Dijital çağın başlamasıyla ile pasif gelirin tanımı da genişledi. Artık web sitesi sahipleri, dijital içerik üreticileri, e-kitap yayıncıları, mobil uygulama gelişticileri gibi çok sayıda insan pasif gelir sahibi olabiliyor. Başlangıçta biraz emek ve para harcayarak kaliteli bir mobil uygulama geliştiren bir yatırımcı daha sonra sadece bu mobil uygulamanın kazandığı reklam gelirleri için fatura kesmek amacıyla mesai yaparak çalışma gününü tamamlayabiliyor. Dolayısıyla, “pasif gelir” kavramı, modern dijital çağın yaygın bir gerçeğine dönüştü. Elbette, rekabetin çok ağır olduğu dijital dünyada güçlü bir pasif gelir elde etmek kolay değil ve yatırım yaptığınız, üzerinde çalıştığınız, sorumlusu veya sahibi olduğunuz siteyi, mobil uygulamayı, dijital servisi sürekli gözetim altında tutmalı, sorunlarını çözmeli, kullanıcılarınızı/müşterilerinizi kaçırabilecek sorunları hızlıca çözmelisiniz. Aslında bu gereklilik, pasif gelir kavramının tanımına ters düşüyor ancak yine de bir dijital servisin sorumluluğu sahibini full time çalıştıracak kadar ağır olmuyor.
Dolayısıyla yeni nesil yatırımcıları, yeni nesil “iş sahiplerini”, ofisinde oturup tüm gün telefonla konuşan ve e-postalarını cevaplayan bir iş insanı rolünden çok, dünyayı gezip farklı mekanlarda, değişik heyecanlar yaşayan bir tür “maceracı/gezgin” olarak tanıyoruz. Daha da kısa anlatmak gerekirse, kurduğu küçük web servisini iyi yöneten bir yatırımcı kısa sürede masa başı işini terk edip, işlerini dünyanın her yerinden yönetebilecek pozisyona ulaşabiliyor.
Ancak bu sırada yaşanacak ufak bir sorun bile müşterileri/kullanıcıları rakip servislere kaptırmak için yeterli olabilir. Dolayısıyla yeni nesil yatırımcılar, dünyanın bir başka ucunda olsalar da, yatırımlarına, web sitelerine ulaşabilecek, müdahale edebilecek, kendilerini yarı yolda bırakmayacak dijital donanımlara büyük yatırımlar yapmaktan çekinmiyorlar. Örneğin, yağmurdan, sudan, tozdan, sarsıntıdan, çarpışmadan, düşmeden, darbelerden etkilenmeyen güçlü laptop’ın fiyatı 10 bin lirayı buluyor. Ancak kimi zaman, bu 10 bin lira, bir web sitesinin 10 günlük, hatta bazen 1 günlük kazancına denk gelebiliyor. Dolayısıyla, web sitesi veya mobil uygulama ya da dijital servis sahibi olan yatırımcı, dünyanın her yerinden dijital servisinin kaynaklarına ulaşmayı mümkün kılacak güçlü bir mobil bilgisayar için 3-4 bin doları vermekten çekinmiyor.
İşte, “pasif geliri” ve aktif yaşamı çok seven günümüz dijital yatırımcılarının işlerini dünyanın her yerinden sürdürmelerini mümkün kılan o özel donanımlar.
1- Tank gibi bir laptop
Panasonic’in askeri standartlarda üretilen Toughbook modellerini duymuş olmalısınız. Cephedeki subayların dijital ihityaçları için hazırlanan Toughbook gibi laptoplar, su geçirmiyor, yağmur, çamur dinlemiyor, tozdan topraktan etkilenmiyor, çarpışamaları, sarsıntıları, koşturmaca altındaki ağır şartları, darbeleri, düşmeleri, tekmeleri umursamıyor… Aktif bir yaşamı tercih eden, doğa sporları yapan, 4×4 aracıyla bozuk yollarda hoplaya zıplaya yol maceralarına çıkan günümüz dijital yatırımcıları için olmazsa olmazların arasında, işte bu tür askeri dayanıklılık standartlarına sahip özel laptoplar geliyor.
Bu tür dayanlı laptoplar alanında, Dell’in Rugged Laptop serisi ve Panasonic’in ToughBook serisi öne çıkıyor. Fiyatları ise 3000 dolar seviyesinden başlıyor, “kurşun geçirmezlik” derecesine göre fiyatlar 10 bin dolar seviyesine kadar çıkabiliyor. 10 bin dolar size fazla mı geldi? Liseden yeni mezun olmuş genç bir Koreli’nin oyun geliştirme kariyerine başlamak amacıyla deneme için yaptığı Flappy Bird gibi acemice bir mobil oyunun bile günde 50 bin dolar reklam geliri elde ettiğini hatırlatalım.
2-Kıyamet tabletleri
Açık denizdeki lüks teknenizde seyrederken tabletinizi güneşten korumak için 50 koruma faktörlü yağla sıvayamayacağınıza göre, ihtiyacınız olacak gerçek tabletin, aynı ordu standartlarına sahip laptoplar gibi, özel tasarımlı/korumalı tabletler olacağını fark edeceksiniz.
Örneğin Getac’ın F110 modeli tableti suya, toza, güneşe, darbelere dayanıklı, ordu standartlarına sahip özel bir “saha tableti” olarak dikkat çekiyor. Windows işletim sistemine sahip Intel Corei5 işlemcili tablette, masa üstü uygulamalarınızı da çalıştırabiliyorsunuz. Ya da Android işletim sistemi arıyorsanuzi, Panasonic’in Toughpad FZ-A1 modeli işinize yarayabilir. Fiyatların ise 1000 dolardan başladığını hatırlatalım.
3-Kırılmayacak, kopmayacak bir telefon
Android veya iPhone cihazınızı İridium uydularına bağlayan özel anten kılıfları da bulunuyor ancak bunların çok sağlıklı çalıştığını kimse iddia edemiyor. Dolayısıyla siz yine, İridium servis sağlayıcınızın tavsiyelerine uyarak, sistemle tam uyumlu telefon, modem ve mini uydu anteni sistemleri edinmeye çalışın. Ayrıca bu donanımlarınız için yine koruyucu kılıflar edinmeyi de ihmal etmeyin.
4- Şarj bittiği anda dolarları biner biner kaybetmeye başlarsınız
Ama panik yapmayın, haftalarca sürecek ve bu sırada güneş görmeyeceğiniz onlarca kilometre uzunluğundaki derin bir mağara ekspedisyonuna katılmadığınız sürece, güneş bütün elektrik ihtiyacınızı karşılayacaktır.
Ne yazık ki, Türkiye’de bulunması pek mümkün olmayan yüksek güçlü mobil güneş enerjili şarj panellerini Amazon gibi kaynaklardan edinebilirsiniz. Laptop şarjı da gerekeceği için, en az 20.000 mAh kapasiteli pile sahip, hızlı şarj olabilen mobil güneş enerjisi şarj sistemlerine odaklanmalısınız. Bu cihazların laptopunuzun şarj yuvasıyla uyumlu adaptörünün bulunmasına da dikkat etmelisiniz veya şarj cihazının USB arayüzü üzerinden çıkıp sizin laptop şarj giriş yuvasına uyacak bir adaptörü de ayrıca satın almalısınız.
Solar şarj cihazı seçerken dikkat etmeniz gereken nokta, dahili pile sahip olmasıdır. Bazı katlanıp, rulo yapılabilen solar şarj cihazları mobil yaşama daha uygun, daha pratik, daha hafif gibi görünse de, bu şarj cihazları üzerinde pil bulunmadığı için, sadece güneş gördükleri anda cihazlarınızı şarj edebilirler, güneş battığı anda devre dışı kalırlar. Dahili pile sahip şarj cihazları ise gün boyunca ürettikleri fazla enerjiyi pilde depolar ve gece yarısı bile şarjı bitmek üzere olan laptopunuzu veya tabletinizi çalıştırabilirler. 20.000 mAh kapasitesine sahip bir pil de laptopunuzu yaklaşık 4-5 saat boyunca sorunsuz çalıştırabilir. Ama dağ başında, gecenin bir yarısı Nvida grafik işlemcisinizi çalıştıracak son derece yüksek ihtiyaçlara sahip 3D bir oyun oynamaya kalkarsınız, pilinizi yarım saatte de boşaltabilirsiniz.
Peki gece vakti, doğanın içinde enerjiye ihtiyacınız olursa… Bunun için de, ısı enerjisini elektriğe dönüştüren, Powerpot gibi ürünler işinize yarayabilir. Kamp ateşinizin üzerine koyacağınız su dolu küçük bir tencerede oluşan ısı enerjisini, bir telefonu şarj edebilecek kadar yeterli elektrik enerjisine dönüştüren Powerpot, doğa sporlarını seven dijital yatırımcıların veya IT yöneticilerinin kariyerlerindeki en önemli cihazlardan birine kolaylıkla dönüşebilir.
5- Metal kasalı harici sürücü
Bulut depolama servileri, mobil hayatınızda işinizi çok kolaylaştıracaktır. Önemli verilerinizi buluta depolayıp, cihazlarınızın başına bir şey gelmesi halinde, verilerinize başka cihazlardan ulaşmayı garanti altına alabilirsiniz. Ancak üzerinde çalışmak isteyeceğiniz önemli dosyaları veya yedeklemek ve yanınızda taşımak isteyebileceğiniz kritik verileri saklamak için küçük ama dayanıklı, mümkünse metal kasalı, ezilmeye, darbelere dayanıklı bir harici sürücü hayat kurtarıcı olacaktır.
Tabi ki bu sürücü kasasının içinde, mekarnik hareketli eski nesil HDD sürücüler yerine, çok daha güvenli olan bir SSD sürücünün bulunduğuna emin olmalısınız. Verilerinizin, sallantılardan, darbelerden dolayı HDD sürücü içinde sonsuza kadar kaybolup gitmesini istemezsiniz.
6-Kaya gibi sağlam bir flash sürücü