Amanda Smith, uzun yıllar boyunca Tip 1 diyabetin zorlayıcı yanlarıyla yüzleşti. Gece boyunca kan şekeri seviyesinin yüksek ya da düşük olduğunu belirten alarmlar, onu uykusundan uyandırdı. Yatağının başucunda bulundurduğu meyve suyu kutularına sık sık başvurmak zorunda kaldı. Smith, diyabetin yok ettiği insülin üreten hücrelerin yerini almak için sürekli olarak eczaneden insülin almak zorunda kaldı. Ancak, bu duruma son verecek bir kök hücre tedavisi ona normal bir yaşam sunma fırsatı verdi.
İnsülin Bağımlılığından Kurtuluş!
2023 yılının Sevgililer Günü’nde, doktorlar Smith’e laboratuvarda embriyonik kök hücrelerden üretilen ve insülin üreten hücreleri nakletti. Bu hücreler Smith’in karaciğerine kan taşıyan bir damara yerleştirildi. Tedavinin üzerinden birkaç ay geçtikten sonra, Smith’in vücudu artık insülini kendi kendine üretiyor. Amanda Smith, “Tekrar normal hissediyorum. Diyabetin hayatımın ne kadarını kapladığını, şimdi tamamen özgür olduğumda fark ediyorum.” diyerek mutluluğunu dile getirdi.
Kök Hücre Tedavisi bir dönüm noktası oldu
Amanda Smith, diyabetin neden olduğu hücre hasarını onarmayı amaçlayan bir tıbbi deneyin öncülerinden biri. Bilim insanları, hastalığın yok ettiği hücrelerin yerini almak için kök hücreleri kullanarak tedavi geliştirmeye çalışıyor. Bu tedavi, diyabeti kökünden çözme arayışında atılan büyük bir adım olarak kabul ediliyor.
Smith’in de aralarında bulunduğu 12 hasta üzerinde gerçekleştirilen bu deneysel tedavi, Amerikan Diyabet Derneği tarafından düzenlenen bir toplantıda sunuldu. Deneyde yer alan 12 hastadan 11’i insülin kullanımını ciddi oranda azalttı veya tamamen bıraktı.
Ancak uzmanlar, bu tedavinin henüz yolun başında olduğunu belirtiyor. Hücrelerin ne kadar süreyle insülin üretmeye devam edeceği ya da tedavinin uzun vadede güvenli olup olmayacağı hala belirsiz. Smith ve diğer hastalar, bu hücrelerin reddedilmemesi için bağışıklık sistemlerini baskılayıcı ilaçlar almak zorunda. Bu tedavi, diyabetin köklü çözümüne doğru atılan önemli bir adım olarak görülse de, uzun bir yolculuğun henüz başlangıcında olduğumuzu unutmamak gerekiyor.