Uber, ABD dışındaki ilk robotaksi hizmetini Abu Dabi’de başlatıyor!

0

Uber, otonom araç teknolojisini küresel pazarlara taşımak için önemli bir adım atarak ABD dışındaki ilk robotaksi hizmetini Abu Dabi’de hayata geçirdi. Çin merkezli otonom araç girişimi WeRide ile ortaklık kurarak bu projeyi başlatan şirket, kullanıcıların UberX ve Uber Comfort tarifeleriyle otonom araç çağırabileceğini duyurdu. Bu yeni hizmet, özellikle Saadiyat Adası, Yas Adası ve Zayed Uluslararası Havalimanı gibi Abu Dabi’nin popüler turistik noktalarında seyahat etmek isteyen yolculara sunuluyor. Şirket, bu hizmetin kapsamını önümüzdeki aylarda genişletmeyi planlıyor.

Uber, ABD dışındaki ilk robotaksi hizmetini Abu Dabi’de başlattı

Uber’in bu hamlesi, otonom sürüş teknolojisi geliştirme maliyetlerinden kaçınırken, ulaşım platformuna yenilikçi bir boyut kazandırmayı hedefliyor. Şirket, bu strateji doğrultusunda Waymo, Cruise ve WeRide gibi sektörde önde gelen oyuncularla iş birlikleri yaparak filosundaki robotaksi sayısını artırma yolunda ilerliyor.

Uber, ABD dışındaki ilk robotaksi hizmetini Abu Dabi’de başlattı.

WeRide’ın Abu Dabi operasyonlarında yerel taşımacılık şirketi Tawasul Transport, filo yönetimi hizmetleri sağlayarak projeye katkıda bulunuyor. Uber’in Abu Dabi birimi, robotaksi hizmetinin yerel hükümetin Entegre Taşımacılık Merkezi tarafından da desteklendiğini belirtti. Ancak, filo büyüklüğü ve gelecekteki genişleme planlarıyla ilgili detaylar henüz paylaşılmadı.

Bu gelişme, ulaşım sektöründeki rekabetin giderek yoğunlaştığı bir dönemde gerçekleşti. Waymo’nun 2026’da kendi uygulamasını piyasaya süreceğini açıklamasının ardından Uber ve Lyft’in hisseleri sırasıyla %9.6 ve %10 oranında değer kaybetti. Yatırımcılar, otonom teknolojilerin yaygınlaşmasıyla araç çağırma platformlarının karşı karşıya kalacağı zorluklar konusunda endişelerini dile getiriyor. Uber, bu zorluklara rağmen, otonom araç hizmetini küresel ölçekte genişleterek yenilikçi bir pozisyon almayı amaçlıyor. Abu Dabi’de başlatılan bu girişim, şirketin gelecekteki otonom taşımacılık stratejisinde önemli bir mihenk taşı olarak görülüyor.

Tüm ABD kullanıcıları için TikTok yasağı gelebilir!

0

TikTok’un ABD genelinde yasaklanma ihtimali, sosyal medya ve uluslararası ilişkilerde önemli bir gündem maddesi haline geldi. Federal temyiz mahkemesi, Çin merkezli ByteDance’in, TikTok’un ABD operasyonlarını 19 Ocak 2025’e kadar elden çıkarmasını veya uygulamanın tamamen yasaklanması riskiyle karşı karşıya kalmasını gerektiren yasayı onayladı. Bu karar, ABD Adalet Bakanlığı ve TikTok karşıtları tarafından ulusal güvenlik adına bir zafer olarak görülürken, Çin ile ABD arasındaki gerilimi daha da artıracak bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Tüm ABD kullanıcıları için TikTok yasağı mı gelecek?

Mahkeme, ByteDance’in Çin hükümetiyle olan bağlantıları nedeniyle, TikTok’un kullanıcı verilerini riske attığını ve kamuoyunu manipüle edebileceğini savundu. Adalet Bakanı Merrick Garland, bu adımı, Çin hükümetinin TikTok’u bir “silah” olarak kullanmasının önüne geçmek için atılmış önemli bir hamle olarak nitelendirdi. Ancak, TikTok karara itiraz ederek dosyayı Yüksek Mahkeme’ye taşımayı planlıyor. Şirket, belirtilen süre içinde operasyonlarını satmaması veya devretmemesi durumunda yasaklanma riskiyle karşı karşıya kalacak.

Çin hükümetinin böyle bir satışa izin verip vermeyeceği belirsizliğini korurken, Çin’in Washington Büyükelçiliği kararı “ticari gasp” olarak değerlendirdi ve bu tür adımların iki ülke arasındaki güveni olumsuz etkileyeceğini belirtti. Bu gelişme, Biden yönetiminin Çin’in çip endüstrisine yönelik kısıtlamalar getirmesi ve Pekin’in bazı stratejik minerallerin ihracatını sınırlaması gibi daha geniş ticari gerilimlerle paralel olarak değerlendiriliyor.

TikTok’un ABD’de yaklaşık 170 milyon aktif kullanıcısı bulunuyor ve uygulamanın yasaklanması, sosyal medya tarihinde benzeri görülmemiş bir adım olarak görülüyor. Kararın nihai sonucu, TikTok’un geleceğini doğrudan etkileyecek olan Başkan Joe Biden ve yeni yönetimin yaklaşımına bağlı. Başkanlık geçiş sürecinde alınacak kararların, yalnızca TikTok’un değil, aynı zamanda ABD-Çin ilişkilerinin de gidişatını belirleyecek önemli bir dönemeç olması bekleniyor.

Samsung Galaxy S25 serisi için hedeflerini belirledi

0

Samsung, Galaxy S25 serisini 2024’ün başında tanıtmaya hazırlanırken, yeni amiral gemisi modellerine olan beklenti büyük. Güney Koreli teknoloji devi, Galaxy S24 serisine göre daha yüksek satış hedefleri belirlerken, genel üretim hedeflerinde ise bir miktar düşüş planlıyor.

Galaxy S25 serisi için 37 milyon üretim hedefi

Güney Kore merkezli The Elec’in haberine göre, Samsung 2025 yılı için Galaxy S25 serisinde 37 milyon üretim hedefliyor. Bu sayı, 2024 yılında Galaxy S24 serisi için beklenen 35 milyon sevkiyat adedinden 2 milyon daha fazla. Şirket, toplam telefon satışlarında da küçük bir artış öngörüyor. 2023 yılında 222 milyon telefon satışı gerçekleştirmeyi bekleyen Samsung, bu rakamı 2024’te 229 milyona çıkarmayı hedefliyor. Ancak bu, Ekim ayında açıklanan hedeflerin 7-8 milyon altında kalıyor.

Katlanabilir telefonlara artan ilgi

Samsung, katlanabilir telefon pazarında büyümeye devam ediyor. Şirket, 2023 yılında 6 milyon katlanabilir telefon satmayı hedeflerken, bu sayıyı 2025 yılı için 7 milyona çıkarmayı planlıyor. Katlanabilir cihazlar, Samsung’un ürün yelpazesi içinde giderek daha önemli bir yer tutuyor.

Samsung, tablet ve PC üretim hedeflerini aşağı yönlü revize etti. 2023 yılında 27,3 milyon tablet üretmesi beklenen şirket, bu rakamı 2024 için 24 milyona düşürdüBilgisayar üretim hedefi de 3,4 milyondan 3,1 milyona indirildi.

Samsung, Galaxy S25 serisiyle birlikte akıllı telefon pazarında iddialı hedefler belirlerken, genel üretim planlarında daha temkinli bir strateji izliyor. Şirketin, farklı ürün kategorilerindeki beklentileri sektörün dinamiklerine göre şekillenmeye devam ediyor.

Dünyanın ilk dişli CVT şanzımanı tasarlandı!

0

Otomotiv dünyasında uzun zamandır beklenen bir dönüm noktası, İtalyan girişim şirketi Alter Ego’nun geliştirdiği dünyanın ilk “dişli” sürekli değişken oranlı şanzımanı (CVT) ile gerçekleşiyor. RatioZero olarak adlandırılan bu teknoloji, manuel şanzımanların yüksek verimliliğini CVT’nin kesintisiz vites geçişleriyle birleştirerek hem mühendislik hem de kullanım açısından çığır açıyor. Geleneksel kayışlı CVT’lerden yüzde 10 daha verimli olan bu sistem, şanzıman teknolojisinde devrim yaratmaya aday.

Dünyanın ilk dişli CVT şanzımanı geliştirildi

RatioZero’nun sunduğu en önemli yeniliklerden biri, sabit oranlı dişli mantığını tamamen dönüştürmesidir. Geleneksel dişli şanzımanlarda bir dişli diğerine doğrudan bağlıdır ve bu sabit bir hız oranı sunar. Ancak RatioZero, üç küçük dişlinin dönüşümlü olarak tork aktarımı yaptığı, sürekli değişken bir yapı kullanıyor. Bu sistem, torku “bayrak yarışı” misali bir dişliden diğerine ileterek kesintisiz bir aktarım sağlıyor. Geliştirilen kavisli kollara bağlı iç dişliler ve gezegen dişli mekanizması, giriş milinden gelen hareketi dengelerken hassas bir tork yönetimi sunuyor. Sistem, araç tamamen durduğunda bile gücünü kaybetmeden çalışabiliyor; bu, geleneksel şanzımanlarda sıkça görülen kavrama kayıplarını ortadan kaldırıyor.

RatioZero’nun bir diğer dikkat çekici özelliği, enerji verimliliğinde standartların üzerine çıkması. Manuel şanzımanların yüzde 95-98 oranındaki yüksek verimliliğini yakalarken, klasik CVT’lerde görülen yüzde 70-86 aralığındaki kayıpları büyük ölçüde azaltıyor. Bu sistem, daha düşük yakıt tüketimi ve daha çevreci bir performans sunarak içten yanmalı motorlar ve elektrikli araçlar için cazip bir seçenek haline geliyor.

Alter Ego’nun bu teknolojisi, geniş bir uygulama yelpazesine sahip. Şu anda bisikletler, motosikletler ve elektrikli araçlar için prototipler geliştiren şirket, sistemi ağır sanayi ekipmanlarına, traktörlere ve hatta rüzgar türbinlerine entegre etmeyi planlıyor. İlk testler, bir bisiklete monte edilen prototip ile başarıyla gerçekleştirilmiş durumda. Şirketin bir sonraki adımı, bu teknolojiyi Yamaha T-Max scooter gibi içten yanmalı motorlu araçlarda test etmek ve ardından ticari üretime geçmek.

Bununla birlikte, RatioZero halen geliştirilme aşamasında ve çözülmesi gereken bazı zorluklar barındırıyor. Tork aktarımındaki dalgalanmalar ve sıfıra kadar düşen dişli oranlarının yaratabileceği mekanik stres gibi konular, sistemin uzun vadeli dayanıklılığı açısından daha fazla analiz gerektiriyor. Alter Ego ekibi, bu sorunları aşmak için mühendislik çalışmalarına devam ediyor ve yeterli finansman desteği ile bu devrimsel teknolojiyi küresel pazara sunmayı hedefliyor.

Bu yenilik, şanzıman teknolojisinde yepyeni bir çağın habercisi olabilir. RatioZero, verimlilik ve performansı bir araya getirerek otomotiv sektöründe hem maliyetleri düşürebilecek hem de çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlayabilecek bir çözüm olarak dikkat çekiyor.

Asus, dünyanın ilk 27 inç 4K OLED monitörünü piyasaya sürecek!

0

Asus, oyuncu ekipmanları pazarında çıtayı bir kez daha yükseltecek bir adım atarak, dünyanın ilk 27 inç boyutundaki 4K OLED oyun monitörünü piyasaya sürmeye hazırlanıyor. “ROG Swift OLED PG27UCDM” adı verilen bu model, Asus’un mevcut 32 inçlik 4K OLED monitörü olan PG32UCDM’nin daha kompakt ve ulaşılabilir bir versiyonu olarak konumlandırılıyor. Asus, bu modelin varlığını ilk kez Instagram’da yayınlanan ancak daha sonra kaldırılan bir paylaşımıyla duyurdu. Bu paylaşımda, monitörün adının yanı sıra temel özelliklerine dair ipuçları da verilmişti.

Asus, dünyanın ilk 27 inç 4K OLED monitörünü piyasaya sürüyor

Yeni monitörün, 4K çözünürlüğü 27 inçlik ekran boyutunda sunarak, şu anda piyasadaki 27 inç OLED oyun monitörlerinde yaygın olan 1440p çözünürlüğü geride bırakacağı vurgulanıyor. Görüntü kalitesinde büyük bir sıçrama sunması beklenen bu ekran, oyuncuların en küçük detayları bile fark etmelerini sağlayarak özellikle grafik yoğun oyunlar için ideal bir seçenek olacak. Ayrıca, mevcut 32 inçlik PG32UCDM modeli gibi 240 Hz yenileme hızını destekleyeceği tahmin ediliyor. Bu yüksek yenileme hızı, oyunculara akıcı ve gecikmesiz bir oyun deneyimi vaat ederken, rekabetçi oyunlar için önemli bir avantaj sağlayacak.

Asus, dünyanın ilk 27 inç 4K OLED monitörünü piyasaya sürüyor.

Asus’un bu hamlesi, 2025 yılında OLED ekran teknolojisinde önemli bir trendin başlangıcına işaret ediyor. Samsung’un da benzer şekilde 27 inç 4K OLED monitör geliştirdiği söylentileri sektörde yeni bir rekabet dalgasını tetikleyebilir. Asus’un bu modelinin CES 2025 teknoloji fuarında, 7 Ocak’ta tanıtılması planlanıyor. CES 2025, tüketici elektroniği dünyasında yılın en büyük etkinliklerinden biri olarak Asus’un bu yenilikçi ürününün tüm detaylarının açıklanacağı bir platform olacak.

OLED teknolojisi, her pikselin bağımsız bir ışık kaynağı olarak çalıştığı yapısıyla bilinir. Bu sayede, diğer teknolojilere kıyasla daha derin siyahlar, canlı renkler ve yüksek kontrast oranları sunar. “ROG Swift OLED PG27UCDM” de bu avantajları taşıyarak oyunculara daha etkileyici ve gerçekçi bir görsel deneyim sunacak. Özellikle karanlık sahnelerin yoğun olduğu oyunlarda, OLED ekranların farkı daha da belirgin hale geliyor. Bunun yanında Asus’un ekranında beklenen 4K çözünürlük, oyunculara daha keskin detaylar sağlayarak grafik yoğun oyunlarda mükemmel bir performans sergileyecek

Asus’un bu monitörle ilgili sunduğu teknolojiler, yalnızca oyun dünyası için değil, aynı zamanda profesyonel içerik üreticiler için de cazip bir seçenek haline gelebilir. 4K çözünürlük, yüksek yenileme hızı ve OLED panel kalitesinin bir araya geldiği bu ürün, hem oyun hem de multimedya içeriklerinde yeni standartları belirleyebilir. CES 2025’te yapılacak lansmanda, monitörün diğer teknik özellikleri, fiyatı ve piyasaya çıkış tarihi hakkında daha fazla bilgi edinilmesi bekleniyor. Asus’un bu atılımı, oyun monitörlerinde kalite ve performansın bir arada sunulduğu yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülebilir.

Samsung Galaxy S25 Ultra: 16 GB RAM ile gelecek!

Samsung’un 2025 yılı başında tanıtacağı Galaxy S25 Ultra modeliyle ilgili yeni detaylar gün yüzüne çıktı. Özellikle yapay zeka uygulamaları ve yüksek performans gerektiren görevler için cihazın bellek kapasitesinde önemli bir artış yapılacağı belirtiliyor. Samsung, bu modelle birlikte 16 GB RAM seçeneğini geri getiriyor.

Son raporlara göre, Galaxy S25 Ultra üç farklı depolama seçeneğiyle piyasaya çıkacak: 256 GB, 512 GB ve 1 TB. Ancak RAM seçenekleri depolama kapasitesine bağlı olarak değişecek. Baz model olarak sunulan 256 GB depolama12 GB RAM ile desteklenecek. Daha fazla performans isteyen kullanıcılar için ise 16 GB RAM + 512 GB ve 16 GB RAM + 1 TB depolama seçenekleri sunulacak. Böylece, Samsung’un Galaxy S21 Ultra‘dan sonra ilk kez bir modelde 16 GB RAM sunduğu görülüyor. Galaxy S24 Ultra‘da ise tüm depolama seçeneklerinde yalnızca 12 GB RAM bulunuyordu.

Yapay Zeka ve üst düzey performansın mükemmel uyumu

Samsung’un bu bellek artışını, cihaz içi yapay zeka uygulamalarının ihtiyaçlarını karşılamak için yaptığı düşünülüyor. Özellikle üretken yapay zeka araçları, karmaşık hesaplama ve işlem gücü gerektirdiğinden, 16 GB RAM sayesinde kullanıcılar daha akıcı ve hızlı bir deneyim yaşayacak. Bu, çoklu görev performansını artırmanın yanı sıra, oyunlar ve video düzenleme gibi yoğun kaynak tüketen uygulamalarda da büyük avantaj sağlayacak.

Galaxy S25 Ultra’nın yeni donanımı, Samsung’un geliştirdiği One UI 7 arayüzü ile birleşerek kullanıcı deneyimini zirveye taşıyacakOne UI 7, yapay zeka destekli yeni özellikler ve performans iyileştirmeleri sunarak cihazın donanımını en verimli şekilde kullanmayı hedefliyor.

Samsung Galaxy S25 Ultra ne zaman tanıtılacak?

Samsung’un, Galaxy S25 serisini 2025 yılının Şubat ayı başlarında tanıtması ve hemen ardından satışa sunması bekleniyor. Her yıl olduğu gibi, Galaxy S serisinin bu yeni üyeleri de teknoloji dünyasında büyük bir heyecan yaratacak. Özellikle Galaxy S25 Ultragelişmiş donanımı ve yapay zeka özellikleriyle dikkat çekecek.

Samsung’un yeni amiral gemisi modeli, güçlü işlemcisi, devasa RAM kapasitesi ve geniş depolama seçenekleriylesadece günlük kullanımda değil, profesyonel iş akışlarında da fark yaratacak. Galaxy S25 Ultra, kullanıcılarına performansverimlilik ve yenilik anlamında en üst düzeyde bir deneyim sunmayı vaat ediyor.

Bu gelişmeler ışığında, Samsung Galaxy S25 Ultra’nın 2025 yılında akıllı telefon pazarında yeni bir standart belirlemesi bekleniyor.

Çin’de dev hibrit enerji depolama tesisi faaliyete geçti

Çin, yenilenebilir enerji alanındaki yatırımlarına bir yenisini daha ekleyerek batarya ve süper kapasitörlerden oluşan hibrit bir enerji depolama tesisini devreye aldı. CHN Energy‘nin yan kuruluşu olan Longyuan PowerShandongeyaletinin Zhaoyuan Şehri‘nde yer alan 320 MW/640 MWh kapasiteli enerji depolama projesinin ilk aşamasını tamamladı. Bu kapsamda hizmete giren 200 MW/400 MWh kapasiteli tesis, eyaletin en büyük enerji depolama tesisi olarak dikkat çekiyor.

İleri teknolojiyle donatılmış tesis

61 dönümlük bir alana kurulan tesis, 170 milyon dolara mal oldu. Tesiste, 3,35 MW/6,7 MWh kapasiteli 60 batarya sistemi3 MW/6 dakika kapasiteli bir süper kapasitörPCS sistemleri, ana trafo ve bir yükseltici trafo merkezi entegre bir şekilde çalışıyor. Bu kombinasyon, bölgenin enerji ihtiyaçlarına hızlı, verimli ve sürdürülebilir çözümler sunmayı amaçlayan son teknoloji hibrit depolama sistemini oluşturuyor.

Süper kapasitörlerin avantajları

Tesisin tasarımında süper kapasitörler önemli bir rol oynuyor. Şebeke taleplerine hızlı yanıt verebilme özellikleriyle bilinen süper kapasitörler, çok yüksek güç yoğunluğu ve hızlı şarj-deşarj yetenekleri sayesinde fark yaratıyor. Süper kapasitörlerin öne çıkan diğer avantajları şunlardır:

  • Ultra uzun ömür: 100.000 şarj-deşarj döngüsü (geleneksel lityum iyon pillerin 50 katı).
  • Yüksek enerji dönüşüm verimliliği: %90’ın üzerinde enerji dönüşüm oranı.
  • Çevre dostu profil: Daha düşük çevresel etkiler.

Bu özellikler, süper kapasitörlerin geleneksel elektrokimyasal depolama sistemleriyle birlikte kullanıldığında hem yüksek enerji yoğunluğunu hem de hızlı tepki sürelerini mümkün kılıyor. Sistem, yılda 300’den fazla tam şarj-deşarj döngüsü gerçekleştirecek kapasitede tasarlandı.

Şebeke kararlılığı ve yenilenebilir enerji entegrasyonu

Bu hibrit enerji depolama sistemi, pik talep traşlanmasıfrekans düzenlemeyedek güç sağlamasıfırdan başlatmave anlık taleplere yanıt verme gibi işlevlerle şebeke kararlılığını artıracak. Ayrıca, yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonunu kolaylaştırarak enerji dönüşümüne katkı sağlayacak.

Projenin ikinci aşaması yolda

Projenin ikinci aşaması için çalışmalar devam ediyor. Bu kapsamda sisteme 120 MW/240 MWh ek kapasite kazandırılması planlanıyor. Tamamlandığında tesisin toplam kapasitesinin, bölgedeki enerji ihtiyacını karşılamada daha da etkin bir rol oynaması bekleniyor.

Tesla Model Q Türkiye’ye geliyor mu? işte detaylar!

Tesla’nın Yatırımcı İlişkileri Başkanı Travis Axelrod, katıldığı bir yatırımcı toplantısında şirketin uygun fiyatlı yeni elektrikli aracı Model Q hakkında dikkat çekici bilgiler paylaştı. Elektrikli araç pazarındaki Çinli üreticilerin yükselişi devam ederken, Tesla’nın 2025 yılına yönelik planları arasında bu modelin kritik bir yere sahip olduğu belirtiliyor. Model Q’nunAmerika pazarında teşviklerle birlikte 30 bin doların altında, hatta 25 bin dolar civarında bir fiyatla sunulması hedefleniyor.

Model Q: daha küçük ve daha hafif bir Tesla

Şirket içinde Redwood kod adıyla anılan Tesla Model Q, firmanın yeni elektrikli araç platformu üzerine inşa edilecek. Model 3’e kıyasla %15 daha küçük ve %30 daha hafif olmasıyla dikkat çeken aracın toplam uzunluğu 3.988 mmolarak açıklandı. Üretim maliyetleri açısından da Model 3’e göre çok daha ekonomik bir yapıya sahip olacak bu model, doğrudan BYD Dolphin ve Volkswagen ID.3 gibi rakiplerle mücadele edecek.

Model Q’nun motor seçenekleri arasında tek ve çift motor opsiyonları yer alırken, batarya tarafında 53 kWsa ve 75 kWsa kapasitelerinde LFP (lityum demir fosfat) bataryalar sunulacak. Araç, 500 kilometrelik tahmini menziliylesegmentinde fark yaratmayı hedefliyor.

Türkiye’ye gelme ihtimali yüksek

Model Q’nun üretiminin Tesla’nın Berlin fabrikasında yapılması planlanıyor. Bu durum, otomobilin Türkiye pazarına girişi için herhangi bir engel olmadığını gösteriyor. Bilindiği üzere, Model 3’ün Çin’de üretilmesinden dolayı ek vergiler nedeniyle Türkiye’ye ithalatı mümkün olmuyor. Ancak Model Q’nun Avrupa’da üretilmesi, Tesla hayranlarını heyecanlandıran bir gelişme oldu.

Elektrikli araç pazarında yeni bir dönem başlıyor

Tesla’nın bu yeni modeli, uygun fiyat ve gelişmiş teknoloji kombinasyonu ile elektrikli araç pazarında önemli bir etki yaratabilir. Model Q’nun, uygun fiyatıyla geniş kitlelere ulaşarak Tesla’nın pazar payını artırması bekleniyor. 2025 yılına kadar piyasaya sürülmesi planlanan bu model, Tesla’nın elektrikli araç pazarındaki liderliğini pekiştirebilir.

Google’ın yeni yapay zekası GenCast, hava tahminlerinde devrim yaratıyor

Google, hava tahmini alanında çığır açacak bir yapay zekâ modeli geliştirdi. Google GenCast adı verilen bu model, geleneksel süper bilgisayarların saatler süren işlem sürelerini yalnızca 8 dakikaya indirerek sektörün geleceğini şekillendirmeyi hedefliyor. Google’ın yeni yapay zekası GenCast Nature dergisinde yayımlanan detaylara göre, bu model yüksek doğruluk oranıyla dikkat çekiyor ve hayati önem taşıyan hava durumu tahminlerini hızla üretebiliyor.

Dünyanın geometrisine özel tasarlandı

Google’ın yeni yapay zekası GenCast, hava tahminlerine odaklanan yüksek çözünürlüklü bir yapay zekâ modeli olarak geliştirildi. Model, Avrupa Hava Tahmin Merkezi’nin (ECMWF) son 40 yıla ait verileriyle eğitildi ve en gelişmiş tahmin araçlarından biri olan ENS’ye karşı üstünlük sağladı. Yapılan testlerde, 2019 yılı için gerçekleştirilen 1320 farklı tahminde GenCast, ENS’ye kıyasla %97.2 oranında daha doğru sonuçlar verdi. Özellikle son 36 saatlik tahminlerde bu başarı oranı %99.8’e kadar ulaştı.

Felaketlere karşı erken uyarı sistemi

Google’ın yeni yapay zekası GenCast, yalnızca genel hava tahmini yapmakla kalmayıp felaket öncesi yerel yetkililere daha fazla zaman kazandırmayı amaçlıyor. Ayrıca rüzgâr çiftlikleri yakınındaki rüzgâr hızlarını veya güneş enerjisi çiftlikleri üzerindeki hava koşullarını tahmin etme gibi özel ihtiyaçlara da yanıt verebiliyor.

Google GenCast, şirketin Cloud TPU v5 donanımı üzerinde çalışıyor ve 15 günlük tahminleri yalnızca 8 dakikada üretebiliyor. Bu süre, geleneksel süper bilgisayarların saatler süren işlem süreleriyle kıyaslandığında büyük bir avantaj sağlıyor. Ayrıca model, farklı olasılıkları değerlendirmek için elliden fazla tahmin üretebiliyor.

Google,GenCast modelini kamuya açık hale getirerek bilim insanları ve hava tahmin ajanslarıyla ortaklıklar kurmayı planlıyor. Google’ın yeni yapay zekası GenCast sayesinde algoritmanın daha da geliştirilmesi ve farklı senaryolarda kullanılabilir hale getirilmesi hedefleniyor.

WhatsApp’a akıllı hatırlatmalar geliyor!

Popüler mesajlaşma uygulaması WhatsApp, kullanıcıların iletişim deneyimini geliştirmeye yönelik yeni bir özellikle gündemde. Android beta sürümünde test edilen akıllı mesaj hatırlatma bildirimiönemli mesajların gözden kaçmasını önlemek ve WhatsApp’a akıllı hatırlatmalarla deneyimi iyileştirmek için tasarlandı.

Mesajlar artık unutulmayacak

WhatsApp’ın geliştirdiği bu yeni özellik, özellikle yoğun mesaj trafiği içinde önemli mesajları takip etmekte zorlanan kullanıcılar için büyük bir yenilik sunuyor. Akıllı bildirim sistemisık iletişimde bulunulan kişilerden gelen okunmamış mesajları algılayarak otomatik hatırlatıcılar oluşturuyor. Bu sayede kullanıcıların sürekli uygulamayı kontrol etmesine gerek kalmadan kritik mesajlardan haberdar olması sağlanıyor ve WhatsApp’a akıllı hatırlatmalarla daha etkili bir kullanım sunuluyor.

WhatsApp'a akıllı hatırlatmalarla

Daha gelişmiş ve kapsamlı bir sistem

Özelliğin önceki test sürümleri, yalnızca durum güncellemelerine yönelik sınırlı bir kullanım sunuyordu. Ancak yeni güncelleme, bu hatırlatma sistemini daha kapsamlı hale getirerek mesajlar için de etkinleştirdi. WhatsApp’ın dahili algoritmasıkullanıcıların iletişim alışkanlıklarını analiz ederek en çok etkileşimde bulunulan kişilerden gelen mesajları önceliklendiriyor ve WhatsApp’a akıllı hatırlatmalarla verimliliği artırıyor.

Kişisel iletişim alışkanlıklarına göre çalışıyor

Yeni bildirim sistemi, kullanıcıların düzenli olarak sohbet ettiği kişilerden gelen mesajları takip ediyor. Eğer bu kişilerden bir mesaj okunmadan kalırsa, WhatsApp otomatik olarak bir hatırlatma bildirimi gönderiyor. Bu özellik sayesinde hem kullanıcıların iletişimde aksama yaşaması önleniyor hem de uygulama daha akıllı bir kullanım sunuyor ve WhatsApp’a akıllı hatırlatmalarla kullanıcılar iletişimde daha sistemli hale geliyor.

Yakında tüm kullanıcılara sunulabilir

Test sürecinde olan bu yenilik, Android beta kullanıcıları tarafından deneyimlenmeye başlandı. WhatsApp’ın bu özelliği yakın gelecekte tüm kullanıcılar için yayınlaması bekleniyor. Akıllı mesaj hatırlatıcı özelliğiözellikle yoğun bir iletişim trafiğine sahip kullanıcıların işini büyük ölçüde kolaylaştıracak gibi görünüyor.

Yeni özelliklerle kullanıcı deneyimini sürekli geliştiren WhatsAppbu adımıyla mesajlaşma alışkanlıklarını daha verimli hale getirmeyi hedefliyor WhatsApp’a akıllı hatırlatmalarla kullanıcıların deneyimini iyileştiriyor.

Elektrikli arabalar uzun süre garajda bırakılırsa ne olur? Batarya tükenir mi?

0

Elektrikli arabalar, uzun süre kullanılmadan garajda bırakıldığında batarya durumları konusunda bazı özel dikkat gerektirir. Tüm elektrikli araba bataryaları, belirli bir süre boyunca kullanılmasa bile yavaşça enerji kaybedebilir. Bu durum, elektrikli araç bataryalarında da görülen kendi kendine deşarj olarak bilinir. Ancak, bu enerji kaybı genellikle çok hızlı değildir.

Elektrikli Araba Bataryası Uzun Süre Garajda Kaldığında Ne Olur?

Elektrikli bir arabayı garajda uzun süre bırakmanın sonuçları şunlar olabilir:

  1. Kendi Kendine Deşarj: Çoğu modern elektrikli araba, aküyü koruyan batarya yönetim sistemleriyle donatılmıştır. Ancak, küçük bir enerji kaybı zamanla gerçekleşir.
  2. Tam Şarjın veya Boş Bataryanın Zararı: Bataryayı uzun süre %100 şarjda bırakmak veya tamamen boş bırakmak, bataryanın sağlığını olumsuz etkileyebilir.
  3. Hareketsizlikten Kaynaklanan Bozulmalar: Elektrikli araçlarda bataryanın yanı sıra diğer bileşenler de hareketsizliğe bağlı olarak yıpranabilir.

Batarya Sağlığını Korumanın En İyi Yöntemleri

Elektrikli arabanızın bataryasını uzun süre garajda muhafaza ederken sağlıklı tutmak için şu en iyi uygulamaları takip edebilirsiniz:

1. Şarj Seviyesini Orta Düzeyde Tutun

Aracınızı uzun süre kullanmayacaksanız, bataryayı %20 ile %80 arasında bir şarj seviyesinde tutmak idealdir. Tam şarjdan veya tamamen boşalmaktan kaçının.

2. Düzenli Kontrol Edin

Aracınızı haftada bir kez kontrol etmek ve gerekirse şarj seviyesini düzenlemek, batarya sağlığını korumanıza yardımcı olur.

3. Ortam Sıcaklığına Dikkat Edin

Bataryalar aşırı sıcak veya soğuk hava koşullarında zarar görebilir. Garajınızın sıcaklığını makul bir düzeyde tutmaya çalışın.

4. Batarya Yönetim Sistemlerini Kullanın

Bazı elektrikli arabalar, “Depolama Modu” gibi özellikler sunar. Bu özellikler, aracınızı uzun süre saklamayı kolaylaştırır ve bataryayı korur.

5. Hafif Hareket Ettirin

Mümkünse, aracı ayda bir kez kısa mesafelerde sürün. Bu, bataryanın ve diğer parçaların sağlığını korumaya yardımcı olur.

Elektrikli Araç Bataryaları İçin Uzun Ömürlü Kullanım İpuçları

  • Planlı Şarj: Araç kullanılmasa bile bataryayı belirli aralıklarla şarj edin.
  • Yazılım Güncellemelerini Takip Edin: Batarya yönetim sistemindeki iyileştirmeler, batarya ömrünü uzatabilir.

Sonuç: Elektrikli arabalar, uygun bakım ve düzenli kontrol ile uzun süre hareketsiz bırakıldığında bile batarya sağlığını koruyabilir. Yukarıdaki önerilere dikkat ederek aracınızın bataryasının ömrünü uzatabilir ve beklenmedik sorunların önüne geçebilirsiniz.

2025’te dünya değişiyor: Saxo Bank’ın çılgın tahminleri

Danimarka merkezli saygın finans kuruluşu Saxo Bank, 2025 yılına dair dikkat çekici öngörülerini paylaştı. 2025’te dünya değişiyor ve bu değişimlerin, ekonomi, teknoloji, çevre ve enerji gibi birçok alanda büyük değişimlerin yaşanabileceğini vurgulayan bankanın tahminleri, hayal gücünü zorlayan ancak olasılığı tartışmaya açık senaryolara dayanıyor. İşte Saxo Bank’ın 2025 için öngördüğü çarpıcı gelişmeler:

Trump 2.0 ve doların güvenilirliğinin sarsılması

Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı seçilmesiyle, yüksek gümrük tarifeleri ve ticari kısıtlamalar yeniden gündeme gelecek. Bu durum, küresel finans sisteminde istikrarsızlıklara yol açabilir. Öte yandan Elon Musk liderliğinde kurulacak “Hükümet Verimliliği Departmanı”nın, bütçe açıklarını azaltmaya yönelik adımları ekonomik tartışmaları alevlendirecek. Bu gelişmelerin, ABD dolarının rezerv para birimi olarak güvenilirliğini sarsabileceği öngörülüyor. Dünya ise dolara alternatif arayışına girebilir. Aslında, 2025’te dünya değişiyor ve bu değişimin etkileri birçok kişi tarafından hissediliyor.

Nvidia teknoloji dünyasının zirvesinde

Yapay zeka teknolojilerindeki hızlı ilerleme, Nvidia’nın değerini Apple’ın iki katına çıkartabilir. Saxo Bank’a göre, devrim niteliğindeki AI çipleri ile Nvidia, teknoloji dünyasında rakipsiz bir konuma yükselecek ve dünyanın en değerli şirketi olacak. 2025’te dünya değişiyor ve bu değişimler, teknoloji şirketlerine yeni fırsatlar sunuyor.

Çin’in 50 trilyon yuanlık ekonomik hamlesi

Çin, 50 trilyon yuanlık devasa bir teşvik paketi açıklayarak ekonomik büyümesine hız kazandırabilir. Bu hamle, Çin’in borç yükünü hafifletirken, küresel ekonomide yeni bir dinamik yaratacak. Bu da, 2025’te dünya değişiyor ve bizler bu değişimlere tanıklık ediyoruz.

2025'te dünya değişiyor

3D biyo-baskı ile insan kalbi üretilecek

Tıp dünyasında devrim yaratacak bir gelişme yaşanabilir: 3D biyo-baskı yöntemiyle ilk kez tamamen işlevsel bir insan kalbi üretilecek. Bu yenilik, organ nakli bekleyen milyonlarca insana umut ışığı olacak. 2025’te dünya değişiyor ve bu teknolojiler, sağlık alanında büyük bir etki yaratıyor.

Petrol çağının sonu

Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte petrol talebinde sert bir düşüş yaşanabilir. OPEC ülkelerinin pazar payını koruma çabası, üretimi artırarak petrol fiyatlarının hızla düşmesine neden olabilir. Enerji sektörü köklü bir değişimle karşı karşıya kalacak. Sonuç olarak, 2025’te dünya değişiyor ve enerji sektöründe büyük dönüşümlere şahit oluyoruz.

2025'te dünya değişiyor

Yapay zeka veri merkezlerine vergi geliyor

Yapay zeka uygulamalarının yaygınlaşmasıyla veri merkezlerinin enerji tüketimi ciddi şekilde artacak. Bu durum, elektrik fiyatlarının yükselmesine ve yapay zeka şirketlerine yönelik ağır vergilerin gündeme gelmesine yol açabilir.

İklim krizi ve sigorta devi iflası

ABD’de yaşanacak yıkıcı bir kasırga, iklim değişikliği risklerini hafife alan büyük bir sigorta şirketinin iflasına neden olabilir. Bu gelişme, iklim değişikliğinin ekonomik etkilerini yeniden tartışmaya açacak.

2025'te dünya değişiyor

Sterlinin Brexit sonrası güçlenişi

Birleşik Krallık, ekonomik reformlarla sterlini güçlendirebilir. Avrupa’nın ekonomik zorluklar yaşadığı bir dönemde sterlin, euro karşısında Brexit öncesi seviyelerine dönebilir. 2025’te dünya değişiyor ve bunun etkilerini farklı ekonomik sistemlerde görebiliriz.

Düşündüren, ama imkansız olmayan senaryolar

Saxo Bank’ın bu tahminleri, bugünden uzak görünse de gelecekte karşılaşılabilecek olası gelişmelere ışık tutuyor. 2025, dünya ekonomisinden teknolojiye kadar birçok alanda köklü değişimlerin yaşanacağı bir yıl olabilir. Bu senaryolar, kesin bir öngörü değil; geleceğe dair yeni bakış açıları sunarak düşünmeye teşvik ediyor.

2025’in neler getireceğini hep birlikte göreceğiz. Saxo Bank’ın tahminleri ise bizi bu süreçte olası sürprizlere hazırlıyor.

Honor, yeni nesil kayar ekran teknolojisi geliştirdi!

0

Honor, mobil cihaz sektöründe çığır açabilecek yeni bir ekran teknolojisi üzerinde çalışıyor. Şirketin kısa süre önce patentini aldığı “kayar ekran” teknolojisi, ekran boyutunu artırmak için farklı bir yaklaşım sunarak mevcut katlanabilir ekranlara dayanıklılık açısından üstün bir alternatif olmayı hedefliyor. Bu yenilikçi sistem, özellikle akıllı telefon ve tabletlerde yeni tasarım trendlerinin öncüsü olma potansiyeline sahip.

Honor, yeni nesil kayar ekran teknolojisiyle gündemde

Patent detaylarına göre, sistem bir sabit ekran modülü ve doğrusal bir motor yardımıyla yana doğru kayan ek bir panelden oluşuyor. Bu yapı, cihazın ekran boyutunu önemli ölçüde genişletiyor. Kayar ekran teknolojisi, geleneksel katlanabilir ekranların zamanla yıpranma sorunlarını aşabilecek daha dayanıklı bir çözüm sunmayı vaat ediyor. Aynı zamanda, kullanıcı deneyimini iyileştirmek ve cihazların çok yönlü kullanımını artırmak için pratik bir tasarım yaklaşımı sağlıyor.

Honor, yeni nesil kayar ekran teknolojisiyle gündemde.

Honor’un bu patentle ilgili planlarının ne kadar ileri gideceği henüz belli değil. Teknoloji şu an geliştirme ve değerlendirme aşamasında. Ancak gerçeğe dönüşmesi durumunda, bu yenilik sadece Honor’un ürün gamını değil, genel olarak mobil cihaz tasarımını da köklü bir şekilde değiştirebilir.

Özellikle esnek ekranların dayanıklılık problemlerine çözüm arayışında olan sektörde, Honor’un bu hamlesi dikkatle takip ediliyor. Kayar ekran teknolojisiyle donatılmış cihazların piyasaya sürülmesi, kullanıcılar için daha sağlam ve yenilikçi cihaz seçenekleri sunarak mobil cihaz sektöründe yeni bir rekabet dönemi başlatabilir.

Google, oyunlarda fark yaratacak yapay zeka aracını tanıttı!

Google DeepMind, oyun dünyasında çığır açabilecek yeni yapay zeka aracı Genie 2’yi tanıttı. Şirket, yılın başında metin veya gerçek resimlerden oynanabilir iki boyutlu oyunlar oluşturabilen Genie isimli aracı duyurmuştu. Şimdi ise bu teknolojiyi geliştirerek, 3D oynanabilir oyunlar üretebilen ikinci versiyonunu sundu. Genie 2, bir oyun motoru olmaktan çok, oyuncunun veya başka bir yapay zekanın simüle edilmiş bir dünyada hareket ederken görüntüler ürettiği bir difüzyon modeli olarak tanımlanıyor. Bu araç, sahneleri birinci şahıs, üçüncü şahıs ya da izometrik açılardan işleyebilme yeteneği ile dikkat çekiyor. Ayrıca su, ışık, duman ve fizik gibi gerçek dünya efektlerini modelleyebilme kapasitesine sahip.

Google, oyunlarda fark yaratacak yapay zeka aracını görücüye çıkardı

Modelin en önemli özelliklerinden biri, bir sahnenin oyuncunun görüş alanından çıktığı durumlarda bile detayları hafızasında tutabilmesi ve bu öğeleri tekrar görünür hale geldiklerinde doğru bir şekilde yeniden oluşturabilmesi. Ancak Genie 2, bu yenilikçi özelliklerine rağmen bazı sınırlamalara sahip.

Google, oyunlarda fark yaratacak yapay zeka aracını görücüye çıkardı.

Model, şimdilik yalnızca 60 saniyeye kadar tutarlı sahneler üretebiliyor ve daha uzun sürelerde görüntü bozulmaları ve kalite kayıpları yaşanıyor. DeepMind, Genie 2’nin nasıl eğitildiği konusunda detaylı bilgi paylaşmasa da modelin büyük ölçekli bir video veri setine dayandığını belirtti.

Henüz deneysel aşamada olan Genie 2, oyun dünyasında devrim yaratma potansiyeli taşırken, şimdilik geniş kitleler için kullanılabilir bir araç olmaktan uzak. DeepMind, bu modeli şimdilik kendi yapay zeka algoritmalarını eğitmek ve değerlendirmek için kullanıyor. Ayrıca sanatçılar ve tasarımcılar için hızlı prototip oluşturma ve deneme yapma süreçlerinde yardımcı bir araç olarak değerlendiriliyor. Genie 2 gibi gelişmiş dünya modellerinin, gelecekte yapay genel zekanın gelişiminde önemli bir rol oynaması bekleniyor. Bu teknoloji, oyun tasarımından yapay zeka eğitimine kadar birçok alanda yenilikçi çözümler sunabilir.

Intel’in 18A çip üretim sürecinde büyük sorun verimlilik sadece %10!

0

Intel, geleceğini şekillendirmeyi hedefleyen çip üretim teknolojilerinde ciddi sorunlarla karşı karşıya. Güney Koreli medya kuruluşu Chosun tarafından yayımlanan bir rapora göre, Intel’in 1.8 nm üretim süreci olan 18A, beklenenden çok daha kötü sonuçlar veriyor. Şirketin üretim verimliliği yalnızca %10 seviyesinde. Yani üretilen her 100 çipten sadece 10 tanesi kullanılabilir durumda.

Bu düşük verimlilik oranı, Intel’in çip üretim birimi olan Intel Foundry Services (IFS) için büyük bir darbe anlamına geliyor. Şirketin son dönemde yaşadığı zorluklar, Broadcom gibi büyük müşterilerin Intel’e olan güvenini kaybetmesine yol açtı. Broadcom’un, Intel Foundry Services’ten beklediği performansı alamadığı gerekçesiyle siparişlerini iptal ettiği ve alternatif tedarikçilere yöneldiği iddia ediliyor.

CEO Pat Gelsinger Görevden Ayrılıyor

Intel CEO’su Pat Gelsinger’ın görevden ayrılmasının nedenlerinden biri olarak, Intel Foundry Services’in zayıf performansı gösteriliyor. Şirketin tarihinin en zor dönemlerinden geçtiği bir dönemde, 18A sürecindeki başarısızlık, IFS’in geleceğini daha da belirsiz hale getirdi. Hatta, Intel Foundry Services biriminin satılma ihtimali bile gündeme gelmiş durumda.

TSMC ile Rekabet Kızışıyor

Intel, sektörün lideri TSMC ile olan rekabetinde de geride kalmaya devam ediyor. TSMC’nin 2nm (N2) süreci, özellikle SRAM yoğunluğu bakımından Intel’in 18A sürecinden daha üstün görünüyor. SRAM yoğunluğu, işlemcilerin performansını ve verimliliğini doğrudan etkileyen kritik bir metrik olarak kabul ediliyor.

Bu gelişmeler, Intel’in bazı projelerinde neden TSMC’yi tercih ettiğini daha net ortaya koyuyor. Örneğin, Intel’in yeni nesil işlemcileri olan Arrow Lake ve Lunar Lake için TSMC’nin 3nm sürecini seçmesi, kendi üretim teknolojilerindeki aksaklıkları telafi etmeye yönelik bir hamle olarak yorumlanıyor.

Intel İddiaları Reddediyor

Intel, eylül ayında 18A süreciyle ilgili çıkan olumsuz iddiaları yalanlamış ve “beklentilerin üzerinde sonuçlar elde edildiğini” açıklamıştı. Şirket, 20A sürecini iptal ederek doğrudan 18A sürecine geçiş yapacağını duyurmuştu. Resmi açıklamalara göre, 18A sürecinin 2025 yılında piyasaya sürülmesi planlanıyor ve bu süreç, yeni nesil Clearwater Forest sunucu işlemcilerinde kullanılacak.

Intel’in Geleceği Tehlikede mi?

18A sürecindeki başarısızlık, yalnızca Intel Foundry Services için değil, tüm şirketin geleceği için kritik bir sorun teşkil ediyor. Şirketin stratejik hatalarını ve artan rekabet baskısını göz önüne aldığımızda, Intel’in yarı iletken sektöründeki liderlik konumunu koruması her geçen gün daha zor hale geliyor.

Çinli otomobil üreticileri, AB’nin ek vergisini böyle aşacak!

Çinli otomobil üreticileri, Avrupa Birliği’nin elektrikli araçlara uyguladığı ek vergileri aşmak için hibrit araçlara yöneliyor. Avrupa Komisyonu’nun Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara yönelik beş yıl geçerli ek vergi kararı, Çinli firmaları yeni stratejiler geliştirmeye itmiş durumda.

Çinli otomobil üreticileri, AB’nin ek vergisini böyle aşmayı planlıyor

Bu stratejilerden biri, Avrupa’ya hibrit araç ihracatını artırmak. İlave vergilerin hibrit araçları kapsamaması, Çinli üreticiler için önemli bir fırsat yaratıyor. Özellikle BYD gibi önde gelen markalar, Avrupa’daki büyümelerini sürdürmek amacıyla şarj edilebilir hibrit araçlara (PHEV) ağırlık veriyor. Çin’in Avrupa’ya hibrit araç ihracatında bu yıl %20’lik bir artış görülürken, bu oran önümüzdeki yıl daha da yükselebilir.

Son verilere göre, Temmuz-Ekim 2024 döneminde Çin’in Avrupa’ya yaptığı hibrit araç ihracatı geçen yılın aynı dönemine kıyasla üç kat artarak 65.800 adede ulaştı. Hibrit araçlar, Çin’in Avrupa’ya toplam araç ihracatının %18’ini oluştururken, bu oran yılın ilk çeyreğinde %9 seviyesindeydi. Aynı dönemde elektrikli araçların ihracat oranı ise %62’den %58’e geriledi. Bu değişim, Çinli firmaların hibrit segmentine ne kadar yoğunlaştığını açıkça gösteriyor. Örneğin BYD, Avrupa’ya özel olarak geliştirdiği ilk hibrit modeli Seal U DM-i’yi piyasaya sürdü. Bunun yanı sıra, Honda da Çin’den Avrupa’ya iki tam hibrit ve bir şarj edilebilir hibrit modeli ihraç ederek bu pazarda payını genişletmeye çalışıyor.

Çinli üreticiler, hibrit pazarında Avrupa ve Japonya’nın hakimiyetine rağmen uygun fiyatlı modellerle rekabet etmeyi planlıyor. Ancak uzmanlar, bu stratejinin daha fazla ek vergiyi tetikleyebileceği konusunda uyarıyor. Daha önce Türkiye’de yalnızca elektrikli araçlara uygulanan ek vergilerin tüm Çin menşeli araçlara genişletildiği göz önüne alındığında, benzer bir durumun Avrupa’da da yaşanabileceği ifade ediliyor. Bu nedenle, Çinli firmaların fiyat politikalarında dikkatli olmaları gerektiği belirtiliyor.

Geri dönüşüme odaklanan Amp Robotics, 91 milyon dolar yatırım alıyor!

0

Amp Robotics, geri dönüşüm süreçlerinde devrim yaratmaya devam ediyor ve yeni bir yatırım turuyla dikkatleri üzerine çekti. Şirket, Congruent Ventures’ın liderliğindeki 91 milyon dolarlık D serisi yatırım turunu başarıyla tamamladı. Yatırım turuna, Blue Earth Capital, California State Teachers Retirement System, Liberty Mutual Investments, Wellington Management, Range Ventures, Sequoia Capital, Tao Capital Partners ve XN gibi prestijli yatırımcılar katıldı. Bu yeni yatırım, Amp Robotics’in gelecekteki operasyonlarını genişletmek, robotik sistemlerini daha verimli hale getirmek ve yapay zeka teknolojilerini geliştirmek amacıyla kullanılacak.

Geri dönüşüme odaklanan Amp Robotics, 91 milyon dolar yatırım aldı

2014 yılında Matanya Horowitz tarafından kurulan Amp Robotics, geri dönüşüm süreçlerini otomatikleştirmek amacıyla robotik sistemler geliştiriyor. Şirket, yapay zeka destekli kameralar ve robotik kollar kullanarak, geri dönüştürülebilir malzemeleri atık yığınlarından ayırma işlemini gerçekleştiriyor. Amp Robotics, sadece robotlar üretmekle kalmıyor, aynı zamanda geri dönüşüm tesislerinde tüm operasyonları yönetiyor. Bu tesislerde, bakım süreçlerini ve sistem güncellemelerini de üstlenerek, geri dönüşüm alanındaki verimliliği artırmayı amaçlıyor.

Geri dönüşüme odaklanan Amp Robotics, 91 milyon dolar yatırım aldı.

Geri dönüşüm oranlarının düşük olduğu günümüzde, Amp Robotics’in teknolojisi, insan hatalarını minimize ederek daha fazla atığın geri dönüştürülmesini sağlıyor. Dünya çapında geri dönüşüm oranı yalnızca yüzde 32 seviyelerinde ve insanlar, geri dönüşüm kurallarına uymadıkları için atıkların ayrıştırılmasında sıkıntılar yaşanıyor.

Amp Robotics’in robotik sistemleri, manuel ayrıştırma yöntemlerine göre çok daha hızlı ve doğru bir şekilde geri dönüştürülebilir malzemeleri tanıyıp ayırabiliyor. Bu sayede, hem verimlilik artarken hem de insan iş gücü maliyetleri düşüyor. Amp Robotics, geri dönüşüm sektörüne sağladığı bu inovatif çözümlerle büyük bir değişim yaratmayı hedefliyor.

Dünyanın ilk operasyonel niyobyum bazlı elektrikli aracı tanıtıldı

Elektrikli araç teknolojisinde devrim yaratacak bir yenilikle, Echion Technologies ve Switch Technologies iş birliğiyle geliştirilen dünyanın ilk XNO destekli aktif anot malzeme teknolojisiyle çalışan elektrikli araç, resmen tanıtıldı. Bu niyobyum bazlı elektrikli aracı tanımak için etkinliğe katıldık. Perth’teki Avustralya Otomasyon ve Robotik Merkezi’nde (AARP) düzenlenen etkinlikte, Toyota Land Cruiser 79 Serisi bir araçta uygulanan teknoloji, sektör için bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

10 dakikada tam şarj imkanı

Araçta kullanılan niyobyum bazlı XNO anot teknolojisi, sadece 10 dakikada tamamen şarj olabilme yeteneğiyle dikkat çekiyor. Bu teknoloji, lityum iyon bataryaların geleneksel grafit anotlarına kıyasla çok daha hızlı şarj süresi, yüksek enerji yoğunluğu ve uzun ömür sunuyor. Niyobyum bazlı elektrikli aracı bu özellikleriyle öne çıkıyor.

Echion Technologies, yıllık 2.000 metrik ton XNO üretim kapasitesine sahip olduklarını belirtiyor. Bu kapasite, yaklaşık 1GWh lityum iyon hücre üretimine eşdeğer. XNO teknolojisi, bataryalar aşırı sıcaklık koşullarında bile yüksek enerji yoğunluğunu koruyabiliyor ve 10.000 döngüden fazla kullanım ömrü sunuyor.

Ağır hizmet araçlarına özel çözüm

XNO teknolojisi, özellikle ağır hizmet tipi elektrikli araçlar için geliştirildi. Uzun ömürlü yapısı ve süper hızlı şarj kapasitesiyle bu teknoloji, ticari ve endüstriyel araçlar için ideal bir çözüm sunuyor. Niyobyum bazlı elektrikli aracı kullanmak bu araçlar için avantaj sağlar. Switch TechnologiesLand Cruiser modeli için özel olarak tasarlanan XNO batarya modülleri ve paketlerini, dokuz aylık bir geliştirme sürecinde tamamladı.

Niyobyum bazlı bataryalar yükselişte

Niyobyum bazlı batarya teknolojisi, enerji depolama sistemlerinde giderek daha fazla ilgi görüyor. Geçtiğimiz aylarda Leclanche SAEchion tarafından geliştirilen XNO teknolojisiyle donatılmış lityum iyon batarya hücresini tanıtmıştı. Bu gelişmeler, niyobyum bazlı anot teknolojilerinin endüstri genelinde benimsenmeye başladığını gösteriyor. Niyobyum bazlı elektrikli aracı tanıtmak ilerisi için büyük bir adım.

Echion ve Switch Technologies’in bu öncü iş birliği, elektrikli araç sektöründe yeni bir çağ başlatma potansiyeli taşıyor. Hızlı şarj, uzun ömür ve yüksek güvenlik vaat eden XNO teknolojisi, geleceğin batarya standartlarını belirleyebilir.

Dijital banka platformu Zopa, 85 milyon dolar yatırım aldı!

İngiltere merkezli dijital banka platformu Zopa, 1 milyar dolar değerleme üzerinden 85 milyon dolar yatırım alarak dikkatleri üzerine çekti. Bu yatırım turuna A.P. Moller Holding liderlik ederken, şirketin önceki yatırımcıları arasında SoftBank, Silverstripe, Northzone ve Uprising gibi büyük isimler yer alıyor. Yatırım, Zopa’nın finansal hizmetlerde yapay zeka (AI) teknolojilerine odaklanarak daha fazla yenilik yapmasını ve ilk cari hesap ürünlerini piyasaya sürmesini sağlamak için kullanılacak. Şirket, bu yeni yatırımı kullanarak dijital bankacılık alanında daha da büyümeyi hedefliyor.

Dijital banka platformu Zopa, 85 milyon dolar yatırım alıyor

Zopa, 2005 yılında Richard Duvall, James Alexander, Giles Andrews, David Nicholson ve Tim Parlett tarafından kuruldu. İlk başta bir peer-to-peer (P2P) kredi platformu olarak faaliyete geçen şirket, kredi verenlerle kredi alanları doğrudan birbirine bağlayarak aracı bankaları ortadan kaldıran bir model sundu. Ancak, 2020 yılında bankacılık lisansı alarak faaliyet alanını genişletti ve geleneksel bankacılık hizmetlerine de adım attı. Bugün, kredi kartları, kredi ve tasarruf hesapları gibi geleneksel bankacılık ürünlerini sunan Zopa, aynı zamanda finansal teknoloji (fintech) alanında önemli bir oyuncu olarak öne çıkıyor.

Zopa, 1.3 milyon müşterisine çeşitli finansal hizmetler sunuyor ve bunlar arasında kredi, kredi kartları, tasarruf hesapları gibi ürünler bulunuyor. Şirket, büyümesini artırarak, Octopus Energy ve John Lewis gibi büyük markalarla stratejik ortaklıklar kurdu. Bu ortaklıklar sayesinde Zopa, finansal hizmetler alanında daha geniş bir müşteri tabanına hitap etmeyi başardı.


Şirketin 2022’de halka arz (IPO) planlarını duyurmasına rağmen, piyasa koşullarının elverişsizliği nedeniyle bu planlarını erteleme kararı almıştı. Zopa, 2024 yılı itibarıyla aldığı bu yeni yatırımı ve büyüme stratejilerini değerlendirerek halka arzı tekrar erteleme kararı aldı. Şirket, IPO’yu şu an için öncelikli bir hedef olarak görmediğini ve gelecekteki piyasa koşullarına göre halka arzı yeniden değerlendirebileceğini belirtti. Yatırımcılar ve şirket yetkilileri, IPO’nun tekrar gündeme gelmesinin ancak piyasa koşullarının daha uygun hale gelmesiyle mümkün olacağını ifade etti.

Zopa’nın aldığı bu yeni yatırım, şirketin dijital bankacılık sektöründeki liderliğini pekiştirmesinin yanı sıra, teknoloji ve yenilikçi hizmetler geliştirme açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Zopa, yapay zeka ve dijital çözümlerle finansal hizmetleri daha erişilebilir hale getirmeyi ve daha verimli bir şekilde sunmayı hedefliyor.