Krizi fırsata çevirmeye çalışanlarda bugün; KİĞILI

Coronavirus etkisi e-ticaret sektöründe ilginç gelişmelere sahne olmaya devam ediyor. Son olarak, fiziksel mağazalarını kapatma kararı alan Türkiye’nin önemli tekstil markalarından Kiğılı, online alışveriş sitesine market ürünlerini de ekledi. 

Markanın konu ile ilgili bir açıklaması oldu ancak beni açıkçası çok tatmin etmedi. 

kigili

Kiğılı market ürünleri ile gündemde

Krizi fırsata çevirmek mi yoksa müşteriye ek hizmetler sunarak yardımcı olmak mı bilemiyorum ama bu hamleyi destekleyenler olduğu gibi anlamsız bulanlar da az değil. Kişisel olarak görüşüm, Kiğılı gibi bir marka için bu girişimin yanlış olduğu yönünde. 

Marka, bir malı veya hizmeti ayırt etmeye çalıştığımız özel bir im olarak tanımlanır. Bir malın veya hizmetin marka olarak tanımlanabilmesi için de değerinin bir çok kesim tarafından kabul edilmiş olması gerekir. Kiğılı gibi tekstil üzerine konumlandırılmış ve değer görmüş bir markanın online alışveriş sitesine market ürünlerini de eklemesi markanın ciddi maddi sıkıntılarla uğraştığı ve çaresizlikten farklı bir sektöre kayacağını düşündürebilir. Burada iyi bir iş yapmaya çalışırken markanız için oluşan algıyı yönetmek daha zor olabilir. Toptancı olan, belli markaları bir araya toparlayıp satan girişimlerde zaman zaman farklı sektörlere ait ürünler de görebiliyoruz. Fakat Kiğılı markası tekstil sektöründe bir üretici, yani toptancı olan bir marka değil. 

Teknolojide de durum aynı şekilde değil midir? Apple veya Samsung’un teknolojik bir ürün üretmek yerine insanlara yardımcı olabilmek için bebek bezi de sattığını düşünebiliyor musunuz? Belki kendilerine ait olan alt markaları bu tip sektörlerde hizmet veriyor olabilir ama konumlandırdıkları ana markalarında teknoloji içeren ürünlerin dışına çıkmıyorlar.

Peki nasıl olmalıydı? Kiğılı bu sektöre bana kalırsa farklı bir marka ve web sitesi ile girmeliydi. Nasıl olsa e-ticaret alt yapım hazır, buradan yürüyelim demek yerine farklı bir marka üretip bu markayı e-ticaret sitesi olarak konumlandırabilirdi. Böylece yanlış anlaşılmaların önüne geçebilirdi. Açıkcası bir çok kişinin market alışverişi yapmak için bu siteyi kullanacağını veya gömlek bakarken yanına bir de makarna ekleyeyim denileceğini pek düşünmüyorum. 

Siz Kiğılı’nın bu hamlesini ve açıklamasını nasıl buluyorsunuz? Aşağıda yorumlarınızı bekliyorum.

Coronathon Türkiye’den koronavirüsle mücadelede 12 yaratıcı proje

0

Etkinlikte birinciliği koronavirüs salgını süresince hastaneye gitmesi istenmeyen ancak sağlık hizmeti alması gerekli hastalara, görüntülü, uzaktan takip modülleri ile sağlık hizmet verilmesini sağlayan tele sağlık girişimi Medibook aldı

Coronathon Türkiye’de, en çok puanı koronavirüs salgını süresince hastaneye gitmesi istenmeyen ancak sağlık hizmeti alması gerekli hastalara görüntülü, uzaktan takip modülleri ile sağlık hizmet verilmesini sağlayan tele sağlık girişimi Medibook aldı. Medibook, aynı zamanda 20 bin TL nakit ödülü ile beraber jüri özel ödülünün de sahibi oldu. Diğer 11 girişim ise aralarında bir sıralama yapılmaksızın 10 bin TL nakit ödülün sahibi oldu. Nakit ödülün yanı sıra paydaşların ilettiği diğer destekler de belirlendi. Ödülleri Ankara Ticaret Odası, Ankara Sanayi Odası, Ankara Ticaret Borsası, Facebook, 212 Girişim Sermaye Fonu, Gedik Yatırım, Enocta verdi. Ayrıca Eczacıbaşı Topluluğu kendi değerlendirmesine göre başarılı bulduğu girişimcilere iş geliştirme desteği, IBM bulut bilişim desteği, Seedstar ise uluslararası hızlandırıcı desteği ödüllerini vereceğini bildirdi.

Coronathon Türkiye’de ödüllerindirilen diğer 11 girişim  

Biotel: Türkiye’de Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümlerinde bulunan ölçüm makinalarını listeleyerek atıl durumdaki kapasitenin Covid-19 testi için kullanılmasını amaçlayan bir uygulama.

Studio Canlı Dersler App: Karantina döneminin sosyal, fiziksel ve psikolojik etkilerini azaltmak için, canlı yayında, sağlıklı yaşam, meditasyon, psikoloji, koçluk, yoga ve fitness uzmanlarıyla buna ihtiyacı olan insanları buluşturan bir platform.

Expona: Evden eve online olarak çeşitli deneyimler sunan atölyelere erişimek için bir platform. 

CoroWarner: Covid-19 için testi pozitif çıkmış kişi ile sosyal etkileşime girmişseniz sizi anlık ve anonim olarak uyaran, yapay zeka algoritması destekli mobil bir uygulama

CoronApp: Salgını takip edebilmek için, bireylerin birbirleriyle olan temaslarını bluetooh sinyalleri ile takip ederek, kişide virüs tanısı durumunda kişinin temas ettiği kişileri uyaracak bir mobil uygulama.

Neoanka: Covid-19 şikayetleri dışında sağlık şikayetlerinin doğru uzmanlık branşına iletilecek şekilde sınıflandırılması ve ilgili uzmanlık branşından hekim ile hastaların online görüşme yapmasını sağlayan yapay zeka destekli bir uygulama.

Güvende Kal: Jeolokasyon desteği ile insan yoğunluğunu tespit edip bu veriyi kullanıcılarına sunan, aynı zamanda hastalığın semptomları üzerinden kullanıcıların kendi sağlık durumlarını kontrol etmelerini sağlayan mobil uygulama.

Kolkola: Kolkola gönüllüleri, STK’ları ve sponsorları bir araya getiren bir “gönüllü” pazar yeridir. Mesela covid-19’dan dolayı dışarı çıkması yasak olan yaşlılar için alışveriş yapmanın bu platformla yapılması amaçlanmaktadır.

CoGuard: Covid-19 kaynaklı ve benzeri sağlık sorularına ve isteklerine cevap vermek için uzmanları ve kurumları bir araya getiren bir chatbot uygulaması.

Fact Checker: Covid-19 salgını başta olmak üzere ülkemizde varolan bilgi kirliliğine karşı haber doğrulayıcılarının yalan haberlerle savaşmalarına yardımcı olacak bir sistem.

BirCan: Sokak hayvanlarına destek sağlamak için gönüllüleri, STK’ları, belediyeleri, veterinerleri, evcil hayvan sahiplerini ve diğer paydaşları bir araya getiren platform

 

 

 

Kiğılı’dan internetten market ürünleri satışı açıklaması

Şirket gelen tepkiler üzerine bir açıklama yaptı 

Hatırlanacağı gibi, Kiğılı dün e-ticaret kanalı olan kigili.com üzerinden temel ihtiyaç malzemeleri satışına başlamıştı. Şirket gelen tepkiler üzerine bir açıklama yayımladı. Açklamayı aşağıda paylaşıyoruz:

“Bu toprakların gücü birlik olmaktan gelir…

Sabrın, paylaşmanın ve dayanışmanın ülkemiz için ne kadar elzem olduğunun bilincindeyiz. İşte tam da bu yüzden harekete geçtik.Kiğılı Ailesi olarak; evimizi ve lojistik gücümüzü, bu zor günlerde tüm üreticilerimizin ve milletimizin hizmetine açtık. Türkiye’nin evde bir eksiği kalmasın diye, Kigili.com’da ihtiyaç duyulan tüm ürünlere yer verme sorumluluğunu üstlendik.Vatandaşlarımızı mağdur etmemek, Türkiye’nin dört bir yanındaki üreticilerimize bir nebze nefes olmak adına başlattığımız bu çalışmayla evlerdeki ihtiyaç duyulan tüm temel malzemeler, Kigili.com’dan tüketiciyle buluşuyor.

82 yıl boyunca sürdürdüğümüz insan odaklı yaklaşımımızla; kimsenin bir eksiği kalmasın diyerek,#hayatevesığarve#evdekal Türkiye” diyerek başlattığımız buçalışmayla insanımızın yaşamını kolaylaştırmaya devam edeceğiz.”

Vakko online satışlarını durduruyor

Moda perakendecisi mağazalarını kapatmasının ardından online satışlarını da durdurdu

Vakko, online satışlarını durdurduğunu açıkladı. Şirket, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklamada, 31 Mart saat 24.00 itibarıyla e-ticaret satışlarına geçici süreyle ara verdiğini bildirdi.

Vakko ayrıca 18 Mart’ta yine KAP’taki duyurusunda mağazalarını kapattığını ve üretimini geçici süreyle durdurduğunu aktarmıştı. Fakat o açıklamada online mağazalar ve mobil uygulama üzerinden satışların devam edeceği ifade edilmişti. Dün gelen açıklamayla online satışlar da durdurulmuş oldu.

Mavi Jeans ve LC Waikiki de durdurmuştu

Vakko’nun KAP’taki duyurusunda, “31 Mart 2020 saat 24.00’e kadar olan tüm siparişlerin müşterilere en kısa zamanda ulaştırılması ve 31 Mart 2020 saat 24.00’e kadar olan  online siparişlerin iade süreçlerinin 90 güne uzatılmasına, karar verilmiştir.  31 Mart 2020 saat 24.00’den sonra online mağazalarımız ve Vakko app’ten satın alınan ürünler ise ‘Evde Kal’ çağrısı sona erdiğinde en kısa sürede müşterilere ulaştırılacaktır.” ifadelerine yer verildi.

Öte yandan, dün diğer iki moda perakendecisi Mavi Jeans ve LC Waikiki de online satışlarını durdurmuştu.

Çalışanlar prestiji değil, esnek çalışmayı tercih etti

0

Araştırmaya göre, çalışanların yüzde 76’sı, esnek çalışma olanağı sağlanması durumunda işverenlerine bağlılıklarının artacağını ifade ediyor

Yapılan araştırmalar, mobilitenin çalışan algısında olumlu bir yer edindiğini gösteriyor. FlexJobs tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre, çalışanların yüzde 76’sı, esnek çalışma olanağı sağlanması durumunda işverenlerine bağlılıklarının artacağını ifade ediyor.

Şirketlerin yüzde 77’si esnek çalışma modeline geçme eğiliminde

İsviçre merkezli araştırma şirketi IWG tarafından yapılan araştırmada çalışanların yüzde 83’ünün esnek çalışma imkânı sunmayan bir işte çalışmak istemediğini ortaya koyuyor. Araştırmaya katılan kişilerin üçte biri, esnek çalışmayı daha prestijli bir pozisyona tercih ettiklerini söylüyor. IWG verilerine göre, işletmelerin yüzde 77’si esnek çalışma sistemine uyum sağlayarak yetenekli çalışanları bünyelerinde tutmayı hedefliyor.

Kurum kültürünün ve dijitalleşmenin önemi artacak

Mobil çalışma ve çalışanlar arasındaki iletişimin önemine değinen Great Place to Work Türkiye Genel Müdürü Eyüp Toprak, takım ruhunun ön planda tutulması gerektiğine şu sözlerle dikkat çekti “Çalışmaların ev ortamında sürdürülmesi, iletişimin kısıtlanması anlamına gelmiyor. Aksine bu durumda takım ruhunun önemi daha ön planda. Teknolojinin sağladığı tüm avantajları kullanarak iş akışını ve sürekliliğini sağlamak mümkün. Global Workplace Analytics tarafından yapılan araştırmaya göre, evden çalışmak, bir şirkete çalışan başına ortalama yılda 11 bin Dolar tasarruf etme olanağı sunuyor. ”

EasyMile’in otonom sürüş testleri sonlandırılıyor

0

Otonom sürüş teknolojileri üreten ve ABD’de 10 şehirde otonom araç testleri yapan EasyMile şirketine testleri sonlandırılması talimatı verildi.

Ohio’da bir EasyMile aracının beklenmedik bir kazaya sebep olması, şirketin teknolojisi hakkında şüpheleri de gündeme taşıdı.

11 Km/s hızla giderken kaza

Kazada araç içindeki bir yolcu yaralanırken, başka bir araca çarpma riski de oluştu. Ancak kazanın sadece saatte 11 km hız ile giderken yaşanması endişe yarattı. O kadar küçük bir hızla hareket ederken aniden fren yapan shuttle’ın içindeki yolcu koltuğundan fırlayarak yere düştü ve yaralandı. 11 km/s hız, bir insanın yaklaşık olarak koşma hızına eşit kabul edilebilir.

Şirketin şimdi güvenlik önlemlerini yeniden gözden geçirmesi ve yazılımını da güncellemesi isteniyor. Ancak bir daha test izni alabilmesi için çok uzun bir süre de geçebilir. 

Bosch, COVID-19 için hızlı test geliştirdi

0

Bosch Healthcare Solutions, Randox Laboratories Ltd. ile birlikte, dünyanın ilk tam otomatik moleküler tanı testlerinden birini geliştirdi

Bosch’un yeni, tam otomatik COVID-19 testi, doktor muayenehaneleri, hastaneler, laboratuvarlar ve sağlık merkezleri gibi sağlık tesislerinin hızlı tanıda bulunmasına yardımcı olacak. Hızlı moleküler tanı testi, Bosch Healthcare Solutions’ın Vivalytic analiz cihazı üzerinde çalışıyor. Bosch Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Volkmar Denner, “Bosch hızlı COVID-19 testinin, koronavirüs pandemisini mümkün olan en hızlı şekilde kontrol altına almada payı olmasını istiyoruz. Bu test, enfekte hastaların tespit edilmesini ve karantinaya alınmasını hızlandıracak” dedi.

Daha hızlı kesinlik, daha düşük yayılma hızı

Sadece altı hafta içinde geliştirilen hızlı test, numunenin alındığı andan sonucun geldiği ana kadar ölçülmek üzere 2,5 saatin altında bir sürede, hastalarda COVID-19 enfeksiyonunu tespit edebiliyor. Hızlı testin bir başka avantajı ise doğrudan bakım noktasında yapılabilmesi. Bu, değerli sayılabilecek bir süre olan numunelerin taşınması ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Ayrıca hastaların sağlık durumu hakkında kesin bilgiyi daha çabuk elde etmesi ve enfekte kişilerin anında tespit edilerek karantinaya alınmasının sağlanması anlamına geliyor. Şu anda kullanılan testlerde hastalar, sonucu almak için genelde bir ila iki gün beklemek zorunda kalıyor. Dr. Denner, “Koronavirüse karşı mücadelede zaman oldukça önemli. Gidip gelmeye gerek olmadan doğrudan yerinde güvenilir, hızlı tanı. Bu, ‘Yaşam İçin Teknoloji’ örneği olan çözümümüzün sunduğu harika bir avantaj” dedi.

Ayırıcı tanı: 10 solunum patojeni eşzamanlı olarak teşhis ediliyor

Bosch’un hızlı testi, doğrudan tüm sağlık kurumları tarafından kullanılabilen dünyanın ilk tam otomatik moleküler tanı testlerinden biri. Tek bir numunenin sadece COVID-19 için değil, aynı zamanda influenza A ve B dahil olmak üzere 9 farklı solunum yolu hastalığı için de test edilmesine izin veriyor. Bosch Healthcare Solutions GmbH’nin Başkanı Marc Meier, “Bosch testinin özelliği, doktorlara daha fazla test yapması için zaman kazandıran ayırıcı tanı imkanı sunmasıdır. Ayrıca doktorlara, uygun tedaviye daha çabuk başlayabilmeleri için hızlı bir şekilde güvenilir tanı sağlıyor” dedi. Yeni geliştirilen test, nisan ayından itibaren Almanya’da, ardından da Avrupa’daki diğer ülkelerde ve dünyanın diğer bölgelerinde kullanıma sunulacak.

Bosch’un hızlı COVID-19 testi, Bosch Healthcare ile Kuzey İrlandalı medikal teknoloji şirketi Randox Laboratories Ltd. arasındaki iş birliğiyle geliştirildi. Meier, “İş ortağımız Randox ile birlikte, bu yenilikçi hızlı testi oldukça kısa bir süre içerisinde geliştirdik. Artık bu ürünü pazara sunabilecek konumdayız. Bosch Vivalytic analiz cihazı, hastalar ve sağlık çalışanları için mümkün olan en iyi korumayı garanti ederek doğrudan hastanede, laboratuvarda veya doktor muayenehanesinde testi güvenli ve güvenilir bir şekilde değerlendiriyor” dedi. Şu anda şirket, Robert Bosch Hospital gibi sağlık tesislerinde görev yapan doktorların ve hemşirelerin hızlı bir şekilde test edilerek başkalarına hastalığı bulaştırma riski olmadan görevlerine devam edebilmelerini sağlama konusunda nasıl yardımcı olabileceğini araştırıyor.

Bakım noktasında kolay uygulama

COVID-19 ile ilgili gerçekleştirilen çeşitli laboratuvar çalışmalarında Bosch testi, yüzde 95’in üzerinde doğru sonuçlar verdi. Hızlı test, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) kalite standartlarını karşılıyor. Numune, bir swab yardımıyla hastanın burnundan veya boğazından alınıyor. Test için gerekli ayıraçları içeren kartuş, analiz için Vivalytic cihazının içerisine yerleştiriliyor. Analiz sırasında sağlık çalışanları, hastaların tedavisi gibi diğer görevlerle ilgilenebiliyor. Vivalytic analiz cihazı, özel olarak eğitim almamış olan sağlık çalışanlarının bile testi güvenilir bir şekilde yapabilmesine imkan sağlayacak kadar kullanıcı dostu tasarıma sahip bulunuyor. Bosch Vivalytic analiz cihazı, 24 saat içerisinde 10 adede kadar test yapabiliyor. Bu, günde 1.000 testin değerlendirilmesi için sadece 100 cihazın yeterli olduğu anlamına geliyor. Koronavirüsün dinamik yayılma hızı dikkate alındığında, laboratuvarlar zaten kapasitelerinin üstünde çalışıyor. Bu nedenle Bosch Vivalytic’in, mevcut test kapasitesini artırmaya yardımcı olacağı belirtiliyor.

Migros’ta online sipariş ver, mağazadan teslim al

Migros Sanal Market’in internet sitesi ya da mobil uygulama aracılığıyla sipariş verilip Migros mağazalarından teslim alınabiliyor

Müşteriler, Migros Sanal Market’in internet sitesi ya da mobil uygulaması aracılığıyla siparişlerini verip, seçecekleri Migros mağazasından ürünlerini teslim alabiliyor. Hızla yaygınlaştırılması için çalışılan “Mağazadan Teslim” uygulaması sayesinde alışverişte temas en aza indirilmiş oluyor. Ürünler Sanal Market internet sitesi ya da uygulamasından seçildikten sonra, online olarak ödeme yapılıyor. Son adımda ise yakın bölgelerdeki “Mağazadan Teslim” seçeneği bulunan marketler sıralanarak, müşterilerin siparişlerini teslim alacağı mağazayı ve saat aralığını seçmesi isteniyor.

Yakında bütün Türkiye’ye yayılacak

Müşteriler, seçecekleri saat aralıklarından 1 saat öncesine kadar sipariş verilebiliyor. Sipariş teslim edilene kadar paketli ürünler özel hijyenik kasalarda, soğuk ürünler ise 0-4 derece arasında muhafaza ediliyor. İlk etapta Afyon, Amasya, Ankara, Bolu, Çankırı, Çorum, Eskişehir, İstanbul, Karabük, Kayseri, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Tokat ve Zonguldak’ta başlatılan uygulamanın kısa zamanda tüm Türkiye’ye yaygınlaştırılması hedefleniyor. “Mağazadan Teslim” seçeneğinin bulunduğu mağazaların listesine Migros Sanal Market internet sitesi ve mobil uygulamasından erişilebiliyor.

Covid-19 ile yıldızı parlayan video konferans uygulamaları

Covid-19 dijital dünyadaki alışkanlıkları değiştirmeye devam ediyor. İnsanların eve kapanması toplantıların, eğitimlerin ve iş görüşmelerin online platformlardan sürdürülmesine sebep oldu.

Günümüzde bir çok online toplantı uygulaması bulunuyor. Skype ve Zoom platformları bunların en bilinenleri.

Öne çıkan video konferans uygulamaları

Zoom bana göre en başarılı toplantı uygulamalarından biri diyebilirim. Tüm cihazları desteklemesi, kolay arayüzü, kesintisiz kullanımı ve ücretsiz versiyonlarının sunduğu uygun şartlar bence bu uygulamayı ön plana çıkaran detaylar. Ayrıca, herhangi bir üyelik gerektirmeden toplantılara katılma özelliği de ciddi kolaylık. Eğitim kurumlarının çoğunun Zoom platformu aracılığı ile eğitimlerine devam ettiğini görüyorum. Kolay anlaşılabilir bir arayüzü olması öğretmenlerin adaptasyon sürecini de kısa sürede atlatmalarını sağlıyor.

Zoom, Ocak ve Şubat aylarında 5 Milyon’un altında olan indirilme sayısını 26 Mart tarihi itibari ile alınan veriye göre 27 milyona kadar çıkarmayı başardı. Bu artışa eğitim sektörünün ciddi etkisi olduğu düşüncesindeyim.

Skype uygulamasında değişim bu kadar ciddi oranda değil. Ocak ve Şubat aylarında 5 milyonun biraz altında indirilmeye sahip olan Skype’ın Mart ayı verisi 6.2 Milyon indirilme ile kaldı. Gerçi, Skype geçmişten gelen marka bilinirliği sayesinde cihazlara çok önceden yüklenmiş olabilir fakat Skype’ın mobil tarafta kendini geliştirmesi gerektiğine inananlardanım. Rakipleri bu konuda epey ilerlemiş durumda. Örneğin WhatsApp, maksimum 4 kişiye kadar sunduğu görüntülü konuşma fonksiyonu sayesinde Skype’ın önüne geçti diyebiliriz. Skype genel olarak kendini kurumsal bir toplantının yapılabileceği tarzda bir uygulama olarak konumlayamadı diye düşünüyorum. Rekabet ettiği uygulamalara baktığımızda genel olarak WhatsApp, Instagram gibi uygulamaları görüyoruz.

Bunlarla birlikte HouseParty, Tik Tok gibi görüntülü konuşmayı destekleyen sosyal uygulamalarda da ciddi oranda artış olduğu görülüyor. Örneğin HouseParty uygulaması Şubat ayında 300 Bin indirilmeye sahip iken Mart ayı verisi 5.1 milyona kadar çıkmış durumda. Şu an ki ortam, özellikle görüntülü konuşma deneyimi sunan uygulamalar için çok iyi bir pazar imkanı sunuyor.

Berkun Meral
Twitter

Koronavirüs kaygısıyla baş etmenin ipuçları

0

Pandeminin günlük yaşantımıza getirdiği kargaşa bir yana, şu an yaşadığımız belirsizlik durumu günden güne endişelerimizi artırıyor

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Uzm. Psikolog Ceylin Sürek, koronavirüsün sebep olduğu kaygılara karşı tavsiyelerde bulundu. 

  • Günlük rutininize bağlı kalmaya çalışın

Mümkün oldukça aynı saatte uyanıp ve yatıp, günlük aktivitelerinizin yapabileceğiniz kısımlarını yapmaya çalışın. Çoğu çalışanlar evden çalışma sistemine ve öğrenciler de aynı şekilde online ders sistemine geçti. Bu sisteme geçen kişiler; her zamanki saatlerinde kalkıp, işlerini halledip, evde çalışmanın verdiği rahatlığı sürdürebilirler. Kendinize en sevdiğiniz yemeği ve içeceği hazırlayıp, en rahat ettiğiniz yere oturarak çalışıp evde kalmanın avantajlarını kullanabilirsiniz. Sporunuzu yapamadınız mı? Teknolojinin faydalarını kullanın. İlgilendiğiniz spor dalının çeşitli videolarını açıp, özgürce kendi sporunuzu yapacak bir alan oluşturabilirsiniz. Spor salonundaki gibi sosyalleşerek spor yapmak istiyorsanız da, online grup derslerini tercih edebilirsiniz. Kalabalık olmayan, evinize yakın yerlerde kısa yürüyüşler yapıp, temiz hava alabilirsiniz. Bedensel hareketsizlik strese bağlı tepkileri yoğunlaştırır bu nedenle aktif olun, ‘‘nasılsa evdeyim sonra yaparım’’ diye ertelemeyin.

  • Zamanı iyi değerlendirin

Evde yeterince zaman geçirememe durumundan rahatsız olanlar, zamanla ödüllendirildiniz. Eşinizle, çocuklarınızla ilgilenin. Onlarla ilişkinizi kuvvetlendirmek için bu durumu bir fırsat olarak görün. Fiziken izole olmanız, sosyal olarak da izole olmanız anlamına gelmiyor. Yine teknolojinin faydalarını kullanarak sevdiklerinizle, uzun zamandır görüşemediklerinizle konuşun. Onlarla bu dönem geçtikten sonra yapacaklarınızı planlayın. İzleyemediğiniz film, dizi ve okuyamadığınız kitap listesi yapın. Daha önce yapmadığınız bir yemeği, yapmayı deneyin. Evinizde yeni düzenlemeler yapın. Kendinize yararlı olacak ve ya ilginizi çeken bir online kursa yazılın. Kulağa basit gelse de, bu eylemlerde bulunmak kaygılarınıza bir süre ara vermenizi, rahatlamanızı ve yaşam kalitenizi arttırmanızı sağlayacaktır.

  • Kontrol edebildiklerinize odaklanın

Kontrol edemedikleriniz hakkında kaygılanmaktansa, kontrol edebildiğiniz durumlara bakın. Bu virüsün ne kadar yayıldığını ya da size nereden bulaşabileceği gibi durumları düşünmek, kaygınızın artmasına neden olacaktır. Bunları düşünmektense, kontrolü ele alın ve yapabileceklerinize bakın. Kişisel bakım ve sağlık uygulamalarından başlayabilirsiniz. Sağlıklı beslenin, uyku düzeninize dikkat edin, ellerinizi iyi yıkayın, bedeninizi aktif tutun ve egzersiz yapın. Bağışıklığınızı nasıl güçlendirebilirsiniz, araştırın. Diğer yandan, dışarı çıkmanız gerekiyorsa bunla ilgili önlemler alın, dezenfektan kullanın, sosyal mesafeye dikkat edin, kıyafetlerinizi değiştirin, evinizi havalandırın. Düşününce ne kadar kontrol edebildiğiniz durumun olduğunun farkına varın, elinizdeki gücü hissedin. Kontrolünüzü davranışlarınızla sınırlamayın, düşünce gücünüze de odaklanın.

  • Kaygılarınızı somutlaştırın

Kaygımızı düşünceye dökmediğimiz durumlarda onun esiri olabiliyoruz, bu nedenle kaygınızı somutlaştırın. Kendinize sorun; “en kötü senaryo ne olabilir ve bunun gerçekleşme ihtimali ne kadardır” Kanıtlara bakın. Negatif düşüncelerinizi bir kağıda yazıp, alternatiflerini bulmayı deneyebilirsiniz. Örneğin; ‘‘bu virüsten asla kurtulamayacağız’’ diye endişelendiğinizde pandemilerle ilgili geçmişteki gerçeklere göz atıp, alternatif ve gerçekçi düşünceler oluşturabilirsiniz. Pandemilerin belli bir süreden sonra sona erdiğini ve dünya düzeninin geri geldiğini, kendinize hatırlatabilirsiniz.

  • Kendinize yüklenmeyin ve yavaşlamayı öğrenin

Kendinize karşı şefkatli olun. Zor bir dönemden geçiyorsunuz ama yalnız değilsiniz. Normaldeki üretkenliğinize ulaşamadığınızda ya da yapacağınız işe bir türlü konsantre olamadığınızda, durun ve kendinize yüklenmemeniz gerektiğini hatırlayın. İdeal olmayan koşullarda elinizden geleni yapmaya çalışıyorsunuz, bu durumu farkına varın. Kendinize hata payı verebilirsiniz. Yavaşlamayı deneyin, böylece günlük yaşamınızdaki basit zevkleri daha fazla takdir edebilirsiniz. Anda kalın. Bir aktivitede bulunurken telefonunuzu sürekli yanınızda tutmayın, yaptığınız şeye odaklanın. Yavaş yemeyi öğrenin, lezzetleri ve dokuları takdir edin. Bunu yaparsanız; hem daha az yemekle doygunluk yaşarsınız, hem de yemeğin tadından daha fazla zevk alırsınız. Arkadaşlarınızla, ailenizle konuşurken onlara odaklanın, başka şeylerle ilgilenmeden dinleyin. En basit şeyden bile zevk almaya ve bunun eğlenceli yönlerini bulmaya çalışın. Örneğin; bulaşıkları acele yıkamak yerine suyun ve köpüklerin dansını görün. Bu tarz işlere bakış açınızı değiştirdiğinizde; bunları iş yerine, keyifli aktivitelere dönüştürme fırsatı bulursunuz.

  • Bilimsel kaynaklara bağlı kalın ve sürekli medya akışının içinde kalmayın

Birçoğumuz her şeyden haberdar olmak istiyoruz ve sürekli gelişmeleri takip ediyoruz. Öncelikle bu bilgilendirmeleri, güvenilir kaynaklardan izleyin ve okuyun. Uzman olmayan kişilerin önerilerine itibar etmeyin. Diğer yandan virüsle ilgili sürekli haber okumak ve sosyal medyada olmak endişelerimizi arttırabilir. Bu nedenle kendinize sınırlamalar koyun. Elinizde telefonu sürekli tutmayın. Örneğin; film izlerken kendinizi sürekli haberleri kontrol etme ihtiyacında bulmayın, anda kalın ve filmin zevkini çıkarın. Sonradan bu bilgiye zaten ulaşacaksınız, kaygı havuzunun içinden çıkmaya fırsat bulmuşken, tekrar geri dalmayın.

  • Biraz kaygılanmanın her zaman olumsuz bir durum olmadığını farkına varın

Sürekli kaygı ve panik halinde olmak insanı yorar ve hayat kalitesini düşürür. Ancak küçük dozda kaygı bizlere yardımcı olur. Ne kadar keyifsiz bir duygu olsa da kaygı bizleri, potansiyel tehlikeli durumlara karşı hazırlıklı olmamıza ve kendimizi korumamıza teşvik eder. Örneğin, şu an sahip olduğumuz koronavirüs ile ilgili kaygılar; dışarı çıkmamamıza, çıkarsak kalabalık yerlerden kaçınmamıza, ellerimizi sık yıkamamıza, dezenfekte etmemize ve dokunduğumuz yerlere ekstra dikkat etmemize neden oluyor. Ancak kaygı düzeyinin yüksek seviyelere ulaşması olumsuz durumlara yol açabilir. Panik olduğumuz durumlarda duygularımız reaktif, düşüncelerimiz mantıksız ve davranışlarımız da dürtüsel olabilir. Bu panik hali insanları gereksiz olmayan şeyleri almaya itebilir ve başkalarının ihtiyaçlarını karşılayamama problemlerini ortaya çıkarabilir. Unutmayın ki panik; virüsten daha hızlı yayılır, bu nedenle zincirleme bir reaksiyona neden olabilir. Böyle durumlarda baş etme becerilerinize odaklanın. Bu durumla ilgili neler yapabiliyorsunuz onlara bakın.

  • Meditasyon ve nefes egzersizleri deneyebilirsiniz

Kaygınızı azaltmak için meditasyon ve nefes egzersizleri deneyebilirsiniz. Diğer yandan egzersiz yapmak, farklı bir aktivitede bulunmak, sosyalleşmekte kaygı seviyenizin inmesine yardımcı olur. Yardım istemekten çekinmeyin, duygu ve düşüncelerinizi paylaşın. Birçok terapist internet üzerinden online terapi yapmakta, bu servisten faydalanabilirsiniz.

  • Bu durumun geçici olduğunu kendinize hatırlatın

Unutmayın, yalnız değilsiniz. Din, ırk, renk ayırt etmeyen bu virüse karşı tüm dünya olarak savaştayız. Geçmişte insanlık nasıl diğer virüsleri atlattıysa, bu virüsü de birlik ve beraberlik içinde atlatacağız. Evde sıkılıyorum dediğinizde, gece gündüz uyumadan bizler için çalışan sağlık çalışanlarını düşünün. Salgının durması ve normal yaşamımıza dönmemiz için çalışan dünya uzmanlarını düşünün ve bu durumun geçici olduğunu kendinize hatırlatın. 

​Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Covid-19 kiti üreticilerine altyapısını açıyor

0

Merkez, COVID-19 mücadelesinde aktif rol alan kit geliştirici, firma ve kamu kuruluşlarına alt yapısını açıyor

In-vitro tanı kitleri konusunda profesyonel bir kurguya, bilgi birikimi ve alt yapıya sahip olan Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (SUNUM), COVID-19 mücadelesinde aktif rol alan kit geliştirici, antikor/biyolojik ajan üreten firmalar ile kamu kuruluşlarına alt yapısını açıyor.

Sanal işbirliği platformu kurgulandı

Halihazırda değerlendirme aşamasında olan NANOSIS projesi kapsamında SUNUM, “Sağlık için takip ve tanıya yönelik hızlı, ekonomik ve özgün nanoteknolojik bileşen, ürün ve sistemlerinin geliştirilmesi” teması ile enfeksiyon hastalıklarının basit, hızlı ve ekonomik tanısı odağında çalışmalar planlanmakta. Bu kapsamda 24 stratejik ortak ile birlikte tanı kitleri, biyosensörler ve evde sağlık kavramları gibi önleyici tıp çalışmaları ve sağlığı olumsuz etkileyen ajanların moleküler yöntemlerle saptanmasına yönelik ihtiyaçları göz önünde bulundurarak bir sanal işbirliği platformu kurgulandı.

 

İngiliz GSM şirketleri kotaları kaldırdı

0

Coronavirüsü nedeniyle yaşanan pandemide evlere kapanmak zorunda kalan insanların dünya ile tek bağlantısı internet kaldı.

İnternet herkese yetecek mi?

Büyük İngiliz telekom operatörleri şimdi ev abonelerininin internet paketlerindeki kotaları kaldırmak için düğmeye bastılar.

GSM şirketleri de kendi aboneleri için daha fazla kota sağlamak veya daha uygun fiyatlı abonelikler geliştirmek için çalıştıklarını bildirdiler. 

Öyle görünüyor ki, Covid-19 karantinasının daha uzun süre devam edeceği düşünülüyor ve telekomünikasyon şirketleri de kendilerini bu defakto duruma hazırlıyorlar.

 

Facebook, Koronavirüs Bilgi Merkezi’ni Türkçe olarak hayata geçirdi

0

Merkez, aynı zamanda bireylerin sağlıklı kalmaları ve ailelerini ve topluluklarını desteklemeleri için alabilecekleri önlemleri de paylaşıyor

Facebook, Sağlık Bakanlığı da dahil olmak üzere birçok yerel ve küresel sağlık kuruluşunun COVID-19 ile ilgili paylaştığı en güncel bilgilerin ve kaynakların yer aldığı “Koronavirüs (COVID-19) Bilgi Merkezi”ni Türkçe olarak hayata geçirdiğini duyurdu. Merkez, aynı zamanda bireylerin sağlıklı kalmaları ve ailelerini ve topluluklarını desteklemeleri için alabilecekleri önlemleri de paylaşıyor.

Takibe başlanabilmesi için Türkiye’deki Facebook kullanıcılarının haber kaynaklarının en üstünde belirecek olan Koronavirüs (COVID-19) Bilgi Merkezi, Sağlık Bakanlığı’nın yanı sıra Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) gibi küresel sağlık kuruluşları tarafından paylaşılan gerçek zamanlı güncellemelere ve sosyal mesafe ve COVID-19’un yayılmasını önleme ile ilgili yardımcı makalelere, videolara ve gönderilere yer verecek.

Haber başlıkları günlük olarak güncellenecek

Merkezin en üstünde yer alan ana istatistikler ve hem küresel, hem de bölgesel haber başlıkları günlük olarak güncellenecek. Kullanıcılar, sağlık kuruluşlarının paylaştıkları son güncellemelerle ilgili bildirim almak ve bunları haber kaynaklarında görebilmek için merkezi takip edebilecek.

Facebook, geçtiğimiz hafta Türkiye’deki Facebook kullanıcılarını platform üzerinden Sağlık Bakanlığı’nın resmi internet sitesine yönlendiren “Koronavirüsün Yayılmasını Önlemeye Yardımcı Ol” başlıklı açılır iletiyi hayata geçirdiğini duyurmuştu. Şirket, aynı zamanda platformlarında koronavirüs ile ilgili yanlış ve zararlı bilgilerin yayılmasını engellemek adına Sağlık Bakanlığı’na finansal ve teknik destek de sunuyor.

TÜBİSAD: “Bilişim sektörü Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi kapsamına dahil edilmeli”

0

TÜBİSAD sektörün ekonomik olarak desteklenmesine yönelik çağrıda bulundu

Türkiye bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe yüzde 95’in üzerinde bir paya sahip olan, 200’e yakın şirketi temsil eden Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD), yaptığı açıklamayla koronavirüs salgınının bilişim sektörüne etkisine ilişkin görüşlerini ve önerilerini paylaştı.

Bilişim sektörünün sürekliliğini ve gelişimini risklere karşı koruyacak öneriler şöyle sıralanıyor:

  • Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi’nde yer alan muhtasar, KDV, SGK primlerine yönelik desteklerin bilgi teknolojileri sektörüne de uygulanması
  • Hizmet sektöründe faaliyet gösteren firmaların yapı taşını teşkil eden insan kaynağının korunması amacıyla,  önümüzdeki üç ay boyunca, başka iş bularak ayrılanlar hariç tutularak, aynı sayıda ve ücrette istihdam sağlayan firmalardan (çalışan sayısının %3-5’ten daha fazla azalmaması durumunda ) SGK ve muhtasar alınmaması, ihtiyaç duyulması halinde üç ay daha uzatılması
  • ‘Kısmi Çalışma Ödeneği’nin bilgi teknolojileri sektörüne de uygulanması 
  • Uzaktan çalışmayı teşvik edici desteklerin sağlanması, düzenlemelerin yapılması, bilişim sektörü, teknoparklar ve Ar-Ge merkezleri için süresiz olarak etkin hale getirilmesi
  • Özellikle uzaktan çalışmayı destekleyecek bilgisayar, tablet vb. donanım alımlarında, yazılım ve hizmetlerde, yerli ve yabancı ayırmaksızın, ÖTV ve KDV’lerin %8‘e indirilmesi
  • Küçük ve orta ölçekli yazılım ve hizmet üreten bilişim işletmelerine yönelik Kamu kaynaklı kabul ve ödeme süreçlerinin hızlandırması
  • GEKAP (Geri Kazanım Katılım Payı) uygulamasının bir yıl ertelenmesi

 

Zoom kullanıcı verileri için yeni karar aldı

0

Zoom kullanıcı verileri paylaşımı konusunda yeni bir karar aldı. Zoom’un artık kullanıcı verilerini Facebook’a iletmeyeceği belirtiliyor.

Zoom kullanıcı verilerini paylaşmayacak

Tüm dünyada koronavirüs nedeniyle remote çalışmada çok ciddi sayılarda artış yaşanıyor. Bu artışla birlikte Microsoft Teams, Slack, Zoom gibi platformlara da talep artıyor.

Online görüşme platformu Zoom, artan taleple stratejisinde de bazı değişikliklere gidiyor. Daha önce kullanıcı verilerini Facebook ile paylaştığı için eleştirilen Zoom, bu konuda geri adım atmaya karar verdi. Zoom kullanıcıların yaşadıkları şehirler, saat dilimleri ve cihazları ile ilgili bilgileri Facebook’a gönderiyordu.

Zoom bu verileri üçüncü parti şirketlerle paylaşmak için kullandığı kodu artık devre dışı bıraktığını duyurdu. Bu da Zoom’un artık kullanıcı verilerini Facebook ile paylaşmayacağı, kullanıcıların gizliliğine daha fazla önem vereceği belirtiliyor. Uzaktan eğitim nedeniyle ülkemizde de kullanıcı sayısı önemli bir artış gösteren Zoom’un bu hamlesinin, kullanıcılar tarafından beğenilmesi bekleniyor.

Google Duo katılımcı sayısını artırıyor

Görüntülü sohbet uygulaması Google Duo katılımcı sayısını artırmaya karar verdi. Daha önce 8 olan katılımcı sayısı artık 12’ye çıkarılıyor.

Google Duo katılımcı sayısı 12 oluyor

Koronavirüs salgınının artmasıyla birçok şirket uzaktan çalışma sistemine geçiş yaptı. Bu da Google Meet, Microsoft Teams ve Google Duo gibi platformlara talebin artmasına neden oldu.

Google’ın sahibi olduğu Google Duo ile kullanıcılar 8 katılımcıya kadar görüntülü görüşme yapabilmekteydi. Ancak koronavirüs sonrası artan talep nedeniyle Google Duo katılımcı sayısını 12’ye çıkarma kararı aldı.

Google Ürün ve Tasarım Müdürü Sanaz Ahari, Google Duo’nun yeni katılımcı sayısıyla ilgili açıklamayı kendi Twitter hesabı üzerinden paylaştı.

Görüntülü sohbet platformlarında yüksek katılımcılı bir toplantı yapılmak istenildiğinde, genellikle ücretli paket satın almak zorunlu hale geliyor. Apple FaceTime 32, Skype ve Messenger ise 50 kişiye kadar görüntülü konuşma imkanı sağlıyor. Google Duo’nun bu hamlesinin, nispeten az katılımlı görüntülü görüşmeler için önemli bir fayda sağlayacak diyebiliriz.

Dyson solunum cihazı üretiyor

Elektrikli süpürge sektörünün dev ismi Dyson solunum cihazı üretmeye başladı.  Dyson şimdiden 10 bini aşkın sipariş almış durumda.

Dyson solunum cihazı siparişleri alıyor

Koronavirüs salgını nedeniyle oluşan tıbbi ekipman ihtiyacı için farklı sektörlerden üreticiler harekete geçti. Özellikle otomotiv ve elektronik eşya üreticileri, bu konuda çok hızlı bir şekilde reaksiyon almaya başladı.

Elektrikli süpürge sektöründeki lider şirketlerden biri olan Dyson da bu konuda harekete geçti. Dyson, 10 gün içinde yeni bir solunum cihazı tasarlayarak bu konuda çok hızlı bir reaksiyon almayı başardı. CoVent isimli bir solunum cihazı tasarlayan şirket, şimdiden sipariş toplamaya ve tıbbi ekipman ihtiyaçlarını gidermek için harekete geçmeye başladı.

Paylaşılan bilgilere göre İngiltere hükümeti CoVent’ten şimdiden 10 bin adet sipariş almış durumda. CoVent’in özellikle kurulan geçici hastanelere önemli bir destek sağlaması bekleniyor. Ayrıca CoVent’in siparişlerine Nisan ayı başlarında başlanacağı da belirtiliyor.

Ayrıca James Dyson da uluslararası sağlık kuruluşlarına 5 bin adet solunum cihazı bağışlayacağını da duyurmuştu. 10 milyar dolarlık kişisel serveti olan James Dyson, sosyal sorumluluk konularındaki hassasiyetiyle de dikkat çeken isimler arasında yer alıyor.

Drone ile koronavirüs testi yapılacak

0

Avustralya merkezli yürütülen bir proje kapsamında drone ile koronavirüs testi yapılmaya başlanacak. Böylelikle kalabalıklar için genel bir tarama yapılabilecek.

Drone ile koronovirüs testi için ilk adım

Tüm dünyada tehlikeli boyutlara ulaşan koronavirüs salgını için Dünya Sağlık Örgütü çok sayıda test yapılmasını öneriyor. Avustralya merkezli Pandemic Drone isimli projeyle bu alanda yeni bir adım atılacak.

Pandemic Drone isimli projeyle, Güney Avusturalya Üniversitesi ve Draganfly Inc. şirketi işbirliği yapıyor. Projenin temel hedefinde ise drone üzerinde bulunan sensörlerle, solunum yolu hastalığı buluan kişilerin tespit edilmesi yer alıyor.

Geliştiriciler Pandemic Drone projesiyle insanların vücut ısılarının, öksürme, burun çekme ve soluk alma verilerini takip edilecek. Böylelikle toplum içinde kişilerin direkt olarak tespit edilmesi sağlanacak.

İlk olarak 2017 yılında grip tarzı rahatsızlıkları tespit etmek için başlatılan bu proje, koronavirüs tehlikesi nedeniyle farklı semptomları da takip edebilecek seviyeye getirildi. Projenin şu an için kesin başarıyla çalışmadığı ancak hızlı müdahaleleri kolaylaştırabileceği belirtiliyor.

Apple koronavirüs sitesi yayınladı

0

Apple kronoavirüs testine ihtiyaç olup olmadığının belirlenmesi için yeni bir web sitesi yayınladı. Bu site, kulalnıcılar tavsiye niteliğinde yardımcı oluyor.

Apple koronavirüs web sitesi yayında

Teknoloji sektörü, kroonavirüsle mücadelede online ve yenilikçi çözümler sunmaya çalışıyor. Teknoloji şirketleri, özellikle yayına aldıkları web siteleri ile bu konuda kullanıcılara yardımcı olmaya çalışıyor.

Sektörün öcü şirketlerinden Apple, kullanıcılara bilgilendirme yapmak amacıyla yeni bir web sitesi yayına aldı. Yayınlanan yeni web sitesinde, kullanıcılara koronavirüse yakalanmamaları için çeşitli tavsiyelerde bulunuluyor. Ayrıca kullanıcılara koronavirüsle iligli online bir test de yapılıyor.

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri, Beyaz Saray Koronavirüs Grubu ve ABD Federal Acil Durum Yönetim Ajansı ile işbirliği yapılarak oluşturulan bu web sitesi, kullanıcılara semptomlarla ilgili çeşitli sorular yöneltiliyor. Kullanıcıların verdikleri cevaplara göre koronavirüs testi yaptırması gerekip gerekmediğiyle ilgili öneri sunuluyor.

Apple, bu web sitesinin sadece tavsiye amacıyla kurulduğunu, bu nedenle yerel sağlık kuruluşlarına da başvurmanın mutlaka gerekli olduğunu belirtiyor. Şu anda İngilizce olarak sunulan bu web sitesinin, önümüzdeki günlerde Türkçe desteği alıp almayacağı henüz bilinmiyor.