Lüks ürün pazarı dünya genelinde toplam 1,2 trilyon Euro’ya ulaşırken, araştırmalar sektörde artık sadece itibarın yeterli olmadığını ortaya koyuyor
Üst düzey yönetici arama ve liderlik hizmetleri firması AltoPartners’ın Küresel Tüketim Sektörü Uzmanlık Grubu tarafından yapılan Lüks Sektöründe Dijitalleşme ve Demokratikleşme Raporu açıklandı. AltoPartners Türkiye Yönetici Ortağı Murat Kaan Güneri tarafından paylaşılan raporda yer alan verilere göre; küresel pazarlarda yaşanan olumsuzluklar ve kimi sektörlerde hissedilen karamsarlığa rağmen lüks sektörü gelişmesini hız kesmeden sürdürüyor. Sektörün arka arkaya hem 2017’de hem de 2018’de yılda yüzde 5 büyüyerek dünya genelinde toplam 1,2 trilyon Euro’ya ulaştığını vurgulayan Güneri, rapor verilerine göre bu gelişmenin lokomotifi olan tüketici segmentinin yüksek bir kazanç sınırına ulaşmış olan orta sınıf Y Kuşağı (1980-2000 yılları arasında doğanlar) olduğunu söyledi.
Müşteriler markalardan şeffaflık bekliyor
Rapor sonuçlarının dijitalleşme oranının yükselmesiyle başta online olmak üzere tüm kanallarda lüks marka değerinin korunmasının yanı sıra tüketici deneyiminde de inovasyonlar yapılması gerektiğini gözler önüne serdiğine işaret eden Güneri, gelecek on yılda ise müşterilerin bir insanla etkileşime girmeksizin markayla ilişkilerinin yüzde 85’ini yönetmelerinin beklendiğine dikkat çekti. Rapora göre, müşterilerin ayrıca markalardan şeffaflık beklediğini belirten Güneri, lüks segmentte işe alım trendlerini ise şöyle sıraladı:
1. Her geçen gün artan sayıda şirket teknik becerilerden öte insan kaynakları, pazarlama ve iletişim becerileri yüksek çalışanları istihdam ediyor.
2. Kariyer yolculuklarının düzenli terfilerle güçlendirilmesi de son yılların önemli bir eğilimi olarak öne çıkıyor. Kariyer gelişimi ve mentorluk programlarıyla üst düzey rollerde cinsiyet çeşitliliği için de fırsatlar yaratılıyor.
3. Daha derin bir müşteri içgörüsü için, sadece iki yıl önce lüks ürünler alanında kendine bir yer bulamayan meslekler en fazla aranan çalışan profilleri haline geliyor: sosyologlar, dijital tasarımcılar, marka müziği geliştiricileri, küratörler, uygulama tasarımcıları, fikir uzmanları, veri madencileri ve algoritma ilişkisi yöneticileri…
4. Bir çalışandan beklenen özelliklere bakıldığında ise liderlik özelliğinden sonra dayanıklılık ve samimiyet dikkat çekiyor. Kalpten gelen bir dürtüyle işleri yönetebilecek kişiler aranıyor.
5. En önemli yetenek ise çok kültürlü ortamlara uyum sağlayarak çalışabilmek. Hem tedarik zincirlerinin hem de müşteri kitlelerinin küreselleşmesi göz önüne alındığında, iş yerlerindeki kapsayıcılık ve dahil etme kültürlerinin geliştirilmesi de aslında şaşırtıcı bir sonuç değil.
6. Çalışanlar artık sadece işleri yürüten kişilerin ötesinde kilit paydaş ve marka elçisi olarak görülüyor. İç iletişime çok daha fazla önem vermeye başlayan markalar, çalışanların isteklerine daha fazla kulak veriyor ve işveren markası kimliğine yatırım yapıyor.
7. Markaların yönetim kurulları artık Milenyum ve Z jenerasyonlarının yaşam biçimlerine çok daha fazla ilgi gösteriyor. Yalnızca Z neslinin 2020 yılına kadar küresel tüketicilerin yüzde 40’ını oluşturacağı öngörülüyor. Lüks markalar 30 yaş altı çalışanlardan oluşan ve direkt olarak üst yönetimle iletişim halinde olan daha fazla şirket içi grup kurmaya başlayacak.