Site icon TechInside

Tayfun Acarer’in BTK’daki 10 yılı

Dr. Tayfun Acarer
Dr. Tayfun Acarer

Türkiye, özellikle telekom sektörü Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Tayfun Acarer ile deyim yerindeyse dolu dolu bir 10 yıl geçirdi. Göreve geldiği günden bu yana pek çok ilke imza atan Acarer ve ekibi, kimi zaman çok eleştiri alsa da önemli yenilikler gerçekleştirdi.

2005’te göreve başlayan ve ilk beş yılın sonunda görev süresi Bakanlar Kurulu kararıyla uzatılan Dr.Tayfun Acarer’in yerine geçecek isim resmen açıklanmasa da 27 Mayıs’ta Kurul 2. Başkanlığı görevine atanan Dr. Ömer Fatih Sayan en güçlü isimlerden biri.

Acarer’in 10 yılı

2005’te göreve geldiği günlerde bugünkünden oldukça farklı bir tablo çizen Türkiye bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü 10 yılda önemli bir mesafe katetti. BTK’nın düzenli olarak yayınladığı Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü Raporu ile yıllık faaliyet raporları (2005 / 2013) bu mesafeyi ölçmek için en geçerli gösterge konumunda. Öncelikli olarak kurumun 2000 yılında Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde Telekomünikasyon Kurumu olarak kurulduğunu ve 2008 yılında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu olarak faaliyetini sürdürdüğünü ekleyelim.

Bu isim değişikliğiyle aynı tarihte yürürlüğe giren Elektronik Haberleşme Kanunu çerçevesinde görev ve yetkileri yeniden belirlenen BTK’nın personel sayısı da buna paralel olarak artış göstermiş. 2005 sonunda 311’i merkez, 142’si bölge müdürlüğü olmak üzere 453 kadrolu personele sahip olan BTK’da bu sayılar 2013 faaliyet raporunda -2014 faaliyet raporu henüz yayınlanmadığı için- 648’i merkez, 183’ü bölge olmak üzere 831’e yükselmiş. Kurumun yalnızca 2013’te kadrosuna eklediği personel sayısı ise 64. Bu sayının 20’si İletişim Uzman Yardımcısı, 10’u Teknik Uzman Yardımcısı ve 16’sı da İletişim Uzman Yardımcısı olarak göreve başlamış.

Gelirlerdeki değişim

BTK ismi, medyada yıllar içinde operatörlere kestiği yüksek bütçeli cezalarla da anılmıştı. 2005’te 735 milyon TL gelir elde eden kurum bu gelirlerin yüzde 57’sini kullanım ücretlerinden sağlarken, yüzde 20’si ruhsatlardan, yüzde 13’ünü temsil eden yaklaşık 100 milyon TL ise kayıt dışı cihazların kayıt altına alınmasından elde edilmiş.

2013 sonundaki duruma baktığımızda ise BTK’nın gelirlerinin 2005’e oranla iki kattan fazla artarak 1 milyar 723 milyon TL’ye yükseldiği görülüyor. Bu gelirlerin 1 milyar 333 milyon TL’sini kullanım ücretleri, 211 milyon TL’sini ise ruhsatname ücretleri oluşturuyor. BTK, elde ettiği gelirlerin yaklaşık yüzde 90’ı olan 1 milyar 552 milyon TL’yi Evrensel Hizmet Fonu ile Ar-Ge Fonuna aktarırken bir bölümünü de üye olduğu uluslararası kuruluşların üyelik aidatı olarak ve çalışanlarıyla ilgili primler için Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) aktarmış.

İşletmeci sayıları

Yine 2005 ve 2013 tarihli raporları karşılaştırdığımızda 2004’te 192 olan toplam işletmeci sayısının 2005’te 218’e, 2013 sonunda ise 500’e çıktığı görülüyor. Yine güncel raporda toplam 808 adet yetkilendirme verildiği belirtiliyor. Kurumun Mart 2015’te yayınladığı ve 2014 sonunu baz alan sektör raporuna göre elektronik haberleşme sektöründe yetki alan 672 işletmeci bulunuyor. Yetkilendirme adedi ise 1127’ye ulaşmıştı. Bu sayının aslında daha fazla olduğunu, ancak Ocak ayı başında alınan kararla sabit telefon hizmeti veren 23 firmanın yetkilendirilmesinin iptal edildiğini ekleyelim.

3G ve sonrası

BTK’nın Tayfun Acarer başkanlığındaki önemli hamlelerinden biri kuşkusuz 3G ihalesi oldu. Kasım 2008’de gerçekleşen bu ihale sonrası sektörde yaşanan ciddi hareketlenme ekonominin geneline de yansımıştı. Üç operatörün ödediği lisans bedeli ise 970 milyon Avro’ya (o dönemdeki karşılığıyla 1 milyar 970 milyon TL’ye) ulaşmıştı.

Eğer 4G ihalesi, önceden belirlendiği gibi gerçekleşseydi Acarer hem 3G hem de 4G ihalesini gerçekleştiren kurumun başkanı olarak anılacaktı. 4G ihalesinin 26 Ağustos’a ertelenmesi ve geçen hafta bahsettiğimiz ikinci bir erteleme ihtimalinin doğması Acarer’in bu ünvanı almasına engel oldu. 3G’de 970 milyon Avro gelir elde eden hükümetin, 4G’den en az 2,3 milyar Avro beklediğini de sözlerimize ekleyelim. Güncel verilere göre Aralık 2014 itibariyle Türkiye’de yaklaşık yüzde 92,5 penetrasyon oranına denk gelen 72 milyona yakın mobil abone bulunurken; yine aynı dönem için mobil genişbant abone sayısı ise 32 milyonu aşmış durumda.

e-İmza dönemi

2005 yılı, aynı zamanda Türkiye’nin e-imza ve e-dönüşüm ile tanıştığı yıl olma niteliği de taşıyor. Bu alanda hizmet vermek için yetki alan ilk üç kurum olan E-Güven, TÜBİTAK-UAKAE Kamu Sertifikasyon Merkezi ve TürkTrust’ın incelemeler sonrası hizmet vermeye başlaması Acarer’in göreve başladığı ay gerçekleşiyor. 2006’da dördüncü bir şirket bu sürece dahil olurken bu alanda yetkilendirilen şirketler 2014 sonu itibariyle 1 milyon 290 bin’i e-imza ve 357 bini mobil imza olmak üzere 1 milyon 647 bin elektronik sertifika oluşturdu.

Nesnelerin interneti ve M2M

Yine son 10 yılda tanıştığımız kavramlardan biri de nesnelerin interneti ve onun bir alt dalı olarak kabul edilen makinelerarası iletişim, yani M2M. BTK verilerine göre 2014 sonu itibariyle M2M abone sayısı 2,5 milyona ulaşmış durumda. Özellikle 5G ve nesnelerin interneti kapsamındaki cihazların hayatımızın tümüne yayılmasıyla bu sayının milyarlarla telaffuz edilmesi öngörülüyor.

Fiber altyapı

İletişim teknolojilerinin yer aldığı her alanda olmazsa olmazlardan biri haline gelen fiber altyapı da gelişme yaşanan önemli bir konu. BTK’nın güncel verilerine göre 192 bin 671’i Türk Telekom’un, 52 bin 176’sı alternatif işletmecilerin olmak üzere yaklaşık 250 bin kilometre uzunluğunda fiber altyapıya ulaşılmış durumda. Ancak bu alanda yapılan yatırımların yetersiz olduğuna dair Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği’ni (TELKODER) uyarılarına da kulak asmakta fayda var. Telkoder Başkanı Yusuf Ata Arıak’ın açıklamaları, İstanbul başta olmak üzere bazı yerel yönetimlerin kazı izni konusunda sıkıntı yaşattıkları ya da sadece seçtikleri bir firmaya izin verdiği yönünde. Mahkeme kararıyla da tescillenen bu durum, Tayfun Acarer’in yönetimindeki BTK’nın çözüm bulamadığı konular arasında yer alıyor.

Sektörle barışık bir bürokrat

Dr. Tayfun Acarer’in koltuğu için en güçlü aday, kısa süre önce ikinci başkanlık görevine getirilen Dr. Ömer Fatih Sayan

Bugün, özellikle telekom sektöründeki hangi yöneticiyle konuşursanız konuşun, tamamına yakını Dr. Tayfun Acarer’in BTK’nın başında olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirecektir. Bu memnuniyette, Acarer’in sektörü her daim dinleyen, önerilerine kulak asan tavrı bulunuyor.

Bununla birlikte kimi zaman TBMM’de alınan kararlarla hem sektör hem de tüketiciler için TİB’deki yapılanma, dinlemelere dair gelişmeler, Twitter gibi sosyal medya sitelerinin kapatılması, yüklü miktardaki cezalar gibi olumsuz adımlar attığı da görülen BTK için her şey bu 10 yılın sonunda toz pembe değil. Ancak sektör içinden tabloya baktığımızda BTK için “sektörün öneminin farkında olan ve değerini bilen bir düzenleyici kurum” tanımı yapmak yanlış olmayacak.

Acarer’in ardından

Görev süresinin dolmasıyla koltuğundan ayrılan Acarer’in yerine gelecek isim, bu yazıyı hazırladığımız sırada netleşmemişti. Ancak, 27 Mayıs günü alınan kararla ikinci başkanlığa getirilen Dr. Ömer Fatih Sayan, 2014’ten bu yana BTK üyesi olarak görev alıyor. 2007-2014 arasında Başbakanlık bünyesinde Başbakanlık Müşavirliği ve Başbakan Başmüşavirliği görevlerinde bulunan Sayan, 1995’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde başladığı çalışma hayatında Türkiye dışında Almanya ve ABD’deki özel şirketlerde çip üretimi, cep telefonu dizaynı, Ar-Ge gibi konularda görev almış bir isim.

Exit mobile version