Düşünsenize donanım dünyası karma karışık bir hale gelmiş. IBM gibi bir dev bu tarafı karsız görmüş ki satarak savarak çıkmanın yollarını arıyor. Bir başka şirket bu elden çıkarılan işleri alarak büyüme hedefliyor. HP gibi bir marka hala yeniden yapılanma peşinde. Ama yazılım tarafı öyle değil. İşi sadece yazılım olan şirketlerin büyüme eğilimleri ortada. Donanımcı olarak başlayan dev teknoloji şirketleri de daha fazla yatırımı yazılım alanına yapıyor.
Dünün altyapı şirketi Huawei çıkıyor cep telefonu işine giriyor ve Nokia, LG gibi yılların markalarını geçerek Apple, Samsung gibi devlerin ardından üçüncü sırada kendine yer bulabiliyor. Tabii buradan şu sonuç çıkmasın. Yazılım da bu donanımlar üzerinde çalışacak. Hal böyle olunca iki tarafa da ihtiyaç olacak. Benim bahsettiğim işin dönüşüm noktası ve bizim gibi teknolojide çıkış yolu arayan ülkeler için yazılımın tünelin ucundaki ışık olması.
Ülkemizde rakamlara baktığımızda yazılımın sürekli büyüdüğünü gözlemliyoruz. Tabii son rakamları bu alanın değerli sivil toplum kuruluşu YASAD’dan almakta fayda var. Bu büyümeyi de mobil teknolojilerin desteklediği gerçeğini unutmadan hemen şunu söylemek gerekiyor. M2M gibi teknolojiler, yeni nesil ödeme sistemleri derken son dönemde ortaya çıkan projelerle ülkemiz adından bahsettirir bir hale geldi.
Bu başarı kimseyi şımartmasın diye hemen aklıma gelen bir soruyu da gündem alayım. Peki, bu başarı sürdürülebilir mi? Bence bu sorunun yanıtı evet. Zira tesadüf olamayan bir başarıdan bahsediyoruz. 2001 krizinin e olumlu yansıması da aslında finansal alandaki teknolojilerin bu denli hızlanmasına neden oldu.
Diyeceğim o ki kaçan balık büyük olur misali biz de yıllardır bilişim alanında kaçan trenin büyüklüğünde bahsediyoruz. Gözümüzü açıp yazılım ve mobil üzerine yönelirsek ve bunun için yeterli kamu desteği sağlanabilirse önümüz gerçekten çok açık.