Yeni Güney Galler merkezli bir şirket, ilk kez kömür uçucu kül atıklarından magnezyum oksit üretti. Bu gelişme, sürdürülebilir madencilikte önemli bir adım olarak görülüyor. Latrobe Magnesium, Victoria’daki yıllık 1000 tonluk Aşama 1 tanıtım tesisinin ilk aşamasının işletmeye alınmasını tamamladı.
Magnezyum oksit karbondioksit salınımındaki etkisiyle umut vadediyor
Şirketin bildirdiğine göre tesis için uçucu kül besleme malzemesinin tamamı, daha fazla atık veya atık oluşturmadan bu değerli yan ürünleri üreten Latrobe’un patentli hidrometalurjik ekstraksiyon (hidromet) işlemi kullanılarak işleniyor.
Üretim aynı zamanda şirketi 2015’ten bu yana Batı dünyasındaki tek yeni magnezyum üreticisi haline getiriyor. Geliştirme sürecinde sektör ortalamasına göre yüzde 60 daha az CO2 emisyonu oluştu. Geliştirme sırasında şirket, beş değerli yan ürün üretmek için atık uçucu kül besleme malzemesinin yüzde 100’ünü işledi. Çeşitli ülkelerde kritik mineral olarak sınıflandırılan magnezyum şu anda Japonya, Kuzey Amerika, Avrupa ve Orta Doğu’da üretilmiyor.
Latrobe Magnesium CEO’su David Paterson: “Gösteri Tesisimizin sonuçlarından ve MgO üretiminin başarısından inanılmaz derecede gurur duyuyoruz. Dünyada hidromet sürecini kullanan ilk akış şeması, teknolojimizin, personelimizin ve yüklenicilerimizin bugüne kadar sürece dahil olduğunun bir kanıtı. Tek yeni Batılı üretici olarak Latrobe Magnesium’un üretiminin önemi dünya çapında önemlidir ve bu başarı, patentli hidrometalurji teknolojimizi ve bu aşamaya ulaşmak için yıllar süren araştırma ve geliştirmemizi doğrulamakta” dedi.
Şirketin patentli hidrometalurjik ekstraksiyonu şu anda kahverengi kömür uçucu külünden magnezyum çıkarabilen tek işlem. Süreç, bu istenmeyen atık kaynağının neredeyse yüzde 100’ünü satılabilir ürünlere dönüştürüyor. Düşük emisyonlu süreç, beraberindeki değerli ikincil ürünlerle birlikte magnezyum metali üretiyor. Bu patentli süreç, yalnızca geleneksel magnezyum ve çimento üretim yöntemlerinin işletme maliyetini düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda karbon emisyonlarını da sektör ortalamasıyla karşılaştırıldığında yüzde 60’a kadar azaltıyor. Proaktif Yatırımcı, sürecin daha fazla aşağı havza atık üretmediğini ve çevresel sürdürülebilirliği sağladığını bildirdi.
Hidromet sürecinin başarıyla tamamlanmasının ardından şirketin, yılda 10.000 ton kapasiteli 2. Aşama Ticari Tesis için güvenilir bir fizibilite çalışması ve finansman görüşmelerine başlaması bekleniyor.