Site icon TechInside
Siber güvenliğin geleceği nasıl şekilleniyor?

Siber güvenliğin geleceği nasıl şekilleniyor?

Hiper Bütünleşik Altyapı ve Siber Güvenliğin Geleceğini Şekillendiren Üç Önemli Trend

Işıl Hasdemir
Dell Technologies Türkiye Genel Müdürü

Dijital dönüşüm, dünya genelinde hız kazanırken, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesindeki kuruluşlar, değişen BT ihtiyaçlarını karşılayabilmek için Hiper Bütünleşik Altyapı (HCI) çözümlerine her zamankinden daha fazla yöneliyor. Dell olarak biz de bu dönüşümün merkezinde yer alıyor ve müşterilerimizin, bilgi işlem, depolama ve ağ kaynaklarını tek bir sistemde sorunsuz bir şekilde entegre etmelerini sağlayan HCI teknolojileriyle iş süreçlerini dönüştürmelerine yardımcı oluyoruz.

Günümüzün güvenlik tehditleri göz önüne alındığında, HCI’nın sunduğu avantajlar sadece maliyetlerin azaltılması veya operasyonel verimlilikle sınırlı değil; aynı zamanda veri güvenliğini en üst düzeye çıkarmak ve tehdit yüzeylerini en aza indirmek gibi kritik önlemleri de içeriyor. Data Fusion Insights tarafından yayımlanan son rapora göre, Avrupa Hiper Bütünleşik Altyapı (HCI) Sistemleri Pazarı’nın 2023 yılında 50 milyar dolar değerinde olduğu, 2024’ten 2031’e kadar yüzde 8,23’lük bir yıllık bileşik büyüme oranıyla (CAGR) 2031 yılına kadar 86,98 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. EMEA bölgesinde HCI ile siber güvenliğin bir araya gelmesini sağlayan üç temel trendi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Yapay Zekâ ve Otomasyon Füzyonu

Yapay zekâ (AI) ve otomasyon, özellikle kuruluşların maliyetleri kontrol altına alırken BT operasyonlarını optimize etme baskısıyla karşı karşıya kaldığı EMEA bölgesinde HCI’yı önemli ölçüde geliştiriyor. Yapay zekâ ile güçlendirilmiş HCI çözümleri, öngörücü analizler sunarak BT ekiplerinin performansı etkilemeden önce potansiyel sorunları öngörmesine ve çözmesine olanak tanıyor. Örneğin yapay zekâ algoritmaları, HCI sistemleri tarafından üretilen büyük veriyi analiz ederek donanım arızaları veya performans darboğazlarını işaret eden kalıpları tespit edebiliyor. Bu süreçlerin otomatikleştirilmesi, kuruluşların daha esnek ve duyarlı bir BT altyapısı oluşturmalarına yardımcı olarak kaynakların en iyi şekilde tahsis edilmesini ve kesinti sürelerinin en aza indirilmesini sağlıyor.

Ayrıca, HCI’da yapay zekâ destekli otomasyon siber güvenlik alanına da uzanıyor. Kuruluşlar, yapay zekâyı HCI platformlarına entegre ederek tehdit algılama ve müdahale yeteneklerini güçlendirebiliyor, aynı zamanda uç noktalarda, kurum içinde ve bulut ortamlarında veri bütünlüğünü ve uyumluluğunu sağlayabiliyor. Yapay zekâ, ağ trafiğini hızla analiz edebiliyor, olağandışı davranışları tespit edebiliyor ve olası tehditlere gerçek zamanlı müdahale ederek veri ihlalleri ve siber saldırı riskini azaltabiliyor.

Uç Bilişim Dağıtık HCI ile Buluşuyor

EMEA bölgesindeki kuruluşlar dijital ayak izlerini genişlettikçe uç bilişime olan talep de artıyor. Bu yaklaşım, gerçek zamanlı veri işlemeye dayanan üretim, sağlık ve perakende gibi sektörlerde kritik bir ihtiyaç olan veri işlemeyi, verinin üretildiği yere yakın hâle getiriyor. Gartner, 2025 yılına kadar kurumsal olarak üretilen verilerin yüzde 75’inin geleneksel veri merkezleri veya bulut ortamları dışında oluşturulacağını ve işleneceğini öngörerek uç bilişimin öneminin altını çiziyor.

HCI, modüler ve ölçeklenebilir yapısı sayesinde uç bilişimi desteklemek için oldukça uygun. Dağıtık HCI çözümleri, kuruluşların büyük ölçekli geleneksel veri merkezi yatırımları gerektirmeden altyapılarını uç konumlarına genişletmelerine olanak tanıyor. Bu yaklaşım, uçta gerçek zamanlı veri işleme ve analizini mümkün kılarak gecikmeyi azaltıyor ve karar alma süreçlerini iyileştiriyor.

EMEA bölgesinde, kuruluşların yerel veri işleme çözümlerine ve merkezî veri merkezlerine olan bağımlılığı azaltma arayışına paralel olarak dağıtık HCI’nın benimsenmesi artış gösteriyor. Örneğin, sağlık hizmetlerinde dağıtık HCI, hasta verilerinin bakım noktasında gerçek zamanlı analizini destekleyerek hasta sonuçlarını ve operasyonel verimliliği artırıyor. Benzer şekilde, perakende sektöründe uç tabanlı HCI kullanımları, gerçek zamanlı envanter yönetimini ve müşteri analizini kolaylaştırarak genel alışveriş deneyimini iyileştiriyor.

Sıfır Güven Mimarisi ile Siber Güvenliğin Yükseltilmesi

EMEA bölgesinde HCI’nın benimsenmesi artarken, siber güvenlik en öncelikli konulardan biri hâline geliyor. Verilerin kurum içi, bulut ve uç noktalar arasında dağıtıldığı bir ortamda, geleneksel çevre tabanlı güvenlik modelleri artık yeterli olmuyor. Bu değişim, Sıfır Güven Mimarisinin (ZTA) siber güvenlikte önemli bir trend olarak yükselmesine yol açıyor.

Sıfır Güven, “asla güvenme, her zaman doğrula” ilkesi üzerine kuruludur yani ağın içinde veya dışında bulunan hiçbir varlığa güvenilmez. Her kullanıcı, cihaz ve uygulama, kaynaklara erişmeden önce sürekli olarak kimlik doğrulama ve yetkilendirme süreçlerinden geçmelidir. Dell Technologies olarak yakın zamanda yürüttüğümüz Innovation Catalyst araştırmasına göre kuruluşların yüzde 89’u, giderek daha karmaşık hâle gelen tehdit ortamında kritik varlıklarını koruma çabasıyla Sıfır Güven stratejisi izliyor.

HCI platformları, giderek daha fazla Sıfır Güven prensiplerine uygun olarak tasarlanıyor ve iş yüklerini izole etmek ve tehditlerin altyapı içinde yayılmasını sınırlamak için mikro segmentasyon gibi özellikler içeriyor. Ayrıca HCI çözümleri, güvenliği artırmak için gelişmiş şifreleme, çok faktörlü kimlik doğrulama ve sürekli izleme özelliklerini entegre ediyor.

EMEA bölgesinde finans, kamu ve kritik altyapı gibi sektörler, HCI ortamlarında Sıfır Güveni benimseme konusunda öncülük ediyor. Siber saldırılara karşı özellikle savunmasız olan bu sektörler, riskleri azaltmak ve sıkı yasal gerekliliklere uyum sağlamak için Sıfır Güveni kullanıyor.

Özetle; HCI, kaynakları tek bir platformda birleştirerek kuruluşların değişen ihtiyaçlara hızla uyum sağlamalarına olanak tanıyor ve dijital dönüşüm için kritik önem taşıyor. Yapay zekâ otomasyonu, uç bilişim ve Sıfır Güven’in entegrasyonu, EMEA genelinde HCI’da bir sonraki inovasyon dalgasını tetikliyor. Bu gelişmeleri benimseyen kuruluşlar, yapay zekâ liderliğindeki dijital çağ için ölçeklenebilir, esnek ve güvenli ortamlar inşa edebiliyorlar.

Işıl Hasdemir
Dell Technologies Türkiye Genel Müdürü

Işıl Hasdemir
Dell Technologies Türkiye Genel Müdürü

Dell Technologies Türkiye’de iş strateji ve yönlendirmeden sorumlu olan Işıl Hasdemir, Temmuz 2020’de görevine başladı.

Hasdemir; Türkiye’de satış, servis ve destek fonksiyonlarını birbirinden ayıran ve şirketin, kuruluşların dijital dönüşüm gündemlerini hızlandırmalarına yardımcı olma misyonunu başarıyla yürüten bir ekibe liderlik ediyor. Hasdemir’in liderliğindeki Dell Technologies, Türkiye’nin ICT sektöründeki güçlü konumunu korumaya devam ediyor.

Türkiye’nin öne çıkan teknoloji liderlerinden biri olan Hasdemir, aynı zamanda Dell Technologies bünyesinde “teknolojiyi dünyanın daha iyi bir yer haline getirilmesi adına kullanma” misyonuyla çeşitli projelere imza atıyor.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Elektrik ve Elektronik Mühendisliği lisans derecesine sahip olan Hasdemir, Dell Technologies’e katılmadan önce 2005’te Cisco Ülke Lideri ve ardından 2009’da Genel Müdür Yardımcısı olarak atanmış ve kariyerinin öncesinde ise NCR Türkiye’de çeşitli liderlik görevlerinde bulunmuştur.

Exit mobile version