda yangın çıkarabilmesi. İtfaiyecinin tavsiyesi net bir tavsiyeye indirgenebilir: Telefonunuzu uyanık ve tetikteyken şarj etmek çok daha güvenli.

Google Fotoğraflar’ın yeni özelliği: anılar görünümü

0

Dijital anılarınızı daha etkileyici ve özgün bir şekilde paylaşmanızı sağlayacak bir yenilik daha geldi. Google, bugün Amerika Birleşik Devletleri’ndeki kullanıcılara özel olarak sunulan yeni “Anılar Görünümü” özelliği ile anıları yeniden yaşamanın ve paylaşmanın yepyeni bir yolunu açıyor. Bu yenilik, kullanıcıların en sevdiği anıları bir albüm benzeri zaman çizelgesi oluşturarak düzenlemelerine, kişiselleştirmelerine ve paylaşmalarına olanak tanıyor.

Bu özellik, Google Fotoğraflar uygulamasının üst kısmında bulunan bir karusel aracılığıyla kullanıcılara geçmişlerinden önemli anları hatırlama imkanı sunuyor. Dört yıl önce başlatılan “Anılar” özelliğinin evrimleşmiş bir versiyonu olan bu özellik, Hikayeler ve Facebook Anıları’nın özelliklerini bir araya getirerek geçmiş aylar ve yıllar arasında gezinmeyi kolaylaştırıyor. Google, bu özelliğin aylık yarım milyardan fazla kullanıcı tarafından kullanıldığını belirtiyor.

“Anılar Görünümü,” kullanıcıların sadece önceden belirlenmiş fotoğraflar arasından seçim yapmak yerine kendi anılarını yaratıcı bir şekilde düzenlemesine olanak tanıyor. Kullanıcılar, özel anılarına özgü başlıklar ekleyebilir ve bu görünümü kendilerine özgü bir isimle yeniden adlandırabilirler. Ayrıca, Google Fotoğraflar’ın deneysel bir özelliği olan “Başlık Belirlememe Yardım Et” düğmesi, yapay zeka destekli önerilerle kullanıcıların başlıklarını zenginleştirmelerine yardımcı oluyor.

Anılar Görünümü, kullanıcıların sadece kendi anılarını değil, aynı zamanda arkadaşlarını ve aile üyelerini de davet ederek birlikte bakmaya olanak tanıyor. Paylaşılan Albümler gibi, kullanıcılar favori fotoğraflarını ve videolarını koleksiyona ekleyebilir ve sonrasında bu albüm benzeri zaman çizelgesini sosyal medyada veya video formatında paylaşabilirler.

Bu yeni özellik aynı zamanda Google’ın kısa biçimli video platformlarına yönelik planlarını da yansıtıyor. Anılar Görünümü ile oluşturulan albüm benzeri zaman çizelgeleri, yakın gelecekte YouTube Shorts ve TikTok gibi platformlarda paylaşılabilecek.

Google Fotoğraflar’ın yeni Anılar Görünümü özelliği, kullanıcıların anılarını yeniden canlandırmalarını, paylaşmalarını ve yaratıcı bir şekilde düzenlemelerini sağlayarak dijital fotoğrafçılığın ve anı paylaşımının önemli bir adım.

TikTok Amerika’da yasaklanıyor!

0

Montana TikTok yasağı için hazırlıklarını sürdürüyor. Bu yasağı uygulayan ilk ABD eyaleti Montana olacak gibi görünüyor.

Montana, TikTok’u tüm cihazlardan yasaklayan ilk ABD eyaleti olmaya hazırlanıyor. Halk toplu bir şekilde bu yasağa karşı çıkmaya çalışıyor.

Dijital haklar savunucusu grupları, önerilen Montana TikTok yasağına karşı yasal mücadeleye resmen katıldı. Mayıs ayında onaylandıktan sonra, ” anayasaya aykırı yeni kısıtlamalar” 1 Ocak 2024’te uygulanacak. Sosyal medya şirketi ve beş TikTok geliştiricisi, mevzuatın yasallığına mahkemede itiraz etmeye karar verdi.

Yasağa karşı çıkılıyor

Montana ACLU’nun hukuk direktörü Alex Rate: “Bir kez daha, Montana yasama organı kendisini sıradan Montanalıların günlük yaşamına gereksiz yere sokmaya çalışıyor. Hükümet birbirimizle iletişim kurma yollarımıza anayasaya aykırı yeni kısıtlamalar getirirken boş durmayacağız” dedi.

Uzmanlara göre böylesine kapsamlı bir dayatmanın uygulanması, kullanıcıların TikTok aracılığıyla konuşmasını ve ilişki kurmasını imkansız hale getirecek. ACLU’nun Ulusal Güvenlik Projesi müdür yardımcısı Patrick Toomey, bu değişikliğin açık bir ihlal olduğunu ve durdurulması gerektiğini söyledi.

EFF’nin Sivil Özgürlükler Direktörü David Greene: “Birçok Montanalı, TikTok’u yerel ve küresel izleyicilerle iletişim kurmak için kullanıyor. Devlet bu konuşma platformunu yasaklayarak onların haklarını ihlal etmemeli” dedi. ABD ile Çinli sosyal medya devi arasındaki gerilim son zamanlarda yeni bir zirveye ulaştı. Hükümet cihazlarında kullanımını yasaklayan hükümler dalgası, yılın başında Batı dünyasına yayıldı. Bunları, tüm Amerikalılar için bir TikTok yasağını hızlandırabileceği düşünülen Kısıtlama Yasası olarak bilinen bir federal yasa tasarısı izledi.

İnsan hakları savunucuları ve internet uzmanları uzun süredir hükümeti bu tür planları rafa kaldırmaya çağırıyor. İnsanların dijital haklarının kısıtlanmasından gözetleme, sansür ve çevrimiçi güvenlik risklerine kadar, TikTok’u yasadışı hale getirmenin sonuçları çok yakında Montana’daki insanlar için acı bir gerçek olacak.  Amicus brifingi, mahkemeyi yasanın “özellikle titiz bir Birinci Değişiklik incelemesini nasıl tetiklediğini” görmeye çağırıyor. Kampanyacılar ayrıca, TikTok’un şu anda belirli sosyal konulara yönelik çevrimiçi dayanışmayı teşvik etmede nasıl “büyük bir rol” oynadığına dair örneklere atıfta bulunarak, hükmün azınlık gruplarını nasıl orantısız bir şekilde etkileyeceğinin altını çizdiler. EFF ve ACLU, Montana yasağını engellemeye çalışan davaya adım atan ve onu destekleyen en yeni aktörler.

Nvidia’nın Yapay Zeka Başarısı, Hisselerini Yüzde 7 Artırdı

0

Dünya teknoloji devi Nvidia, yapay zeka alanındaki büyük başarısı ile yatırımcıların yüzünü güldürdü. Son zamanlarda elde ettiği önemli gelişmeler ve güçlü karlılığıyla dikkatleri üzerine çeken şirketin hisse değeri, Morgan Stanley analistlerinin olumlu değerlendirmeleri sonrasında yüzde 7,1 oranında yükselerek 437,53 dolara ulaştı.

Morgan Stanley analistleri, Nvidia’nın performansını “En İyi Seçim” olarak nitelendirdi ve hedef fiyatlarını 450 dolardan 500 dolara yükseltti. Bu değerlendirmenin arkasında, Nvidia’nın güçlü karlılığı ve yapay zekanın hızla büyüyen önemi ile birlikte GPU (Grafik İşlem Birimi) sektöründeki büyüme potansiyeli yer alıyor.

Yapay zeka, günümüzün en önemli teknolojik gelişmelerinden biri olarak öne çıkıyor. Nvidia, bu alandaki liderliği ve inovasyonuyla dikkat çekiyor. Morgan Stanley analistleri, önümüzdeki 3-4 çeyrek içerisinde Nvidia’nın büyümesinin devam edeceğini tahmin ediyor. Şirketin, GPU alanında güçlü rekabetçi bir konumda olduğuna ve yenilik potansiyelinin yüksek olduğuna inanıyorlar.

2023 yılı, Nvidia için oldukça parlak geçiyor. Şirketin hisse değeri, yılın başından bu yana yaklaşık yüzde 200’lük bir artış göstererek rekor seviyelere ulaştı. Bu başarı, Nvidia’nın piyasa değerini 1 trilyon doları aşarak dünyanın en değerli şirketlerinden biri haline getirdi.

Nvidia’nın gelecekteki büyüme potansiyeli ve yapay zeka alanındaki liderliği, yatırımcıların gözdesi haline gelmeye devam ediyor. Morgan Stanley analistlerinin olumlu değerlendirmesi, şirketin güçlü performansını ve büyüme hedeflerini destekliyor, böylece Nvidia’nın teknoloji dünyasında giderek daha etkili bir rol oynayacağına işaret ediyor.

TweetDeck paralı oluyor!

TweetDeck yeni bir değişiklikle gündemde. Eski adıyla Twitter, olarak da bilinen sosyal ağ X, sonunda TweetDeck’i ücretli bir hizmet yapma sözünü yerine getiriyor gibi görünüyor. Sosyal medya danışmanı Matt Navarra da dahil olmak üzere X’teki birçok kullanıcı, teknik olarak artık XPro olarak adlandırılan TweetDeck’i yüklemeye çalıştıklarında X Premium (eskiden Twitter Blue aboneliği) için bir satış sayfası gördüklerini söylüyor.

Ne yazık ki, X’in 3 Temmuz’da XPro’yu yalnızca abone özelliği yapacağını duyurduğu için bunun geleceğini biliyorduk. O sırada geçişin “30 gün içinde” gerçekleşeceğini söyledi, bu yüzden şirket kendi son teslim tarihini biraz kaçırdı.

Sahibi Elon Musk yönetiminde X, daha uzun gönderiler, biçimlendirme, reklam geliri paylaşımı ve konuşmalarda ve aramada daha yüksek sıralamalar gibi eklemelerle X Premium’u daha cazip bir abonelik haline getirmeye çalıştı. Şimdi şirket, XPro’ya erişimin mavi bir onay işareti için ödemeye değer olduğunu umuyor.

TweetDeck, şirket 2011’de satın alana kadar Twitter‘a erişmek için en popüler üçüncü taraf uygulamalarından biriydi. Birden fazla hesabı ve birden fazla özel yayını destekleme yeteneği, onu gazeteciler, pazarlamacılar ve kendilerini günlük işleri için düzenli olarak Twitter’ı kullanırken bulan diğerleri için güçlü bir araç haline getirdi.

Bunu göz önünde bulundurarak, TweetDeck için ücret almak ve isme bir Pro koymak biraz mantıklı. Ancak daha önce ücretsiz olan kullanışlı bir araç için ödeme yapmak zorunda olmak yine de berbat hissettiriyor.

WhatsApp’a yapay zeka destekli çıkartma oluşturucu geliyor

0

WhatsApp, dünyanın en popüler anlık mesajlaşma uygulamalarından biri olarak sürekli olarak yenilikler sunmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde WhatsApp Web’e “ekran kilidi” ve çoklu hesap kullanımı gibi özellikler eklediğini duyurmuştuk. Son Android beta sürümünde ortaya çıkan yeni bir özellik, kullanıcıların metinlerle yapay zekâ destekli çıkartmalar oluşturabilmesine imkan tanıyor. Bu yeni özellik, WhatsApp deneyimini daha da zenginleştirecek gibi görünüyor.

WhatsApp’ın “2.23.17.14” kodlu Android beta sürümünde keşfedilen yeni özellik, yapay zekâ teknolojisinin benzersiz bir yorumunu sunuyor. Bu özellik sayesinde kullanıcılar, yazdıkları basit metinlerle kendi özgün çıkartmalarını oluşturabilecekler. Bu özellik, DALL-E adlı yapay zekâ aracının temel prensibine dayanıyor. DALL-E, yazılan metinleri görsellere dönüştüren bir yapay zekâ modeli.

Kullanıcılar, yeni özelliği kullanarak çıkartma bölümünde bulunan “Create” (oluştur) seçeneğine dokunarak başlayabilecekler. Bu adımda, basit bir açıklayıcı metin yazılması istenecek. Kullanıcının yazdığı metin, WhatsApp’ın yapay zekâ algoritması tarafından çıkartmaya dönüştürülecek. Örneğin, “smiling baby” ifadesi, Türkçe karşılığıyla “gülen bebek” şeklinde bir çıkartmaya dünüşecek.

Henüz WhatsApp resmi olarak bu özelliğin ne zaman kullanıma sunulacağına dair bir açıklama yapmadı. Ancak, beta sürümdeki bu özelliğin dağıtılmaya başlamış olması, yakın bir gelecekte kullanıcıların bu özellikten faydalanabileceğini gösteriyor.

WhatsApp’ın yapay zekâ destekli çıkartma oluşturucu özelliği, kullanıcıların metinleri görsellere dönüştürerek iletişimlerini daha eğlenceli ve yaratıcı hale getirmelerine olanak tanıyacak gibi görünüyor. Bu yeni özellik, WhatsApp’ın sürekli olarak kullanıcı deneyimini geliştirme çabalarının bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Kullanıcılar, bu yenilikçi özelliği heyecanla bekleyebilirler.

WhatsApp’a gelen yeni özellik hakkında siz ne düşürsünüz? yorumlar kısmında bizle paylaşabilirsiniz

Wellbees YTÜ Yıldız Teknopark’a taşındı

0

Çalışanların ve işverenlerin farklı datalarla esenliklerini güçlendirebilmeleri için öneriler sunan yapay zeka destekli bir yazılım devine dönüşmeyi hedeflediklerini anlatan Wellbees CEO’su Melis Abacıoğlu, “Bu yolculuğu YTÜ Yıldız Teknopark’ta sürdürmemiz başta ürün geliştirme ve yurt dışı pazarlama faaliyetleri olmak üzere pek çok konuda bize önemli avantajlar sağlayacak” dedi. 

Wellbees ürün geliştirme ve yurt dışı pazarlama faaliyetlerine hız verecek

Geliştirdiği yapay zeka algoritması ile 18 ülkedeki 100 bini aşkın çalışana kişiselleştirilmiş esenlik deneyimi sunan Wellbees, Yıldız Teknik Üniversite çatısı altında bulunan YTÜ Yıldız Teknopark Maslak Yerleşkesi’ne taşındı. Geçtiğimiz yıl kurduğu Wellbees Bilim Takımı ile teknoloji alanındaki çalışmalarını uçtan uca kanıtlara dayalı, bilim odaklı bir yaklaşım ile ele almaya başlayan Wellbees, teknopark bünyesinde bu çalışmalarına hız kazandırmayı hedefliyor.

Melis Abacıoğlu: “Dünya genelinde en az bir milyon çalışana ulaşmayı hedefliyoruz” 2013 yılında kurulan Wellbees’in çalışan esenliği alanında global ölçekte akla ilk gelen ve en çok tercih edilen teknolojik çözüm olmasını hedeflediklerini söyleyen Wellbees CEO’su Melis Abacıoğlu, “Tam 10 yıldır dünya genelindeki çalışanların mesleki ve kişisel hayatlarında bütünsel olarak daha iyi olmaları için çalışıyor, bu doğrultuda insan kaynağına ve teknolojiye yatırım yapıyoruz. Bugün geldiğimiz noktada Amerika’dan Orta Doğu’ya, Avrupa’dan Afrika’ya dünyanın dört bir yanındaki 100 binden fazla çalışan, platformumuz üzerinden kişiselleştirilmiş esenlik deneyimi yaşıyor, kendini çok daha mutlu hissediyor ve sosyalleşme imkanı buluyor. Hedefimiz ilk etapta dünya genelinde en az bir milyon çalışana ulaşmak. Diğer taraftan yapay zeka alanında hem çalışan hem de işverene farklı datalarla esenliklerini güçlendirebilmeleri için öneriler sunan bir yazılım devine dönüşmek için çalışıyoruz. İşte tüm bu süreçte YTÜ Yıldız Teknopark’ta olmamız bize gerek ürün geliştirme gerekse sağlanan teşvik olanakları ve iş birlikleri sayesinde yurt dışı pazarlama faaliyetlerimizi artırma noktasında önemli katkılar sunacak” diye konuştu. 

Abacıoğlu ayrıca teknoparkta yeni ürünleri olan yapay zeka destekli admin panelini geliştireceklerini, bununla birlikte KOBİ’lere özel bir çalışan esenliği platformu tasarlamayı hedeflediklerini ifade etti. 

Apple, MacBook’a Face ID teknolojisi patentini aldı

0

Apple, güvenliğinizi daha da artırmak amacıyla MacBook’lar için yeni bir adım atmaya hazırlanıyor. Şirket, güvenli kimlik doğrulamanın önemini vurgulayan bir patent (Patent No: 11727718) ile MacBook dizüstü bilgisayarlarına Face ID benzeri bir kimlik doğrulama sistemini entegre etmeyi planlıyor.

Patent belgesine göre, modern bilgisayarlar bir dizi hassas görevi yerine getirebiliyor ve bunların arasında kullanıcıya ait gizli verilerin saklanması veya paylaşılması da bulunuyor. Bu nedenle, Apple, bu tür verilerin güvenliğini sağlamak amacıyla MacBook’larında gelişmiş bir kimlik doğrulama yöntemi kullanma ihtiyacını vurguluyor. Ancak, Apple, MacBook’ların genellikle son derece ince tasarlandığına dikkat çekiyor ve bu nedenle Face ID benzeri bir çözümün sadece kompakt olmakla kalmayıp aynı zamanda kullanıcı tanıma ve doğruluk açısından da yüksek standartlara sahip olması gerektiğinin altını çiziyor.

Apple’ın önerdiği çözüm, bir ışık projektörü ve kullanıcının yüzünden yansıyan ışığı algılayabilen bir sensörden oluşan bir “ışık deseni tanıma modülü” üzerine kurulu. Bu özel modül, kullanıcının yüzünden yansıyan benzersiz ışık desenlerini tanıyarak kimlik doğrulamasını gerçekleştiriyor. Ayrıca, yansıyan ışık deseninin önceden belirlenmiş bir hedef desenle ne kadar uyumlu olduğunu değerlendiren bir sensör de bulunuyor. Yani, kullanıcının kimliğini teyit edebilir ve Face ID doğrulamasını geçip geçmediğinizi belirleyebilirsiniz.

Yeni gelişme, MacBook kullanıcılarının güvenliğini daha da artıracak ve özel verilerin yetkisiz erişimden korunmasına yardımcı olacak. Apple’ın bu teknolojiyi nasıl uygulayacağı ve ne zaman kullanıcıların hizmetine sunacağı henüz belli değil.

Apple, MacBook’a Face ID teknolojisi getirmesi hakkında siz ne düşüyorsunuz? yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.

Ters işlem nedir?

0

Ters işlem e-ticaret’te önemli bir yere sahip. Peki ters işlem nedir ve hangi otelde devam edeceğiz.

Ters işlem; Visa, Mastercard, Amex, Troy gibi uluslararası ödeme kuruluşlarının şartları arasında yer alan ve kart kullanıcısını korumayı amaçlayan kural. Kredi kartı sahipleri, yapmış oldukları işlemler karşısında iş yeri ile sorun yaşarsa önlem alabiliyor. Bununla birlikte kendisi tarafından askında kalan işlemler olduğunu tespit edebiliyor. Bu işlemlerle ilgili olarak kartı veren bankaya harcama itirazı (chargeback) başvurusunda bulunma hakkına sahip. Bu işleme “ters ibraz” deniyor. Bu itiraz ilk olarak kart sahibi tarafından kartının ait olduğu bankaya yapılıyor. Böylelikle banka tarafından işlemin yapıldığı iş yerine bu talep iletiliyor. İlgili banka da iş yerinden itiraza konu olan işlem ile ilgili detayları talep ediyor. peki ters işlem nedir?

Talep edilen detayların yetersiz olması durumunda kart sahibi haklı bulunursa, itiraz edilen işlem tutarı iş yeri bankası tarafından ilgili iş yerinden tahsil ediliyor. Böylelikle kartın ait olduğu bankaya aktarılıyor. Bankalar tüm bu işlemlerde kart kuruluşlarının kurallarına uymak zorunda. Bununla birlikte prosedür, sadece Türk bankaları için devam etmekte olan bir süreç değil. Kart kuruluşlarının kurallarının geçerli olduğu her yerde itiraz şekli aynı. Yurt içi ve yurt dışı pek çok alanda sanal kartlar kullanılıyor.

Hangi nedenlerle ters işlem talep ediliyor?

  • Belge talepleri
  • Kart hamilinin işlemi hatırlamaması
  • Kart hamili onayı dışında gerçekleşen işlemlere itirazlar (Dolandırıcılık İtirazları)
  • Süreç hatası itirazları (Mükerrer işlem, İşlem tutarında farklılık, vb.)
  • İptal/İade işlem itirazları
  • Ürün/Hizmet temini itirazları
  • Satın alınan ürün/hizmetin hasarlı/kusurlu/tarif edildiği gibi olmadığı itirazlar
  • Provizyon hatası itirazları

Denetçi  banka tarafından bir ters ibraz başlatılırsa, amir banka kendi denetçi                ağındaki iletişim yoluyla ters ibraz işlemini kolaylaştırıyor. Daha sonra Ticaret Bankası sinyali alıyor. Böylelikle satıcının onayı ile fonların transferine izin veriyor. Bununla birllikte hileli ödemeler gibi bazı durumlarda, kartı veren banka, talebi bir tahsilat departmanına gönderirken kart sahibine ters ibraz verebiliyor. Bu durumda, bir banka sorumluluğu üstlenir ve iddiayı araştırırken ve çözerken ihtiyat fonları yoluyla maliyeti emiyor.

Sanal kart ne işe yarar?

0

Sanal kartlar ödeme tercihlerinde yoğun bir şekilde tercih ediliyor. Peki sanal kart ne işe yarar ve güvenlik önemleri yeterli mi?

Sanal kart, bir müşterinin kredi veya banka kartı ağları aracılığıyla fiziksel bir kartta olduğu gibi alışveriş yapmasını sağlayan benzersiz bir numara dizisi niteliğinde oluyor. Müşterilerin konsepti anlamalarına yardımcı olmak için bu numaralar genellikle bir banka veya kredi kartının dijital görüntüsünde gösteriliyor. Ancak sanal kartla ilişkilendirilen gerçek, fiziksel bir kart yok. Sanal kartlar çevrimiçi, yüz yüze veya telefonla alışveriş yapmak için kullanılabiliyor. Kart sahipleri ayrıca sanal kart numaralarını bir forma yazabiliyor. Bununla birlikte bir müşteri hizmetleri temsilcisine sesli olarak söyleyebiliyor.

Sanal kart numaraları, genellikle fiziksel kart numaralarını yöneten aynı kurallara göre oluşturuluyor. Bu kartlar bir son kullanma tarihi, kart ağının adı kodu ve müşterinin adı ile geliyor. Sanal kartlar, sanal kartlardan ayrı bir kart türü olan dijital kartlarla karıştırılmamalı. Dijital kartlar genellikle Apple Pay ve diğer mobil cüzdanlarla ilişkilendiriliyor.

Juniper Research‘ün tahminine göre, 2027’ye kadar sanal kartlar, ekonomide önemli bir yer edinecek. ABD’li işletmeler için 71 milyar dolar gelir sağlayacak. Bu nedenle sanal kartların popülaritesinin artmaya devam etmesi sürpriz olmayacak. Teknoloji şirketleri ve müşterileri için net avantajlar sağlıyor.

Sanal kart özellikleri

  • Hız: Sanal kartlar anında oluşturulabiliyor. Müşteriler bunları dakikalar içinde ödeme yapabilmeniz için kullanabiliyor.
  • Maliyet: Sanal kart oluşturmanın minimum maliyeti var. Bu nedenle siz ve müşterileriniz için gerektiği kadar çok kart oluşturmak daha kolay.
  • Programlanabilirlik: Sanal kartlar yüksek oranda programlanabiliyor. Siz ve/veya müşterileriniz fonların nasıl harcanacağını yöneten kurallar belirleyebilirsiniz.
  • Güvenlik: Siz ve müşterileriniz, tek kullanımlık kartlar da dahil olmak üzere sanal kartların nasıl kullanılacağına ilişkin kısıtlamalar oluşturabilirsiniz. Bu, güvenlik ihlallerine karşı bir koruma sağlayabiliyor.
  • Tasarım esnekliği: Sanal kartlar, pazara giriş hızınızı artırabilecek tasarımlar içermeli.
  • Gelir: Sanal kartlar, müşterileriniz kart satın aldığında değişim geliri sağlıyor.

Son müşteriler için sanal kartlar, fiziksel kartlardan daha güvenli oluyor. Sanal kartlar fiziksel olarak kaybolmuyor. Telefonlarda, cihazlarda ve web sitelerinde karta erişen kişinin aslında kart sahibi olduğundan emin olmak için birçok güvenlik önlemi var. Sanal kartları bir kullanımdan sonra sona erecek şekilde programlamak, kullanımlarını belirli satıcılar ve üye işyeri kategorileriyle sınırlamak kontrolü kolaylaştırıyor. Harcama limitlerini uygulamak daha kolay olabilir. Tüm bu kısıtlamalar, çalınmaları durumunda kart numaralarıyla yapılabilecekleri azaltabilir.

Discord’da büyük veri ihlali: 760.000 kullanıcının verileri çalındı!

0

Popüler görüşme uygulaması Discord’un özel bağlantılar oluşturma hizmeti olan Discord.io, eklentisi büyük çaplı bir veri ihlali nedeniyle kapatıldığını duyurdu.Bilgisayar korsanının 760.000 kullanıcının verilerini çalarak bu verileri satmak üzere yayınladığında ortaya çıktı.

Discord.io, kullanıcıların özel bağlantılar oluşturmasına izin veren bir hizmet olarak geniş bir kullanıcı kitlesi tarafından benimsenmişti. Ancak son zamanlarda yaşanan büyük çaplı bir veri ihlali, platformun faaliyetlerini sonlandırma kararı almasına yol açtı. TechRadar’ın haberine göre, bilgisayar korsanı 760.000 kullanıcının verilerini çalmayı başardı ve bu verileri alıcılara satmak amacıyla Breached Forums adlı platformda örnek bir veri paylaştı.

Veri ihlalinde sızan bilgiler arasında, kullanıcıların hassas bilgiler bulunuyor. Kullanıcıların dahili kimlikleri, avatarları, hesap durumları ve jeton bakiyeleri gibi bilgiler sızdırıldı. Ayrıca, API anahtarları da bu ihlalin bir parçasıydı, ancak bu anahtarların hesap erişimi sağlamadığı belirtildi. Kullanıcıların kayıt tarihleri, son ödeme tarihleri ve premium üyeliklerinin sona erme tarihleri gibi bilgiler de tehlikeye giren veriler arasında.İhlalde yer alan l olarak hassas bilgiler arasında kullanıcı adları, Discord kimlikleri ve e-posta adresleri bulunuyor.

Bu Saldırganlar, ayrıca şifrelerin de çaldı. Bu, 2018 yılından önce Discord dışında başka giriş seçenekleri sunulduğunda hesaplarını oluşturan kullanıcıları etkiliyor. Şifreler endüstri standartlarına göre şifrelense de, başka yerde kullanılan şifrelerin güvenliği tehlikeye girebilir, bu nedenle etkilenen kullanıcılar başka platformlarda aynı şifreyi kullanmışlarsa güncelleme yapmaları öneriyoruz.

Özetle, popüler bağlantı hizmeti Discord.io, büyük bir veri ihlali sonucunda faaliyetlerini durdurma kararı aldı. Kullanıcıların hesaplarına ilişkin çeşitli bilgilerin çalındığı bu ihlal, platformun kullanıcı güvenliğini tehlikeye soktu. Kullanıcıların dikkatli olmaları ve diğer platformlarda aynı bilgileri kullanmaktan tavsiye ediyoruz .

Samsung XR prototipi sızdı: Apple Vision Pro rakibi geliyor

0

Samsung, uzun süredir gündemde olan karma gerçeklik başlığı XR’ın prototipi sızdırıldı. Bu yeni cihaz, Apple’ın Vision Pro’suna rakip olacak ve beklenenden daha güçlü özelliklere sahip olabilir. Samsung, özellikle artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) alanlarında geride kalmıştı, ancak bu yeni başlıkla durum değişebilir.

Apple’ın Vision Pro’suna rakip olma amacıyla Samsung, Galaxy XR planlarını gözden geçirdi. Sızdırılan bilgilere göre, Galaxy XR OLED mikro ekranlar, Exynos 2200 yonga seti, çift RGB kamera, derinlik sensörü, dahili göz izleme sensörleri ve el takibi temelinde çalışan bir cihaz olarak tasarlandı. Tasarımı henüz tam anlamıyla olgunlaşmış olmasa da, bu bir prototip olduğunu unutmamız önemlidir.

Ancak cihazın iptal edilme ihtimali hayla var. yonga seti tasarımındaki sorunlu olmasından dolayı yonga setinin değişebilir. Exynos 2200 yonga seti çıkışından itibaren çeşitli sorunlar yaşadı, bunlar arasında gecikmeler, ekran ve pil ömrü sorunları bulunuyordu. Bu nedenle Samsung, Galaxy S23 serisinde Snapdragon yonga setlerine geçiş yaptı. Benzer bir hareketin karma gerçeklik cihazı XR için de planlanmış olabilir.

Samsung’un erteleme kararı nedeniyle, Galaxy XR’nin çıkışı ertelenmişti. İlk başta XR başlığının Şubat 2024’e kadar çıkması bekleniyordu, ancak şu anda 2024’ün ortasına veya sonuna doğru piyasaya sürülmesi bekleniyor. Aynı tarih aralığının Apple Vision Pro için de geçerli olduğu belirtiliyor. Apple’ın XR başlığı, 3.499 dolar fiyat etiketiyle 2024’ün başında piyasaya sürülecek.

Bu gelişmeler, Samsung’un AR ve VR alanındaki rekabet gücünü artırma çabalarını görüyoruz. XR başlığının prototipinin sızdırılması, şirketin gelecekteki yeniliklerine ve teknolojilere ne kadar önem verdiğini yansıtıyor.

Samsung XR hakkında siz ne düşünüyorsunuz? yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.