Faaliyet alanınız ne olursa olsun; hedef kitleniz içinde gençler ve çocuklar varsa, 2016 yılında Snapchat’i pas geçmek gibi bir lüksünüz yok. Tüm pazarlama seminerlerinin vazgeçilmez başlıklarından olan “bireysel iletişim” konusunu benzersiz bir seviyeye taşıyan Snapchat, bu yüzden de sosyal medya stratejisini kurgularken özel bir itina gerektiriyor.
Facebook’taki ya da Twitter’daki içerikler şöyle dursun, orada kullandığınız dil bile Snapchat’te işe yaramaz. Her saniye markalar ve müşteriler arasında dolaşan 9 bin “snap” bunu söylüyor.
Entrepreneur’da Sujan Patel tarafından hazırlanan yedi maddelik liste aynı zamanda Snapchat’in kurumlar için yazılı olmayan kurallarını simgeliyor:
Neyi snap’lediğinize dikkat edin
Facebook, Twitter ya da Instagram’da yaptığınız yanlış bir paylaşımı saniyeler içinde sildiğinizde, onun ekran görüntüsüyle sizi tehdit edebilecek takıntılı bir takipçi nadiren karşınıza çıkar. Snapchat’te ise işin normali bu!
Yayınlanan her paylaşımın, kendi jargonuyla “snap”in, sadece birkaç saniye içinde yok olacağını bilen kullanıcılar, bu nedenle uygulamaya tedarikli giriyor ve snap’leri kaydediyor. Özellikle anlık gelişmelerin yaşandığı, pazarlamacı güdülerinin “bunu paylaş!” diye içinizden haykırdığı anlarda yapacağınız paylaşımlar konusunda çok dikkatli olun. O anın gazına gelerek atacağınız bir snap, birkaç gün geçip ilgili trend sona erdikten sonra başınızı ağrıtabilir.
Her şeyi snap’lemeyin
Diğer ağlarda yüzlerce kişiyi aynı anda takip etmek gençliğin şanındandır. Daha önce belirttiğimiz gibi Snapchat ise daha bireysel bir deneyim için tercih ediliyor. Bu nedenle bir saatte üç-dört defa paylaşım yapacak olursanız, bir süre sonra “Story” sayfasında sizden başka hiçkimse görülemez olur.
Twitter ve Facebook için bu sizi başarıya taşır belki, ama Snapchat’te işler böyle yürümüyor. Bu nedenle Story kısmına sadece en iyi içeriklerinizi yükleyin, tüm snap’leri değil.
Gerçekten önemliyse, Snapchat’i pas geçin
Snapchat’in tümüyle eğlence ve bire bir iletişim üzerine olduğunu hatırlayın. Bu nedenle bir basın duyurusu, yeni bir ürün anonsu ya da benzeri önemde bir güncelleme paylaşacağınız zaman, daha geleneksel kanalları tercih edin.
Bu gibi durumlarda asıl önceliğiniz, mümkün olduğunca kalabalık bir kitleye ulaşmak ve onlara kalıcı bir mesaj vermek olacaktır. Oysa paylaşılan snap’lerin ömrü yarım saat bile değil (ekran görüntüsü alanlar hariç – ilk maddeyi hatırlayın). Bu yüzden önemli bilgileri ve resmi duyuruları paylaşmak için Snapchat’i kullanmayın.
Diğer sosyal ağlardan içerik yönlendirmesi yapmayın
Yeni üniversite mezunlarına vereceğiniz kariyer ipuçlarıyla, liseye yeni biren bir gence vereceğiniz ipuçları aynı olmayacaktır. Aynı şekilde 18 yaş altı gençlerin domine ettiği Snapchat’te diğer sosyal ağlarda paylaştığınız içerikleri bire bir paylaşmayın. Bu platformu asıl kullanma amacınız, markanızın veya işletmenizin farklı bir yönünü, daha kişisel düzeyde anlatmak olmalı. Snapchat fatihi olan pek çok marka, sosyal ağı tam da bu şekilde, sağladığı özgünlük ve bireysellik ile avantaja dönüştürüyor.
Paylaşım sürelerini iyi ayarlayın
Sunduğunuz içeriğe ve hedef kitlenize göre değişkenlik gösterse de, Snapchat’in varsayılan olarak sunduğu 10 saniyelik görüntülenme süresi genelde ihtiyacı karşılamaz; ya fazla gelir ya da az. On saniye kısa gibi görünse de, tek bir görsele bakarken oldukça zor geçebilir.
Bu nedenle varsayılan ayara takılı kalmayın ve Snapchat ayarları arasında bir fotoğrafın ömrünü kendi ihtiyaçlarınıza göre belirleyin. Unutmayın; karşınızda gençler ve çocuklar var: Bir içerik ne kadar çabuk kaybolursa o kadar kıymetli olur.
Etrafa göz atın
Aslında bu öneri Facebook, Twitter ya da kurumların müşteriye ulaştığı diğer sayısız kanal için de geçerli. Ancak Snapchat’te de hatırlatmakta fayda var; eğer iyi bir pazarlama stratejisi çizmek istiyorsanız mutlaka size benzer markaların yaptığı çalışmalara göz atın. Takipçilerin hangi tip kampanyalara nasıl tepkiler verdiğini inceleyin. Onların nelerden bahsettiğine dikkat edin. Ayrıca Snapchat dünyasında yükselen trendlere de yabancı kalmayın.
Sessiz kalmayı deneyin
Eklediğiniz videolarda sesi komple kapatmak, bazen arka plan gürültüsünü engellerken bazen de nostalji efektiyle bir “sessiz sinema” kurgusuna olanak tanır. Markanızın en kreatif tanıtım kampanyalarından birine imza atmak için, sessiz videoları listenin bir maddesine eklemeyi ihmal etmeyin.