ABD Savunma Bakanlığı fırlatılan uydu serisinin Füze Savunma Ajansı’nın (MDA) Hipersonik ve Balistik İzleme Uzay Sensörü (HBTSS) için iki uydu ve Uzay Geliştirme Ajansı’nın (SDA) Çoğaltılmış Savaşçı Uzay Mimarisi (PWSA) iletişim takımyıldızı için son dört Tranche 0 uydusunu içerdiğini doğruladı. Bu sistemin nükleer tehditlere karşı çalışacağı iddia ediliyor.
Altı uydudan beşini tasarlayan Amerikan savunma müteahhidi L3Harris, SpaceX Falcon 9 roketinin kullanıldığı fırlatmanın başarılı olduğunu söyledi. İkinci bir HBTSS birimi olan diğer uydu ise Northrop Grumman tarafından inşa edildi. MDA Direktörü Korgeneral Heath Collins, “Bu fırlatma, füze uyarı, izleme ve savunmada yeni bir aşamaya girerken MDA için çok önemli bir zamanı temsil ediyor” dedi. “Bu HBTSS uyduları, düşmanlarımızın önüne geçme çabalarımızda ileriye doğru atılmış önemli bir adımdır.”
Dünkü fırlatmayla birlikte Çoğaltılmış Savaşçı Uzay Mimarisi (PWSA) uydularının toplam sayısı 27’ye yükselirken, bu uyduların tamamı ordunun füze izleme ve veri taşıma kitinin ilk katmanını, diğer adıyla 0. Dilimi oluşturuyor. Bu uyduların fırlatılmasına programdaki bir dizi gecikmenin ardından geçen yılın Nisan ayında başlandı.
PWSA’nın 0. dilim uydularının geçen yıl yaz aylarında gerçekleştirilmesi gereken testleri, ABD Federal Havacılık İdaresi’nin özellikle bu fırlatmanın uçaklar ve yer tabanlı alıcılar için tehlikeli parazitlere neden olabileceği yönündeki endişeleri nedeniyle ancak Kasım ayı sonunda yapılabildi.ABD Ulusal Telekomünikasyon ve Bilgi Ajansı sadece uluslararası sular üzerinde ve adı açıklanmayan bazı karasal bölgelerde yapılacak testler için bir feragatname yayınladı.
PWSA takımyıldızı sonunda dört dilim ve yüzlerce uydudan oluşacak ve ABD ordusu için uzay tabanlı bir iletişim ağı kurmak üzere giderek daha fazla yetenek ekleyecek. PWSA uyduları füze takibinin yanı sıra, saha çizgisinin ötesindeki nesnelerin hedeflenmesini, düşük gecikmeli veri bağlantılarını, gelişmiş konumlandırma ve navigasyon hizmetlerini ve şifreli iletişimi sağlayacak.
PWSA’nın 1. Dilimi için uyduların şu anda inşa edilmekte olduğu ve bu yılın sonlarına doğru fırlatılmalarının planlandığı söyleniyor. Öte yandan Pentagon’un dün yaptığı açıklamaya göre HBTSS uyduları “gelişmiş füze tehditlerini bertaraf etmek için gerekli atış kontrol kalitesi verilerini sağlayan bir uzay sensörü prototip çalışması”. HBTSS uydularındaki füze sensörleri de PWSA uydularındakilerden farklı olup, SDA direktörü Derek Tournear Savunma Bakanlığı’na daha iyi tehdit görünürlüğü sağlayacağını söyledi.
Bu uydular uzay nükleer silahlarını durdurabilirler mi?
ABD yönetimi, Rusya’nın nükleer gücünü artırmaya yönelik çabalarından endişeli. Geçtiğimiz aylarda Rusya’ya nükleer silah veri aktarımı kısıtlaması gelmişti. ABD Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi Başkanı Mike Turner kısa süre önce “ciddi bir ulusal güvenlik tehdidine” işaret eden şifreli bir açıklama yaptı. Raporlar Turner’ın Rusya’nın bir tür uzay tabanlı nükleer silah geliştirme ve konuşlandırma planlarına atıfta bulunduğunu iddia etti, ancak durum gizemini koruyor.
Raporlar Rus silahının diğer uyduları yok etmek üzere tasarlanacağını belirtirken, Turner Başkan Biden’ı çözümün açık bir şekilde tartışılabilmesi için tehdide ilişkin tüm bilgilerin gizliliğini kaldırmaya çağırdı, diğer taraflar ise sükunet çağrısında bulunuyor ve potansiyel silahın bir tehdit olmadığını söylüyor. ABD’nin kurmakta olduğu sistemin ise yeterliliği bilinmiyor.
Bununla birlikte, eğer uzaya nükleer silah konuşlandırma iddiası doğruysa, bu durum Rusya’yı 1967 tarihli Dış Uzay Antlaşmasıyla çelişkiye düşürecektir; zira bu antlaşmaya göre taraf ülkeler “yörüngeye nükleer silah ya da diğer kitle imha silahları yerleştiremiyor”. Anlaşma Sovyetler Birliği tarafından imzalanmıştı ve Rusya tarafından da tanınıyor.
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby, Rusya konusundaki iddialara değinerek “Bu aktif olarak konuşlandırılmış bir kabiliyet değil” dedi. “Rusya’nın bu özel kabiliyetin peşinde koşması rahatsız edici olsa da, kimsenin güvenliğine yönelik acil bir tehdit söz konusu değildir. İnsanlara saldırmak ya da Dünya üzerinde fiziksel yıkıma neden olmak için kullanılabilecek bir silahtan bahsetmiyoruz.”