Oxford Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, kuantum ışınlama teknolojisini kullanarak iki kuantum bilgisayarı arasında veri aktarımı yapmayı başardı. Bu önemli gelişme, kuantum bilgisayarların daha büyük sistemler oluşturabilmesi için bir dönüm noktası olabilir. Deneyde, iki kuantum bilgisayar arasında yaklaşık iki metre mesafe vardı. Ancak, kuantum dolanıklık sayesinde, mesafenin teorik olarak bir önemi olmadığı belirtiliyor ve bu durum, gelecekte gezegenler arası kuantum ağlarının mümkün olabileceğini gösteriyor.
Kuantum ışınlama teknolojisi ile veri transferi gerçekleştirildi
Kuantum ışınlama, kuantum dolanıklık fenomenine dayalı olarak çalışıyor. Bu fenomen, iki parçacığın birbirinden uzak olmasına rağmen, birinin durumunun değişmesiyle diğerinin durumunun da anında değişmesini sağlıyor. Bu özellik, kuantum bilgisayarları arasında veri aktarımı için kullanılabiliyor. Deneyde, her biri bir stronsiyum ve bir kalsiyum iyonu içeren iki iyon tuzağı kullanıldı. Bu tuzaklar arasındaki optik kablolarla yapılan veri transferi, lazerler aracılığıyla başlatıldı.
Araştırmacılar, bu deneyde her lazer atışında dolanıklığın her zaman başarıyla gerçekleşmediğini ancak iyonların durumunun bozulmadığını keşfetti. Bu, deneyin tekrarlanabilirliğini sağladı. Dolanıklığın başarılı olduğu durumlarda, fotonlar yayılmaya başladı ve bu, kuantum ışınlamanın başarılı bir şekilde gerçekleştiğini gösterdi. Ayrıca, Grover algoritması kullanılarak yapılan testlerde, kuantum ağı %70 doğruluk oranı ile başarılı hesaplamalar gerçekleştirdi. Araştırmacılar, hata oranlarının kuantum ışınlamadan değil, yerel donanım işlemlerinden kaynaklandığını belirtti.
Bu buluş, gelecekte kuantum interneti olarak bilinen ultra güvenli ve yüksek kapasiteli ağların temelini atabilir. Kuantum bilgisayarlar arasında hatasız veri aktarımı sağlanması, kriptografi, yapay zeka, büyük veri analizi ve ilaç keşfi gibi pek çok alanda devrim yaratabilir. Ancak, mevcut deneyler hala optik kablolarla sınırlı ve kuantum gürültüsünün uzun mesafelerde fiber optik altyapıyı nasıl etkileyeceği belirsizliğini koruyor. Buna rağmen, bu gelişme, kuantum bilgisayarların daha büyük bir ekosistem oluşturmasına ve klasik bilgisayarlarla kıyaslanamayacak hız ve doğrulukta işlemler gerçekleştirmesine olanak tanıyabilir.