Site icon TechInside
INBOX Türkiye’nin İlk ve Tek 0 Yerli E-Posta ile Pazarlama Çözümü

INBOX Türkiye’nin E-Posta ile Pazarlama Çözümü

Eylül 2016 itibariyle 700’ün üzerinde kurumsal müşteriye sahip olan e-posta ile pazarlama girişimi INBOX, müşterileri için günde ortalama 4,5 milyon e-posta gönderiyor. INBOX’ın kurucusu Emin Onur Genç e-ticaret siteleri ve diğer girişimcilere en etkili sosyal medya ve doğrudan pazarlama imkanını sunan e-posta ile pazarlama mecrasında ne gibi avantajlar sağladıklarını anlattı.

Inbox’ın öyküsü nedir, neler yapar?

Inbox 6 yıl önce yurt dışı kaynaklı yazılımıyla e-posta ile pazarlama gönderimleri faaliyetlerine başladı, ama 15 Ekim 2014’Ten beri tümüyle kendi yazılımlarımızı kullanıyoruz. Fikri mülkiyetimizde olan ve Inbox’ı tümüyle yerli e-posta ile pazarlama hizmetine dönüştüren bu yazılımları son 2 yılda geliştirdik. İlk 4 yılda gelirlerimizi tümüyle inovasyona ve altyapıya yatırdık. Bu süreçte eşim Elif Genç‘in teknik ve manevi desteği INBOX’ın temel taşı oldu.

INBOX çözümü ile dilerseniz kendi yazdığınız HTML kodlarını kullanabilir, dilerseniz sürükle-bırak yöntemiyle duyarlı e-posta bültenleri oluşturabilir ve bütün bunlara ek olarak .xml veya .json gibi veri tipleriyle otomatik e-postalar gönderebilirsiniz.

Ayrıca müşterilerimize entegre CRM modülü sunuyoruz. Bu modül sayesinde INBOX müşterileri gönderdikleri e-postaların açılış zamanı, açıldıkları lokasyon ve tıklanmalarına göre senaryolar oluşturuyor ve filtreledikleri kullanıcılarına daha sonra e-posta gönderimi de planlayabiliyor. Tabii müşterilerimize sağladığımız API desteğiyle.

Şu anda portföyümüzde Türkiye’nin tüm ticaret odaları, ODTÜ ve Boğaziçi gibi önde gelen üniversiteleri, Kosifler Oto, Gedik Yatırım, Selçuklu Holding, ve Asus Türkiye gibi prestijli müşteriler bulunuyor. Şimdiye dek sadece Türkiye’ye hizmet veriyorduk ama tüm dünyaya açılmaya başlıyoruz. İlk etapta 3 dil sunacağız ve ilk ikisi tahmin edebileceğiniz gibi İngilizce ve İspanyolca olacak.

Mobil destekli kullanıcı arayüzü var mı?

Var. Hatta geçenlerde yeni özelliklerle geliştirdik ve arayüz tasarımımızı tümüyle yeniledik. Mobil cihazlarda maksimum erişilebilirlik için güncellenen Inbox arayüzü hem duyarlı tema ile tüm mobil ekranlara tam oturuyor hem de önceki sürüme göre iki kat hızlı çalışıyor.

Yeni modül: Tetikleyiciler

Inbox arayüzü sadece görsel yenilikler içermiyor. Aynı zamanda kullanıcının işini kolaylaştırmak amacıyla tetikleyiciler adlı yeni bir modül içeriyor. Tetikleyiciler özelliği ile web sitenize entegrasyon yapmaya gerek kalmadan abonelerinizi ilgi alanlarına göre gruplayabilir ve otomatik çalışan yaşam döngüleri kurgulayabilirsiniz.

Gerçek zamanlı raporlama

Inbox gönderimler sonrasında raporların gerçek zamanlı olarak takip edilmesine olanak tanıyor. Böylece e-posta ile pazarlama yoluyla birkaç saniyede on binlerce kişiye erişim sağlayan marka ve kullanıcıların pazarlama performansını ölçmesini kolaylaştırıyor. Inbox platformu bu bağlamda kullanıcılara özel müşteri temsilcisi atayarak tüm konularda tek muhatap ile tüm sorulara cevap bulmayı ve çözüm getirmeyi kolaylaştırıyor. Inbox kapsamlı hizmet prensibinden hareket ederek sahip olduğu bilgi ve deneyimi kullanıcılarıyla paylaşarak müşteri deneyimini iyileştiriyor.

Kullanıcıya en zor gelen yanı kendi bültenini tasarlamak. Bunu nasıl aşacağız?

Haklısınız. Biz de bu sorunu çözmek için INBOXBrush modülünü geliştiriyoruz. Web sayfamızdan, kendi hesabınızdan kullanacağınız INBOXBrush ile profesyonel e-bültenler tasarlamak artık çok kolay.

INBOXBrush sayesinde tüm e-posta istemcileriyle uyumlu responsive e-bülten çalışmalarını birkaç dakika içinde milyonlarca varyasyon kullanarak hazırlamanız mümkün olacak. Hiçbir kodlama bilgisi olmadan, sürükle-bırak yöntemiyle her sektöre uygun içeriklerle kolayca e-bülten çalışmaları hazırlayıp abonelerinize anında ileteceksiniz.

“Kodlama yok, zaman tasarrufu var”

Aynı zamanda para tasarrufu: Kullanıcı dostu INBOXBrush ile hem zamandan kazanıyor hem de yüksek maliyetlerden kurtuluyorsunuz. Profesyonel grafik programlarını ya da programlama dillerine gerek kalmıyor. INBOXBrush teknik bilgisi olmayan kişilere kolaylıkla profesyonel e-bülten tasarımları hazırlama imkanı sunuyor. Sadece içeriğinizi belirleyin, görsellerinizi seçin, şablonunuzu oluşturun diyeceğiz. İşte bu kasar basit.

Müşterinin işini kolaylaştıran altyapı ve yazılımda en büyük farkınız ne?

Öncelikle müşterilerimize rakiplere göre birçok avantaj sağlıyoruz: 1) Kurulum ücreti alıp giriş bariyeri yaratmıyoruz. 2) Müşterinin elini ayağını bağlayan yıllık sözleşmeler yapmalarını istemiyoruz. 3) Müşterilerimiz Inbox platformunu self servis olarak kullanabiliyor.

Ancak Inbox’ın en büyük farkı, e-posta gönderimleri için tümüyle kendimizin geliştirdiği yazılımın yurt dışı firmalarına bağlı hiçbir plugin kullanmaması. Bu yüzden de e-posta ile pazarlama seçeneklerini Türkiye’deki e-ticaret siteleri için özelleştirebiliyoruz. Oysa e-posta ile pazarlama gönderim hizmeti veren yerli ve yabancı oyuncular yabancı bir firma olan Port25’in PoweMTA adlı bir ürününe bağlılar.

Aracı bir hizmet olsanız da altyapı girişimcisi olarak davranıyorsunuz

Altyapıdan kastınız kendi yazılımımızı geliştirmek ve şirketimize uzun vadeli yatırım yapmaksa evet. Türkiye’nin geleceğinin yerel inovasyonda yaptığını düşünüyorum. Yoksa Batının kaliteli ürünleri ile Doğunun ucuz ve hatta kalitesi gittikçe artan ürünleri arasında sıkışacağız.

INBOX örneğinde, PowerMTA posta gönderim aracısı anlamına geliyor ve arka plandaki e-posta sunucularını yönetiyor. Nitekim bir dakika içinde binlerce veya milyonlarca e-posta göndermek istediğinizde bunu tek bir IP adresiyle yapamazsınız. Bunun için farklı IP adreslerinden simültane gönderim yapan güçlü bir motora ihtiyacınız var. PowerMTA bu.

Üstelik dünyada alternatifi olmayan bir yazılım: Bu yazılımı normalde Windows işletim sistemi gibi lisanslı olarak satın alıp kendi sunucularınıza kuruyorsunuz ve gönderilen e-posta adedi başına sizden para alıyorlar. Öyle ki dünyadaki hemen tüm e-posta ile pazarlama şirketlerinin ortağı Port25. Bu firmalar Port25’e yüzde 20-30 arasında kâr payı ödüyor.

Oysa biz kendi PowerMTA yazılımımızı geliştirdik ve böylece Türkiye’deki e-ticaret sitelerine özelleştirme seçeneklerinin yanı sıra rekabetçi fiyatlar veriyoruz. Bunun için çok özel bir yazılımcıyla çalışıyoruz. Bu spesifik bir iş ve Google veya Linkedin’de arayıp istediğiniz uzmanı bulamıyorsunuz.

Peki neden Türkiye’de başka bir şirket bunu yapmadı?

PowerMTA yeni kurulan ve e-posta gönderim hacmi düşük olan startuplardan oldukça uygun maliyetli fiyatlar alıyor. Bir yazılımcının kendi PowerMTA’sını geliştirmesi de en az 3 yıl alan zor bir şey. Dolayısıyla pek az firma buna yatırım yapmak istiyor. Üstelik yazılımın özelliği gereği bu işi sadece bir kişi yapabilir. 5 kişi de alsanız tek beyinden çıkması gerekiyor.

Büyük firmalar için bile altyapıyı satın almak daha kârlı. Sonuçta günde yüz milyonlarca gönderim yapıyorlar ve Port25 sürümden kazandığı için büyük firmalara çok daha düşük fiyatlar veriyor. INBOX bunu başardı ve müşterilerimize rakiplerinden daha düşük fiyatlarla daha yüksek ileti okunma oranları, ayrıca ek özelleştirme seçenekleri sunuyoruz. Tabii bunun için kendi IP adreslerimizi de yetiştirmemiz gerekiyor.

IP adresi yetiştirmek ne demek?

Tekniğine geçmeden önce şunu söylemek istiyorum: Dijital pazarlamanın en adaletli kolu e-posta ile pazarlamadır. Türkiye’nin en büyük pazar yerleri gibi 5 milyon izinli pazarlama üyesi olan şirketler, milyon dolarları olsa bile, bir günde 5 milyon kişiye e-posta gönderemez. E-posta ile pazarlamada IP ısındırma dediğimiz bir hadise var; yani IP adreslerinizin spam yaymadığını, güvenilir olduğunu Gmail, Hotmail gibi firmalara göstermek, nihayetinde kendinizi tanıtmak zorundasınız. Yoksa spam damgası yer, kara listeye girer ve hiçbir e-posta gönderemezsiniz.

Dikkat ederseniz IP ısındırma dedim, kızartma demedim. Kısacası bir anda gönderdiğiniz e-posta sayısını yavaş yavaş artırmak ve hacmi artırırken temiz ileti göndermek zorundasınız. Bu aylar, hatta yıllar alan bir süreç. Ancak yanlış anlamaya mahal vermeyelim. Burada aslında spamı konuşmuyoruz, çünkü e-ticaret firmaları spam göndermez, oyunun ilk kuralı budur ve biz de öyle varsayıyoruz. Öte yandan, salt temiz mail gönderseniz dahi Hotmail gibi hizmetlerde her kullanıcının günlük ileti gönderme sayısı bellidir. Bunun bir limiti vardır.

Isınmaya şöyle başlıyoruz: Önce kullanılmayan IP adresi alıyorsunuz. Dünyada sıfır IP, hiç kullanmamış IP çok azdır ama biz 1 yıl kullanılmayan IP’ye sıfır IP diyoruz. Öyle ki 1 yıl hiç e-posta göndermemiş bir IP’den ertesi gün 1000 ileti gönderemezsiniz. Dolayısıyla Hotmail’in önce sizin için güvenilir ileti göndericisi geçmişi oluşturması gerekiyor. Bu da aylar alıyor. Örneğin 1 yıl sonra gönde 100 bin gönderim yapabilirsiniz. Ancak gözden kaçmaması gereken bir nokta var: INBOX olarak biz ve bizim gibi firmalar tam da bu yüzden kimsenin spam göndermesine izin veremeyiz. IP itibarımız zedelenir.

Bunun müşteriler için avantajı ne?

Biliyor musunuz, bu iş fiyatları şişmiş taksi plakası gibi bir iş. Hatta o temiz IP’ler paha biçilemez değerde. Yoksa 10 dolara IP alırsınız, ne olacak? Bu nedenle bizimle çalışan e-ticaret sitelerinin gönderdiği e-posta ile pazarlama iletilerinin yüzde 90’ı ister Gmail olsun, ister Hotmail yüzde 90 oranında gelen kutusuna düşüyor. Bu da satış-pazarlamada müşteri bağlılığına dayalı dönüşüm ve tekrar satış oranlarınızın artması demek.

İşte bu yüzden e-ticaret siteleri ve diğer firmalar o kadar ileti gönderiyorum, ama e-postalarımı kimse açmıyor diyorlar. Çoğu firma ben bu işe kafadan e-posta göndererek atılırım, canavar gibi e-posta ile pazarlama yaparım diyor, ama önce IP’lerini ısındırmaları lazım. Inbox işte bu yüzden çok hızlı bir şekilde büyüyor ve bizimle çalışan girişimcilere aynı nedenle büyüme fırsatı veriyoruz.

Spam riskini nasıl önlüyorsunuz?

Biz, müşterilerin listelerinin ne kadarının izinli olduğunu görme gibi bir şansımız yok. Dolayısıyla arada spam gönderimleri olabilir bu nedenle müşteriye bir itibar puanı veriyoruz. Eğer müşterimiz izinsiz listelere gönderim yaparsa gerekli uyarıları sistem kendisine otomatik olarak yapıyor.

İtibar puanı çok düşük olursa sistemimizi kötüye kullanmaya çalışan firmanın hesabını otomatik olarak kapatıyoruz. Ayrıca online abonelik formunda ve panelimizde firmanın spam yapmayacağına dair gerekli onayları alıyoruz. Öyle ki kara listeye alınan firmanın e-posta adresini değiştirmesi yeterli değil. O alan adı üzerinden artık bizden e-posta ile pazarlama gönderim hizmeti alamıyor.

Bu diğer saygın müşterilerimizi etkili bir şekilde korumamızı ve yüzde 90 gelen kutusuna düşme oranını yakalamamızı sağlayan bir sistem. Öte yandan, INBOX ile çalıştığınız zaman info@ adreslerini e-posta ile pazarlama listenize aktarabiliyorsunuz.

Türkiye’deki girişimcilere e-posta ile pazarlama hakkında ne tavsiye edersiniz?

Girişimciliği sadece startup olarak anlamamalarını tavsiye edebilirim. Buna da işportadan örnek vermek istiyorum. New York’un en kalabalık caddelerinden biri olan 5. caddede sosisli satan bir seyyar satıcı insanlara tam iş çıkışında e-posta ile pazarlama yapıyor. Elbette bunlar izinli pazarlamada adama adresini vermiş kişiler. İş çıkışı saatinde ileti kupon kodu ile yüzde 20 indirim alıyorlar.

Size dediğim kişi tam 12 bin kişiye gönderim yapıyor ve amaç önce satış yapmak değil; kendini, markasını müşterilere sürekli hatırlatmak. Sonuçta bir ayda sınırsız gönderim yapmanın bedeli 69 dolar gibi ekonomik ücretler. Bence bu hem e-posta ile pazarlama hem de küçük ölçekli girişimci açısından önemli bir tüyo.

Exit mobile version