McAfee markası, teknoloji dünyasının en iyi bilinen markalarından biri. Teknoloji dünyasının ilk ticari antivirüs yazılımı olan McAfee’yi geliştiren yazılımcı ve girişimci John McAfee, daha sonra şirketini Intel’e satmış ve şirketle tüm ilişkisini keserek Latin Amerika’ya yerleşip, silahlar ve kadınlarla dolu, macera dolu bir hayat yaşamayı seçmişti.
Yeni hayatından görüntüleri de, henüz Instagram’ın olmadığı yıllarda, özel blogundan yayınlayarak yine teknoloji dünyasının ilk foto-blog yıldızlarından birine dönüşmüştü. Başka bir deyişle, Instagram’da fenomen olarak ortaya çıkan Dan Bilzerian‘dan çok daha önce, John McAfee vardı.
Elbette o dönemde, “McAfee” ismini sadece teknolojiyle yakından ilgilenen kesimler, teknoloji sektöründeki insanlar biliyordu ama buna rağmen John’un blogunun büyük ilgi gördüğünü de kabul etmek lazım.
McAfee blogunda sadece, kucağına oturttuğu sayısız güzel kız ve elindeki ağır makineli silahlarla Latin Amerika’daki kumar masalarında çektiği fotoğrafları paylaşmıyor, aynı zamanda teknoloji dünyasına dair önemli olayları yorumluyor, dijital güvenlik konusunda makaleler kaleme alıyordu. Bu insanın, dünyanın en önemli dijital güvenlik uzmanları arasında olduğunu da unutmamak lazım.
McAfee’nin hayatındaki ilginç bir gelişme ise, tüm bu kumar-kadın-silah-macera dolu yaşamı sırasında Guatemala’da cinayetle suçlanarak aranmaya başlaması oldu. McAfee, böyle bir cinayet işlemediğini ve Guatemala’daki devlet yetkililerinin servetine el koymak için ona kumpas hazırladığını dile getirerek tutuklanmadan önce kaçıp saklandı ve kaçak yollardan, saklana saklana ABD’ye geri döndü. ABD’de ise hakkındaki suçlamalar düştü.
Sansasyonel hayatı, medyaya verdiği abartılı fotoğraflarla hep ilgi çeken bir karakter olan McAfee herhalde en çok, saygın ve güvenilir bir Antivirüs ürünü olarak McAfee markasını satın alan Intel’in yöneticilerini çıldırtıyordur ancak şimdi ABD’li politikacılar da ona “sinir olanlar” kervanına katılacak gibi görünüyor zira John McAfee 2016 başkanlık seçiminde aday olacağını açıkladı.
Aslında ABD’de başkanlık seçimlerine, bireyler de aday olabiliyor ve çok sayıda aday ortaya çıkıyor. Ancak bunlar, oturdukları semtin ötesinde oy alamadıkları için isimlerini duyan olmuyor. Öte yandan, McAfee bu geleneği değiştirebilir zira kendisi teknoloji dünyasının çok iyi bilinen bir ismi ve dobralığı ile gençler arasında sevildiği de bir gerçek. Dolayısıyla, kimse Demokrat ve Cumhuriyetçi Parti adaylarını geçmesini beklemiyor ancak ülke çapında hatırı sayılır bir oy alarak, yarışı üçüncü bitirebileceğini düşünüyorlar. Yine de bunun ABD politikasına bir etkisi olabilir çünkü gençlerin McAfee’ye verdiği oylar nedeniyle, asıl iki büyük aday arasındaki oy dengesi değişebilir, yani ABD Başkanlık seçiminde McAfee’nin büyük bir etkisi olabilir.
Hatırlayalım, daha önceki seçimlerde başkan adayı Al Gore’un, daha fazla oy almasına rağmen kaybettiği seçimde, her eyaletteki sandıklarda bir-iki oy farkı seçimin sonucunu belirlemiş ve ABD başkanı, Al Gore’den daha az oy alan George W. Bush olmuştu.
Şimdi bakalım, teknoloji dünyasında dijital güvenlik alanında çığır açan bu renkli ve ironik karakter, ABD siyasetinde bir iz bırakabilecek mi?
Ezkaza, John başkanlık yarışını kazanıp Beyaz Saray’a yerleşecek olursa da, artık herhalde Beyaz Saray’ın içinde çekilmiş, çıplak kızlarla dolu kokain ve kumar partileri fotoğraflarına alışmamız gerekebilir.
Buradan bu yayiyi yazana doylemek istedigim birsey var. McAfee abd baskani olmak istiyor diye yazi yazmayiniz. Ben de dunyayi yonetmek istiyorum ama takan yok beni :)) Ayni McAfee de oldugu gibi. Kim takar onu :))