Özellikle 5G sonrası kablosuz iletişim altyapının hızlanmasıyla etkisini gösterecek olan nesnelerin internetinin asıl fark yaratacağı alan ise endüstri. Otomasyon sistemleri ve endüstriyel tesislerin verimliliğinde başrolü oynayacak olan bu teknolojinin hayat bulduğu bir yer daha var: Yeraltı…
Mining Global‘de yayınlanan bir yazı, nesnelerin internetinin madencilik sektöründe nasıl kilit bir rol üstleneceğini özetliyor. Gartner’ın araştırmalarına göre yalnızca bu sektörde 2014 sonu itibariyle 24 milyon IoT’den faydalanan cihaz bulunuyor. Gartner, 2020 için bu sayının 90 milyon adede çıkacağını öngörüyor.
Madencilik sektörü nesnelerin internetinden iki şekilde faydalanıyor: Bant sistemlerinin gerçek zamanlı yönetimi ve madenlerin taşınmasını sağlayan devasa kamyonların kontrolü. En çarpıcı örneklerden biri Caterpillar’a ait. MineStar adı verilen bir teknolojiden faydalanan şirket, maden sahalarında kurulan iletişim altyapıları ile bant sistemlerindeki herhangi bir takılma ya da arızayı anında tespit edebiliyor. Bunun dışında kullanılan makinelerin sağlıklı çalışıp çalışmadığı da kurulan kontrol merkezindeki ekranlardan kolayca takip edilebiliyor. Şirket, 10 Nisan 2015 itibariyle yönetim yapılanmasında Analitik ve İnovasyon Bölümü adıyla yeni bir bölüm açtığını duyurdu. Bölümün başında şirketin başkan yardımcısı Greg Folley’in bulunması yönetim kademesinde verinin değerinin farkında olunduğunu gösteriyor.
Madencilik sektörünün teknolojiye ilgisi yalnızca Caterpillar ile sınırlı değil. Bu alandaki önemli oyunculardan biri olan Komatsu da 2015’i hareketli geçiren bir isim. Şirket, GE ile Büyük Veri analizi noktasında bir işbirliğine gitti. Şirket ayrıca geçen hafta Telstra ile de bir anlaşma imzalayarak ürün ve çözümlerinde nesnelerin internetinin nasıl konumlandırılacağını şekillendiren üç yıllık bir dönemi başlattı.
Sektörden bir başka örnekte ise madencilik sektörüne yazılım çözümleri sunan Joy Global şirketi karşımıza çıkıyor. Şirketin Smart Services adını verdiği çözüm, kurulan kontrol merkezinden ekipmanlar ve araçlar dahil tüm maden sahasının yönetimine olanak tanıyor. Son üç yıldır teknoloji destekli bu çözümü sunan şirketin bunu sunabilmesinde kurulan iletişim altyapısı ile nesnelerin interneti kapsamında değerlendirilebilecek sensörlerin rolü büyük.
Türkiye’de de bu alanda benzer çözümler sunan ya da sunmaya başlayacak şirketlerin olduğunu ekleyelim. İlerleyen haftalarda bu şirketlerin nasıl çözümler hazırladıklarını ve hedeflerini ayrıca değerlendireceğiz.
Nesnelerin interneti hayat kurtarır mı?
Türkiye’nin maden kazaları konusundaki sabıkalı durumu yalnızca haber bültenlerinde değil, uluslararası araştırmalarda da kendini gösteriyor. Bu istenmeyen kaza ve ölümlerin önüne geçmek için nesnelerin interneti doğru bir çözüm olabilir. Özellikle madende çalışan işçilerin bulunduğu yerlerin hava kalitesi, acil durumda kullandıkları ekipmanların çalışır durumda olup olmadığı, hatta bulundukları dolaplara ait kapakların hangi gün ve saatte ne kadar süreyle açık kaldığı bilgisine bile yerleştirilecek sensörlerle öğrenmek mümkün. Yine kullanılan maske vb. ekipmanların da arızalı olup olmadığını daha çalışan işçi yukarıya çıkmadan tespit etmek son derece kolaylaşıyor.
Bu tip çözümlerin uygulamaya geçmesi içinse iki şey gerekiyor: Birincisi, ilgili resmi kurumların ve yasaların getirdiği yenilikçi kurallar. İkincisi ise maden işletmeciliği yapan şirketlerin -resmi zorunluluk olmasa bile- bu yatırımı yapma vizyonunun olması. Bu ikisinden en az birinin devreye alınması istenmeyen kazaların önüne geçerek çok sayıda hayatın kurtarılmasını sağlayabilir.