Microsoft App Studio’nun Örtüsünü Kaldırdı

0
Microsoft’un cep telefonu ve tabletler gibi mobil platforlar için uygulama geliştirmeye yönelik platformu App Studio bir süredir uzmanların erişimine açık kapalı beta testlerine devam ediyordu. Microsoft kapalı beta dönemini sonlandırıp açık beta dönemine geçerek tüm uygulama geliştiricilerin App Studio’ya ulaşmasına imkan sağladı. large_Windows_20App_20Studio Microsoft App Studio hiç programlama bilmeyenlerin bile kullanarak basit uygulamalar geliştirebileceği bir platform olarak karşımıza çıkıyor. Browser ile erişilen App Studio platformunda sunulan şablonlardan birisini seçen kullanıcı daha sonra özelleştirmeler ile yardımı ile geliştirmek istediği uygulamayı şekillendirebiliyor. Sosyal medya ve içerik paylaşım sitelerine bağlanarak içerikleri otomatik olarak alabilen App Studio bileşenleri ile temel uygulamları hazırlamak bir kaç tıklama ve adımı takip etmek kadar kolay. Uygulama geliştirme sürecini tamamlayan kullanıcılar diledikleri takdirde Microsoft Uygulama Mağazasında yayınlamaya hazır şekilde paketlenmiş uygulamalarını Windows Phone 8.0, Windows Phone 8.1 ve Windows 8.1 ile uyumlu olacka şekilde download edebiliyorlar. Microsoft henüz Beta süresinin bitişi ile alakalı bir açıklama yapmış değil. Platformu incelemek isteyen meraklı kullanıcılar buradan ilgili platforma ulaşabilirler.

Veri Tabanlarının Geleceği

0
Herkesin büyük veriden bahsettiği bir dönemde artık alışılagelen veri tabanları bu kadar çok veriyi tutmakta ve yönetmekte zorlanıyorlar. Özellikle gelecek 10 yıllık dönem içinde Şeylerin Interneti kavramı ile aklımıza gelebilecek en ufak cizhaların dahi İnternet bağlantısına sahip olacağını ve üretilecek verinin çokluğu göz önüne alınırsa kesinlikle konvansiyonel veri tabanı çözümleri yetersiz kalmaya mahkûm. Ancak madalyonun diğer yüzünde çözüm olarak karşımıza çıkan uygulamalar maalesef hem çok yüksek maliyetlere sahipler hem de uygulamalar için yüksek mühendislik bilgisi gerektiriyorlar. Durum böyle olunca Büyük Verinin gümbür gümbür geldiğini gören pek çok BT yöneticisi kara kara düşünüyor; “Acaba hem ekonomik hem de büyük veriyi yönetebilecke nasıl bir veritabanı çözümü bulabilirim?” Artık düşünmenize gerek olmayabilir zira ölçeklenebilir dağıtık veritabanı çözümlerinde tümüyle ücretsiz ve üstelik performans açısından ele alındığında pek çok büyük rakibine kök söktürebilecek bir çözüm var. Üstelik bu çözümü iki Türk Mühendis Silikon Vaidisinde kurdukları şirketlerinde gerçekleştiriyorlar.
umur
Umur Çubukçu
ozgun
Özgün Erdoğan
Umur Çubukçu ve Özgün Erdoğan‘ın Amerika Birleşik Devletleri San Francisco‘da kurduğu şirketleri CitusData geliştirdiği ölçeklenebilir ve dağıtık yapılı veritabanı çözümü CitusDB ile bahsettiğimiz sorunları çözmek için çalışıyorlar. Birbirinden farklı donanımlar üzerinde uyumlu olarak dağıtık yapıda çalışabilen CitusDB ANSI SQL tabanlı olarak gerçek zamanlı sorgulamalara izin veriyor. Aynı sorgulamaları Hadoop yapılar üzerinde de sağlayabilen CitusDB belirli sayıdaki donanıma kadar tümüyle ücretsiz olarak kullanılabiliyor. Gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında pek çok kullanıcısı bulunan CitusDB bu günden göz atmak isteyebileceğiniz bir çözüm olabilir. Özellikle yazılım ve veritbanı sistemlerine meraklı gençler kadar KOBİ ölçeğinde çalışan BT uzmanları ve yöneticilerinin kariyerlerinde büyük bir sıçrama noktası oluşturabilecek bu teknolojiye odaklanmak üzerinde düşünülmesi gereken bir strateji.

Qualcomm WiFi Sorunlarını Çözecek

0
Konvansiyonel WiFi sistemlerinde kablosuz erişim noktaları tek bir seferde tek bir istemci ile iletişim kuracak şekilde çalışmaktadır. Birden fazla istemci için servis sağlamak için erişim noktaları kısa zaman aralıkları servis verdikleri istemcileri değiştirerek görevlerini yerine getirirler. Ancak aynı WiFi erişim noktasını kullanan kullanıcı sayısı arttıkça bu bir probleme dönüşmeye başlar zira istemciler için kesintisiz bir WiFi deneyimi sağlatabilecek hızla tüm sitemcilere cevap vermek imkansız hale gelir. Qualcom geliştirdiği MU-MIMO (multi user-multiple-input multiple-output) teknolojisi ile bu problemi çözmeyi vaadediyor. Qualcomm Atheros Başkanı Todd Antes yaptığı açıklamada; “Geliştirdiğimiz yeni teknoloji aynı anda üç istemciye cevap verebilecek kapasiteye sahip” diyor ve ekliyor; “mevcut WiFi hizmet kapasitesinin performansında iki ila üç kat arasında bir iyileşme sunuyoruz.”
mu-mimo
Aynı anda tek biri yerine üç istemci çalışabiliyor
Ancak akıllara gelen ilk soru bu teknolojinin hangi süreçte kullanıma geçeceği ve altyapı yatırım maliyeti olarak nasıl bir bütçe gerektireceği? Bu sorunun cevabı ise bir diğer Qualcomm teknolojisinde yatıyor. Sony Xperia Z2, HTC One M8 ve Samsung Galaxy S5 gibi 2014 yılının amiral akıllı telefonlarının tamamında kullanılan Qualcomm Snapdragon 801 ve bu yıl içinde piyasaya sürülecek Snapdragon 805 işlemcilerinin tamamında bu teknoloji için gerekli bileşenler bulunmakta. Ancak bu madalyonun tek yüzü zira bu teknolojinin aktif şekilde kullanılabilmesi için WiFi erişim noktalarının da bu teknolojiye sahip olması gerekiyor. Qualcomm şu anda pek çok OEM üretici ile yaptığı iş birlikleri sayesinde bu teknolojinin erişim noktalarında da kullanılması için çabalarını sürdürüyor. Beklentiler 2015 yılı ile birlikte MU-MIMO teknolojisinin aktif bir şekilde kullanılmaya başlanmış olacağı yönünde.

ABD Başkan adayları e-posta güvenliğini umursamıyor

0

2016 yılında yapılan ABD Başkanlık seçimlerinde, başkan adayı Hillary Clinton’ın kampanya ekibinin e-postaları çalınmış ve yazışmaları bütün dünyaya yayınlanmıştı. Bu skandalın Hillary Clinton’a büyük oy kaybettirdiği de biliniyor.

Tüm istihbarat örgütleri başkan adaylarının peşinde

Yeni başkanlık seçimleri yaklaşırken, güvenlik kurumlarının ABD Başkan adayları konusunda yaptığı araştırmanın sonuçları ise şaşkınlık yarattı.

Buna güre başkan adaylarının sadece üçte biri e-posta güvenliği konusunda önlem almış durumda.  Diğer adayalr ise e-posta servislerini hala güvensiz şekilde kullanıyorlar.

ABD’yi yönetecek ve dolayısıyla dünyadaki siyasi, askeri ve ekonomik gelişmelerde kritik rol sahibi olacak bir insanın veri güvenliği konusunda umarsız olması büyük endişe yaratıyor. FBI’a göre, mevcut ABD Başkanı Donald Trump da bu tür bir dikkatsizlik sonucunda Rus istihbaratının eline düşmüş durumda ve sırlarının açığa çıkmaması için Rusya’nın direktifleri doğrultusunda karar alıyor olabilir.

Bu iddia eski FBI başkanı ile Trump’ın büyük bir çatışma yaşasmına neden olmuştu. Aynı iddia ile şimdi ABD’de başkanın görevinden alınması için önemli bir kampanya da yürütülüyor. Eski başkan Obama da görevinden ayrılmadan önce, Trump’ın başkan seçilmesine Rusların destek olup olmadığına dair bir soruşturma açtırmış ve soruşturma sonucunda Rusların desteği olduğu vurgulanmıştı.

Ancak bunun siyasi bir karalama olmadığını ispatlamak mümkün olmadığından Trump’ın göreve gelmesine engel olamamışlardı.