Intel Türkiye’de Ar-Ge merkezi açtı

0
Intel açısından Türkiye stratejik öneme sahip ülkeler arasında yer alıyor. Bunun en büyük nedenlerinden birisi genç nüfusu, bu nüfusa bağlı teknolojik potansiyeli ve elbette Türkiye’de eğitim açısından Fatih gibi projelerin hayata geçirilmesi. Dünyanın en büyük silikon işlemci ve teknoloji üreticisi olan Intel, mobil devrimi takip edeceğine inandığı Internet of Things (Nesnelerin Interneti) için büyük yatırım yapıyor ve gelecek 5-10 yıllık olanlarını bu alana odaklıyor. Bu çerçevede Türkiye’de kurulan Ar-Ge merkezi sadece Intel için değil gelecek 5-10 yıllık dönemde Türkiye’den milyar dolarlık küresel bir şirketin çıkması için de fırsat sağlayabilir.

Kiralanabilir bilişim eğitim laboratuvarı dünyaya hizmet veriyor

0
Günümüzde rekabette bir adım öne geçmek isteyen şirketlerin teknoloji yatırımları artıyor. Bu yatırımların karşılığını bulabilmesi için gereken yetişmiş eleman ihtiyacı ve yatırımların boşa gitmemesi için gereken eğitim ve danışmanlıklar AcademyTech uzmanlığı ile mümkün oluyor.
AcademyTech, uzaktan eğitime açık bilgi teknolojileri laboratuvarında uzaktan erişim imkânıyla tüm dünyaya hizmet veriyor.
Şirket, deneyimli ekibi ve güçlü yatırımıyla bölgenin ihtiyaçlarının ülkemizden karşılanması konusunda önemli bir rol üstleniyor.Aynı anda binlerce öğrenciye hizmet verebilen laboratuvarıyla Türkiye’deki gücünü bölgeye taşıyan AcademyTech, Cisco, Citrix ve Vmware ekipmanlarının eğitimlerini kendi bünyesinde verdiği gibi, uzaktan yapılacak eğitimlere de platform sağlıyor. Bunun yanı sıra, ülkemizde teknoloji yatırımı gerçekleştirecek şirketlere de satın alma öncesinde merkezdeki ekipmanları inceleme ve deneme fırsatı sunuyor. 7/24 Laboratuvar Desteği Bir günde dünya çapındaki yaklaşık 4 bin öğrenciye laboratuvara erişim kapasitesi sunan AcademyTech, son teknoloji cihazlarla donattığı laboratuvarında, iki yıl içerisinde yaklaşık 60 ülkeden 10 binden fazla profesyonele eğitim verilmesini sağladı. Bu ülkeler arasında Almanya, Fransa, İtalya ve Rusya gibi teknoloji kullanımı yoğun olanlar dikkat çekerken Avustralya, Hindistan, Venezuela, Singapur, Meksika ve Suudi Arabistan gibi dünyanın dört bir yanındaki merkezi bulunan şirketler de eğitimleri için AcademyTech’in bilgi teknolojileri eğitim laboratuvarını tercih etti. Laboratuvar erişimleri sırasında yedi gün yirmi dört saat İngilizce kullanıma açık olan laboratuvarda, Cisco Webex, Go to Meeting, Cisco Telepresence, Skype, telefon ya da e-posta üzerinden anlık olarak destek verilebiliyor. ÖzcanYıldız_01Bölgenin önemli bir oyuncusu olarak, ülkemizdeki şirketlerin de gelişimine katkıda bulunmak istediklerini ifade eden AcademyTech Kurucusu ve CEO’su Özcan Yıldız, “Dünyada sadece birkaç yerde bulunan laboratuvar, ülkemizde sadece AcademyTech bünyesinde bulunuyor. Dünyanın en önemli şirketlerinin eğitimleri burada gerçekleştirilirken, kurumların ihtiyaç duyduğu desteği de yine burada sağlıyoruz. Türkiye’nin bölgedeki teknoloji merkezi olma yolunda attığı adımları hem eğitimlerimiz hem de danışmanlık hizmetlerimizle desteklemeyi sürdürüyoruz” dedi.

Teknolojide gelecek otomobil ve oyunda mı?

0
Öncelikle Jen Hsun Huang ülkemizi oldukça iyi tanıyor ve yatırım yapılması konusunda da hiç itiraz etmeden destek olmuş bir isim. Ayrıca kendisi çok ilginç bir vizyon ortaya koyuyor ki bu da geleceğin oyunda ve otomobillerde olduğu fikri. Gerçekten de oyun endüstrisi boyutları itibariyle küresel olarak sinema endüstrisini geçmiş durumda ve her geçen gün de gelişmeye devam ediyor. Her ne kadar petrol kartelleri gelişimi engellemeye çalışsa da elektrikli otomobiller inanılmaz bir hızla gelişiyor ve akıllı hale geliyor. Otomobil değil yol arkadaşı Öncelikle araçta akıllı bir sistem mevcut ve aracın ön konsolunda yer alan dev bir ekrandan sürüşe başlamadan önce tüm ayarlarınızı yapabiliyorsunuz. Ayarlar deyip geçmeyin, koltuk şeklinden ısısına, aracı hangi modda kullanacağınızdan gideceğiniz mesafenin elektrik tüketimini hesaplamaya kadar bu ekrandan yapabiliyorsunuz. Sürüş başladıktan sonra bu ekranı isterseniz müzik dinlemek için isterseniz de navigasyon ekranı olarak kullanmak tamamen sizin isteğinize kalmış bir durum.
WP_20140325_15_06_40_ProÖzetle artık otomobiller meşhur çizgi film Jetgiller’deki formuna kavuşmaya başladı eksik olan mı ne? Tabii ki henüz uçamıyorlar!
Oyun dünyası aldı başını gidiyor NVIDIA ile başladık, oradan da devam edelim. Katıldığım etkinlik kapsamında şirketin Shield isimli mobil oyun konsolunu da deneyimleme şansı buldum. Shield, Sony gibi bu işin deneyimli markalarının ürettiği mobil konsollar arasında ağırlığı ve görece daha küçük ekranı  yüzünden geride kalsa da Android dünyasının zenginlikleri, kablosuz olarak akıllı TV’lere bağlanabilme özellikleriyle kısa zamanda oyun sevdalıların koleksiyonları arasındaki yerini alacak gibi görünüyor. Tabii Türkiye için uygun bir fiyat stratejisi izlenmesi şartıyla. Gartner’a göre geçtiğimiz yıl dünya çağında bilgisayar satışlarının yüzde 10 gerilediği rakamını önümüze alıp bir analiz yapmamız gerekirse hem profesyonel kullanıcılar hem de oyuncular yepyeni dünyalara yelken açmaya başladı ve şirketler de gelecek on yıllık iş stratejilerini bunun üzerine kurmalı. Bizden söylemesi.

Türk Telekom ile şirketlere artık her yer Türkiye

0
Türk Telekom, Orange Business Services ile bir işbirliği için el sıkıştı. Türk Telekom CEO’su Rami Aslan ve Orange Telecom Business CEO’su Thierry Bonhomme’ın katılımıyla gerçekleştirilen basın toplantısında Türk Telekom, uluslararası alanda faaliyet gösteren Türk şirketlerine ‘Türk Telekom Global Kurumsal Ağ’ hizmetini sunacağını duyurdu. Yapılan iş ortaklığı ile ilgili açıklamalarda bulunan Türk Telekom CEO’su Rami Aslan, “Türk Telekom Global Kurumsal Ağ ile önemli bir adım atıyoruz; Türk şirketlerine 220 ülke ve bölgede ayrıcalıklı, fark yaratacak, güvenli, hızlı, esnek bir özel sanal ağ deneyimi sunuyoruz. Bu hizmetle büyük kurumlar, KOBİ’ler ve kamu kuruluşları yurtdışı operasyonlarını güçlendirme, hizmet kalitesi ve çeşitliliğini artırma imkânı bulacak. Türk Telekom Global Kurumsal Ağ ile şirketler için artık her yer Türkiye olacak” diye konuştu. Türk Telekom ile yaptıkları işbirliğinin Türk şirketlerinin küresel anlamda büyümesine katkıda bulunacağını belirten Orange Business Services CEO’su Thierry Bonhomme, “Türk Telekom ve Orange bu ortaklık ile güçlerini birleştirerek dünya çapında genişleyen Türk işletmelerinin ihtiyaçlarını karşılayacak en iyi kurumsal ağı oluşturmayı hedefliyor. Kurumlara özel telekomünikasyon hizmetlerini geniş bir yelpaze üzerinden sağlamak için konumlandırılmış bu anlaşma Türkiye’de iş sektörünün yerel ve küresel anlamda büyümesine önemli katkılar sağlayacak” dedi. Şirketler dünyaya açılma fırsatı yakalayacak Şirketler, yapılan anlaşma sonucunda hizmet verecek olan ‘Türk Telekom Global Kurumsal Ağ’ ile dünyanın her yerinden iletişimlerini Türkiye’deki merkez ofislerindeymiş gibi yönetebilecek. Yurtdışında ofisleri bulunan şirketler, ithalat ve ihracat yapan KOBİ’ler, yurtdışında elçilikleri ya da temsilcilikleri bulunan kamu kuruluşları ‘Türk Telekom Global Kurumsal Ağ’ sayesinde en güvenli sanal özel ağ çözümüne kavuşmuş olacak. Bunun yanı sıra uluslararası şirketler de Türkiye ofisleriyle güvenli, hızlı, esnek bir özel sanal ağ deneyimi üzerinden iletişim sağlayabilecek. Şirketler sınırları kaldırırken, masraflarını azaltacak Türk şirketleri, Türk Telekom’un 220 ülke ve bölgede 16 binden fazla bağlantı merkezine sahip Orange ile yaptığı bu işbirliği sayesinde yurtdışındaki lokasyonları için özel sanal ağ kurma fırsatını yakalayacak ve daha da büyüme fırsatı elde edebilecek. Yurtdışına yatırım yapmak isteyen KOBİ’ler dünyada geniş bir coğrafyada özel sanal ağ kurup ofislerine ölçeklenebilir bir erişim türüyle ulaşabilecek. Şirketler kendilerine özel hazırlanmış paketlerle yurtdışı operasyonlarını güçlendirip iş verimliliklerini artırırken, operasyonel masraflarını da azaltma şansına sahip olacak.

Sosyalleşen kurumlar ve iş dünyasının geleceği

0
Microsoft Ürün Pazarlama Bölümü Genel Müdürü Jared Spataro ile Microsoft’un kurumsal çözümleri, Yammer ve gelecek ile ilgili bir sohbet toplantısı gerçekleştirdik. Günümüzde internetin dünyanın her köşesine yayılan dev ilişki ağlarına ev sahipliği yapan bir platform haline geldiğini belirten Spataro, “Sosyal medya, insanlara ve bilgiye ulaşma alışkanlıklarımızı ve yöntemlerimizi yeniden şekillendiriyor. Artık kişi ve kurumlarla bağlantı kurmak, yeni insanlarla tanışmak ve bilgileri paylaşmak çok daha kolay.Peki neden kişisel yaşamımızı değiştiren bu harika uygulamalar ve hizmetler, iş hayatında da benzer bir dönüşümün gerçekleşmesine sebep olmasın? Microsoft olarak, kurumlarda işe ve verimliliğe odaklı sosyal ağların kurgulanmasını sağlayan, sosyal etkileşim, ortak çalışma ve iletişimi bir arada sunan tümleşik platformları kurumların hizmetine sunmaktan memnuniyet duyuyoruz” dedi. 7409242282_159d72ab5a_zMicrosoft, Yammer ve kurumsal sosyal ağlar Kurumsal ağların gelecekte belirleyici olacağının altını çizen Jared Spataro, bu konuda şunları söyledi: “Yammer adını verdiğimiz kurumsal sosyal ağ çözümümüz, kişisel yaşamlarımızı değiştiren temel prensipleri kullanarak kurumların çalışma biçimlerini geliştirmeyi ve dönüştürmeyi amaçlıyor. Böylece şirketler çalışanlarıyla ve müşterileriyle iletişime geçerek önemli fikirleri dinleyebiliyor, pazardaki ani değişimlere uyum sağlayabiliyor ve daha önce olmadığı kadar büyük fırsatlar yakalayabiliyorlar. Microsoft, bundan 1,5 yıl önce kurumsal sosyal ağ çözümü Yammer’ı satın aldıktan sonra çok kısa sürede kurumsal sosyal ağların şirketler tarafından benimsemesi, Yammer hizmetlerinde yenilikçiliğin desteklenmesi ve Yammer’ın Microsoft’un Office 365 ile bütünleştirilmesi konusunda büyük ilerleme kaydetti. Bugün Yammer’ın dünya çapındaki kullanıcı sayısı 8 milyon kişiye ulaştı ve yıldan yıla yüzde 55’lik bir artış gösterdi. Mesajlar, gruplar ve dosyalar bazında ölçülen kullanıcı aktivitesi yaklaşık ikiye katlandı.”
150’nin üzerinde ülkede, Türkçe dahil 40 dilde sunulan Yammer, günümüzde şirketler için hala geçerli olan iki temel iihtiyacı karşılamayı hedefliyor.
Microsoft çözümleriyle birliktelik başarıyı hızlandırıyor Microsoft’un kurumsal taraftaki yol haritasında yer alan bazı önemli adımlar ise şu şekilde sıralanıyor:
  • Microsoft, Yammer’i satın aldıktan sonra Office 365 gibi mevcut bulut hizmetleriyle Yammer kurumsal sosyal ağ çözümünün sunduğu yetenekleri bir araya getirmeye başladı. Böylece kurumsal bulut hizmetiyle, kurumsal sosyal ağın özelliklerini birleştirdi.
  • Microsoft olarak son iki yıldır bu yaklaşımımızı birkaç stratejik yatırımla destekliyoruz. İlk olarak, Şubat 2013 tarihinde Yammer hizmetimizi Microsoft Dynamics CRM ile bütünleştirdik. Bu sayede kullanıcılar CRM (müşteri ilişkileri yönetimi) uygulamasından ayrılmadan sosyal sohbetlere katılma, önemli verileri paylaşma ve güncellemeleri takip etme olanağına kavuştular.
  • Microsoft Dynamics CRM’in ilkbahar 2014 sürümünü müşteriye yönelik kurumsal sosyal yetenekleri, yeni ve kapsamlı sosyal dinleme, pazarlama ve hizmet masası yetenekleriyle zenginleştirdik. Ayrıca Kasım 2013’te Yammer Enterprise’ın tüm Office 365 Enterprise planlarında yer aldığını duyurduk. Çok yakında Yammer Enterprise, Office 365 Akademik ve Office 365 Orta Ölçekli İşletme planlarında da yerini alacak.

Projelerin hayata geçirilme süreleri kısalacak

0
adesso Grubu şirketlerinden e-Spirit AG, içerik yönetim sistemi (CMS) FirstSpirit’in en son sürümünün piyasaya çıktığını duyurdu. Yeni sürüm ile projelerin hayata geçirilmesi hızlanacak. FirstSpirit 5.1, şirketlerin projelerini hayata geçirme sürelerini ciddi oranda kısaltmalarına olanak sağlayan çok sayıda yeni özelliğe ve eklentiye sahip. Bu yeni özelliklerin, online içeriğin yönetildiği her noktada kullanıcı deneyimini iyileştirmesi amaçlanmış. Pazarlama yöneticileri, artık web sitesi ziyaretçilerine daha basit ve etkin bir biçimde kişiselleştirilmiş içerik ve deneyim sunabilecekler. Yeni sürüme, yazılım geliştirme ve entegrasyon ihtiyaçlarının rekor kısa sürelerde tamamlanmasına yardımcı olan teknik özellikler kazandırılmış. FirstSpirit ürünü, Türkiye’de adesso Turkey Bilgi Teknolojileri tarafından müşterilerine sunuluyor. adesso Türkiye Ofisi, ürünün lisanslanmasının yanı sıra, entegrasyonu ve özelleştirilmesi konularında da hizmet veriyor.
Tüm kullanıcılar için mükemmel kullanıcı deneyimi: müşteriler, editörler, pazarlamacılar ve BT
FirstSpirit 5.1’in geliştirilmesinde iki kilit konu öncelik olarak belirlendi. FirstSpirit’in tarayıcı tabanlı, merkezi içerik düzenleme ortamı “ContentCreator” baştan aşağı yenilenerek, pazarlama yöneticilerinin ve editörlerin her türlü dijital kampanya, hedef grup, çıkış kanalı ve son kullanıcı cihazı için kişiselleştirilmiş ve dinamik içerik yaratıp yayınlamaları daha kolay hale getiriliyor. İkinci konu da, geliştirici deneyiminin iyileştirilmesi oldu. Bu da, şirketlerin yeni çevrimiçi servislerini, işlevlerini veya başlı başına bir web sitesini her zamankinden hızlı bir biçimde müşterilerine sunabilmelerini sağlıyor. FirstSpirit Multi Perspective PreviewMulti-perspective preview: Her boyutta içerik Yeni çok perspektifli ön izleme, editörlerin FirstSpirit içerik sayfalarını kendi müşterilerinin gözlerinden incelemelerini sağlar. Tek bir tıkla, tam olarak hangi içeriklerin ne zaman hangi hedef gruba gösterildiğini ve sayfaların mobil ortamlarda karşılaşılan farklı görüntüleme boyutlarında nasıl göründüğünü görmeleri mümkündür. İçerik ve içeriğin sunumu doğrudan ön izleme modunda optimize edilebilir. Editörler aynı şekilde pazarlama kampanyalarını da cihazlara ve ziyaretçi profillerine göre özelleştirebilirler. Bu yaklaşım, responsive tasarım kullanılarak yapılan geliştirmeler için gereken zaman ve maliyeti ciddi şekilde düşürür ve responsive olarak tasarlanmış web sitelerinin bakımını kayda değer oranda kolaylaştırır. Web uygulamalarını sorunsuz bir şekilde kullanın: Tüm düzenleme görevleri için merkezi bir kullanıcı ara yüzü FirstSpirit ContentCreator, içerikle ilgili tüm faaliyetler için merkezi, web tabanlı bir kokpittir. Editörler web sitesini doğrudan bir tarayıcı kullanarak ön izleme sayfası üzerinden düzenleyebilirler; sanki herhangi bir web sitesinde dolaşıyormuşçasına basit ve hızlı bir şekilde çalışabilir. Geliştirilmiş Drag&Drop desteği: Editörlük çalışmalarını hızlandırır Content Creator’ın halihazırda kapsamlı olan Drag&Drop seçenekleri, editörlük çalışmalarının daha içgüdüsel olarak yapılmasını sağlayabilecek ve zamandan tasarruf sağlayacak şekilde geliştirilmiştir. Örneğin, Sürükle&Bırak kullanılarak linkler yaratılabiliyor. Ayrıca masaüstü, web uygulaması veya FirstSpirit medya yönetimi gibi farklı kaynaklardan resim,video ya da başka veriler doğrudan istenen hedef alana sürüklenebiliyor ve içerik güncellenebiliyor.

Yapı Kredi Nuvo’yu tanıttı

0
Kendi internet sitesi ve mobil kanalları üzerinden hizmetlerini sunacak olan Nuvo’ya şubeye gitmeye gerek kalmadan sadece internet ve mobil üzerinden başvuru yaparak anında üye olunabiliyor. Nuvo tanıtımında sahneye çıkan ve yeni nesil için online olmanın temel bir ihtiyaç olduğunu söyleyen Yapı Kredi Perakende Bankacılık Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Nazan Somer Özelgin,  “Hayatı çok hızlı yaşadıkları için gençlerin hızlarına ayak uydurmak son derece önemli. Yeni neslin dünyasında var olmak için onların beklenti ve ihtiyaçlarına uygun çözümler bulmak şart. Dijital kuşağın etkileyeceği ve değiştireceği en önemli alanların başında şüphesiz bankacılık sektörü geliyor. Yapı Kredi olarak bizler de bu değişime en hızlı adapte olan kurumlardan biriyiz. Türkiye’de gençlere yönelik ilk bankacılık hizmet ve ürünlerini sunan banka olarak bu alandaki öncü konumumuzu NUVO ile sürdürüyoruz. Onları anlayan, onların diliyle konuşan bir banka olmanın gururunu yaşıyoruz” dedi.
Yapı Kredi olarak değişime en hızlı adapte olan kurumlardan biriyiz.
Nuvo’nun Türkiye’deki en zengin yeni nesil bankacılık platformu olduğunu belirten Özelgin “Nuvo ile sektörümüze yeni bir soluk getirmekten dolayı mutluluk duyuyoruz. Nuvo’da müşterilerimizin hayatlarını kolaylaştırarak temel bankacılık ihtiyaçlarını şubeye gitmelerine gerek kalmaksızın bir bütün olarak karşılamayı hedefledik. Nuvo ile sektörde müşteriye sunulan farklı servis modellerini, kanal deneyimlerini ve ürün tekliflerini tek platformda topladık. Webden, cepten, tabletten yani istediğiniz kanaldan ulaşılabilen Nuvo’da para transferlerinden, birikimleri yönetmeye, kredi ihtiyaçlarından, avantajlı alışverişlere kadar tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabiliyorsunuz. Bu yeni platformumuz ile yıl sonuna kadar 300 bin adet, 5 yılda ise 1 milyon aktif Nuvo müşterisi hedefliyoruz.“

Güvenliğe bakış açınızı değiştirmelisiniz

0
İşletmelerin güvenlik politkalarını yönetmek için kullandıkları geleneksel yasaklama, izin verme, belirli aralıklar ile belirli kontroller yapmak gibi yaklaşımlar artık doğru yaklaşımlar olarak kabul edilmiyor. Neden? Zira akıl almaz hızlarda sayıları artan zararlı yazılımların ve saldırıların karşısında sürekli olarak bu teknikler ile koruma sağlamak mümkün olmaz hale gelmiş durumda. Küresel “Güvenlik Raporları” bahsettiğimiz durumu doğrular nitelikte; Gartner’ın yayınladığı bir güvenlik raporuna göre uç noktalardaki taşınabilir ve masa üstü bilgisayar gibi cihazlar sadece küçük bir yüzdeyi oluşturmalarına rağmen güvenlik açısından hâlâ en çok denetim altında tutulması gereken yüzdeyi oluşturuyorlar. Olaya bu çaıdan baktığımızda saldırganlar ile savunanlar arasında sürekli bir kovala-kaç oyunu olduğunu söyleyebiliriz. Maalesef yüzleşmemiz gereken gerçek ise bu oyunda kovalayanların sayısı baş edemeyeceğimiz kadar hızlı şekilde artıyor.
Kovalayanların sayısı baş edemeyeceğimiz kadar hızlı şekilde artıyor
Saldırı teknikleri her gün daha fazla gelişiyor, saldırıların artan frekansı günün sonunda gözden kaçan bir açığın kullanılma tehlikesini yükseltiyor, bu karmaşayı yönetmeye çalışan BT uzmanları ise maalesef kimi zaman hiç haberlerinin dahi olmayabileceği olaylar yaşayabiliyor. Peki, güvenlikde böylesine bir gelişme varken işletmelerin güvenlik stratejilerini nasıl şekillendirmesi gerekiyor? Öncelikle konvansiyonel imza tabanlı antivirüs sistemlerinden kurtulmak gerekiyor zira bunlar sadece yönetilmesi güç çözümler değil aynı zamanda ciddi anlamda sistem kaynaklarını tüketen uygulamalar olarak karşımıza çıkıyor. Kara liste uygulamaları ise çoktan güncelliğini kaybetmiş durumda. Bu tarz uygulamalara da son vermek gerekiyor. Doğru yaklaşım ise güvenli olduğu bilinen sularda gezinmek ancak bu durum dijital neslin özgürlükçü yaklaşımına ters bazı sonuçlar doğurabiliyor. Bu açmaz içinde uzmanların tavsiye ettiği çözüm ise risk yönetimi konusunda işletmelerin kendilerini zenginleştirmesi. Ancak bu tavsiye sadece BT yöneticileri veya çalışanlarının risk yönetimi yapmasını değil, bu bilincin tüm işletme çalışanları için bir kültür haline dönüştürülmesi gerektiği yönünde. Dünyanın en pahalı ve güçlü bir güvenlik yazılımına sahip olan bir işletmeyi yeterince iyi eğitilmemiş bir çalışan tehlikeye sokabilir. Benzer şekilde güvenlik için yüzbinlerce, milyonlarca dolar harcamamış ancak çalışanlarına gerekli risk eğitimini vermiş bir işletme için güvenlik gündem maddelerinde alt sıralarda yerini koruyabilir.

Dünya Telekomünikasyon Günü etkinlikleri gerçekleştirildi

0
Tüm Telekomünikasyon İş Adamları Derneği (TÜTED) tarafından İstanbul Grand Cevahir Hotel’de düzenlenen Dünya Bilgi Toplumu ve Telekomünikasyon Günü’nde “Sürdürülebilir Kalkınma için Geniş Band” başlığı altında bilişim, iletişim ve geniş band konuları masaya yatırıldı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Kurul Başkanı Dr. Tayfun Acarer’in katıldığı etkinlikte Soma’da yaşanan ve ülkemizi hüzne boğan maden faciası nedeniyle kutlama kısmı iptal edilerek yalnızca konuşma ve paneller gerçekleşti. Organizasyonun ev sahibi olan TÜTED Yönetim Kurulu Başkanı Adil Zafer Müftüoğlu, açılış konuşmasında bu yıl Dünya Bilgi Toplumu ve Telekomünikasyon Günü etkinliğinin acı bir sürece denk geldiğini ifade ederek “Yitirdiğimiz yüzlerce görev şehidine bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına ve tüm ülkemize başsağlığı ve sabır, yaralılarımıza da bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum” diye konuştu.
Adil Zafer Müftüoğlu
Adil Zafer Müftüoğlu
Geniş band mobilde yüzde 24,5 fiberde yüzde 85 arttı Ülkemizin bilgi teknolojileri ve iletişim sektörünün lider kuruluşlarının üst yöneticileri ve sektör sivil toplum kuruluşlarımızın başkanlarının geniş band hakkında vizyonlarını ve önerilerini paylaştıkları etkinlikte Adil Zafer Müftüoğlu ülkemiz bilgi teknolojileri ve iletişim sektöründeki bir birimlik büyümenin ülke ekonomisinde en az 1,8’lik bir büyümeyi tetiklediğini ifade etti. Sektörün bundan sonraki yolculuğunda, büyümesine etki edebilecek en önemli faktörlerin başında geniş band altyapısının yeterliliği, geniş band uygulamaları ve kullanımının geldiğini ifade eden Müftüoğlu, “2008 yılında 6 milyon olan internet genişband abone sayısı geçtiğimiz yılın sonunda 32,5 milyon aboneye ulaşmıştır. 2012-2013 sene sonları itibariyle mobil ve fiber kaynaklı geniş band kullanımı sırasıyla yüzde 24,5 ve yüzde 85 artış göstermiştir. Bu figürler önemli bir gelişimi ve başarıyı ifade etmektedir” dedi. Türkiye bilgi teknolojileri ve haberleşme pazarında genişband kullanımı özellikle son dönem içerisinde katlanarak artan bir gelişme gösterdiğini vurgulayan Müftüoğlu, “Diğer taraftan veri trafiği de her yıl katlanarak artmakta, yakınsamanın getirdiği binlerce, on binlerce, yüz binlerce inovatif uygulama, zetabyte’ların hatta yottabyte’ların teknolojinin gündemine girmesi bizlere geniş band alt yapıları ile ilgili politikaların sürekli olarak gözden geçirilip hızlı ve proaktif olunmasının gerekliliğini de ortaya koymaktadır” diye konuştu. Ayda 340 dakika cep telefonuyla konuşuyoruz BTK Kurul Başkanı Dr. Tayfun Acarer, etkinlikte sektörle ilgili bazı güncel veriler aktararak mobil penetrasyon oranının tek başına ele alınıp ülkenin gelişmişliği ile ilişkilendirerek bir sonuç çıkartmaya çalışmanın doğru olmadığını, konuşma sürelerinin de penetrasyonla ilişkilendirilmesi gerektiğini ifade etti. “2013 sonu itibariyle abone başına aylık 340 dakika konuşma süresiyle Türkiye Avrupa’da en çok konuşan ve en çok kısa mesaj yollayan ülke. Mobil penetrasyon düşük olduğu halde görüşme süresinin yüksek olması, Türkiye’de ciddi bir rekabet ve regülasyon olmasının sonucudur” dedi. Son 4 yılda web saldırılarının miktarı yüzde 2135 arttı Her gün internetin biraz daha hız kazandığını ifade eden Dr. Tayfun Acarer, ülkelerde bilişim sektörünün kaldıraç etkisi herkes tarafından kabul edildiğini ancak kişilerin kimliklerini gizleyerek yaptıkları kişisel itham ve hakaretlere ve siber saldırılara karşı da önlem alınması gerektiğini söyledi. “Son 4 yılda web saldırılarının miktarı yüzde 2135 arttı. Bugün data şebekelerindeki bot trafiği, insanların ürettiği gerçek trafiğin iki katı” diyerek internetin gelişmesi için bu konuların mutlaka objektif bir şekilde tartışılması gerektiğini söyledi. Her yıl Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) tarafından bağlı tüm ülkelerde belirlenen ortak tema çerçevesinde dünyanın dört bir yanında iletişim ve telekomünikasyon sektörlerinde gelecek vizyonunun masaya yatırıldığı etkinliğin Türkiye ayağında, sektörün tüm paydaşlarını temsilen üst düzey panelistlerin yer aldığı iki farklı panel düzenlendi.
Etkinlikte sektörün tüm paydaşlarını temsilen üst düzey panelistlerin yer aldığı iki farklı panel düzenlendi
“Geniş Band Uygulamaları Türkiye Vizyonu – Sektör Liderlerinden Bakış” başlıklı ilk panelin moderatörlüğünü BTK Kurul II. Başkanı Musa Şahin üstlendi. Panelde Turkcell Regülasyon ve Hukuktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tayfun Çataltepe, Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, Qualcomm Türkiye Ülke Müdürü Barış Ruacan, ülkemizin geniş band potansiyeli, uygulamalar ve regülasyon düzenlemelerini ele aldılar. Kalkınma için geniş bandın önemini vurgulayarak gelecekte teknolojinin hızına ayak uydurmak için geniş bandın bir ön koşul olduğunu vurguladılar. Moderatörlüğünü TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Cılız’ın üstlendiği “Sürdürülebilir Kalkınma için Geniş Band – STK’ların bakışı” başlıklı panelde sektör derneklerinin vizyon, potansiyel engeller ve regülasyon düzenlemelerine ilişkin talepleri dile getirildi. MOBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yılmaztürk, TBV Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı, TEDER Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Özeren, TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak ve YASAD Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Güneş konuşmacılar arasındaydı. Panelistler kurumlarının yürütmekte olduğu geniş band projeleri hakkında bilgi vererek sürdürülebilir kalkınma vizyonlarını paylaştılar.

Power 8 teknolojisi Türkiye ile buluştu

0
Tamamı açık sunucu platformuna dayanan ve veriyi yüksek bir hızla yönetmeyi sağlayan yeni Power Systems sunucular, yüzde 47 daha düşük maliyetle iki kat fazla verim elde edilmesini sağlıyor. Yeni sunucular, en yeni x86 sunuculara göre veri ambarı uygulamalarında, 50 kata kadar daha hızlı sorgulama ve raporlama performansı sağlıyor. IBM, büyük veri çağına özel olarak tasarlanmış yeni, yatay ölçeklenebilir Power Systems sunucuları olan POWER8 teknolojisini duyurdu. Bu sunucular IBM’in 2,4 milyar dolarlık yatırımının ve 3 yılı aşkın süredir devam eden geliştirme sürecinin bir eseri olmasıyla dikkat çekiyor. Açık sunucuları geliştirme sürecinde IBM’in yüzlerce inovasyon patentinden de yararlanıldı.Her tip ortam için uyumlu bir bilgi işlem platformu oluşturan IBM’in POWER mimarisi, son yılların en önemli işbirliklerinden biri olan OpenPOWER Foundation’ın inovasyon sürecinde de önemli bir aşamayı temsil ediyor. Toplantıda sohbet etme olanağı bulduğumuz IBM ABD, Power Çözümleri Yöneticisi Susan Gabrielsen, sorularımızı yanıtladı.

“Büyük Veri”de taşlar yerinden oynuyor

0
Teleperformance, müşteri analitiği şirketlerinden GN Research ile güçlerini birleştirdikten sonra Teleperformance Analytics ürününü geliştirdi. “Büyük veri”yi kullanarak müşterileri için yeni iş süreçleri ortaya koyan Teleperformance, Analytics’in sunduğu katma değerli çözümlerle çağrı merkezi sektöründe geniş çaplı bir “Büyük veri” uygulamasını da hayata geçirmiş oldu. Büyük Veriyle Gelen Müşteri Memnuniyeti Gelişmiş çağrı merkezi araştırma ve müşteri geçmişi analizini birleştiren Teleperformance Analytics, Teleperformance’ın müşteri deneyimi alanında yenilikçi ve bütünleşik bir hizmet sunmasına yardımcı oluyor. Çeşitli kanallardan elde edilen marka algısına ve müşteri davranışına dayalı veriler, Teleperformance Analytics ile birleştiriliyor ve belirli kriterler dâhilinde ayrıntılı analizlere tabi tutuluyor. “Müşteri memnuniyetini etkileyen faktörlerin ortaya konmasını sağlayan ’Büyük veri’ analizlerini proaktif aksiyonlara dönüştüren Teleperformance Analytics, bu sayede fırsatları ve sorunları önceden yakalıyor. Şirketler de müşteri şikâyetlerini ve hareketlerini öngörüp buna göre hazırlık yapıyorlar” diyen Teleperformance Group şirketi GN Research CEO’su Paolo Righetti, müşteri analitiği hizmetinin avantajlarıyla ilgili şunları söyledi: “Analizler sonucunda ortaya çıkan bu farkındalık, müşterileri daha yakından tanımamızı sağlarken, müşteri bağlılığı ve satışları artırıcı aksiyonları da öngörmemize yardımcı oluyor. Teleperformance çözümü, aynı zamanda akıllı iş senaryolarından kaynaklanan verimlilik artışı sayesinde kurumsal müşterilere maliyet tasarrufu sunarak artı değer de katmış oluyor.” Analytics Türkiye’de Teleperformance Analytics başlığı altında müşterilerinin ihtiyaçlarına göre tasarlanmış In Touch, On Target ve Smart Cast gibi üç temel çözüm sunan Teleperformance, bugüne kadar Brezilya’dan İngiltere’ye, ABD’den Filipinler’e kadar dünyanın farklı bölgelerinde Teleperformance Analytics ile birçok proje geliştirdi. Bu çözümden faydalanan çokuluslu bir enerji şirketi, kısa sürede tahmin doğruluğunu yüzde 26’ya çıkararak kurumsal verimliliği ve müşteri memnuniyetini artırdı; operasyonel maliyetlerini ise büyük ölçüde azalttı. Kamu hizmeti veren çokuluslu bir diğer şirket ise, müşteri hizmetlerine gelen şikâyetleri yüzde 25 oranında azaltmayı başardı. Ayrıca ayda 6-10 bin arası şikâyet alan bir enerji şirketi, yazılı şikayetlerin sayısını azaltmak için aldığı Teleperformance Analytics hizmeti sayesinde, şikayetleri yüzde 15 oranında düşürmeyi ve 700 bin avro civarında yatırım getirisi almayı başardı. Teleperformance Türkiye Genel Müdürü Engin Utkan ise tanıtım toplantısında şunları söyledi: “Kurumsal şirketlerin çağrı merkezi verilerini istatistiksel yöntemlerle analiz edip müşteri davranışlarını yakalamaya yönelik uygulamalara dönüştürmesi, Türkiye için olduğu kadar Avrupa için de oldukça yeni ve ayrıcalıklı bir uygulama. Günümüzde çağrı merkezlerindeki işlenmemiş verilerin iş zekâsı ile analiz edilmesi ve müşteri memnuniyetine yönelik akıllı kararların alınması, çağrı merkezi hizmeti sağlayan firmalar ve bu firmaların müşterileri için son derece ayırt edici bir özellik olarak sektörde fark yaratıyor. Teleperformance, bu hizmetiyle sadece akıllı teklifler önermekle kalmıyor, yetkin kadrosu ile bu teklifleri müşterilere en mükemmel şekilde sunup başarıyı yakalıyor” dedi.

Konum tabanlı mobil reklamlar alışverişi körükleyecek mi?

0
Akıllı telefonlarımız ya da tabletlerimiz aracılığıyla hemen hepimiz konum tabanlı bir uygulama kullanıyoruz ve pazar rakamlarına bakıldığında gözle görülür bir artış da hissediliyor. Bu artış da konum tabanlı reklamcılığı pazarlamacılar açısından daha da cazip hale getiriyor. Google tarafından konuyla ilgili yapılan son araştırmaya göre mobilden gelen aramaların oranı yüzde 50’ye ulaşmış durumda ki bu rakam 2011 yılında yüzde 40’lar seviyesinde seyrediyordu.
 “Alışveriş tarafında mobilden gelen aramaların oranı yüzde 50’ye ulaşırken bunların yüzde 39’u da eyleme dönüşüyor”
Location-Based-MarketingAynı araştırmaya göre aramalarını mobilden yapan kullanıcıların yüzde 39 gibi büyük bir oranı da bu sonuçlar üzerinden eyleme geçiyor yani alışveriş yapıyor. Bu rakamlar birlikte ele alındığında, arama eğilimleri tüm perakendeciler için büyük haber niteliği taşıyor. Dünyada Neler Oluyor? Tüm bu bilgiler ışığında dünyada da hızlı gelişmeler yaşanıyor. ABD merkezli iki şirket stratejik bir ortaklık açıkladı ve konum tabanlı mobil reklam kampanyalarının etkinliğini ölçen yeni bir mobil çözümü duyurdu. Bu yeni ürün, bir perakendecinin mobil reklam kampanyasını görüntüleyen ve görüntülemeyen insanların oranını ölçüyor. Ürün daha sonra bu rakamı perakendecinin mağaza ziyaret sayılarıyla karşılaştırmasını sağlayarak pazarlama stratejisini yönlendirmesine katkı sağlıyor. Evet, ilk etapta mobil teknolojiler insanların alışveriş dürtülerini yönlendirecek niteliğe kavuştu. Ancak özellikle konum tabanlı servislerin bu pastayı ve oranı artırabilmesi için güç kaybetmeden yenilikler ortaya çıkartması gerekiyor. Yoksa konum tabanlı servis dendiğinde uzunca bir süre daha aklımıza sadece Foursquare gelmeye devam edecek.

Yazılımcıların maaş durumu

0
Fiziksel bir yapısı olmadığı halde günümüzün en değerli varlıklarından birisini yazılımlar oluşturuyor. Kimi zaman tek bir kişinin çalışması ile ortaya çıkan uygulamalar olduğu gibi on binlerce yazılım uzmanının görev aldığı devasa projeler de gerçekleşebiliyor. Peki, bu projelerde görev alan profesyonel yazılımcıların gelir seviyesi ne durumda hiç merak ettiniz mi? Bu sorunun cevabı ülkemiz için dolukça değişken olabilir ancak rakamların ortalama olarak 3 bin TL ile 12 bin TL arasında değiştiğini bilmekteyiz. Bu da yaklaşık 1.500 dolar ila 6.000 dolar arasında bir miktara tekabül ediyor, yıllık olarak ele alındığında ise 18 bin dolar ila 72 bin dolarlık bir aralıktan söz edebiliriz. Ancak üst sınırın gerçekten yüksek bir rakam olduğunu vurgulamak gerekiyor. Yazılım endüstrisine yönelik içerik üreten ve araştırmalar yapan Dr. Dobbs tarafından gerçekleştirilen Amerika Birleşik Devletleri yazılımcı gelirleri araştırması ise bize çarpıcı rakamlar sunmakta. Bu verilere özetle bakacak olursak, ABD’deki yazılım geliştiriciler;
  • Yılda ortalama 100.000 doların üstünde gelir elde ediyorlar.
  • 26 ila 35 yaş arasındakilerin maaşı çalışanlar için 88 bin, yöneticiler için 105 bin dolar.
  • 35 yaşından büyük çalışanlar için 100 bin dolar olurken, yöneticiler için 125 bin dolar civarında seyrediyor.
  • Kadın çalışanların ortalama geliri maalesef yılda toplam 85 bin doları geçmiyor. Bu durumda erkeklere göre yüzde 15 daha az gelir elde ediyorlar.
  • Kadın yöneticiler yılda 122 bin dolar gelir elde ederken bu noktada erkeklerin gerisinde pek kalmadıklarını görüyoruz.
  • Maaş dışında sağlanan imkanlarda ise sırasıyla şunlar sağlanıyor; sağlık sigortası, eğitim imkanları, oy yetkisine sahip olmayan şirket hissesi.
  • Yazılımcılar için iş yerlerinde aradıkları en önemli kriterler ise şöyle sıralanıyor; maaş, esnek çalışma saatleri, iş sürekliliği, ek imkanlar ve tatil seçenekleri.
Gerçekten tüm bu verileri gördükten sonra Türkiye’de yazılımcılara sağlanan imkanlar ve gelir seviyesinin yükseltilmesi adına daha alınacak çok yolun olduğunu söyleyebiliriz. Elbette madalyonun diğer tarafında ise işletmeler çalıştırdıkları yazılımcılardan ABD’deki meslektaşları kadar performans ve üretkenlik bekleyeceklerdir.

Büyük veri karmaşasında kaybolmayın

0
Özellikle büyük kurumlar büyük veri stratejilerini uzun zaman önce oluşturmuş durumda. Ya bu stratejiler doğru değilse? İşte size mini bir rehber… Büyük veri, özellikle sosyal ağların hayatımıza hızla dâhil olmasıyla birlikte daha da büyük bir önem kazandı. Özellikle bankacılık-finans ve telekomünikasyon gibi alanlarda faaliyet gösterip çok fazla müşteri sayısına ulaşan orta ve büyük ölçekli şirketler için büyük veri olmazsa olmaz kavramlardan bir tanesi. Ancak ölçeği ne olursa olsun bazı şirketler büyük veri başlığına hazırlıksız yakalandı. Peki Neler Yapmalı? Büyük ölçekli şirketler bile bu kavramı teğet geçmişken KOBİ’lerin durumu ise her konuda olduğu gibi oldukça karamsar bir tablo resmediyor. Doğru danışmana ulaşamayan ya da bu alanda doğru bütçe yönetimi yapamayan KOBİ’ler maalesef yine konuyu uzaktan izlemekle yetiniyor.
“Sosyal medya yönetimi ve büyük veri, KOBİ’ler için çok ağır maliyetler getirmiyor.”
big dataKOBİ’ler için ipucu olacak birkaç noktayı paylaşalım hızla. Öncelikle sosyal medya yönetimi ve büyük veri başlıkları öyle çok ağır maliyetler getirmiyor. Tabii ki bu gerçeklik KOBİ ölçeği için geçerli. Sonuçta artan veri artan maliyet demek ve konumuz şimdilik bu değil. Bu alanda dedikodu pazarlaması çok önemli. Uyanık olun, etrafınızı gözleyin ve bu konudaki başarı hikâyelerini kaçırmamaya çalışın. Zira artık bizim yerimize makinelerin konuşmaya başladığı iş dünyasında, beklenen her saniye kaybedilen para anlamına geliyor. Özellikle büyük veri tarafında çokuluslu bir şirketin ürünün kullanacaksanız Sherlock Holmes duyarlılığında detaylı bir araştırma başlatın deriz. Her Şey Tamam Peki Nasıl Faydaya Dönecek Bunlar? Veri önemli, anlamlandırılmış ve bilgiye dönüşmüş veri daha da önemli. Buraya kadar sorunsuz geldiyseniz aslında mutlu sona çok yakınsınız demektir. Bundan sonra iş, çalıştınız danışmanın yeteneklerine ve sizin müşteri grubunuzun çabalarınıza nasıl yanıt vereceğine kalıyor. Şimdiden bol şans…

Gerilim altındaki BT Uzmanları çözüm arıyor

0
Bilgi Teknolojileri alanında yönetici ve uzman olarak çalışan kişiler her daim gerilim altında olmuşlardır bu işin doğasında zamanla sektör çalışanlarının kabullendiği bir durumdur. Ancak özellikle son bir kaç yıldır yapılan araştırmalar bu gerilimin giderek arttığını ve artık BT çalışanlarının alternatif arayışlara başladığını gösteriyor. GFI Software tarafından gerçekleştirilen üçüncü IT Admin Stress Survey (BT Yöneticileri Gerilim Anketi) verilerine göre Amerika Birleşik Devletleri’nde çalışan 200 BT yöneticisinin yüzde 77’si işini oldukça gerilimli buluyor. Bu rakam geçen yıla göre yüzde 12 yükselmiş durumda. ankete katılanların yüzde 79’u bu gerilim nedeniyle işinden ayrılmayı düşünürken bu rakam bir önceki yıl sadece yüzde 57 oranındaydı. BT Çalışanları Yanlızlığa ve Sağlıksız Bir Yaşama İtiliyor İş yerinde yaşadıkları gerilim BT uzmanlarının kişisel yaşantılarını ve sağlıklarını da etkiliyor. Ankete katılanların yüzde 38’i iş nedeniyle sosyal hayatlarında eksiklik duyduklarını ve yüzde 35’i aynı eksikliği ailelerine zaman ayıramadıkları için yaşadıklarını belirtiyor. Katılımcıların üçte biri gerilim nedeniyle uyumakta güçlük çektiklerini belirtirken yüzde 25’i ise bu sebeplerden dolayı sağlık sorunları yaşamaya başladıklarını söylüyor. Genel olarak katılımcıların yüzde 30’u ise sosyal çevrelerinde ve ailelerinde en gerilimli kişi olduklarını düşündüklerinin altını çiziyor. deliren-it-manager Gerilimin Kaynağı Yöneticiler Anketin ortaya çıkarttığı belki de en önemli bulgulardan bir tanesi katılımcıların yüzde 28,9’unun hemfikir olduğu yönetim sorunları. BT uzmanlarına göre yaşadıkları gerilimin kaynağı yeterince iyi sürdürülemeyen yönetim stratejileri ve aynı zamanda yüzde 23,7’sine göre yeterli büyüklükte bir ekibe sahip olamadıkları için üzerlerinde oluşan iş yükü. GFI Kurumsal Alt Yapı Genel Müdürü Segio Galindo‘ya göre pek çok teknoloji odaklı işletme hızla yeni personeli işe alırken bunlara yeterli desteği sağlayacak BT çalışanlarını aynı hız ile işe almakta geç kalıyorlar. “BT yöneticileri her geçen gün daha fazla işi daha az kaynakla yapmak zorunda kalıyor” diyor Galindo.

Bu Durum

BT Çalışanları İçin Ne Anlama Geliyor? İşin doğrusu bu soruya en iyi cevap verebilecek olan yine bu gerilimin içinde yaşayan BT çalışanları. Bu tespitin onlar için ne anlama gedliğinden ziyade çıkış yolu için bazı tavsiyelerde bulunmak daha doğru olacaktır. Gerilim altındaki BT yöneticilerine kısa tavsiyeler;
  • AntiVirus, ActiveDirectory, Mail Sunucusu gibi bulut ortamına taşınarak servis olarak alınabilecek tüm hizmetleri dışarıdan temin etmek.
  • Dosya sunucusu yerine DropBox veya Microsoft Office One Drive gibi teknolojiler kullanmak.
  • Altyapı, donanım ve yazılım projelerinde referanslı iş ortakları ile çalışmak.
  • Üst yönetimi daha fazla personel almaya ikna etmek.
İşletmeler İçin Ne Anlama Geliyor? İşletmelerin BT servislerinin ve ihtiyaçlarının tüm yükünü kısıtlı BT çalışanlarının omuzuna yüklemesi sadece çalışanlar üzerindeki gerili arttırmıyor, bu gerilim altındaki hizmetlerin aksaması, güvenlik tehditlerinin oluşması veya gerilime dayanamayan BT çalışanlarının şirketlerinin BT altyapısına veya önemli verilerine zarar vermesi tehlikesi ortaya çıkıyor. İşletmelerin BT operasyonlarının yönetimini uzmanlara teslim ederken bu uzmanların kariyer yönetimi ve sağlıklı şekilde işlerine devam edebilmesi için ekstra bütçe ayırmaktan kaçınmaması gerekiyor.

E-kitapların önlenemez yükselişi

1
Yenilikçi teknolojilerin büyük çoğunluğunun ana vatanı olan Kuzey Amerika‘yı yeni trendlerin bir göstergesi olarak değerlendirebiliriz. Son üç yıldır tabletlerin önlenemez yükselişi ile birlikte yayınların dijital ortama aktarılması elektronik dergi ve kitapların da hayatımıza girmesini sağladı. Ülkemizdeki pek çok derginin artık bir tablet versiyonu bulunurken SDN Teknosa Magazin gibi yayınların sadece mobil cihazlara özgün olarak yayınlanması bunun bir göstergesi. Pew Research Center Amerika Birleşik Devletlerinde yaptığı bir araştırma ile tabletlerin kitap okuma alışkanlıklarını ne yönde etkilediğini araştırmış. Araştırmanın ilginç sonuçları bulunuyor. Kısaca göz atacak olursak; Yetişkin ABD vatandaşlarının;
  • yüzde 42‘si bir tablet sahibi.
  • yüzde 50‘si bir e-kitap okuyucu sahibi.
  • yüzde 28‘i elektronik kitap okuyor
  • yüzde 69‘u basılı kitap okuyor
  • yüzde 4‘ü ise sadece elektronik ortamlarda kitap okuyor.
Yıllara göre baktığımızda ise 2011 yılında yüzde 17 olan dijital kitap okuma oranının aradan geçen üç yılda yüzde 65 oranında arttığını görüyoruz. Bunun arkasındaki önemli güçlerden birisi ABD’nin büyük kitap satıcıları Amazon ve Barnes & Noble‘ın Kindle ve Nook gibi e-kitap okuma cihazlarını çok cazip kampanyalar ile satıyor olması. Ayrıca neredeyse ABD’de baskıya giren kitapların yüzde 90’ının bir dijital versiyonu da kitap ile birlikte erişilebilir oluyor.
Türkiye’de kitap okuma oranı sadece yüzde 5
Açıkçası bu rakamlar Türkiye açısından kitap okuma oranları ele alındığında kıskanılması gereken değerler olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’de kitap okuma oranı sadece yüzde 5 oranında. Ülkemizde idefix gibi bir kaç elektronik ticaret sitesi dijital kitap satışı yapsalar bile, nüfus ile oranlandığında, henüz rakamlar değerlendirmeye alınabilecek ölçüde bile değil. kids-reading-tablet Peki, Kuzey Amerika’da artan kitap okuma oranlarının Türkiye açısından anlamı nedir? Bu sorunun cevabı yeni yetişen nesilde saklı. Dijital dünyanın içine doğan yeni nesil bu cihazlar ile büyümekte. Nüfusun büyük kısmının basılı bir kitabı eline alıp okumamasına rağmen dijital bir cihazı (tablet veya akıllı telefon) elinden düşürmüyor olması aslında Türkiye’de belli yüzdelere sıkışıp kalan yayıncılar için önemli bir fırsatı bünyesinde taşıyor. Yayıncılar için Üç Önemli Nokta Yayıncıların aşağıdaki üç önemli noktayı gözden kaçırmayarak mutlaka değerlendirmesi gerekiyor.
  • Basılı kopyalarından çok daha ucuz dijital kitap kopyalarını satışa sunmaları
  • Dijital kitapların içerisinde mutlaka çekici interaktif öğelere yer vermeleri
  • Mümkün olduğu sürece dijital kitapların film, ürün vb. promosyon ürünler ile ilişkilendirilmesi
Günün sonunda Türkiye’deki mobil cihazlara olan ilgi bu güne kadar çok geri kaldığımız okuma alışkanlıklarımız için doğru stratejiler kullanıldığı takdirde verimli ve bakir bir fırsatlar vadisini girişimcilere, işletmelere ve en önemlisi yayıncılara sunmakta.

HP’de yapılanma bitmez

0
Hem küreselde hem de Türkiye’de sürekli yeniden yapılanan HP’de değişim devam ediyor. Yılbaşıyla birlikte kurum içinde daha üst bir göreve getirilen Türkiye Ülke Müdürü Serdar Urçar’dan boşalan koltuğa Bimsa Eski Genel Müdürü Güngör Kaymak atandı. Bimsa genel müdürlüğü görevine ise Avea Kurumsal Satış Direktörü Tunç Taşman getirildi. HP’ye Kadın Eli Değdi Küreselde sürekli CEO değişimi yaşayan ve şimdiki CEO Meg Whitman’a kadar bu sıkıntıları devam eden HP’ye kadın eli değmiş olacak ki şirket hem ekonomik hem de insan kaynağı anlamında stabil bir hale kavuştu. Meg Whitman’ı başarılı bulanlar olduğu gibi bazı satın almalar yüzünden başarısız olarak görenler de var. Ancak şirketin ekonomik değerleri Meg Whitman’ı haklı çıkarırcasına artış eğiliminde ve şirket teknoloji olarak da rakiplerini zorlamaya devam ediyor.
 “Türkiye ise HP için ayrı bir dünya adeta.”
Serdar_UrcarBugüne kadar gelen giden genel müdürlerin emekleri yadsınamaz. Ancak tek genel müdürden yazıcı, kurumsal ve bireysel bölüm yöneticilerinin ülke müdürü olarak atanma süreci şirket tarafında çok seslilik doğurdu. Bunu başarısızlık olarak göremeyiz tabii ki. Fakat şirketin bu anlamda birkaç farklı iletişim ajansıyla çalışması gibi karmaşalar, iletişim tarafındaki iş ortaklarının en büyük sorunu oldu. Serdar Urçar’ın yeni görevi yine İstanbul merkezli ancak unvanı biraz uzun. Urçar, bundan böyle HP’nin Akdeniz, Ortadoğu ve Afrika bölgelerindeki doğrudan olmayan satışlarından sorumlu olacak. Güngör Kaymak da bu sektörün en önemli ve tanınan isimlerinden. Kanımca bu yeni görevinin de hakkını verecek. Ancak HP yapılanmaya ne zamana kadar devam edecek o da kocaman bir soru işareti. Tabii şirket bu yapılanmaları değişim ve yenilenmenin bir parçası olarak görüp küresel bir iş stratejisi olarak belirlemediyse.

Office 365 depolama alanı artık 1 TB!

0

Microsoft, SharePoint Online ve Office 365 ProPlus hizmetlerini barındıran kurumsal Office 365 abonelik paketlerinde abone başına ücretsiz dosya depolama alanın kapasitesini 25 gigabyte’den 1 terabyte seviyesine çıkarıldığını duyurdu.

Kapasite artışından tüm Office 365 E planları (E1, E3, E4), Office 365 Midsize Business (Orta Ölçekli İşletme), tüm SharePoint Online planları (SharePoint Online Plan 1 ve Plan 2), Office 365 Small Business (Küçük İşletme) ve Office 365 Small Business Premium (Küçük İşletme Ekstra) paketi sahipleri faydalanabilecek.

Microsoft, ilgili paketlerde abone başına depolama kapasitesini yükseltmenin yanı sıra OneDrive for Business with Office Online adında, tek başına satın alınabilen yeni bir paketi de tüketicilerin beğenisine sundu.

Türkiye’de bugüne kadar 5 milyondan fazla kullanıcıya ulaşan Office 365, Migros’tan Ataşehir Belediyesi’ne, Koska’dan Honda Türkiye’ye kadar pek çok kurum tarafından kullanılıyor.

OneDrive for Business’ın dahil olduğu Office 365’i hemen denemek için http://www.office.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Microsoft Dynamics AX 2012 R3 yayınlandı

0

Kurumların tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurguladığı çevik operasyonları desteklemek, tüketicilere tercih ettikleri şekilde yaklaşmak ve büyümeyi desteklemek üzere kurgulanan Microsoft Dynamics AX 2012 R3, yeni ve dikkat çekici özellikler barındırıyor. Bunlar arasında yer alan depo ve lojistik yönetimi, sevkiyat zincirinde gerçek zamanlı ve uçtan uca öngörüler sunabiliyor. Yaşam döngüsü servisleri (Lifecycle Services), süreçleri standart hale getirerek ve basitleştirerek Microsoft Dynamics AX uygulamalarının öngörülebilirliğini güçlendiriyor. Böylece hizmet ve destek anlamında sunulan inovatif ve bütünleşik deneyim daha da zenginleştiriliyor.

ERP Artık Mobil Cihazlara Daha Yakın

Ozan_OncelMicrosoft Türkiye Kurumsal İş Çözümleri Direktörü Ozan Öncel, Microsoft Dynamics AX 2012 R3’ün getirdiği yeniliklere dair şunları söyledi:

“Teknoloji birbirimize ve müşterilerimize olan yaklaşımlarımızı, iletişim biçimlerimizi ve etkileşimimizi değiştiriyor. Yeni Microsoft Dynamics AX 2012 R3 sürümüyle kurumlara yeni mobil senaryoları hayata geçirme, bulutun sunduğu olanakları stratejik avantaja dönüştürme, müşterilerle daha iyi etkileşim kurma ve mobil çalışanlar için çok daha verimli bir ortam kurgulama fırsatı sunuyoruz.”

Microsoft Dynamics AX 2012 R3 sürümü yeni uçtan uca uygulama ve servisleri hayata geçirmek için sunduğu framework desteği sayesinde, kurumların mobil cihazlarda farklı kullanım senaryolarına yönelik çağdaş ve güvenli uygulamalar geliştirmesini ve dağıtabilmesini sağlıyor. Güncelleme kapsamında uygulamaların zenginleşmesiyle birlikte bir uygulama mağazası da gündeme gelecek.

Gelişen Pazarların Değişen İhtiyaçlarına Uyum İçin Tasarlandı

Microsoft Dynamics AX 2012 R3, gelişen pazarların ve yeni müşteri gruplarının farklı ihtiyaçlarına çok daha hızlı cevap verebilmek üzere Microsoft Azure üzerinde altyapı olarak servis (IaaS) modeliyle kurulabiliyor. Bu aynı zamanda verinin erişilebilirliğini de artırıyor ve herhangi bir felaket anında bulutta güven içinde tutulan bilgilere her an, her yerden erişim olanağı sunuyor.

Farklı kurumlar ve ihtiyaçlar için önceden kurgulanmış Windows Azure ön tanımlı kurulum seçenekleri, Microsoft Dynamics AX 2012 R3’ün kurulum öncesi deneme, geliştirme, test ve üretime geçiş süreçlerini son derece kolay hale getiriyor.

Microsoft Azure desteğini arkasına alan bu sürüm, Microsoft Dynamics Yaşam Döngüsü Servisleri (Microsoft Dynamics Lifecycle Services) ile kurumların sürekli değişen piyasa koşullarına hızla uyum sağlamalarına yardımcı oluyor. Bu hizmeti öncelikli olarak kullanmaya başlayan kurumsal iş uygulamalarının tanımlanması, geliştirilmesi ve işletilmesi konusunda önemli avantajlar elde ediyorlar. Örneğin önemli bir olay için destek ihtiyacı olan kullanıcıların yüzde 65’ten fazlası, bu hizmetler sayesinde sorunu kendi başlarına tespit etme ve çözme yeteneğine kavuştular.

2 Yıl Dolmadan Kendini Amorti Ediyor

Dynamics AX’in kurumlara sunduğu değeri ortaya koymak adına, Microsoft ve Forrester Consulting toplam ekonomik etkiye yönelik (Total Economic Impact – TEI) bir araştırma hazırladı. Anket ve bire bir görüşme şeklinde gerçekleştirilen bu araştırmanın sonucunda Forrester, Microsoft Dynamics AX 2012 kullanan kurumlarda 3 yıl içinde yatırım geri dönüş oranının yüzde 92’ye ulaştığını ve uygulamanın 21 ayda kendini amorti ettiğini ortaya koydu.

Microsoft Dynamics AX 2012 R3, sunduğu yeni özelliklerle endüstri için ve ERP’nin geleceğine ışık tutan önemli bir sıçramayı temsil ediyor. Microsoft Dynamics AX 2012 R3 hakkında daha detaylı bilgi için http://www.microsoft.com/en-us/dynamics/erp.aspx adresini ziyaret edebilirsiniz.