Türkiye otomotiv sektörü yıllardır belirli standartlar çerçevesinde ana sanayi firmaları tarafından titizlikle yönetilen bir sektör olarak karşımıza geliyor. Rekabetin her geçen gün arttığı bu sektörde Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) tarafından açıklanan 2023 yılı verilerine göre, Türkiye’nin toplam araç üretimi bir önceki yıla kıyasla yüzde 9 artış göstererek 1 milyon 468 bin 393 adede ulaştı. Üretimde yüzde 9, ihracatta yüzde 5, pazarda ise yüzde 55’lik artış yaşandı. Hızla büyüyen Türkiye yan sanayi pazarı ise çelik, döküm, alüminyum parçaların üretimi ve işlenmesi, kauçuk, plastik parçaların, araç içi parçaların, cam parçaların ve elektrik aksamının üretimi alanlarında başarıyla faaliyet gösteriyor. Birçok ana sanayi şirketinin ülkemizde yapmış oldukları yatırımlar ve Türkiye’nin yerli otomobil hamlesi ülkemizin güçlü bir üretim hacmi olduğunu ispatlayan gelişmeler olarak öne çıkıyor.
Sektördeki bu olumlu gidişatın sürdürülebilirliği, oyuncularının ihracat paylarını artırabilmeleri ve uluslararası arenada pazar payına sahip olabilmeleri için ana sanayi firmalarının şart koştukları belgelere sahip olmaları büyük önem taşıyor. Bunun ötesinde sertifikasyon süreci aynı zamanda firmaların sistemlerinin gelişmesine ve kaliteli üretim yapmalarına katkı sağlıyor.
246 adet IATF belgeli kuruluşa sahip
Bu sertifika sistemleri içerisinde akla ilk gelenlerden olan IATF, otomotiv sektörünün olmazsa olmaz yapıtaşlarından biri olan ve müşterilere etkin bir yönetim sisteminin varlığını gösteren, tedarik zincirinin birçok noktasını uçtan uca inceleyen ve aynı zamanda müşteri özel gereksinimlerinin de dahil edilebildiği bir otomotiv kalite yönetim sistemi sertifikasıdır. Türkiye’de 1183 adet IATF belgeli kuruluş mevcut iken, tam 246 adet IATF belgeli kuruluşa sahip TÜV NORDTürkiye bu alanda pazarı domine eden dünya çapında bir teknik servis sağlayıcısı olarak ana sanayi kuruluşlara üretim yapan aynı zaman uluslararası arenada da faaliyet gösteren firmalara hizmet veriyor. 150 yılı aşkın deneyimi ile TÜV NORD, 70’den fazla ülkede faaliyet gösteriyor. Başta otomotiv olmak üzere son derece yetkin bir denetçi kadrosuna sahip şirket, 30 yıl önce girdiği Türkiye pazarında birden fazla lokasyonu olan çok uluslu firmalara ve büyük kuruluşlara rahatlıkla hizmet verebiliyor.
Bağımsız bir mühendislik hizmetleri sağlayıcısı olarak TÜV NORD’un otomotiv teknolojisi ve mobilite enstitüsü, otomotiv sektöründe çok sayıda hizmet sunuyor.
TÜV NORDTürkiye, IATF ve ISO belgelendirme, siber güvenlik belgesi ve tedarikçi değerlendirmesi gibi hizmetlerle sektörde ön plana çıkıyor. Akredite bir hizmet sağlayıcı olarak tek araç onayları, numune muayeneleri ve tip onay testleri gerçekleştiriyor. Ulusal ve uluslararası alanda sanayi firmaları ve otoriteler için çalışıyor. Müşterilerine tüm tip onayı süreci boyunca destek oluyor. Çalışma grupları ve komitelerin üyeleri olarak AB direktiflerinin ve düzenlemelerinin oluşturulmasına katkıda bulunuyor.
Gücünü çalışanlarından alıyor
Tüv Nord Türkiye Genel Müdürü S. Yasin Çetin, şirket olarak güçlü yanlarını şöyle değerlendiriyor: “TÜV NORD olarak kalifikasyonu yüksek denetçi kadromuz ile gücünü çalışanlarından alan global bir kuruluşuz. Altmış yıldır ulusal, Avrupa ve küresel ölçekte sanayi kuruluşları ve hükümet yetkilileriyle çalışıyoruz. İster üretici ister tedarikçi olun, her bileşen için kapsamlı bilgi ve test çözümleri sunuyoruz. Ayrıca modern araçların mekanik, mekatronik ve elektronik sistemleri konusunda da üst düzey yetkinliğe sahibiz. Hizmet sektöründe faaliyet göstermemiz sebebiyle ulaşılabilir ve çözüm odaklı olma ilkesiyle ilgili akreditasyon yetkinliklerine sahip olmamız ve TÜV NORD Mobility GmbH & Co. KG
IFM – Araç Teknolojisi ve Hareketlilik Enstitümüz sertifikasyon, araç test, muayene hizmetlerinde sunduğumuz hizmetler rakiplerimiz karşısında bizleri güçlü kılıyor.”
TÜV NORD, sürdürülebilirlik odaklı olarak dönüşen sektörün geleceğine şimdiden hazır!
Öte yandan sürdürülebilirliğin giderek önem kazandığı otomotiv sektöründe yakın gelecekte, hafif hibrit, tam hibrit formundaki elektrikli ve şarj edilebilir elektrik motorlu araçlar bireysel ulaşımda belirleyici bir pazar payına sahip olacak. Hibrit ve elektrikli araç teknolojisi, geleceğin mobilitesini karbon nötr hale getirme ve fosil yakıtlara bağımlılığı azaltma potansiyeline sahip. Bununla birlikte araç elektrifikasyonu ilerledikçe güvenlik önemli bir rol oynayacak ve güvenlikle ilgili konuların tasarım ve geliştirme aşamalarında araştırılıp açıklığa kavuşturulması gerekecek. TÜV NORD bu noktada, elektrikli ve hibrit araçların geliştirilmesi, üretimi ve servisiyle ilgili tüm zorlukları karşılayan tip onayı testinden güvenlik değerlendirmesine geliştirme desteğinden parametrelerin oluşturulmasına kadar kapsamlı hizmet paketiyle dikkat çekiyor.
“Çevreyi kurtarmak istiyorsak zihniyetimizi değiştirmeliyiz”
TÜV NORD Türkiye Genel Müdürü S. Yasin Çetin, sektörün değişen trend ve koşullar karşısındaki tavrını ve şirket olarak bu bağlamdaki duruşlarını şöyle değerlendiriyor:
“Türkiye’de faaliyet gösteren firmalar birçok ana sanayi kuruluşuna hizmet verdiklerinden ve birçok tedarikçi denetimlerinden geçmelerinden dolayı otomotiv sektörü standartlarına uyumlular. Bizim amacımız firmaların sistemlerinin güçlenebilmesi ve tedarikçi denetimlerinde hazırlıklı olabilmeleri amacıyla dünyada kabul görmüş ve uygulanan standartlarda tarafsızlık ilkemizin izinde daha iyi bir iş yeri, daha iyi bir çevre ve daha iyi iş uygulamalarını şekillendirmek. Çevreyi kurtarmak istiyorsak zihniyetimizi değiştirmeliyiz. Üreticiler ve tedarikçilerle birlikte her türlü araçta yenilikleri teşvik ediyor, düşük emisyonlu ve çevre dostu araç ve bileşenleri test ediyoruz.”