20. yüzyıl ve 21. Yüzyıl başlarında ABD ya da başka bir askeri güç, rakip olarak gördüğü bir ülkeyi kendi iradesine boyun eğdirmek istediğinde, genellikle hedefinin hemen açıklarına korkunç bir savaş gemisi göndererek güç gösterisi yapardı. Donanma gösterisi genellikle amacına ulaşırdı: küçük ülkenin günün taleplerine boyun eğmesi için tek bir mermi bile atılması gerekmezdi. Buna gambot diplomasisi denirdi. Şimdi ise diplomatik kıskaç yapay zekâ ile farklı bir yöne evriliyor.
Bugün, hala özellikle Orta Doğu’da yaşanan gerilimlerde savaş gemilerinin bölgeye sevkini sıkça görsek da gambotlar artık dünyaya hükmetmiyor. Teknoloji (ve giderek artan bir şekilde üretken yapay zekâ) diplomatik sıkıştırma süreçlerini yönetiyor. Ve Microsoft şimdi, ABD’nin Çin’e karşı yürüttüğü “teknolojik Soğuk Savaş” olarak adlandırılan savaşı kazanmak için önemli genAI gücünü kullanmak üzere federal hükümetle el ele çalışıyor.
İşbirliği henüz yeni başladı ama meyvelerini vermeye başladı bile: Birleşik Arap Emirlikleri merkezli güçlü bir genAI şirketinin (G42) Çin’le bağlarını koparıp ABD’nin yanında yer almasını sağladı. İlk bakışta bu ABD ve Microsoft için kulağa kazan-kazan gibi geliyor: Çin’i Orta Doğu’dan dışlamanın, ABD’nin Arap ülkeleriyle işbirliğini arttırmanın ve yardımları karşılığında bir ABD şirketine kâr yağdırmanın nesi kötü olabilir ki? Muhtemelen pek çok şeyi…
Görünen o ki, pek çok şey ters gidebilir. Gezegendeki en önemli süper gücün yapay zekâ alanında dünya lideriyle bu kadar yakın ve gizlice çalışmasının önemli tehlikeleri var. En büyük tehlike: ABD, Microsoft ile bu kadar yakın işbirliği yaparak, araştırmacıların düzgün bir şekilde düzenlenmediği takdirde insanlık için varoluşsal bir tehdit oluşturabileceği konusunda uyardığı genAI’yi kontrol altına almaya çalışmaktan vazgeçiyor mu?
Federal hükümet ve Microsoft’un Çin’i alt etmek ve Orta Doğu’daki en etkili YZ şirketi olan G42’den dışlamak için nasıl birlikte çalıştığına ve bunun genAI araçlarını ve platformlarını düzenlemeye yönelik yeni planlar için ne anlama geldiğine bakalım.
Çin’i Orta Doğu’nun parlayan yapay zekâ şirketinden dışlamak
Bu teknoloji diplomasisi turunun ilk hedefi, bir yapay zekâ ve teknoloji şirketinin sahip olabileceği en iyi bağlantılara sahip Birleşik Arap Emirlikleri merkezli G42 firması oldu. New York Times bu şirketi “petrol gelirine alternatif olarak bir yapay zekâ endüstrisi inşa eden BAE’nin baş tacı” olarak tanımlıyor. Forbes’a göre şirket, Abu Dabi kraliyet ailesinin en güçlü üyeleri arasında yer alan BAE’nin ulusal güvenlik danışmanı Şeyh Tahnoon bin Zayed tarafından kontrol ediliyor.
Times, G42’nin ABD’nin “Çin’in yapay zekâ, büyük veri, kuantum bilişim, bulut bilişim, gözetim altyapısı ve genomik araştırmalar da dahil olmak üzere dünyanın en ileri teknolojilerinde üstünlük sağlama hırsını” köreltme çabalarının tam ortasında yer aldığını söylüyor.
Microsoft anlaşmasından önce ABD, özellikle G42’nin ABD yaptırımları altında olan telekomünikasyon devi Huawei de dahil olmak üzere büyük Çinli teknoloji firmalarıyla ve hatta muhtemelen Çin hükümetiyle olan bağlantılarından endişe duyuyordu.
ABD’li yetkililer G42’nin ileri Amerikan teknolojisini Çinli teknoloji firmalarına ya da Çin hükümetine aktarmak için kullanıldığından endişe ediyordu. Bu alanda Biden yönetimi ne gibi pazarlıklar yaptı henüz bilinmiyor ama Microsoft devreye girdi ve G42 Çin’den hızla uzaklaştı. ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo bu karmaşık anlaşmayı yapmak için BAE’ye iki kez gitti. Anlaşma ABD’ye – ve Microsoft’a – tam da istediklerini verdi.
Anlaşma neler içeriyor?
Microsoft, genAI modellerini eğitmek ve ayarlamak için Microsoft hizmetlerini satacak olan G42’ye 1,5 milyar dolar yatırım yapacak. G42 ayrıca Microsoft’un Azure bulut hizmetlerini de kullanacak ve ayrıntıları kamuoyuna açıklanmayan gizli bir güvenlik anlaşmasını kabul etti. Huawei ve diğerleri de dahil olmak üzere Çin teknolojisi şirketten çıkarılacak. Microsoft Başkanı Brad Smith G42’nin yönetim kuruluna katılacak ve Microsoft şirketin kendi teknolojisini kullanmasını denetleyecek. (Bu denetimin kısmen G42 ile Çinli şirketler ve hükümet arasındaki bağlantının tamamen kesildiğinden emin olmak için tasarlanmış olması sürpriz olmaz).
Yani özünde ABD, Çin’i Orta Doğu’daki en etkili genAI şirketinin dışına itti ve Microsoft artık petrol ekonomisinden uzaklaştıkça yapay zekâ için sayısız milyarlar harcayacak bir bölgede önemli bir yere sahip oldu. Times’ın ifadesiyle, bu anlaşma “ABD firmalarının, ülkeleri Çin teknolojisinden uzaklaştırmak için yapay zekâ alanındaki teknolojik liderliklerini nasıl kullanacaklarına dair bir model haline gelebilir ve aynı zamanda büyük finansal ödüller kazanabilir.”
Bundan sonra ne olacak?
TikTok’un ABD’de yasaklanması ve Çin’in Apple’ı WhatsApp, Threads ve Signal’i Çin App Store’undan çekmeye zorlama kararı da dahil olmak üzere ABD ve Çin arasındaki teknoloji Soğuk Savaşında çok daha kamuya açık çatışmalar yaşanırken, G42 anlaşması büyük ölçüde radarın altında kaldı. Ancak TikTok ve diğerleri sadece bir yan gösteri. Geleceğin anahtarı, aptalca şakalar ve makyaj ipuçları hakkında 30 saniyelik videolar izlemekte değil yapay zekâda.
Bu da Microsoft’un, Alphabet, OpenAI, Meta ve Amazon gibi diğer genAI liderleri gibi ABD hükümeti ile giderek daha yakın bir ilişki içinde olacağı anlamına geliyor. Eğer ABD, Çin’in yapay zekâ ve teknoloji hırslarını engellemek istiyorsa, bu şirketlerin işbirliğine şiddetle ihtiyacı var. Ancak bu tür bir işbirliğinin bir bedeli var. ABD’nin teknolojiye hükmetme konusunda kötü bir sicili var. Biden yönetimi, Kongre harekete geçmekte isteksiz olsa da, Büyük Teknoloji’nin peşine düşmek için anti-tröst yasalarını kullanmaya istekliydi. Ancak hükümetin, aynı zamanda Microsoft ve diğerlerinden Çin’e karşı kendi emirlerini yerine getirmelerini isterse, anti-tröst soruşturmaları ve davalarından oluşan yaptırım tehdidini kullanmaya devam edeceğini kestirmek zor değil.