Space Bins daha çok çantaya yer açıyor
Diebold’un Türkiye Ülke Müdürlüğüne Gökhan Başdemir atandı
Self-servis finansal hizmetlerle bilgi sistemleri alanında 25 yıllık bir deneyime sahip olan Gökhan Başdemir, 13 yıl süreyle KoçSistem Bankacılık ve Saha Hizmetleri Müdürü olarak görev yaptı. Meteksan Sistem şirketinde genel müdür yardımcısı olarak da çalışan Başdemir, servis hizmetlerinin satışı konusunda deneyim kazandı. Gökhan Başdemir, 2009 yılında Altus Bilişim’i kurdu ve şirket 2012 yılında Diebold tarafından satın alındı.
Altus Bilişim, finans, telekom ve kamu sektörünün önde gelen kuruluşlarına yazılım hizmeti sağlıyor. Gökhan Başdemir, Diebold’un Altus Bilişim’i satın almasından bu yana Diebold Türkiye Servis Müdürü olarak çalışıyordu. Altus Bilişim, geçen son 2 yıllık süreçte ülke genelindeki altyapı yatırımlarını başarıyla tamamlarken, servis standartlarını ve yetkinliklerini daha da geliştirdi.
Fujitsu rekor kırdı
Cevherden başarıya giden en kısa yol
[ted id=66]
Sugata Mitra: “Çocukların yönettiği eğitim”[ted id=949]
ve son olarak doğrudan çocuklar ile alakalı olmasa da ilham vermesi için Bunker Roy: “Yalınayaklar hareketinden öğrenmek”[ted id=1248]
Artık eğitime bakış açınız değişmiş olmalı. Kabul etmeliyiz ki gençlerimizi öğrenmelerini gerekli gördüğümüz bilgiler ile değil, sadece öğrenmek istedikleri ve yetenekli oldukları alanlardaki bilgiler ile donatmamız gerekiyor. Üstelik bunu yaparken belki kavramların ve metodolojilerin tanımlarını ve yöntemlerini değil ancak uygulamaları ile onlara girişimciliği de öğretmemiz gerekiyor. Eğer 4-5 yaşlarından itibaren çocuklarımızı bu mantık ile yetiştirebilirsek 12-13 yaşlarına geldiklerinde ihtiyaç duyacakları tüm donanıma sahip olabilirler. Burada kastettiğim donanım bir mühendis veya işletmeci olmaları değil, ama bir mühendis veya işletmeci olmak için kendi yollarını çizebilecek araçlara hakim hale gelmeleri. Böylece dünyayı değiştirme fikri ve ilhamı ile yetiştirdiğimiz bu genç kuşaklar 20’li yaşlarına gelene kadar diledikleri kadar çok deneme ve yanılma ile girişim yolunun arayışı içinde yürüyebilirler. Eğer bu yaklaşımı teknoloji ile destekler ve doğru şekilde modelleyip hayata geçirebilirsek artık geriye “Küresel ölçekte başarılı olabilecek miyiz? Biz de bir Facebook, Google benzeri şirketler çıkartabilecek miyiz?” diye sormak yerine tek bir soru kalacak; “Bu ne zaman olacak?” Bu zamanı belirleyen parametre ise elimizdeki cevherin miktarı olacak.4G 2019’da ana eğilim olacak
GlassHouse Türkiye ekibi inovasyon çalışmalarında
Mobil uygulama sahibi olmak isteyenlerin geliştiricilere sorması gerekenler
Sosyal medya profiliniz ruhunuzun aynası mı?
Bakır hatlarda 10 Gbps ile hız rekoru kırıldı
Samsung’un başı dertte!
Amerikan Sivil Toplum Kuruluşu (STK) China Labor Watch’un iddiasına göre Samsung’un iş ortağı üretici bir firma uzun saatler boyunca çalıştırdığı çocuk işçilere gereken ödemeleri yapmadı. Ucuz iş gücü kullandıkları gerekçesiyle zaman zaman eleştirilen teknoloji şirketlerinin son halkasına Samsung eklendi. İddialar ciddi. Çin’in, Dongguan şehrinde Samsung adına üretim yapan Shinyang Electronics, hem yasaların izin verdiği yaş sınırının altında işçi çalıştırıyor, hem de bu işçilerin hak ediş bedellerini tam ödemiyor.
Çocuk işçiler günde 11 saat çalıştırılıyor
İşçi sendikasının raporu, Uzak Doğu’daki çarpık çalışma şartlarını da göz önüne seriyor. Buna göre çocuk işçiler günde 11 saat çalıştırılıyor ve normal mesai süresine ek çalıştıkları sürelere herhangi
bir ek ücret verilmiyor. Dahası, ağır şartlarda çalıştırılan bu çocuklar, Samsung’dan gelen taleplerin düşmesi halinde herhangi bir tazminat ödenmeksizin işten çıkartılıyor.
Sendikanın yönelttiği suçlamalar, Samsung’un kısa bir süre önce yayımladığı raporda ifade edilenlerle zıtlık arz ediyor. Samsung’un, raporunda, geçtiğimiz yıl bağımsız bir denetleme kuruluşu tarafından 100 alt yüklenici firmada yapılan incelemeler sonucunda herhangi bir çocuk işçinin tespit edilmediği ifade edilmişti. Ancak sendika, 2012 yılında hazırlanan raporunda Samsung’un iş ortaklarının çocuk işçi çalıştırmalarına göz yumduğu iddiasını dile getirmişti. Samsung, sendikanın geçmişte insanlık dışı olarak nitelendirdiği çalışma şartlarını iyileştireceğine dair söz vermişti.
İşe alımlarda çok daha katı kurallar uygulamaya başladığını kamuoyuna duyuran Samsung, talep ettiği iyileştirmeleri yerine getirmeyen şirketlerle işbirliğini durduracağını açıklamıştı. Ancak, son durumu değerlendiren China Labor Watch yöneticisi Li Qiang’un, Samsung’un ‘Sosyal Sorumluluk’ raporunun reklamdan başka bir amaç taşımadığı yönündeki değerlendirmesi durumun sanılandan da ciddi olabileceğini düşündürüyor. (1) Samsung’un, Çin’de yüzlerce iş ortağının olduğunu dile getiren gözlemciler, şirketin hazırlattığı araştırma raporunda farklı bir uygulamanın yapılmış olabileceğini ve bulguların bundan dolayı gerçeklerden uzak ortaya çıkmış olabileceği ihtimalini değerlendiriyor. Samsung, geçtiğimiz yıl da bir başka kıtada, Brezilya’da mevcut çalışma yasalarını ihlal ettiği gerekçesiyle ülkenin Çalışma Bakanlığı tarafından dava edilmişti.
(1) http://www.chinalaborwatch.org/news/new-488.html
TechInside Podcast – Bölüm 2
- Mobil’de dev işbirliği: Intel, Samsung, Broadcom, Atmel gibi şirketlerin oluşturduğu konsorsiyum
- Qualcomm’un Wilocity firmasını satın alması
- Deloitte tarafından yayınlanan Nesnelerin İnterneti Raporu
- Yeni bir sosyal ağ: AskWitty.com
- Çevrimiçi video reklam pazarında büyüme oranları
- Google’ın kurucuları Larry Page ve Sergey Brin’in çalışma saatleri hakkındaki düşünceleri
- Türkiyede internet sitelerinin basın kanunu kapsamına alınması
- EMC’nin bulut depolamada yönü
LG’den yuvarlanabilir televizyon!
Hastaneler çalışan beklentilerini BT ile yönetiyor
Sosyal Medya yönetimi (mi?)
Mobil hayatın önlenemez yükselişi
- 36 milyon aktif Facebook hesabı var.
- Günde ortalama 4,9 saatimizi kişisel bilgisayarlar üzerinden, 1,9 saatimizi mobil cihazlar aracılığıyla internette harcıyoruz.
- Günde ortalama 2 saat 32 dakikamızı sosyal medyada geçiriyoruz.
- Türkiye’de en çok kullanılan sosyal medya platformu olan Facebook’u (yüzde 93), sırayla Twitter (yüzde 72), Google+ (yüzde 70) ve LinkedIn (yüzde 33) takip ediyor.

Penta Teknoloji ve TP-LINK’ten iş ortaklığı
Microsoft kaş yapmaya çalışırken göz çıkardı
İyiyi kötüyü ayırmak zorlaştı

Apple’dan çevreci radikal adımlar

Kaspersky Lab uyarıyor
Bulut tabanlı dosya depolama hizmetlerinin internet kullanıcıları arasında uzun zamandır popüler olmasına rağmen, bu tür hizmetlerin tartışılmaz kolaylığı bir dereceye kadar içerdikleri risklerin sayısı ile dengeleniyor. Örneğin, birçok kullanıcı uzman tavsiyelerine kulak vererek pasaport ve diğer belgelerini depolamak üzere buluta gönderiyorlar; ancak bazen hizmetin güvenlik açıkları kişisel verilerin güvenliğini tehlikeye atabiliyor
Örneğin, makinelerini, torrent‘ten indirdiklerini vb. uzaktan kontrol etmek ve izlemek üzere bu tarz hizmetleri etkin bir şekilde kullanmak isteyen bilgisayar sahipleri için talimatlara ulaşmak kolay. Bu tavsiyelere uyan kullanıcılar, yanlışlıkla, siber suçlular tarafından özellikle hedefli saldırılar durumunda kolaylıkla istismar edilebilecek farklı güvenlik açıkları oluştururlar. Kaspersky Lab uzmanları, kurumsal ağlara bulut hizmetleri nedeniyle virüs bulaşma riskine karşı kurumları uyarıyor.
Olası bir senaryo, siber suçluların bir çalışanın dizüstü bilgisayarında kurulu olan Dropbox istemcisi üzerinden dizüstü bilgisayarın kontrolünü ele geçirmesi. Bu durum, çalışanın ofis dışında olduğu durumlarda gerçekleşebiliyor. Virüs bulaşmış belgeler bulut klasörlerinde yer alıyorsa, Dropbox bunları aynı hizmeti çalıştıran kurumsal ağa bağlı tüm cihazlara otomatik olarak kopyalıyor. Dropbox bu açıdan tek değil. Onedrive (diğer adıyla SkyDrive), Google Drive, Yandex Disk, vb. dahil olmak üzere tüm popüler bulut depolama uygulamalarının otomatik senkronizasyon özelliği var.
Onay veren Kaspersky Lab kullanıcılarının verileri analiz edildikten sonra, uzmanlar, ev bilgisayarlarındaki bulut klasörlerinde bulunan kötü amaçlı yazılımların yaklaşık %30’unun senkronizasyon mekanizmaları yoluyla yerleştirildiğini belirledi.
Kurumsal kullanıcılar için bu rakam yüzde 50’ye ulaşıyor. Kurumsal kullanıcılar genellikle bulut klasörlerindeki Microsoft Office dosyalarına virüs bulaştırırken, bunların ev kullanıcılarının bilgisayarlarında genellikle kötü niyetli Android uygulamaları ile aynı anda bulunduğuna dikkat edilmesi gerekiyor.
Kaspersky Lab, sunduğu kurumsal çözümde mevcut olan ve sistem yöneticisi tarafından çalışmasına açıkça izin verilmeyen herhangi bir yazılımı engelleyebilen yenilikçi Uygulama Kontrolü teknolojisinin avantajlarından yararlanmayı öneriyor. Uygulama Kontrolü, kurumsal ağları Dropbox aracılığıyla gelen hedefli saldırılara karşı, kullanıcıların normal çalışmalarına engel olmadan koruyacak.