2012’de çıkan bir yasaya göre, ülkedeki internet servis sağlayıcıların, tüm kullanıcıların web geçmişlerini, e-posta ve mesajlaşma kayıtlarını tutmaları gerekiyor. Ancak, ISS’ler şifreli olarak çalışan Facebook Messenger, Snapchat veya WhatsApp gibi yazılımlardaki yazışmaları göremiyorlar. Bu da, ülkedeki anti-terör soruşturmalarının çıkmaz sokağa girmesine neden oluyor zira eylem yapmasından şüphelenilen, özellikle İŞİD gibi örgütlere mensup şüphelilerin, kontaklarıyla rahatça yazışarak planlarını yürütmelerini sağlıyor.
İngiltere başbakanı David Cameron, “ülkemizde güvenliğimizi tehdit eden aşırı görüşlü militanların eylemlerini gerçekleştirmeye yardımcı olacak enstürmanların çalışmasına izin veremeyiz,” diyerek yasaklama kararı hakkında ne kadar ciddi olduğunu ortaya koyarken, aynı zamanda herkesin aklında da soru işaretleri yaratıyor: Terör korkusunu bahane ederek, insanlardan özgürlüklerini almak ve onları gözlem altında yaşamaya mecbur bırakmak, demokrasinin bir parçası mıdır? Yoksa İngiltere de polis devleti olma konusunda İŞİD’den yardım mı alıyor?