Teknoloji devi Salesforce ile rekabet eden ve müşteri ilişkileri yönetimi için düşük kodlu bir yazılım platformu olan Creatio, yaptığı bir açıklama ile yeni bir finansman turunda 200 milyon dolar toplamaya başardıklarını duyurdu. Böylece firmanın değeri 1,2 milyar dolara çıkarak yeni bir unicorn firmanın doğmasını sağlamış oldu.
Sapphire Ventures liderliğindeki fonlama, Creatio’nun gelirinin birkaç yıl boyunca yıllık %50 oranında artmasının ardından geldi. StepStone Group ve mevcut yatırımcılar Volition Capital ve Horizon Capital de finansman turuna katıldı. Daha önce Creatio, birkaç yıl süren “bootstrapping” sürecinin ardından 2021 yılında 68 milyon dolar toplamıştı; bu da şirketin dış finansman sağlamadan ayakta kalması anlamına geliyor. Tüm bu pozitif haberlere karşın şirketin hala kâr etmiyor oluşu ise dikkat çekici.
Creatio’nun kurucusu ve CEO’su Katherine Kostereva konuyla ilgili olarak, “Creatio’nun temelini oluşturan düşük kodlu otomasyon platformu, iş akışlarınızı anında otomatikleştirme özgürlüğü sağlıyor” diyor ve ekliyor: “Ortak yatırımcılarımızın aramıza katılmasından dolayı çok mutluyuz, ancak strateji üzerindeki kontrol de kurucu ekipte kalmaya devam edecek.”
2014 yılında kurulan Creatio, Polonya ve Ukrayna da dahil olmak üzere yedi küresel ofiste 700 kişiyi istihdam ediyor. Müşteri ilişkileri yönetimi alanında Salesforce ile rekabet eden firma AMD, Coca Cola ve MetLife gibi orta ve büyük ölçekli şirketlere hizmet veriyor. Şirket, pazarlama ve satışla ilgili görevlerde otomasyonu hızlandırmak için üretken yapay zekayı (AI) kullanarak ürün geliştirmesini daha da hızlandırmak için yeni finansmanı kullanmayı planlıyor.
Yatırıma öncülük eden Sapphire Ventures’ın genel müdürü Rajeev Dham’a göre, düşük kodlu ve kodsuz girişimler 2021’deki fonlama çılgınlığından sonra bir durgunluk yaşarken, Creatio belirli iş süreçlerine odaklanmasıyla öne çıkıyor. Dham, Creatio’yu benzerlerinden ayıran özelliği ise şu şekilde tanımlıyor: “Sadece genel amaçlı, kodsuz bir platform değiller. Oldukça büyük bir pazara odaklanırken, mimari açıdan esnek bir arka uca sahip kodsuz bir platformlar”.
Düşük kodlu ve kodsuz platformlar, genellikle arka ofis işlevleri olarak adlandırılan perde arkasındaki tüm işleri yönetir. Bu platformları tercih eden kullanıcılar, istenen her bir işlev ve yetenek için satır satır kod yazmak yerine bir akış şeması hazırlar gibi uygulamalar oluşturabilirler. Bu platformlar ayrıca genellikle deneme, prototip oluşturma, test etme ve dağıtmaya olanak tanıyan özelliklere sahiptir. Güvenlik özellikleri ise yeni uygulamaları potansiyel siber saldırılardan korumak için özellikle önemlidir.