Mercedes, elektrikli araçlarda devrim niteliğinde bir fren teknolojisi geliştirerek, sistemin tahrik ünitesine entegre edilmesini sağladı. Bu yenilikçi yaklaşım, yalnızca geleneksel fren sistemlerini değiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda aracın ömrü boyunca frenlerin bakım gereksinimini ortadan kaldırıyor. Sistemin çalışma prensibi, geleneksel disk veya kampana frenlerden tamamen farklı. Burada disk sabit ve suyla soğutulurken, dairesel bir fren balatası motorla birlikte dönüyor ve balata, sabit diske baskı yaparak frenlemeyi sağlıyor. Geleneksel kaliper sisteminin bulunmaması, bu teknolojiyi daha hafif ve kompakt hale getirirken, aynı zamanda fren disklerinin paslanma gibi uzun vadeli problemlerine de çözüm sunuyor.
Mercedes, yeni nesil fren teknolojisini görücüye çıkardı
Mercedes’in yeni fren sistemi, frenleme sırasında oluşan tüm toz partiküllerini, dışarı salınım olmadan, sistem içinde bir bölmede hapsediyor. Bu özellik, 2026’da yürürlüğe girecek Euro 7 emisyon standartlarının fren tozuna yönelik düzenlemelerine uygunluk sağlıyor.
Ayrıca, disk suyla soğutulduğu için yoğun kullanım sırasında fren performansı düşmüyor. Sistem, aracın süspansiyon sistemindeki ağırlığı da azaltarak daha iyi yol tutuşu sunuyor. Bunun yanı sıra, aerodinamik kapalı tekerlek tasarımlarına olanak sağlaması, hem enerji verimliliğine hem de araç estetiğine katkı sağlıyor.
Bu fren teknolojisinin diğer önemli avantajları arasında bakım gereksiniminin neredeyse tamamen ortadan kalkması, fren seslerinin azalması ve rejeneratif frenleme ile uyumlu çalışması yer alıyor. Özellikle elektrikli araçlarda fren sistemleri genellikle rejeneratif enerji kazanımı ile desteklendiği için, Mercedes’in bu yeniliği, elektrikli araç teknolojisinin gelişiminde bir dönüm noktası olabilir. Avrupa pazarında çevre dostu teknolojilere olan talebin artmasıyla birlikte, bu sistemin gelecekte daha geniş bir kullanıcı kitlesine hitap etmesi bekleniyor.