Bu sahte modla, çevrimdışı olduğunu düşünseniz bile bir saldırgan iPhone cihazlara erişebiliyor. Jamf, bu tekniğin vahşi doğada gözlemlenmediğini ve tekniğin iOS 16’daki bir güvenlik açığından yararlanmadığını vurguladı.
Rapor, bir saldırganın iOS 16’da bu değişiklikleri nasıl yapacağını açıklamıyor, ancak saldırganın iPhone’a giriş yapabilmesini gerektirecek, bu da saldırganın Touch ID veya Face ID’yi atlayabilmesi veya şifre hakkında bilgi sahibi olması gerektiği anlamına geliyor. Raporda ayrıca Apple’ın bulgular hakkında uyarılıp uyarılmadığı belirtilmiyor.
İşlem esasen iOS 16’daki Kontrol Merkezi düğmesini hiçbir şey yapmayan bir düğmeyle değiştiriyor, bu nedenle kullanıcı Uçak Modunu açtığında hücresel ve Wi-Fi bağlantıları hala etkin. Jamf Threat Labs ayrıca, Uçak Modu Kontrol Merkezi simgesi etkin, hücresel ve Wi-Fi simgeleri soluk ve sağ üst köşedeki uçak simgesi ile iOS 16 kullanıcı arayüzünün Uçak Modunda gibi görünmesini sağlayan bir yöntem oluşturabildi.
Ayrıca, Jamf Threat Labs, uygulamaların hücresel veya Wi-Fi bağlantılarına erişmesini engelleyen değişiklikler ekledi ve bunun yerine Uçak Modundayken görünen uyarıların türünü göstermek için iOS 16 bağlantı uyarılarını taklit edebildi. Örneğin, Safari’yi başlatırken, Safari’nin kablosuz bağlantı kullanmasına izin vermek isteyip istemediğinizi soran bir uyarı yerine, görünen uyarı size Uçak Modunu kapatmanızı söylüyor.
Çoğu kullanıcı Uçak Modunu Wi-Fi, Bluetooth ve hücresel bağlantıyı hızlı bir şekilde kapatmak için uçuş sırasında kullanılan bir ayar olarak ilişkilendirirken, çevrimiçi bağlantıları kapatmak veya pil ömründen tasarruf etmek için de kullanılabilir.
Apple‘ın güçlü güvenlik önlemleri nedeniyle iPhone ve iOS kötü amaçlı yazılım ve virüsleri çok nadir. Ana saldırı yöntemi bir yazılım indirme yöntemi ve iPhone uygulamaları yalnızca sattığı her uygulamanın bütünlüğünü kontrol eden App Store aracılığıyla alabiliyor. Bir iPhone, App Store dışından uygulama kurulumlarına izin vermek için jailbreak yapılırsa, daha savunmasız hale gelir ve kullanıcılar ayrıca kullanıma sunulan etkin noktalar konusunda da dikkatli olmalı.
Yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ilgi her geçen gün yükseliyor. Bu durum ihtiyacın artmasıyla da birleşince her geçen gün bir başka şirket sektöre giriyor ya da yatırımlarını artırıyor. Söz konusu şirketlerden sonuncusu ise Türkiye’nin en büyük telekomünikasyon şirketlerinden biri oldu. Bugün yapılan KAP bildirimine göre Turkcell, güneşenerjisi santrali kurmaya hazırlanıyor. İşte ayrıntılar…
Turkcell, güneş enerjisi santrali planları için düğmeye bastı
Sürdürülebilirlik ve temiz enerji gibi alanlarda Türkiye’nin en önemli sitelerinden biri olan Future Flow Life‘ın haberine göre Turkcell, güneş enerjisi yatırımlarına başladı. Şirketin 300 MW kurulu güce sahip bisantral kurmaya hazırlandığı açıklandı. Şirketin konuyla ilgili yaptığı açıklama ise şu şekilde:
Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş. (TCELL), 22 Ağustos 2023 KAP açıklaması2030 yılına kadar enerji tüketiminin %100’ünü yenilebilir enerji kaynaklarından sağlamayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda, son yıllarda veri merkezi ve plazalarımız için geliştirdiğimiz güneş enerjisi projeleri, 2021 yılında satın alınan 18 MW kurulu güce sahip Karadağ Rüzgar Enerjisi Santrali ve bugüne kadar yaklaşık 735 adet baz istasyonuna entegre ettiğimiz güneş enerjisipanelleri ile sektörde öncü çözümleri hayata geçirmiştik. Turkcell Grubu olarak, hedeflerimiz doğrultusunda, üç sene içerisinde 300 MW kurulu güce ve öz tüketim modeline sahip güneş enerjisi santralleri (GES) kurulumu planlanmaktadır.
Şirket, bu amaçla Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) ve ilgili bölge Elektrik Dağıtım şirketleri tarafından, Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği’nin ilgili 5/1h maddesi çerçevesinde 213 MW kurulu güç kapasitesi tahsis edildiğini söyledi.
Projeye ayrılan bütçenin ise yaklaşık 240 milyon dolar olması bekleniyor. Elbette ki değişken ekonomi ve farklı ihtiyaçlar bu miktarın değişmesine neden olabilir. Ancak sadece buradan bile yola çıkarak Turkcell, güneş enerjisi alanında oldukça büyük bir oyuncu olmaya aday diyebiliriz.
Hedef ilk olarak ise kendi enerji tüketimini düşük tutmak. Yatırımların tamamlanmasıyla birlikte 2026 yılında Turkcell Grubu tarafından tüketilen elektriğin yaklaşık yüzde 65’i yenilenebilir kaynaklardan sağlayacak. Günümüzde Apple gibi pek çok önemli şirketin benzer hamleler ile karbon ayak izini sıfıra indirmeye çalıştığını biliyoruz.
Bu noktada Turkcell’in de diğer teknoloji devlerinin adımlarını takip ettiğini söylemek yanlış olmaz. Peki siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce Turkcell, güneş enerjisi santrali projesi ile telekomünikasyondaki başarısına temiz enerji alanında da ulaşabilecek mi? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.
Teknoloji devi Samsung, iPhone kullanıcılarına yenilikçi bir deneyim sunmak amacıyla “Try Galaxy” adlı uygulamasını güncelledi. Bu güncelleme, iOS kullanıcılarının katlanabilir cihazların büyüleyici dünyasını tanıtmayı hedefliyor. Özellikle Galaxy Z Fold5’in açıldığında ortaya çıkan geniş ekranını deneyimlemek isteyen iPhone sahipleri için heyecan verici bir fırsat sunuluyor.
Try Galaxy uygulaması, daha önce “Android olmayan kullanıcılara” Galaxy akıllı telefonlarını deneme fırsatı sunarak dikkatleri üzerine çekmişti. Şimdi ise Samsung, Galaxy Z Flip5 ve Z Fold5 gibi katlanabilir modelleri iPhone kullanıcılarına tanıtarak yeni bir müşteri tabanına ulaşmayı hedefliyor.
Resmi duyuruya göre, iOS kullanıcıları, Z Fold5’in genişlemiş ekranını deneyimlemek için ikinci bir iPhone kullanarak kendi cihazlarına bağlamaları gerekecek. Bu adımı takip eden kullanıcılar, “sürükleyici tam ekran” deneyimini videolar aracılığıyla yaşayabilecekler. Ayrıca, geliştirilmiş sürükle ve bırak özellikleri sayesinde öğeleri ekranlar arasında taşıma deneyimini de yaşayabilecekler.
Try Galaxy uygulaması ayrıca, kullanıcılara One UI 5.1.1 arayüzünün katlanabilir cihazlar arasındaki görünümünü gösterme ve dijital hava hokeyi gibi eğlenceli deneyimler sunma imkanı da sağlıyor.
Ancak, Z Flip5’in dış ekranını iPhone’da taklit etmek mümkün olmasa da, Samsung’un katlanabilir cihazlarında bulunan FlexCam modu gibi özellikler denenebilecek. FlexCam, el serbest fotoğraf çekimini desteklemek için tasarlanmış bir zamanlayıcı olarak tanımlayabiliriz . Bu özellik sayesinde kullanıcılar ilginç açılardan fotoğraf çekebilirler.
Try Galaxy uygulaması aynı zamanda katlanabilir cihazlara özel yazılım araçlarının yanı sıra genel özelliklere de erişim sağlıyor. Hızlı Paylaşım ve Samsung Health’in özelliklerine erişim gibi seçenekler, kullanıcı deneyimini zenginleştiriyor.
Uygulamaya erişmek için Try Galaxy web sitesine gidip ekrandaki QR kodunu tarayarak başlayabilirsiniz. Uygulama, en azından iOS’un son sürümünü çalıştıran bir iPhone 7’ye sahip olan herkese kullanabilir.
Sonuç olarak, Samsung’un Try Galaxy uygulaması, iPhone kullanıcılarını katlanabilir cihazların benzersiz dünyasına davet ediyor. Mobil teknolojideki rekabeti daha da kızıştırabilir ve kullanıcılara geniş bir ürün yelpazesi sunma stratejisinin bir parçası olarak dikkat çekiyor.
Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB), Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ) ve Sanayi kuruluşları için Ar-Ge ve yenilikçilik projelerini desteklemek amacıyla yürüttüğü 1501-Sanayi Ar-Ge Destek Programı ve 1507-KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı için 2023 yılı 2. dönem başvurularını 21.08.2023 tarihi itibariyle almaya başladı.
TEYDEB tarafından yapılan açıklamanın ayrıntıları:
Ülkemizde yaşanan deprem felaketleri sebebiyle 2023-1 dönemi için son başvuru tarihleri uzatılmıştır. Ayrıca, geçtiğimiz yıl 1.200.000 TL olan 1507 Programının üst limiti, bu yıl iki katına çıkarılarak 2.400.000 TL’ye yükseltilmiştir.
Çağrı Takvimi Detayları
1507-KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı
Çağrı Açılış Tarihi: 21.08.2023
Kuruluş Bazlı Ön Kayıt Son Tarihi: 16.10.2023 (Saat 23:59)
Çağrı Kapanış Tarihi: 18.10.2023 (Saat 23:59)
1501-Sanayi Ar-Ge Destek Programı
Çağrı Açılış Tarihi: 21.08.2023
Kuruluş Bazlı Ön Kayıt Başvurusu Son Tarihi: 30.10.2023 (Saat 23:59)
Çağrı Kapanış Tarihi: 01.11.2023 (Saat 23:59)
Çağrı süresinin dar olması ve kaynakların sınırlı olabileceği göz önünde bulundurularak, ilgili programlara başvuru yapmayı planlayan işletmelerin vakit kaybetmeden harekete geçmeleri ve gerekli danışmanlık hizmetleri için İstanbul Proje’ye başvurmaları önerilmektedir.
Bu gelişmeler, ülkemizde teknolojik yenilik ve araştırma-geliştirme alanlarında yapılacak yatırımları teşvik etmeyi amaçlayan bir dizi önlem ve destekle birlikte geldi. Özellikle deprem felaketlerinin yol açtığı zorlukları aşmada bu tür projelerin önemi daha da artmış durumda. Yenilenen bütçeler ve uzatılan başvuru süreleri, bu zor dönemde işletmeler için umut vaat ediyor.
Zoom, görüntülü aramada “dinamik not üretimi” için bir sistemin patentini almak istiyor. Sistem çok karmaşık değil, ancak bir kullanıcının toplantıların kendileriyle ilgili belirli bölümleri hakkında notlar almasına izin veriyor.
Zoom, dosyalamasında, “Bir iletişim oturumu sırasında bu not alma süreci genellikle ne kolay ne de akıcıdır. Bir öğrencinin dersin her anını özümsemesi gerektiğinde, yalnızca birkaç saniyelik dikkat dağıtma maliyetli olabilir” dedi.
Yakınlaştırma, bu not alma sisteminin sahip olduğu birkaç işlevin ayrıntılarını veriyor. Birincisi, bir kullanıcı “Not Al” yazan bir “UI öğesi”ni tıkladığında bir toplantının içeriğinin “önceki parçacıklarını” yakalamasına izin verecek ve esasen kullanıcının kaçırmış olabileceği içeriğe erişmesini sağlayacak. Örneğin, bir PowerPoint slaydı not almak için çok hızlı geçerse, bu sistem kullanıcının bunu yakalamasına izin veriyor.
Bir toplantıdan klipleri kaydetmenin yanı sıra, bir kullanıcı belirli bir klip için bir not oluşturulmasını isteyebiliyor. Kullanıcılar ayrıca olaydan sonra hangi klipler için not almak istediklerini değiştirebiliyor. Oluşturulan notlara açıklama ekleyebilir ve notları “gözlem”, “referans” veya “eylem öğesi” gibi farklı kategorilere yerleştirebiliyor.
Zoom ayrıca, bu özelliğin yalnızca “erişim seviyelerine” bağlı olarak kullanıcılar tarafından kullanılabileceğini, yani birinci sınıf bir işletme hesabına veya ücretsiz bir kullanıcı hesabına sahip olup olmadıkları anlamına geldiğini söyledi. Şirket ayrıca sorunlu, yasa dışı veya uygunsuz içeriği otomatik olarak belirlemek ve işaretlemek için bir makine öğrenimi modelinin kullanılacağını belirtti.
Zoom, patentinde bu teknolojinin yapay zeka tarafından desteklendiğini açıkça söylemese de, bunun gibi bir özellik için makine öğrenimini kullanmak kurs için uygun olacaktır. Şirket, yapay zeka refakatçi hizmeti Zoom IQ aracılığıyla zaten bir toplantı özeti aracı sunuyor. Bu araç, toplantının sonunda genel bir özet verir, eylem öğelerini not alabilir ve aramadaki kimliği doğrulanmış kişilere gönderebilir. Bu patentteki teknoloji, gelecek genişletilmiş işlevlere dair ipucu verebilir.
KPMG Türkiye M&A ve 212 ekipleri tarafından hazırlanan “Türkiye Startup Yatırımları” raporuna göre Türkiye ve dünyada startup yatırımları, 2023 yılının ilk çeyreğinde rekor kırılan 2022 yılının ilk çeyreğine kıyasla düştü.
KPMG Türkiye M&A ve 212 ekiplerinin iş birliğiyle Türkiye’deki girişim sermayesi piyasasının karşı karşıya olduğu temel eğilimleri, fırsatları ve zorlukları ortaya koymak amacıyla hazırlanan “Türkiye Startup Yatırımları” raporunun 2023 yılı ilk çeyrek sonuçları yayımlandı.
Rapora göre küresel startup yatırımları, rekor yıl olan 2022’nin ilk çeyreğindeki 160 milyar dolarlık işlem hacmine kıyasla düşüş göstererek 2023 yılının aynı döneminde 76 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Yılın ilk çeyreğinde girişim sermayesi destekli şirketler 6.030 işlem ile 57,3 milyar dolar topladı. Düşüş trendi küresel olarak yatırımların her aşamasında gözlemlendi. Küresel piyasalardaki belirsizlik ortamı, Silikon Vadisi Bankası’nın çöküşü ve bankacılık sistemine ilişkin artan endişeler, devam eden Rusya ve Ukrayna Savaşı, merkez bankalarının agresif faiz politikaları ve jeopolitik zorluklar oldukça değişken ve istikrarsız bir ekonomik ortam yarattı. Finansmana erişimde yaşanan zorluklar girişim sermayesi finansmanını zayıflattı.
Türkiye’deki startup ekosistemi de benzer bir düşüş eğilimi gösterdi. Ülkemizde toplam işlem hacmi 45,2 milyon dolara ulaşarak, 1 milyar dolar ile rekor kırılan 2022 yılının ilk çeyreğine göre düşüş yaşadı. Startup satın alımları dâhil edildiğinde ise 2023 yılının ilk çeyreğinde toplam 53 işlem ile toplam işlem hacmi 78,9 milyon dolar olarak kaydedildi.
KPMG Türkiye M&A Danışmanlık Hizmetleri, Şirket Ortağı Özge İlhan
KPMG Türkiye M&A Danışmanlık Hizmetleri, Şirket Ortağı Özge İlhan yaptığı değerlendirmede, “Dünya ve Türkiye’deki girişim sermayesi piyasasının karşı karşıya olduğu temel eğilimleri, fırsatları ve zorlukları ele aldığımız bu raporumuzda ortaya koyduğumuz üzere yükselen enflasyon ve faiz oranları, ABD’de Silikon Vadisi Bankası’nın çöküşüyle başlayan küresel bankacılık sistemine ilişkin endişeler, kötüleşen küresel finansal koşullar, girişim ekosistemini etkileyen önemli faktörler oldu. Karşılaşılan zorluklar nedeniyle, girişim sermayesi (VC) kaynaklı küresel startup işlem hacmi 60 milyar doların altında kaldı. Bu da 160 milyar doların üzerinde bir işlem hacmine sahip olan 2022’nin ilk çeyreğine kıyasla yavaşlamayı temsil ediyor. Ekonomik faaliyetler ve startup faaliyetlerindeki küresel yavaşlamaya paralel olarak, Türkiye startup ekosistemi de bir önceki çeyreğe kıyasla hem işlem hacminde hem de işlem sayısında düşüşe tanık oldu.” dedi.
212 Kurucu Ortağı Ali Karabey
212 Kurucu Ortağı Ali Karabey ise şunları söyledi: “2023’ün ilk çeyreğinde girişimlere yapılan yatırımlar gelişmiş piyasalarla paralellik göstererek 2022’nin aynı dönemindeki rekor seviyelere erişemedi. Buna rağmen nominal olarak bakıldığında yatırımlar pandemi dönemiyle yükselen teknoloji yatırımları öncesine yani 2020 yılının ilk çeyreğine kıyasla yükseliş gösterdi. Özellikle yerli yatırımcıların ilgisi sektörün büyüme potansiyelini ve iş birliklerini artırma ihtimalini yükseltiyor. Bu durum, girişim ekosisteminin olgunlaşması ve startup iş birliklerinin artması yolunda olumlu bir sinyal olarak değerlendirilebilir.”
İlk 10 işlem, toplam işlem hacminin yüzde 80’ini oluşturdu
Startup satın alımları yüzde 43 ile toplam işlem hacminde en büyük payı oluşturdu. Tohum aşaması yatırımları toplam hacmin yüzde 39’unu oluştururken bunu yüzde 18 ile erken aşama yatırımları takip etti. İşlem sayısı bakımından tohum aşaması yatırımları 42 işlemle ilk sırada yer alırken bunu 9 satın alım işlemi takip etti. Hopi ve Rem People olmak üzere iki erken aşama yatırımı toplam 14,5 milyon dolara ulaştı. Ayrıca ilk 10 işlem, satın alımlar da dâhil olmak üzere toplam işlem hacminin yüzde 80’ini oluşturdu. Diğer yandan yabancı yatırımcıların toplam işlem hacmindeki payı 6 işlem ile yüzde 25 oldu. Buna karşılık yerli yatırımcıların işlem hacmi 47 işlem ile 59 milyon dolar seviyesine geldi.
Fintech ve Saas işlem sayısında ilk sırayı paylaştı
Fintech sektörü 13,6 milyon dolar işlem hacmi ile en büyük paya sahip oldu. Fintech ve SaaS dikeyleri 7 işlem ile işlem adedi açısından ilk sırada yer alırken bunu oyun dikeyi 6, eğitim dikeyi 4 ve yapay zekâ (AI) dikeyi ise 3 işlem ile takip etti. Fintech, SaaS ve oyun dikeyleri hem yerli hem de yabancı yatırımcılar için cazibe merkezi olmaya devam etti. Bir diğer ilgi odağı da gelecekte popülaritesini sürdürmesi muhtemel olan yapay zekâ (AI) sektörü oldu. Canlı maç sonuçları, spor haberleri ve maç skorları sunan spor platformu Maçkolik’in yatırımcılarından 17,2 milyon dolar topladığı halka arz bu çeyreğin işlem hacmi açısından en büyük işlemi oldu.
Türkiye’de dikkat çeken girişim yatırımları
Bir perakende teknoloji şirketi olan Rem People, ABD merkezli Ethos Varlık Yönetimi’nden 12 milyon dolar erken aşama yatırımı aldı. Fintech dikeyinde ise bir blok zinciri ekosistem platformu olan Metatime, Yıldız Tekno GSYO ve adı açıklanmayan bir yatırımcıdan 11 milyon dolar tohum yatırım aldı. Bir bulut çağrı hizmeti platformu olan Infoset, BTCTurk tarafından 5 milyon dolar karşılığında satın alındı. Türk girişimciler tarafından kurulan ve üretim tedarik sürecini dijitalleştiren bir platform olan Tridi ise ABD merkezli Xometry tarafından 5 milyon dolar karşılığında tamamen satın alındı.
Türkiye’de 2023 yılının birinci çeyreğinde gerçekleşen en büyük 10 girişim işlemi
Sıralama
Girişim
Sektör
Yatırımcı
Finansal Yatırımcı
Yatırımcı Merkezi
Hisse (%)
İşlem Değeri ($m)
Yatırım Aşaması
1
Mackolik
Spor
Halka Arz Yatırımcıları
Evet
Türkiye
%34
17,2
Satın Alma
2
Rem People
Perakende teknolojisi
Ethos Varlık Yönetimi
Evet
ABD
Açıklanmadı
12
Erken Aşama
3
Metatime
Fintech
Yıldız Tekno GSYO, Açıklanmayan Yatırımcı
Evet
Türkiye
Açıklanmadı
11
Tohum Aşama
4
infoset
SaaS
BTCTurk
Hayır
Türkiye
%90
5
Satın Alma
5
Tridi
3D Baskı
Xometry
Hayır
ABD
%100
5
Satın Alma
6
Passion Punch
Oyun
Colendi, Turkcell Yeni Teknolojiler GSYF, Re-Pie Portföy
Evet
Türkiye
%10,2
4
Tohum Aşama
7
Paxie Games
Oyun
Ludus Ventures, Volkan Biçer, Mehmet Ayan, Yunus Emre Gönül, Özgür Aksoy, Melik Kırtepe (Özel Yatırımcılar)
Evet
Türkiye
%10
3
Tohum Aşama
8
Hopi
E-ticaret
Param
Evet
Türkiye
%2,5
2,5
Erken Aşama
9
Tuvis
Yapay Zekâ
Smartex
Hayır
Portekiz
%100
2
Satın Alma
10
Gulliver’s Games
Oyun
Boğaziçi Ventures (BV Growth), March Capital
Evet
Türkiye, ABD
%10
1,5
Tohum Aşama
2023 yılı 1. çeyrek “Türkiye Startup Yatırımları” raporunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Instagram, kendi kimliğine sahip tam teşekküllü bir sosyal medya platformu haline geldiği için artık sadece fotoğraf ve video paylaşmak için kullanılan bir platform olarak adlandırılamaz.
Platform, bir içerik oluşturucu ve hatta ortalama bir kullanıcı olmanın yanı sıra arkadaşlarınıza mesaj göndermenize, aramanıza, görüntülü aramanıza ve hatta sesli notlar göndermenize olanak tanıyor. Tüm bunlar yeterli değilse, o zaman iyi haber şu ki, Meta’ya ait fotoğraf paylaşım platformunun video notları gönderme yeteneği tanıttığı görülebiliyordu.
WhatsApp yakın zamanda aynı özelliği kullanıma sunmaya başladı ve şimdi Instagram da aynı özelliği alıyor. Her iki platformun da Meta‘ya nasıl ait olduğu düşünüldüğünde, gerçekten sürpriz olmamalı, ancak neden birinin ilk etapta bir video notu göndermek istediği hala ilginç.
Instagram’daki video notlar WhatsApp’takinden farklı çalışacak. Bu notlar bireysel kullanıcılara gönderebileceğiniz bir şey değil. Bu, profilinize zaten bırakabileceğiniz notlar gibi çok çalışıyor. Daha önce, yalnızca ses veya metin tabanlı notlar bırakabiliyordunuz, ancak şimdi video notları bırakma özelliğine de sahip olacağınız görülüyor. Ekran görüntüsünde görebileceğiniz gibi, notlar, tıpkı benzerleri gibi 24 saat boyunca profilinizin üstünde kalacak.
Instagram’ın bu özelliklere ne zaman erişeceğinden emin değiliz, ancak Meta’nın bu eklemelerle normalde nasıl hızlı olduğunu düşünürsek, oldukça yakında göründüklerini görebiliriz.
Durum ne olursa olsun, öğrendiğimiz tüm bilgiler hakkında sizi bilgilendireceğimden emin olacağım. Kullandığınız tüm platformlara gelen yeni özellikleri test eden ilk kişi olmak istiyorsanız, beta programına kaydolmanızı şiddetle tavsiye ederim, çünkü devam etmenin ve en son özellikleri test etme şansını elde etmenin tek yolu budur.
Pizza konusunda gastronomi dünyasına farklı bir soluk getiren Pizza İl Forno, kullanıcı dostu yeni online sipariş platformunu hizmete sundu. Google Play ve App Store üzerinden mobil cihazlara indirilebilen uygulamaya üye olanlara, anında 100 liralık hoş geldin puanı yükleniyor. Kullanıcılar, her paket siparişlerinde fatura tutarının yüzde 10’u, masaya serviste ise yüzde 15’i oranında para puan kazanıyor. Ayrıca, tüm üyelere doğum günlerinde 50 liralık para puan hediye ediliyor.
Gökmen Gastronomi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Orhan Gökmen
4 milyon lira yatırımla hayata geçirdikleri online sipariş uygulamasına dair açıklamalarda bulunan Gökmen Gastronomi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Orhan Gökmen, “Mobil uygulamamız, müşterisine değer veren, geçmiş sipariş ve harcama eğilimlerini göz önünde bulundurarak onlara özel avantajlar sunan, kullanıcı odaklı bir mekaniğe sahip” dedi.
Gökmen Gastronomi bünyesinde bulunan restoran zinciri Pizza İl Forno, Android ve iOS mobil cihazlar için geliştirdiği, ekstra avantaj ve fırsatlarla dolu online sipariş uygulamasını kullanıcılarının hizmetine sundu. Şu anda Pizza İl Forno şubelerinin bulunduğu Ankara, İstanbul, Isparta ve Eskişehir’de aktif olan uygulama, şubeleşme hızıyla orantılı biçimde kısa sürede daha çok kullanıcıya erişecek.
Pizza İl Forno’da üç farklı üyelik seviyesi
Pizza İl Forno’nun mobil uygulamasında, 1 yıl boyunca verilen sipariş tutarlarının baz alındığı üç farklı üyelik seviyesi bulunuyor. Pizzailforno.com.tr ve mobil uygulama üzerinden bir yılda toplam 3.500 TL’ye kadar harcama yapmış olan üyeler, Gladyatör olarak adlandırılıyor. Aynı sürede toplam harcama tutarı 3.501 TL ile 5.000 TL arasında olan kullanıcılar Senatör seviyesine ulaşırken, son bir yılda toplam harcaması 5 bin lirayı aşanlar İmparator olarak adlandırılıyor. Her üye, sahip olduğu seviyeye özel, ilave indirim ve avantajlardan yararlanıyor.
Vegan, glüten free ve bitkisel içerikli menüleriyle öne çıkan Pizza İl Forno, İtalyan işi pizzalarını bu ülkenin simgelerinden “kolezyum” formundaki taş fırınlarında pişirip servis ediyor. 10. kuruluş yılını kutlayan markanın yeni mobil uygulaması ve diğer yenilikleri hakkında bilgi için www.pizzailforno.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.
IBM yapay zeka çipi enerji verimliliği konusunda standart GPU’lardan daha verimli çalışıyor. Peki IBM için ufukta yeni haberler var mı?
IBM Research yakın zamanda, yapay zeka çıkarım görevleri için GPU düzeyinde performans vaat ederken güç verimliliğini önemli ölçüde artıran bir analog çipin gelişimini ayrıntılarıyla anlatan bir makale yayınladı. GPU’lar yapay zeka işleme için yaygın olarak kullanılsa da, yüksek güç tüketimleri gereksiz maliyetlere yol açabiliyor.
Halen geliştirme aşamasında olan analog yapay zeka çipi , aynı yerde hem hesaplama hem de bellek depolama yeteneğine sahip. Bu tasarım, insan beyninin işlevini yansıtarak gelişmiş güç verimliliğine yol açıyor. Bu teknoloji, bellek ve işlem birimleri arasında sürekli veri hareketi gerektiren, hesaplama hızını azaltan ve güç kullanımını artıran mevcut çözümlerle çelişiyor.
Şirketin dahili testlerinde, yeni çip, analog bellek içi hesaplamanın hesaplama kesinliğini değerlendirirken CIFAR-10 görüntü veri setinde yüzde 92,81’lik bir doğruluk oranı gösterdi. IBM, bu doğruluğun, benzer teknolojiyi kullanan herhangi bir mevcut çip ile eşit olduğunu iddia ediyor. Ek olarak, test sırasındaki enerji verimliliği, girdi başına yalnızca 1,51 mikrojoule enerji tüketerek dikkat çekici.
Nature Electronics’te yayınlanan araştırma makalesi , çipin yapısını daha da derinleştiriyor. 14 nm tamamlayıcı metal oksit yarı iletken (CMOS) teknolojisi kullanılarak oluşturulmuştur ve 64 analog bellek içi bilgi işlem çekirdeği (veya döşeme) içeriyor. Her çekirdek, derin sinir ağı (DNN) modellerinin bir katmanına benzer hesaplamalar gerçekleştirmesini sağlayan 256’ya 256’lık bir çapraz çubuk sinaptik birim hücre dizisine sahip. Ayrıca çip, belirli sinir ağları için hayati önem taşıyan daha karmaşık işlemleri gerçekleştirebilen küresel bir dijital işlem birimiyle birlikte geliyor.
Yeni IBM çipi, özellikle yapay zeka işleme sistemlerinde tanık olunan güç tüketimindeki keskin artış göz önüne alındığında, inkar edilemez bir şekilde ilgi çekici bir gelişme. Raporlar, yapay eka çıkarım raflarının standart sunucu raflarının gücünü on katına kadar tüketebileceğini gösteriyor. Bu artış, hem daha yüksek yapay zeka işleme maliyetlerine hem de çevresel kaygılara yol açar. Bu bağlamda, herhangi bir verimlilik ar Ek bir avantaj, özel, güç açısından verimli bir yapay zeka çipinin GPU’lara olan talebi azaltabilmesi ve muhtemelen oyunculara fayda sağlayacak fiyat düşüşlerine yol açabilmesi. Ancak, IBM çipi hala geliştirilmekte olduğu için bu aşamada spekülatif. Ticari üretimi için zaman çizelgesi bilinmiyor ve bu gerçekleşene kadar, GPU’lar yapay zeka işlemeye hakim olmaya devam edecek ve bu da onların yakın gelecekte daha uygun fiyatlı hale gelmelerini pek olası kılmıyor.
Rüzgar enerjisiyle çalışan gemi yelken açtı ve yolculuğa başladı. Kargo gemisi, yük taşıma konusunda önemli yenilikler içeriyor.
İngiliz tasarımı dev yelkenlerle donatılmış bir kargo gemisi ilk yolculuğuna çıktı. Gemiyi kiralayan nakliye firması Cargill, teknolojinin endüstrinin daha yeşil bir geleceğe doğru yol almasına yardımcı olacağını umuyor.
WindWings yelkenleri, yakıt tüketimini ve dolayısıyla deniz taşımacılığının karbon ayak izini azaltmak için tasarlandı. Endüstrinin küresel karbondioksit (CO2) emisyonlarının yaklaşık yüzde 2,1’inden sorumlu olduğu tahmin ediliyor. Pyxis Ocean’ın Çin’den Brezilya’ya ilk yolculuğu, WindWings’in ilk gerçek dünya testini sağlayacak ve gemilerin geleneksel itme yöntemine dönüşün denizde kargo taşımak için ileriye dönük bir yol olup olmayacağını değerlendirme fırsatı sağlayacak.
Gemi limandayken aşağı katlanıyor, açık denizdeyken kanatlar açılıyor. 37,5 m yüksekliğinde olan bu yelkenlerin dayanıklı olmaları için rüzgar türbinleriyle aynı malzemeden yapıldı. Bir geminin yalnızca motoruna güvenmek yerine rüzgar tarafından savrulmasını sağlamak, sonunda bir kargo gemisinin ömür boyu emisyonlarını yüzde 30 oranında azaltabilir.
Cargill Ocean Transportation başkanı Jan Dieleman, endüstrinin “karbonsuzlaştırma yolculuğunda” olduğunu söyledi. Bunun “Sihirli kurşun” olmadığını kabul etti, ancak bu teknolojinin işlerin ne kadar hızlı değiştiğini gösterdiğini söyledi. Verdiği demeçte, “Beş, altı yıl önce, gemicilikte insanlara karbondan arındırma hakkında soru sorsaydınız, ‘peki, bu çok zor olacak, bunun yakın zamanda olacağını görmüyorum’ derlerdi” dedi.
Pyxis Ocean’ın hedefine ulaşması tahminen altı hafta sürecek. Formula 1 takımı McLaren için çalışan başkanı John Cooper: “Bu, yaptığımız en yavaş ilerleyen projelerden biri, ancak şüphesiz gezegen için en büyük etkiye sahip” dedi. Bu yolculuğun denizcilik sektörü için bir dönüm noktası olacağını düşünüyor.
Uzmanlar, denizcilik endüstrisinin her yıl ürettiği tahmini 837 milyon ton CO2’yi azaltmaya çalıştığı için rüzgar enerjisinin keşfedilmesi gereken umut verici bir alan olduğunu söylüyor. Manchester Üniversitesi’ndeki Tyndall Centre’da denizcilik araştırmacısı olan Dr. Simon Bullock, “Rüzgar enerjisi büyük bir fark yaratabilir” diyor. Verdiği demeçte: “Nihayetinde tüm gemilerde sıfır karbonlu yakıtlara ihtiyacımız var, ancak bu arada, her yolculuğu olabildiğince verimli hale getirmek zorunlu” dedi.
Google, Play Store’un arama sonuçlarındaki yükleme düğmesini bazı durumlarda gizlemeye başladı. Şirket, kullanıcıların daha güvenli bir deneyim yaşamasını sağlamak ve yanlışlıkla zararlı uygulamaların yüklenmesini önlemek amacıyla bu değişikliği test etmeye başlamış gibi görünüyor.
Google’ın Bu değişikliği, arama sonuçlarının içeriğine ve kullanıcıların aradığı uygulamaların türüne bağlı olarak farklılık göstermektedir. Örneğin, özel bir uygulama adı arandığında, yükleme düğmesi hala görünebilirken, daha genel terimlerle yapılan aramalarda veya belirli bir uygulama adıyla ilişkilendirilmemiş aramalarda yükleme düğmesi gizlenecek.
Google değişikliklerin arkasındaki ana amaç, kullanıcıların istedikleri uygulamayı doğru bir şekilde seçmelerine ve potansiyel olarak zararlı veya dolandırıcı uygulamaları yanlışlıkla yüklemelerini önlemektir. Özellikle belirli bir uygulama adını bilen kullanıcılar için hızlı bir yükleme deneyimi sunmak amaçlıyor.
Ancak, bu değişiklikler sık sık uygulama yükleyip kaldıran kullanıcılar için ekstra bir dokunuş gerektirebileceği ve kullanıcıların bazı durumlarda daha fazla ayrıntıya bakmak zorunda kalabileceği anlamına gelmektedir.
Google’ın bu değişikliği ne kadar yaygın bir şekilde uygulayacağı veya kalıcı olarak benimseyip benimsemeyeceği henüz net değil. Ancak, şirketin kullanıcı güvenliğini ve deneyimini ön planda tutmaya devam ettiği açıktır. Değişikliklerin sonuçlarına bağlı olarak, Google’ın bu yönde ilerleyip ilerlemeyeceğini görmek önemlidir.
Sonuç olarak, Google’ın Play Store arama sonuçlarındaki yükleme düğmesini gizleme denemeleri, kullanıcı güvenliği ve deneyimini artırmaya yönelik bir adım olarak görülmektedir. Henüz test aşamasında olan bu değişikliklerin ne kadar yaygın bir şekilde uygulanacağı ise gelecekteki açıklamalara bağlı olacaktır.
Dünya teknoloji sektörü, önemli bir ismi daha kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor. Adobe‘nin kurucu ortağı ve vizyoner isimlerinden Dr. John Warnock, 82 yaşında hayatını kaybetti. Warnock, yayıncılıktan video prodüksiyonuna kadar geniş bir yelpazede devrim yaratan çalışmaları ile tanınıyordu. Adobe tarafından Cumartesi günü yapılan açıklamada, Warnock’un vefatının ardında bir dönemin sona erdiği belirtildi. Warnock’un ölüm nedeni hakkında ise henüz detaylı bilgi verilmedi.
Adobe Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Shantanu Narayen, Warnock’un vefatıyla ilgili derin bir üzüntü içinde olduklarını ifade etti. Narayen, “Sevgili kurucu ortağımız Dr. John Warnock’un 82 yaşında aramızdan ayrıldığını üzüntüyle paylaşıyorum. John, iletişim biçimimizi şekillendiren kelimeler, görüntüler ve videolar üzerinde önemli bir etki bırakan neslimizin en büyük mucitlerinden biriydi” dedi.
Dr. John Warnock, 1982 yılında merhum Dr. Charles Geschke ile birlikte Adobe şirketini kurdu. Uzun yıllar boyunca şirketin CEO’su olarak görev yaptı ve teknoloji dünyasına önemli katkılarda bulundu. Adobe’nin başarısının temellerini atan bu ikili, masaüstü yayıncılıktan başlayarak video prodüksiyonuna kadar pek çok alanda devrim yaratmayı başardı.
Adobe, 1987 yılında piyasaya sürdüğü Photoshop ile dijital dünyada çığır açtı. PDF dosya formatını geliştirerek belge paylaşımını dönüştürdü ve Illustrator, Lightroom, Premiere Pro ve After Effects gibi popüler uygulamaları hayata geçirdi. Şirketin orijinal logosunu Warnock’un eşi Marva Warnock tasarladı ve ilk ürünleri arasında yer alan masaüstü yayıncılık yazılımı Adobe PostScript, 1984 yılında tanıtıldı.
Warnock, teknik becerileriyle tanınan ender CEO’lardan biriydi. Doktora tezinde geliştirdiği Warnock algoritması, gizli yüzey belirleme alanında büyük bir inovasyon olarak kabul edildi. Xerox’un Palo Alto Araştırma Merkezi’nde çalışırken Charles Geschke ile tanıştı ve Adobe’yi kurma fikri doğdu. PostScript’in yaratılmasıyla birlikte, laser yazıcılar için Apple’ın LaserWriter’ını piyasaya sürdü.
Adobe’nin bugünkü başarısının temel taşlarından biri olan Adobe Illustrator’ı da yaratan Warnock, pikseller yerine vektörleri kullanarak görüntüleri tanımlayan bu çizim programını geliştirdi.
Shantanu Narayen, Warnock ile geçirdiği 25 yılın, kendi kariyerinin en özel anlarından biri olduğunu belirtti. Narayen, “John ve Chuck ile yaptığımız kahvaltılarda geleceği hayal ederdik. Ancak gerçek bir rönesans adamı olan John, bana sanat, tarih ve politika konularında eşsiz bir içgörü kazandıran sohbetlerimizle beni etkiledi” şeklinde konuştu.
2016’dan bu yana geleneksel finansal hizmetlerin yetersiz kaldığı durumlara finansal teknolojinin gücünü kullanarak çözümler geliştiren Papara, kullanıcıların birkaç adımda kıymetli maden alım satımı yapabileceği yeni bir dönem başlattı. Finansal teknoloji şirketi Papara, kullanıcılarına 7/24 güncel ve hesaplı fiyatlarla altın alım satımı yapma olanağı sunmaya başladı.
Papara’da 7/24 altın alım satımı yapılabiliyor
Papara kullanıcıları, altın alım satımı yapabilecekleri Kıymetli Maden Hesaplarını saniyeler içinde açabiliyor. Haftanın her günü, günün her saati altın alım satımını dilerlerse tutar girerek, dilerlerse de gram belirterek gerçekleştirebilen kullanıcılar, gram altın fiyat değişim grafiğini de uygulamadan takip edebiliyor. 0,01 gram altınla dahi yatırımlarına başlayabilen Papara kullanıcıları, piyasa kapalı olsa da düşük makas aralığıyla, düşük alış/satış fiyat farkıyla işlem yapabiliyor.
Goldtag altyapısını kullanıyor
Papara’nın kullanıcıları kuyumcuya gitmekten veya banka uygulamalarının karmaşık yapılarından kurtaran bir deneyim sunan altın al/sat özelliği, Hacettepe Teknokent’te faaliyet gösteren Fintag Yazılım Danışmanlık A.Ş. tarafından, MASAK, BDDK ve TCMB gibi kurumlardan görüş alınarak geliştirilen Goldtag’ın altyapısını kullanıyor. Papara’da Kıymetli Maden Hesabı açan kullanıcılar adına otomatik olarak Goldtag’de de bir hesap açılıyor.
Yakında gümüş ve platin alım satımı da yapılabilecek
Altın al/sat özelliği, Papara’da kıymetli maden alım satımı döneminin ilk ürünü olarak konumlanıyor. İlerleyen süreçte Papara kullanıcılarının altından sonra en kıymetli madenlerden sayılan gümüş ve elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla talebi artan platinin alım satımını da yapabileceği belirtiliyor.
Google, popüler Chrome internet tarayıcısını daha güvenli hale getirmek amacıyla önemli bir güvenlik güncellemesi duyurdu. Chrome 117 sürümü ile birlikte kullanıcıların, yükledikleri uzantılar Chrome Web Mağazası’ndan kaldırıldığında hızla bilgilendirilmesini sağlayacak bir özellik getirilecek.
Uzantılar, tarayıcının işlevselliğini artırmak için önemli araçlardır, ancak maalesef bazı kötü niyetli kişiler tarafından istismar edilmektedir. Kötü amaçlı uzantılar, kullanıcıların verilerini çalmak ve reklam yazılımları gibi zararlı aktiviteleri gerçekleştirmek için kullanılabilmektedir.
Google, kullanıcılarını bu tür tehditlerden korumak amacıyla sürekli olarak çaba sarf etmektedir. Kötü niyetli uzantıları Chrome Web Mağazası’ndan kaldırmak için önlemler alsa da, bu uzantıların kullanıcı cihazlarına bulaşmış olabileceği bir gerçektir. Yüklediği uzantının Web Mağazası’ndan kaldırıldığını öğrenen bir kullanıcı, hızla harekete geçerek daha fazla zararın önüne geçebilir.
Yeni özellik, Chrome 116 sürümünde “Güvenlik Kontrolünde Uzantılar Modülü” etkinleştirildiğinde test edilebilecek. Bu özelliği etkinleştirmek için tarayıcınızın adres çubuğuna “chrome://flags/#safety-check-extensions” yazarak ulaşabilirsiniz. Daha sonra “Gizlilik ve Güvenlik” ayarları altında bulunan bu özellik, kullanıcılara Web Mağazası’ndan kaldırılan uzantıların neden kaldırıldığına dair ayrıntılı bilgiler sunacak.
Günümüzde uzantılar, internet tarayıcılarının işlevselliğini artıran önemli araçlardır. Ancak, kötü amaçlı yazılımların kullanıcıların verilerini çalma veya zararlı eylemler gerçekleştirme amacıyla bu uzantıları istismar ettiği bir gerçektir. Google, uzun süredir bu tür tehditlerle mücadele ederek Chrome Web Mağazası’nda bulunan kötü niyetli uzantıları tespit edip kaldırmak için çeşitli önlemler almaktadır. Bununla birlikte, bazen bu kötü niyetli uzantılar kullanıcı cihazlarına zarar vermeden önce fark edilemeyebilir.
Bu konu hakkında siz ne düşünüyorsunuz? yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.
Türkiye’nin dijital dönüşümü tüm hızıyla devam ediyor. Bir zamanlar fiziksel olarak bir devlet dairesinde gerçekleştirilen pek çok işlem, günümüzde e-Devlet Kapısı sayesinde internetten hallediliyor. Bu hem vatandaşlar hem de bürokrasi için kolaylık sağlarken, e-Devlet’i de Türkiye’nin en popüler sitelerinden biri haline getiriyor. Bu nedenle popülaritesini her geçen gün artıran platform, son olarak rekor kırdı.
e-Devlet Kapısı 63.612.765 kişi tarafından kullanıldı!
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, kısa süre önce resmi Twitter hesabından yaptığı bir paylaşımla platforma kaç kişinin girdiğini açıkladı. Buna göre Ağustos 2023 itibarıyla e-Devlet Kapısı’ndaki toplam giriş sayısı 3 milyarı aştı. Kurumdan yapılan açıklamaya göre ise yıl sonu hedefi 4,5 milyar kullanıcı girişine ulaşmak.
? Ağustos 2023 itibarıyla @ekapi'daki toplam giriş sayısı 3 milyarı aştı!
?Yıl sonu hedefimiz ise 4,5 milyar kullanıcı girişi.
63.612.765 kullanıcıya ulaşarak hizmet kalitesini her geçen gün artıran #DijitalinYüzyılı'nın parlayan yıldızı e-Devlet Kapısı, ülkemizin dijital… pic.twitter.com/cjKanQ1yEW
Asıl dikkat çeken toplam kullanıcı sayısı oldu. Buna göre, ülkemizde 63.612.765 kişi e-Devlet Kapısı’na kayıtlı. 2008 yılında sadece beş bin kişi tarafından kullanılan platformun bugüne kadar oldukça ciddi bir gelişim sağladığını söylemek mümkün.
E-Devlet’e girmek için ise iki farklı yöntem mevcut. Bunlardan ilki; şahsen başvuru ile yurt içinde PTT işyerlerinden veya yetkili acentelerinden, yurt dışında ise Dışişleri Bakanlığı’na bağlı elçilik ve konsolosluklara başvurmak.
Bir diğer yöntem ise; eğer Mobil imza, Elektronik imza, yeni TC kimlik kartı veya internet bankacılığı kullanıyorsanız, e-Devlet sistemine bunlardan biri ile giriş yaptıktan sonra kolaylıkla şifre oluşturabilirsiniz.
Samsung Galaxy S24’ü gelecek yılın başlarına kadar görmeyi bekleyemeyiz, ancak gelecekteki amiral gemisi telefonu için söylentiler şimdiden ortaya çıkıyor.
Büyük olasılıkla, Galaxy S24 serisi 2024’ün Ocak veya Şubat aylarında bir Galaxy Unpacked etkinliğine gelecek. Galaxy S23’ün bu yıl Galaxy Book 3 serisiyle nasıl geldiği gibi sahneyi diğer yeni Samsung aygıtlarıyla paylaşabilir, ancak etkinliğin hala öncelikle yeni telefonlara odaklanacağını tahmin ediyoruz.
Tasarım ve ekran nasıl olacak?
Samsung’un üç parçalı Galaxy S serisini Galaxy S24 ile sağlam tutacağını varsayıyoruz. Bu, yeni serinin muhtemelen 6.1 inç standart model, 6,6 inç Galaxy S24 Plus ve 6,8 inç Galaxy S24 Ultra’dan oluşacağı anlamına geliyor.
Ancak Galaxy S24 Plus’ın bir tık daha büyük olması mümkün. 0,05 inçlik bir artış kulağa pek benzemeyebilir, ancak daha büyük bir ekran muhtemelen daha büyük bir gövde anlamına geldiğinden, diğer özellikler üzerinde de büyük bir etkisi olabilir.
Leaker Tech_Reve, S24 ve S24 Plus’ın S23 muadilleriyle aynı tasarımı koruyacağını iddia ediyor. Ancak Samsung, telefonlarının tasarımını her yıl biraz değiştiriyor, bu da aynı olmayabilecekleri anlamına geliyor. Dahası, Galaxy S23 Plus’ın daha büyük bir ekrana sahip olacağını iddia eden aynı kaynak, Galaxy S24 Ultra’nın olası bir iPhone 15 Pro Max söylentisini yansıtan titanyum kenarlara sahip olabileceğini düşünüyor.
Galaxy S24 serisi için tasarımın nasıl gelişebileceğinden emin değiliz, ancak Galaxy S24 ve S24 Plus’ta kavisli köşeler ve düz kenarlar göreceğiz, Galaxy S24 Ultra, kavisli kenarlar ve dik açılı köşeler ve iddia edilen titanyum yan raylar ile Galaxy Note’un ruhunu canlı tutuyor.
Sızıntı IceUniverse, titanyumun Samsung’un şu anda amiral gemisi telefonlarında kullandığı alüminyumdan daha ağır bir metal olmasına rağmen, Galaxy S24 Ultra’nın Galaxy S23 Ultra’dan biraz daha hafif olması gerektiğini söylüyor.
Render sanatçısı Technizo Concept, daha spesifik sızıntılardan çok önce Galaxy S24 Ultra’yı tasarlamaya devam etti. Kamera bloğu için yeni bir görünüm dışında Galaxy S23 Ultra’ya oldukça benziyor.
Ekranların kendileri için, tüm modellerde AMOLED panelleri ve 120Hz maksimum yenileme hızı görmeliyiz, ancak normal ve Plus’ta 48Hz minimum yenileme, Ultra’da ise daha verimli 1Hz minimum yenileme görmeliyiz. Bununla birlikte, Ice Universe’e göre, Galaxy S24 ve S24+ sonunda Ultra tedavisini alabilir ve Ultra gibi tamamen uyarlanabilir yenileme hızlarını kullanmalarını sağlayacak teknoloji olan LTPO ekranlarla birlikte gelebilir.
birden fazla sızıntıya göre Samsung, Galaxy S24’ü daha dar çerçevelere sahip olacak şekilde değiştirebilir.
Kameralar
Standart Galaxy S24 modellerinin kameraları için henüz çok fazla değişiklik olmadığı söyleniyor. Ortaya çıkan büyük bir söylenti, Galaxy S24 ve Galaxy S24 Plus’ta Galaxy S23 ve Galaxy S23 Plus’tan aynı 50MP kameraları göreceğimizi iddia ediyor. S23 modellerinden kalan 12MP ultrawide/10MP 3x telefoto/12MP selfie sensörlerinin eşdeğer S24 modellerinde de görünmesini beklerdik ve aslında daha yakın zamanda 12MP selfie kamerasının gerçekten etrafta dolaştığını duyduk.
Görünüşe göre Galaxy S23 Ultra’nın 200MP ana kamerasından da bir değişiklik beklememeliyiz ve muhtemelen 12MP ultra geniş veya 12MP selfie kameralarına da hiçbir değişiklik beklememeliyiz. Bununla birlikte, bir söylenti, Ultra’nın kamera sensörünün 1 inç boyutunda olacağını ve bu da onu piyasadaki en büyüklerden biri yapacağını, hatta iPhone 15 Pro Max’e geleceği söylenen sensörden daha büyük olacağını iddia ediyor.
Galaxy S24 Ultra yükseltmesinin bir parçası olarak 10MP telefoto kameralarından birine veya her ikisine de bir şeyler oluyor olabilir.
Sızdıran RGcloudS, S24 Ultra’nın telefoto kameralarının daha uzun yakınlaştırma, gelişmiş optik, daha büyük bir sensör ve daha parlak görüntüler için daha geniş bir diyafram sayesinde gelişmiş yetenekler kazanabileceğini söylüyor. Bu, 150x’e kadar maksimum yakınlaştırma (şu anda Ultra’da 100x) ve daha etkileyici bir şekilde değişken yakınlaştırma ile sonuçlanabilir.
İkinci bir kaynak, Galaxy S24 Ultra’da 3x ve 10x optik yakınlaştırma arasında geçiş yapabilen hibrit yakınlaştırmanın varlığını yedekler. Bu, Sony Xperia 1 IV’te aldığınıza benzer şekilde piksel kırpmaya başvurmadan kameranın büyütme seviyesini ayarlayabilir.
Samsung’un Galaxy S24 Ultra’da yaptığı değişiklikler ne olursa olsun, en az bir sızıntı telefoto lensten büyük şeyler bekliyor. IceUniverse Ağustos ayında attığı tweet’te, “Galaxy S24 Ultra’nın 3x kameranın performansını iyileştirdiğine tamamen güveniyorum, bu da 3x~10x görüntü kalitesinin önemli bir gelişme getireceği anlamına geliyor.” dedi ve daha sonra desteğin yeni bir 50MP sensörden geleceğini düşündüğünü açıkladı. Başka bir sızıntı, Yogesh Brar, S23 Ultra’daki 10X telefoto kameranın yerini alacak 3x yakınlaştırmalı 50MP telefoto lens bekliyor; 10x yakınlaştırmalı ikinci bir 10MP kamera kalacaktı.
Özellikler ve performans
Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Samsung Galaxy S24 Ultra’nın bir Snapdragon 8 Gen 3 çip kullanması bekleniyor ve Samsung tüm amiral gemisi telefonlarını aynı çiplerde tutma eğiliminde olduğundan, yonga setinin diğer Galaxy S24 modellerine de gireceğini tahmin edebiliriz.
Ice Universe’e göre, Snapdragon 8 Gen 3’ün birinci sınıf, performans ve verimlilik çekirdeklerinin bir kombinasyonunu kullanarak selefinden daha fazla güç sunmasını bekleyebiliriz, ancak yine de Gen 2 kadar verimli kalır. Galaxy S23’e göre bir artış gösteren, ancak iPhone 14 Pro’yu veya iPhone 15 Pro’nun söylentilere göre sonuçlarını yenmek için mücadele eden, bunun için zaten iddia edilen bir kriterimiz vardı.
Ayrı bir rapor, Galaxy S24’ün %50’ye kadar daha hızlı bir GPU şeklinde büyük bir grafik artışı alacağını söylüyor. Bu, görünen CPU gücü farkına rağmen iPhone 15 Pro’yu oyunlarda ve diğer zorlu uygulamalarda potansiyel olarak havaya uçuracak.
Snapdragon 8 Gen 3’ün bazı insanların inandığı gibi tüm Galaxy S24 modellerinde kullanıp kullanılmayacağı belli değil. Ayrı raporlar, Samsung’un en azından bazı Galaxy S24 modelleri için Exynos yonga setlerine geri dönmeyi düşündüğünü gösteriyor. Eskiden olduğu gibi Avrupa olabileceği öne sürülse de, hangi bölgelerin hangi yonga setini alacağı belli değil.
Geçmiş Exynos destekli Galaxy S modelleri Snapdragon destekli muadillerine hiç uymamış olsa da, Samsung bu açığı kapatmak için çalışıyor gibi görünüyor. Sızdırılan Geekbench kıyaslamaları, Exynos 2400’ün Apple’dan Snapdragon 8 Gen 2 ve A16 Bionic’ten daha iyi çok çekirdekli sonuçlar yayınladığını gösteriyor.
Dinlemeye değer bir diğer söylenti, Weibo’daki bir sızıntının, yeni silikonun pahalı olduğu bildirildiği için bazı en iyi Android telefonların Snapdragon 8 Gen 3 yonga setini atlayabileceği iddiası. Bunun yerine, bu telefonlar daha eski Qualcomm silikon veya MediaTek Dimensity yonga setlerine dönecekti. Bunun Galaxy S24’ü etkileyip etkilemeyeceği belli değil. S24 Ultra’nın daha yeni Snapdragon’a bağlı kalacağını hayal ediyoruz, ancak Samsung standart ve Plus modellerine güç sağlamak için yonga setlerini başka bir yerde arayabilir.
RAM’in yükseltme alıp almayacağından emin olmasak da, bir sızıntı yapan kişi Galaxy S24 ve S24 Plus’ın S23 modellerinde bulunan 8 GB yerine 12 GB RAM sunacağını iddia ederek işleri farklı görüyor. Başka bir sızıntı bunu doğrularken, S24 Ultra’nın 16 GB RAM sunacağını da iddia etti.
Aynı sızıntı, standart Galaxy S24 modelini, temel modelle 256 GB depolama alanı sunmada Plus ve Ultra varyantlarına katılmaya yönlendiriyor. Bu diğer kaynaklar tarafından doğrulandı ve bu iddianın doğru olduğunu umuyoruz. Bununla birlikte, tam olarak inanmadan önce bu iddiayı yapan daha köklü sicile sahip sızıntıcıları görmek istiyoruz.
Pil ömrü ve şarj
Galaxy S24 Ultra ve S24 Plus’ın pili hakkında, özellikle yepyeni bir tasarım açısından birkaç söylenti duyuyoruz. Samsung’un her iki telefonda da boyut olarak artmadan daha iyi enerji yoğunluğu sunacak yığılmış bir pil kullanacağı bildiriliyor. Bir rapora göre Samsung, enerji yoğunluğunu %10’a kadar artırabilir.
İlk söylentiler, hem 24 Plus hem de S24 Ultra’nın Galaxy S23 muadilleriyle aynı 4.700 mAh ve 5.000 mAh’yi koruyacağını iddia etti. Bununla birlikte, yeni telefonların ekranlarını çevreleyen çerçevelerle ilgili bir rapor, Galaxy S24 Plus’ın içindeki güç paketinin 4.900 mAh’ye yükselebileceğini de iddia ediyor.
Yeni tasarım ayrıca S24 Ultra’nın şarj hızını 45W’tan 65W’a yükseltebilir.
Galaxy S24 hakkında hiçbir şey duymadık, ancak başka bir nesil için aynı 3.900 mAh pili görebilmemiz mantıklı. S24 ve S24 Plus’taki şarj hızının mevcut 25W ve 45W hızlarından artıp artmayacağı hala açıklanmadı.
OnePlus Ace 2 Pro, geçtiğimiz günlerde duyuruldu. 24 GB’a kadar RAM, 150W hızlı şarj ve güçlü bir Snapdragon 8 Gen 2 yonga seti gibi birbirinden etkileyici özellikleri, gözleri akıllı telefonun üzerine çekti. Telefon, OnePlus tarafından geliştirilen buhar odasının yeni tasarımı sayesinde yaklaşık 10.000 mm2 soğutma çözümleriyle dünyada bir ilki başarıyor.
Ace 2 Pro’nun önünde 2772 x 1240 piksel çözünürlüğe sahip 10 bit 6.74” AMOLED bir ekran yer alıyor. Ekran 120 Hz ekran yenileme hızını destekliyor ve belirli senaryolarda 1.600 nit parlaklığa ulaşabiliyor. Ayrıca %100 DCI-P3 ve %100 sRGB renk gamı, Her Zaman Açık Ekran özelliği ve %93,9 ekran-gövde oranı ile birlikte geliyor.
Qualcomm yonga seti OnePlus ailesinde yeni değil, ancak Ace 2’ye göre bir gelişme. Güç tüketimlerini düşürürken CPU ve GPU’ya bir performans artışı sağlıyor ve üç varyantta düzgün bir şekilde birleştirilen LPDDR5X RAM ve UFS 4.0 depolama ile birleştiriliyor.
Ace 2 Pro’nun buhar odası artık çift sirkülasyonlu ısı dağılımı ile birlikte geliyor ve toplam alanı 9.140 mm2’ye çıkarıyor. Bu, her ikisi de süper iletken malzemeler olan, ısının daha hızlı dağılmasını ve cihazın iç kısımlarını aşırı ısıtmamasını sağlayan birden fazla grafit ve termal jel katmanını içeriyor.
OnePlus telefonu bir oyun kulaklığı olarak piyasaya sürmedi, ancak mobil oyunlar için ne kadar iyi olduğu hakkında çok fazla duyum mevcut. Tüm cihaz anten olarak hizmet etmek için metalle sarılmış. Bu yeni bir şey değil, ancak Ace 2 Pro’nun anten görevi görebilecek en az 15 farklı elemanı var. Ayrıca, en az 100 oyun 120 Hz yenileme hızını destekliyor.
Ace 2 Pro kameralarda aşırı iddialı değil, PDAF ve OIS’li 50 MP ana kamera, 8 MP ultra geniş açılı kamera ve arkada 2 MP makro atıcı var. Ön tarafta da muhteşem bir şey yok; f/2.4 diyafram açıklığına sahip 16 MP Samsung sensörü.
OnePlus bunun yerine şarjda iddialı olmaya karar verdi. 150W, şirketin portföyünde yeni bir şey değil, çünkü Ace Pro da aynı oranları destekledi, ancak çift haneli standartlarla piyasaya sürülen amiral gemilerinin olduğu bir dünyada hala etkileyici. 0 ila %100’ün tescilli SuperVOOC şarj cihazıyla 17 dakika sürdüğü söyleniyor ve telefon 45W’da herhangi bir PD adaptörüyle de şarj olabiliyor.
Ace 2 Pro, ekranı, şarj hızlarını ve sıcaklığı kontrol eden bir SuperVOOC S güç yönetimi çipine sahip ve ayrıca “uzun süreli şarj koruması” garantisine sahip. Telefonun işletim sistemi Android 13’ün üstünde Color OS 3.1. Telefon, Aurora Yeşili ve Titanyum Grisi olmak üzere iki renkte mevcut.
İlk satışın önümüzdeki 23 Ağustos Çarşamba günü yapılması planlanıyor, ancak sınırlı sayıda satış yedi gün sonra geliyor. Lansman sadece Çin’de olacak ve ilk Ace Pro’nun OnePlus 10T olarak nasıl yeniden piyasaya sürüldüğü göz önüne alındığında, bu cihazın yakında OnePlus 11T olarak küresel olacağını umuyoruz.
Cihazın kombinasyonlara göre fiyatı da aşağıdaki gibi şekillenecek:
Meta’nın yakın zamanda piyasaya sürdüğü ve Twitter’a rakip olarak konumlandırdığı sosyal medya platformu Threads‘in web sürümü, beklenen tarihte bu hafta kullanıcıların hizmetine sunulacak. Threads, masaüstü kullanıcılarının da bu yeni metin tabanlı sosyal medya platformunu kullanabilmesine olanak tanıyacak web versiyonuyla bir adım daha ileriye taşınıyor.
Threads, başlangıç döneminde büyük bir ilgi görmüş ve güçlü bir başlangıç yapmıştı. Ancak zamanla, eksik özellikler ve özünde yenilik sunmaması nedeniyle kullanıcıların ilgisini çekmekte zorlandı. Son raporlara göre, platformun kullanıcı sayısı başlangıçtaki potansiyelini kaybederek yüzde 80 oranında düşüş gösterdi. Bu nedenle Meta, Threads’i tekrar canlandırmak ve kullanıcı talebini artırmak amacıyla yeni özellikler sunmayı planlıyor.
Threads’in eksikliklerinden biri, arama özelliğinin bulunmamasıydı. Şu an kullanıcılar yalnızca diğer kullanıcıları arayabiliyor, belirli içerik veya gönderileri arayamıyor. Ayrıca platformun web versiyonunun olmaması da kitlesel benimsemeyi kısıtlıyordu. Ancak The Wall Street Journal’ın haberine göre, bu hafta içinde Threads’in beklenen web sürümünün kullanıcılarla buluşması planlanıyor. Meta CEO’su Mark Zuckerberg, Ağustos ayının başlarında “önümüzdeki birkaç hafta içinde” web sürümünün geleceğini duyurmuştu. Aynı zamanda Instagram başkanı Adam Mosseri de geçtiğimiz haftalarda Threads’in web versiyonunun “bir ya da iki haftadır” dahili testlerden geçtiğini ve kullanıma sunulmadan önce üzerinde daha fazla çalışılması gerektiğini belirtmişti.
Bu gelişme, Threads’in kullanıcı deneyimini geliştirme ve rekabet gücünü artırma amacıyla atılan önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Yeni web sürümünün, Threads’in kullanıcı tabanını genişletmesi ve yeniden ilgi çekmesi bekleniyor.
Threads’ın web sürümü hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.
İtalyan otomobil devinin yarış pistlerinin canavarı olarak betimlediği, Maserati MCXtrema, Monterey Otomobil Haftası’nda ilk kez tanıtıldı. Maserati’nin yeni yarış otomobili, 730 beygirlik performansıyla ön plana çıkarken, zarif tasarımıyla cüretkarlığını ortaya koyuyor.
Maserati MCXtrema, alışılgelmiş kalıpları yıkarak, tamamen İtalya’da ve sınırlı sayıda üretildi. Dünyada sadece 62 adet bulunan bu özel yarış arabası, performansı ve lüks tasarımıyla seçkin bir müşteri kitlesiyle buluştu. Maserati MCXtrema, onu özel kılan tüm ayırt edici özelliklerinin yanı sıra olağanüstü sürüş deneyimiyle de dikkat çekiyor.
Maserati MCXtrema sıra dışı bir otomobil
Modena merkezli markanın en güçlü otomobili Maserati MCXtrema, her açıdan cesur ve sıra dışı bir otomobil olarak sunuluyor. Otomobilin pistlerin bordürlerini yutabilen garajları, özel testler sırasında en heyecan verici detayı oluyor.
İtalyan otomobil devinin son kreasyonu, Centro Stile ile Maserati mühendislik ekibinin arasındaki yaratıcı ortaklık ile doğuyor. Maserati yarış otomobili üretimine ilham vermek için, rekabet dünyasında görkemli Maserati MC12’nin mirasını devam ettirecek bir yarış otomobili sunuyor.
Maserati CEO’su Davide Grasso yeni yarış canavarı için “Maserati MCXtrema, pist arabalarımız için yeni bir paradigma oluşturma amacıyla yaratıldı. Proje, ayırt edici ayrıntılara önem veren ve otomobiline özen gösteren seçilmiş bir müşteri kitlesine ithaf edilmiştir. MCXtrema, rafine ve yenilikçi tasarımdan olağanüstü performansa kadar uzanan bir yelpazede, Maserati’nin DNA’sına özgü sportif ruhu temsil ediyor. Markamız için yeni bir yolun başlangıcı sayılan bu özel otomobil, üstün üretim tutkumuzun ve lüks motor üretimi dünyasında sunduğumuz tavizsiz performansın bir kanıtı.” dedi.