NASA’nın Juno uzay aracı, Jüpiter’in uydusu Io’nun volkanik aktivitelerine dair yıllardır süren bir gizemi aydınlattı. Yapılan araştırma, Io’nun neden Güneş Sistemi’nin en volkanik cismi olduğunu ortaya koydu. Nature dergisinde yayımlanan ve Amerikan Jeofizik Birliği’nin yıllık toplantısında açıklanan çalışmaya göre, Io’nun volkanları, tek bir magma okyanusundan değil, her bir volkanın altında bulunan lokal magma haznelerinden besleniyor. Bu keşif, volkanik yapının kökenine dair 44 yıllık bir sırrı çözdü.
Io: bir volkanik fenomen
Dünya’nın uydusu Ay ile benzer boyutlara sahip olan Io, yaklaşık 400 aktif volkana ev sahipliği yapıyor. Sürekli püsküren lavlar ve duman bulutları, uydunun yüzeyinde karakteristik bir katman oluşturuyor. Io’nun volkanik faaliyetleri ilk kez 1979 yılında Voyager 1 uzay aracı tarafından kaydedilen görüntülerde fark edildi. Ancak bu püskürmelerin kaynağı, 2016’da Jüpiter’e ulaşan Juno’nun son verilerine kadar tam olarak anlaşılamamıştı.
Juno, Aralık 2023 ve Şubat 2024 tarihlerinde Io’nun yüzeyine sadece 1.500 kilometre kadar yaklaşarak kritik ölçümler yaptı. NASA’nın Derin Uzay Ağı ile toplanan bu veriler, Io’nun volkanik aktivitelerinin temelini oluşturan gelgitsel esneme etkisini detaylı bir şekilde ortaya koydu.
Volkanların sırrı lokal magma haznelerinde
Io’nun eliptik yörüngesi, Jüpiter’in güçlü yerçekimsel etkisi nedeniyle uydunun sürekli sıkışıp genişlemesine yol açıyor. Bu durum, uydunun iç kısmında muazzam bir sürtünme ve ısınma yaratıyor. Ancak yeni bulgular, Io’nun yüzeyinin altında bir magma okyanusu yerine, her bir volkanın lokal magma hazneleriyle beslendiğini gösteriyor.
Bu keşif, yalnızca Io’nun iç yapısını anlamakla kalmıyor; aynı zamanda Satürn’ün Enceladus ve Jüpiter’in Europauyduları gibi diğer gök cisimlerinin ve hatta ötegezegenlerin oluşum ve evrimine dair yeni ipuçları sunuyor.
Io’nun volkanik sırlarının çözülmesi, Güneş Sistemi’ndeki ekstrem çevreler ve bu koşulların diğer gezegenlerdeki yaşam potansiyeli üzerindeki etkilerini anlamamızı sağlıyor. Juno’nun bu kritik verileri, bilim dünyasında heyecan yaratırken, Io’nun büyüleyici yapısını daha yakından tanımamıza olanak tanıyor.